İki kelime ile Turnayı gözünden vurdun. Nasıl unuttum. Güçlü iken ses çıkarmayan milletlerin zayıf olduğunuzda isyan etmeleri doğal. 1789 Fransız ihtilali en fazla Osmanlıyı vurmuştur. Osmanlılar bu ihtilalden etkilenmeyeceklerini düşünmüş ama en fazla kendisini etkilemiştir. Avrupa devletleri Fransız ihtilalinden sonra anlaşmışlar ve bu akım hangisine sıçrarsa diğerleri o ülkenin kralına yardım edecektir. Gelelim çifte standarta. Avrupa devletleri Milliyetçilik akımlarının ve isyanların Avrupa da olmaması için anlaşmış ve tedbirler almışken,Osmanlı da isyan çıkınca isyancıların yanında yeralmışlardır. Hatta yanında olma ne demek, isyanları kendileri çıkarttırmışlardır. |
Verdiğiniz örnek zaten farkına varılmadığını açıkça gösteriyor, beni doğruluyor! ![]() Tekstil makinası yakma işinin bir adı vardır, 1850'lerde İngilterede o zamana kadar elle yapılan Tekstil işinde işçilerde yakmışlar makinaları, eylemin ismi burdan gelir. İnternette bulamadım adını. Ama yinede makinalar girmişler endüstriye ve elleriyle çalışan işçilerde makina kullanır olmuşlar. Osmanlı bilinen uzmanlığıyla 3-5 hattat kellesi uçursaydı da bugün bizde "ilkel bir topluma " Evrim Teorisini kabul ettirmekle uğraşmasaydık fena mı olurdu yani? ![]() |
@ar_tryk ben @lehrer gibi çöküşü hilafetten alıp Çanakkale'ye götürecek ordan da yeni devletin kuruluşuna bağlayacak değilim ancak fikirlerinde dinlemeniz gereken noktalar var. Bakın Halil İnalcık ne diyor; "Galata'da kurulmuş olan rasathanenin yazgısı din bağnazlığının akli ilimleri üzerine açık zaferini gösteren bir olaydır. Rasathane Uluğ Bey'in Zic'ini düzeltmek için kurulmuş olup, İslam Dünyası'nın tek rasathanesiydi." "III. Murat, rasathanesini astronomik gayelerden çok astrolojik amaçlarla yaptırmışa benziyor. Sultanın -gözdeleri- bunu onaylıyordu ama rakipleri olan ve aralarında şeyhülislam da bulunduğu bir grup ulema, astronomi ve astrolojiyle ilgilenmeyi büyücülük ve falcılık gibi dinsizlik ve uğursuzluk olarak görüyordu. Şeyhülislam, sultana veba salgınının, Tanrı'nın gizlerine nüfuz etmek için yapılan bu cüretkar çabaların sonucu olduğu anlamında bir ariza verdi. Rasathane 1580'de bir grup yeniçeri tarafından yerle bir edildi." "Ulema ve medrese çevreleri, hem tatbiki hem de akli ilimlerde yeniliklere karşıt bir tavır almıştır. Örneğin 1767'de Ali Paşa'nın kitaplarına el konduğu zaman, şeyhülislam koleksiyonda bulunan felsefe, astronomi ve tarih üstüne yazılmış yapıtların kütüphanelere konmasını yasaklayan bir fetva çıkarmıştır." "...devletin temel özelliğinin bir İslam hilafet, olduğu bilincinin yerleşmesi, bu gelişme üzerinde etkili olmuş olmalıdır. İmparatorluğa karşı safevi İran'ın ölümcül silahı Şii'lik de bunda başlıca etmen olmuştur." "Osmanlı toplumunda akli ilimleri, tasavvufu, musikiyi, raksı ve şiiri dinsizlik olarak gören bağnaz bir ulema sınıfı, karşılarında da bunların din alanına girdiğini savunan bir sınıf her zaman olmuştur. Camilerde vaizlik yapan ve ders veren şeyhlerle ulema genellikle bağnaz davranmaktaydı. Önemli medreselerdeki ulema ya da devlet işlerinde çalışanlarsa ikinci grubu oluşturmaktaydı. Bunlardan biri olan Taşköprülüzade'nin Osmanlı ulemasında seçkin bir yeri vardı. Halkın cahilliğini kullanarak onları yanlış yola sürükleyenlerden, o "Tanrı bizi din bağnazlarından korusun" diye acı acı yakınırdı." "Kanuni'nin saltanatının ilk yıllarında bağnaz ulemanın, halkı tasavvufa karşı kışkırttığını Taşköprülüzade'den öğreniyoruz." "Tutucu ulema, tasavvuf kadar akli ilimler ve skolastik ilahiyata da, dini inancı zayıflatıyor diye hücum etmiştir." Halil İnalcık, Osmanlığı İmparatorluğu Klasik Çağ |
Fikren yenilmesi bana göre en büyük etkendir. Osmanlı imp. bir iddiası olmadan uzun yıllar, tabiri caizse, ayak direyip durmuştur. Gerek sınırları içerisinde gerek sınırları ötesinde kitleleri ateşleyecek yahut en azından bir araya getirecek bir ülkü ortaya koyamamıştır. Osmanlı kimliği ise inşa edilemeden yıkılan bir çatı olabilmiştir ancak. Bir Fransız, bir Rus ise bunun tam tersini başardı. Nazarımda bu fikir üretememe, bir hedef doğrultusunda insanları yürütememe hali en büyük sebeptir. |
Bakın Lehrer amaçlı yazıyor. Tarihte ne nasılsa öyle anlatacaksınız. Kendi isteğiniz veya Dünya görüşünüze göre anlatmanız olaylardan ders almayı engeller. O kadar şey yazdım yukarıda. Rasathane yokedildi ve anında zayıfladık ve yenildik mi? Bu yıllarda zaten zayıflama başlamış. Daha doğrusu karşımızdakiler güçlenmiş. Biraz onları bilmeyince olmuyor. Bir dönem, bazı kişiler fen derslerine karşı yanlış yapmış. Bu Avrupanın örnek alınması ile değişmiş. Bunda dinin değil, din adına yanlış yapanların suçu var. Osmanlı padişahları halife olmasa aynı durumun olmaması için de bir garanti yok. İnalcığın yazdığı gibi Şii İran devletine karşı kendilerini korumaya çalışmışlardır. Benim yazdığım sebepler geçerli olduğundan fen e önem verdiklerinde de Avrupa ya yetişememişlerdir. Şimdi bile fen e önem veriyoruz. Hadi yetişin anında Amerikaya. Birden olmaz. Ekonomik altyapı olacak. Ama adam senin kilonu kontrol ediyor. İran gibi. Lehrer sadece Hilafete bağlamış Osmanlının çöküşünü. Buna inanıp söylese tartışırsın. Ama aynı arkadaş sabah Diyanet vakfını da Ortaçağ Kilisesine banzetti. Yanlışını anlattım. Anlıyorum ki tarihi gerçekliği aramıyor, insanlar bu şekilde düşünsün diye kurgu yapıyor. O kadar sebepten birini alıyor, şişiriyor. Görecekse tümünü görsün olayın, amaçlı yazmasın. Avrupa rönesansının temelinde İslamın izini bilse İslam ı değil, rasathaneyi yıkanları suçlardı. |
Sevgili Neommy, sizin bahsettiğin akımın adı "Ludizm". Ayrıca, "Sabotaj" kelimesi de benzer bir eylemden ortaya çıkmıştır. Eskiden işçilerin giydiği ve adı "Sabo" olan tahta terlikleri makine dişlilerinin arasına sıkıştırıp makineleri parçalamaları ile ortaya çıkan bir isimdir. |
60.000 kişi ailesiyle berber daha fazla kişi işsiz kalacaktı. Matbaanın yasklanması din yüzünden değil, bu kişilerin ekonomik amaçlı olarak dini kullanmalarındandır. Uzun zamanı etkileyen en önemli yanlışdır. Almanların reform yapmaları İncil in matbaa da çoğaltılması ve halkın okumasıyla gerçekleşmiştir. Matbaanın gelmemesi bilgili bir toplum oluşumunu engellemiştir. Almanyanın I.Dünya savaşından sonra tekrar canlanması bu bilgili halk sayesindedir. II. Dünya savaşına biz katılmadık, Almanya yandı yıkıldı, yine güçlendi. Biz II.Dünya savaşına katılmadık ama yine kalkınamadık. Çünkü bilgi onların kafasındaydı. Farkında olmaya gelince Çin de ve Türklerde baskı matbaa var zaten. Avrupalılar harf matbaası yapmış ama harfleri tahta olduğundan kaliteli olmamış. Gutenberg is harfleri kurşun veya alaşımından yapmış. Mtbaanın uzun geçmişi var yani. Osmanlıya gelişi daha erken ama Ssadece azınlıklara kullanma izni verilmiş. |
Ne demek istediğinizi anlamaya çalışıyorum. Osmanlılar Cebelitrık ı aşsa ve yeni ülkelere gitse durum bambaşka oludu. Başa bela olan fazla nufus ve isyancılar gönderilirdi. Bitmez tükenmez kaynak sahhibi olurlardı. Belki de hiç yıkılmazlardı. Matbaadan sonra iknci sebep bence. |
Rüşvet, iltimas, ahlaksızlık dünya harbi çıkmasa bile Osmanlı yıkılırdı zaten Neden değil nelerden ötürü diye sorsan daha iyi olurdu Sana neredeyse yüzlerce neden sıralayanlar çıkar ![]() |
Konunun adı bir daha değişsin. ![]() |
osmanlıda nüfusun başa bela olduğu konusunda tutarlı bir kaynağınız var mı? 21. yy da bile nüfus ise yararken 200-300 yıl öncesinde nüfusun devletlere bela olduğunu sanmıyorum isyancılar konusu ise osmanlı için hiç sorun olmamıştır, aynı yerde aynı sebeple 2 kere isyan çıkmamıştır osmanlı da ![]() |
Çok teşekkürler bilgiye, 20-30 yıldır ele alınmayan kitaplardan hatırlamaya kalkınca isimler değil tarifler ancak kalabiliyor hafızada! Arada "sabotaj" komik olmuş, çünkü aynı isimli, içi muhtemelen tahta ama üstü sentetik malzemeyle kaplı ortopedik terlikler Tıp personeli tarafından sık kullanılıyor, ama Sabotaj kelimesiyle ilintisi aklımın ucundan geçmezdi! |
Nufus artışı derken o zamana gör iş ve arazisi olmayan, geçim sıkıntısı çekenlerin fazlalığı anlamında söyledim. Medreseyi bitirip işsiz olanlarda vardı. Avrupa u durumdakileri, suçluları hemen yeni keşfedilen yerlere göndererek rahatlamıştır. Bir de Avrunın sanayileşmesi bizim elle çalışan sanayimizi öldürdü ve işsizlik arttı. Şimdiki gibi bir nufus tabii yok. ![]() Celalli isyanlarına bakın. Wiki: Celali isyanlarının nedenleri [değiştir] 16. yüzyıl ortalarında Osmanlı Devleti'nde ekonomik ve toplumsal bunalım baş gösterdi. Anadolu ve Akdeniz üzerinden geçen uluslararası ticaret yollarının coğrafi keşifler sonucunda yön değiştirmesi de bunda etkili oldu. Osmanlı Devleti, bu ticaret yollarının kendi topraklarından geçtiği dönemlerde sağladığı kazancı yitirdi. Öte yandan Avrupa devletlerinin güçlenmesi karşısında fetihlerin durmasıyla ganimet gelirleri de ortadan kalktı. Devlet, gereksinim duyduğu geliri sağlayabilmek için vergileri artırdı. Osmanlı Yönetiminin Babadan-Oğula geçmemesinde titizlikle durduğu tımar sistemi saltanat haline geldi. Oluşan bu yarı-feodal durum, vergileri ödeyemeyen köylülerin topraklarını terk etmesine, kasaba ve kentlere iş için göç etmesine yol açtı. Geçim yolu bulamayanlar ise eşkıyalığa başladılar ya da eşkıyaya katıldılar. Bütün bunların sonucunda Osmanlı toplumsal ve ekonomik düzenin alt üst oldu. İşsizlik ve geçim sıkıntısı, medrese öğrencisinden askerine kadar toplumun bütün kesimlerine yansıdı. Ayrıca Anadolu'da yaşayan Alevi halk Osmanlı Devletinin teokratik olmasına karşı çıkıyordu.Bu yüzden sık sık Osmanlı ile arası ters düşüyordu. Anadolu'da ilk büyük Celali Hareketleri, medrese öğrencilerinin (suhte ya da softa) hareketi olarak ortaya çıktı. Medrese öğrenciler ve medrese bitirip iş bulamayanlar Yozgat, Amasya, Adıyaman , Sivas ve Malatya yörelerinde büyük ayaklanmalar başlattılar. Bu ayaklanmalar tarihe Suhte ayaklanmaları olarak geçti. Daha sonra, asker sınıfından levent ve sekbanlar ayaklandılar. Bu arada Osmanlı Devleti'nin yerel yöneticileri, güç kullanarak halktan vergi toplamaya başladılar. Yerel yöneticilerin zulmü merkezi hükümet tarafından önü alınamaz duruma gelince, III. Murat (1574-1595), III. Mehmet (1595-1603) ve I. Ahmet (1603-1617) soygunlara, yöneticilere ve memurlara karşı köylülerin silahla mücadele etmesini isteyen fermanlar çıkardılar. Bu dönemin önemli ismi şeyhülislam Mustafa Sunullah Efendi olmuş ve devşirme sadrazamlara karşı verdiği fetvalar ile Anadolu'da ki Türk varlığının yaşamasını sağlamıştır. |
![]() Sizinde katıldığınız bir sayfada yanılmıyorsam Osmanlı'nın zaten Cebelitarık'ı aşıp Amerika'yı bulduğu vs. iddia edilmişti! ![]() ![]() Sanırım hatırlamışsınızdır konuyu. Nüfus ve isyancılar için Onlyone'a katılırım, ikisinide Osmanlı yöntemleriyle halletmiş! ![]() |
Önceden gidenler var. Mısırlılar, vikingler, Araplar , Türkler vs. Ama mesafe uzak ve pusula yok. Geri dönmek zor. En önemlisi şu, Avupalılar ateşli silahlarla gittiği için galip geldiler. Yoksa oraya gitmeleri sömürgecilik açısından önem taşımayacaktı . Para ise Arap parasıydı ve yazıanlar var dedim para meselesini. Para kesin demedim. Ama kaya yazıları var. Arapça. Hem de Amerikanın içlerinde. İsyanın batırılması önemsiz olduğunu göstermez. En sonunda isyancılar yenilse de zarar büyük oluyor. |
hocam amerikanın bulunması tamamen avrupalıların palavrası, amerika kıtasının varlıgı zaten bulunduğu iddaa edilen yıldan 200 yıl öncesinde bile biliniyor, piri reisin haritası ortada... osmanlı tenezzül etmediği için gitmemiştir, 18. yy da kıymete binince o topraklar o zaman da deniz gücünü kaybettiği için gidememiştir, o dönemde zaten donanmasını korumaktan aciz bir osmanlı deniz gücü var, sakız a bozcaadaya kadar venedikliler gelmiş, ruslar 3 kere donanmamızı yakmıs... yoksa kanuni nin sözü bile var hatta "üzülme vezir, onlar bulsun biz alırız " şeklinde |
Sevgili ar_tryk, Cebelitarık Savaşı diye bir savaş, sizin de kafanızın karışmasına neden olduğu gibi, aslında hiç olmamış bir savaştır. Osmanlı Devleti'nin yıkılışını tek bir savaşa bağlamanın anlamsızlığını anlatmak için o örneği verdim. Yanlış anlaşılma için kusura bakmayın lütfen. |
Anlmaya çalışşıyorum dedim ya. Denizde öyle bir savaş yok ama ötesini ele geçirme mücadelesi var. Cebeli tarık ın ötesindeki mücadeye güçlüyken katılmamamız, böyle bir mücadelenin olmamasıınn sonuçlarını ı anlattım ben de zaten. Sizin yazınız yapmadığımız bir savaşı aklıma getirince hayıflandım. Belki siz d aynı şeyi kastetmiş olabilirsini diye düşündüm. İlkçağlarda Fenikeliler Cebelitarıktan diğer gemileri geçirmemek için nöbet tutrlardı. |
Irak ın başına gelenler diğer toplmlara ders olsun diye. İran a da aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Kafa tutacak kadar güçlenen olmasın isteniyor. Churchill in bir sözü vardı. Tam hatırlamıyorum amaTürklerin hep aynı kiloda tutulması ile ilgili. Kilomuz ne fazla düşmeli, ne de artmalıdır. Özellikle de İslam Dünyaında kilosu artan bir devlet olmamalıdır onlara göre.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle