Dünyanın güneş enerjisiyle çalışan ve Boeing 747'den daha geniş kanat açıklığına sahip ilk insansız hava aracı, gökyüzünde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Fransız Thales ve ABD’li Skydweller Aero iş birliğiyle geliştirilen bu otonom sistem, haftalarca, hatta aylarca kesintisiz uçuş yaparak uzun süreli deniz gözetimi ve stratejik istihbarat görevlerini mümkün kılıyor.
Ortaklaşa geliştirilen bu platform, MAPS (Medium-Altitude Pseudo-Satellite) olarak adlandırılıyor. Yüksek irtifada, sıfır karbon salımıyla çalışan bu insansız araç, deniz alanlarında kalıcı gözetim imkanı sunarak savunma stratejilerini dönüştürmeyi hedefliyor.
Gücünü güneşten alıyor
Skydweller'ın geliştirdiği dron, Boeing 747’yi geride bırakan kanat açıklığına ve 400 kilogramlık taşıma kapasitesine sahip. Bu özellikleriyle önceki nesil güneş enerjili insansız hava araçlarına kıyasla çok daha işlevsel bir kullanım alanı sunuyor. Geleneksel güneşli İHA’ların aksine, MAPS platformu ağır sensörler ve görev ekipmanları taşıyabiliyor.
Uçak tamamen karbon fiber gövdeye sahip ve yalnızca güneş enerjisiyle çalışıyor. Fosil yakıtlara ya da yere inerek yapılan yakıt ikmallerine ihtiyaç duymuyor. Bu da onu geniş okyanus alanlarında, özellikle MEB’ler (Münhasır Ekonomik Bölgeler), deniz yolları ve tartışmalı sularda kesintisiz gözetim için ideal kılıyor. Radarın 200 kilometrelik menzili olduğu belirtiliyor.
Skydweller Aero'nun uluslararası geliştirme başkanı Sebastien Renouard, General Atomics MQ-9 Reaper'a atıfta bulunarak, sistemin maliyetinin “Reaper'dan çok daha düşük” olacağını ve işletme maliyetlerinin benzer platformlara göre 5 ila 10 kat daha düşük olacağını söyledi.
Bu ileri düzey gözetim platformunun en dikkat çekici unsurlarından biri de Thales’in geliştirdiği AirMaster S radar sistemi. Bu hafif ve yapay zeka destekli radar, aslında ATL2 gibi insanlı deniz devriye uçakları için geliştirilmişti. Şimdi ise Skydweller ile birleşerek gökyüzünde tam otonom bir gözetim çözümüne dönüşüyor.
X-band AESA (Aktif Elektronik Taramalı Dizi) teknolojisi sayesinde, radar hem hava hem kara hem de deniz hedeflerine karşı anında farkındalık sağlıyor. Yer kontrol merkezlerine aktarılan verileri minimuma indiren yapay zeka destekli veri işleme sistemi, uzun süreli görevler için hayati öneme sahip bant genişliği tasarrufu sağlıyor. Radar sistemi, görev koşullarına göre otomatik olarak kendini yeniden yapılandırabiliyor. Bu esneklik, aracın çevresel değişkenlere göre kendini uyarlamasını ve hedef bölgeler üzerinde haftalarca kalmasını sağlıyor.
Stratejik güç çarpanı
MAPS-Skydweller’ın yetenekleri, mevcut keşif ve gözetim unsurlarını tamamlayıcı nitelikte. Uydu, insanlı uçak ve klasik dronlarla birlikte çalışarak NATO, AB ve Batı müttefiklerine sürekli farkındalık sağlayacak yeni bir esneklik kazandırıyor.
Thales EMEA Bölgesi Ticari Direktörü Sébastien Renouard, bu sistemin deniz ve kıyı alanlarındaki gözetim görevleri için oyunun kurallarını değiştireceğini belirtiyor. Ona göre bu yeni nesil sistem, egemen ve otonom bir çözüm sunarak kalıcı istihbarat ihtiyaçlarını karşılıyor.
Çevreci olduğu için başarılı buluyorum ama askeri olarak bir anlamı yok. Bu karmaşık teknolojiyi geliştirip üretinceye kadar 3 tane normal siha yapıp sırayla dolaştırırsın havada.
Aylarca kalacağını zannetmiyorum belki hafta kalır sonra bakım için iner. Zaten normal siha’da 1 gün uçabiliyor. Üstelik elektrik gücüde yüksek üretim daha güçlü radar şu bu takılır.
Askeri amaçlı anlamsız demiş bir arkadaş ama böyle bir araç gözetleme görevleri için kullanılıyor zaten ayrıca küçük ihalar için yüksek-orta irtifada bir istasyon görevi de görebilir. Küçük ihaları şarj etmek için kullanılabilir. Ayrıca küçük ihalarla iletişimi sağlayabilir. Böyle misyonlarda kullanıldığında çok faydalı olacağını düşünüyorum. Askeri anlamda daha ne kadar faydası olsun ki.
Havada kalabilme süresi bir dakika, herhangi bir askeri operasyonda kullanılması mümkün değil, bu koskoca haliyle çok kolay imha edilir. Askeri kullanılmayacaksa da bir ay havada durması hangi alanda işe yarar, belki starlink gibi bir uçan baz istasyonu görevi görür artık. Ama yine de gelişme gelişmedir her ürün birşeyler katar ilham olur araç olur.
Herkes askeri uzman olmuş. Askeri operasyonlar sadece savaş zamanı yapılmaz. Size askeri olarak kullanılacak birçok senaryo söyleyelim. Sınır güvenliği, gerilla savaşı istihbaratı, terörle mücadele, deniz güvenliği sivil senaryolar orman yangın takibi, deniz yolu trafik kontrolü haritalama vb. Yani birçok konuda önemli ama bizde herkes iha siha uzmanı olduğu için yorumlar yağmış yine.
Ortaklaşa geliştirilen bu platform, MAPS (Medium-Altitude Pseudo-Satellite) olarak adlandırılıyor. Yüksek irtifada, sıfır karbon salımıyla çalışan bu insansız araç, deniz alanlarında kalıcı gözetim imkanı sunarak savunma stratejilerini dönüştürmeyi hedefliyor.
Gücünü güneşten alıyor
Skydweller'ın geliştirdiği dron, Boeing 747’yi geride bırakan kanat açıklığına ve 400 kilogramlık taşıma kapasitesine sahip. Bu özellikleriyle önceki nesil güneş enerjili insansız hava araçlarına kıyasla çok daha işlevsel bir kullanım alanı sunuyor. Geleneksel güneşli İHA’ların aksine, MAPS platformu ağır sensörler ve görev ekipmanları taşıyabiliyor.
Uçak tamamen karbon fiber gövdeye sahip ve yalnızca güneş enerjisiyle çalışıyor. Fosil yakıtlara ya da yere inerek yapılan yakıt ikmallerine ihtiyaç duymuyor. Bu da onu geniş okyanus alanlarında, özellikle MEB’ler (Münhasır Ekonomik Bölgeler), deniz yolları ve tartışmalı sularda kesintisiz gözetim için ideal kılıyor. Radarın 200 kilometrelik menzili olduğu belirtiliyor.
Skydweller Aero'nun uluslararası geliştirme başkanı Sebastien Renouard, General Atomics MQ-9 Reaper'a atıfta bulunarak, sistemin maliyetinin “Reaper'dan çok daha düşük” olacağını ve işletme maliyetlerinin benzer platformlara göre 5 ila 10 kat daha düşük olacağını söyledi.
X-band AESA (Aktif Elektronik Taramalı Dizi) teknolojisi sayesinde, radar hem hava hem kara hem de deniz hedeflerine karşı anında farkındalık sağlıyor. Yer kontrol merkezlerine aktarılan verileri minimuma indiren yapay zeka destekli veri işleme sistemi, uzun süreli görevler için hayati öneme sahip bant genişliği tasarrufu sağlıyor. Radar sistemi, görev koşullarına göre otomatik olarak kendini yeniden yapılandırabiliyor. Bu esneklik, aracın çevresel değişkenlere göre kendini uyarlamasını ve hedef bölgeler üzerinde haftalarca kalmasını sağlıyor.
Stratejik güç çarpanı
MAPS-Skydweller’ın yetenekleri, mevcut keşif ve gözetim unsurlarını tamamlayıcı nitelikte. Uydu, insanlı uçak ve klasik dronlarla birlikte çalışarak NATO, AB ve Batı müttefiklerine sürekli farkındalık sağlayacak yeni bir esneklik kazandırıyor.
Thales EMEA Bölgesi Ticari Direktörü Sébastien Renouard, bu sistemin deniz ve kıyı alanlarındaki gözetim görevleri için oyunun kurallarını değiştireceğini belirtiyor. Ona göre bu yeni nesil sistem, egemen ve otonom bir çözüm sunarak kalıcı istihbarat ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kaynak:https://interestingengineering.com/military/solar-drone-boeing-747-like-wingspan
Kaynak:https://www.thalesgroup.com/en/worldwide/defence-and-security/press_release/thales-and-skydweller-join-forces-develop-innovative
Haberi Portalda Gör