Sotc getirip ico’yu getirmemeleri çok enterasan bir karar gerçekten. Bu oyunların (ico, tlg, sotc) verdiği esrarengiz tema çok farklıydı gerçekten. |
Nascar Rumble Remake => Eskiden severek ve eğlenerek oynadığım yegane oyunlardan biriydi. Şimşekler , kasırgalar ve buz gibi donduran kartopları...PS1 zamanının gizli kalmış cevherlerinden bir oyun. Oynarken gülme krizine girerdik. Seslendirmeler ve müzikler harikaydı. Eğlence tavan yapardı. Remake ile yeniden yapımı çok iyi olurdu. Electronic Arts işte zamanında böyle güzel oyunlar yapıyordu. Nerden nereye. https://www.youtube.com/watch?v=vaflh9gwYbA Oyun Hakkında: Kaynak: Wikipedia NASCAR Rumble, Electronic Arts tarafından PlayStation için oluşturulmuş bir yarış video oyunudur. Oyuncular, onlara yardımcı olmak için güçlendirmeler toplayan altı farklı alanda 18 farklı parkurda yarışırlar. Tür: Yarış Oyunu Geliştiriciler: Electronic Arts, Visceral Games Platform: PlayStation Yayıncı: Electronic Arts İlk piyasaya sürülme tarihi: 3 Şubat 2000 |
Unuttular harhalde, en iyimser cevap bu olur. Anlıyorum ps3 versiyonlarını getirmek sıkıntı ama PS2 versiyonunu 40 kere getirmeleri lazımdı ps4 ve ps5 e |
Hocam sen tam bir yarış gurmesisin |
Orijinal olan cod mw3 remastered bekliyorum şu seriyi komple remastered oynayayım ölmeden |
< Resime gitmek için tıklayın > Bilenler bilir, çok iyi oyundu. |
urban chaos gta 3den daha önce çıkan araba sürmeli açık dünya oyundu. polis yada çete olurdunuz severek oynardım. https://www.youtube.com/watch?t=771&v=cDYFqaxHXVE&feature=youtu.be |
Bu oyun dada driver 1 deki gibi bir eğitim bölümü vardı. O yeri gecemeyince oyun başlamıyordu. Orayı geçemediği mi ve sonra CD yi takas ettiğimi hatırlıyorum. |
Vay bee 350Z yi sevdirdi bizim nesile oyun lakin Forza horizon sonrası oynanış dinamikleri diğer yarış oyunlarında çok zayıf kalıyor.Eskisini açıp keyifle oynarız da Remake sarar mı ? Sanmam |
Legend of dragon Gran turismo 3 God hand Dino crisis Syphon filter 2 Tomb raider 4 Clock tower Silent hill 1 Street fighter ex plus Gateaway Mgs1-2 Shadow of rome |
Sekizinci Oyunumuz; < Resime gitmek için tıklayın > Oyun, II. Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altındaki Fransa'da geçiyor ve İrlandalı bir yarış arabası sürücüsü ve tamircisi olan Sean Devlin'i konu alıyor. The Saboteur'un oynanışı araba sürmeyi, ateş etmeyi, yakın dövüşü ve keşfetmeyi birleştirir. Oyuncular, Sean'ın saniyeler içinde yüksek binalara tırmanmasına olanak tanıyan parkur becerileri gibi çeşitli silahlardan ve yeteneklerden yararlanabilirler. Oyun, Paris'in çeşitli ilçelerinden ve çevredeki kırsal alanlardan oluşan açık bir dünyaya sahiptir. PlayStation 3, Microsoft Windows, iOS, Xbox 360, BlackBerry https://www.youtube.com/watch?si=1-btdgfChX2aOAcO&v=_MZFb9c9IUY&feature=youtu.be |
Güzel oyundu. Fransız ubi bence kendi ülkelerinden kopuk oyunlar yerine fransa bazlı oyunlar yapmalı. Böylece daha detaylı ve kaliteli oyunlar oluşturabilirler. |
Dantes inferno |
REMAKE RDR1 Assassin’s Creed 2 Bioshock Tüm Seri REMASTERED RDR2 Bloodborne |
