tüm yazımı 24.sayfada topladım |
| arkadaşlar pardon bir haftadır giremiyorum araya okul girdi düzelttim incelemeyi(supreme comander) |
|
nevresim seni daha önce görmedim sen yenisin galiba yada benmi yeniyim galiba |
|
Company of Heroes (PC) 2. Dünya Savaşı konulu oyunlardan sıkıldınız değil mi? Ben de çok farklı düşünceler içinde değilim. En son MoHAA: Spearhead ile artık 2. Dünya Savaşı konulu oyunlara elimi sürmemeye karar vermiştim. Ama karşıma Company of Heroes çıktığında bu fikrim bir anda 180 derece tersine döndü. Öncelikle özlediğimi fark ettim. Her anı başka bir hikâye ile dolu bu büyük savaşın, bende uyandırdığı duyguları yeniden hissediyor olmak, bir başka hissettirdi. Oyun hakkında anlatılacak çok fazla detay var. Ama bu yazıda amacım benzerlerine farklılığını ortaya koymak ve aldığınızda sizi nelerin beklediğini anlatmak. Bu sebeple birçok strateji türünde olan ortak noktaları anlatmaktan kaçacağım. Birçoğumuz Relic'in strateji oyunu, Warhammer: Dawn of War'u biliyoruz. Bu türe getirdiği yeni soluk ile birçok oyun severin kalbinde taht kuran firma, aynı oyun tarzını Company of Heroes'a taşımış. Başladığınız andan itibaren oldukça yoğun bir atmosfer içinde geçiyor CoH. Birçoğunuz "Er Ryan'ı Kurtarmak" filmini ve yapımın Medal Of Honor'da nasıl uyarlandığını bilir. Tamamen aynısı olmasa da film yeniden karşımıza çıkıyor. Omaha Sahiline çıkarma ile başlıyor, ardından sahilde bir tümseği havaya uçurup, içerilere doğru dalıyoruz. Bundan sonra konu biraz daha özgünleşiyor gibi. Ama bu seferde karşımıza "Kardeşler Takımı" çıkıyor. Ezbere bildiğim için, özellikle bazı replikleri, ilk defa oynuyor olmama rağmen, birlikte tekrar ettim. Sakın bu sizi sıkıntıya sokmasın. Zira birazdan anlatacağım özellikleri, bunu tamamı ile affettirebilecek seviyede. CoH, render edilmiş sinematikleri unuttuğumuz şu günlerde, ilaç gibi başlangıç videosu ile başlıyor. Ardından nerede ise hiç fark ettirmeden oyunun motoruna geçiyor. Ama o da ne? Oyun motoru ile hazırlanan ara videolar, nerede ise render edilen kadar detaylı ve göze hitap ediyor. Bu etkileyici girişin ardından Alman makinelilerinin altında, güçleriniz birer birer düşmeye başlıyor. Company of Heroes, görsel anlamda afallatacak kadar güzel bir strateji oyunu. İkinci Dünya Savaşı'nı alışık olmadığımız yoğunlukta şiddet sahneleri ile yansıtmakta. Normandiya Çıkartması'ndan savaşın sonuna kadar geçen olayları ele alan Company of Heroes, Er Ryan'ı Kurtarmak filminden bazı ipuçları almış gibi görünüyor. Savaşın vahşeti ile birlikte askerlerin insancıl yanlarını da ele almakta. Zaten birçok 2. Dünya Savaşı oyunu Steven Spielberg'in yapımından etkilenerek hazırlanmıştı ancak Company of Heroes, grafiksel anlamda da benzerlikler taşıyor. Grafik kalitesi ve oldukça gerçekçi sunumu yapımın ayırt edilen özellikleri olarak göze batıyor. Bunun yanında çılgın, iyi tasarımlanmış stratejik ve taktiksel savaşları maçlara taşıyor. Company of Heroes, geniş 2. Dünya Savaşı içeriğini kullanmak yerine son derece detaylı yer savaşı görüntülerine ağırlık vererek geliştirilmiş bir yapım. Olaylar aşırı derecede hızlı geliştiği için refleksleri kuvvetli RTS oyuncularını memnun edecek şekilde hazırlanmış. Oyun 1944 yılında Almanların kontrolü altındaki Normandiya'nın müttefikler tarafından istilası üzerine odaklanıyor, yakın mevziiler arasında geçen piyade ve zırhlı araçlar arasında geçen çatışmalar ağırlıkta. Company of Heroes, romansal kurgusu ile RTS türüne çok yakın gibi görünmemesine rağmen, içine girdiğinizde diğer strateji yapımlarından pek de farklı çalışmadığını görüyorsunuz. Temel yapılandırmadan sorumlu olmak, kaynak sağlamak, farklı askeri güçler için taktiksel komutlar vermek ve düşmanı yenmek için çaba harcamak sorumluluklarınız arasında. Oyunda düzinelerce görevi yerine getirdiğiniz, yeterli genişlikte bir tekli-oyuncu modu bulunuyor. Able Company (Able Bölüğü) askerlerini Omaha Sahili'ne D-Day olarak adlandırılan günde indirmek, kilit kasabalardan ve stratejik noktalardan birkaçına özgürlüklerini kazandırmak, Alman destek çizgisini ve gizli silahlarını imha etmek ve son olarak Fransa'da Nazi'lerden arta kalan savaş makinesini yok etmek gibi görevleri yerine getiriyorsunuz. Birbirine bağlı olan, çeşitli seçenekler arasından belirleyebileceğiniz görevler bulunuyor. Campaing moduna ek olarak, 7'ye kadar çıkartılabilen bilgisayar kontrollü rakibe karşı değişik haritalarda muharebe maçları yapabilir, hatta Relic sunucularına bağlanarak online maçlara da katılabilirsiniz. Oyunumuz, güzel bir tutorial ile başlıyor. Burada oyunun kontrollerine alışacağınız gibi, çeşitli taktiklerinizi rahatlıkla test edebilirsiniz. Açıkçası birçok kişi oyuna başlamadan önce bu seçeneği pek kullanmaz. Ama CoH, timsallerinden biraz farklı bir yapısı olduğu için alışmanız daha doğrusu az kayıpla görevi bitirebilmeniz için bence mutlaka bakılması lazım. Ne kadar tecrübeli RTS oyuncusu olursanız olun, özellikle ilk bölümlerde zorlanabiliyorsunuz. Bunun en önemli sebeplerinden biri iyi programlanmış yapay zekâ. Bilgisayar, saldırıp sizi yenemeyince aynı noktaya farklı şekillerde saldırı teknikleri uyguluyor. RTS oyunlarına aşina iseniz, kaynak kullanımı hakkında bilginiz mutlaka vardır. Company of Heroes'da da, üç kaynak kullanıyoruz. Manpower, Munitions ve Fuel. Bunların her birinin kendine ait kullanım alanları var. Bunları, bölgeleri ele geçirerek elde ediyorsunuz. Örneğin araç üretimi için Fuel bayraklarını ele geçirmeniz gerekiyor. Aynı zamanda ne kadar çok bölge ele geçirirseniz, o kadar çok birime sahip olabildiğiniz için, ilerlerken sadece görev odaklı alanları değil mümkün olan her alanı bölgeyi ele geçirmeniz avantajınıza olacaktır. Kullandığı fizik motoru Havok olup, bunu yüksek kaliteli grafikleri ile birleştirince iyi sistemlere ihtiyaç duyulması kaçınılmaz oluyor. Tabii bu da "iyi bir ekran kartınızın olması" anlamına geliyor. Sadece bu kadarla kalmıyor, yüklü savaş sahnelerinde oyun, makinenizin kasılmasına sebep olmakta. Orta seviyeli sistemlerde detayların birçoğunu kısarak performansınızı artırabilirsiniz. Ama tüm güzellikleri ile oynamak için, patlamaları, ateş, duman, çöküntüleri görmek istiyorsanız iyi bir bilgisayar şart. Ayrıca bölümler arasındaki yükleme süreleri ise oldukça uzun. Kimi zaman delirtebilecek seviyeye geliyor. Yapılabilecek en iyi şey oyun yüklerken gidip içeriden kola falan almak olsa gerek. RPG'lerde bulunan bir özellikte entegre edilmiş. İlerledikçe savunma, hava ve kara kuvvetleri gibi özellikleri geliştirebilmek için bir skill sistemi geliştirilmiş. Bu oyunu kişiselleştirebilmeniz için güzel bir eklenti olmuş. Son olarak seslere bakış atmakta fayda var. Genelde strateji oyunlarında sesler çok özenli olmaz. Ama CoH'un, Warhammer'ın yapımcılarından geldiğini bilenler, oyunun ne kadar özenli hazırlandığını tahmin edebilirler. Özellikle patlama sesleri arasında, diğer çevre birimlerinin sesleri herhangi bir şekilde kaybolmuyor. Ne konuşmalar, ne de araç sesleri patlamalardan etkilenmemiş. Açık söylemek gerekirse bu oyuna puanını verirken hiç zorlanmadım. Aldığı her puanı en sonuna kadar hak ediyor. Özellikle strateji sevenlerden iseniz kesinlikle kaçırmayın. Vereceğiniz her kuruşa değecektir. (merlinin kazani) < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
company of heroes supreme comander ve world in conflict inceleme yapmıştım |
tabii yaramazprens ırk incelemen gene süper eline sağlık Birde birşey diyeceğim; sen bu ırk incelemelerinin hepsini yapınca, ana incelemene ekler misin? En başta inceleme sıralamasında ana inceleme'nin bulunduğu sayfayı veririm sadece, hallolur bu arada sen yenisin hocam ![]() Newresim incelemeler için sağol |
|
Company of Heroes: Opposing Fronts (PC) Not: Company of Heroes Opposing Fronts bildiğimiz gibi ek paket. Yalnız yapımı, Company of Heroes DVD’si olmadan da yükleyebiliyoruz ve oynayabiliyoruz. 2006 yılının Eylül ayında çıkan Company of Heroes strateji dünyasına birçok yenilik getirmişti. Strateji dünyasına devrim niteliğinde birçok özellik getirdi. “Cover” sistemi ve birimler üzerindeki gerçekçi çatışma etkileşimi daha önce hiçbir yapımda göremediğimiz eylemlerdi. Bizi yapıma iyiden iyiye bağlayan ise; yapımın İkinci Dünya Savaşı’nı çok iyi bir şekilde kurgulaması ve kaynak toplama sistemi yerine daha çok stratejiye yönlendiren bir gelir-toprak sistemiydi. Bu daha önce Dawn of War’da da uygulanmıştı. Tüm strateji severlerin gözüne giren, gönüllerinde taht kuran CoH’un yapımcısı Relic firması da bize ek paketi 2007’nin ilk çeyreğinde duyurmuştu. Aslında tam olarak ek paket değil. Nitelik olarak ek paket gibi görünse de yapım CoH DVD’sine ihtiyaç duyulmadan oynanabiliyor. Eğer CoH PC’nize kuruluysa CoH OF’u kurduğunuz taktirde toplam 4 adet orduyu kontrol edebiliyorsunuz. Yani; Alman, Amerikan, Alman Panzer Elite ve İngiliz Ordusuyla toplamda 4 adet oynanabilir ordu oluyor. CoH’u, bir hayli zevk veren Campaign’ini bitirdikten sonra uzun süre Multiplay olarak oynadım. Birçok özelliğiyle rakip yapımların önüne geçen CoH’da büyük bir kitle tarafından ön görülen bir sorun vardı; Denge… Yapımda birimler arasında sinir bozucu, kader değiştirici sorunlar, hatalar mevcuttu. Relic’te hani boş durmadı ve CoH’a sürekli yama çıkardı. Patch’ler oyundaki birçok hatayı düzeltmenin yanında sürekli birimler arasındaki dengeyi değiştirme yönündeydi. 1.71’e kadar dayanmıştı yama sevdası. 1.7 ile DirectX 10 yaması yapıldı. Fakat yama gerçekten çok kötüydü, şöyle ki DirectX 10 modu açıldığında FPS yerlerde sürünüyordu. GF 88xx serisi bile kötü performans veriyordu. Yani kötü bir optimizasyon sorunu vardı. İki ayrı hikaye CoH OF’u açtığımızda karşımıza oynanabilir iki adet Campaign çıkıyor. Biri İngiliz ordusuna diğeri ise Alman Panzer Elite ordusuna ait. Caen cephesindeki stratejik pozisyonu ele geçirmek için uğraşan İngiliz ordusunu ve Operation Market Garden cephesindeki hava indirme birliğini geri püskürtmeye çalışan Alman ordusunu kontrol edebiliyoruz. Ayrıca bildiğimiz Skirmish Mod’da yine mevcut. Grafik ayarlarını yaptıktan sonra Skirmish Mod’a girdim. Amacım birimlerin tümünü görmek, tanımaktı. Bildiğimiz gibi Campaign’lerde Heavy birimler hep sonradan çıkarlar. Gördüm ki, yeni gelen iki ordunun da komut sistemi, gelişme biçimi, kontrol şekli hepten farklı. Özellikle İngilizlerin Mobile sistemi baya değişik geldi. Kendinizi gurbetçi hissettiren bir sistemi var. Sanki orada geçicisiniz. Zaten İngilizlerde oraya indirme yapan birlik niteliğinde olduğu için böyle bir şey yapılmış olsa gerek. Alman ordusunda İngilizlere karşı bariz bir üstünlük var. İngilizler savunma üzerine kurulu bir ordu. Üstelik hareketli birimlerinde tanklara karşı büyük zaafları var. Yani bu kadar güçlü tank birliğine sahip Alman Panzer Elite ordusuna hareketli birimlerinizle karşı koyamıyorsunuz. Ağır toplar, Cannon’lar mevcut. Almanları üstünüze çekip vuracaksınız. Tanklarına baktığımızda Stuart, mini tarz tanklar mevcut. Seriler, ama konserve tanklar. İki Panther topuyla teneke oluyorlar. Üstelik erlere karşı 1 hasar gibi komik rakamlara sahipler. Gönderiyorsunuz 3–4 tane, bir parça askeri yarım saatte vuramıyorlar. Almanlarda ise istediğiniz işi yapabileceğiniz birimler var. CoH’da Almanlarda büyük bir Artillery ve hava gücü noksanlığı vardı. Yapabildiğimiz sadece “Firestorm” lakaplı şarapnel atmaktı. Panzer Elite’de ise uçak çağırma(Araçları vurabilen bir uçak çağırabiliyorsunuz), artı uzun menzilli Hummel Artillery 150 mm’lik top atan bir aktif(Hareketli) tank çağırabiliyorsunuz. Bunun yanında Headquarters’dan çıkan askerimiz çok iyi Upgrade’lere sahip olmanın yanında tamirci özelliğine de sahip. Tanklara baktığımızda seçtiğimiz Commander Section’a bağlı olaraktan iki adet Panther, Jagdpanther, Hetzer gibi tankları çağırma hakkına sahibiz. Hani Panzer Kommand’dan çıkan tanklarımız da kötü değil. Tank Destroyer adı altında bir canavar var. Neredeyse AT kadar Range’e sahip. Üstelik Special Ability’de sabitleme var. Tankı sabitliyorsunuz, daha seri ve isabetli atış yapıyor. Bunun yanında Almanlarda bir rütbe atlatma bonusu var bu da çok etkili, tanklarınız savaş esnasında vurduğu birimler doğrultusunda tecrübe puanı kazanıyor ve siz bunları saldırı bonusuna ya da defans bonusa dönüştürüyorsunuz. Evet, açıklamalarım doğrultusunda görüyoruz ki İngiliz Birliği, Panzer Elite karşısında biraz ezik kalmış. Hatta birazdan daha fazlacık ezik kalmış. İlerle Birkaç Skirmish maçı çevirdikten sonra Campaign’lere yöneldim. Üst paragrafta birimlerden çok söz ettiğim için direk senaryolara geçiyorum. Doğrusu ek paketin Campaign bölümleri bana CoH’daki kadar zevk vermedi. Çok basit ve heyecansız görevlere tanık oldum. Ne İngiliz ne de Panzer Elite Campaign’i beni açmadı. Ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim yine zevkle oynanası, CoH heyecanını yaşatan, atmosferin üst seviyelerde seyrettiği anları yaşadım tabii ki. CoH gerçekten çok farklı zevkli oynanabilirliğe sahip, yani bu yapımda kendinizi tamamen stratejiye odaklıyorsunuz. Askerlerinizin yaşaması sizin elinizde; onları başıboş bırakırsanız düşmanın hezimetine uğruyorlar. Piyonları iyi kontrol etmeli, iyi korumalısınız. Special Ability’lerini gerektiği gibi kullanmalısınız. Örnek veriyorum ağır bir MG42 ateşi altında İngiliz komandolarına sis bombası attırırsanız MG42’nin görüş açısını kesersiniz ve onların arkasına dolanıp onları beklemediği şekilde vurabilirsiniz. Bunun dışında dikkat çeken stratejik şeylerden bahsetmek gerekirse; tanklarda bildiğimiz gibi ön taraf daha sağlamdır, arkası ise onların açıklarıdır. Onları arkadan vurursanız daha fazla hasar verirsiniz. Bilmelisiniz ki tanklarınızın önünü, gelen ateş yönüne doğru çevirmelisiniz. Dikkat ederseniz gelen AT ya da tank topları sağlam zırhlı tanklarımızın önünden bazen sekerler. Bu sekme aracımızın az hasar alması anlamına geliyor. Bu kadar ders yeter herhalde. Düzeltilen hatalar Grafikten fazla söz etmek istemiyorum; bildiğimiz CoH grafikleri. Biliyoruz ki çok sağlam bir grafik motoruna sahip CoH. Yenilik olarak dinamik hava koşulları var. Bir anda yoğun yağmur yağabiliyor. Şimşek çakıp etrafı aydınlatabiliyor. Atmosfer de hep üst seviyelerde seyrediyor. Ek pakette CoH’tan aşağı kalır hiçbir fiziksel ya da grafiksel eksiklik yok hatta daha iyisi var. Örnek veriyorum CoH’ta askerlerimizi “Retreat” yapıp kaçırıyorduk hızlı koşularında bariz hatalar oluyordu askerler bir yerlere takılıyordu, ara sıra kontrolden çıkıyordu. Bu hata düzeltilmiş. Yani daha kontrollü bir topuklama sistemi yapılmış. Seslere dikkat ettiğimizde yine muhteşem seslendirmeler var. Harika silah, tank, top, patlama sesleri. Oyunda atmosferin üst seviyeler çıkmasına neden olan etkenler bunlar. Bazı ayrıntılar da eksik edilmemiş, mesela bir ağır makineliye “zoom” yaptığınızda merminin yere düşme sesini bile yapmış CoH: OF yapımcıları. Son paragrafta söyleyecek sözler ise pozitif yönde diyebiliriz. Yeni ordular CoH’ta alıştığımız; alışıldık sisteme sahip değil bu belki bize farklı gelebilir. Ama OF gerçekten iyi bir ek paket olmuş. Birçok beklenmedik şeylerle karşılaşsak ta alınası, oynanası bir ek paket olmuş. Herkese iyi oyunlar. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
![]() ![]() ![]() |
tamam ya bu arada bende diğer sitelerden kopyala yapıştır yapabilirmiyim |
tabii, sen bilirsin. İsterse alıntı yapabilirsin |
![]() |
hep copy-paste yapıyorum ayıp olmuyor demi(kendim düzgün inceleme yapamam) |
isteyince herşey olur bak bana |
|
geldim, işte yine burdayım.topicteki tüm kardeşlerime selamlar... Call to Power II < Resime gitmek için tıklayın > Activision...Eminim bu isim FPS oyuncuları tarafından ezberlenmiştir artık.Hatta bazı FPS severler, Activision'ın sadece FPS türünde oyunlar çıkarttığını zannedebilirler.Ama Call to Power II'in bir efsane olduğunu düşünürsek durumun hiç te öyle olmadığı kanısına varabiliriz.Call to Power daha önce, Civilization adı altında piyasa sürülmüş olan Civilization:Call to Power oyununun devamıdır.Şimdi, "Activision ile Civilization ne alaka kardeşim?!" diye sorabilir, şaşırabilirsiniz.Hemen açıklayayım...Civilization: Call to Power, bilindiği gibi Sid Meier'in efsane sıra tabanlı strateji oyunudur.Fakat bu isim daha sonra Activision tarafından satın alındı.Ayrıca Sid Meier'in ünlü serisinden ayırt edilebilmesi için oyunun adının başındaki "Civilization" ibaresi kaldırıldı.Oyun daha da geliştirildi, yeni özellikler eklendi ve Kasım 2000'de strateji severlerin karşısına çıkarak patlama yaptı!... < Resime gitmek için tıklayın > Call to Power II, bahsettiğim gibi milattan önceki devirlerden başlayıp 2000'li yıllara kadar uzanan bir atmosferde oyunun kontrolünü tamamen size bırakan bir strateji oyunu.Oyun anlaşılamaz gibi görünse de tam bir oynanabilirlik harikası.Türkler, Çinliler ve Moğolların da içinde bulunduğu birçok ulusu kontrol edebilmenizi sağlayan CTP II, bu uluslara özel yapı tipleriyle de kendini gerçekten sevdiriyor.Oyuna başlamak istediğinizde sizi önce güzel tasarlanmış bir anime kısa film selamlıyor.Sonrasında oyuna campaign mi yoksa random map modundan mı devam edeceğinize siz karar veriyorsunuz.Campaign modunda Büyük İskenderin de seferlerinin bulunduğu birçok sefer var.Random map modunu seçtiğinizde karşınıza birçok ulusun sıralandığı bir liste çıkıyor.Her ulusun kendi özel kişileri de oyuna eklenmiş.Üstelik ayrı ayrı, kadın ve erkek olarak!Diyelim bir ulusu seçtiniz ve oyuna başladınız.Önce size sadece bir şehir yapma hakkı veriliyor.Lakin siz daha sonra "settler" birimiyle daha fazla şehir kurabilirsiniz.Siz şehirinizi kuruyor ve binalar ve askerler oluşturmaya başlıyorsunuz.İyi işler çıkardıkça ve yeraltı kaynaklarından yararlandıkça altınlarınızı artırabiliyorsunuz.İşçi sayınızı artırdıkça da binaların kurulum süresini azaltabiliyorsunuz.Bu arada oyundaki ilk göze çarpan yenilik diplomasi.Yani diğer ülkeler ile müttefik yada düşman olabiliyor, ambargolar yapabiliyorsunuz.Harita üzerindeki devletler oyunun başlangıcında sizlere müttefik olmak istediklerini belirten mesajlar gönderiyorlar.Oyunun başlarında onlarla dost olmak en akıllıcası.Çünkü bu devletler de kimseye haber vermeden size saldırabiliyorlar.Oyundaki amaç tüm dünyayı zaptetmek.Tabii bunu yapmaya çalışırken size sadece düşman devletler saldırmıyor.Barbar savaşçılar sürekli şehirlerinize saldırıyor.Ayrıca oyuna ülke sınırı yeniliği getirilmiş.Yani müttefikiniz olan bir ülkenin sınırlarında dolaşmak pek sorun teşkil etmiyor.Fakat bir düşman ülke sınırlarında dolaşıyorsanız önce size sınırlarından çıkmanızı rica eden mesajlar gönderiyorlar.Siz çıkmadıkça mesajlar sertleşiyor.Sonunda da düşman ordusunu karşınızda buluyorsunuz.Savaşlar da sıra esası ile yapılıyor.Ordular sırayla birbirlerine saldırıyorlar, kaybeden ordu haritadan siliniyor.Bu arada savaş sırasında savaşı kaybedeceğinizi anlarsanız çekilebilirsiniz.Fakat bilgisayarın yönettiği oyuncularda böyle bir özellik bulunmuyor.Bir açıdan bilgisayara karşı yaptığınız savaşlarda avantajlı olan taraf sizsiniz. < Resime gitmek için tıklayın > Ayrıca şehrinizin yiyecek, eğlence vb. ihtiyaçlarını karşılamak ta size kalıyor.Eğer herhangi bir şehrinizdeki insanlar açlık çekiyorlarsa bu da size bir mesajla bildiriliyor.Eğer sorunu gidermezseniz "Şehriniz bir turn sonra yokolacak" diye bir mesaj alıyorsunuz.Bu tür durumlara düşmemeniz için şehir etrafına bol bol tarla yapmanızı öneririm.Evet, bina ve asker oluşturmanın yanı sıra topraklarınızı işlemek te size bırakılmış durumda.Ayrıca çok çeşitli bina ve asker tipleri var.M.Ö.'ki yüzyıllarda binalar sadece tapınak, kule, sur ve ambardan ibaretken 2000'li yıllara geldiğinizde şehirlerinize mahkemeler, hava limanları, sinemalar kurabiliyorsunuz.Bu arada nüfusunuz da sürekli artışa uğruyor.Bu bina tiplerinin yanında yeni askeri birimler de oluşturabiliyorsunuz.Başlangıçta sadece okçu ve piyade çıkarılabilirken, teknolojiler ilerledikçe havada giden büyük tanklar, denizaltılar, jet uçakları çıkarılabiliyor.Tabii bunun için gerekli teknolojik adımları da siz atıyorsunuz.Önce yazıyı buluyor, yeni tarım şekilleri geliştiriyor ve maden çıkarma tekniklerini keşfediyorsunuz; daha sonraları da askeri stratejiler geliştiriyor, barutu ve kağıtı icat ediyor, hatta devlet şeklinizi düzenleyebiliyorsunuz.Bunlardan ayrı olarak Çin Seddi, Elektrik, İnternet gibi buluşları ilk siz dünyaya duyurabiliyorsunuz. < Resime gitmek için tıklayın > Oyunun oynanabilirliği bahsettiğim gibi harika.Grafik olarak istedğinizi alamayabilirsiniz.Çünkü oyun tam bir 2D strateji oyunu.Ayrıca harita tipleri de çok çeşitli ve ilginç.Mesela; harita üzerinde çeşitli yerüstü ve yeraltı kaynaklar bulunuyor.Siz de bu kaynakların üzerine şehrinizi kurarak şehirlerarası ticaret yapabiliyorsunuz. Call to Power II, bir 3D strateji-severseniz istediğinizi pek alamayacağınız, ama "Strateji olsun da isterse MS-DOS oyunu olsun." diyenlerdenseniz istemediğiniz kadar eğlenebileceğiniz bir strateji oyunu.Tüm strateji tutkunlarına tavsiye ederim... < Resime gitmek için tıklayın > |
vayy, SVGA geri dönmüş güzel bir oyun ve inceleme ile, hoşgelmişin Civilization'a çok benziyor bu oyun(haliyle) |
ben niye idolün değilim? :P Age of 3 Asian Dynasties incelememle döverim sizi ![]() :P |
|
@yaramazprens arkadaşımızın 15 Şubat 2008; 0:45:52 tarihli, The Lord Of The Rings Middle Earth 2 başlıklı incelemesinin değerlendirmesi: guzel bir yazı olmuş.fakat sadece oyunun modlarından bahsetmen ve skirmish modunu "burayı anlatmaya fazla gerek yok herkes biliyordur herhalde�" şeklinde bir cümleyle geçmen pek iyi olmamış.skirmish'teki harita tiplerinden vs. bahsedebilirdin.unutma ki incelemeni okuyan biri bahsettiğin oyunu hiç duymamış olabilir.nfs carbon olayına gelince, herhangi bir strateji oyunu tanıtırken bir yarış oyunundan örnek vermeni biraz garipsedim.fakat yazına farklı bir hava katmış, hoş olmuş.resimleri de biraz daha bol koysaydın, oyunu hiç oynamamış kişiler, incelemeni okurken oyun hakkında biraz daha fikir sahibi olabilirlerdi.ayrıca senaryolar hakkındaki bilgiler de malesef eksik kalmış.hangi senaryoda hangi ırkı kontrol edebileceğimizi belirtseydin verdiğin bilgiler daha doyurucu olurdu. bunun dışında yaptıgın oyuniçi ırk tanıtımları gerçekten güzel olmuş.esprilerin tanıtımlarını çok güzelleştirmiş. incelemelerinde başarılar dilerim kardeşim... |
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle