Neocanların kim olduğunu biliyorsun değilmi? Yani demek istediğim Amerika'da nasıl isimlendirildiklerini? Hristiyan siyonistler deniyor bunlara. neden mi? Zira bunlar Hz. İsanın gelebilmesi için bazı gelişmelerin olması gerektğine inanaıyorlar ve bunun başında da İsrailin tekrar vadedilmiş topraklar üzerinde kurulması var. Eğer bu gerçekleşirse bunun sonucunda Hz İsa tekrar yere inecek ve kendisine inananlarla beraber gökyüzündeki krallığa yükselecek. Bu şaka değil. amerikalı bir tekne yapımcısı tanıdığım var buraya gelir gider. 78 ine merdiven dayamış. Adam tüm parasını buna aktarabiliyor ve inanıyor. Onlara göre dünya krallığı kudüs merkezli Yahudilerin olacak ama ahiret kralığı ise sadece İsa AS ile yükselecek olan Hristiyanlara. Bakın buna bir örnek daha Amerika Irak 'a özellikle bağdat'a neden saldırdı? saldırırken yaptığı harekatın adı nedi? hatırlayın lütfen 1990 lardaki ilk saldırdan bahsediyorum? Kimin izni ile oldu? Bakın açıklayayım meramımı. İlk saldırının adı "çöl fırtınasıydı". Eski akitte derki Babil'e (bağdatın 70 km dışı) çölden esen rğzgar gibi saldıracaksın, onlara kendin saldırmayacak, toplumlara saldırtacaksın (BM güçleri saldırdılar), onlara uzaktan oklarla saldıracaksınız (füzeler kullanıldı), onların ekinlerini yakacaksın (Irakta ekili tarlalara napalm fizeleri atıldı), daha bunun gibi onlarcası yapıldı. Nedir tesadüf mü sizce? Harun Yahya bunları yazmıştır. Okursunuz yanlış ve çelişkisini görürseniz eleştirirsini ama İbrahim Karagülde savaşın ve şu anda Iraktaki gelişmelerin arkasında petrol olmadığına sürekli vurgu yapmaktadır aynen Hüsnü Mahalli gibi. Burada harcadıkları 1trilyon doları buradaki halklara verecek olsalar oranın topraklarını ve petrollerini bitene kadar alırlar kimsede ağzını açmazdı belliki olay bu değil. |
tam o adama yakışır şeyler. hadi o yazıyor da sen niye inanıyorsun boğaziçili arkadaşım. oklar--füzeler demiş ne alaka yani yuh.tam saçmalık. tanklar niye dememiş ya da fırlatan savaş gemilerini söylememiş. kardeşim bişeye de din karıştırmayın ya. boğaziçili adam buna inanırsa ahali napsın. hristiyan siyonistler olayı hikayedir. yani bu işi yapan chevron ,bp ,shell ,exxon dur , lockheed dir , diğer savaş tüccarlarıdır. bu bir dünya egemenliği savaşıdır. o bölgede tehdit müslümanlarsa onlar, araplarsa onlar ,farslarsa onlar "adam edilecektir". suryaniler ya da dürziler ayaklanırsa onlar da adam edilir. bu işin din menşeli olduğunu kendi kamuoylarında hem ölen askerlere, hem harcanan paralara "ruhani kılıf" bulma amacıyla vurgulamaktadırlar. ayrıca "bm falan" girmemiştir. ırak da bm yoktur. ingiltere dışında doğru dürüst askeri olan ülke yoktur. tekrar ediyorum , böyle masallara inanmayalım ,doğruluğunu araştıralım. |
Hadi bunu ben söylüyorum sen diyorsun kandırılmışsın. peki bunu Yahudi dönmesi bir aleden geldiğini, ve dedesi tarafından bu konuda eğitildiğini ŞALOM gazetesindeki bir sayfalık bir yazıda ifade eden Cengiz ÇANDAR derse inanırmısın? Olayın arkasındakileri tanımlarken şu ifadeleri kullanıyor cengiz Bey, "....Saddam Hüseyin rejimini devirme gerekçesiyle Irak'a saldırı konusu, Amerika ile müttefikleri ve tüm dünya arasında yoğun bir tartışma konusu olduğu kadar ve ondan fazla Amerika'nın kendi içinde ve özellikle iktidardaki Cumhuriyetçiler arasında da hararetle tartışılıyor. Başkan George W. Bush'un takımı ile eski başkan baba Bush'un takımı arasında dahi bu konuda ayrılık var... 'Irak'a saldırı'nın başını kim çekiyor peki? Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Condoleeza Rice. Bunlar, 'en üst düzeydeki' saldırı yandaşları. Ama buzdağının altı daha zengin ve ilginç. Orada çeşitli 'lobiler' var. Lobilerin başında İsrail sağı, Likud yanlısı ve Amerikan silah sanayii ile yakın ilişkileri bulunan JINSA ekibi geliyor. JINSA, Jewish Institute for Security Affairs (Güvenlik Meseleleri İçin Yahudi Enstitüsü). Bunlar, 'silah lobisi'yle, Lockheed, Northrop, General Dynamics, İsrail askeri endüstrileri vs. ile sıkı ilişkilerdeler... JINSA'nın 'temel ilkesi' şu: 'Amerika ile İsrail'in güvenliği bölünemez'; yani aynı şey... JINSA'nın amacı sadece Irak'ta Saddam rejiminin yıkılması değil; 'total savaş' mantığı ile S.Arabistan, Suriye ve Mısır ve bu arada İran rejimlerinin de yıkılmasından ve buralara 'demokrasi' getirilmesinden yanalar... Yani, 'İsrail'in en aşırı kesimleri'yle aynı 'dalga boyu'nda olan Amerikan Yahudileri'nin bir bölümü, şu dönemde 'Washington şahinleri'ni oluşturuyor.. " Sanırım petrol lobisinden çok İsrailin Amerikadaki VATANDAŞLARI desek daha doğru olur nedersin? Yeni Şafak, 3 Eylül 2002 |
şimdi senle cengiz çandar aynı şeyi söylemiyor. israil ile amerikanın güvenliği diyor. sen hristiyan siyonist diyorsun. bu zaten stratejik işbirliği çok açık. bop un önemli iki yürtücü gücü bu ülkeler . fakat sorun şu. kimin için ve ne için. din için mi. buna inanmak mümkün değil. yukarda dediklerimi tekrarlamak istemem. |
ilumunati ![]() elbette kapılmamak lazım. ama ben fakir sayısının azaldığını düşünmüyorum. olması gerektiği gibi tez küreselcilik ise antitezi nedir? birde fakirlik ile açlık aynı sorun değil sanırım. bu arada küresel ekonomi,senin benim istediğimiz gibi adaletli de değil. aklıma yine alev alatlı geldi(kabus) |
@dasdasq elbette altın la ilgili,fakat inanç bunun üst başlığı herzaman olabilir. ne ilginç inançlar ve bu inançlar için yapılan ne ilginç fiiller vardır. inancı için parayı sevmek,hoş bile olabilir. |
eğer bunun bir olgu olduğunu söylüyorsan aynı fikirdeyim. ama bunu inançlar için yapıldığına inanıp , manhattan daki adamın sıcak koltuğu ,senin akan sıcak kanına bağlıysa , buna itiraz edelim. bunu sorgulayalım. bu yahudi için de hristiyan için de müslüman için de aynı. |
birde tehdit algılaması yönünden bakalım. israil in tehdit algılaması ve vaad edilmiş toprakları,hem mevcut tehdit algılaması,hem vaad edilmiş topraklara ulaşmasını engelleyebilecek tehdit algılaması ile,ortadoğu da müreffeh bir enerji zengini müslüman ülke ..... ya da amerikan, avrupalı dev şirketler için dünya pazarlarına tehdit algılaması,ya da ortadoğuda istikrarlı müslüman bir ülkede enerji zengini rakip firmalar..... her durumda mesele belki zenginlik arzusu olsada ,400 yıldır uyuyan müslüman dünyanın uyutulması için her çareye başvuran,aman sakın uyanmasın diye başında nöbet bekleyenler de salt para kavgası işte denilemeyecek kadar samimiler... |
Nasıl ki bugün insanlığın ayrışmışlığı(ulus devlet veya milliyetçilik),ortak kültürel yaşamla oluşmuştur.Ortak kültürel yaşam derken birbirinden habersiz, iletişimi nerdeyse sıfır düzeyde bir yaşam...Böyle bir yaşamla klanlar,beylikler, krallıklar ,milletler ve sonunda ulus devletin olması kaçılmazdı diye düşünüyorum.Bizi böylesine farklılaştıran kültürlerin oluşumu elbetteki insanın yaratıcı düşüncesinin sonsuzluğundandır.Aynı tür 100 bilgisayardan, aynı verileri girildiğinde aynı sonuçları alırsınız.Ama 100 insana aynı verileri verseniz yüzbinlerce sonuç elde edersiniz.Barut un icadı ile yayılması arasındaki süreci nedir bilmiyorum ama günümüzdeki bir icadın yayılma hızından çok daha düşüktür diye düşünüyorum...Şimdiki iletişim ile artık dünya tek kültürel yapıya doğru gidiyor.Bugün dünyamızda öyle veya böyle illa ki yönetenle yönetilen oluyor.Bu bir klanda şef olur,krallıkta kral,Cumhuriyette Başbakan veya Devlet Başkanı,veya küresel ekonominin gelişimi ile bir uluslararası şirketin sahibi.Gücün sahibi ne kadar adilse o kadar adalet olur,veya yönetilenler haklarını ne kadar çok savunurlarsa o oranda hak sahibi olurlar.Bugün güce karşı gibi duranlar gücü elde ettiklerinde gücün nimetlerini kullanmaktan geri kalmazlar.O halde eğer bu durum insanın doğasında var ise,karşılıklı olarak çıkar gruplarının çekişmesi söz konusudur.Kim hakkını daha iyi arasa o hak sahibi olur.Yöneten yönetilenleri, memnun edemezse Fransız ihtilalinde olduğu gibi gücünden feragat eder. Biz istesekte istemesekde küreselleşme kaçınılmaz...Kaçabildiğiniz kadar kaçın bakalım...Nereye kadar kaçacaksanız.Küreselleşme ile sömürelecekmişiz(amiyane tabirlerim için özür).Sanki şimdi sömürülmüyoruz.Tabi sömürüden ne anladığınıza bağlı.İşçiler emeklerinin sömürüldüğüne inanır,işveren ise sermayesinin...Çocuk babayı sömürür,baba çocuğu...Sorunun cevabı küreselleşme de değil,uluslararası şirketlerde de değil,veya ulus devlette!...Sorun kendimizde...Sorun üste çıkınca alttakini ezme sorunu...Bu sorunun çözümü ise insanlığın eğitimini artırmakla olur diye düşünüyorum.Hangi sistemi getirirseniz getirin kendimizi düzeltmedikçe bu sorunların üstesinden gelemeyiz.Adam Smith,Karl Max,Keynes...sorun değil çözüm ürettiler... Saygılarımla, |
para kavgası değil de suudiler niye abd nin silahına bi çırpıda 17 milyar dolar yatırırlar. sen görürsün de o körmüdür abd nin niyetinde. |
Ben küreselleşmenin bir savunucusu olarak ne yapmamız gerektiği konusunda da birkaç şey yazmak isterim.Öncelikle ulus devletten çok birey çıkarı ön plana çıkacağı için ana dilimiz yanında İngilizce öğrenmenin olmazsa olmaz şart olduğuna inanıyorum.İvedilikle dünya ile entegrasyona (her konuda) gidilmelidir.Ve en önemlisi bütçeden eğitime ayrılan payın fazlalaştırılması.Eğitimcilerin sosyal ve ekonomik statüsünün doktorlar seviyesine getirilmesi.Eğer yaşam önde olmak yarışı ise (bazılarının dediği gibi)bunları yapmalıyız.Ulus devlet teranesi ile milleti uyutmaktan iyidir.Türkiye bunca senedir ulus devletti de dünya ya ve insanlığa ne gibi bir katkıda bulundu?Hadi onlardan vazgeçtim kendine nasıl bir katkıda bulundu?Şuan okuduğumuz kitaplarda kaç Türk bilim adamının adı var?Kullandığımız teknolojik aletlerin icadında katkımız var mı?Yoksa montajcı mıyız?Montajcı olmamızın suçu montaj yaptırtanlarda mı?Bunca bilim adamı buluş yaparken Ulus-devlet'ini mi düşündü?Kendi refahımız için önce insanlığı sonra kendimizi düşünmeliyiz,üçüncü olarak kendi etnik yapımız (kültürümüz) gelebilir.Yoksa uyuşmaya devam ,en büyük biziz (nerde? belki futbol da--UEFA şampiyonluğu :( --)...Lafla peynir gemisi yürümüyor,yürüse herkes Amerika ,Japonya vs.. den bahsetmez Türkiye'den bahsederdi.Moritanya da ulus devletçi :) Saygılarımla, |
Küreselleşmeyse batı kültürüne daha yatkın bir ortak kültüre geçiştir. Osmanlıyla dağılan müslüman alemi için bir birlik haline gitme hoş görme söz konusu değil ancak. Türk Arabı Arap türkü düşman biliyor yüzyıl önceki atalarımızın savaşı yüzünden. Kişilerin yaptıklarını tüm bir millete yükleme konusunda çok cahil bir şekilde hareket ediyoruz. Ancak bugün Irakta insanların ölmesi, Afrikadakilerin aç kalması onlar için hiçbirşeyse onları insan olarak bile görmüyorlarsa biz türkleri de insan olarak görmedikleri kesin. Yanlızca sömürü kaynağı olarak görebilirler bizi de diğerleri gibi. Küreselleşelim ancak kimsenin maymunu olmayalım kardeşlerimizi bugün düşmanlık yapıp bazılarının hep yanında olmayalım. Kimileri bunu küreselleşme olarak görüyor bu küreselleşme değildir köpekleşmedir... |
@dasdasq, bunlar tahlil , tahliller doğru bile olsa,politikalar ona göre uygalanamayabilir,bir çok değişken var,siyaseten. asıl tehdit algılama,ve ona uygun stretejik hareket in üzerinde düşünülmeli. sanırım müsteşar da eyvah küreselleşme geliyor değil,kaçınılmaz olanda en doğru hamleyi yapmanın üzerinde durmuş. @steınberger, yazdıklarına bende katılıyorum. miting söylemi gibi , şu tü şu kaka ,şu elden gidiyor,şunu bize dayatacaklar feryatlarının kimseye fayda vermediğini,çözüm üretmediğini, hatta hiç bişey üretmediğini türkiyem den tecrübe ettik.acı oldu. global rüzgar belki şer gibi gözüksede,bazen şer ile hayır da gelebilir dememiz için hiç engel yok. sadece çıkar çatışmaları,sömürü üzerine kurulu zenginlik şeklinde sloganvari algılamanın fayda vermeyeceği açıktır. peki bu rüzgarda ulus devlet nasıl olur? en iyi kar/zarar ile ulus devlet ? tümden gereksiz diyenimiz var mı yada? |
gerekli ya da gereksiz demek zor olsa da , eğer tüm dünyada kapitalizm diye bişey varsa bu emperyalist aşamaya geçmişse ,en önemlisi ulus devlet kendisi de kapitalistse ,tabi ki er ya da geç bu devlet silikleşecektir. |
öyle ise türkiye nin halihazırda parçalanma riskli yeri güneydoğu gibi görünsede bu küresel dünyada dahada fazla parçalanma riski yokmu? ab nin durumuna bakınca tüm dünya ab gibi bir yer haline gelmeye meyilli gibi!!! fakat ortadoğunun durumuna bakınca neden orda istikrarlı devlet olmuyor?istikrar ile dünyaya entegre devlet hoş değilmi küresel ekonomiler için? neden bu bölgede kazan kazan değilde! benim olsun politikası güdülüyor. mesele sadece para olsa istikrarsızlık küreselcilerin nasıl bir çıkarı ki? şişirilen ideolojilerde istikrarı bozuyor o zaman.ideolojisi olmayan devletçikler arzulansa ne yapılmalı? ideolojiler yıkılmak mı isteniyor? ideolojiler körükleniyor mu? |
''Oyun kuramı: etkileşimli bir ortamda en uygun davranışın seçilmesini inceler. Eğer bir karar, diğer oyuncular ne yaparsa yapsın en iyi kararsa o oyun teorisin lisanında baskın strateji denir.. Oyuncuların hepsi aynı hedefe yönelirse, bu oyuncuların elde etme olasılıklarını azaltacaktır. Oyun teorisinde ekonomik, sosyal bir çelişki söz konusudur; taraflardan birinin kazancı doğrudan bir diğerinin kabı anlamına gelmektedir. Her iki tarafında karlı olabileceği denge durumları da sözkonusu olabilir.'' Başka bir yoruma göre ise oyun kuramı; ''bireyler etkileşimli bir otamda , kendi çıkarlarını kollamak için sergiledikleri davranışlarla, sonunda kendilerine zarar verecek çevreyi kendi elleriyle inşa ederler.''(Trafikteki küçük uyanıkların sonunda trafiğin içine etmesi gibi) Bence olay biraz taraf olmayla alakalı gibi. İster kapitalist ülkeler olsun ister geri kalmış ülkeler olsun hepsinin amacı, ihtiyaçlarını karşılamak ve daha fazlasını elde etmek. Bunun için bu ülkeler birbirleriyle kıyasıya bir rekabete giriyorlar. Bu durumda da oyun teorisinin kuralları işliyor. Yani küreselleşme yi yaşayan ve bundan etkilenen ülkeler bu süüreçte kendileri için en iyi yolu bulmak zorundadırlar. Yoksa bu süreç geri kalmış ülkeleri un gibi öğütebilir. |
kendi yorumlarımızı yapalım,
onlar zaten parçalanmaktan korkmuyor. onlar için pazarına rahatça girilip çıkılmıyacak her sınır parçalanmalıdır. gerisi umurlarında değil.
kazan-kazan mükmkün değil. örneğin, bp hissesi değer kazanırken aynı ivmede gazprom değer kazanabilir mi. biri birine bi yerde çelmeyi takar. uzun vadede tek kazanan olur. geçici müttefiklikler-çıkar anlaşmaları kurulabilir. ama eğer "değer" (para birimi değeri, petrol fiyatı, makro dengelerde ki ekonomik ağırlık vs.) göreceyse "kazan-kazan" olmaz. "kazan-az kazan-kaybet" olur. eğer abd dışındakiler "az kazan" a talim ederse sorun çıkmaz.
onların işi ideolojiyle değil. onların en büyük,en genel ideolojisi pragmatizm. diz çöken, sistem içi olan her ideolojiyle uzlaşırlar. (en son bakın, filistin , abbas, örneği, dün fkö ye karşı hamas, bugün hamasa karşı fkö) yine diz çöktürmek için ideolojiyi kullanırlar. ayırca çoğunluğun savunduğunun aksine kaybedenler ideolojisiz yapamaz. her kim kazanıyorsa o ideolojilerin öldüğünü, devrinin geçtiğini savunur. çünkü korumak istediği bişeyler vardır. bunu korumak için her türlü manipülasyon aygıtı kullanılır. onlar için "ideolojik" dedikleri kendilerine direnen herşeydir. (devlet,kişi,organizasyon hatta din) |
ortadoğu nun pazar olarak görüldüğünü düşünmüyorum... ortadoğu dünyanın kilidi gibi... zengin batı ile delikanlı doğunun birleşme noktası,küreselciler için buradaki istikrar belkide kendilerindeki zenginliğin kaynağını kaptırmak demek... öyle ya avrupa toprakları aslında zengin üreticilik için çok uygun değil,avrupayı hasseten zenginleştiren doğunun-afrikanın verimi,emeği... ortadoğu kendine çalışırsa,uzak doğuyuda,afrikayıda batının elinden alır. sömürmek öylesine alışkanlık yapmışki batılı kafada ,bundan vazgeçemezler. ideolojilerde onlardan çıkmıyormu? birden fazla ideolojiyi pompalayıp,kendilerine hizmet edilmesini öngörüyorlar. hizmet noktasında sorun yaşanmadığı sürece görece bir istikrar sağlıyorlar. en çok kurcalanan ülke burada bir biziz,birde iran. en çok düşünsel bölünmede bizde.aklıma yüzde on barajı geliyor seçimlerdeki,o kadar vahim ki! barajın olmadığını düşünsenize,oy pusulası 2 metreyi bulmuş... kapitalist bir türkiye yani kendileri gibi bir türkiye ,kazanmak isteyen bir türkiye, bunu istemezler!!! |
İngilizler içlerindeki barbarları amerika kıtasına sürmediler mi? Amerika kıtasına giden İspanyollar, Fransızlar ve İngilizler; Amerika kıtası yerlilerinden topraklarını, madenlerini ve hayvanlarını silah gücüyle almadılar mı? Bunlar dün bunu yapmışlardı, bugün yapmakta oldukları bundan farklı mı olacak sanıyorsunuz? İnsanın geçmişi, geleceğinin aynası ise ve bu söz doğru ise ab'den veya abd'den fayda umanların vay haline! Bugüne kadar bu ülkelerin girdiklere topraklara bakmayı unutmayın. Göz yaşı ve kandan başka birşey verdikleri var mı? Irkçılık, milliyetçilik ve dincilik hep onların işidir! Türklerde dincilik 1942 veya 1947'de başlamıştır! AB birliğinde, Türklere en çok karşı olan Fransızlardır! Türklerin Tarihi Pasifik'ten Akdeni'e 2000 Yıl Jean-Paul Roux Çeviriye ve yayıma katkı programı çerçevesinde yayımlanan bu yapıt, FRANSIZ Dışişeri Bakanlıgı'nın, Türkiye'deki Fransız Büyükelçiliği'nin ve İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nin desteğiyle gerçekleştirilmiştir. diyor! Sayfa: 42, paragraf: 1 Kırtasiyeci BATI UYGARLIĞINDA (1. mı, Türkler mi? 2. 1200 Elyazması mı, sadece Süleymaniye Camii kütüphanesinde 56.483 Elyazması mı?) TÜRK ARŞİVLERİNİN GERÇEKTEN ŞAŞKINLIK VERİCİ nitelik ve niceliklerini kavramak güçtür.! (Sizler kavrıyabiliyor musunuz?) Bunlara her yerde, işgal ettikleri tüm büyük kentlerde rastlanır; ÇÜNKÜ TÜRKLER HERŞEYİ KAYDETMİŞ ve MUHAFAZA ETMİŞLER! -Sözde Türk tarhçileri size neler öğrettiler? Düşünün ve karşılaştırın. Bu konuda BİR tek örnek vermek yeter. Türkiye Cumhuriyetinin BÜYÜK ölçüde Osmanlı İmparaturluğu vezirlerinin arşivlerinden (Osmanlı arşivleri Memluklar "Ed Devletu't Türkiye, Türk Devleti arşivlerinden ve Tuva- Orhun" arşivlerinden oluşmamış mı?) oluşturulmuş Başbakanlık Arşiv Genel Müdürlüğü ARŞİVLERİNDE YÜZ MİLYONDAN FAZLA BELGE BULUNDUĞU ve BU BELGELERDEN bazılarının YÜZLERCE SAYFALIK bir kütük de olabildiği bilinmektedir. KÜTÜPHANELER de OLAĞANÜSTÜ ZENGİNDİR.! -Bizler okumazsak, inceleyip araştırmazsak, batı değil ama BİZİ YÖNETENLER (patronlar, siyasetçiler, bilim ve din adamları), sığırlar ve koyunlar gibi yönetirler! ABD veya AB değil! İstanbul'da yirmi kadar kütüphane vardır ve bunların başlıcaları Topkapı Kütüphanesi ile Süleymaniye Camii Kütüphanesi'dir. Süleymaniye Camii Kütüphanesi'ndeki ELYAZMASI SAYISI, 56.483 olduğu düşünülmektedir. Bu durumda insan (FRANSIZ) ister istemez bir karşılaştırma yapmak zorunda kalıyor.!! ... FRANSIZ KRALI V. CHARLES'in ÖLÜMÜNDE (1480) KİTAPLIĞINDA 1200 ELYAZMASI OLDUĞUNU, BUNUN SONDERECE (Fransızlar ve Engizisyoncular için) YÜKSEK BİR MİKTAR SAYILDIĞINI, bu nedenle "KİTAPLIĞIN" o dönemin seçkin aydınlarını çeken bir yer durumuna geldiğini ANIMSATLATMAKLA YETİNELİM. diyor! -1942 veya 1947'den buyana yönetenlerin kafanıza soktuğu bilgileri bunla karşılaştırın! Sayfa: 261, Sanat, satır: 3! ... NİZAMÜLMÜLK'ün yaptıkları TEMEL niteliktedir. NİZAMÜLMÜLK, Müslüman ortodoksluğunu (Kutsal Meryem veya Kutsal Bakireye karşılık, CENNET ANANIN AYAKLARI ALTINDA diyerek Rumlara, Yunanlılara yakınlık duyarak, ANA ERKİLLİĞİ savunmuştur!) "DOĞRU YOL - SÜNNÜLÜK) güçlendirmek ve yaymak amacıya BİR KURAN okulu ya da daha doğrusu BİR DİN ÜNİVERSİTESİ sayılan MEDRESE'yi yarattı. Ama bu mimari (midir, Dini Eğitim merkezi midir? Düşünün!) ve kültürel yapı HAKSIZ olarak bir KURAN okulundan ya da din üniversitesinden sayılmıştır. Aslında DAHA ÇOK İNGİLİZ "kollej"ine veya EĞİTİM ve ARAŞTIRMA KURUMUNA BENZİYORDU.! -Ondan sonra da İZNİK AMENTÜSÜNÜ ve Amentü duasını düşünebilirsiniz! Türkle, Dincileri ayrıt etmeyi belki düşünebilirsiniz. Amenü, dua mı, bir yemin mi olduğunu, Türkçesini okuduğunuz zaman anlayabileceğinizi sanıyorum. Okuyan hiçbir kimse bana kızmasın! Kitap ortada, basımına izin verenlerde bu ülkeyi yönetnlerden başkası değil! Saygılarımla |
arkadaşım , israil gelir geçer , para ve iktidar baki kalır. israil bunun yanında devede kulaktır. o ülke de tıpkı abd gibi küresel sermayeenin emrindedir. ortadoğuya hükmetmek için vaat edilmiş toprakları ilhak etmek icab ederse o da yapılır. ama at izini it izine karıştırmayalım.
haçlı savaşı ne kadar din içinse ,bir "vaad edilmiş topraklar savaşı" da o kadar din içindir.
yani din burada sostur.