konuyu para meselesine getiren ben değilim ![]() ![]() |
Nasıl bir özetlemektir bu ![]() ![]() |
Kusura bakma seni soğutmak istemedim. Herkes aynı olacak diye bir kaide yok. Sınıfımızda çocukluğundan beri tek ideali tıp olan arkadaşlarım var. Tıp için 2.sene ÖSS'ye giren var. Onlar memnunlar, aslında ben de memnunum, ne bileyim garanti iş felan. Çok para için demiyorum bakın kesinlikle, yanlış anlaşılmasın lütfen, garanti meslek olduğu için seçtim. Olmasına iyi doktor da olurum, sevmeden yaparsan kötü doktor olursun muhabbetleri dönmesin diye diyorum. Ama benim esas önemsediğim şey eve geldiğimdeki mutluluk. Neyse tam ifade edemedim galiba kendimi yine, anladığınızı umuyorum.
Para için değil, iş garantisi için. Yani az ya da çok para kazanmak o kadar önemli değil ama para kazanmak önemli tabi ki. |
re: Gusfring 10 bin lira kazanıyor dememe inanmamanızı garipsedim dediğinde o kanıya kapıldım, eşinizde uzman olunca 6-7bin lira kazanacaksınız dediğinde daha da emin oldum alınan para hakkında konuşulduğuna ama madem para konusunu ön plana getiren ben değilim diyorsun öyle olsun ![]() re:Faruk Çok para kazanmak için ticaret yapmak gerekir bölümüne katılıyorum, ama tahsil yapmak herkese olgunluk veremiyor maalesef... Herkes adı geçen olgunluğu kapasitesi kadar alabiliyor... |
ilk mesajınızda bolca paradan bahsedilmiş onun için söylemiştim neyse bu konuyu bitirelimde ben bir iki şey sormak istiyorum tıp fakültesinden mezun olanların yüzde kaçı uzmanlık okuyabiliyor? aile hekimlerinin pratisyenlerden farkı nedir? şimdiden sağolun |
Re:Gusfring ilk mesajımdaki tepkim tüm doktorlar ayda 10 bin TL kazanıyor şehir efsanesi içindi, sonra sen arkadaşım annesi 10bin TL den aşağı kazanmıyor deyince devamı geldi, araya girmiş gibi oldun... Uzmanlıkla ilgili olarak biliyorsunuz TUS denen sınavda başarılı olmak gerekiyor, açık kontenjanlarda her TUS döneminde değişir eylül/nisan olarak iki dönemde yapılır ve eylül dönmeinde kontenjan fazla olur genelde... http://www.osym.gov.tr/dosya/1-58000/h/2011tussnbhrkilavuz.pdf http://www.osym.gov.tr/dosya/1-57437/h/2011tusilkbaharklvz.pdf buradaki klavuzlarda tablo 5'de toplamm kadro sayıları görülüyor... Yeni mezunlar ve tekrar TUS'a giren hekimlerle sınava giren saysı 10-15bin arasında değişiyor, tabi sınava giren yabancı uyruklu öğrenciler ve KKTC uyruklu öğrenciler için ayrılan kontenjanlar bir de GATA mezunları için GATAda uzmanlıkları ayrırırsan toplam kontenjandan bir 300 kadar düşmen gerekiyor... Tabi kazanma yüzdesi istatistiği yapmak biraz zor çünkü bazıları ilgi duyduğu birden fazla dal yazarken bazıları tek bir üniversite/Eğitim hastanesinin bir bölümünü yada bir dal ile ilgili tüm hastaneleri yazabiliyor... mesela 2011 ilkbahar döneminde kardiyoloji ihtisası yapmak isteyen bir doktoru ele alalım, toplam 63 kişi uzmalık eğitimine kabul edilecek sınava giren 12000 kişi 63/12000x100 = % 0.5 , çocuk hastalıları uzmanı olmak isteyen biri için hesap 288/12000 x100 =%2.4 tabi burada ilk 288 giren herkesi çocuk uzmanlığı istediği varsayılarak hesap yapılıyor o yüzden kabaca bölüme göre değişmekle birlikte %1-10 arası bir yüzde verilebilir... istediğin bölüme göre açıkta kalmamak içinde kadro sayısı 3000 ise ilk 3000 içinde olman gerekiyor 3000/12000 (ortalama aldım) %25 dilimde olabilesin ki bir yere girme ihtimalin olsun, tabi burada istediğin yere girme ihtimali azalıyor... Bu yüzdeler oldukça kabaca yapılmış hesaplar ve kişilerin tercihlerine göre değişebiliyor pratikte istenilen bölüm puanı düşükse %10 da bile olsanız istenen yere girme ihtimali var (google dan tusta tercih nasıl yapılır diye aratırsanız her üniversite / hastane hangi yılda kaç puanla asistan almış görebileceğin yerler mevcut) ama %25 'lik dilime girip uzmanlık olsunda ne olursa olsun diyerek asistanlık kazanmanızda mümkün olur... Bu yüzden değişkenin çok olduğu durumlarda kesin rakamlar vermek oldukça güç, özellikle bazı uzmanlık dalları popülerken daha sonra popülerliğini yitirebilip puanı düşebiliyor... Sınava çalışmak kadar tercih içinde kafa patlatmak lazım görüyorsun... Aile hekimliği de türkiye çapında uygulanan 1. basamak sağlık hizmetlerini yürütecek yeni bir uygulama, sağlık ocaklarının yerine geldi, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde aile hekimliği kürsüleri kuruldu. Pratisyen hekimler 3 yıl üniversite ve eğitim araştırma hastanesinde eğitim alıp bu uzmanlık dalını yapabilmeye hak kazanıyorlar... Ancak uygulama öncesi aile hekimi uzmanı sayısı yeterli olmadığından sağlık bakanlığınca illerde 15 günlük kurslar verilerek pratisyen hekimlere aile hekimi ünvanı verildi. Şu an bildiğim kadarıyla 3 yıl asistanlık yapıp bu ünvana hak kazananlar bu olayı yargı sürecine taşıdı, ama henüz sonuçlanmadı... Aile hekimleri belli bölgede belli sayıda vatandaşın sağlık ile ilgili sorunlarda ilk başvurabilecekleri doktor olarak planlandı... Muayenesi yapılıp tedavi edilecek gerekirse ilgili uzmanlık dalına yönlendirilmesi ve yeni başlanan evde bakım hizmetlerinde aktif rol alması, sorumlu olduğu bölgede koruyucu sağlık hizmetlerini planlamak ve uygulama görevleri arasında... Dediğim gibi pratisyenlerden farkı 3 yıl eğitim alıp tez yazıp bilim sınavını geçmesi ama bunları yapmadan aile hekimi ünvanını alan şanslı (!) pratisyen doktorlarda oldu... Neyse bununla ilgili yargı süreci işliyor şu an zaten... Konuyla direkt alakalı değil ama halkımızdaki şu pratisyen doktor tedavisini beğenmeme olayını da anlamış değilim. Bana gün içinde hasta gelip elinde aile hekimi veya pratisyen arkadaşın yazdığı reçeteyi gösterip "bu ilaçlar doğru mu kullanayım mı" diye gelip soranlar oluyor... Sanki reçeteyi kendisine 2 yıl yüksekokul okumuş sağlık memuru yazmış gibi, verilen tedaviye bakıyorum ve her seferinde uygun tedavi verilmiş olduğunu görüyorum... En azından şimdiye kadar öyle idi. Şimdi pratisyende olsa karşınızdaki insan 6 yıl tıp fakültesinde okuyup doktorluk ehliyeti almış. Nacizane önerim en azından ilaçları kullanın 2-3 gün hiç fayda görmezseniz tekrar gidin aynı doktora bu ilaçlar işe yaramadı deyin, o zaman doktor sizi ilgili uzmanlık alanına yönlendirir, vakit kazanmış olursunuz... |
aile hekimliği ile ilgili olarak söylediklerini anladım ama tus kafamı karıştırdı diyebilirim yani ne olursa olsun uzmanlık olsun diyen birisinin en azından %25 lik dilime girmesi gerektiğini söylüyorsun galiba bu da tıp fakültesinden mezun olan her 2 öğrencien neredeyse 1 inin uzmanlık yapabildiği anlamına geliyor diyebilir miyiz? |
Herşey para değil . Kazandığın parayı ağız tadıyla harcayamadıkça ne yapacaksın ?? çok çalışmayı sevenler var onlara bişey demiyorum tabiki . |
Ben de aynı şeyleri düşünüyorum senle. Dediğim gibi İTÜ endüstri veya Boğaziçi kimya mühendislikleri yerine Edirne tıpı seçtim. Belki oralarda 4-5 senede bitirip hemen güzel maaşlarla başlayıp, ilerde Zeytinbey'in bahsettiğinden daha güzel bir hayat yaşayacaktım ama ne bileyim kendimi oralarda hayal edemedim. Ben kendimi bildim bileli tıp istemiştim. Tabi ki onun anlattığı gibi bir hayat beklemiyor insan, başka bir konuda da Cerrahpaşa mezunu kadın doğumcunun 30 yaşında altına 280 milyarlık araba çektiğinden bahsediyordu biri. Yoksa iyileştirdiğin bir insandan Allah razı olsun'u duymak bir başkadır, ama sen onca dertle uğraşırken ne anlamı kalır ki ? |
çok zor bi karar.neden hayatımızda hiç radikal karar veremiyoruz ki.şimdi kim ne dese boş sen kendin karar ver.normalde cesur ol sevdigin meslegi yap gibi klasik laflar ederiz ama davulun sesi uzaktan hoş gelir.hiçbirimiz böle bişi yapmadık ve ya yapamadık.sen kendi hesaplarını yap kendi kararını ver sonra da hiç o kararını irdeleme.belki de ilerde pişman olursun ama hiç olmazsa denedim kısmetmiş dersin.allah yolunu açık etsin![]() |
tıpı seviyorsan nolursa olsun bırakma çalışmaktan zarar gelmez mutlu olma konusuna gelince mutlu olursun hayatı seversen monotonlaşmassan her tıp okuyanın hayatı sıkıcı ve mutsuz olacak diye bişey yok.Alanını ona göre seç |
