Bu kadar uzun yazı yazmayın.. Zira kitap, roman okur gibi okunmuyor... Daha kısa ve özet yazmayı deneyin...! Burası bilgi alışverişinin yapıldıgı bir forum... Makale yazar gibi sayfa dolusu yazarsanız yazınınızın üyeler tarafından okunma oranı düser... Özet olarak yazamıyorsanızda en azından tek parca degil, konu gecislerine göre bir kac parcaya bolup bir kac ayri mesaj olarak yazarsaniz, okunabilirlik ve anlasilabilirlik oraniniz artar... |
sen yaz hocam..ben okudum..okurum.. bilmiyorum forumda belki konuşulmuştur ama bu yaz için henüz herhangi bir rezervasyon yapmamış olanlara fikir vermesi açısından, temmuz ağustos dönemlerinde tatil hareketliliği olabilir mi? bu salgın yüzünden çeşitli kısıtlamalar olmaya devam ederse, mesela oda kahvaltı gökova tarafından rezervasyon yapmak mantıklı olur mu sence? çünkü gitmek istediğin koylar, plajlar vardır, aşırı kalabalık sebebiyle valilik girişi yasaklar vs. hoop senin bu şekil tatilin yanabilir.. yazınki muhtemel kısıtlamalar ışığında bu yaz henüz tatil planı yapmamış kişilere bir tavsiyen olur mu? saygılar... |
Çok güzel bilgiler veriyorsunuz. Bilmediğim bir sürü şey öğrendim sayenizde. |
merhabalar; öncelikle ilginize teşekkür ederim. şöyle söyleyeyim, insanlar zaten evlere adeta hapis olduğu bu dönemde herkesin hayallerinde tatil var. Ancak birde çok sinsi bir virüs tehdidi söz konusu. yakın dönemde mers - sars atlattık, ve covid-19 da gibi aslında mers ve sars ta coronavirüs idi ama covid-19 un sinsiliği kuluçka döneminde bile bulaştırıcı oluyorsun. virüsü kaptığını bilmiyorsun, teşhis konulamyıyor ama taşıyıcı olup başkasını da enfekte edebiliyorsun. şu açıdan yazıyorum bunu diyelim ki mayıs sonunda otelleri uçuşları açtılar. bu dertten uzak durmak için o kadar süre eve kapandın, tatille kafanı dağıtacaksın, aldın uçak biletini, yaptın otel rezervasyonunu gittin hava limanına check-in esnasında kaptın virüsü. ne sen farkında ne bulaştıran farkında. uçağa bindin, otele, transfer edildin, otele vardın, açık büfede sıraya girdin, cafe&bar'da oturdun, gece diskoya gittin hem kendin hemde kaç kişi enfekte oldu. şu açıdan yazıyorum, evet hepimiz tatili özledik, ve hepimiz için malum bu dönemlerden ötürü tatil bizim için ihtiyaçtan da öte bir durum oldu. ama sağlığının, hayatının, toplum yaşamının yanında böylesine ciddi bir dönemde olmasa da olur diyebileceğimiz bir durum. bunun yanı sıra bugün turizm forumunda paylaştım, Almanya, simgesel ve geleneksel festivali oktoberfest'i erteledi. düşünün bu festival Eylül son haftası başlayıp, ekim ortasına dek sürüyor. az önce öğrendim, Dubrovnik te good food 2020'yi ertelemiş, Ekim'de başlayan bir festivaldi festivalin iptali demek, otelciyi, hava yolunu, yerel esnafın maddi kaybı demek, ama aynı zamanda ertelendi ise devlet güvencesi ile maddi kayıp giderilecekte demek şahsi fikrimi sorarsan, bir turizmci olarak, bu sene tatil planlamasını toplu ortamlara girmeden yapın olur. evet bir sağlık uzmanı değilim, ama sadece kendi ülkemdeki bilim kurulunu da dinleyecek, tek kaynak onu alacak kadar da at gözlüğü takmıyorum(bu konuya birazdan değineceğim) eğer normalleşme süreci Haziran'ı işaret eden Almanya, durduk yere 6 ay sonrasındaki en önemli etkinliğini iptal ediyorsa demek ki Almanya'nın bilim kurulu olan Robert Koch enstitüsü bir şey biliyor ki erteliyor. - Bu arada dip not, Almanya'da tüm pandemi ile mücadeleyi Robert Koch üniversitesi yönetiyor, Şansölye Merkel, Bu enstitünün bilim kurulu ne derse onu yapıyor, yasaları, yasakları onlara göre çıkartıyor. şimdi gelelim az önce değineceğim dediğim konuya, ülkemizdeki bilim kurulu normalleşme süreci için haziran sonları işaret edilirken birden Ramazan Bayramı - yani 24 Mayıs ile çifte bayramı yaşağayacağız dedi cumhurbaşkanı. sonra o haziran sonunu işaret eden bilim kurulu üyeleri, eğer yeni dalgalanma olmazsa mayıs sonu gibi normalleşmeye geçebiliriz dedi. akabinde turizm bakanı çıktı, otellere sertifika sistemini getirip, mayıs sonu gibi kademeli olarak hizmete sokmayı planlıyoruz haziran ortasında da yurt dışından gelenleri ağırlamaya başlarız, sezonu en az kayıpla atlatırız dedi. tabi bunlar tesadüf olamazdı, bu arada tarihin öne çekilmesi, normalleşme sürecine geçiş yorumlarını halka empoze etmeye çalışmak, sadece turizm için de olamazdı, eminim başka sektörler içinde vardır, durumlar ama ben kendi sektörümde, sektörde de gerek yaşım, gerek, kariyerim, gerek, çalıştığım firma ve pozisyon gereği benden daha yüksek mevkii, daha tecrübeli meslektaşlarımla da değerlendirmek istedim. zira bu işte bir iş olduğu kesin. Sonucu'da şudur, turizmi sadece acenteden aldığı tatil olarak düşünmek değil genel anlamda bakmak gerekir. turizm konusu başlığında 2019 dan itibaren yapılan yorumlarda 2020 turizm hedeflerini, yapılan anlaşmaları ve gelecek ortalama turist sayılarını hep paylaştık. bu durumun maddi durumları da var, bu kadar anlaşma peşin ödeme ile yapılır. yurt dışındaki operatör, 2019 kışından itibaren satışlara başladı, bizim Türk ortakları ödeme yaptı, onlarda operasyonu sürdürkek için hava yollarına, limanlara otelcilere, taşımacılık şirketlerine, rehberlere, deri, halı, kuyum, restaurantlara ödeme yaptı. Onlarda kendi tedarikleri için kendi tedarikçilerine ödeme yaptı. şimdi mücbir sebep ortaya çıkınca bu paraların geri ödenmesi gerek, ancak bu zincirde geri ödeme yapabilecek hiç bir kurumun maddi gücü yok, paralar sezona hazırlıkla harcandı. işte bu noktada devlet kurumları devreye girmesi gerekir, yurt dışındaki birçok ülkenin turizm ile ilgili destek paketlerinde maddi KAYNAK ayırıldı, sektör sekteye uğramasın diye bizde ise ERTELEME ile pansuman yapılmaya çalışıldı. Yurt dışındaki operatörler, iadeleri alamamaya başlayınca konuyu adli makama devredeceğini iletince Türk Turizmcisi iyice zora düştü çünkü hepsi biliyor ki, sonuç aleyhine olacak. en basit hali ile özetlemek gerekirse, uluslararası yargı bağımsız olacağı için bir yaptırım, bir esneklik, yargı üstü bir kararname falan ile işi kurtaramazlar. o yüzden şöyle bir yol izlenecek, oteller, uçuşlar, bu mayıs sonu gibi başlatılıp, mücbir sebep kavramı ortadan kaldırılacak işte o zaman iade durumu zorunluluk olmaktan çıkıp, Türk operatörlere şu koz verilecek, biz normalleştik, gelen gelir, gelemeyende mücbir sebep doğrultusu olmadığı için, kendi kararı ile gelmek istemeyene yapacak durumum yok, sözleşmede early booking - erken rezervasyonda iptal iade, değişiklik kuralı yok diyecek. zaten turizmde tatil sigortalatma bu yüzden devreye sokulan bir durum, orada mücbir sebeplerin yanı sıra, tatilcinin 1. derecede yakınının vefatı, hastalanması vs. durumlarını kapsayan fors majör durumları kapsar. bunlardan biri başına geldiyse ve bunları raporlarsan iadeyi alabiliyorsun zaten (oda %100 ü değil, verginin iadesi olmaz, o yüzden vergi kalemleri düşülüp iade eder sigorta) işte otelleri açmalarındaki temel noktalardan biri bu olacak. hem iç hem dış pazar için. biz mücbir sebebi kaldıralım, iade yükümlülüğünden kurtulalım mantığı yatıyor temelinde. ülkelerin bilim kurulları, karar verirken hastalığın seyri, DSÖ nün tavsiye kararları doğrultusunda karar alıp, ülke yönetimine bildirimlerde bulunuyor, ülkelerde önce bu kararları uygulayıp, bu kararlar doğrultusunda oluşan maddi kayıpları önlemek adına da ekonomik kararlar alıp destek alıyor. aslında paragrafımın bu noktası gezi ve turizm başlığından ziyade ülke ve dünya gündeminin başlığına giriyor ama, konu birbiri ile bağlantılı olduğu için burada devam etmem gerekir, ancak bizim ülkemizde, hadi yine turizm üzerinden devam edelim, alınan kararlar, sağlıktan ziyade, sağlık için alınması gereken tedbirlerin doğuracağı ekonomik olumsuzlukların karşılanacak durumu olmadığı için her 2 tarafta gözedilerek kararlar alınyor. mesela hiç bir bakkal, benim malımı alma der mi? bir berber senin tıraş vaktin gelmemiş, uzamamış, git uzayınca gel der mi? Bir turizmci olarak söylüyorum, bu virüs ve yazımın başında belirttiğim virüsün sinsliği yüzünden, bu durum geçene kadar tatile gitmeyin tavsiyesinde bulunuyorum. gidecekseniz şöyle bir tatil olabilir, eğer maddi durumunuz var ise özel aracınız var ise, ama airbnb ama emlakçı yada mülk sahibi ile yine fazla fiziksel ortamda bulunmadan, havuzlu ev kiralayın, kendi müstakil yazlığınız ve kapalı yani size yada siteye özel plajı var ise oraya gidin, yakın çevrenizdeki (Mesela ben İzmir'de yaşadığım için bana normal geliyor) girilebilen deniz kıyısında, halk plajı, özellği taşımayan, kuytu, sote, yerlerde denize girin ancak kültür turu, gurme turu, butik tatil, resort tatil gibi temasın artacağı tatil şekillerinden uzak durun derim. bu durum ne zamana kadar sürer? bilemem ancak kendi kararımı şu şekilde oluşturabilirim, bir bilim kurulu açıklamalarında tehlikenin seviyesini bilimsel veriler ile açıklar, ülkelerde bu veriler doğrultusunda sadece toplum sağlığını düşünerek, işin bu boyutuna başka bir boyut katmadan (maddi, ekonomik, ticari) normalleşmeye geçme sürecine başlarsa o zaman bitmiş olarak görebilirim. aksi takdirde bir taraftan vaka sayısı her gün artartken, resmin sadece iyileşen kısmına bakıp, iyileşnler de oluyor, deyip, hastalansan da iyileşebiliyorsun şeklinde bir algı yaratıp, akabinde de bir başka platformda da normalleşmeyi haziran sonundan mayıs sonuna çekiyorsan, burada bir tezat var demektir. kısacası dostum, ben kendi fikirlermi paylaştım nihai karar senindir. otellerin şu an için yeni bir dalgalanma olmazasa seyir bu seviye ve aşağıya doğru hareket ederse biz normalleşmeye döneriz demek altında bilimsel mi yoksa maddi bir baskının kararı mı olur bunun ayırımına kendin karar vermen daha kolay olacaktır. ama bir turizmci olarak, özellikle turist getirdiğimiz, Almanya, İskandinav ve Benelüx ülkelerinin turizm faaliyetlerinin seyrine baktığımızda şu an için onlarda normalleşme adına bir açıklama, karar vs. bulunmamakta. sonra insan merak ediyor, soruyor, oranın acentesi, otelcisi, hava yolu şirketi bu süreçte ne yapıyor, nasıl geçiriyor diye, oradaki meslektaşlarla konuşuyorsun, dinliyorsun, soruyorsun, adam yapılanı anlatıyor, ama oda soruyor, nereye kadar yapabilir ki diye. biz nasıl olacak diye düşünürken, acente paramın üzerine yattı, otelci etik