X

Binbaşı
18 Mayıs 2008
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme (?)
329 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
X
3 yıl
500-600 bin TL aralığında, Otomatik Sedan, SW önerisi.
Arkadaşlar merhaba,

500-600 bin TL aralığında;

Otomatik, tercihen benzinli ve hacmi olan bir araç arıyorum. Açıkçası ciddi kararsızlıklarım oldu heveslendiğim bir araçta nasip olmadı bende fikir almak istedim.

Fazla hızlı kullanan biri değilim ama arada bir gaza dokununca aracın tepki vermesi, rampalarda tır-kamyon-otobüs arkasında beklememek gerçektenden önemli oluyor.

Yılda ortalama 4-5 bin km şehir içi, 4 bin km uzun yol yapan biriyim. İşe git gel (günde 10 km), senede 2-3 defa memlekete gider gelirim. Kullanımım maks. 10 bin km / yıl diyelim.

Biraz fazla getir götür olacak eşyam oluyor, bu nedenle bagaj hacmi, bagajın kullanılabilir oluşu ve yükleme kolaylığı gerçekten benim için önemli bir konu.

Yıllardır Polo otomatik benzin bir araç kullanıyorum, yaşlı bir araç ama rampa performansı hariç araçtan halen memnunum sadece ne yazıkki hacim yok.

Aracı ihtiyaç halinde eşimde kullanacağı için otomatik olması şart.

Biraz daldan dala olsada arasında kaldığım araçlar;

Skoda Scala 1.0 TSI - DSG
Dacia Duster 1.3 TCE - EDC
Renault Megane 1.3 TCE - EDC
VW Jetta - 1.4 TSI - DSG (Aracın üretimi sanırım bitti, 3-4 sene sonra piyasası nasıl olur kestiremiyorum, keza DSG sorunlarından dilim yanarmı oda korkutmuyor değil)

Eski kasa 308 ler biraz küçük kalıyor, yenileride malum bütçemin çok üzerinde.

Astra sedan benzinler çok fazla yakıyor sanırım, aracı kullanmadım, LPG taktırmayı düşünmüyorum.

Az km li temiz benzin-DSG octavia piyasası yüksek kalıyor

Honda City sıfır fiyatları bütçeme uyuyor ama test sürüşünde aracı beğenmedim diyebilirim, atmosferik motorlu bir araç kullanmak istemiyorum, kullandığım şirket araçlarının hepsi atmosferik motorlu ve artık kusasım geliyor bu nedenle corollada çok harika bir araç uygun fiyata denk gelmezse pek heveslendiğim bir araç değil.

Araçtan beklentim dış görünüşünün harika olması, ciddi teknolojik oyuncakları değil, aracı uzun süreli aile kullanımım için almak istiyorum, 4-5 sene sonrada model yükseltmek için satarsam piyasasını mümkün olduğunca koruması elbette önemli.

Çok uzun oldu okuyan ve yardımcı olan arkadaşlara teşekkürler
X
6 yıl
KabloNet Modem \u003e Router \u003e Ethernet Switch \u003e Acces point düzeninde bir ağ sistemi çalışır mı ?
Arkadaşlar Merhaba,

Aşağıdaki fotoğraflarda detaylıca izah ettiğim şekilde bir ev ağı kurmaya çalışmaktayım. Henüz taşınmadım lakin ethernet kabloları aşağıdaki düzene göre tadilat öncesi zeminden geçirerek hazırlamıştım. Normalde Modemden direk ethernet switche kablo çekecektim fakat forumda okuduğum kadarıyla türksatın kendi verdiği modemin wifi gücü zayıfmış vede 2 ethernet portu benim için yeterli değildi.

Bende elimdeki telekomdan kalma zyxel modemi, kablonetin modemine bağlayarak evin bir tarafında wifi yi zyxel üzerinden vermek istedim.

Ardındanda zyxelden bir ethernet kablosunu ethernet switche ulaştırıp, buradan access point ile evin diğer köşesine wifi vermek istedim. Keza ethernet switch üzerinden televizyon ve bilgisayar+kayıt cihazıda bağlı olacak.

Ekde şematik ve yerleşim planlı, kullanılacak ürünlerin isimleriyle birlikte düzen mevcut. Ek olarak elimde Asus DSL-N14U modemde var fakat zyxelin çekimi daha iyi.

Bu düzende bu sistem verimli çalışırmı ve çalışabilmesi için yapmam gereken ayar-düzenlemeler nelerdir fikrinizi almak istedim.

Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

X
8 yıl
Panasonic televizyon için istenilen servis ücreti normalmi ?
Merhaba,

2013-Şubat faturalı bir Panasonic 47ET5 televziyonumuz ve neta 6000 hd uydu alıcısı var. Yıllardır en ufak problem yaşamadan memnuniyetle kullandık. Geçen hafta istanbuldaki yağış-şimşek olayında televizyon aniden kapandı. Televizyon ve uydu alıcısı elektrik almaz hale geldi. Aynı apartmanda 2 kişinin daha televizyonu farklı markalarda aynı sorunu yaşadı.

Sorun şu ki servisi aradığımızda gelip kontrol dahi etmeden kart yanmıştır, 500 lira ücreti var isterseniz gelelim dediler.

Bu tip elektrik problemine karşı önlemli ürünler üretmek zaten bu markaların sorumluluğu değilmi ? Evde onlarca elektronik alet takılı-açık iken sadece televizyon ve uydu alıcısında bu sorun oldu. (ikisi aynı prize takılıydı ve uzatma kablosu yine panasonic servisinin kurulumda sattığı akım korumalı modeldi)

Lafın özü sizce 500 lira makul bir ücretmi yoksa servisler bulduklarını yoluyorlarmı ?
X
8 yıl
“Parayı Lidyalılar, vergiyi Sümerler, verginin vergisini Türkler buldu”
‘Patrondan’ değil, daha çok ‘çalışan’ ve ‘harcayandan’ vergi toplanabilen Türkiye’de dolaylı vergilerin oranı yüzde 70’lerde.

Vergi uzmanı Ozan Bingöl, bu durumla ilgili olarak, “Parayı Lidyalılar, vergiyi Sümerler, verginin vergisini Türkler buldu” diyor. Vergi toplama performansı düşük olan Türkiye’de ‘yeniden yapılandırma” adı altında yapılan vergi afları da amaca hizmet etmede yeterli olmuyor.

“Türkiye’nin artık, affın affını yapan bir vergi sistemine sahip olduğunu" savunan Bingöl, vergi affıyla ilgili olarak da dikkat çekici bir soru soruyor: “

Siz hiç maaşı daha eline geçmeden kaynağında kesilen bir çalışanın, ücretlinin vergi affından faydalandığını gördünüz mü?”


Vergi adaleti denildiğinde ne anlaşılması gerekir?

Adaletli vergi sistemi, verginin tabana yayılmasını, her vatandaşın gelirine göre vergi ödemesine işaret eder. Yani çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak.

Türkiye’de böyle olduğunu söylemek mümkün mü?

Türkiye’deki temel sorun şu: Vergi kazanandan değil, harcayandan toplanıyor.

Sadece Türkiye’ye özgü bir durum mu bu?

Tabii. Çünkü, Türkiye’de dolaylı vergilerin oranı çok yüksek. Yüzde 70’lere yakın dolaylı vergi var. Yani siz, bugün 50 bin liraya bir araba aldığınızda, yüzde 45 ÖTV, yüzde 18 KDV, ÖTV’nin de KDV’si olmak üzere, toplamda 8 ayrı vergi ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bu arabayı bir patron aldığında, şirketinde gider yazıp, hem vergisel avantaj sağlayıp, hem de cebinden çıkan parayı düşürebiliyor. Tamir, bakım, onarım masrafını, kaskosunu, sigortasını, akaryakıt harcamlarındaki KDV’yi de şirketinden indirim konusu yapabildiği için, yine ciddi bir vergi avantajı sağlıyor. Nihai tüketici denilen vatandaşın hepsi cebinden çıkıyor.

Bugün milyon dolarlık bir tekne, yat alsanız yüzde 1 KDV ödüyorsunuz, 1 TL’ye simit alsanız yüzde 8 KDV ödüyorsunuz.




http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/vergiyi-sumerler-verginin-vergisini-turkler-buldu
X
8 yıl
MHP Seçmeni Genel İtibariyle biatçi değil irade sahibi olduğunu göstermektedir.
Şehirsel bazda görüldüğünde MHP seçmeninin çoğunluğunun özellikle genç kesiminin hayır oyu verdiği gözükmekte.

Ne mutlu milletinin geleceğini düşünebilen milliyetçi vatandaşlarımıza.


Tanrı Türkü ve Türkiyenin etknik kökeni farketmeksizin tüm insanlarını korusun ve yüceltsin.
X
8 yıl
Oy Pusulalarında bir \"doğrulama\" mekanizması olsa sizce ülkemiz nasıl olurdu ?
Dostlar merhaba, mümkün olmadığını biliyorum fakat oy pusulalarında aşağıdaki mizah örneği gibi bir "doğrulama" sistemi olsaydı sizce hem referandum hemde genel seçimlerimizin sonuçları nasıl olurdu ? ve siyasetçilerin politikaları-propagandaları-söylemleri, medyanın yayın politikası nasıl değişirdi ?


< Resime gitmek için tıklayın >




*Burada amaç bir kesimi hor görmek filan değil, şikayetçi olunan insan tipi her partide var. Chpdede körü körüne oy veren "atatürkün partisi" olduğu için sadece bu partiye oy veren, mhpdede "türkmen beyimiz ne derse o" diyen, hdp dede "örgüt ne derse odur" diyen insanlar var. Tek mesele bu insanların oranlarının farklı olması.

Gönül isterki "tek atımlık kurşunu oyu olan" insanların, kararlarını tamamen özgür iradeleri ile; ideoloji, din, gibi etkilerden uzak şekilde halkın refahı ve gelecek nesillere bırakılacak ülkenin durumunu düşünüp karar vermeleri.


Bugun referandumda oy kullanırken halen bunun bir genel seçim olduğunu düşünen, hayır çıkarsa başa kemal kılıçdaroğlunun geçeceğini düşünen insanlar var. Ve bu insanlar ne yazıkki tahmin edilen tarafta daha fazlalar.

Allah milletimize zeval vermesin, korusun ve yüceltsin. Sonumuz iyi olsun.

*Alternatif doğrulama kodları:
19+23=?
Cumhuriyet ne zaman ilan edildi ?
Osmanlının ilk başkenti hangi ilimizdir ?
X
8 yıl
Gurbettede kutuplaşma var. Hayırlı olsun.
" Almanya'daki Türkiye kökenlilerin yüzde 65'inin herhangi bir mesleki yeterliliğe sahip olmadığını, en kalabalık azınlık grubu olmasına rağmen diğer azınlıklara göre daha az entegre olduğunu ve son genel seçimde Türkiye'de yüzde 49 oy alan AKP'ye Almanya genelinde yüzde 60 oy verdiğini öne çıkarttı."


*"Düsseldorf Konsolosluğu'ndan çıkan Elif Kıskan 'Yakın arkadaşlarım bile Erdoğan'ı desteklemediğim için bana hain diyor, benim gerçek Türk kadını olamayacağımı söylüyor.

"Referandum kampanyaları Almanya'daki Türkiye kökenli topluluk içinde de onarılamayacak kadar derin olma ihtimali bulunan bir çatlak oluşturdu.

Almanya'daki Türkiye kökenliler arasındaki kutuplaşma ve "Konuşursam başıma bir şey gelir" endişesi, Berlin ve Köln'de geçirdiğim 4 günün sonunda açıklıkla görülüyor.

"Evet" oyu vermiş olan Perihan Seçmen, Berlin'de kameraya konuşmak istememesinin nedenini "Ben esnafım, müşterilerim arasında Aleviler, Kürtler de var. Onlar 'Hayır' diyor. Size konuşursam işlerim etkilenmesin" diyerek açıklıyor.

Fabrika işçisi olan Ali Arguç da günlük hayatta ayrıştıklarını, artık yemek molalarında bile AKP destekçileriyle karşıtları olarak, birbirleriyle eskisi kadar konuşmadıklarını ifade ediyor.

http://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-39555500

.
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-39562436



X
8 yıl
Tabela-Apartman Üniversiteleri hakkında fikirleriniz nelerdir ?
Arkadaşlar merhaba, az önce Cumhurbaşkanı Star TV de konuşurken kulağıma takıldı;

Diyorki "biz geldiğimizde 75 üniversite varken şu an 184 tane var. hakkariye, karsa üniversite açılacağı kimin aklına gelirdi ?"

Sizce bu iyi birşeymi ? Bu tip apartman üniversiteleri, tabela üniversitelerini açarak, tokiye dağ başına bina yaptırarak sayı arttırınca ülkenin eğitimini arttırmış olunabileceğine inanıyormusunuz ?


Bırakın eğitimi kendi kendine yetemeyen şehirlere dışarıdan para girişini sağlamak için, şehirde ev kiraları-gıdacılar-taşımacılar-şehre otobüs çekenler onlar bunlar kazansın şehire para girsin, memuriyet oluşturulsun diye doğuda-güneydoğuda açılan pekçok "tabela-toki" üniversite var.

Kötü eğitim veren, yüksek lise olarak anılan, yeterli akademik kadrosu olmayan, kadrolaşmanın son safhada olduğu bu üniversitemsi binalardaki eğitimin "leş" olmadığını iddia edebilirmisiniz ?

Hatta öyleki bazı bölümlerde bırakın prof u doçent bile yok, pekçok mühendislik bölümünün temel atelye-labları meslek liselerinden bile vasat.

Köy nufuslu yerlere üniversiteler açmak hem ihtiyaçtan fazla mezun verdiderek bölüm-sektörlerin maaş piyasasını kırıyor hem saygınlığı azaltıyor hemde insanların ve ailelerin 4-5 yıllarını alarak beklenti oluşturuyor hayal ticareti yapıyorlar.

Ülkedeki boş-anlamsız-leş olan pekçok bölüm var. Pekçoğunun iş sahası yok, ölü bölümler. Saygınlığı olan bölümlerde köylere açılarak saygınlığı bitiriliyor. Bknz. temel mühendislikler.

İstanbulda-ankarada-izmirde açılan apartman üniveritelerinide unutmayalım. Kendi akademik akdroları olmadan, kiralık hocalarla, sezonluk asistanlarla, kiralık binalarla üniversitecilik oynayan pekçok yer var. Özellikle istanbulda. Eğitim kaliteleri vasatında altında. Liselerden kötü durumdalar.

Akademik kadrolardaki mülakatlardada bariz bir torpil dönüyor.

Minicik iki örnek;
http://www.akademikpersonel.org/atama-sorunlari/44105-bilim-sinavinda-adaletsizlik.html
http://www.hurriyet.com.tr/universitede-skandal-ilan-24438857

Aha buda ülkenin öğretmen kalitesi(200k+ ile fen edebiyat fakülelerine girilen okullardan mezun olup formasyon alanlar çoğunlukta emin olun)
< Resime gitmek için tıklayın >
X
8 yıl
Ne yazıkki toplum olarak hırsızlığa yatkınız.
Merhaba,

Bilenleriniz belki vardır facebookta Interrail Türkiye adlı 236 bin üyesi olan kapalı bir grup var.

Uzun süredir takip ederim, genelde insanlar yurtışı gezileri, pasaport v.b. ile ilgili sorular soruyorlar, gezilerini-tecrübelerini paylaşıyorlar, yardımlaşıyorlar v.b.

Ara sıra, sık denilecek şekilde yurt dışına çıktığında (özellikle avrupada) toplu taşıma araçlarını kaçak şekilde, ücret ödemeden kullanan ve bu yaptığı ile övünen (bey efendi 100 lira uçak biletine vermiş bilmen ne kadar euro tren biletine vermek enayilikmiş), nadir olan kontrollerde yakalanıp ceza yediğinde bu cezayı ödemekten kurtulmanın herhangi bir yolu varmı diye soru soran (uçak biletindne daha pahalı ceza yazılmışta böyle işmi olurmuşta bir kerelik kaçak binme hatasını yapmışta ödemese ne olurmuş ? ödemek enayilik olrak geliyormuş çok pahalı geliyormuş), türkiyeden bu ülkelere gezmeye gidip orada toplu taşımaya para verenlere "enayi" diyen (enayimisiniz olum xx tane ülke gezdim 1 defa bile trene-metroya parayla binmedim ahahah diyen tip) insanları görüyor, hayretle bu basitliği, karaktersizliği izliyorum.

Yanlış anlaşılmasın ama bu insanların profillerine bakıldığındada pekçoğu üniversite-fakülte mezunu hatta kendilerini "entellektüel-aydın" gören insanlar. Yani meselenin eğitim sistemiyle-siyasi fikirle-ideoloji ile alakası yok.

Lafın özü toplum olarak fırsatını bulduğumuzda çalmayı, sömürmeyi, sunulan-yapılan iyiliği suistimal etmeyi seven ve bunlara aşırı yatkın bir toplumuz.

Böyle bir toplumu yöneten zümre-kişi lerde bu yatkınlıkta olunca haliyle uyum sorunu yaşanmadığından mutlu mesut yaşıyoruz.

Paylaşmak istedim, hep yukarıyı suçlamak olmaz birazda etrafımıza bakalım.
X
9 yıl
Televizyondaki konuşmalar sizinde midenizi bulandırmıyormu ?
Dostlar Merhaba,

Malum elim olaydan sonra televizyonlarda, siyasiler, kamuda müdürler, bakanlar, haber spikerleri, sanatçılar v.b. Ağızlarda aynı laflar; "Bizi bölemeyecekler, lanet olsun onlara, geberecekler, ölecekler, yok olacaklar, kınıyoruz, şehitlerimiz bizimle v.b."

Benim algılamakta zorlandığım şey, yahu kardeşim sen "bunlar bözö bölömöyöcökler" dediğinde ne oluyor ? Sen bunlara küfretsen, lanet okusan değişen ne oluyor ? Sen dudaklarını oynattığında şehit olan polislerimizin, gencecik delikanlıların canları gerimi geliyor ? Toplumdaki içten içe biriken korku ve kin bitiyormu ? Bari böyle embesilce robot gibi konuşma susunda adam sansınlar, bir işe yarıyor sansınlar.

Sizlerede saçma gelmiyormu bu konuşmalar, ezbere sözler, aynı cümleler. Konuşmanın ne anlamı var ? Sussanda aynı 2 saat bağırarak küfretsende aynı ne değişiyor ?

Bu konuyu neden açtım ? Her kanalda, her gazetede, her sitedede bu moronca söylemleri okumak-görmek-duymak beni rahatsız etti.

Şu anda trt haberde bir badem var dediği cümle şu "bu patlama bukadar ölü eskiden olsa dolar böylemi olurdu. bir anayasa fırlatmayla neler olduğunu gördük. Bakın bizde böyle olmadı". Denilecek pek birşey yok.

İyi forumlar.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.