re:gusfring maalesef onu diyebilmek zor, yeni mezunların tus ile ilgili konularda bilgileri taze olduğu için ilk tuslarında bir uzmanlık dalına girme şanslarının daha yüksek olduğu kabul edilir, ama varsa bu konuda yapılmış istatistik ile ilgili link varsa paylaşırsanız memnun oluruz... Ortalama her sınava 10bin-15bin arası kişi giriyor 3000 kadro varsa ilk 3000 içine girebilmen lazım bunu da ancak sonuç aldığındaki tus puanındaki sıralama gösterebilir, TUS sınavına sadece yeni mezunlar giriyor diye bir şey yok şartları uygun tıp diploması sahibi herkes girebiliyor, giren sayısı az olduğu için %'ler sana yüksek görünebilir ama bu giren sayısı 1 milyonu geçen üniversite sınavı değil, toplam en fazla 15 bin kişinin girdiği bir sınav, burada ki örnekte olduğu gibi ilk 3000'e girersen neresi olursa bir yer tercih edebilirsin diyorum, bildiğin gibi tercih yapmak her zaman kazanmak anlamına gelmiyor, uzmanlık sınavında atıyorum istanbul üniversitesi kardiyoloji bölümü tek kadro açıldıysa ve gene atıyorum tus birincisi orayı yazarsa artık tus ikincisi de olsan o bölüme giremiyorsun çünkü birinci olan kadroyu doldurmuş oluyor... Dolayısıyla her şey üst sıralarda olmaya bakıyor, yazdığım yüzdelere çok takılma onları kabaca yazdım değerlendirmeyi toplam kontenjan/sınava giren aday sayısına göre yap... |
sağol sayende tıp ve doktorluk hakkında baya bilgilendim özellikle zorunlu hizmet ve nöbet meselesi mesleğin zor kısımları galiba bende bu yıl makina okuyacağım tereddütlerim var bakalım inşallah okumaya başlayınca severim. NOT:Bu ae9 dene şahıs konu dışında şöförüm bıktım adında bir başka konu açmış yani asparagas bir üye fake link:http://forum.donanimhaber.com/m_52108252/tm.htm |
Dedektiflik yapacaksan onu iyi yap. Konuyu aç ve oku. Cool story bro konusu o. ![]() |
Yok işte mutlu olur muyum olamaz mıyım onu bilemiyorum maalesef. Bırakıp mühendisliğe geçsem, orda mutlu olur muyum olamaz mıyım onu da bilmiyorum. Aslında TM'den puanım kırılmıyor olacaktı (keşke), 1 sene çok iyi çalışıp Boğaziçi İşletme'ye gidecektim. Ama girişken değilim, orda ne yapardım onu bilmiyorum. ![]() |
öyleyse cool story bro konusu açacağına burada sana sırf yardım etmek için sayfalarca yazı yazan insanlara -kendimi kastetmediğimi anlamışsındır umarım-cevap verde kim olduğunu bilelim ![]() |
Buradakilere cevap ver derken ne kastettiğini anlamadım. Çünkü bana sorulmuş bir soru yok ortada. Ayrıca günde 2 kez konuyu açıyorum, yeni bir şey yazılmışsa okuyorum, ne yazıldığını önemsiyorum yani anlayacağın. ![]() |
sen bilirsin sonuçta tıp okuyan doktor olan bir sürü kişi kendi görüşlerini beyan etti ben olsaydım en azından bir teşekkür ederdim ama görülüyor ki cool story bro konuları açmak senin için daha önemli |
kararsızsan bılmem ama gercekten doktorluktan soguduysan bırak derım. ben ızmırlıyım, oss puanımla ege tıp a gırebılıyodum, butun akrabalarım dırettıler ege tıp ı yaz dıye. ama benım doktorlukla alakam olmaz, ben muhendıs olmak ıstıyodum, muhendıslık yazdım. bırcok arkadasım ısrar ettı yapma etme gel bırlıkte okuyalım ege tıpta dıye, ama ben doktor olmam arkadas, bunun farkındayım. suanda ıkı yıllık muhendısım, mutluyum, ısımı severek yapıyorum. doktor olunca daha fazla kazanacagımın farkındayım, hep farkındaydım, ama sevdıgın meslegı yapmadıktan sonra para mutluluk getırebılırmıydı bılmıyorum. doktorların agır calıstıkları mevzusu yanlıs degıldır ama ulkede kım agır calısmıyokı? (devlet dısında) |
Çok para kazanmak için mühendislik de okunmaz. İyi bir mühendislik size sadece iyi bir iş imkanı sunar. Emrinde çalıştığınız kişi sermaye sahibi, tahsili olmayan biri olur. Aldığınız maaş piyasa şartlarında mükemmel bile görünse, emrinde çalıştığınız kişi sizin maaşınızın onlarca katını kazanır.
Çok para kazanmanın tek yolu ticaret yapmaktır. Bunun içinde okumaya falan gerek yoktur. Ticaretden ve ekonomiden anlamak yeterlidir.
Tahsil size olgunluk verir, zenginlik değil.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle