arkadaşlar selam, Arşiv yapıcam, verilerin bozulmaması için en güvenilir olan hangisidir. maliyet değişkenini düşünmeyin. bana ssd daha güvenilir ve sağlam gibi geliyor |
merhaba, ben şuana kadar kurtulma hızı ile yörünge hızlarının aynı olduklarını zannediyordum. ancak internetten araştırdığım kadarıyla kurtulma hızı yörünge hızının kök 2 katı oluyor. örneğin dünyada yere yakın yörünge hızı 7,8 km/saniye iken kurtulma hızı 11,2 km/saniye. yani ben dünyanın çekiminden kurtulmak için saniyede 11,2 km ile yere dik olarak yukarı hareket gerçekleştirmeliyim ancak yere deymeden dünyanın etrafında dolanmak için saniyede 7,8 km hızla gitmeliyim yere paralel olarak doğru mu? bu farkın nedenini bilen var mıdır? |
Herkese selam Bilgi sahibi arkadaşlara soracağım şeyler var. -epr paradoksu nedir. Einstein bu düşünce deneyiyle neyi çürütmeye çalıştı. -bell teorisi hangi açıklama ile paradoksu geçersiz kıldı. -aspect deneyi neyi ispatladı kimi yalanladı ve bu deneyin sonucu ne oldu Epr ile ilgili bişeyler biliyorum ancak kafamda net olarak oturmayan şeyler var. |
merhaba, hafta sonu gravity filmini izledim, güzel bir film olmuş ancak keşke sinemada 3d izleseydim dedim. neyse filimde kafama takılan bir yer var. kadın ve erkek karakter filmin bir yerinde birbirlerine halatla bağlı kalıyor ve erkek karakter kendini feda ediyor. peki erkek olan neden yerçekimli bir ortamdaki gibi kadını zorluyor. sanki bi yere düşer gibi bir hali var. bence olması gereken o sırada halat gerildikten sonra tekrar gevşeyip üsse doğru gidiyor olmalılardı sabit bir şekilde kalmaları saçma geldi bana. bişey mi kaçırdım anlamadım |
herkese selam, dünya üzerindeki lorentz faktörünün ne olduğunu ve bu faktörü veren hızların ne olduğunu bulmak için araştırma yaptığımda birşey farkettim ki galiba kurtulma hızı lorentz faktörünü veren hızlara eşit oluyor. kurtulma hızı: örneğin dünyanın kütle çekiminden kurtulmak için gerekli min hızdır. dünyada bu hız deniz seviyesinde 11,2 km/saniyedir. hava olmadığı varsayılır. örneğin bir cisim yere paralel olarak saniyede 11,2 km hızla fırlatılırsa dünyanın çekiminden kurtulup uzay boşluğuna yol alır. lorentz faktörü: özel görelilikte hızlı gidn cisimlerin zaman genleşme,kütle artışı veya büzülme katsayısını verir. örneğin sabit duran bir cisme göre 0,99c hızında yol alan bir cisim için bu sayı yaklaşık 7 dir yani zaman bu cisim için duran cisme göre 7 kat yavaş akar. dünya yüzeyinde ise kütle çekimsel zaman genleşmesine eşit olan uzay boşluğundaki hız saniyede 11,2 km çıkıyor yanlış hesaplamadıysam. bu durumda kütleden kaynaklı zaman genleşmesini terketmek için bu zaman genleşmesini veren hıza çıkmak gerekiyor. bence bunun böyle olmasında bir anlam var. yani kütlenin zamanı genleştirme katsayısını veren hızla gidildiğinde kütle çekim etkisinden kurtulunur gibi birşey çıkıyor. bir nötrleşme durumu var sanki. bu konuda neler düşünüyorsunuz. |
Bu ara richard feynmanın kuantum elektro dinamiği isimli kitabını okuyorum. Işığın cam üzerindeki hareketini ve yansımasındaki garip davranışını müthiş bir ustalıkla anlatıyor. Sonra aklıma ışığın kütle çekim alanındaki dalga boyu değişiminin nedeninin ne olabileceği geldi. Öncelikle ışığın kütle çekim alanında yavaşladığını düşünüyorum. Aslında bu özel göreliliğe aykırı değil çünkü ışık kütle çekim alanından ayrılırken kızıla kayar , bu onun hız kazandığının göstergesidir ancak bu durumu aynı alan içindekiler ölçemezler. Işığın aynen cam içinde veya suda olduğu gibi kütle çekim alanında yavaşlamasının nedeni her zaman etkilşmeye geçtiği elektronların olduğunu düşünüyorum. Ancak bunlar çok kısa zamanda ortaya çokan ve kaybolan sanal parçacıklar. Bu parçacıkların kütleden uzaklaştıkça seyreleceğini ve bu nedenle kütle çekim alanını etkisini kaybedeceğini düşünüyorum. Hatta manyetik alanın nedeni de bu parçacıklar olabilir. Kütle çevresinde dans eden yoktan var olan ve anında yok olan bu parçacıklar belki de kütle çekim dediğimiz şeyin nedeni de olamaz mı. Belki de bu sanal parçacıklar maddenin içindeki elektronlarla anlık etkileşmeye geçerek onları daha yoğun sanal parçacık denizi olan ana kütleye doğru yaklaştırıyorlardır ve biz de buna serbest düşüş diyoruzdur. Biraz uçuk fikirler ama yine de aklıma geldi işte |
merhabalar, diyelim ki ay bir anda yörünge hızını yitirdi ve dünyaya doğru düşüşe geçti. sizce ne kadar sürede yere çarpar. bilindiği gibi serbest düşüş 1 g altında deniz seviyesinde 9,8m/s2. internetteki free fall calculatorler ayın dünyadan uzaklığı olan 384000 km yi veri girdiğimde bana 8852 saniye veriyor yani 2,5 saat civarı. ancak bu süre 9,8m/s2 alındığında hesaplanıyor. halbuki 384000km yukarda ivme 9,8 değil 0,0027 m/s2 olmalı. bu durumda excelde yaptığım hesaba göre 0,0027m/s2 den başlayarak artan bir ivme ile benim bulduğum değer yaklaşık 6 saatte dünyaya çarpar. bunun tam doğru sonucunu hesaplayabilen var mı çünkü ben excelde her 1 km düşüşte ivmeyi tekrar hesaplayıp bu değeri buldum ama tam doğru sonuç olduğunu düşünmüyorum. bu arada internette yapılan hesaplarda neden deniz seviyesi ivme değeri kullanılır anlayamadım. |
selam, bugün aklıma gelen bir fikri sizinle paylaşacağım. bu aralar yeni başladığım bir kitap bana E=mc2 nin ne anlattığını tam olarak kafamda oluşturmamı sağladı. bilindiği gibi e,enerji m,kütle ve c de ışık hızını simgeliyor. ancak enerji için neden ışığın hızı ve hatta karesi gerekiyor. 18.yy da bilim insanları maddedeki enerjiyi m.v yani kütle çarpı hız olarak yorumluyorlarmış ancak daha sonra aslında hızın karesinin alınması gerektiğini bulmuşlar çünkü yapılan deneyler bunu gösteriyormuş. örneğin ağır bir bilyeyi kum dolu bir havuza yüksekten bırakıldığında atıyorum 3 cm derine saplanıyor. aynı bilyeyi 2 kat hızlı attığımızda 6 değil 9 cm derine saplanıyor yani 3ün karesi. bu kareler kuralı dünya üzerinde birçok yerde karşımıza çıkıyor başka bir örnek bir masa lambası altında bir kütap okuyorsanız ve kitap ve lamba arasındaki mesafeyi yarı yarıya yakınlaştırırsanız kitaba gelen ışık miktarı 4 kat artıyor vs. einstein da bu (m.v2) eşitliğinden kütlenin max hızına çıktığındaki enerjisi için m.c2 formülünü buluyor. ve kütle için max olabilecek enerji miktarını saptıyor bi bakıma. yani kütlenin tamamı enerjiye dönüşürse ne kadar enerji açığa çıkar gibi. buradan sonra ben şöyle birşey düşündüm. dünya gibi kütle çekim alanlarında bizler sabit ivmeli hızlanma etkisi altındayız bilindiği gibi. yani ayaklarımız yere basıyor çünkü devamlı olarak merkeze düşme eğilimindeyiz. yani aslında devamlı ivmelenen bir aracın arkasında ayakta duruyor gibiyiz gidiş yönünde. sonra şu aklıma geldi; madde ve anti madde bir araya geldiğinde kütlelerinin tamamı enerjiye dönüşür ve yok olurlar. peki kütlenin tamamı ne zaman enerjiye dönüşüyor, e=mc2 formülünde kütle ışık hızına çıktığında. o zaman madde ve anti madde bir araya geldiğinde ufak bir karadelik yaratıp, kara deliğin kütle çekim alanında ışık hızına ulaşma ile aynı etkiye sahip olup kütlelerini enerjiye çeviriyor olamazlar mı? |
herkese selam, geçengün bulut atlası filmini seyrettim. filmin sonunda tom hanks gece çocuklara masal anlatırken kafasını yukarı kaldırıyor ve işte orada mavi parlak olan dünya diyor. burası bana biraz saçma geldi. eğer dünya farklı bir gezegenden çıplak gözle görünebiliyorsa b ugezegen başka bir yıldız sisteminde olamaz. güneş sistemi içinde dünyayı gece kafasını kaldırıp görebiliyorsa dünyaya göre dıştaki bir gezegende de olamaz çünkü bu durumda dünya güneşe daha yakın olacağı için gece tam yukarda güneşte nbağımsız yalnız başına görülemezdi. o zaman bu gezegen ya venüs ya da merkürdür. venüz yaşama elverişli olmadığı için geriye bir tek merkür kalıyor. ancak merkürün de venüs kadar olmasa da yaşam barındıracağını sanmıyorum. o zaman bu adamlar nerde be kardeşim :) yanlış mı düşünüyorum. |
netmaster modemde dmz ayarında sadece sondaki haneyi değiştmeme izin veriyor örneğin 192.168.0.xx sadece xx olan alan değiştirmeye müsait. durum böyle olunca oraya gimem gereken ip adresini giremiyorum. bu sorunu nasıl aşabilirim.