olmayan duruş yaptı diye kendimizi gererken, devlet otoritesi oluşan durumda mağduriyeti gidermek adına bir kaynak yaratamazken biz buna haıflanırken, yurt dışındaki meslektaşlarım, tamam ben müşterimi mağdur etmedim, devlette beni mağdur etmedi ama bu kaynak ne zamana kadar yeter diye hayıflanıyor. bunlara değinmemin sebebi şu, yurt dışındaki ülkelerdeki rezervasyon süreçlerinin tekrar başlaması durumu, yada ülkeler arası seyahatlerin başlama durumu da muamma olduklarını ama genelin Eylül sonu şeklinde bir iyimser bir tablo öngördüklerini belirtiyor. ancak belittikleri bir nokta daha var, seyahatler, tamamen eski düzende olmayacak, özellikle bu virüs gösterdiki, Avrupa'da uygulanan serbest dolaşım ve Schengen aslında salgın pandemisi için uygun bir ortammış (bunu bizim gibi vizeye tabi ülkeleri düşünerek söylemiyorlar, ciddi ciddi kendi aralarındaki seyahat durumlarını gözden geçirecek adamlar) eskisi gibi her ülkeye vize durumunu tartışmaya başladıkları, sınırları aktif etmenin masada gündem maddesi olduğunu düşünüyorlar. biz ise otellere sertifika verip, mayıs sonunda otel açmayı haziran başında ise incoming opeasyonlara başlamayı ve ilk olarak ta virüsün çıkış noktası olan Asya Pazarının vatandaşlarını ülkeye kabul ederek... saygılar, |
konuyu mesajlara bölüp, post kasma gayesi gibi görünen birisi olmak istemiyorum, mesajları bölüp konuyu dağıtmakta istemiyorum uzun yazmamın sebebi de tıpkı sizin belirttiğiniz gibi bilgi alış verişinde bulunmak adına, durumun konusu, ana fikri ve yapılması gereken normal - yasal, olması gerekenlerle ilgili tavsiyelerimi tek bir mesaj altında paylaşmak, açıklayıcı olmak içinde detaya girmekten başka gaye taşımamaktadır. zira konu bir beyaz eşya mağazasından buzdalabı almak gibi basit bir şey değil maalesef, dinamiği, içeriği, muhsasebesi, faturalaşması, vergisi, harcı vs. si ile çok farklı bir sektör ve içinde olmayan kişi için gerçekten yabancı bir durum. özet olarak anlatsamda belirttiğim her durumda neden peki böyle, ama neden şu şekilde sorular gelme durumu çok muhtemel olacağından gelecek soru alternatiflerinde yazdıklarımdan yeni bir bilgilendirmeye gerek duymaksızın tüm detayları, gerçeklikleri ve çıplaklıkları ile durumu ortaya koymak içindi tavsiyeniz ve eleştiriniz için teşekkür ederim |
Arkadaşlar merhaba, 1 Haziran - 7 Haziran arasında almış olduğum otel rezervasyonunu ETS ile görüşme sağlasam Eylül ayına aynı fiyat ile alma durumları olabilir mi? Bu şekilde erteleme talebi yapan arkadaşlar var mı? Yok ise eğer iade istemek zorunda kalacağım. |
Yine bir kamyon yazmış vatandaş yazdığı şeyler 1) Turizm hizmet sektörüdür ,diğer ticaret alanlarına benzemez,burada uzun uzun anlatıyor ne gibi masrafları olduğu ( ya Allah Allah öğrenmiş olduk) 2)Tamince ve Grand yazıcı sahibi yana döne kredi arıyor( birisi zaman gazetesinin eski ortağı sonradan cumhurbaşkanının kankası oldu diğeri Marmaris Akp belediye başkanı adayıydı ,çok üzüldük bunların parasız kaldıklarına kardeşim bize dert mi ,gitsin otellerinden birisini satsın bize ne,her sene kazandığı paraya ilave oteller yapıyor ,bu sene de satsınlar) 3) Bak Almanya nasıl otellere güvence veriyor sıkıntı yok( Almanya dediğin ülke geçen sene o kadar bütçe fazlası verdi ki ,adamlar bu parayı ne yapacağız diye ciddi ciddi düşünmeye başlamışlardı ,Türkiye'nin en büyük geliri turizmdir 2019 da yaklaşık 35 milyar dolar gelir elde etmiş,bu sene hem bu paranın büyük bölümünden vaz geçeceksin ,bir de otellere para desteği vereceksin öyle mi ya hesap bilmiyorsun ,ya da dayak yememisşin derler ya tam da öyle bir şey) Peki büttün bunları niye yazıyor vatandaş? Bir arkadaşın bir iki acente para iadesi yapıyorsa diğeri de yapmalı ,ticarette kar da vardır zarar da diye yazmasına cevaben Diğeri de benim yazdığım ,ETS nin para iade etmesi sadece sahibinin bakan olmasıyla ilgili değil ,eğer tüm acenteler iade yapmaz ise yaz dönemi erken rezervasyon acenteler üzerinden kimse güvenip de yapmaz ve sistem büyük ölçüde tıkanır demem üzerine. Adam meteor gibi formun ortasına düştü yanında bir de alkış tutan birisini bulmuş burayı şov yerine çevirdi |
Tatilsepeti aradı dün itibariyle bankaya iade gerçekleşti, zor zamanlardan geçtiğimiz için sosyal medyada oluşturduğunuz kaydı silerseniz memnun oluruz sürecin uzamasından ötürü özür dileriz dediler, bende hesabımda iadeyi görünce yardımcı olabilecegimi belirttim en azından silmeden sorunun çözüldüğünü belirterek. Durumla ilgili bankaya harcama itirazı olisturmusutum iade gerçekleşirse paylaşırım henüz bir hareket yok kredi kartinda |
|
Şimdi beni de aradılar. İşleri hallettik bankanız devamında iade işleminizi gerçekleştirecek dedi.jolly nin haberi var mı bundan dedim. Tamamen konsorsiyum halinde hallettik dedi . Bakalım takipteyiz |
Jolly grubu bir yerlerden kredi buldu herhalde. Son 3 mesaj da iadelerle alakalı. Çok nadir bir durum. |
Kendinize gelin seviyesizligin lüzumu yok |
ETS nin sahibi bakan olmasa o da iade yapmaz diyen çok bilmiş ve alkışçısı ,bu tür para iade olaylarına açıklık getirmek için çok makul ve mantıklı balkon konuşması yapacak birazdan Gerçi birisi şimdiden geri vites yapıp ,başka bir polemik konusuna evrilmiş bile ![]() ![]() |
Seviyesizlikte bir aşama daha kaydettiniz, yakışmıyor.. |
bakanın kendi otellerinde çıkardığı personel sayısının 750'ye ulaştığını haber yapabilen oldu mu? Bunu haber yaptığında ehonomi peh iyi idi hani ne oldu derler? en sonunda haberi yaparken de oteli Bakan Ersoy'un değilde, batan kardeşi Murat Ersoy'un olduğu kılıfı ile yaptılar, halbuki, Elexus 2019 eylülünde Mehmet Ersoy'a geçti. Recep Tayyip Erdoğan'a aşığım diyen Tamimce'nin durumunu haber yapabilecek basın mensubu bulabilir misin bakalım.
kendini ifade edemiyorsan bu benim sorunum değil, senin düşüneceğin bir şey, ben nasıl zamanımı ayırıp detayına kadar anlatıyorsam, bir zahmet ne demek istediğini anlatıver.
Setur'a mail attım diyorsun paylaş cevabı bekliyorum, ama eksik atmışsın maili, sadece yurt içi ni değil, yurt dışını da sorsaydın. Hava yolunun uçuş tarihinden 74 gün sonra iadesini gerçekleştireceği noktada siz, hava yolunu beklemden müşteri memnuniyeti kapsamında yapıyor musunuz? diye
Yazıcı'nın kredi aradığı yeni değil, İbrahim Başkan rahmetli olduktan sonra işletme konusunda sıkıntılar yaşıyor zaten.
şöyle söyleyeyim, Grand Yazıcı Otellerinin olduğu yerde 3 tane otel var, 3 üde Koç mülkiyetinde ve Yazıcılara kiradaydı
Grand Yazıcı Club Turban / onun Yanında Grand Yazıcı Grand Mares / onun yanında Grand Yazıcı Marmaris Palace
Grand Yazıcı Grand Mares'in olduğu binayı işletemeyeceği için sözleşme yenilemedi, 3 otel yan yana Marmaris'in krallığını ilan edeceğin noktada ortada bulunan oteli elden çıkarmak zorunda kaldı, Koç'ta Oteli ALman tur operatörü FTI ın Otel markası olan Labranda'ya sattı.
Grand Yazıcı Marmaris Palace'ı ise işletme maliyetleri altında ezildiği için kirasını ödemiş olmasına rağmen, 2 sene kapalı tuttu, tesis resmen personel lojmanı olarak kullanıldı.
Bunları dile getirmeyi bile üfürmek olarak algılıyorsun, sanki Jolly çalışanı yada tatilbudur fanboyu gibi algılıyorsun.
benim ne egom var, nede milleti esir alma gibi bir niyetim.
neyin ne olduğunu bilin diye söylüyorum, yoksa terzi kendi söküğünü dikebilse, benim 800 kusur € param IBIS Berlin Messe Otelde yatmazdı kuzu kuzu.
ITB Berlin'e ziyartetçi değil - bak standW'lı falan katılımcı olarak gidecektik, Fuar iptal oldu, Otel iade etmem, paran bende kalır, ITB yeniden düzenlendiğinde o dönemki fiyat farkını da ödeyerek tekrar rezervasyon yaparsın dedi.
2 koldan saldırdık, holding'in hukuk departmanı- bak anlaşmalı olduğumuz hukuk bürosu demiyorum, holding şirketi olduğumuz için hukuk departmanımız var, o Almanya büro ile hızlı kontak'ta geçip süreç araştırmasına girdi - sonucun olumsuz olacağını bile bile.
diğer taraftan Accor Türkiye ile iletişime geçip, konuyu genel merkeze iletip konuyu çözmek adına - ki buda aslında otelin tutumunu yapmaası gereken şekilde yapmasını beklemek için değil, kendimize ayrıcalık tanıma çabasından başka bir şey olmadığını biliyorduk.
çünkü evet fuar ertelendi, evet ben fuar katılımcısıyım, ama otel senin rezervasyon yapma amacının, tatil, fuar vs. olduğu detayına inmez. o rezervasyonu alır, iptal, iade, değişikliğide rezervasyonunun kuralına göre işlem yapar.
fuar dönemlerinde oteller özel ve yüksek fiyat uygulayabilir, fuar döneminde ki rezervasyonlar, non refundable - non flex kategoridir.
Otel dediki, rezervasyonu fuar için yaptığını ben bilemem ve ilgilendirmez. Berlin'de 2 hava limanı var ve hava sahası açık, Berlin'de sokağa çıkma yasağı yada karantina yok. yaptığın rezervasyon iptal, iade, değişikliğe kapalı. gelmiyorsan yanar ve gelmeme durumu tamamen senin tercihin ama ben bu noktada gelemeeyecek fiziki durum göremiyorken, sırf sen medyada çıkan covid-19 durumunun olumsuz etkilerini görüp, kendi çekincelerinden gelemiyorsan bu seni bağlayan durumdur, ben rezervasyon kuralını uyguluyorum dedi (ITB Berlin 4-8 Mart arası idi - Fuar 28 Şubat'ta iptal edildi)
acente çalışanı olduğun için meslektaş sayılacağımız için şöyle bir kolaylık yapabiliriz dedi, paranı içerde tutarım, ITB Berlin ne zaman yapılırsa o zamanki fiyat revizesini ödeyerek bu rezervasyonu kullanabilirsin dedi, dediği tebliği hukuk departmanı inceledi, Alman Turizm yasalarına göre aykırı durum yok, konuyu adli merciiye taşımak hem zaman, hem maddi hem prestij kaynı olur dedi kabul ettik.
Haa aynı otelde Mart sonu rezervasyonumuz da vardı, Otel onun iadesini çatır çatır yaptı çünkü Mart 15 gibi Berlin kendini kapattı. yani ne karadan, ne havadan, nede demir yolu ile ulaşım imkansız hale gelmiş, sokağa çıkma yasağı gelmişti.
İşte burada olan yada olamayanda budur. eğer merkezi yönetim yada ALmanya gibi eyalet sistemindeki yerel yönetim pandemi gibi bir süreçte önlem için karantina (lockdown) kararı aldığı anda ticaretteki fors majör (Mücbir sebep) kavrramı işlemiş olur. o andan itibaren ticaretteki maddi kayıpların telafisi de kararı alan otoritenin insiyatifine geçer.
Otel 28 Şubat'tan sonra benim iademi hala yapmadı, hala aynı durumda zira 13-15 Mart'a kadar olan sürede ALmanya'da ne eyaletler nede şansölye Merkel, karantina kararı almamıştı. Otelde normal rezervasyon ve ticaret kurallarına göre hareket etmeye devam etti.
ne zaman Merkel karantina deyip, paket açıklamaya başladı, yani otel müşterisine vereceği iadenin zararını devletten alabileceğini gördü ondan sonra en katı kurallı rezervasyonda bile, kural aramaksızın, şart koşmaksızın, tarih vade koymaksızın ödemeye başladı.
Aynı durum İtalya için geçerli. Kaç tane İtalya ve özellikle Milan şehrindeki rezervasyonlarda oteller, Milan şehri karantina altına alınana kadar iade vermiyorum dedi. İtyalyan şirketinin, Türkiye temsilcisi, Milan'a italya merkeze toplantıya gidiyor, kalacağı otel ile şirket arasında kurumsal özel fiyat anlaşması var, yani otel 40 € ise, o firma çalışanına 30 € aralarında böyle bir anlaşma var, 25-28 Şubat rezeevasyonunda şirket covid nedeni ile 24 Şubat'ta seyhatleri durdurma kararı almış. otel, firmanın kararı beni bağlamaz, bana devlet otoritesi oteli kapat demediği, hava limanı ve şehir girişleri kapanmadığı sürece, gelmeyen yolcu kendi korkusundan gelmiyordur, buda beni bağlamaz dedi vermedi.
ÖZeti şu, ne otel, ne acente, ne hava yolu, ne operatör, ne cruise şirketi.
böylesine bir durumda, onlar bile bu durumda çıkacak zararı düşünüp, eğer devlet yardımı alamayacaksa normal ticaret kuralını uygulamaya devam eder, ticaret kuralının üzerinde oluşacak durumlar da fors majör duruma girip zararın devlet tarfından karşılanacağı bu karşılığında, erteleme, öteleme, borç vs ile değil, silme, kaldırma, hibe şeklinde olacağını bildiği için o zaman gerekeni yapar, 2 ülkeden detaylarla vermeye çalıştığım örnekte buydu
erteleme, öteleme, borç vs ile değil, silme, kaldırma, hibe
yukarıdaki kavramlara dikkat et lütfen ve bizim ülkemizdeki mücbir sebep durumunda otoritenin yaptığı hangisi onu bir düşün
böylesine bir ortamda firma alması gereken desteği alamıyorken, sen sadece kendi durumunu düşünüp, o yapıyor, buda yapsın, yıllarca çalıştılar paranın bir tarafına kodular, şimdi de onlar taşın altına elini soksun diyorsun.
o iş öyle kolay değil, sen kendini böyle bir duruma koy bakalım, emeğini, alın terini, rızkını senin elinde olmayan bir durumdan ötürü, etik, doğru, kavramında aslında senin yapmaman gereken yerde yapmaya kalktığını.
asıl soruyu sormadan, devlet nerede demeden yaparmısın bunu?
olay basit, 2 tane firma tröst olmanın verdiği durumda hem oteli, hem operatörlüğü olduğu noktasında, ödeme yükümlülüğünün nispeteen daha kolay olduğu için yapabildiğini yapıyor, yapamayan da oda yapsın niye yapmıyor demek en kolayı.
anlamamak, anlamak istememek, bana ne demek, işin iç dinamiğine girmemek te tercih meselesidir. Ben ödediğime ve alabileceğime bakarım demek, sistemin geneli, çarkları, sistemin operatörü, yöneticisi, otoritesi kim, üzerine düşeni yapıyor mu, yapmıyor mu, kim nerde eksik kalmış, kim görevini yapmamış, neden böyle bir durumda tuttuğuna, yedirdiğine mantığı işliyor, düşünmemekte sadece çıktıyı, girdiye geri çevirme durumunda tek muhattabı dikkate almak ta tabi bir tercih meselesi.
resme geniş perspektiften değil de, seni kilitleyen duruma bakmak - at gözlüğü kullanmakta tercih meselesi.
ben sana genel görünümü sunup, neyin ne olduğunu açıklıyorum, sen bana firma savunucusu, firma karalıyıcısı, üfürükçü diyorsun ya pes yani pes.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @ugurrsy