Dokuzuncu Oyunumuz; < Resime gitmek için tıklayın > Rain, yirminci yüzyılın ortalarındaki Paris'ten esinlenen bir kasabada küçük bir çocuğu yönettiğimiz macera bulmaca oyunudur. Oyunun açılışında penceremizden dışarı bakarken siluet den oluşturan yağmurun şekillendirdiği bir kız görüyoruz. Ardından devasa ve tehditkar başka bir siluet onu kavalamaktadır. Duruma meraklanıp penceremizden atlayıp kızın peşine düşeriz. Platformlar: PlayStation 3 Not: Çok enteresan bir şekilde bu oyunu Türkiyede bilen insan daha görmedim. Oysaki bir İCO kadar iyi bir oyundur. https://www.youtube.com/watch?si=U-K6zVadtmhIHwFr&v=RS0mpDh5aO4&feature=youtu.be |
Sizlere "İ Am Alive," den bahsetmek istiyorum < Resime gitmek için tıklayın > "İ Am Alive," Ubisoft'un daha fazla dikkat çekmesi gereken unutulmuş oyunu. Çıkıştan önce oldukça fazla hype'a sahip olan ve çıkışında oldukça iyi satan "İ Am Alive," şimdi hafızanın karanlık derinliklerine itilmiş gibi görünüyor. Uzun ve sorunlu bir geliştirme sürecine sahipti. Başlangıçta Darkworks tarafından tasarlanan ve üzerinde çalışılan bir oyun olan bu oyun, Fransız geliştirici iflas ettikten sonra Ubisoft Shanghai tarafından devralındı. Orijinal konsepti ve "Alive" adını korurken, neredeyse her şeyi değiştirdiler. Bu oyunu rastgele bir indirimde bulana kadar hiç duymamıştım ve incelediğimde, özellikle yakın yıllardan YouTube videosu bulamadım. Oyunlarla ilgili olarak yıllar geçtikçe giderek popüler hale gelen uzun retrospektifler, bu başlık için neredeyse hiç mevcut gibi görünmüyor. "İ Am Alive," sağlam ticari performansına rağmen, özellikle iyi eleştirilmediğini göz önünde bulundurarak inanılmaz derecede unutulmuş gibi görünmüyor. Neden bu gerçekçi kıyamet sonrası hayatta kalma oyununun yıllar içinde bu kadar unutulmuş olduğunu tam olarak bilmiyorum. "İ Am Alive"daki beni en çok etkileyen şeyden başlamalıyım: karşılaşmalar. Diyelim ki yolculuğunuz sırasında biriyle karşılaşırsınız. Genellikle üç türe ayrılabilirler: 1) yardıma ihtiyaç duyanlar, 2) şüpheli, korkmuş veya dostane hayatta kalanlar ve 3) düşmanlar. İlk grup oldukça nettir - onlara şimdi, sonra veya hiç yardım etmeyebilirsiniz ve böylece bazı faydalar elde edebilirsiniz veya hiçbir şey alamazsınız. İkinci grupla yaşanan karşılaşmalar birkaç farklı şekilde gelişebilir: onları soyabilirsiniz, onları öldürebilirsiniz, onları sakinleşmeleri için ikna edebilirsiniz veya yolunuza devam edebilirsiniz. Ne yapmaya karar verirseniz verin, kaynak sıkıntısı ve ahlaki bir çıkmaz arka planda tartılmaktadır. Ancak üçüncü grup işte işler gerçekten ilginç hale getiren yerdir, çünkü burada gözdağı mekaniği koyulmuştur. Dövüş, genellikle bir zorunluluktur - ve tekrarlanabilirliği ve gereksinim duyulan beceri eksikliği nedeniyle çok keyifli değildir - ancak silah gerektiren yerler, "İ Am Alive"ı oynadığım oyunlar arasında farklı kılmaktadır. Bu anlarda düşmanlarla etkileşimde bulunmanın birkaç yolu vardır: kaçmaya çalışabilirsiniz, gözdağı verebilirsiniz (kurşunsuz yaparsanız, bu esas olarak yüksek bahisli, sınırlı zamanlı bir poker oyununa dönüşür), lideri tamamen kontrol altına almak için ateş açabilirsiniz, onları kenarlara veya ateşlere tekmeleyebilirsiniz, ve benzeri." "Bu mekanik bugün bile orijinal hissettirebiliyor. Oyun içinde bazen ne kadar rafine olmasa da, bu mekanik, herkesin birbirine güvensiz olduğu bu tür bir kıyamet sonrası dünyaya mükemmel bir uyum sağlamış. Daha fazla oyunun bu tür bir mekaniği anlamlı ve etkili bir şekilde dahil etmesini isterdim. "İ Am Alive"ın yaptığı başka çok ilginç bir şey, platform ve dayanıklılık sistemlerinin birleşimidir. Bu tür bir oyunun bu kadar çok platform bölümüne sahip olmasını beklemiyordum, hatta bu oyunun büyük bölümünü oluşturuyorlar. Dayanıklılık önermesi gerçekten iyi - temel olarak tahrip olmuş bir şehirde ilerlemeniz gerekiyor, tırmanmanız ve geçmeniz gereken yıkılmış binalarla dolu, genellikle yüzeyi kasıp kavuran toz fırtınalarının etkilerinden kaçınmak için yüksek zemine ulaşmanız gerekiyor. Ancak bir tırmanma ve geçme bölümünde, dayanıklılığınız sürekli olarak azalıyor. Çok uzun süre devam ederseniz, sağlığınızı da etkiliyor. Daha da uzun süre devam ederseniz, de ölürsunuz. Bu tükenmeyi engellemenin yolları elbette var, ancak son kontrol noktasına geri dönmeden önce sınırlı bir sayıda kontrol noktası hakkınız var. "İ Am Alive"da beğendiğim üçüncü yön, etkili ve iç acıcı bir kıyamet sonrası atmosferi nasıl yakalayabildikleridir. Bu oyunun, "Spec Ops: The Line" veya ilk "The Evil Within" gibi bir tarzda, alışması biraz zaman alan, ancak aynı zamanda dünyasının neredeyse mükemmel bir resmini çizen tüyleri diken diken eden, kirli bir nüanslı bir sanat tarzı var. "İ Am Alive"daki tüm hava, sürekli olarak ön plana yerleştiren güvensizlik insanlığın en kötü yönlerini çağrıştırıyor. Açılış müziğinden sona kadar, oyunun bu tehditkar tonu bitirdikten sonra bile etkisini devam ettiriyor. "Hikaye için son bir not. Oyun, hikayesinin gerçekten beklemediğim bir yönde ilerlediğini görmek beni şaşırttı, ilgi çekici ve duygusal bir deneyim elde ediyoruz. Zaman zaman, "İ Am Alive nin "The Last of Us"'dan önce "The Last of Us" olmaya çalıştığı hissine kapıldım. The Last of Us dan çok uzak bir noktada olmasına rağmen, yine de yapmaya çalıştığı şeyin daha fazla tanınmayı hak ettiğini düşünüyorum. Bu oyunun bütçe yetersizliği veya zaman sıkıntısı nedeniyle bitirilmeden çıkarılmak zorunda kalmış olduğunu düşünüyorum. Tabiki oyun ani bir şekilde sona erdiği için, kötü bir şekilde sona erdiği anlamına da gelmiyor. "İ Am Alive daki amacımız, hikayenin sınırları içinde daha büyük bir figür olmak değil: hayatta kalmak. Bir çok açıdan, beklentilerimi karşıladığını ve hikaye anlatımını da beğendiğimi söyleyebilirim. |
Rock 'Em Sock 'Em Robots Arena Remake => Robotlar dövüş arenaları ve yine unutulmuş eski bir cevher. Oyunda kazandıkça kopardığınız kol ve bacak bilimum parçayı kendi robotunuza takabileceğiniz eğlencenin tavan yaptığı PS1 oyunu. Remake olarak yapılsa nasıl olurdu? https://www.youtube.com/watch?v=59gVU4BhTqs Oyun Hakkında: Kaynak: Wikipedia Rock 'Em Sock 'Em Robots Arena, Paradox tarafından geliştirilen ve 2000 yılında Mattel Interactive tarafından PlayStation için yayınlanan bir video oyunudur. Türler: Dövüş oyunu, Aksiyon oyunu Geliştirici: Midway Studios - Los Angeles Inc. Platform: PlayStation İlk piyasaya sürülme tarihi: 2000 Yayıncılar: Mattel Interactive, The Learning Company |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheLuBu -- 6 Kasım 2023; 20:53:47 >
Bu mesajda bahsedilenler: @oyungazi