Az geliyor derken demleme gerçekleşmiyor. Öğütücü de gürültülü çalışıyor ilk oradan anlıyorsunuz zaten. Sonra da french presse ilk suyu döktüğünüzde belli ediyor. Bloomingi geçtim, çamur gibi bir görüntü ve içilemez bir demleme. Referans için zaten alıntı yaptığınız mesajdaki resim faydalı olur. O resimden sonra 3-5 dakika daha kavurdum, sonrası mükemmel oldu tabii. Bu durumu iki defa yaşadığım için artık emin oldum, görüntüye aldanmayıp biraz daha fazlaca kavurmak gerektiğine. |
Bu konu biraz alevlenmişti ama derinden akmaya devam ediyor. Güzel.![]() Hamilelikte durum çok farklı ama genel anlamda bildiğim kadarıyla şeker hastalığına (yanlış inanışın tersine) çok fazla şeker tüketmek yol açmıyor. Şeker tüketimi şeker hastalığına yakalandıktan sonra tehlikeli olmaya başlıyor. Şeker hastalığını tetikleyen, sağlıksız bir metabolizmaya sahip olmak. Yani, "hareketsizlik, sağlıksız beslenme, aşırı kilo, genetik yatkınlık" dörtlüsü. Ha, bu dördü var olan herkes şeker hastası mı oluyor? Hayır ama pek çoğunda insülin direnci ve gizli şeker vardır ama habersiz yaşıyorlar. Fazla şeker tüketimi de işte o noktadan sonra tehlikeli olmaya başlıyor. Bir insan sağlıklı beslenip hareketli bir yaşam sürerse de bu defa genetik yatkınlık devreye girebilir, oranı nedir bilmiyorum. Kısaca sağlıklı bir metabolizma için fazla şeker tüketimi kilo artışı, karaciğer yağlanması gibi sonuçlar doğurur elbette ama illa şeker hastası olmaz. Fazla haddimizi aşmayalım aramızda doktorlar var, yanlışım varsa düzeltsinler lütfen. ![]() |
Yalnız şekerin sağlıklı kişiye de zarar verdiğini unutmayalım tabiki her bünye farklı ama kanser hücrelerini beslediği söyleniyor. Bu arada kahve selülitlere iyi geliyormuş ![]() ![]() ![]() |
Sayfada bayan kullanıcı yok sanırım. Ne yapsak erkekler olarak selülit için de hergün birer fincan fazla mı içsek?. Zaten bahaneye bakıyoruz. ![]() |
![]() Bilgi sizden geldiği sürece ben varım. - Selülit için kahveciler - |
Arkadaslar sanalbaharattan Mustafa Beye mesaj attım.Mayıs ayında yirgachefe geliyormuş.Ayrıca bir iki çeşit daha gelecekmiş.Endonezya Sumatra düşündünüz mü dedim.Numune alıp denemeler yaptık.Guzel ama baharatlı bir kahve dedi.Turkler daha çok kakao çikolata fındık aromalarını seviyor dedi.Yirgacheffin kavrumunun çok iyi yapılması gerektiğini belirtti.Gercekten iyi kavrum yapmak çok çalıştıklarını söyledi.Mustafa Bey çok ilgili davrandı. |
Şeker hastalığı varsa sağlıklı beslenmeniz bir işe yaramayacaktır, tabi ki sağlıklı beslenmek önemli ancak sonuçta bu bir hastalık. Sağlıklı beslenmek şart, şeker kontrolü için de şart ancak vücutta insülin üretilmiyorsa istediğiniz kadar sağlıklı beslenin işe yaramaz. Şeker yükleme sırasında eğer şeker hastalığınız yoksa bebeğe zararı olmayacaktır çünkü vucudunuz şeker değerini yükseltmeden düşürecektir. Eğer şeker hastasıysanız da şekeriniz yükselecek ve tanı koyualarak tedavi edileceksiniz. Şekerin test sırasında 1 kere yükselmesinin bebeğe zararı kanıtlanmad-yok diyebililirz. Şeker hastalığında bebeği olumsuz etkileyen 9 ay boyunca yüksek olan şeker bebeğin beslenmesini ve gelişimini bozuyor. zaten zararlı olsa tüm tıp camiası neden bunu yapsın? biz bayılıyor muyuz hastalara şeker vermeye? bu nasıl bir fantazidir? |
Canan Hoca bazı şeyleri büyütüyor o zaman ![]() |
Tesadüf bende mesaj attım az önce cevap geldi aynı dediginiz gibi Mayıs ayında yirgacheffe satışta . Fakat benim çekirdeğim yok muhtemelen supremo alırım yirgacheffe gelene kadar Ayrıca başka çekirdekler de gelecekmiş ama ben ayrıntılı sormadım Kolombiya diye bahsetti sadece o da mayısta Mersinde olur dedi |
3. dalgacılar bile bu kadar düşünmüyor. |
valla çocukluğunun yarısı köyde geçmiş bir insan olarak köylülere(detay vermeden) yönlendirmesi de türkiye koşullarında ne kadar doğru bilmiyorum. türkiye'de en azından batı bölgelerinde(doğuyu bilmiyorum) büyük endüstriyel tarım yok. hayvancılık da tavuk çiftliklerinden ibaret. büyükbaş hayvancılığı öyle büyük çapta(yılda on binlerce hayvan yetiştirecek kadar) yapan işletmeci yok. yani zaten pazara giden, markete giden ne varsa çoğu küçük ve orta çaplı toprak sahiplerinden geliyor. köyleri hiç görmemiş, ya da gezmeye gitmiş bilmeyen insanlar köylüler kendi bahçelerinde sağlıklı tarım yapıyor, onlarla besleniyor, oradan geçip mal alacaklara o ürünleri satıyor. hem hayvancılıkta hem de tarımda büyük işletmecinin yaptığı/yapabileceği ne tezgah varsa hepsini(ilaç, hormon, tohum vs.) küçük ve orta çaptaki çiftçiler hali hazırda yapıyor zaten. şimdi moda oldu, egeden tatil dönüşlerinde yol üstlerindeki köylerden gidip "organik" diye sebze-meyve almak. arkadaşlar köylüsü saf veya toplumun kalanından çok daha insancıl sanmayın. markete ilaçlı/hormonlu domatesi satan köylü, size ayrı ürün satmaz. arada elbette dürüstleri veya iyi mal satıp, kalite farkı yaratarak isim yaparak daha fazla kazanabileceğini göre tersten uyanık köylü de var. ancak maalesef ülkemiz insanı, özellikle para sahibi beyaz yakalısı bu konularda öyle bilgisiz ki, uğraşıp temiz ürün yetiştiren de, ilacı basan da aynı kar rüzgarından nemalandığı için diğer iyi çiftçinin bu işten karı olmuyor. onların da kimileri zamanla ne uğraşıcam deyip vazgeçiyor. yukarıda organik kısmını özellikle tırnak içine aldım. gerçekten uluslararası denetim kuruluşlarınca denetlenen ve organik tarım kurallarına uygun tarım yapan yerli üreticiler de var. ancak denetlenmiş ürünlerin mutlaka sertifikası olur. sertifikalı üründe üreticinin ve satıcının yine araya organik olmayan ürün karıştırma şansı vardır. ancak buna teşebbüs edip yakalandığında(ki kolayca yakalanabilir) sistemin doğrudan dışında kalacağından ve çok para kaybedeceğinden buna cesaret etmeleri çok düşük olasılık. sertifikasız ve organik olduğu iddia edilen ürünlerin organikliğine ise güvenilemez. organik tarımın bir sürü koşulu var. örneğin siz kimyasal ilaç ve gübre kullanmasanız bile yanınızdaki tarlalar kullandığında, tarlanızı sulamak için kullandığınız sular kimyasal kalıntılar içerdiğinde o ürünün organikliği bozulur. ya da yol kenarında durup "dalından toplayın" pazarlama tekniği ile çalışan yerlerden topladığınız domatesler, hiç ilaç kullanılmasa bile, her gün yanından geçen binlerce aracın egzoz gazıyla zehirlenerek, belki iç kesimlerde yetişen ama bazı az zararlı kimyasal ilaçlar kullanarak yetiştirilmiş domateslerden daha fazla zararlı madde içerebilir. almayın demiyorum, illa organik alın da demiyorum, ki ben de mevcut fiyatlar nedeniyle organik beslenemiyorum, ancak sertifikası olmayan hiçbir ürünü organik diye almayın, sırf köylü satıyor diye satılan bir ürünü "canım anam, köylü anam, garip anam" deyip, markettekilerden çok daha sağlıklı sanmayın. çok uzattım bir de hikaye anlatayım: kardeşim köylülüğün yoğun olduğu bir trakya şehrinde sanayide çalışıyor. çalıştığı dükkanın önünden bir gün bir köylü amca geçiyor, elinde sepet, sepetin içinde saman, samanların içinde yumurtalar. ordaki işçiler amcayı görüyor, köy yumurtası diye kapışıyorlar. bazıları ufak çocuğu olduğu için bu konularda özellikle hassas ve gerçek(!) köy yumurtası bulmanın sevinci içerisinde. amcaya amca haftaya yine gel diyorlar. amca gel zaman git zaman baya müşteri topluyor. bir gün kardeşim arabayla sanayiden şehre giderken amcayı sanayinin girişine yakın bir mahallenin tenha bir noktasında bir minibüsün arkasında görüyor. amcam minibüsün arkasına doldurduğu koli koli market yumurtalarını meşhur samanlı sepete dolduruyor :) işin daha garibi, kardeşim bu olayı tanıdıklarına anlatmasına rağmen, o tanıdıkların kardeşime inanmayıp, köy yumurtası diye, market fiyatının 2 katına sepetin içinde güneşin altında uzun süre bekleyen market yumurtalarını almaya devam etmeleri. |
sanalbaharat 1 kiloluk satıyor ama zipperlı değil. http://www.sanalbaharat.com/Aluminyum-Valfli-Torba-1-kg-Kahve-icin,PR-187.html baristasepeti 250 gram satıyor, hiç almadım ama resimlerden gördüğüm kavrulmuş kahvelerini koydukları ile aynı. öyleyse zipperlı. http://www.baristasepeti.com/barista-ekipmanlari/aksesuarlar/kiva-han-valf-ve-zipperli-kahve-poseti-250g |
2 seferdir yirgacheffe kavurdum, neler çektiğimi ben bilirim :). Mübarek çok nazlı bir çekirdek gerçekten. Onlardan da bunun teyidini duymak bir nebze olsun rahatlattı. İlk kez kavurmaya başlayacak olanlar bir süre uzak kalsın zira şevkleri kaçabilir ![]() Etiyopya Sidamo, Colombia Supremo, Kenya Nyeri gibi favoriler başlangıç için ideal zaten. (Hatta onlardan da ilk parti kavrumlarını almanız taraftarı değilim, şöyle 15-20 gün beklemek iyi gelebilir.) |
Söylediğinize baştan sona katılıyorum. Tanıdığımız bildiğimiz güvenilir kişilerden almak lazım. Organik ürünler pahalı ama talep oldukça yaygınlaştıkça daha alınabilir seviyelere iner. İngiltere'de organik ürünlerin talep arttıkça ucuzladığı söyleniyor. Bizdeki her zamanki sorun organik işletmeler ne kadar denetleniyor. Türkiye'de maalesef güvenmek çok zor. Ama İngiltere'de organik diye aldığın gerçekten organiktir. Ben henüz geçiş döneminde olduğumuzu düşünüyorum. Eti şu anda çok meşhur bir kasaptan alıyorum günde bir mal kesiyor her zaman da et bulamıyorsun. Onu satıyor gidiyor. Sütü de küçüklüğümüzden komşu olduğumuz tanıdığımız bir aile dostundan alıyorum. Yumurtaları da Pazar'da bir teyzeden aldım sizdeki şüphe bende de var. Onda da bir tanıdık bulmaya çalışıyorum. |
Daha da başka yerden almam zaten çekirdek para tuzağı.Kahve fabrikasından ağzım yandı benim değirmeni kırıyordu az daha.Bir kavrum yapmışlar kapkara çekirdek de var ısı yüzü görmeyen de.Eksilik had safhada.Dinlendirdim yine hayır yok.Hepsi işi kar yapma amacına dökmusler. |
Vallah çeşitli yöresel çekirdekleri her daim deneyip çeşitli yöntemlerle test ettiklerini söyledi.Sanirsam bu abiler laboratuvar edasıyla bu işi yapıyorlar ![]() |
Urun 48 euro ve kargo ile 83 euro yapiyor. Gumruge takilacagini sanmiyorum' direkt gecer. Urun fiyati onemli olan. 83 euro 270tl ediyor. Kargosu cok fazla, sanirim yanlis hesaplamislar, onun icin mail attim. Kargoyu dusururlerse ordan alcam. Yoksa haklisiniz, Turkiyeden almak daha mantikli. Turkiyede bulabildigim en ucuz bu var:http://goo.gl/3hofjP Daha iyi bi sey varmi bildiginiz 300tl civari. Tesekkurler. |
Aynen.. Organik - doğal - bitkisel - geleneksel kelimeleri sihirli bir güce sahip artık, ama önemli bir bölümünün gerçekle uzaktan yakından alakası yok. Basit bir örnek vereyim, çoğu kişi geleneksel vb. diye köy tipi pekmezi, reçeli tercih eder, hatta kendisi yapar. Oysa bilmezler ki bu tarz ürünler 60-70 derecenin üzerinde ısılara uzun süre maruz kalırlarsa (yani köy ya da ev usulü kaynatılarak yapılırsa) HMF ( hidroksimetil furfural ) oluşur ve kanserojen şüpheli bir kimyasaldır, üstelik sertifikalı organik üretenler içinde bile bu şekilde yapanlar mevcut. Oysa sanayi tipi üretimde kaynatma işlemi özel kazanlarda, yüksek basınç altında yapılır ve kaynama ısısı 45-50 dereceyi geçmez, dolayısıyla da HMF oluşmaz, yani aklı olan pekmezi marketten alır. Bence ya bilmeden, umursamadan yaşayacaksın (eleştirmiyorum, bu da bir tercih), ya da her doğru denilene inanmayacaksın, sorgulayacaksın. Önüne gelenin doğrusu budur diye ahkam kestiği bir ülkede, yine Karatay örneğinden gidersek, bir doktorun kendisi için yaptığı yorumu aktarıyorum: Canan Hoca sabah kahvaltıda biraz karbonhidrat alsaydı beyni daha iyi beslenir, yöntemleri artık ayyuka çıkmış dolandırıcılara para kaptırmazdı ! |
Hocam ekmek yiyenler dolandırılmıyor mu yani bu örnekten gidilmez ki kaç yaşında insan yine maşallahı var. Tamam eleştirilecek yönleri vardır muhakkak ama çok önemli bilgiler de verdi halka birçok yönden bilinçlendi İnsanlar bu kadar da haksızlık etmeyelim bence. Karatayın söyledikleri yıllar önce Batı'da tartışıldı. Hala da tartışılmaya devam ediyor. Ducan diyetinin de çok farklı bir yönü yok. Yıllarca doktorlar demedi mi bu memlekette et yemeyin yağ yemeğin kibrit kutusu kadar peynir yeyin yumurta yemeyin diye. Ayrıca köy işi de olsa pekmezi tavsiye etmiyor. En basitinden pirinç pilavını bıraktım kendime geldim. Kayınvalide 1-2 ayda et yiyerek 13 kilo verdi kadın Ağrı'larından kurtuldu daha uzun yok yürümeye başladı ayağındaki şişlikler düzeldi. |
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @furkandr