Olaya soyle bakalım. Asıl guc kısmı subwoofer dır. Yani o bilesende en yuksek amperi ve voltajı subwoofer hoparlorune baglı kablo yuklenir. Subwoofer kablosu ve ampliside aynı unitede birliktedir ve mesafesi cok kısadır. 50 cm den bile azdır muhtemelen. Ureticide uygun kalınlıkta kullanmıstır. Uydulara gelirsek onlar sandıgınız kadar guclu degiller zaten. Oyle agır bir yuk yok kabloların tasıyacagı. uydulardaki hoparlorlerde oyle detay ses veren bilesenler degiller bu farkı gosterecek kadar. Yani siz uydulara 1000 usd lik kablo da baglasanız, 10 usd lik kabloda baglasanız farkı size yansıtacak detayda degiller. Sizin sorununuz muhtemelen birlesim yerleri ve oksitlenmedir. Normal kosullarda belli periyotlarda kablo uclarını alkolle silmeniz yada oksitlendi ise kesip sıyırmanız gerekir. OFC kablolar bu konuda dayanıklıdır. Uygun fiyatlı OFC kabloda kullanabilirisiniz. Gidipte ev sinema sistemleri icin kablolara oyle yuzlerce dolar vermeyin. Teknosada vb yerlerde AR nin OFC kabloları var gayet kaliteli ve uygun fiyatlı mesela. |
@ikaharal açıklamalar için çok teşekkürler. |
merhaba ben 5 yıldır hi fi sistem dinliyorum fikrim amfide marantz 7001 ve üst modelleri vye denon modelleri olabilir hoparlörde klipsch tek gecerim focal ve difinitifte olabilir |
Kablolar hakkında bende bildiklerimi paylaşayım. Elektrik iletebilmek için iletken bir malzeme kullanılır. Bunlar hepimizin bildiği gibi demir, alüminyum, bakır, prinç, fosfor bronz,gümüş, altın vs vs. dir. Bunların hepsiyle elektrik iletebiliriz. Her iletkenin bir direnci vardır.1828 yılında George Simon Ohm tarafından bulunan OHM yasasıyla ifade edilir. Elektrik akımı iletkenin iç yüzeyinden geçerse pek çok engelle karşılaşır ve en kolay yolu tercih ederek iletkenin yüzeyinden ilerler. İletkenin özdirenci ne kadar düşükse akımı o kadar iyi iletecektir. 1 mm çapında bir iletkeninin akımı ileteceği yüzey iletkenin çevresi olduğundan geçirebileceği akım bellidir (Her iletken için tabiki ayrı) . Örneğin tek damarlı NYA kablolar. Eğer 1 mm kesitten biraz daha fazla akım akıtmak isterseniz tek damarlı bir kablo yerine birden fazla kesit kullanarak çok damarlı bir TTR kablo kullanmanız gerekir. Örneğin 0,1 mm kesitinde 10 adet iletkeni bir arada toplar bir kablo yaparsanız daha fazla yüzeye sahip daha çok akıtabilen fakat birz daha pahalıya mal ettiğiniz bir kablonuz olur. Örnek olarak akü kabloları 500-600 amperi ancak çok damarlı kalın olan kablolar akıtabilir. Kablo boyu arttıkça direnç de artacağı için bir kabloda belirli bir akımı geçirecekseniz mesafeyi arttırdıkça kablo kalınlığınıda arttırmanız gerekecektir. Hal böyle olunca nerede kaç mm kesitli bir kablo kullanacağınızın hesabını yapabilmek için geçecek akımın şiddetini, gerilimi, mesafeyi, ne tür bir akım ileteceğinizi, frekansını ve ne kadar kayıp yaşayacağınızı varış noktasında ne kadar gerlim ve akıma ihtiyaç duyduğunuzu bilmeniz gerekmektedir. Şimdi hoparlörümüze elektrik akımı göndermek istiyorsak kablomuz ne kadar ince ise o yüksek direnci olacak ve kayıplar söz konusu olacaktır. Keza kablo boyu ne kadar uzunsa direnci o kadar yükselecek ve bize kayıp olarak dönecektir. 20 Hz -20.000 hz arasında olduğu kabul edilen ses dalgaları için her frekansın iletken direncine davranışı da farklıdır. Hatta yüksek frekanslarda kabloyu tam 90 derece döndürmek ile radyus (derece) çizerek döndürmek bile fark yaratacaktır. Bu kayıpları en aza indirmek için iyi bir iletkene, mesafeye bağlı olarak kesite, yüzeyinin oksijenle temasında okside olmaması için kablo iletkeninin buna dayanmasına ve gerekiyorsa hava ile temasının kesilmesine, kablo papuçları, klemenslerinde iyi bir kaplamaya ihtiyaç duyulacağı aşikardır. Bu detaylara dikkat edildikçe maliyetin artacağı aşikardır. Bu nedenlerden dolayı nasıl bir sistem kuruyorsanız ona göre bir kablo seçmelisiniz. Yukarıda bir arkadaşımızın dediği gibi sisteminizde dengeyi koruyun. Belirli frekansları verme yeteğinden yoksun olan bir anfi ve hoparlör arasında saf altından yapılmış akü kablosu kalınlığındaki bir kablo ne kadar gereksizse kusursuzluk aranan bir sistemde de kablonun kesiti iletken cinsi sarım yönü vs vs çok önemli olacaktır. Ne kadar köfte o kadar ekmek diyeceğim. ![]() Sevgi ve Saygılarımla |
Bu kablo işi epey bir uzmanlık alanıymış meğer, söylendiği gibi psikolojik yönünün olduğuna dahi inanırım, bu arada herkese merhaba siteye yeni giriş yaptım ben de bu dertten muzdarip olduğum için hemen yazayım dedim, yaklaşık bir hafta kadar önce 20-25 yıllık sony müzik setimi emekli ettim yeni bir sistem topladım kendime, Amfi; Pioneer sx-20-k, hoperlörler ise JBL Studio 230... Sx-20-k, 8 ohm'da 100+ 100watt üretiyor kablo olarak 1mm den fazla olmayan Her biri 6,5 metre :) olan eski setimin kablolarını kullandım...fakat buna rağmen mükemmel yumuşaklıkta baslar çok fazla olmasa da dengeli bir tiz ve o güne kadar müzik dinlememişim dedirten bir akustiği vardı, taaa ki kabloları kısaltıp 2'şer metreye düşürdükten ve kararmış gibi görünen hatta yer yer oksitlenen bağlantı uçlarını bıçakla sıyırarak parlatıp bağlayana kadar... Şimdi ise sanki o güzelim baslar gitti yerini daha yüksek frekanslara bıraktı, akustik de bozuldu, baaannemin radyosu gibi ses çıkarıyor sanki, sizlere sorum şu: Bir arkadaş elektrik akımının kablonun yüzeyini tercih ettiğini söylemiş eğer öyleyse acaba bu fark o yüzeyi sıyırdığım için ya da kabloyu kısalttığım için olabilir mi? Bu gibi konularda çok titiz biri olmama rağmen paranoyak oldum adeta, acaba yanlış birşey mi yaptım diye sürekli flash back yaşamaktan. :) |
Kablonuzun markası ve modeli nedir? |
Kablom da bir o kadar eski, kısacası uyduruk bir kablo, marka ya da modeli yok nereden aldığımı bile hatırlamıyorum, içindeki teller yer yer oksitlenmiş aşağıdaki adresten yeni bir kablo sipariş verdim 10 metresi 50TL 2,5 mm, onun da çok iyi bir kablo olduğunu düşünmüyorum ama bundan iyidir herhalde, topladığım sistemden çok memnunum ama dediğim gibi kabloyu kısalttıktan sonra birşeyler oldu sanki ama bugün daha iyi gibi bir türlü anlayamadım eski setimi de bazen bugün odun gibi ses çıkarıyor deyip kapattığım oluyordu, sanıyorum şebekeden gelen elektriğin frekansı da düşüyor zaman zaman, belki de bir ups almak gerekebilir. http://www.hepsiburada.com/liste/sevtel-2-x-25-mm2-10-metre-hoparlor-kablosu/productDetails.aspx?productId=otm99y5008&categoryId=261275 |
Basslar gitti yazmışsınız. Hoparlörlerden birine + ve - ters bağlamış olabilir misiniz? |
Yok ters değil, baslar gitti derken eskisine göre biraz daha az ama tamamen gitmiş değil örneğin ilk aldığımda bası sonuna kadar dayadığımda (+14) fazla geliyor ve en azından +8 ile +10 seviyelerine getiriyordum şimdi neredeyse aynı bası +14 de veriyor, sadece amfinin yerini değiştirmek için kabloyu kısalttım, dediğim gibi de bakır telin kararmış kısımlarını bıçakla sıyırıp parlattım, eğer bundan değilse acaba kısa devre falan mı yaptım bağlarken diye şüpheleniyorum, çünkü cihazın çıkışlarına kablo bağlantısını yaptıktan sonra kablonun diğer uçlarının çıplak olduğunu farkettim, kabloyu sararken bir an birbirine değmiş olabilir diye şüphelendim bir ara ama cihaz hem kapalı hem de fişi prizden çekmiştim, bundan olabilir mi acaba? Benim bildiğim çıkış yansa hiç ses gelmez. |
Bir çok amplifikatörde kısa devre koruması mevcut sizin kullanmış olduğunuz amplide sanırım kısa devre koruması olması lazım sorun farklı bir yerde büyük ihtimalle |
Bakalım sipariş ettiğim kablo bir gelsin ancak öyle anlayacağım herhalde teşekkür ederim ilginiz için. |
Evet sipariş ettiğim kablo geldi, hem 2,5 mm hem de epey sert olduğundan bağlantıları yapmakta biraz zorlandım, kolonları birbirine yaklaştıracak yerim olmadığı için mecburen üçer metre kablo kullandım, özetle şöyle söyleyeyim herhangi bir fark göremedim, Sıralayacak olursam: 1)- Bu iş biraz psikolojik gibi, meselâ bağlantı da bir yanlış mı yaptım ya da cihazın yerini değiştirirken bir zarar mı verdim gibi evhamlara kapılırsanız seste problem varmış gibi algılıyorsunuz tıpkı kabloya çok para verdikten sonra sesin güzel gelmesi gibi. :) 2)- Bana göre ondan da önemlisi hatta asıl nedeni şebeke geriliminde oluştuğuna inandığım dalgalanmalar... Günün değişik saatlerinde şebekeye olan farklı yüklenmelerin valtajda ve/veya frekansında yarattığı değişim cihazın beslenmesini etkiliyor gibi bu da sesin kalitesine yansıyor sanıyorum çünkü benim emektar sony setimde de aynı farklılıkları hissediyordum, aynı gün içinde dahi sesi farklı algılamam buna işaret ediyor sanki. Meselâ hiçnbir değişiklik yapmadığım halde bu sabah sesini beğenmezken akşam saat 5-6 gibi çok daha güçlü vuruyordu basları, halâ da öyle o nedenle hangisi uygun olur bilemiyorum araştırmak gerekir ama ya bir voltaj regülâtörü ya da bir güç kaynağı kullanmak gerek diye düşünüyorum. Bir de aklıma gelmişken ses seviyesi ile ilgili bir soru sormak istiyorum sizlere: benim cihazda ses ancak 10 ya da 15 seviyelerinden sonra anlamlı bir duyulabilirliğe ulaşıyor, 20 ile 30 arasında güçlü ama çok rahatsız etmeyen bir ses alıyorsunuz 30ile 40 arasında ortalık bayağı bir sarsılıyor 40 dan sonrasını da deneyemiyorum komşular kapıya gelir diye... Merak ettiğim bu 10-15 e kadar olan arada sesin çok fazla açılmaması normal midir? çünkü benim recevier 100 + 100 Watt, hoperlörlerin herbiri için maxsimum önerilen amfi gücü 150 Watt acaba 100 watt az mı geliyor!.. 130 watt lık bir amfi alsaydım seste daha erken açılmayı sağlarmıydı diye düşünüyorum zaman zaman da o nedenle soruyorum. |
+ olarak ben beynimizin ve kulaklarimizinda bu ses degisikliklerindeki en buyuk etken oldugunu düşünüyorum. |
Çok haklısın, arabayla yolculuk yapanlar bilirler yüksek rakımlı bir yere çıkılırken kulak tıkanır sonra kendiliğinden açılıverir, zaman zaman kulaklarda hava basıncı değişikliklerinden ya da boyun kaslarındaki yorgunluk ve sertleşmenin, kulağın basınç dengesini sağlayan öztaki borusunda yarattığı aynı çeşit tıkanmalar olabiliyor kulakta, meselâ bende sık sık olur, burnumu sıkıp yutkunduğumda bir anda açılıverir, doğrudur o da etkili olur, bunu hiç hesaba katmamıştım. |
Yazanların kafası hep pırıl pırıl ne güzel 😊 |
Hayır bu kablolar daha cok hifi ve hiend urunler icin yapılıyor. Sinema degilde daha cok muzik sistemleri icindir. Bu stereo sistemler cok yuksek kaliteli bilesenlerden olustugundan kablolardaki farklarda hissediliyor.
Sizin sorunuza gelirsek sonucta elinizdeki multimedya sistem. Daha cok abartı bas ve efektler icin yapılmıs. Yani muzik dinlemek icin tasarlanmamıs aslında. Muzik dinlemek icin full range calısan dengeli kabin ve stereo ampli alırsanız bu bahsettiginiz seyler olmaz. Zaten 5500 ureticileri en uygun kabloyu kullanmıstır. Sinema sistemlerinde subwoofer lar patlamalar, uguldamalar, carpısmalar seklinde daha cok duyulan degilde hissedilen frekanslarda calısırlar. Bu yapısı ile muzik dinlerken rahatsız edici bas ses cıkar bu sefer. Bazı ureticiler muzikte bu dengeyi korumak icin ozel islemci kullanır. Ama yinede tam anlamıyla basarılı olunmaz. Yine sinema sistemlerinde oyle detaylı mid seslere gerek yoktur. Caz, klasik, vocal, akustik turu muzik dinlenmesi dusunulmez amac efekttir. Sub+uydu sistemler full range calısmadıgı icin muzikal kalitesi olamazda zaten.
Baslarınız asırı ugulduyorsa yerini ve pozisyonunu degistirerek bu etkiyi azaltabilirsiniz. Mesela kosede ve port duvara dogru ise dB acısından max kazanclı konum olacaktır, dogal olmayan bas sesler cıkacaktır. Port u oda icine dogru yonlendirin bu etki azalacaktır. Koselerden biraz daha uzaklastırın daha dogal ses cıkmaya baslayacaktır. Hatta portu kapatırsanız bas sesler iyice yumusar. Hifi ve hiend de speaker asla koselere ve duvara yakın konulmazlar. Cunku suni bir bas ses cıkar.
Bu isin aslı sinema icin ayrı muzik icin ayrı sistem kurmaktır. Cunku altyapılar ve hizmet konusu farklıdır. Yoksa bir sekilde bir yerden odun vermeniz kacınılmazdır. Basit bir ornekle fotograf makinası iyi video cekemez, video camerada iyi fotograf cekemez cunku altyapılar farklı. Araba ile kamyon 4 tekerdir ama hizmetleri cok farklıdır.
Saygılar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ikarahal -- 7 Mart 2007; 13:02:06 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle