"Eşyalar çalınmış da olabilir." mesela bak sen kılıf yaratıyorsun yaaa... sevk irsaliyesi, teslim tutanağı falan bunları kılıfına uygun düşünmeyecekler mi.. Hani aynı minvalde düşünce yapınız varya ondan şee ettim. ![]() |
Teslim tutanağı falan bunları düşünmüşlerdir deyip kimse suclanamaz. Kanıt yokken kanaat oluşturmak adalet değil, algı çalışmasıdır. Aynı kafayla bakarsan şöyle de diyebilirsin: Depoda olması gerekirken yoksa, o zaman bu mansur gelince oldu da denebilir. Madem belge, kanıt yok; o zaman niyet okuyup suçlamak niye? Kılıf uydurmuyorum, kılıfına sokmaya çalışan sizsiniz. Mali götüren tabii ki bunları düşünür, salak değil ya. Ama mesele bu değil. Mesele, bu kanaate nasıl varıldığı. Delil var mı? Belge var mı? Yok. O zaman niyet okuyarak insanları suçlamak adalet değil, algı çalışmasıdır. Gerçeği arıyorsan, önce kanıtı ortaya koyacaksın |
dün muhittin denenin tweetinden bahsettim, muhalifler şafak operasyonuyla alınıp tutuklanıyor dedim savunmak için taklalar attı. Yani akp olunca farklı muhalefet olunca farklı davranan tipik bir partizan olduğunu bir daha göstermiş oldu. |
Gökçek i, kendi içindeki adam Arınç bile ne olduğunu ifşa etmiş daha ötesi var mı.. Zaten araştırma başlatılıp suç duyurusunda bulunulmuş bakalım dava açılacak mı.. Açılır mı dersin. ![]() |
Kiminin ne halt olduğunu gayet iyi biliyorum.. Tepki ve kıvranışları beni benden alıyor. ![]() |
Eşyalar çalınmış ama koşa koşa Gökçek'in evine mi gitmişler kendiliğinden? Hırsızlar çalıp Gökçek'in evine mi yerleştirmiş? Sebep? Adamın ifadesini bile almamışlar, insan göstermelik bile olsa ifade alırdı, malum hukuk(!) devletiyiz. Yahu ne niyeti, Gökçek'in belediyeyi nasıl hortumladığını bilmeyen yokken bu nasıl bir saflıktır. Şey gibi bir şey bu birinin çok net bir şekilde suçlu olduğu bilindiği halde iddialara kulak tıkamaktan, görmezden gelip ölü taklidi yapmaktan başka bir şey değil. Kamuoyuna yansıyan dosya yokmuş da kanıt yokmuş. E muhalif belediye olunca dedikoduya asılsız suçmalara bile şafak operasyonu çekiyor hükümet? Nasıl iş bu? Gökçek o mal varlığını nasıl elde etmiş, memur maaşıyla mı? Bu kadar samimiyetsiz bir cevap yok Haber paylaşılır ya haber beğenilmez, neden beğenilmediği açıklanmaz ya da kanıt yok ispat yok diye kulağının üstüne yatılır. Ne güzel memleket. |
Mülkiye müfettişi 2019’da firmaya gidip takımları depoda görünce ‘kamu zararı yok’ deyip dosyayı kapatmış; bu yüzden gökçekden savunma niye istesin? önemli olan depoya sonradan giren setleri kim ödedi? Ispat yükü abb’de: Sevk irsaliyesi + depoya giriş fişi + seri etiketi zinciri olmadan orijinal demirbaşın nereye gittiği kesinleşmez. Depodaki örnek setler orjinal değilse “sonradan yerine konma” şüphesi büyür ve o zaman ikinci ödeme fişi kime cikrasa imza sorumluluğu da ona geçer. Bu belgeler hala mahkemeye sunulmadığı için ne gökçek ne de başka bir yönetici herhangi bir suçla itham edilemez. Izlenen yöntem tipik: Eksik veriler niyetle tamamlanıyor. Oysa şu anda bilgiler eksik ama medyanız eksik verileri, “niyetle tamamlayarak” yargı oluşturuyor. Bu yöntem doğru değil. Siyasi tartışmanın dışında, adalet ve prosedür ekseninden bakıyorum. Siyasi tartışmalar olduğu için beni anlamıyorsun; ama başına gelseydi, beni anlardın. |
Eyvallah, halen daha Türkiye'deki hukuk düzeninin çifte standarda sahip olduğunu düşünüyorum sadece bu haber özelinde değil, genel olarak. Ama bundan sonraki mesajlarda seni pingleyerek rahatsız etmeyeceğim kendin haberleri görürsen yorumlarsın umarım. Yalnız medyanız diyerek sen de niyet okumuşsun. Çünkü muhalif medyayı özellikle takip etmiyorum, konuyu da ben açmadım dikkat edersen.Böyle denk geliyor diyelim. Niyet arama alışkanlığı maalesef insanların art niyetli hareketlerinin tekrar etmesinden kazanılıyor, durduk yere kendiliğinden oluşmuyor. İnsanlık hali. Size biri çeşitli bahanelerle ve yalanlarla sürekli kazık atmaya çalışsa siz aynı siz olur musunuz? Artık yeni refleksler kazanırsınız. Siyasilerin sürekli samimiyetsiz açıklamalarını görseniz onlara inanmaya devam eder misiniz? Ha haber portalının bunu yapması yanlış ama zaten bunu yapmayan haber kanalı maalesef yok sanırım. |
Senin hatan, her olaya baştan yüklediğin “zaten bu ülkede adalet yok” ön kabulüyle hareket etmen. Olayın detaylarını bilmeden, belgeye, delile bakmadan sadece genel bir çifte standart algısıyla hüküm veriyorsun. Bu da seni objektif değil, önyargılı bir pozisyona itiyor. Hukuk dediğin şey duyguya göre değil, delile göre işler. Ama sen meseleleri hisslerinle değerlendiriyorsun. Bu yüzden adaletin yerine algını büyütmüş oluyorsun. Her olayın altına aynı düşünceyi yerleştirerek ne doğruyu görebilir ne de adil bir bakış sunabilirsin. Farklı dosyaları aynı çuvala atarak adalet aranmaz, sadece algı çoğalır. bize düşen, önce bilgiye ve içeriğe bakmak; sonra fikir yürütmek. Aksi halde adaletin değil, ezberimizin sözcüsü oluruz. |
Yemez adam Tayyip’i bile tehdit etti, siyaset müzesi kuracağım ( seni de oraya gömerim).Uzanların arşivi ve yeni kasetler onda diye duydum. https://www.tgrthaber.com/spor/galatasaray-yildiz-oyuncuyu-bekletiyor-hakan-calhanoglu-olmazsa-imza-atacak-3232109?s=1 |
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NİN ZARARA UĞRATILDIĞI İDDİA EDİLEN PROJELER Yargıya taşınan konular arasında 801 milyon dolar harcanan ve hurdaya dönen Ankapark, helikopter kiralanmalarında usulsüzlük, Belbeton'un özelleştirilmesi, hafriyat gelirlerinin Osmanlıspor'a devri, süs bitkisi ihalelerinde belediyenin zarara uğratılması gibi iddialar yer aldı. Bu iddialardan bir bölümü şöyle sıralandı: TELEFERİK: Ankara'da teleferik yapımını üstlenen şirkete, usulsüz iş artışı ile haksız süre uzatımı sağlanması ve şirkete iş artışları ile birlikte toplam 43 milyon TL haksız ödeme yapılması. BELYA: 2012 yılında 9 milyon TL'ye özelleştirilen ABB iştiraki BELYA şirketinin değerinin 26,7 milyon TL olduğu, özelleştirme sonrası da şirkete belediye bütçesinden para aktarıldığı. STAT: Osmanlıspor'a 25 yıllığına bedelsiz devredilen Yenikent Stadı için belediye bütçesinden bir yılda 2 milyon TL harcanması. ANKET A.Ş.: Belediye iştiraki Anket A.Ş'ye manuel terapist olarak alınan Moldova uyruklu Ana A.'nın başkanlık konutunda görevlendirildiği ve o dönem aylık 3 bin 800 TL maaşla çalıştırıldığı. TAŞINMAZLAR: Kamuya ait taşınmazların bilinçli ve planlı şekilde alınan meclis kararları ve imar değişiklikleri ile FETÖ mensuplarına hukuka aykırı şekilde verilmesi. ARITMA TESİSİ: Tatlar Arıtma Tesisleri'nin yenilenmesi için ABB Meclisi'nden toplam 536 milyon TL borçlanma yetkisi alınması ve bu paranın başka işlerde kullanılması. |
Peki bana şunun cevabını verir misin, CHP'li belediyeler özellikle en önemli belediyelerin başkanlarının peşinden savcılık koştururken, en ufak bir olayla bile ilişiği olduğu düşünülen kişilere -basit çalışanlara bile- operasyon çekiliyorken -gözaltına alma vs- neden bir tane AKP'li belediyenin yolsuzluklarını araştıran savcı göremiyoruz? Ne yani AKP'li belediyelerin hepsi tertemiz dürüst insanlardan mı oluşuyor? Hiçbiri yolsuzluk yapmamış, rant içinden geçmemiş, rüşvet yememiş mi ya da savcılık araştırmış ama hiçbir şey bulamamış mı? Yahu bu doğaya, akla mantığa, matematiğe aykırı bir şey, bu en başta AKP teşkilatının kendisine aykırı zaten. X Partisi'den yolsuz,rantçı, suçlu çıkacak ama ondan daha büyük teşkilata sahip Y iktidar partisinde bir tane kirli çamaşırı olan adam çıkmayacak? Bir kişi yargılanmayacak? Sonra biz önyargılı, önkabullü olacağız. Çifte standart bu işte. Zamanında FETÖ diye cadı avına kalkışan iktidar kendi partisindeki ağır FETÖ'cüleri bir türlü göremedi. Darbe girişiminden itibaren 2 yıl boyunca FETÖ aşağı FETÖ yukarı diye milletin beynini kemirdiler ama FETÖ'yle ilişiği olan bir kişiyi bulamadılar partilerinde ne hikmetse? FETÖ'nün siyasi ayağı araştırılsın dendiğinde reddetiler. Gökçek'in Twitter'da attığı FETÖ güzellemesi lafları duruyordu eğer silmediyse Gökçek. Burada da çifte standart vardı bu da başka bir şey. Arınç mesela yargılandı mı? Yok. FETÖ, daha henüz "paralel yapı" diye adlandırıldığı vakitlerde Arınç, FG ile RTE arasındaki gerilimi azaltmaya, arayı düzeltmeye çalışıyordu. Darbe olunca ve başarısız da olunca bunlar çıktı, "ah kandırıldık, ne kadar aptalmışız, milletimiz bizi affetsin" tadında açıklamalar yaptılar işin içinden çıktılar, unutuldu gitti. Ne bir yargılanma ne bir ifade verme, ne gözaltı. AKP'li bürokratsan hiçbir şey yok, yeter ki muhalif olma hele ki ensesi kalın olmayanlardan hiç olma. |
Sen yine aynı hataya düşüyorsun: Bilmediğin, takip etmediğin süreçleri yok sayıp, ardından “neden yok?” diyerek algı üretmeye çalışıyorsun. Oysa ak partili belediye başkanları arasında da görevden alınan, yargılanan ve ceza alan isimler oldu. Sen duymadın diye bunlar yaşanmadı sanıyorsun. Fark şu ki, ak parti işini yapar, chp gibi her şeyi reklam ve algı malzemesi hâline getirmez; yandaş medyanız da bunlarin kulağınıza gelmesini istemez. Fetö ile mücadele de zaten yargı eliyle yürüdü, meclis'in işi mahkeme kurmak değil. Aynı anda önerge verip sonra zaman gazetesi’ni, bank asya’yı savunmaya kalkarsan, kimse bu “siyasi ayağı bulalım” tiyatrosunu ciddiye almaz. Gökçek ya da arınç hakkında delil varsa verirsin, hukuk gereğini yapar. Ama “zamanında teması vardı” demekle insanlar yargılanmaz. Asıl mesele şudur: Devlet bu yapıyla ""ne zaman"" ve neden yolları ayırdı? Fetö ile kim ne zaman savaşa girdi, önce bunun cevabını ver. |
Özkan ve saz arkadaşları: "Bir suçu varsa verin mahkemeye cezasını çeksin." ![]() |
Ben duymadım değil kim duymuş yahu? Ne yandaş ne muhalif medya hiçbir yerden akepeli bürokratları şafak operasyonlarıyla 1 günde gözaltına alınıp hemen adliyeye sevk edilip tutuklandığını, medyada "bunlar örgüt kurmuş" diye itibar suikasti yapıldığını kim görmüş kim duymuş? Kim alınmış içeri? Tanıyan bilen var mı? İmamoğlu'nun denginde birini içeri almış mı Ak Parti'den mesela Gökçek buna en yakın isim. Yolsuzluktan, rüşvetten bi girseler bu adamın içeriden çıkamaz. Bir de FETÖ sevgisi var, o zamanlar hocaefendi diyorlardı. Bana içeri alınmış olan İmamoğlu öneminde akepeli bir siyasetçi, bir bürokrat göster, belediye başkanı olması şart değil, bakan da olur, öyle bir bürokrat olsun ki dünyadan haberi bile olmayan biri günlerce ana akım medyada haberi yapıldığı için bunu bilsin. Türkiye'de İmamoğlu'nun tutuklandığını, İmamoğlu'nun İBB'de belediye başkanı olduğunu bilmeyen yok, İstanbul'la hiç alakası olmayan biri bile bunu biliyor. Evet say bakalım bana şu tutuklanan önemli akepeli birokratları, mümkünse günümüzde olsun malum günümüz muhaliflere yapılan operasyon mevsimi, bakalım yargı çok bağımsızsa ve savcılar adamına göre muamele etmiyorsa şu anki yolsuzluk yapan akepeli belediye başkanlarını da görür illaki. Medya da "bunlar örgüt kurmuş" diye günlerce haberi yapsın. Öyle ya propagandasız suç olmaz. Tiyatro arıyorsan meclisteki akepelilere bakacaksın, adamlar her gün dalga geçiyor. 7/24 FETÖ de FETÖ diye kafa silken adamlar gerçekten mücadele etmek için hiçbir şey yapmadı. Sağa sola FETÖ'cü yaftası yapıştırmak çok daha kolaydı İltisaklı olup ensesi kalın olanların hiçbirine dokunulmadı. Sen şimdi FETÖ'den en çok canı yandığını iddia eden veya o durumda olan, 2 yıl boyunca FETÖ aleyhinde sürekli konuşan kişilerden ne beklersin? FETÖ ile son gaz sonuna kadar mücadele beklersin değil mi? Ama görünen oydu ki bu iş şovdan ve propagandadan fazlası değildi. Delil toplayıp suç duyurunda bulunmak benim görevim değil savcıların görevi gitsinler araştırsınlar. Ben savcı değilim. Delil arıyorsan medyayı, geçmişi kurcala, çok zor bir şey değil. He bütün samimiyetsizliğinle bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi davranacak objektif biri gibi poz keseceksen buyur devam et. Ben bunlar oldu, böyle oldu bu yaşandı diyorum sen diyorsun ki kanıt nerde, dosya nerde delili nerde. Arkadaşım ben sana atom fiziğinden bahsetmiyorum, teori ispatlamaya çalışmıyorum. Mağarada yaşamıyorsan ki belli ki yaşamıyorsun, gündemi de çok iyi takip ettiğin belli o zaman pekala istediğin şeyi görür bulursun. Kanıtın varsa buyur suç duyurusunda bulun demek tartışma sırasında topu taca atmak oluyor biraz. “zamanında teması vardı” bunu anladığımdan emin değilim? 2013 yılında başladı "paralel yapı" muhabbeti, 2016'daki darbe girşiminden sonra adını FETÖ koydular, bundan önceki yıllarda AKP'lilere göre başındaki şahıs Hoca efendiydi. Paralel yapı muhabbeti ortaya çıkmadan önce bir dershane sorunu ortaya çıktı, hükümet dershanelerin özel okullara dönüştürüleceğini ya da kapatılacağını mı ne öyle bir şeyler söylemişti bu kısmı hatırlamıyorum çok net olarak ama araştırsamaya üşendim. Bu dershane krizi sonrası başladı bu "paralel yapı" muhabbeti. Malum yapının ülke çapında Fem dershaneleri vardı. Arka planda bir çıkar çatışması olduğu aşikar ama derinliğini bilmem. Buyur sen anlat. Sorduğun soru retorik soru gibi duruyor, sen açıkla. |
Bilirkişi raporu da anladığım kadarıyla esyalarin kaybolduğu ve belediyede olmadığına dair tespitlere dayanıyor. Eşyalar çalınmış da olabilir.
Dolayısıyla bu iddia hukuken kuvvetli bir delil yerine, niyet okunmakla destekleniyor siyasi söylem malzemesi yapılmaya müsait ama bu mansura veya başkasına da yöneltilebilir.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @Kartal Göz