Öncelikle hayırlı akşamlar herkese. Plutarkhos'un bizlere aktardığı bilgilerin doğruluğu hakkında açılmış bir konu diyerek giriş yapmış olayım. Plutarkhos'un bize aktardığı bilgilere ne kadar güvenebiliriz?Çağdaş Tarihçiler(Veyahut Yunan ve Roma Tarihçileri) Plutarkhos hakkında ne demektedir? Çünkü Devlet Adamları kıyaslamasında bazı kitap yorumlarına denk geldiğim zaman Marcus Antonius adlı kitabında Antonius'u tarihsel bir kişilik olarak farklı yansıttığı iddiaları mevcut.(Tarihsel gerçekliğe bağlı kaldığı ama bazı yerlerinde değişime giderek bu tarihsel kişilikler üzerinde felsefi mesajlar verdiği) Biraz araştırma yaptığım zaman elime elde tutulur bir şey geçmedi açık konuşmak gerekirse. Bu konuda fikir ve bilgi sahipleri olan kişilerden şu 2 sorunun cevabını alabilirsem çok güzel olacak. İlk soru biraz daha öznel bir yoruma da açık olarak nitelendirilebilir, ikinci soru nesnellik açısından önem arz etmektedir.
Ek:Bazı konular da Cicero'nun aktardığı bilgilerle çeliştiği söylenmektedir.(Bilhassa İskender-Sezar ve Marcus Antonius kitapları için geçerli).
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Bu mesajiniza ve altinda ki mesaja laptopa gecince cevap verecegim. Biraz konu disi olacak ama Montesqiue'nin Roma'nin Batisi Hakkinda Dusunceler adli kitabi okudunuz mu acaba? Okuduysaniz ne diyebilirsiniz?Bir Siyaset Filozofunun gozunden bakmak guzel olacaga benziyor. Roma tarihinin tumu degilde M.O ki kismindan Aureilus donemine kadar merak ettigimi soyleyebilirim. Yunan tarihini es gecmemek gerekiyor.
Bu kitaptan söz ediyorsunuz değil mi? Güzel bir kitap ama birazcık demode ve genellemeciydi. Kitapta yer yer çok anlamlı ve şahane genellemeler var. Roma'nın hakimiyet alanı genişledikçe orduların sadaketlerinin cumhuriyete - daha doğrusu senatusa veya diğer yerel Roma meclislerine değil de - onları uzak ülkelerde finanse eden, onlara hem bakan hem de sözler veren generallere dönmeye başlaması ve Roma lejyonerlerinin kişisel askerler olarak işlev göstermeye başlaması - ki bu princeps rejimi için de hayati bir bileşen - gibi ifadeler gayet yerinde ve tarihteki içeriksel istisnaları es tutarsak teorik tarihsel bilgi değeri taşıyor denebilir. Ama tarih aslında spesifikleşerek anlam kazanan bir bilim alanı olduğu için Montesquieu'nun düpedüz genellemeleri konuda derinleştikçe elbette biraz sakatlaşıyor. Cumhuriyet bir geceyi bırakın birkaç yüzyılda bile uçmadı, rejimdeki imperium yetkilerinin paylaşımı reforme oldu ve cumhuriyet monarşik üsluplu kısmen anayasal diktatöryal bir rejime dönüştü ama biz epey bir anakronizme düşerek popüler tarihçilikte biraz komikçe "imparatorluk" deriz buna ama Romalıların bildiği bir şey değildi bu res publica ve imperium onların algısında birbirine ters değiller imperatorun gücü de zaten "bilinmeyen güçler ayrılığının" ve Roma'nın bekasının garantisi gibi görülüyordu düşmanı olarak değil. Res publica Romana aynı zamanda her zaman Imperium Romanum'du "dönem" fark etmeksizin. Bir imperator da barbarları devirip Roma'yı hep koruyan ve Roma'nın büyüklüğünü zaferlerle arttıran, talihi - Fortuna'nın yanında - olması beklenen birisiydi. Gerektiğinde de en yüksek yargıçtı / son temyiz hakimiydi, kamu düzeni veya binbir sebep dile getirerek seri şekilde idam da edebilirdi eskinin her kıdemli ve imperium sahibi magistralarının yapabileceği gibi. Roma'da bir praetor veya konsül hala davalarla uğraşırken atıyorum bir imperator caesar augustus Germania'da ya da Dacia'da barbarlarla savaşırdı veya Hadrian gibi orada burada gezip yatırım yapardı veya kamu işine bakardı Roma'nın Bizans'a yani Basileia Rhomaion monarşisine evrilmesi kaç yüzyıl sonra, Mesihçilik, göksel krallık gibi çeşitli konseptlerin ve kralcı Hellenistik anlayışın devletin boğazlardaki Yeni Roması'nda yaygınlaşması ve egemen hale gelmesiyle oluyor ama mesela Montesquieu'da ve Montesquieu gibi aydınlanmacı tarihçilerden beslenen modern popüler tarihçilikte Cumhuriyet bir gecede bitmiş gibi bir hava var.
Bu arada Montesquieu'yu sevmediğim veya önermediğim anlamı çıkmasın ama aydınlanmacı tavrı bilinsin. Aydınlanmacılar genellikle eski cumhuriyete hayranlık besler o sebeple erken imparatorluğa hele Hıristiyan Bizans'a karşı daha soğukturlar, eski cumhuriyet onlara göre Roma'nın büyük olmasında birincil ve ana faktördür mesela. Eski cumhuriyetten çok fikir de devşirmişlerdir.
Yaşasın cumhuriyet yaşasın Lucius Quinctius Cincinnatus.
Anlatıya göre Cincinnatus ona senatusça teklif edilen diktatörlüğü isteksiz şekilde kabul edip Roma'yı kurtarmış işi biter bitmez de makamını anında bırakıp çok sevdiği çiftliğine dönmüş bir eski cumhuriyet kahramanı. Yalnızca yarım aylık diktatörlük yapmıştır. :d Aslında bizim "diktatör" değil de "tiran" dememiz gerekiyor Hitler ,Pol Pot, Hafız Esad gibilere günümüzde diktatör terimi yanlış bir anlamda kullanılıyor. Diktatör teriminin Latince iki temel kullanımı var: Birincisi antik Latin kabile federasyonlarının liderlerinin veya kimi antik Latin şehirlerinin seçilmiş başkanlarının ünvanı, ikincisi ise eski cumhuriyet deyip durduğum Latin Roma Cumhuriyeti'nde 6 aylık bir acil durum yetkisi - ilaveten yetki süresi bitince yargısal dokunulmazlığın kalkması sözkonusu -.
Yunan tarihi hiç bilmeyince Roma tarihi havada kalıyor. Roma Yunan'ı inanılmaz taklit etti ve bu medeniyetin gerçekleştiremediği bazı projelerde inanılmaz başarıya ulaştı. Yaygın kanının aksine ileri düzey hukuku ve politika bilimini Roma değil Yunanlar icat etti ama Romalılar önce Yunanlardan bunları öğrendiler sonra bunları çok daha ileriye taşıdılar ve pratiğini çok daha başarılı tatbik ettiler. Romalılar Homeros'a, Yunan kahramanlarına, devlet adamlarına, filozoflarına ve sanatçılarına Yunanlar kadar itibar ederdi ve Yunanlar Romalıların saygı duydukları çok nadir halklardandı.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 28 Ocak 2020; 0:8:58 >
Roma'nın beş iyi imparatoruna bakarken Trajan'la alakalı birkaç bilgiye baktım ve aklıma senin bu mesajın geldi(Son paragraf). Yani bu imparator hakkında bilgi edindiğim zaman(eğer bilgiler doğruysa)bu imparatora karşı aşırı derece sempati beslememi,takdir etmemi sağladı. Diğer imparatorlar bir yana Trajan bir yana oldu bana göre.(Biraz abartı ama :D) Bu imparator hakkında bilgi edinmemi sağlayacak önerebileceğin kaynaklar/kitaplar var mı? Şayet biraz bakınca pek fazla kaynak olmadığını duydum.
Alıntıları Göster
Optimus princeps (en iyi önder) dedikleri, Augustus gibi talihli, Traian gibi iyi ol diye senatonun kendisinden sonraki imparatorlara selam verdiği, Germania kahramanı, Dacia fatihi, Büyük İskender'e özenip Roma için Doğu'da devasa bir fetih yapmış, imparatorlar içerisinde en aklı selim ve meselelere hakim idarelerden birisini göstermiş Traian'la ilgili eldeki birincil kaynaklar maalesef çok az. Roma imparatorlarıyla ilgili zaten bir kaynak kıtlığı var Traian'da bu kıtlık ekstra sözkonusu. Traian'la ilgili olarak Cassius Dio haricinde bildiğim kaynak yok. Roma Kayzerleriyle ve tarihiyle ilgili temel kitaplarda Traian maalesef karşımıza çıkmıyor. Suetonius'un 12 Kayzer'inde, Historia Augusta'da (gerçi Augusta epey sorunlu bir kaynak) vs Traian maalesef hepsinin ya menzilinin ya da ilgisinin dışında kalmış. Suentonius'un eseri Traian'a göre daha erken bir tarihe denk düşüyor. Historia Augusta'nın ise ya Traian kısmı kaybolmuş ya da ilk kitabının yazarı Traian'ı atlamış, evlatlığı ve halefi Hadrian'la imparatorları anlatmaya başlamış. Eutropios'un Roma tarihi var ama o da çok kısa bir özet koymuş zaten eseri hacimli bir Roma tarihinden ziyade dönemin koşulları içerisinde cahil kalmış, eğitilmek için yeterince vakit veya ortam bulamamış imparator Valens ve askerleri için bir Roma tarihi özeti niteliğinde. Trajan'ın dönemine ait ama askeri ve siyasi değil daha çok kültürel ve sosyal olan bir bakış istiyorsan Genç Plinius'un mektuplarını tavsiye ederim. Orada da Traian'dan olumlu bahsedilir. Traian'ın Dacia Savaşı adına diktiği sütun meşhur, sütundan veya Traian'ın forum gibi diğer mimarı faaliyetlerinden yorumlar yapılabiliyor. Bu linkte Dio'nun Dacia Savaşı aktarımlarını okuyabilirsin.
İkinci kaynak haliyle daha çok var. İkinci kaynaklar içerisinde özellikle spesifik bir şey öneremem. Hepsi kompleks bir mevzuya farklı yaklaşımlar sunar.
Ek:Bazı konular da Cicero'nun aktardığı bilgilerle çeliştiği söylenmektedir.(Bilhassa İskender-Sezar ve Marcus Antonius kitapları için geçerli).
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Herattaa -- 17 Ocak 2020; 21:59:58 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >