1. sayfa
Bu yaziya devam etmeyecegim arkadaslar, sebebini yazmistim, baslarken hevesliydim ama olmadi, saglik olsun. Hala bu yaziya itafen baya ozel mesaj aliyorum, hele konu uplaninca doluyo mesaj kutum. Surekli tekrarlanan bazi sorular var onlarin cevabini yazayim; 1. Lisedeyim, programlamaya ilgim var, ne yapmaliyim? Universite cok onemli maalesef, o yuzden fizik, kimya, biyoloji... Biliyorum moral bozucu ve heyecan verici bir cevap degil, ama isin ozu bu. Eger ben zaten onlarin cambazi oldum diyorsaniz, Ingilizce'yi gelistirin derim. If you say that "I already know English, bro", C++ uzerinden algoritma tabanli konsol uygulamalari uzerinde kendinizi gelistirin. 2. Microsoft ise alim vs sorulari http://microsoftjobsblog.com/ Bu siteyi inceleyin. 3. Onu bunu birak maastan haber ver. Vermem. 4. Universitedeyim ne yapayim? Ortalamayi kas, derslerini ogren. Lise degil artik orasi, "Bunlar gercek hayatta ne isimize yariycak ki .s.s.s" kafasini degistirmenin zamani geldi. Universiteden bir hocamin sozu "Burada ogrendiginiz hersey size cil cil altin olarak geri donecek". Meslegin oglum o dersler, onlari %100 ogren iste. 5. Java mi, C++ mi? Sen ciddi bir programlama profesyonelinin ortaminda burada yazilanlar gibi "Java su yuzden iyi, C++ su yuzden kotu" veya "Java igrenc, C# mukemmel otesi" tarzi laflar edersen millet sana kiciyla guler. Takim tutar gibi programlama dili tutanlar bence ya bu isi simdiden biraksin, ya da kafa yapisini degistirsin. Ikisini de ogrenin veya hangisi hosunuza gidiyorsa onu ogrenin. |
hocam çok teşekkürler :) birde snaırım pm'lerde sorun var uyarı gelmiyodu onda cevabınızı geç görüp cevaplayabildim :( muhtemeln sizede uyarı gelmemiştir :D |
Hocam şimdi sayısalı kötü olan ve mühendisliğe gidemeyen bir programlama çalışan bir öğrenci,yabancı dilini geliştirse ve yabancı dil ile kabul eden bir üniversiteye gitse bu işte ne kadar başarılı olabilir acaba? |
Analitik düşünme ve matematik temeli bu konudaki en önemli olgudur. Bunun için illaki üniversitede eğitim almanız gerekmez. Google CodeJam Algoritma yarışmasında üniversite profesörlerine fark atan 14-15 yaşındaki programcılar bunun ispatı. Bunlardan en ünlüsü http://en.wikipedia.org/wiki/Gennady_Korotkevich Fakat Microsoft gibi şirketler iş başvurusunu değerlendirirken sizi ön mülakata almadan önce mezun olduğunuz bölüme bakabilir. Matematik, Fizik ve haliyle Bilgisayar Mühendisliği bölümleri daha çok ilgi görmekte. Lisans Matematik, Master Bilgisayar bilimleri üzerine yapıp iyi bir not ortalamanız olursa bu arkadaş gibi mülakata çağrılmanız kesin gibi ama yine mülakatta size değişik algoritma soruları sorabilirler. Bu arkadaşa sorulan sorular biraz hafif kalmış. Ayrıca; Google CodeJaM, Facebook Hackercup gibi yarışmalarda iyi bir puan alırsanız, mezun olduğunuz bir bölümün yada üniversite okuyup okumamanın bir önemi kalmaz. :) Yabancı dil konusuna gelince: güzel bir kariyer için ingilizce şarttır. türkçe kaynaklardaki 2. el bilgiler ile bir yere varamazsın. |
Peki hocam teşekkürler.Sayısalım kötü olduğundan mühendisliğe gidemiyorum fakat programlama hevesim çok var.Bu alandan meslek istiyorum.Elimden geldiğince analitik düşünmemi geliştireceğim,diğer yandan da yabancı dil bölümünden iyi bir yere girmeye çalışacağım. |
1. sayfa
Açıkçası bu yazımda tam olarak ne yazacağıma karar vermiş değilim. Başlarken "Olmadı biraz Microsoft'tan, biraz hayattan bahseder, iki smili koyar, basar geçerim
Türkiye'den Ayrılış ve ABD
<Bu kısımda Microsoft'la ilgili pek bilgi yoktur, Microsoft'u merak edenler bir sonraki kısımdan okumaya devam edebilir>
Diplomamı alıp ODTÜ'nün yeşil kampüsünde en azından uzun bir süre için son biralarımı içtikten sonra uzun bir tatil beni bekliyordu. ABD çalışma vizelerini en erken 1 Ekim'de çıkarıyor. Yani 3-4 aylık bir tatile başlamıştım. Bu süre zarfında part-time olarak muhtemelen iş bulabilirdim ama "Ulan zaten hayatım boyunca çalışacam, boş ver dedim. Tatilde biraz kilo vereyim diye düşündüm, koşuya felan başladım, sonra arkadaşlarla Avrupa'ya interrail'e gitme kararı aldık. Bu 1 aylık interrail'de yaşadıklarımı yazsam kitap olur, o yüzden hiç girmiyorum. Ama hafızalar terk-i zihin eylemeden yazmak lazım, o ot kokulu Amsterdam'ı (red light...
Teoman'ın da "Nasıl oluyor, vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatla geçiyor." dediği gibi Vize derken, son seyahat planlamaları derken ayrılık günü geldi çattı. Bu arada merak eden varsa 10 kilosu Avrupa'da olmak üzere 3-4 ayda 30 kilo'ya yakın verdim. Mezuniyet civarında 130'ken Türkiye'den ayrılırken 100 kilo civarındaydım, iyi oldu kütleyi attık, boy 1.87. Neyse, zaten Microsoft'un ayarladığı taşıma şirketiyle eşyalarımın çoğunu göndermiştim. Havaalanına bir battal boy bavul (32 kg) bir de GS store'dan aldığım laptop cantasıyla geldim. Özel isteğim üzerine Microsoft uçak biletimi THY'den almıştı. Seyahat planım Ankara-İstanbul, İstanbul-Chicago, Chicago-Seattle şeklindeydi.
Havaalanında çektirdiğim bir fotoğraf;
< Resime gitmek için tıklayın >
Uçağa binme vakti gelince bütün yaz "Bıktım yee" diye salladığım Türkiye gözümde acayip değerlendi. Avrupa'da da çok özlemiştim, hala da özlüyorum. Annem şaşırtmayarak ağladı, o yüzden mülakata giderken kıpır kıpır olan içim şimdi düğüm düğüm olmuştu. Serde erkeklik vardı, ağlayamazdım. Bindim İstanbul uçağına, İstanbul'da indim. 12 saatlik bir uçuş beni bekliyordu. Yolda okurum diye bir kaç dergi aldım (çoğunu okumadım). Check-in yaptım. Bu arada check-in sırasında acil çıkış kapısından yer isterseniz veriyorlar. Benim gibi normal koltukta rahat edemeyen cüsseli arkadaşların aklında bulunsun.
12 saatlik uçuş tam bir Çin işkencesiydi. Geçmiyor zaman aga, geçmiyor
Gümrükte herhangi bir sorun yaşamadım. Zaten bir kaç kere Türkiye'de de Amerika'ya gidenlerin geçtiği güvenlik kontrollerinden geçmiştim. Sonra bir uyanış gerçekleşti "Amerika'dayım lan" dedim, böyle çok değişik bir şey olacak felan sandım, çok değişik bir şey olmadı
Uçağıma bir iki saat vardı. Havaalanı terminali bildiğiniz kızartma kokuyordu. ABD'de harbi bir kilo problemi var. Herkes kızartma yiyor. Ben bunu meyve, sebze gibi sağlıklı gıdaların acayip pahalı oluşuna bağlıyorum, düşük bütçeli alamıyor. Bir de namussuzlar sağlıksız besinlerin reklamını iyi yapıyor, arada denk gelince ağzımın suyu akıyor
İndim uçaktan, vaadedilmiş toprak Seattle'a ayak bastım. Gene değişik bir şey olmadı. Valizimi alıp benim için Microsoft tarafından rezerve edilmiş ve ödenecek olan kiralık arabayı almak için Avis Rent a Car'a doğru yollandım. Tabi böyle anlattığıma bakmayın, her adımda 3-4 kişiye yol soruyorum
Sonunda eve vardım. Ev itin g.tündeydi, biraz kıl oldum bu duruma. "Neyse" dedim. Vurdum kafayı yattım.
Sıradaki bölüm; Çevreyi Tanıma, Oryantasyon ve Microsoft'ta İlk Günler. Zamanım olunca yazıcağım, o zamana kadar görüşürüz.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >