En önemli delil inmiş olan kitaplar ve bunlara inanan insanlardır. Tevrat,İncil ve Kuran-ı Kerim in verdiği mesajlar tahrif edilmeyen kısımları hariç birbirine benzerler, ayrıca Kuran-ı Kerim'in 1400 yıldır geçeliliğini kaybetmemesi, insan aklıyla hala herhangi bir çelişkisinin olmayışı, kitabın doğa üstü olduğunun delilidir. İnsanoğlunun hala mikro dünyayı tam anlamıyla çözememişken herşeyi bildiğini sanması ne kadar komik bir durum, herşeyi bilime dayandıranlara sesleniyorum o kullanılan fizik, matematik formüllerinin çoğunluğu sadece dünya için geçerli bunu da biliyorsunuzdur umarım. |
Razar senin inancına göre bizim ölmememiz lazım veya neden ölüyoruz ölünce ne oluyor allah akıl fikir versin dicem de sana haşa inancın yok |
@razor6247 Kardeş sen ne içiyosun :) Klasik ama bence etkili bir düşünce Allah yok deyip hayatını yaşıyosn ya sence sorgu sual yok kuran yok peygamber yok hepsi uydurma butün dedikleri yazılanlar yalan dolan gerçekten yaptığımız herşeyin sorgusu olmayacak Diye Düşünüyorsun Peki Ya yanlış Düşünüyorsan Sorgu sual Allah Kuran Peygamber Bunlar Gerçekse O Zaman S.çtın:) Allah senin ve senin gibi imansızları bilgisizleri sözde bilimle uğraşan ilimsizleri ıslah etsin . Müslümanlık çok güzel bişey Bikaç gün mış gibi yap müslüman rolü oyna bak o inançsız kalbin nasıl huzur buluyor "İnkârcıları hakka çağıranın durumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvanlara haykıran kimsenin durumu gibidir. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bundan ötürü akıllarını kullanıp gerçeği anlayamazlar."(Bakara, 2/171) |
Eğer çevreni gözlemleyip Allah'ın varlığını algılayamıyorsan o senin algı problemin.Ben şahsen gayet güzel de algılıyorum.Kör insanların bulutları görmemesi onun olmadığı anlamına gelmez.Ama o kişi isterse bulut yoktur desin.Yine de bulut onun algısından bağımsız bir şekilde vardır. (Bir iğnenin, bir kalemin bile kendi kendine ait olamayacağını biliyoruz.Onu dizayn eden, üreten bir şahsın olduğunu biliyoruz.Bu aletlerden çok daha mükemmel olan canlılar neden kendi kendine var olsun? Hadi evrim teorisi desen, evrim teorisi mekanizmayı verir.Kimin yarattığını söylemez.Ben sana içten yanmalı motorun çalışma prensiplerini anlatan bir kitap verip "aa bak içten yanmalı motorlar kendi kendine olmuştur" desem ne kadar mantıklı olur? Arılar bal üretmeyi, o kadar mükemmel petekler yapabilmeyi, üst düzey haberleşmeyi sırf birtakım sebepler sonucuyla mı öğrendi?Bunlar anlamsız sadece tesadüf eseri olabilecek şeyler mi?Günümüz teknolojisiyle o bal üretilemezken buna tesadüf eseri demek mi mantıklı, yoksa bir yaratıcının sanatı olduğunu düşünmek mi mantıklı? Bunlar gibi örnekler çok çok fazla.Yarasaların karanlıkta yön bulmasından tut, zayıf hayvanların üstün manevra kabiliyetlerine kadar...Bunların hepsini tesadüf veya evrime vermek kolaycılık değil de, Allah'a vermek mi kolaycılık ve hayal ürünü?Evrim sebeptir, bir şey üretmez.Tesadüf ise kördür, yapamaz. Zayıf canlılara verdiği kaçış yetenekleri, bebeklere korunması için gerekli olan anne şefkatinden tut, güçlü canlıların sürekli avlanmak zorunda kalması, (kısaca sizin evrime verdiğiniz şeyler) kainatta bir şekilde, bir adaletin olduğunu insanın aklına getiriyor.Şimdi kainatta bir adalet olduğunu varsayalım.Bu durumda dünyada zulüm eden insanlar ne olacak?Zulmettikleriyle kalacaklar?Bunu bir insan nasıl kaldırabilir?Onlara da adalet vurmayacak mı?İnsan dışındaki canlılarla ilgili verilen örneklerde bu kadar adalet varken.İnsanlar arasındaki adaletsizlik zıt kaçmıyor mu? Demek ki onlara adaleti verecek birisi olmalı.İnsan bunu vicdanıyla his ediyor. Ayrıca bir yaratıcı varsa neden kendini tanıtmadı?Ya da tanıttı mı zaten?1.5 milyar müslümanın bahsettiği Kur'an ve Peygamber tanrıyı tanıtıyor, yani Allah'ı.Peki bu kaynaklar ne kadar sağlam.O konu hakkında birkaç delili de yukarıda başka birine yorumumda yazdım. Şimdi soruyorum.Sence ben mantık dahilinde hareket etmeyip tamamen hayal ürünüm olan bir tanrıyı mı biliyorum?Senin tiboboaobdnın veya makarna canavarının ne gibi delilleri var acaba?Kur'an ve Peygamberle kendini tanıtan Allah ile senin uydurduğun şeyler bir mi?Hangimiz şuurlu hareket ediyor ve algısı açık acaba :) Gerçekten bu saydıklarım delil olamaz mı? Dünyada bir şey ifade edemezler mi? Bunları delil olarak kabul etmek gerçekten de akla mantığa aykırı mı? |
Kaynak gösterdiğiniz şey asırlar önce yazıldığı ileri sürülen bir kitap |
Forumda bu tarz konular çoğalmaya başladı. Bana kalırsa tek amaç, inananların içine bir şüphe düşürmek ve inançlarını kaybetmelerini sağlamak... |
Biz karliyiz demek nedir arkadasim? Sen din ile borsayi karistirmis gibisin. Bari mesajin altina YTD de ekleseydin de tam olsaydi. |
Şu son paragraf hislerime tercüman oldu hocam elinize sağlık ![]() |
"lineer" düşünemiyoruz tek sorunumuz bu Halbuki "lineer' düşünebilsek herşey çözülecek Fakat "lineer' düşünemediğimiz için sıkıntı oluyor O yüzden herkesi 1 dakikalığına azıcık 'lineer" düşünmeye davet ediyorum.. |
Sen de cevreni gozlemleyip Ucan Spagetti Canavarimizi algilayamiyorsan bu senin algi problemini gosterir. Agaclar baharda yaprak acmayi, karincalar kendi aralarinda haberlesmeyi nasil ogrendi saniyorsun? Soruyorum sana bunlar kendiliginden ya da tesaduf eseri olmus olabilir mi? Bunlardan daha buyuk delil olabilir mi canavarin varligina dair. Bunlar bile yeterli gelmiyorsa, al kutsal kitabimizi oku. Bundan da buyuk bir delil olamaz artik. Hala inkar edersen kalp gozune perde inmis demektir. Yapacak bir sey yok Ebu Leheb gibi olacak sonun. :( http://www.dr.com.tr/Kitap/Ucan-Spagetti-Canavarinin-Kutsal-Kitabi/Bobby-Henderson/Felsefe/Felsefe-Bilimi/urunno=0000000339636 Canavar islah etsin, ne diyeyim baska. |
İman dediğimiz olgu, gayb dediğimiz olgudur esasında. Yani "iman" (inanmaktır). Neye? 5 duyu organımızla göremediğimiz, gözlemleyemediğimiz şeye delilerle inanmaktır. Eğer imanın şart olan 6 meseleden herhangi birninin hakikatını görseydik (mesela meleklere iman gibi) iman etmemize gerek kalmazdı. Çünkü onu gördüğümüzden artık "imanın" kendisi olurduk. O yüzden Hz. Muhammed s.a.v. inanmak müslümanlığın şartı; çünkü obu sistem üzerinden "imanın" kendisi oluyor vesselam. Neden? iman edilecek bütün kavramları gördü. Kuran'da bu iman (yani inanmak) mevzu 3 derecede inceleniyor ve bütün müminler için ulaşılabilir bir derece olduğu belirtiliyor. Bu dereceleri anlatmadan önce ise, Kuran'da Allah c.c. bize "inanmak" ile verdiği Hz. İbrahim a.s. ile Allah c.c. arasında geçen kıssayı örnek veriyor. "Hz. İbrahim a.s. bir gün Allah c.c. ölümden sonra dirilmeyi soruyor. Allah c.c. şu yönde vahyediyor: "ya ibrahim sen ölümden sonrasına inanmıyor musun?" Hz. İbrahim : "inanıyorum ya rabbi ancak kalbim mutmain(%100 tam, eksiksiz, kati demek) değil" buyurdu. Malum olduğu üzere Allah c.c. 3 kuşu kesip, başlarını ayrı bir yere koyarak kalan uzuvlarını tamamen havanda döverek, tüyünden etine kemikten vs. hepsini bir birine karıştırmasını istedi. Hz. İbrahim bunu öyle birşekilde yaptı ki, 3 farklı cins kuşun bütün herşeyi birbirine tamamen karıştı. Bunun üzerine ikinci vahiy ile her bir eti eşit olarak ayırmasını ve karşısındaki 3 dağa bunları gömmesini istendi. Daha sonra bu işler bittikten sonra kesilen 3 cins kuşun kafasını ayaklarının önüne koyması emredildi ve Allah c.c. Hz İbrahim'e öğrettiği kelamlarla kuşları çağırmasını söyledi. Hz İbrahim o sözlerle kuşları çağırınca, sanki kalabalık bir inek sürüsündeki farklı farklı danaların, serbest bırakılınca her birinin o kalabalıkta kendi anasını bulup emmesi gibi, etler topraktan çıktılar; ayrıştılar; her biri kendi başı altında şekillendi; tüylendi; sonra kanatlanarak uçtular. Bunun üzerine Hz. ibrahim "şimdi kalbim Mutmain oldu ya rabbi" diyerek secdeye kapandı. Bu hikmetli kıssa bizlere inanmanın derecelerini bildirmekle, insanın kalbinde şüphe tohumlarının imanın bütün şubeleri için varolacağını söylemektedir. Peki bu şüphelerden nasıl kurtulunur? Yani Allah c.c. kişinin kendi varlığında nasıl ispat edilir. Bu kuran-ı kerimde 3 merhale olarak yer almaktadır. Bu: İlmel yakin: İnanma kavramı burada bilgiseldir. Herkes bildiği kadar iman eder. Alimin imanı bilgisi kadar, avamın imanı bilgisi kadardır. Aynel yakin: Burada artık imanın şubeleri tek tek görünmeye başlar. Kişi melekleri, ölümden sonraki kabir hayatını vb. aklınıza gelebilecek her türlü "inanılması" gereken meseleyi kişi müşade eder; ancak burada da sıkıntı vardır; çünkü bu "iş, oluşların" hakikati (yani gerçekte neden dolayı? olduğu bilinmemektedir. Bkz kehf suresi Hızır a.s. ve Musa a.s. arasında geçen olay. Hakkel Yakin: Artık hem iman şubeleri görülmektedir; hem de bunların yaratılışlarının hakikati "kul" tarafından bilinmektedir. Hz. Ali r.a.'ın şu sözü manidadır: "Allah c.c. bana zatıyla görünse, bu imanımda zerre derece değişiklik yapmaz." Bu kendisinin ulaştığı derecenin en kinayeli ve güzel bir şekilde dile getirilmiş halidir. Burası işin mukaddimesiydi. Yani giriş kısmı. İşin ana kısmı ve sorusu şu? Yaratıcıyı kişi kendi nefsinde nasıl ispat edebilir? Çünkü nefis peygamberde ve firavuzunda olan, derece bakımından yukarı ve aşağı 7 kat derecesi olan (cennet ve cehennem ve katları buradan çıkmaktadır.) bir "ENE - BEN- EGO- BENLİK-" türüdür. Tüm bu ispat meselesi ise, bu benliğin farkına varmak ve bunu eğitmekle alakalıdır. İster budist olsun, ister derviş olsun; nefis ıslahı için bir çok semavi veya semavi olmayan(ne yazıkki yolun sonunda onları bekleyen kimse yok) dinler çabalamaktadır. İslam dininde ise bunu sistemleştiren, ekolleştirip, belli bir düzen ve şematik içine yerleştiren kurum Tasavvuf okullarıdır. Dinlerde asıl gaye insanın içinde olan veya halen olduğundan haberi olmayan "İman" meselesini keşfedip, "Kulluk" dediğimiz farkındalığının bilincine ulaşıp, insanın kendi iç dünyasında "mutmain %100 iman, inanç gibi" olmasıdır. Sözün kısası Allah c.c. kendini ispat etmeye ihtiyacı yoktur; ancak kulun kendini ve rabbini bilmeye ihtiyacı vardır. Bu kadar ilim hazinesi, yaşamışlar, yaşayanlar, yaşayacaklar aleme bunu haykırmaktadır. Eğer bir aynel yakine ulaşmış insan bulursanız; aslında inanmakla alakalı bütün sorularınız bir anda çözülecektir; çünkü ben dahil buradaki bütün insanlar "ilim" olarak dini (bir bakıma Allah c.c.) bilmektedir; ancak onun imanla alakalı olan kısımlarını gören birilerini görmek; insana her türlü ispatı vermektedir. Daha da kısası kör sana fili (dini ve özelde Allah c.c.) nasıl anlatsın? Kör tuttuğunu bilir? Sen sorarsın fil nedir? Körün biri kuyruğunu tutmuştur: Fil incecik bir kamış der. Diğeri kocaman bir sütun der. Diğeri karnını tutmuştur döşek der. Diğeri hortumu tutmuştur yumuşak bir boru der; ancak çıkıpta kör olan insan fili tarif edemez. İşte eğer "dinin" tarifini arıyorsan, gözleri gören birini bulman lazım. Bunun içinde araman lazım. Arayan bulur, bulan "olur". Vesselam. |
keşke öyle ikna edici cevaplar alabilsek de şüpheye mahal kalmasa kimsenin aklında |
"farazi olarak olduğunu düşünsek bile ona inanıp inanmaman seni cennete yada cehenneme komaz " İnanmamak seni gayet de cehenneme koyabilir.Çünkü sen inanmamakla bütün canlı,cansız varlıkları anlamsızlıkla itham ediyorsun.Allah'ın sanatını yok sayıyorsun.Karınca,elma, insan, güneş, gezegenler, sevmek hissi, merhamet hissi, nefret hissi... hepsinin değerini bir anda düşürüyorsun. Senin yaptığın dünyalar dolusu altını çöpe atmaya benzer. Bu yüzden sonsuz bir cehennemi hak ediyorsun. Üstelik Allah sana onu bulman için gerekli donanımları verdiği halde. Edison'a, Tesla'ya veya diğer dünyaya faydası dokunan insanlara gelince.Onlar yaptıkları hizmetleri kendilerine verilen akılla yaptılar.Yani onların iyiliklerinin müsebbibi Allah. Fakat Allah'ı inkar etmlerinden dolayı yukarıda da açıkladığım gibi bütün varlıkları manasızlıkla suçluyorlar ve onların hakkına giriyorlar.Dolayısıyla Allah'ın ona verdikleri akılla yaptıkları iyilikler onları kurtarmaya yetmiyor. Peki insanların yaptıları iyilikler çok büyük çoğunlukla Allah'ın onlara verdiklerinden dolayıysa Cennet'i nasıl kazanıyorlar."Cennet'i kazanmıyoruz" Allah'ın rahmetiyle Cennet'e giriyoruz (tabii İnşAllah imanla ölmeyi nasip ederse bize) Allah'ın merhametinin örnekleri dünya üzerinde mevcut, daha önceki yorumlarımda da yazdım zaten (bebeklere şefkat,zayıf hayvanların manevra kabiliyetleri gibi). Bunların yaratıcısının evrim olmadığını da yazdım (evrim mekanizmadır, sebeptir, çalışma mekanizmasını anlatan bir kitaptır.Mucit,yaratıcı,müsebbib vs değil) Bu kadar merhametli bir Allah elbette insanları da Cennetine alabilir.Ve alacağını mucize kitabı Kur'an'da vaat etmiş. Ayrıca tabii ki de Dünyada yaptığımız davranışlar Cennete direkt veya cehenneme uğrayıp gireceğimizi belirler.Ama bunun ön koşulu imandır.İmanlı ölenler Cennet'e girecek (günahkar olanlar Cehennemde cezasını çektikten sonra).İmanın önemini kısmen açıkladık 1. ve 2. paragrafta. Şimdi bana birçok insan öldüren, hırsızlık yapan, gaddar bir adamın, imanlı ölürse Cennet'e gideceğini söyleyecek olanlar olabilir.Eğer bir insan gerçekten Allah'ın varlığını biliyorsa ve bunu bile bile bu işleri yapıyorsa ki çok zor bir ihtimal, ve bunlara rağmen imanlı ölmüşse Cehennemde cezasını çektikten sonra Cennet'e girebilir.Ayrıca öldürdüğü veya zulmettiği kişilere Allah hakkını verir.O kişilerin varsa günahları, zulmü miktarınca zalim adama yüklenir.Yani kimseyi zulüm altında bırakmaz Allah.Bunu da dipnot olarak düşelim. |
İçtiğin sabır ilacından verde rahatlasınlar |
Seytan vesvesimi? Sorgulamayan adam en büyük seytandir. Eski zamanda alimler oturup bunu tartisabiliyordu mesela ama. Allaha nasil inaniriz? Hz. Muhammedi neden peygamber kabul ettik? Neden dine ihtiyac vardir? 'Bakara suresini' anlamak icin sadece 8 yilini veren var. Tıp, Astronomi, Fizik, Kimya, Coğrafya,matematikte vs. vs. Cogu konuda illerdeydik. Bunlari tartismaktan kafir olunmaz, bilgilenir insan. Cahil kalacagina bari biraz kafa yorarsin. Ama nezaman sizin gibi sakal birakan kendini gercek müslüman zanneden cikti, Bu din bozuldu!!! Onu sorgulama bunu sorgulama. O günah bu günah. Ve git gide cahillik dönemi basladi. Ve suanki halimiz belli! Ben inaniyorumki bügün peygamber yasasaydi oturup bunlari tartisabilirdik. Dogru olan bu. |
Verdiğin örnekler bir yaratıcının varlığına delalet eder.Özel olarak spagetti canavarına değil.Spagetti canavarına delil olarak da kutsal saydığınız bir kitap getirmişsin.Bu kutsal kitabınızın ne gibi mucizeleri var acaba :) Ben ise Allah'ın varlığına kanıt olarak Kur'an'ı ve Peygamberi gösteriyorum.Kur'an'da birkaç delili başka bir yorumumda yazdım.İsterseniz daha fazlasını yazarım veya internetten aradığınızda da bulabilirsiniz.Keza Hz Muhammed(sav) ile ilgili de bir şeyler yazdım. Bir tarafta 1400 yıldır tek bir harfi bile değişmeden korunan (ki bu da Kur'anın bir mucizesi.Kur'anda onu insanların değiştiremeyeceği ile ilgili ayetler var) ve hala da okunan bir kitap; Kur'an-ı Kerim. Diğer tarafta trollük için yazıldığı her insaf sahibi tarafından bilinen ve içinde hiçbir mucize olmayan bir kitap... |
Birşeyin var olduğunu iddia eden onu kanıtlamakla yükümlüdür olmadığını iddia eden değil. Kanıtlanamaması olduğu anlamına gelmez. Zeus'un da var olmadığı kanıtlanamıyor. Bu yöntemle bir sonuca varılamaz. |
malesef sana ne söylendiğini anlamaktan dahi aciz durumdasın. öncelikle bu sorunu çöz. İKİ sadece hayal ile bilginin aynı şey olmadıklarını söyledim. kurduğun hayaller kendi varoluş şartlarına bağlıdır. ALLAH isimini doğduğun kültürden işitmiş olmana örneğin. daha bu kadar basit ayrımları yapamayacak kadar çocuk gibi çalışıyor aklın. kalemin kendi kendine ait olduğunu söyleyen mi oldu. kendi kendine ait olmaması dizay edildiğini anlamına gelmez şartlara bağlı oluştuğu anlamına gelir çünkü kalemi dizayn ettiğini düşündüğün İNSAN da şartların ürünüdür aynı şekilde sadece farklı niteliklere sahiptir mükemmel falan gibi düşünceler ise YORUMDUR YORUM. sen mükemmel dersin başkası başka bişey der ŞARTLARINA Bağlıdır bu düşünceler. evrim kimin yarattığını tabiki söylemez çünkü yaratma diye bir şeyin olmadığını söyler TÜREME olduğunu söyler kendi kendine oluşmuş değil şartlar koşullar ZORUNLULUK der tesadüf diye bir şey olmaz. tesadüf insan hayali olan bir kavramdır bilimde böyle bir şey yoktur bilim doğanın varlığı budur durumu şudur bu bu yüzden böyledir der. bunu da NESNEL gözlem ile yapar. hayal ile değil. söylediğin diğer herşey evrimsel ürünlerdir milyarlarca yılın ürünü olan. kainattada adalet falan yoktur adalet insan ile ortaya çıkmış dönem dönem farklı şekillerde içeriklenmiş evrimsel bir zihniyettir. sen buna vicdan dersin ben BİLİNÇ derim ikisi arasındaki fark ama ben zırvalamam ortada olanı gösteririm sen zırvalarsın fizik ötesi iddialarda bulunursun ama bulunduğunla kalırsın. soruna yanıtım: evet, tamamen hayal ürünün olan bir tanrıyı biliyorsun. kuran ve peygamberle kendini tanıtan bir tanrıda yoktur kuran dediğin kitap insan ürünü (teoloji, siyaset) peygamberde insan inancıdır (sembol) yani vahiy falan yoktur yalandır size anlatılan sizinde duygusal yapınız yüzünden entellektüel cehaletinde etkisiyle sorgulamadan kabul ettiğiniz sevindirik olduğunuz masallardır. çocukları mutlu eden masallar gibi. BÜYÜKLERE MASALLAR yani saydığın hiç bir şeyde delil değil söylediğim gibi kurduğun kurguladığın hayaller. başka yerde başka şartlarda varolsaydın bambaşka hayaller kuracaktın..... |
bilimsel olarak kanitlanmis mucizelerin kaynagini verirmisin hocam merak ettim acikcasi incelemek isterim..mesela Hz.Muhammedin(sav) ayi parmagi ile ikiye bolmesi hangi bilimsel kaynakca kabul edilmis.. |
farazi olarak olduğunu düşünsek bile
ona inanıp inanmaman
seni cennete yada cehenneme komaz
(cennet cehnnem denen, ille kurandaki arab fantazileri olacak die bi kaidede yokk)
bu dünyada
neler yaptığın yada
nasıl biri olduğun
kor , koması gerekir
mantıken.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @acar85