Dayanabilen varsa şu videoyu izlesin kimin neyi örnek aldığı neyin oğlu çocuğu olduğu belli yada çıkarı şuanki ülkeden yönetimden anlayıştan beklenti ve temennisi.
Bunun dayanağı aldığım eğitimdir.Ben tarih bölümü mezunuyum ve inan bize hocalarımız tarihe eleştirel bakış açısıyla bakmamız gerektiğini çok iyi öğrettiler.Bir olayı ya da olguyu içinde bulunduğu zamanın şartları,toplumun yapısı,değerleri,Dünyadaki yansımalar vs bir bütün olarak ele alıp incelenmesi gerektiğini öğretmişlerdir.Dahası MEB'in verdiği tarihten ve Tarih öğretmenliği okuyan arkadaşlardan daha detaylıca bu konuları işledik.Bu nedenle bu konu hakkında konuşmayı hak ettiğimi düşünüyorum.
Celal hoca bir jeologtur.Hayatı boyunca aldığı tüm eğitim ve kariyeri bu dal üzerinedir.Kendisi bu dal üzerinden profesör olmuştur.Kendi alanı dışında tarihle ilgilenmesi onun tarih hakkında görüşlerinin doğru olduğunu göstermez.Zira bu alandan gelmemiştir.Nasıl ki bir tarihçi mesela İlber Ortaylı Jeoliji hakkında kesin konuşmuyorsa o da böylesine kesin yargılara varamaz.
Kaldı ki üniversitede çoğu hocamızda bu tiplerden nefret ederdi.Zira Türkiye'de herkes tarihçi kesilebiliyor.Siyasetçisinden tut sokaktaki bakkal bile tarih konusunda esip gürleyebiliyor.Popüler tarihçilerin yazdığı kitaplar çok satarken gerçekten akademik bir süzgeçten geçmiş tarih kitapları okunmuyor.Mesela siz hiç oturup sayfalarca makale okudunuz mu?Tez okudunuz mu?Tarih sempozyomlarına,kongrelerine seyirci olarak katıldınız mı?
Aynı durum Celal hoca içinde geçerlidir.Tarih kitapları okuyor olması onu bu alanda öne çıkartmaz.Sadece entelektüel olarak bir fikri olur.Bir tarihçi gibi kesin yargılara varamaz ki kaldı ki akademik tarihçiler bile kesin yargılara varmamakta özen gösterir.Bir olayı/olguyu olduğu gibi tüm hatları ile ortaya koyar ve bunu yorumlar.Nitekim ben de öğrendiklerimden yola çıkarak böyle bir yorum yaptım.
Yoksa ben de çıkıp ''Osmanlıda matbaa 18.yüzyılda geldi'','Türkler kitap okumazdı','Osmanlı padişahları cahildi'' diyerek mesnetsiz boş sözler söyleyebilirdim...
Sadece şu sözü ''Türkler kendi kendilerini cahil ettiler'' doğru.Gerisini ağır saçmalamış.
Her uygarlığın yükseldiği ve açaldığı dönemler olmuştur.Osmanlıda Avrupada Rönesans ve Reform hareketlerine yaşanıncaya kadar açık ara Dünyanın en gelişmiş devletiydi.Hatta rönesans ve reform hareketleri olduktan sonra bile özellikle 1699 yılındaki II.Viyana kuşatmasındaki başarısızlıktan sonra Osmanlı devleti kendini geliştirmeye sürekli çalıştı.18.yüzyılda matbaa ve benzeri bir takım Batılı aletler İmparatorlukta kullanılmaya başlandı,askeri alanda birçok yenilikler yapıldı.18.yüzyılın sonuna doğru başlayan Fransız ihtilali de İmparatorluğu derinden etkiledi.Her ne kadar milliyetçilik düşüncesi boyundurluk altındaki ulusları kışkırtmışsa da Osmanlıda Batının gelişmişliğini öğrenmeyi heves eden azınlıkta bir kitlede oluştu.Bu uyanma diğer Doğulu İmparatorluklardan çok önce oldu.Kısacası Osmanlı her daim kendisini geliştirmeye çalıştı.
Fakat bugün Türkiye'nin de ayağında bir pranga olan cemaatler ve dinciler bu yenilik hareketlerin kök salmasını sürekli engelledi.Yenilikçi Padişahlar sürekli Yeniçeriler tarafından tahttan indirildi,yeniliğe açık birçok devlet adamı da yine bu dinciler tarafından katledildi.18.Yüzyılın sonlarında III.Selimin tahttan indirilip katledilmesi gerici ve dincilerin nasıl ilkel olduklarını gösterir.Fakat ondan sonra tahtta geçen II.Mahmut döneminde ise devlet tam anlamıyla Batılılaşmaya başladı.Örneğin bu Batılılaşmayı III.Selim ile II.Mahmut'un potrelerine bakarsanız alenen görürsünüz.II.Mahmut giyim kuşam ve düşünceleriyle adeta Osmanlı İmparatorluğunu Orta Çağdan alıp çağ atlatmıştır.(Soldaki III.Selim Sağdaki ise II.Mahmut): < Resime gitmek için tıklayın >
Mesela Japon İmparatorunun böyle giyinebilmesi ancak 1868 yılından sonra mümkün olmuştur.Kore İmparatoru ise ancak 1905'li yıllardan itibaren böyle Batılı tarzda giyinebilmiştir.Dahası hem Japonlar hem de Koreliler Osmanlından neredeyse 70-80 yıl sonra Batılıların değerlerini ve Dünya görüşünü öğrenip kendilerini geliştirmeye başladılar.Çin ise 1950 yılından sonra Komünist Partinin radikal adımları ile köylü toplumundan bugünkü deve dönüştü.
Yani gördüğünüz üzere aslında Osmanlı 18.yüzyıldan beri gelişmeye ve çağı yakalamaya çalışmıştı.Batılı okullar açıyor,Batı tarzı eğitim veren modern okulları bizzat kendisi açıyor,modern hukukun olduğu mahkemelerin kurulmasına izin veriyordu.Fakat işte bu yeniliklerin kök salmasını engelleyen ve bugün bizimde başımıza bela olan cemaatler İmparatorluğun gelişmesini tam anlamıyla gelişmesini sürekli engellediler.Sürekli ama sürekli engel bir pranga oldular.Eğer bu pranga olmasaydı belki bugün Osmanlı İngiltere gibi varlığına devam eden gelişmiş bir anayasal monarşi olarak varlığını sürdürüyor olurdu.
Hep derim Osmanlıyı yıkanlar Batılı güçler değil Osmanlının gelişmesini engelleyen bu dinciler ve cemaatçilerdir diye.Bugün de gözlerini Türkiye Cumhuriyetine dikmişler her yerden kemire kemire onuda yok etmeye çalışıyorlar.Osmanlı anlaşılan kendilerine yetmemiş...
İşin özü Celal hoca sadece ''Türkler kendi kendilerini cahil bıraktılar'' sözüne katılabilirim.Onun dışında iyi saçmalamış.Ayrıca kendisi bir tarihçi değil.Böyle kesin yargılara tarihçiler bile varmazken kendisinin böyle atıp tutması maskaralık...
"Her uygarlığın yükseldiği ve açaldığı dönemler olmuştur" dışındaki her cümle öğretilmiş güdülenmiş, taraflı ideolojik cümlelerdir. Modernleşmeyi ilerlemek olarak görmek kadar saçma şey yoktur. Türkler çağın normal yaşantısına ayak uydurmak dışında hiç bir ilerleme filan yaşamamıştır. Türklerin ilerlemesi olarak gördüğün halleri tıpkı kutupta yaşamak zorunda kalan devenin, veya çölde yaşamak zorunda kalan kutup ayısının o ortama uyum sağlama cabası gibi.
Şengör'ün Müslümanlığa çakmasını onaylayıp ama Türklüğe çakmasını hazmedemeyenler (tıpkı senin gibi) öğretilmiş süslü klasik ezberlerle kendini tatmin etme çabasından öteye dünyada hiç bir karşılığı yoktur. Türk uygarlığı iddiası ise dünyada hiç bir geçerliliği yoktur. Mezopotamya Uygarlığı, Mısır Uygarlığı, Çin Uygarlığı, Helen Uygarlığı, İslam Uygarlığı, Batı Uygarlığı sıralamasında Türk Uygarlığı diye bir tanım henüz görülmedi.
Rusya'ya bağımlılıkları elbet tartışılmaz ama asimilelik durum yok. Kazak'a, Kırgız'a, Türkmen'e, Özbek'e sorsan ait olduğu milliyeti söyler. Türk olduğunu demezse sadece cahilliğindendir. Türkiye'de de var o tipler.
Alıntıları Göster
Rusyaya sonsuz bağlıdır hepsi azerilerde öyle bakma sen gardaşız tek kanız dediklerine iş ekonomi ve güvene gelince ruslara yanlarlar ruslar olmasa böyle petrol zenginliğini rahat koruyamazlardı ha başlarında da zaten rus menşeili bir hanedanlık var zaten.Asimileden kasıt güç ve baskı altında ezilmeye gidiyor değerlerini kaybediyorsun zaten.Bu sscb zamanı daha ağırmış çünkü kapitalist batı sscbyi içten yıkma çabasında iken gücünü halk tabanından alan sscb olası azınlıklar isyan etmesin diye onlarıda asimile edip kendi ülkesine katma sevdalısı idi şuan misal çininde içerdeki azınlıkları çin kültürüne adapte etme çabası olası dıştan destekli radikal isyan tehlikesini yoketmek.Dışardan düşmanını bilirsin ama içerdeki düşmana karşı tepki koymak zordur düşman bellide değildir.
Celal hocayı çok seviyorum. Görüşlerine değer veriyorum. Ama bazı konuları genellemesinden hoşlanmıyorum. Osmanlı Kanuni'ye kadar sağlam bir şekilde ayakta kaldı. 16. yy'den sonra bozulmalar başladı. Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni, II. Mahmud gibi padişahların niye hakkını yiyeyim? II. Mahmud dediğimiz adam, Osmanlı'nın en dip döneminde kılık kıyafet devrimiyle, yüzünü batıya dönmesiyle, kendi cahil halkını dahi karşısına almış bir zat. Adama "Gavur padişah" demişler.
Basiretsiz padişahlar yüzünden, tarihimizde büyük bir yere sahip bir imparatorluğu komple çöpe atmak, benim tarih anlayışıma uymuyor "Türkler kendi kendini cahil bıraktı" lafına ve diğer her şeye katılıyorum.
Rusyaya sonsuz bağlıdır hepsi azerilerde öyle bakma sen gardaşız tek kanız dediklerine iş ekonomi ve güvene gelince ruslara yanlarlar ruslar olmasa böyle petrol zenginliğini rahat koruyamazlardı ha başlarında da zaten rus menşeili bir hanedanlık var zaten.Asimileden kasıt güç ve baskı altında ezilmeye gidiyor değerlerini kaybediyorsun zaten.Bu sscb zamanı daha ağırmış çünkü kapitalist batı sscbyi içten yıkma çabasında iken gücünü halk tabanından alan sscb olası azınlıklar isyan etmesin diye onlarıda asimile edip kendi ülkesine katma sevdalısı idi şuan misal çininde içerdeki azınlıkları çin kültürüne adapte etme çabası olası dıştan destekli radikal isyan tehlikesini yoketmek.Dışardan düşmanını bilirsin ama içerdeki düşmana karşı tepki koymak zordur düşman bellide değildir.
Alıntıları Göster
:D Her Azerbaycanlının şirketi mi varmış da hep Ruslarla iş birliğine giriyormuş. O yorumu yapanlar senin gibi, benim gibi sevgiden bir çıkarı olmayan insanlar. Geri kalan dediklerinize itirazım yok. Duyduklarıma göre de Kazaklar, Kırgızlar (vatandaşları kastediyorum tabi ki) vs. Türkiye menşeili Türk şirketlerini pek sevmezmiş. Belki ondan dolayı bizi sevmeyeni çıkabilir. Gerçi kim şirketleri sever :D?
Kazaklar da müslüman ama onların anlayışı ayrı, hıristiyanlar gibi dini modernleştirmişler , binlerce km ötedeki Araplamış Uygurları görüyoruz işid'e katılıyorlar, islam'ı seçen toplumların ahli ortada, Yunanistan ile toplumsal yapıdaki tek farkımız din ama bizden çok daha refah içinde yaşıyorlar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-86G53N200 -- 23 Eylül 2020; 10:24:2 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @ArslanBey334
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
Videoyu izlemek için tıklayınız
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Celal hoca bir jeologtur.Hayatı boyunca aldığı tüm eğitim ve kariyeri bu dal üzerinedir.Kendisi bu dal üzerinden profesör olmuştur.Kendi alanı dışında tarihle ilgilenmesi onun tarih hakkında görüşlerinin doğru olduğunu göstermez.Zira bu alandan gelmemiştir.Nasıl ki bir tarihçi mesela İlber Ortaylı Jeoliji hakkında kesin konuşmuyorsa o da böylesine kesin yargılara varamaz.
Kaldı ki üniversitede çoğu hocamızda bu tiplerden nefret ederdi.Zira Türkiye'de herkes tarihçi kesilebiliyor.Siyasetçisinden tut sokaktaki bakkal bile tarih konusunda esip gürleyebiliyor.Popüler tarihçilerin yazdığı kitaplar çok satarken gerçekten akademik bir süzgeçten geçmiş tarih kitapları okunmuyor.Mesela siz hiç oturup sayfalarca makale okudunuz mu?Tez okudunuz mu?Tarih sempozyomlarına,kongrelerine seyirci olarak katıldınız mı?
Aynı durum Celal hoca içinde geçerlidir.Tarih kitapları okuyor olması onu bu alanda öne çıkartmaz.Sadece entelektüel olarak bir fikri olur.Bir tarihçi gibi kesin yargılara varamaz ki kaldı ki akademik tarihçiler bile kesin yargılara varmamakta özen gösterir.Bir olayı/olguyu olduğu gibi tüm hatları ile ortaya koyar ve bunu yorumlar.Nitekim ben de öğrendiklerimden yola çıkarak böyle bir yorum yaptım.
Yoksa ben de çıkıp ''Osmanlıda matbaa 18.yüzyılda geldi'','Türkler kitap okumazdı','Osmanlı padişahları cahildi'' diyerek mesnetsiz boş sözler söyleyebilirdim...
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @toutonic
inandığı değerlere inanmayanları aşağılamak.
1000 tane kitap okusan da bu kafadan çıkamıyorsun demek...
kuran kursu tecavüz yazın
sonra adama kızabilirsiniz
Şengör'ün Müslümanlığa çakmasını onaylayıp ama Türklüğe çakmasını hazmedemeyenler (tıpkı senin gibi) öğretilmiş süslü klasik ezberlerle kendini tatmin etme çabasından öteye dünyada hiç bir karşılığı yoktur.
Türk uygarlığı iddiası ise dünyada hiç bir geçerliliği yoktur. Mezopotamya Uygarlığı, Mısır Uygarlığı, Çin Uygarlığı, Helen Uygarlığı, İslam Uygarlığı, Batı Uygarlığı sıralamasında Türk Uygarlığı diye bir tanım henüz görülmedi.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Katılmayacağı jeoloji kürsüsünü kötüleyip, üstüne de hâlâ itibâr diyeti bekleyen dinazor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
https://cuneytyardimci.com/ihsan-ketin/
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Basiretsiz padişahlar yüzünden, tarihimizde büyük bir yere sahip bir imparatorluğu komple çöpe atmak, benim tarih anlayışıma uymuyor "Türkler kendi kendini cahil bıraktı" lafına ve diğer her şeye katılıyorum.
Duyduklarıma göre de Kazaklar, Kırgızlar (vatandaşları kastediyorum tabi ki) vs. Türkiye menşeili Türk şirketlerini pek sevmezmiş. Belki ondan dolayı bizi sevmeyeni çıkabilir. Gerçi kim şirketleri sever :D?