Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
1987
Cevap
75715
Tıklama
1
Öne Çıkarma
Cevap: Evrim Yoktur ! (45. sayfa)
Y
15 yıl
Yarbay

Bir insan sıfırdan labaratuvarda oluşturulduğunda ne diyecekler çok merak ediyorum...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
15 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

Bir insan sıfırdan labaratuvarda oluşturulduğunda ne diyecekler çok merak ediyorum...

Daha aminoasiti doğru dürüst halledemedik. İnsan nereden çıktı

Yine de bir isim söyleyeyim. Labman.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 3 Mayıs 2010; 0:57:40 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
Y
15 yıl
Yarbay

Bende bir isim söyleyim, edward. lol. Labman'ı googlelayınca espriyi anlarsınız



D
15 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Yeni Türkü


quote:

Orijinalden alıntı: döküntü

Bu video gerçekse evrim bunu nasıl açıklıyor?

http://www.facebook.com/video/video.php?v=118790377251


Altına yorum yazmışlar, alıntılayım:


quote:

Fotoğraflar gerçek değil.Bir foto manipülasyon yarışmasından ödül kazanmış çalışmalar. Bu videoda eser sahipleri ve diğer ayrıntılarıda anlatıyor :
http://www.para-tube.com/play.php?vid=547

Hemen her duyduğunuza, gördüğünüze, okuduğunuza inanmayın. Sizi şaşırtan bilgileri farklı farklı kaynaklardan irdeleyin =)



Teşekkürler azizim, yorumlara pek fazla bakma gereği duymadım, güvenilirliği olmayacağı için.



L
15 yıl
Onbaşı

Kim demiş at fosili yoktur diye?Bir kere evrim hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz ki,sadece dinozorları bilip aaa jurasic döneminde eksik var diyecek kadar mı?Yoksa balinanın önceden bir kara canlısı olduğunu bilecek kadar mı?Merak ediyorum bu konu hakkında kaç kişi uzman,o kadar emin konuşulduğuna göre aramızda bir çok uzman var ve çıkıp atın geçmiş fosilleri hakkında açıklama yapmasını istiyorum,yapamayacaklarsa hiç yoktan biraz araştırsınlar da cahilce atıp tutmasınlar.Hiç yoktan izdivaç kurtlarvadisi izleyeceğinize biraz National Geographic açın izleyin,burada boş boş konuşmakla olmuyor.



B
15 yıl
Binbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: LeVeL

quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt

güzel arkadaşım madem öyle

neden hala teori bu ?

bana bunun cevabını ver lütfen.

bir DNA nın nasıl tek başına kendi kendine bir yaratıcısı olmadan ortaya çıktığını anlat bana

bana bakteri deme

bana sadece o DNA kodlanışının bir YARATICI olmadan ortaya çıkışını anlat

yada

cansız maddelerin bir araya gelip canlı madde oluşturmasını

gerçi DNA nın üzerindeki kod

maddesel değil

nasıl değil

kitap, kalem ve kağıt madde ya

ben kalemi elime alıp kağıda yazıyorum kitap oluyor

bunlar maddesel

ama içindeki bilgi madde değil

ha DNA da böyle

sen bunu nasıl maddeye indirgiyorsun

senin problemin burada......




Yaratıcı olsun olmasin umrumdami benim. Kalkipta yaratici var mi yok mu tartismalarina girmeyeceğim.

Neden Teori? Okulda okurken hiç mi teori görmediniz , dünyada dolu teori var atom bile teoridir , iktisat teoridir , bir bina yapilirken bile teorilere göre yapilir. Yerçekimine kanun diyorlar ama yerin nasil çektiğile ilgili bugun çeşitli teoriler mevcut ve bunlardan tekide Gravitonlardir. Evriminde teori olmasinin sebebi ortak atalarin tam olarak aydinlanmamis olmasindandir ve bu hep sir perdesi olarak kalicaktir fakat evrimin dayandiği mekanizmalar teorinin ötesindedir. Artik bilimadamlari evrim var mi yok mu demiyor , canlida nasil olmusturu tartisiyor.




Alıntı: Gelişim Genel Kültür Ansikl., cilt: 4, sayfa: 7

İLKEL KARIŞIM
"Yaşamın kimyasal EVRİMİNDE en önemli yeri, NÜKLEİK ASİTLERİN ÜRETİLMESİ (kopyalanması) alır. Çünkü KENDİ EŞİNİ KOPYALAMA/üretme yeteneğine sahip olan moleküller bunlardır. Bu kendini KOPYALAMA yeteneği büyük önem taşır. Onsuz YAŞAM ne OLABİLİR, ne de DEVAM EDEBİLİR."

SATFA: 14

ŞİFRELERİN ŞIRRI
DNA sarmalının, her kıvrımında, NÜKLEİK ASİT bazlı ELEMENT bileşiklerinden birbirine bağlı İKİ ÇİFT bulunur. Bu bazlar yalnızca DÖRT (4) tanedir: 1. Adenin, 2. Timin, 3. Sitozin, 4. Guanin. Birbirinden FARKLI, ancak birbirini TAMAMLAYACI yapıları nedeniyle, 1 ÇİF: Adenin yalnız Timin ile, 2. ÇİFT: Sitozin ise yalnız Guanin ile BİRLEŞEBİLİR.

Yaşamın (varlığın) Temel Özellikleri, sayfa: 6
En basit canlı YARATIK (4) dört (1. Adenin, 2. Timin, 3. Sitozin, 4. Guanin) tek bir CANLI birimden, yani KAN hücresinden oluşur...

Yeni Hayat Ansikl., sayfa: 705
Canlıların Yapı Taşı
Hayat BVİR TEK (tohum/sperm içindeki kan) hücre ile başlar. Vücudu meydana getiren sayısız hücreler, İŞTE BU TEK hücreden meydana gelir.

Sayfa: 1523
Canlıların Yapısı
Bütün canlı varlıklar bitkile, hayvanlar ve insanlar BİR TEK hücreden (tohumdan/spermden) ibarettir. Bu TEK hücre BİR CANLI bedeninde OLMASI gereken BÜTÜN faaliyetleri görebiliriz...

Canlıların Ömrü
Ortada bir GERÇEK varsa, o da şudur ki, bugün HAYATTA olan her bitki, hayvan ve insan protoplazmasından BİR KISMI YÜZYILLARDAN beri KESİLMEDEN yaşayan bir DNA zincirinden geliyor. Protoplazmanın bu kısmı kendini kopyalama ile ilgilidir. Ana- babanın ÖZELLİKLERİNİ NESİLDEN NESİLE TAŞIYAN da budur. Bunlardan bir tanesinin 43.000 NESİL boyunca yaşadığı TESBİT EDİLMİŞTİR. Bilim adamları buna dayanarak bazı hücrelerin (tohumların/speremin) EBEDİYEN yaşıyabileceğini söylüyorlar.

Evrim yoktur diyenlere, ne diyebilirim ki.

FARKLI GÖRÜNMELERİNE karşın, bitkiler, hayvanlar ve insanlar BİRBİRLERİNDEN SADECE yaşamın TEMEL faaliyetlerini yerine getişril TARZINDA AYRILIRLAR...



P
15 yıl
Binbaşı

Videoyu izlemek için tıklayınız

Üniversite yıllarındayken,bu hadis-i şerifi ve Kastamonu lahikasındanki bilgileri baz alarak,kıyamete isnad edilen tarihi hicri takvime çevirince tarih 19 nisan 2115 çıkmıştı ve şoke olmuştuk.Hey gidi günler





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PrinceOfPersia -- 5 Mayıs 2010; 3:18:34 >

B
15 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

C
15 yıl
Yüzbaşı

Konu dışında söylemiştim konu silindi. Tekrar ediyorum. Darwin'in ara geçiş formu tanımına uygun bir ara geçiş formu fosili getirene 100bin lira vereceğim. (Gücüm yetse daha fazlasını vereceğim.) Fotoğrafı da olur.

Selamlar.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
N
15 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Carmanja

Konu dışında söylemiştim konu silindi. Tekrar ediyorum. Darwin'in ara geçiş formu tanımına uygun bir ara geçiş formu fosili getirene 100bin lira vereceğim. (Gücüm yetse daha fazlasını vereceğim.) Fotoğrafı da olur.

Selamlar.

Siz fosili tanımlayın ben fotoğrafını koyayım fosilin.Ara geçiş formu nasıldır?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
C
15 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: nietzsche


quote:

Orijinalden alıntı: Carmanja

Konu dışında söylemiştim konu silindi. Tekrar ediyorum. Darwin'in ara geçiş formu tanımına uygun bir ara geçiş formu fosili getirene 100bin lira vereceğim. (Gücüm yetse daha fazlasını vereceğim.) Fotoğrafı da olur.

Selamlar.

Siz fosili tanımlayın ben fotoğrafını koyayım fosilin.Ara geçiş formu nasıldır?


Fosil getireceğinize göre Darwin'in tanımını biliyor olmalısınız. İlave tanıma gerek duymuyorum.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
N
15 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Carmanja


quote:

Orijinalden alıntı: nietzsche


quote:

Orijinalden alıntı: Carmanja

Konu dışında söylemiştim konu silindi. Tekrar ediyorum. Darwin'in ara geçiş formu tanımına uygun bir ara geçiş formu fosili getirene 100bin lira vereceğim. (Gücüm yetse daha fazlasını vereceğim.) Fotoğrafı da olur.

Selamlar.

Siz fosili tanımlayın ben fotoğrafını koyayım fosilin.Ara geçiş formu nasıldır?


Fosil getireceğinize göre Darwin'in tanımını biliyor olmalısınız. İlave tanıma gerek duymuyorum.

Siz belirtinde bir yanlışlık olmasın.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
B
15 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

N
15 yıl
Yarbay

V
15 yıl
Binbaşı

İmmunoloji'de "self tolerans" / " MHC antijenleri" ni inceleyin.

Eğer hala daha bunların "bir tesadüf ya da yaratıcıya bağlı olmadan "bir şekilde" gelişebilen olaylar silsilesi", olduğunu düşünürseniz, ben sizin hakkınızda ne düşünürüm bilmiyorum.

Bu bağlamda, "Deist" akımlara belli bir yere kadar saygı duyarım. Ancak "Ateist" akımlara yerden göğe kadar şaşırırım.



C
15 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: nietzsche


quote:

Orijinalden alıntı: Carmanja


quote:

Orijinalden alıntı: nietzsche


quote:

Orijinalden alıntı: Carmanja

Konu dışında söylemiştim konu silindi. Tekrar ediyorum. Darwin'in ara geçiş formu tanımına uygun bir ara geçiş formu fosili getirene 100bin lira vereceğim. (Gücüm yetse daha fazlasını vereceğim.) Fotoğrafı da olur.

Selamlar.

Siz fosili tanımlayın ben fotoğrafını koyayım fosilin.Ara geçiş formu nasıldır?


Fosil getireceğinize göre Darwin'in tanımını biliyor olmalısınız. İlave tanıma gerek duymuyorum.

Siz belirtinde bir yanlışlık olmasın.


Türlerin Kökeni yazarı ve Evrim teorisinin kurucusunun tarif ettiği arafosilden bir tane getirecek misiniz? Zaten milyarlarca olmalı. Siz o tanıma uygun getirirseniz bir yanlışlık olmaz.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
N
15 yıl
Yüzbaşı

@Carmanja
Siz kesin sınırlar içerisinde belirtin de sonra yanlış anlaşılma olmasın.Çok gördük ''yok ben öyle dememiştim efendim'' ''ben öyle şey istemedim yanlış anlamışsınız'' vb sözleri.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
C
15 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: nietzsche

@Carmanja
Siz kesin sınırlar içerisinde belirtin de sonra yanlış anlaşılma olmasın.Çok gördük ''yok ben öyle dememiştim efendim'' ''ben öyle şey istemedim yanlış anlamışsınız'' vb sözleri.


Objektif bir şey söyledim yukarıda değil mi? Benim istediğim Darwin'in arayıp da bulamadığı türlerin kökeninde bahsettiği ara fosildir. Ancak sizin niyetiniz yok sanırım. Elinizde de yok. Ortalığı karıştırmayın da 100 bin lirayı almak isteyen biri getirebilir belki.
Teklifimi yineliyorum. Ara fosil getiren veya fotografını getiren arkadaşa 100bin lira vereceğim.
Selamlar


Bu mesaja 1 cevap geldi.
N
15 yıl
Yüzbaşı

Peki madem açık olarak açıklamak istemiyorsun ben konuya geçeyim ozaman.
http://www.damisela.com/zoo/photo/cq4/archaeopteryx.jpg kendisi
http://www.fossilmuseum.net/fossilpictures-wpd/Archaeopteryx/Archaeopteryx.jpg fosili.
Ne kuş ne dinozor.Siz hiç çeneli ağzında diş olan kuş gördünüz mü?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
C
15 yıl
Yüzbaşı

Öncelikle ressam kişi hayal gücü bayağı bir gelişmiş. Kendisini bu hayal gücünden dolayı tebrik ederim. Şimdi neden onun bir ara geçiş formu olamayacağına dair kanıtları sunayım. Kanıtlarım arasında evrimci bilimadamları da mevcuttur.

1. Sonradan bulunan göğüs kemiği: Yakın zamana kadar Archæopteryx'in "sternum"unun, yani göğüs kemiğinin olmaması, canlının uçamayacağının en önemli kanıtı olarak gösterilmekteydi. (Göğüs kemiği, uçmak için gerekli olan kasların tutunduğu göğüs kafesinin altında bulunan bir kemiktir. Günümüzde uçabilen veya uçamayan tüm kuşlarda, hatta kuşlardan çok ayrı bir familyaya ait olan uçabilen memeli yarasalarda bile bu göğüs kemiği vardır.)

Ancak 1992 yılında bulunan yedinci Archæopteryx fosili bu argümanın yanlış olduğunu gösterdi. Zira bu son bulunan Archæopteryx fosilinde evrimcilerin çok uzun zamandır yok saydıkları göğüs kemiği vardı.

Bu bulgu, Archæopteryx'in tam uçamayan bir yarı kuş olduğu yönündeki iddiaların en temel dayanağını geçersiz kıldı...

2. Tüylerin yapısı: Archæopteryx'in gerçek anlamda uçabilen bir kuş olduğunun en önemli kanıtlarından bir tanesi de hayvanın tüylerinin yapısı oldu. Archæopteryx'in günümüz kuşlarınınkinden farksız olan asimetrik tüy yapısı, canlının mükemmel olarak uçabildiğini gösteriyordu. Ünlü paleontolog Carl O. Dunbar'ın belirttiği gibi, "tüylerinden dolayı bu yaratık tam bir kuş özelliği gösteriyordu".

Paleontolog Robert Carroll ise konu hakkında şu açıklamayı yapar:

Archæpoteryx'in uçuş tüylerinin geometrisi modern uçucu kuşlarınki ile tamamen aynıdır, uçucu olmayan kuşların ise tüyleri simetriktir. Tüylerin kanat üzerindeki düzeni de modern kuşlarınkiyle benzerdir... Van Tyne ve Berger'e göre Archæopteryx'in kanatlarının boyutu ve şekli, tavuk cinsinden kuşlar, kumrular, ağaçkakanlar, çulluklar ve tüneyen ötücü kuşların çoğu gibi bitki örtüsünün sınırlı açıklıkları boyunca hareket eden kuşlarınkine benzerdir... Uçuş tüyleri en az 150 milyon yıldan beri durağandır (değişmemiştir).

3. Kanatlarındaki pençeler ve ağzındaki dişler: Evrimciler Archæopteryx'in kanatlarında pençeler ve ağzında dişler olmasını, bu canlının bir ara geçiş formu olduğunun en önemli delili olarak sayıyorlardı. Oysa bu özellikler canlının sürüngenlerle herhangi bir şekilde bir ilgisi olduğunu göstermez. Zira günümüzde yaşayan iki tür kuşta, Touraco corythaix ve Opisthocomus hoazin'de de dallara tutunmaya yarayan pençeler bulunmaktadır. Ve bu canlılar, hiçbir sürüngen özelliği taşımayan, tam birer kuştur. Dolayısıyla Archæopteryx'in kanatlarında pençeleri olduğu ve bu sebeple de bir ara form olduğu yolundaki iddia geçersizdir.

Archæopteryx'in ağzındaki dişleri de yine canlıyı bir ara form kılmaz. Evrimciler bu dişlerin bir sürüngen özelliği olduğunu öne sürerek yanılmaktadırlar. Çünkü dişler sürüngenlerin tipik bir özelliği değildir. Günümüzde bazı sürüngenlerin dişleri varken bazılarının yoktur. Daha da önemli olan nokta, dişli kuşların Archæopteryx'le sınırlı olmamasıdır. Günümüzde dişli kuşların artık yaşamadıkları bir gerçektir, ancak fosil kayıtlarına baktığımız zaman gerek Archæopteryx ile aynı dönemde gerekse daha sonra, hatta günümüze oldukça yakın dönemlere kadar "dişli kuşlar" olarak isimlendirilebilecek ayrı bir kuş grubunun yaşamını sürdürdüğünü görürüz.

Daha önemlisi ise, Archæopteryx'in ve diğer dişli kuşların diş yapılarının, bu kuşların sözde evrimsel ataları olan dinozorların diş yapılarından çok farklı olmasıdır. L. D. Martin, J. D. Stewart ve K. N. Whetstone gibi ünlü kuş bilimcilerin yaptıkları ölçümlere göre, Archæopteryx'in ve diğer dişli kuşların dişlerinin üstü düzdür ve geniş kökleri vardır. Oysa bu kuşların atası olduğu iddia edilen Theropod dinozorlarının dişlerinin üstü testere gibi çıkıntılıdır ve kökleri de dardır.121Aynı araştırmacılar, aynı zamanda Archæopteryx ile onun sözde ataları olan Theropod dinozorlarının bilek kemiklerini karşılaştırmışlar ve aralarında hiçbir benzerlik olmadığını ortaya koymuşlardır.122

Archæopteryx'in dinozorlardan evrimleştiğini iddia eden en önde gelen otoritelerinden biri olan John Ostrom'un, bu canlı ile dinozorlar arasında öne sürdüğü bazı "benzerlik"lerin ise gerçekte birer yanlış yorum olduğu S. Tarsitano, M. K. Hecht ve A. D. Walker gibi anatomistlerin çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır.

4. Archæopteryx'in kulak yapısı: A. D. Walker, Archaeopteryx'in kulak bölgesini de incelemiş ve kulak yapısının günümüz kuşları ile aynı olduğunu belirtmiştir.

5. Archæopteryx'in kanatları: Wales Üniversitesi, Biyoloji Bilimleri Enstitüsü'nden J. Richard Hinchliffe embriyolar üzerinde modern izotopik teknik kullanarak, kuşların kanatlarının II, III ve IV. parmaklardan oluşurken, Theropod dinozorlarının ellerinin I, II ve III. parmaklardan oluştuğunu saptamıştır. Bu Archæopteryx-dinozor bağlantısını savunanlar için büyük bir problemdir.125 Hinchliffe'nin araştırma ve gözlemleri, ünlü bilim dergisi Science'ın 1997 yılındaki bir sayısında şöyle yayınlanmıştır:

Theropodlarla kuş kemikleri arasındaki homoloji, "dinozor-kökeni" hipotezi ile ilgili diğer bazı problemleri akla getirmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: (i) Archæopteryx kanadı ile kıyaslandığında, (vücut büyüklüğüne göre) theropodun çok daha küçük olan ön kolu. Bu tip küçük kollar oldukça büyük bir dinozorun yerden yukarıya doğru havalanması için ikna edici bir ön kanat değildirler. (ii) Theropodlardaki bilek kemiği, sadece dört türde bulunmaktadır. Theropodların çoğu çok daha fazla sayıda bilek kemiğine ait parçalara sahiptir. Bunun Archæopteryx ile benzerlik oluşturması çok zordur. (iii) Zamanlama ile ilgili bir paradoks ise, pek çok Theropod dinozorunun ve özellikle de kuşa benzeyen dromaesaur'ların fosil kayıtlarında Archæopteryx'den daha sonra bulunmalarıdır.

7. Zamanlama Uyumsuzluğu: Hinchliffe'nin belirttiği "zamanlama uyumsuzluğu", evrimcilerin Archæopteryx hakkındaki iddialarına en öldürücü darbeyi indiren gerçeklerden biridir. Amerikalı biyolog Jonathan Wells 2000 yılında yayınlanan Icons of Evolution (Evrimin İkonaları) adlı kitabında, Archæopteryx'in evrim adına adeta bir "ikona" (kutsal sembol) haline getirildiğini, oysa delillerin bu canlının "kuşların ilkel atası" olmadığını açıkça gösterdiğini vurgular. Wells'e göre bunun göstergelerinden biri, Archæopteryx'in atası olarak gösterilen theropod dinozorların, aslında Archæopteryx'ten daha genç olmalarıdır:

Yerde koşan koşan iki ayaklı dinozorlar, Archæopteryx'in teorik atalarından beklenebilecek bazı özelliklere sahiptirler, ama (fosil kayıtlarında) Archæopteryx'ten daha sonra ortaya çıkarlar.

Tüm bunlar, Archæopteryx'in bir ara geçiş formu olmadığını; sadece "dişli kuşlar" olarak isimlendirilebilecek ayrı bir sınıflandırmaya ait olduğunu gösterir. Bu canlıyı theropod dinozorlarla ilişkilendirmek ise, son derece tutarsızdır. Amerikalı biyolog, Richard L. Deem de "Demise of the 'Birds are Dinosaurs' Theory" ("Kuşlar Dinozordur" Teorisinin Sonu) başlıklı makalesinde, kuş-dinozor evrimi iddiası ve Archæopteryx hakkında şunları yazmaktadır:

Son çalışmaların sonuçları göstermektedir ki, theropod dinozorların elleri (ön kol kemiklerindeki) birinci, ikinci ve üçüncü hanelerden türemiştir, ama kuşların kanatları, ikinci, üçüncü ve dördüncü hanelerden türerler... 'Kuşlar dinozordur' teorisiyle ilgili başka problemler de vardır. Theropodların ön ayakları Archæopteryx'le kıyaslandığında, vücutlarına göre çok küçüktür. Bu canlıların ağır vücutları da düşünüldüğünde, bir tür "ön-kanat" (proto-wing) geliştirmeleri olası gözükmemektedir. Theropod dinozorların çok büyük bölümü (kuşlarda bulunan) semilunatik bilek kemiğinden yoksundur ve Archæopteryx'te hiçbir benzeri bulunmayan bazı bilek parçalarına sahiptir. Bütün theropodlarda V1 sinirleri diğer bazı sinirlerle birlikte kafatasını yandan terk eder, kuşlarda ise aynı sinirler kafatasını ön taraftan kendilerine ait bir delikten geçerek terk eder. Bir başka sorun ise, Theropodların çok büyük kısmının Archæopteryx'ten daha sonra ortaya çıkmış olmalarıdır.

8. Diğer eski kuş fosilleri: Son dönemlerde bulunan bazı fosiller, Archæopteryx'le ilgili evrimci senaryonun geçersizliğini başka yönlerden ortaya koymuştur.

1995 yılında Çin'de Omurgalılar Paleontolojisi Enstitüsü'nde araştırmalar yapan Lianhai Hou ve Zhonghe Zhou adlı iki paleontolog, Confuciusornis olarak isimlendirdikleri yeni bir fosil kuş keşfettiler. 150 milyon yıllık Archæopteryx'e yakın bir yaştaki (yaklaşık 140 milyon yıllık) bu kuşun dişleri yoktu, gagası ve tüyleri ise günümüz kuşlarıyla aynı özellikleri göstermekteydi. İskelet yapısı da günümüz kuşlarıyla aynı olan bu kuşun kanatlarında, Archæopteryx'te olduğu gibi pençeler vardı. Kuyruk tüylerine destek olan "pygostyle" isimli yapı bu kuşta da görülüyordu.129 Kısacası, evrimciler tarafından tüm kuşların en eski atası sayılan ve yarı sürüngen kabul edilen Archæopteryx'e çok yakın bir yaşa sahip olan bu canlı, günümüz kuşlarına çok benziyordu. Bu gerçek, Archæopteryx'in bütün kuşların ilkel atası olduğu yönündeki evrimci tezlerle çelişiyordu.

Çin'de Kasım 1996'da bulunan bir başka fosil, ortalığı daha da karıştırdı. 130 milyon yaşındaki Liaoningornis isimli bu kuşun varlığı L. Hou, L. D. Martin ve Alan Feduccia tarafından Science dergisinde yayınlanan bir makaleyle duyuruldu. Liaoningornis, günümüz kuşlarında bulunan uçuş kaslarının tutunduğu göğüs kemiğine sahipti. Diğer yönleriyle de bu canlı günümüz kuşlarından farksızdı. Tek farkı, ağzında dişlerinin olmasıydı. Bu durum, dişli kuşların, hiç de evrimcilerin iddia ettikleri gibi ilkel bir yapıya sahip olmadıklarını gösteriyordu.130 Nitekim Alan Feduccia, Discover dergisinde yayınlanan yorumunda, Liaoningornis'in, kuşların kökeninin dinozorlar olduğu iddiasını geçersiz kıldığını belirtmişti.131

Archæopteryx'le ilgili evrimci iddiaları çürüten bir başka fosil ise, Eoalulavis oldu. Archæopteryx'ten 25-30 milyon yıl daha genç, yani 120 milyon yaşında olduğu söylenen Eoalulavis'in kanat yapısının aynısı, günümüzdeki bazı uçan kuşlarda görülüyordu. Bu da 120 milyon yıl önce, günümüzdeki kuşlardan birçok yönden farksız canlıların göklerde uçmakta olduklarını ispatlıyordu.

2002 yılında ise R. N. Melchor, S. de Valais, and J. F. Genise adlı bilim adamları Nature dergisinde, Archæopteryx'ten 55 milyon yıl önce yaşamış kuşlara ait ayak izleri bulduklarını açıkladılar:

Kuşların bilinen tarihi Geç Jurasik dönemde (150 milyon yıl öncesi civarında) Archæopteryx ile başlar... Biz burada, Arjantin'in fosil yataklarından, Geç Triyasik döneme ait açıkça kuş özellikleri gösteren, iyi korunmuş ve zengin, bilinen ilk kuş iskeleti kayıtlarından en az 55 milyon yıl önceye ait ayak izlerini tanımlıyoruz.

Böylece Archæopteryx ve diğer arkaik kuşların birer ara geçiş formu olmadıkları kesin bir biçimde ispatlanmış oldu. Fosiller, farklı kuş türlerinin birbirlerinden evrimleştiklerini göstermiyorlardı. Aksine, günümüz kuşlarının ve Archæopteryx benzeri bazı özgün kuş türlerinin beraberce yaşadıklarını ispatlıyorlardı. Bu kuşların bazılarının, örneğin Confuciusornis veya Archæopteryx'in soyları tükenmiş, günümüze ancak az sayıdaki kuş gelebilmiştir.

Dolayısı ile 100bin lirayı bu sefer kaçırdınız. Ama şansınız bitmedi denemeye devam...





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Carmanja -- 6 Mayıs 2010; 20:18:44 >
Bu mesaja 3 cevap geldi.