Tofaş ta dediğin gibi projeler italyanlar tarafından çizilip türkiyeye gönderiliyor ve bunları tofaş maliyet düşürmek ve hizli bir şekilde kalıplarını olsun kalite kontrol aparatlarını olsun bursa sanayisinde mevcut olan firmalara dağıtıyor. bu firmalarda bu parçalar üretiliyor. italyanlar dediğin gibi kesinlikle tasarıma müdahale ettirmiyorlar hatta bir arkadaşım çalıştığı firmada tofaş ın bu tarz bir işini yaparken italyan mühendislerin bir hatasını görüp düzeltmiş ve kalıbı öyle yapmıştı ve kalıp red olup geri geldi her neyse kalıp bize göre hatalı olarak yeniden yapıldı ve tofaş a teslim edildi. tofaş 1 ay kadar sonra bize yanlış deyip geri yolladığı kalıbı tekrar para verip işletti... yani demek istediğim kesnilikle kimse projeye dokunamıyor. sadece sistem mühendisleri tasarlanan ürünün imaları için gerekli kalıp tasarımlarını yapıyorlar.... reno fabrikasına gelince o daha da kötü durumda diyebilirim..çünkü firman tamamen fransızların kontrolünde.. bu konuda en iyi bmc olduğunu düşünüyorum ford firmsındada bir abimiz bu konuda iyi bir yerde ve söz sahibir bir kişi ama bence bmc çukurova holding sayesinde iyi bir tasarım yapıyor. ve otomobil işinede gireceği söylentileri dolaşıyor... < Resime gitmek için tıklayın > |
cncfatih, goruslerini paylastigin için tesekkurler. Aslinda Ford İnönü fabrikası onceki senelerde ingiltere ile isbirligi yaparak cargo modeli kamyonu ve bunun ecotorq adli motorunu gelistirdi. Bu proje sanki sadece Turkiye'de gerceklestirilmis gibi lanse edildi ama, camiadaki kisiler yabancı isbirliginden haberdardi. Diger yandan BMC üzerine yaptigim gozlemler, firmanin fikri mülkiyet bagimsizligi anlaminda çok buyuk avantaj sahibi oldugunu gosteriyor. Ancak orada da bir miktar zihniyet problemi oldugunu dusunuyorum. Insan kaynagi pek verimli kullanilamiyor ve belki de Cukurova'nin maddi engelleri nedeniyle yatirimlar simdiye kadar cok yavas gerceklestirildi. Ancak manisa organizeye kurulan yeni fabrika ile BMC'nin uzun vadede otomobil urettigi gunlere taniklik edebiliriz. Diger yandan, Ford Otosan hala ulkemizdeki en buyuk otomotiv ARGE kadrosuna sahip firmadir. Oyle saniyorum ki, bu firmadan da en son cikarttigi hibrid transit prototip modelinin uzerine, çok ilginc calismalar beklenebilir. |
< Resime gitmek için tıklayın > Yakıtı koklayanların yarışında bu yıl Türk rüzgarı esti 20 ülkeden toplam 257 ekibin katıldığı Shell Eco-maraton yarışmasında bu yıl ’Türk rüzgarı’ esti. Yarışmaya 8 okul ile katılan Türkiye, en çok ekip gönderen 5’inci ülke olurken, İngiltere, İtalya ve Almanya gibi otomotiv endüstrisinin önde gelen ülkelerini geride bıraktı. Türk okulları ikinci kez katıldıkları organizasyonda aldıkları dereceler ile de göz doldurdu. Dünyanın önde gelen petrol şirketlerinden Shell’in, ’geleceğin otomobillerini yaratma, geleceğin enerji kaynaklarını geliştirme’ amacıyla düzenlediği Eco-maraton’da bu yıl Türk rüzgarı esti. 19-21 Mayıs tarihlerinde Fransa’nın güneyindeki Nogaro kentinde düzenlenen 21’inci Shell Eco-maraton yarışmasına 20 ülkeden toplam 257 ekip katıldı. Türk okulları bu yıl aktif yarışmacı olarak ikinci kez katıldıkları organizasyonda aldıkları dereceler ile göz doldururken yardımlaşma ve ekip ruhu ile organizasyonda diğer okullara örnek oldu. Shell Türkiye’nin de desteğini alarak bu yıl 8 okulun yarışmaya katılması ise organizasyonda büyük ilgi çekti. Üst düzey Shell yöneticileri ile yabancı gazeteciler Türk ekiplerinin organizasyona katılmasında emeği geçen Arzu Amirak’a "Almanya bile 2 okulla burada temsil ediliyor siz nasıl 8 okulu buraya nasıl getirebildiniz. Türkiye için büyük başarı şeklinde yorumunu" yaptı. Türkiye organizasyonda üçüncü yılı olmasına rağmen yarışmaya en çok ekip gönderen 5’inci ülke olurken İngiltere, İtalya ve Almanya gibi otomotiv endüstrisinin önde gelen ülkelerini geride bıraktı. KASIMOĞLU ÇOŞKUN 5’İNCİ: Geçen yıldan tecrübe kazanan Özel Kasımoğlu Coşkun Fen Lisesi 257 ekibin katıldığı organizasyonda hidrojen ile çalışan araçlarıyla liseler arasında ilk sıraları zorladı. 1 litreye karşılık gelen hidrojen ile 1145 kilometre yol kat eden ekip, liseler arasında alternatif enerjide 5’inci olurken Hidrojen kategorisinde 6’ncı genel klasmanda ise 23’üncü olarak taktir topladı. SABANCI TASARIMDA İKİNCİ: Tasarımını tamamıyla kendileri yapan Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi 15 bin YTL’ye mal ettikleri benzinli prototipleriyle en iyi ikinci tasarım ödülünü kazandı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin katılımıyla ilk kez organizasyona üniversite kategorisinde yarışmamız bu yılın ilkleri arasında yer aldı. Tasarımıyla ilgi çeken ’Hidrobee’ yarışma sırasında teknik sorunlar çıkarsa da gerçekleştirilen 494 kilometrelik derecesiyle genel klasmanda 75’inci sırada yer aldı. Üniversite hidrojenle yarışan araçlar arasında ise 8’inci sırayı aldı. ŞİŞLİ TERAKKİ’NİN BENZİNLİSİ: ’Concept 0090-SSS’ adını verdikleri araçla yarışmaya katılan Şişli Terakki Lisesi 287 kilometrelik performans gerçekleştirdi. Tasarın ve bilgisayar çizimlerinin 2 ay aracın süren Şişli Terakki’nin aracı Türkiye’deki okullar arasında en iyi benzinle yarışan prototip oldu. ANADOLU’DAN GELDİLER: Geçen yıl araçları hazır olduğu halde yarışmada kullanılması zorunlu olan LPG kitinin zamanında ulaşmaması sonucu yarışmaya katılamayan Eskişehir Atatürk Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi diğer okullara verdiği teknik destek ve yardımlaşmayla herkesin sevgisini kazandı. Yakıt olarak LPG kullanan lise 2 bin YTL’ye mal ettikleri ESATA26 prototipleriyle yarıştı. Atatürk Anadolu 140’ıncı sırada yer alırken, 91 kilometrelik performans gösterdi. Water Droplet (Su damlası) isimli modifiye ettikleri araçlarıyla ikinci kez shell Eco-maraton’a katılan Eyüboğlu Koleji ise motor problemi yaşadı. Kültür alışverişi ve teknolojik paylaşım ilkesiyle yola çıkan ekip özellikle sunduğu dans gösterisiyle büyük ilgi gördü. Yarışmada Marmara Koleji 72 kilometrelik performansıyla 146’ncı sırada yer alırken, Semiha Ayverdi Anadolu Lisesi ise yaşadığı teknik sorunlar nedeniyle pistte çıkamadı. 1 litre ile 2 bin 885 km Shell Eco-maraton’un bu yılki birincisi ev sahibi ülkeden La Joliverie Lisesi oldu. Ekip etanolla çalışan araçlarıyla 2 bin 885 kilometrelik performans gösterdi. Ömür KIRBAŞLI Haber Tarihi: 31.05.2006 Kaynak: otomobil gazetesi , http://www.otomobilgazetesi.com/haberoku.asp?id=2130 ------------------------------------------------------------------------- Konuyla ilgili diger linkler ve fotograflar için, http://www.dexigner.com/forum/index.php?showtopic=6383 http://www.sabah.com.tr/cp/gnc101-20060528-102.html http://www.sabah.com.tr/cp/gnc105-20060528-102.html http://www.sabah.com.tr/cp/gnc102-20060528-102.html http://www.sabah.com.tr/cp/gnc103-20060528-102.html http://www.sabah.com.tr/cp/gnc104-20060528-102.html |
bir litre ile 3000km mi valla helal olsun adamlara. hemde bildiğin alkolle. çok merak ettim araçlarının dizaynlarını. bu arada gerçekten katılan okullarıda tebrik etmek lazım. zaten türk gençliği eline fırsat verildiği zaman gerçekten çok istekli ve azimli oluyor yeterki birileri elinden tutsun bu haberde bunun çok güzel bir kanıtı. |
Arkadaşlar Zaman Gazetesinde ki haber İlk yerli otomobil Hattat 2007'de yola çıkıyor Türk otomotiv endüstrisi, son 10 yılda önemli gelişmeler göstererek ihracatta tekstilden sonra ikinci sektör olmayı başardı. Otomotiv yan sanayii yüzde 80’lere varan oranlarda yerli üretim kapasitesine ulaşmasına rağmen Türkiye henüz yerli bir otomobil markasına sahip değil. Şimdiye kadar yerli oto geliştirme girişiminde istenilen sonuca ulaşılamadı. Son dönemde enerji ve endüstri yatırımlarıyla adından söz ettiren Hattat Holding, otomotiv yan sanayiindeki birikimini yerli otomobil üretmek için devreye sokmaya hazırlanıyor. Halen Tofaş, Renault, Ford gibi markalara direksiyon, fren aksamı gibi yedek parçalar üreten grup, bünyesindeki Hema Endüstri ile, 2007’ye kadar ‘halk tipi’ tabir edilen ucuz otomobil üretecek. İstanbul Çerkezköy’deki tesislerinde altyapı hazırlıklarına başlayan firma, binek ve ticari araç konseptinde üretim hedefliyor. Yaklaşık bir yıldır Çin, Japonya, Avrupa ve Amerika gibi otomotivde öne çıkan ülkelerde incelemelerde bulunan Hema mühendisleri, Türkiye’de daha önce üretilmemiş özgün bir tasarım arayışı içinde. Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, Valtra ve Universal markalı traktörlerin üretildiği firma bünyesinde otomobil şirketinin kurulduğunu belirtiyor. İlk etapta bu şekilde üretim yapılacağını anlatan Hattat, uzun vadede ise ayrı bir şirket kurulacağı bilgisini veriyor. Hattat’ın verdiği bilgiye göre, firma İngiltere’de faaliyet gösteren bir döküm fabrikasını satın aldı. Tesis bütün ekipmanlarıyla sökülüp Türkiye’ye getirilecek. Şu anda sökümü süren ve yaklaşık iki ay içinde montajı tamamlanacak olan fabrika, Türkiye’nin ikinci büyük üreticisi olacak. Firma, otomobil fabrikası için de aynı yöntemi uygulayacak. Mehmet Hattat, Avrupa’da kapanmaya yüz tutmuş çok sayıda otomobil fabrikası bulunduğunu ve bunlardan anlaştıkları bir tanesini satın alıp Türkiye’ye kuracaklarını belirtiyor. Hattat, amaçlarına uygun yapıdaki birkaç firmayla satış görüşmelerinin sürdüğünü belirtiyor. Hattat, “Üretimde herhangi bir yerli ve yabancı ortak düşünmüyoruz. Avrupalı ve Amerikalı otomotiv şirketleriyle satış görüşmelerimiz var.” bilgisini veriyor. Otomotiv, turizm ve enerji sektörlerine büyük önem verdiklerini ifade eden Hattat, “Buralarda büyümek istiyoruz. Bu alanlar bize güç katacak.” şeklinde konuşuyor. Hema TRW Otomotiv Direksiyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Tüken de ‘Hattat’ markasıyla üretilecek otomobil için 100 milyon dolarlık bir yatırım öngörüldüğü bilgisini veriyor. Fabrikanın çok kısa bir süre sonra devreye gireceğini belirten Tüken, bu yıl deneme üretimine başlayacaklarını açıklıyor. Tüken, üretimin montaj şeklinde başlayacağını, daha sonra ise tamamen kendi üretimleri olan bir otomobili piyasaya süreceklerini kaydediyor. Firma, motor ve ana parçalar haricindeki aksamları kendisi üretmeyi hedefliyor. Şevket Tüken, Batı Karadeniz’deki metan gazı üretimini öncelikle elektrik elde etmek için kullanacaklarını, daha sonra otomobil yakıtı olarak değerlendirebileceklerini belirtiyor. Holdingin 2010’a kadar 1 milyar dolar ciro hedeflediğini ifade eden Tüken, yeni yatırımlarla 30 şirket arasında yer almayı amaçladıklarını vurguluyor. Hattat Holding, Silahlı Kuvvetler’in tank modernizasyonuna da talip. Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, 3 bin M60 tankının İsrailli firma tarafından tanesi 4,5 milyon dolara modernize edildiğini, kendilerinin ise aynı işi 1,5 ile 2 milyon dolara yapabileceğini vurguluyor. Yerli oto üretimi sonuçsuz kaldı Yerli otomobil geliştirme girişimi 1950’lerden bu yana sürüyor. Devlet Demiryolları tarafından 1961’de bütün parçaları yerli olarak üretilen ‘Devrim’ markalı otomobil, halka tanıtıldığı sırada benzini bittiği için yürütülememiş ve üretimi durdurulmuştu. Daha sonra Koç Grubu tarafından piyasaya sürülen Türk otomobili Anadol, bantlara veda ettiği 1984’e kadar 62 bin 543 adet üretilerek yerini sac karoserli Ford Taunus’a bıraktı. 1999 yılında Jet-Pa Holding’in büyük kampanyalarla kamuoyuna duyurduğu ‘İmza 700’ adını alacak son yerli otomobil girişimi de başarısızlıkla sonuçlanarak sadece bir isim olarak hafızalarda kaldı. 06.06.2006 Yahya Çark İstanbul |
Başlığı güncelleyelim. Son gelişmeleri burada paylaşalım... Dağılmayalım derim en önemlisi. |
Merhaba.Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla bu firmlar sadece ucuz işgücü için buradalar bu mercedes olsun,reno olsun mantık değişmez çünkü bu firmalar yabancı firmalar keşke yerli bir markamız olsaydı.. |
İnşallah olacak arkadaşlar.. http://forum.donanimhaber.com/m_7457721/tm.htm |
YAPARIZ HEMDEBAL GİBİ YAPARIZ YTERKİ İSTENSİN HEMDE LASI YAPILIR YETERKİ BİRBİRİMİZE KÖSTEK DEĞİL DESTEK OLALIM |
zaten ingiliz bmc battı ve isim hakkını bizimkiler aldı.
|
bmc sadece turkiye de var. ingilizlerden hakkı alındı. motor bazen tümüğyle bazen de bazı parcları yurtdısından geliyor ya da lisanslı üretiliyor. onun dısında ozellikle su son megastar türk üretimi. sadece tasarım pininfarina. |
BRITISH MOTOR COMPANY ismi bile yabancıyken bu firmaya türk demek biraz kendi çinde çelişiyor |
BEN ŞÖYLE DÜŞÜNÜYORUM ACABA ANADOL UN FABRİKASI YENİDEN AÇILAMAZMI HEM KLASİKLEŞMİŞ HEMDE İSMİ NEDENİYLE BİR SEMPATİSİ VAR AYRICA MODERN BİR ÇİZİMLE VE DE TÜRK ÜRETİMİ BİR MOTOR MALZEME İLE BENCE NE KADAR OLURSA OLSUN DİĞER YABANCI ARAÇLARDANDA UCUZA GELEBİLİRİR ARABA VERGİGLERİ HEPİMİZİN MALUMU. BEN İNANIYORUM BU MEMLEKETTE BU İŞİ BAŞARABİLECEK İNSANLAR VAR BU BENİM HAYALİM. |
HO
HOCAM YILMA SAKIN ALLAH YARDIMCIN OLSUN BİZDE İSTERİZ MEMLEKETİMİZDE SENİN GİBİ ÜRETENLERİ |
Türkiyede otomobil yapılamaz diye bir kavram yok hadi yaptık satabilirmiyiz Tata'nın hali ortada keza Proton da öyle ki onlar Malezya devletinin fabrikası yani sahibi Malezya devleti Koç'lardan birisinin açıklamasını dinlemiştim yeni bir marka doğurmak yerine dünya markalarını Türkiye de üretmek çok daha avantajlı demişti ben de katılıyorum dünyada otomobil markaları globalleşirken sadece bir markayla bu piyasada olmamız imkansız devleti soyanların açıklarını kapatmak için otomobilde verginin vergisi alınıyor bu durumda maliyetleri varın siz düşünün |
bu peşinen yenilgiyi kabul etmektir olur hiç böyle bak yavaş yavaş açılıyoruz mesela örnek vereyim güleryüz cobrayı duymuşsundur adamlar otobüs yapıp ihraç ediyorlar ama mtoru türk değil ama yinede bir adım o zaman hiç bir marka dünya piyasasına çıkmasaydı bence yanlış düşünüyorsun |
örnekler çoğaltılabilir piyasadaki bütün isuzular türk malı motor dışardan geliyor geri kalan herşey burada ama objektif olmak lazım varsayalım hattat diye otomobil yaptık c segmentinde olsun rakipler reno megan, astra, 307 ,focus vb.... bu rakiplerin arasında şansı ne olabilirki hep konuşulur türkiyede yapılan araçlarla yabancı ülkelerde yapılan araçların kalite farklılıkları. Güleryüz'ü çok iyi biliyorum aynı sektörün içindeyiz Bursa Türkiye'nin otomobil üssü muhteşem işler başardıklarını da hepimiz hemen her gün yaşıyoruz. İlk önce kafaların değişmesi gerekir bu güne kadar gelen bütün markaların doğumları çok büyük özveriyle olmuştur(ör. Luis Renault'un otomobil fabrikasına devlet tarafından el konmuş kendisi hapse atılmış buna benzer bir çok olaylar yaşanmış diğer markalarda) şu anda etrafınıza bir bakın bu özveriyle çalışabilecek yatırım yapabilecek kaç kişi var herkes oturduğu yerden kafasına göre ahkam kesiyor ama insana saygı gerektirecek hiç bir unsur yapılmıyor çok klasik olacak ama kaç şöför yaya geçidinde yayaya yol veriyor Şu anda 30 yaşındayım ve bu yaşıma kadar öğrendiğim tek şey Türkiye'de yapılan herşey ama herşey rant için yapılıyor Türkiye için herhangi bir karşılık beklemeden herşeyi yapan tek kişi Mustafa Kemal'dir . Tabi onun ideallerine ve ona inanıp peşinden gidenleri de unutmamak gerekir yukarıda da yazıldığı gibi eğer 30 yıl daha yaşasaydı şu anda hepimizin altında birer Devrim veya birer Anadol ve onun güncel modeli olurdu |
Geçen NTV' de bir program vardı, yeni başlamış, otomobiller üzerine, Devrim otomobilini yapan 27 mühendisten biri idi konuşulan. Dedi ki, Cemal Aga yerine ATATÜRK olsa idi, basit bir benzin ikmali yapmama nedeni ile yolda kalmış bir aracı ve ekibini cezalandırmaz, aksine otomobilin yanına gider, sorunun ne olduğunu sorar, benzinin bittiğini anlayınca getirtir, daha sonra bizzat kendisi kullanır ve bugün Dünya'ya Devrim Otomobilinin gelişmiş modellerini satardık dedi.
Cenal Gürsel Paşamız çok güzel bir fikre imza atmış ancak aşırı sinirlenerek, "GARB KAFASI İLE OTOMOBİL YAPTIK, ŞARK KAFASI İLE İÇİNE BENZİN KOYMAYI UNUTTUK" lafını etmiş ve onca çalışmayı , emeği, bir kenara atmış. Keşke yapmasaydın Sn.Cumhurbaşkanımız, keşke o gün o benzini depoya koydurtup, direksiyonunada siz geçip, tüm dünyaya caka satsa idik.
Ama geç değil bence hala. Sadece yürekli insanlar lazım.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle