süt bir eylem midir? |
Kedilere, özellikle yavru kedilere hiç süt vermemek en doğrusudur. Ancak başka hiç bir alternatifiniz yoksa sulandırarak verebilirsiniz. Yapılabiliyorsa en kötüsünden yaş mama, orta karar bir kuru mama en iyi sütten daha uygundur. Yavru kediler, özellikle anne sütü yeterli alamayan yavrular bağışıklık sistemleri ve sindirim sistemleri tam gelişmediği için bırakın laktozu, sütü bile doğru düzgün sindiremezler. O an açlıktan sütü iştahla içen yavruların bazıları anında ishal olup, zaten yeterince beslenemediği için en fazla bir haftalık süreçte gözünüzden uzak bir yerde ölecektir. Son çare olarak başka hiçbir şey yoksa, süt günü kurtarmak için verilebilir. 4 liralık kötü yaş mama, en iyi sütten daha faydalıdır. Kedilere ayrıca tahıllı, glutenli besinlerde vermekte çok doğru değildir. Kediye ekmek vermek insanları A4 kağıtla, selülozla beslemeye benzer. Evet mideniz dolar, açlığınız gider ama hiçbir faydası yoktur. Peki madem öyle bugün süper kaliteli, ultra besleyici diye lanse edilen kuru mamalarda bile neden tahıl ürünleri var derseniz, tahıllar mamalara azda olsa maliyeti düşürmek, daha önemlisi porsiyonu şişirerek kalori ve protein oranını dengelemek için eklenmektedir. Evde tembel tembel yatan, sokaktakine göre çok daha hareketsiz kedinize saf proteini dayarsanız kısa sürede obez ve böbrekleri bozulmuş bir kediniz olur. Daha düzgün hazırlanmış mamaların çoğunda ev kedileri ve kısır kediler için protein ve kalori dengesini dengelemek amacıyla tahıl yerine sebze ürünleri eklenir. Hem sindirimi rahatlatır, hemde obezitenin önüne geçmekte yardımcı olur. Sokak kedileri için gereksiz bu bilgilerden sonra asıl konuya dönecek olursak özellikle bu soğuk kış günlerinde sadece kediler değil, tüm hayvanlara azıcık ta olsa destek olmak insanlık borcudur. Bunun sadece hayvanseverlikle alakası yoktur. Önemli olan çevremize duyarlı olmak, vicdan sahibi olmaktır. Merak etmeyin siz besliyorsunuz diye kedi köpek popülasyonu artıp mahalleyi ele geçirmezler. Eğer esnafın kedisi, hergün ciğer alıp mahallede hayvanlara dağıtan deli teyzenin kedisi değilse, sokak kedileri en uzun 3-5 sene yaşar. Ama tabi bu arada boş durmayıp en az 3-4 kez yavrularlar. İşte tam müdahale edilmesi gereken nokta burasıdır. Keşke imkanlar yeterli olsa ve bütün sokak hayvanlarını planlı bir şekilde kısırlaştırma politikaları oluşturulabilse. Kısa sürede değilse bile uzun vadede çok büyük fayda sağlayacaktır. Avrupaya gidenler bilir sokakta bir tane başıboş kedi, köpek göremezsiniz. Kanada da, Amerika da bile sokakta yabani geyik görebilirsiniz ancak kedi köpek yoktur. Varsa da varoş mahalledir. Petshoplarda kedi, köpek satılmaz. Evcil hayvanınız kayıtlıdır. Büyüdü artık, eskisi kadar sevimli değil, ben taşınacağım bakamıyorum, eve bebek geliyor artık evde hayvan beslenmesi doğru değil deyip sokağa salamazsınız. Cezayı yer oturursunuz. Ben Kocaeli'nde yaşıyorum. Benim mütevazi mahallem de bile 2 adet husky, 1 Alman kurdu, 1 golden retriever, 1 jack russel kırması, 2 russian blue kırması kedi, 1 british shorthair kırması kedi sokaklarda yaşıyor. Yavruyken alınıp büyüyünce sokaklara salınan hayvanlar malesef. Peki bu kadar ahkam kestik, kısıtlı imkanlarla neler yapılabilir? Yazın özellikle müsait olan her yere çevreyi rahatsız etmeyecek şekilde su kapları yerleştirmek inanılmaz fayda sağlar. Kışın ise kedi ve köpekleri beslemek isterseniz mahalle kasabı en yakın dostunuzdur. Kilosu 3-5 TLye tavuk ciğeri alabilirsiniz. 1 kg 10-15 tane kedi doyurur. Sabah kahvaltısından artan haşlanmış yumurta olursa ufak bir kabın içerisinde verebilirseniz. Bunlarla uğraşamam derseniz market alışverişinizin yanına herhangi bir yaş mama, kuru mama ekleyin. Bir paket sigara fiyatına 3 kutu yaş mama, bir kilo kuru mama alabilirsiniz. O titrek, ıslanmış yavrunun yaş mamayı kıtlıktan çıkmış gibi yemesini izlerken kalbinize biraz sıcaklık yayılmış, daha mutlu bir hisle evinize dönebilirsiniz ![]() |
Ceza riskini geç, ölümle karşı karşıya kalarak uyarıda bulunmuşsun. Kendine dikkat et, her an bir kedi miyavlayabilir! |
Kedi,köpek insan hep birlikte doğayı bitiriyoruz.Büyük olasılıkla birbirimize bakteri,virus geçişleri yoluyla toplu ölümlerle sonuçlanacak bir birliktelik yaşıyoruz.Doğa son sözünü söylemedi. |
sadece su bilgisi de yanlış. kediye günlük 1-2 yemek kaşığı el yapımı doğal yoğurt verilmesi, kedinin bağırsaklarının temizliği ve yuttuğu tüylerin dışkı yoluyla dışarı atılması açısından çok önemlii bir durum. dışarıdan o malt dediğiniz şeye vereceğiniz paraya süt alıp mayalarsanız kedinin sağlığını bozmamış olursunuz. |
ha insanlar eskiden biskuvi yiyordu zaten. olm bizler de avlanıyorduk lan. o hayvanlarin yasam alanlarini biz bozuk simdi bu sorumluluk hepimizin |
Yavru kedilere şöyle bir karışım yapabilirsiniz. - 1lt laktozsuz süt - 1 tatlı kaşığı zeytinyağı - 1 tatlı kaşığı tereyağı - 4-5 küp şeker Bunları karıştırıp kaynatıyoruz. Ocağı kapattıktan 1 yumurta sarısını çırpıp,süte karıştırın. Yavru kedilere bu karışımı verebilirsiniz. |
Ya delimisiniz kardeşim çıkmış doğadan doğal yaşamdan bahsediyorsunuz kediler ve köpekler evcilleştireli binlerce yıl olmuş siz köpekleri afrikadaki vahşi köpeklerdenmi sanıyorsunuz yada kedileri bunlar evcilleştirilmiş türler insanlara bağımlılar onları evcilleştirerek şehirlere zincirleyenler bizler olduk sorumluluğu üstümüze olup yaşamalarınıda desteklemek görevimiz Sokak hayvanlarının popülasyonunu kontrol altında tutmak devlet ve belediyenin işi bu konuda çalışmaları olması gerekir. |
"bi kişinin karakteristik özellikleri veya bi alışkanlığı o kişinin 7 nesil sonraki türüne bile etki etmez. " Eder. Genetik hafıza diye birşey var. Bir canlının avlanma içgüdüleri nasıl genetik hafıza ile nesiller boyunca aktarılıyorsa, o canlının davranışlarını değiştirdiğinizde o değişikliklerde aktarılır. Köpekler insanların müdahalesi sonucu insana bağımlı hale gelmiştir. İnsanların dokunmadığı dingo ve vahşi köpekler ise kendi başlarının çaresine bakabilirler. Köpeklerin insana bağlı olması, nesiller boyunca değiştirilmesi, ve hatta yeni cinsler meydana getirilmesi bilimsel bir olgudur. Öyleki bu yeni cinslerden bazıları, bırak kendi kendine avlanması yaşaması, insan müdahalesi olmadan, sadece beslenerek, sağlıklı bir şekilde yaşayamazlar bile. (pug ve benzeri basık burunlu köpeklerin nefes alamaması bu sebeple ameliyat ya da botoks yapılması, çok uzun kulaklı köpeklerin kulakları temizlenmezse iltihap kapması gibi) |
İnsanlar geliştikçe, dünyanın sadece kendilerinden ibaret olmadığını görüyorlar. Ayrıca eğitim düzeyi ve sosyokültürel gelişim arttıkça vicdanda paralel olarak artmakta. Tüm bunlara sahip olmayanlar ise "kafayı yemek" olarak görüyor tabi. |
bilginin ,bilmenin sonu yok diye boşa dememişler ,ben bu yaşımda bunu daha yeni öğreniyorum :) gerçi şu zamana kadar kedilere süt verdiğimi de hatırlamıyorum ,sadece hanım yemek artığı falan veriyor ama büyük ihtimal sütün zararlı olduğunu oda bilmiyordur zaten süt bana bile zarar verdiği için kendimde içmiyorum :) bu durum sadece kedilerde değil ,aynı inanç insanlar içinde geçerli midem ağrıyor diyene süt iç deniliyor ,oysa ki midesinde problem olanlar için aksine zarar veriyor ya bu arada yine forumda bir sorun mu var ,satır arası vermediğim halde vermişim gibi görülüyor ? edit : bu defa sayfayı normal görüyorum ,foruma ne oluyorsa artık :) |
Yiyeceğin düzgün olup olmadığı bazen sadece koklayarak anlaşılır. Bozuk süt, bozuk et görüntüsünden anlayamazsın, örneğin. Kedi de, o etleri marketten üstünde üretim tarihine bakarak almadı, kendisi pişirmedi, hazırlamadı. Öylece buldu ve kendini garantiye almak için koklayarak seçiyor. Bu arada kedilerin koku alma duyusu insana göre 50x gelişmiştir. Sadece kokusuna bakarak birşeyin yararlı zararlı old karar verebilir. |
Gerçekten kedilere mama verdiğimiz için mi bozuldu doğanın dengesi? Çölleşmeler, kuraklıklar, orman yangınları, kasirgalar falan da hep bu yüzden mi? Kedilerin yemediği o fareler şu fikirlerimizi kemirse keşke. Hiç güncelleme gelmiyo bize ya. Ne din, ne tabiat, ne görgü kurallarına... Taş kemiren köpek var bu ülkede ya, toprak yiyen kedi var. Hem de dağ başlarında. Şehirleri geçtim, belediyelerin toplayıp toplayıp attığı merkez dışı arazilere, şehrin gürültüsünden uzak, dağ evlerinde, lüks villa sitelerde yaşayan zengin seçilmişler rahatsız olmasın diye yakınlarındaki konteynırlar bile kaldırılabiliyor. Dağ başlarını bile mesken tuttuk. Onlar mekanı bize devretmeyince öldürüp kurtuluyoruz. Çalıştığım yere yakın bi yerde yirmi kadar köpeğe bakıyodum. Dağ başı sayılır. Ayakkabımı yedi köpekler ya, çantamı yedi. Dağ başlarında, o doğal ortam dediğiniz yerlerde bile yaşayamıyo o hayvanlar. Yaşama koşullarını maalesef biz çektik en dibe. Bu yüzden kolumuzu bacağımızı yeseler bile haktır. En azından elimizden geldiğince telafi edelim. Biçok ülkede insanlar bahçelerine misafir gelen vahşi hayvanları bile besliyo. Biz kapımızın önünde yaşayan zararsız yavruları aç bırakmayalım bari ya. Allahın işine karisilmaz, o yarattiysa rızkını verir düşüncesinden sıyrılabilsek keşke. Çok merak ediyorum Allah nasıl veriyo rızkını? Gökten zembille indirip önüne mi koyuyo? Öyleyse onlara verdiği rızkı da biz yedik. Elimizdekini paylaşıcaz mecbur. Bu arada sözüm süt meselesine değil. Yapılan diğer yorumlaraydı. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >