Yazilarini bi solukta okuyoruz ve devamini bekliyoruz diger bolum baya heyecanli olacaga benziyor ![]() |
Başlığı görünce dolandırdılar falan sandım dedim nazar deydi, neyseki birşey yokmuş. |
Sıkılmadan yine okudum :D |
aynen bnde sandm allahtan bişeyler olmamıs |
Başarılar dilerim, Mesafe açısından Seattle ve Amerikadaki bir çok eyalet öyledir. Arazi büyük olduğundan, ve yerleşim alanları genelde şehir merkezinden uzakta olduğundan, her zaman bir yere giderken yolda geçecek zamandan dolayı extra bir 20dk ekle üzerine. Her ne kadar GPS olsa ve yollar geniş ve açık olsada, akşam trafiği Seattle'da bile oluyor :) Bizimkilerde 10 yıldan fazla süredir Seattle'dalar, Redmond'ta yaşıyorlar ve Microsoft'ta çalışıyorlar. Seattle'da zaten town center'a yaklaştıkça her 10dk'da bir bir Microsoft binası görmeniz normaldir. Oryantasyon sürecin ilginç geçektir. Orada insanlar bir birlerine selam vererek gülümserler mesela :) Burada yolda tanımadığın birine gülümsesen veya selam versen. Bir şey gibi bakar :) Ne var? ne oldu? yüzüm de mi bir şey var? Beni tanıyo musun? Halbuki sen sadece selam vermişsin :) Son olarak; Her ne kadar Türkiye'deki bir çok olumsuzluktan şikayet etsekte, uçaktan indiğinde etrafında Türkleri gördüğünde sarılasın geliyor. Sonra sapık damgası yememek için uzak duruyorsun. Kirkland sahilinde güzel yerler var, tavsiye ederim. Bir de USA'ya giderken Londra veya Amsterdam üzerinden git. Birleşik devletler sınırına girdikten sonra aktarma yaparsan, bavullarını almak zorunda kalıyorsun. Diğer türlü onlar aktarıyor direkt Tacoma airport'ta alıyorsun :) Bu yaz yine Seattle'da olucam, şimdiden gözümde büyüyor yolculuk :) |
Ordaki hayatında başarılar diliorum, benim isteyip de yapamadığın şeyi yapmışın![]() Not: Ginger ale favori içeceklerimden biriydi, tadı gayet güzel:) mountain dew de fena değil ama ginger ı tercih ederim. Not2: Aklında olsuni terminal binalarında interneti kullanmam için bilet numaranı yazman gerekiyor. Uçuş kartının üstündeki no'yu yazınca girebiliodum ben. Check-in'deki çalışanlara da sorabilirsin, yardımcı olurlar. |
Microsoft seattle da 3 arkadasim var. 2 si odtu bilgisayar mezunu;) biri orda okudu. Developer ve testerlar. |
Hikaye derken :) daha önce microsofttan resimler de koydu, ben inanıyorum buradaki birçok kişi gibi. |
senden feyz alıyorum bilgisayar 1. snf öğrencisiyim.![]() |
Hikayenin kelime anlamını bilmiyorsunuz sanırım. Bkz hikaye olmus ya da olmasi muhtemel olaylari duz yazi ile anlatan kisa edebiyat turu. hikayede cogu zaman tek bir olay anlatilir. icinde hicbir olay anlatilmayan hikayeler de vardir. ele alinan kisilerinse hayatlarinin belli ve kisa bir ani islenir karakterler bir yonleri ile tasvir edilir. roma nlardaki gibi ayrintilara gidilmez. Ya da tdk dan hikâye Ar. §ik¥ye a. (hikâ:ye) 1. Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması: “Salonunda toplanmıştık geçen gece beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye söyleyişi” -E. B. Koryürek. 2. Aslı olmayan söz, olay: Anlattıkları hep hikâye idi. 3. ed. Gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düz yazı türü, öykü. 4. tıp Hastanın rahatsızlığı ile ilgili geçmişi, epikriz. 5. tıp Hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili her türlü bilgi, epikriz. |
Arkadaşlar ilginize teşekkür ederim. Baştan savma yazmayı sevmediğim ve istemediğim için yazıya bir bölüm daha ekleyebileceğim bir boşluk bekliyorum, umarım kısa zaman içinde bulurum ![]() |
Sizde bakınız günlük kullanım hikaye dediğiniz zaman (çıkın sokağa deneyin) 10 insandan 9'unun benim anladığım anlamı anlayacağına eminim. |
İnsanlar yüzünden oluşmuş bi önyargı, asıl hali budur. |
takip. ![]() |
Açıkçası bu yazımda tam olarak ne yazacağıma karar vermiş değilim. Başlarken "Olmadı biraz Microsoft'tan, biraz hayattan bahseder, iki smili koyar, basar geçerim
Türkiye'den Ayrılış ve ABD
<Bu kısımda Microsoft'la ilgili pek bilgi yoktur, Microsoft'u merak edenler bir sonraki kısımdan okumaya devam edebilir>
Diplomamı alıp ODTÜ'nün yeşil kampüsünde en azından uzun bir süre için son biralarımı içtikten sonra uzun bir tatil beni bekliyordu. ABD çalışma vizelerini en erken 1 Ekim'de çıkarıyor. Yani 3-4 aylık bir tatile başlamıştım. Bu süre zarfında part-time olarak muhtemelen iş bulabilirdim ama "Ulan zaten hayatım boyunca çalışacam, boş ver dedim. Tatilde biraz kilo vereyim diye düşündüm, koşuya felan başladım, sonra arkadaşlarla Avrupa'ya interrail'e gitme kararı aldık. Bu 1 aylık interrail'de yaşadıklarımı yazsam kitap olur, o yüzden hiç girmiyorum. Ama hafızalar terk-i zihin eylemeden yazmak lazım, o ot kokulu Amsterdam'ı (red light...
Teoman'ın da "Nasıl oluyor, vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatla geçiyor." dediği gibi Vize derken, son seyahat planlamaları derken ayrılık günü geldi çattı. Bu arada merak eden varsa 10 kilosu Avrupa'da olmak üzere 3-4 ayda 30 kilo'ya yakın verdim. Mezuniyet civarında 130'ken Türkiye'den ayrılırken 100 kilo civarındaydım, iyi oldu kütleyi attık, boy 1.87. Neyse, zaten Microsoft'un ayarladığı taşıma şirketiyle eşyalarımın çoğunu göndermiştim. Havaalanına bir battal boy bavul (32 kg) bir de GS store'dan aldığım laptop cantasıyla geldim. Özel isteğim üzerine Microsoft uçak biletimi THY'den almıştı. Seyahat planım Ankara-İstanbul, İstanbul-Chicago, Chicago-Seattle şeklindeydi.
Havaalanında çektirdiğim bir fotoğraf;
< Resime gitmek için tıklayın >
Uçağa binme vakti gelince bütün yaz "Bıktım yee" diye salladığım Türkiye gözümde acayip değerlendi. Avrupa'da da çok özlemiştim, hala da özlüyorum. Annem şaşırtmayarak ağladı, o yüzden mülakata giderken kıpır kıpır olan içim şimdi düğüm düğüm olmuştu. Serde erkeklik vardı, ağlayamazdım. Bindim İstanbul uçağına, İstanbul'da indim. 12 saatlik bir uçuş beni bekliyordu. Yolda okurum diye bir kaç dergi aldım (çoğunu okumadım). Check-in yaptım. Bu arada check-in sırasında acil çıkış kapısından yer isterseniz veriyorlar. Benim gibi normal koltukta rahat edemeyen cüsseli arkadaşların aklında bulunsun.
12 saatlik uçuş tam bir Çin işkencesiydi. Geçmiyor zaman aga, geçmiyor
Gümrükte herhangi bir sorun yaşamadım. Zaten bir kaç kere Türkiye'de de Amerika'ya gidenlerin geçtiği güvenlik kontrollerinden geçmiştim. Sonra bir uyanış gerçekleşti "Amerika'dayım lan" dedim, böyle çok değişik bir şey olacak felan sandım, çok değişik bir şey olmadı
Uçağıma bir iki saat vardı. Havaalanı terminali bildiğiniz kızartma kokuyordu. ABD'de harbi bir kilo problemi var. Herkes kızartma yiyor. Ben bunu meyve, sebze gibi sağlıklı gıdaların acayip pahalı oluşuna bağlıyorum, düşük bütçeli alamıyor. Bir de namussuzlar sağlıksız besinlerin reklamını iyi yapıyor, arada denk gelince ağzımın suyu akıyor
İndim uçaktan, vaadedilmiş toprak Seattle'a ayak bastım. Gene değişik bir şey olmadı. Valizimi alıp benim için Microsoft tarafından rezerve edilmiş ve ödenecek olan kiralık arabayı almak için Avis Rent a Car'a doğru yollandım. Tabi böyle anlattığıma bakmayın, her adımda 3-4 kişiye yol soruyorum
Sonunda eve vardım. Ev itin g.tündeydi, biraz kıl oldum bu duruma. "Neyse" dedim. Vurdum kafayı yattım.
Sıradaki bölüm; Çevreyi Tanıma, Oryantasyon ve Microsoft'ta İlk Günler. Zamanım olunca yazıcağım, o zamana kadar görüşürüz.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >