zaten mandasındayız (siyaset zaman (süreç) ile alakalandırılmasın lütfen parti gözetmeden örnekler veririm) |
| Tabii ama resmi olarak girmiş olsaydık gelecek nasıl şekillenirdi, onu soruyorum. |
Bu konu hakkinda kimsenin kesin konusabilecegini sanmiyorum, yazicaklarimiz tahminden oteye gitmeyecektir |
| Öncelikle mandayı Amerika hiç bir zaman istememiştir. Japonya gibi savunmamızı üstlense fena olmazdı. Şunuda merak ediyorum Amerika başkanı deseki herkes istediği gibi yaşayacak, gelir alt gruplara kaydırılıp ortalama asgari ücret 2bin dolar olacak, savaşlar sona erecek insan olduğumuzun farkına varılacak gibi teklif olsa düşünceniz ne olurdu. |
|
amerika çok miktarda askerini ülkemizde bulundururdu.özellikle güneydoğuda. oraya kendi denetiminde özerklik verirdi."kendi dilinizi bol bol konuşun ve öğrenin, öğreninki türkiyenin diğer bölgeleri ile irtibatınız kopsun ve benim kucağımda oturun.kendi dilinizde ama benim istediklerimi okuyup yazın" derdi kıbrıs adası yunan adası haline gelirdi.bildiğiniz gibi amerika türkiyeye ambargo uygulamıştı bu yüzden.manda altında müdahale söz konusu olmayacağı için kıbrıs yunan ve AB egemenliğine girmişti.belki amerika kıbrıs adasında kuzeyde üs olanağına kavuşurdu. egede denize girmek için yunanistandan izin almak zorunda kalırdık farklı şeylerde olabilir tabiki.ege adaları yunan değil ABD adasıda olabilirdi. tarihçiler daha sağlıklı bakabilir olaya. |
Yaşama amacımız zaten rahat bir yaşam sürmek.Bunun nasıl olduğu önemli değil.İnsanlığı rahat yaşatacak olsa her türlü yöntem olur.Ama bu dediklerimiz asla gerçekleşmeyecek şeyler olduğundan bu konuda konuşmak çok saçma.Dünyada benciller,sadece kendini düşünenler oldukça bağımsız devletler oluşturularak belli bir dengenin sağlanması gerekiyor. |
|
Bir ''Genel Vali'' olurdu dominyonlar gibi. Dünyanın çeşitli yerlerinden toplanan insanların yerleşimi için kullanılırdı. Dicle/Fırat aarası yahudilere, doğu Ermenilere bırakılırdı. Sahil kısımları, bir zamanların Lübnan'ı ve şimdinin Monaco'su gibi olurdu. Kanada kadar zengin bir halk olurdu. Bu varsayım kısmıydı. Gerçeğe bakacak olursak; amerikan güdümlü, vehhabi arab kırması bir müstemleke olarak nitelendirilebiliriz aslında... |
| Türkler devamlı amerika ile savaş halinde olurdu diye tahmin ediyorum... |
|
Irak, Lübnan, Mısır gibi ülkelere bakmak fikir verir aslında. 1936 ya kadar mandater devletti Arapların çoğu. En son Mısır 1956 da tam bağımsızlık kazandı.(tam denemez ya neyse!) Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının ATATÜRK zamanında kurumsallaştığı, uçak bile yapabilmiş olmamız gözönüne alındığında ve bu dönemdeki kurumsallaşmanın bugünkü gelişmişliğimizin temeli olduğu düşünüldüğünde Mandacıların kazanmış olması durumunda bugünden çok daha geride olacağımız sonucuna ulaşırız. Mandaterlik bir ulusu geliştirmiş olsaydı herhalde en gelişmiş İslam coğrafyası Pakistan olurdu. En uzun süre sömürge olarak yaşayan İslam coğrafyası orasıdır. Her üç Pakistanlı'dan biri iyi derecede İngilizceye vakıf olmasına karşın Pakistanlılar bizden çok daha geridir. |
| Abd mandasına girip maaşı USD olarak alacağıma İngiltere mandasına girip maşı pound olarak almayı tercih ederdim.. |
Aynen hocam. Biraz araştırırsanız ABD mandasına girenin perişan olduğunu İngiliz himayesine giren ülkelerin çoğunun kalkındığını görürsünüz. |
|
Mandaterlik ile yeni emperyalizm karıştırılıyor gibime geliyor. Bir bölgenin yönetiminin fiilen başka bir devlete bırakılmasıdır manda yönetimi. Türkiye Cumhuriyeti hiç bir zaman mandaterlik olmamıştır. Eski emperyalizmden yeni emperyalizme geçiş yönetimidir Yeni emperyalizm yerel işbirlikçi unsurların yönetime getirilmesi ile gerçekleşir. Emperyalizmin bir bölgeyi kalkındırması asla beklenemez. Böyle bir şey emperyalizmin varoluşuna aykırıdır. Ne ABD, ne İngiltere, ne de Fransa hiç bir dünya coğrafyasını geliştirmemiştir. Aksine sömürgenin geri kalması için her şeyi denerler. Güney Kore ve Tayvan'a bakıp, buraları geliştirmiş olmasından genellemeye gidilemez. Buraların geliştirilmiş olması Çin'i sıkıştırmak ve Uzakdoğu'ya egemen olmak içindir. Sadece Rusya sömürge sahalarını biraz geliştirmiştir. O da kendi ülkesi saydığından dolayı bunu yapmıştır. |
|
İstiklal Marşı yazılmaz, bu ezanlar duyulmazdı... Ve o mısralar hiç okunmazdı: Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli: Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli- Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. |
Katılmamak mümkün değil. |
|
bu büyük millete çok yazık olurdu. sen 3 kıtada at oynat, avrupa krallarına taç giydir sonrada kanının son damlasını akıtmadan başkasının himayesine gir. bizde olmaz öyle şeyler biiznillah. Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. |
|
|
İlk iş olarak kendi topraklarında Kızılderilileri nasıl yok ettilerse, bu topraklardan da Türkleri yoketmek olurdu. İşe yarayıp hayatta kalanların gayri-meşru babaları ise Jonny olurdu. |
Ve gayrı meşru babalarının kim olduğunu düşünmemeyi tercih edenler son kalan 3-5 Türke saldırıp tüm seçimleri kazanıp yollarına devam ederlerdi! |
Bu konudaki fikirleriniz nelerdir?
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Historia Calamitatum -- 17 Kasım 2010; 16:41:14 >