quote:

Orijinalden alıntı: 1520extreme

Dark souls ve Bloodborne'da fena değilimdir ama bu oyun beni kanser etti. Ne bileyim Bloodborne 2 ya da Demons' Souls 2 olsaydı daha çok sevinirdim .

Aşırı taktik istiyor oyun. Can basma kare ya da üçgen değil mesela, büyük zorluk. Dodge BB ya da DS kadar etkili değil, hatta hiç değil (bazen işe yarıyor ardı ardına spamlandığında).

Kırmızı Japonca yazı çıktığında atağın türünü kestirmeniz gerekiyor ve işaretten sonra yarım saniyelik bir delay söz konusu tuşlara basma zamanı için. Ne önce ne sonra, tam zamanında olmalı.

Yeni bir harekete alışıyorsunuz eski hareketleri unutuyorsunuz. Aşırı sabır istiyor.

Her bossu kesmenin anahtar öğeleri var. Mesela Ashina'daki atlı boss çatapatla ve kanca kılıç kombosunu açarak öldürülüyor. Diğer türlü çok zor. Boğa resmen sabır istiyor. Lady keza öyle, fasulye ile ilüzyonu yok etmek gerekiyor mesela.

Şu kafasız manyak zaten imkansız gibi bir şey. Rezervuardaki herif de...

Oyun başlarda size 1 tane -tabiri caizse- estus flask veriyor. Yetmiyor babam.

Ne bileyim. Oyun merak uyandırıyor ama bir Bloodborne değil.

Değişik bir tür. Ben Nioh'u da hiç oynamadım. Belki Japon ninjutsu, shinobi kavramları beni sarmıyor.

Ne bileyim, oyun çok yıldırıyor. Bunu BB'yi en az 300 saat, DS2 ve DS3'ü toplamda 200 saat; toplamda 500 saat oynamış bir soulsborne oyuncusu olarak yazıyorum.

quote:

Orijinalden alıntı: Weycell 61

Zaten mini bosslara ne hacet normal düşmanı öldürmek bile mesele.. Şu kalkanlıları nasıl geçiyoruz ya hiç indirmiyorlar arkalarına da geçemiyorum.

quote:

Orijinalden alıntı: melkor23

Prayer Bead ve Gourd Seeds sadece mini boss'lardan düşmüyor, gizli odalardaki sandıklardan ve kıyıda köşede kalan bazı bölgelerde de birkaç tane buldum, aklınızda olsun iyi araştırın.

Ashina Castle oyunun resmen merkez noktası, dipsiz bir kuyu yapmış adamlar. Firelink Shrine'dan beri böylesine dallanıp budaklanan bir bölge hatırlamıyorum.