Sevgili Kaptanelvis çabalarını gayretini azmini gerçekten taktir ediyorum. Yanlış yaptıgını düşündüğüm şeyler var. Bunları dikkate alırsan inan çözümü çok daha kolay bulacaksın. 1- Mantar kesinlikle antibiyotikle tedavi edilemez. Bunun nedenini 19. sayfada sana uzun uzun yazdım, bu yazınında sonuna tekrar eklicem. 2- Mantarı diyetle vb şeylerle yok edemezsin, Mantar, su ve co2 baglayarak dahi yaşayabilir.Bunun nedenini 19. sayfada sana uzun uzun yazdım, bu yazınında sonuna tekrar eklicem. 3- Mantarı ancak bagışıklık sistemi ve bazı çok güçlü mikro canlılarla yenebilirsin. Kullanıcagın kimyasal maddeler mantarı zayıflatır ama yok edemez. Mantar yapısı geregi sürekli aktif olmaz. Bazen durgun evreye geçer, bu süre ay hatta yıllar sürebilir, bir anda tekrar belirir. 4- İbs ile ilgili ekledigin resimli yazının başında ilaçsız diyor. ama bir ilaç tavsiyesi var. 5- İbs belirtiler bagırsak florasından kaynaklanmaz, bagırsak florasını olumsuz etkileyen ibs dir zaten. Takviye ile herşey dahada belirginleşebilir. 6- eger bir insan 10-12 saatlik uyku döneminde belirtiler hiç olmuyorsa, yani nedeni bunlarsa mantarlar bakteriler veya organik etkenler de mi uyuyor? mantarı ancak görerek tespit edebilirsin, yada bazı kan degerlerinden şüphelenir ve tetkikler yapılır ve mantar ortaya çıkar. ki insan vucudunda çok çeşitte mantar bulunur. bence zaman kaybetme kolonoskopini yaptır. Bu rahatsızlık psikolojini yüksek derecede bozmuş görünüyor. Dogru teşhis konuldugu anda çözüme hemen ulaşacagına eminim. 19. sayfadaki yazıyı ekliyorum. Kaptanelvis arkadaşıma.. bazı bilgiler vermek istiyorum ki çogunu bildiğini biliyorum ama okuyan arkadaşlara faydası olur belki. Canlılar bilimsel olarak 5 alemde incelenir. Bitkiler, hayvanlar(biz buraya dahiliz), moneralar(prokaryot hücreliler), protistalar(ökaryot hücreliler) ve mantarlar. Virüs lerde var ancak canlı-cansız arasında kaldıgı için sınıflandırmaya konulmaz, ayrıca hücre içinde aktiviteye sahip oldugu için tıbben çok farklı degerlendirilir. moneralar(bakteri vs) prokaryottur, mantarlar ise ökaryotturlar.. yani birinin hücre çekirdegi var dnası zarla çevrili, digerinde ise çekirdek yok. ama dna sı var. Mantarlar çekirdegi zarla örtülü oldugu için mücadele çok zor, çünkü çekirdek zarla sarılı oldugu için bu kısma ulaşılamıyor, dolayısıyla mantarı sadece yıpratabiliyoruz, ancak toparlandı mı zarar görmemiş çekirdek bölünüp yeni mantarlar meydana getiriyor. moneralar dediğimiz bakterilerinde bulundugu alem prokaryottur, çekirdek olmadıgı için hücreye müdahale hemen bakteriyi öldürecektir. Çünkü onun çogalmasını saglayan mekanizmayı koruyan bir zar yok. Dna sıda hücrenin her yerinde bulunabiliyor. Dolayısıyla antibiyotiklerle bakterileri çok rahat öldürebiliyoruz. Mantarlar sadece suyu ve co2 baglayarak dahi yaşabilirler. Glikozuda çok rahat sindirim çevrimine sokabilirler. Mantarları kolonoskopiyle tespit etmek mümkündür. Ama organik testlerde genelde çıkmaz. Çogunlukla dışkıyla hiç işleri olmadıgı için gaita testinde de çıkmaz. Ancak kan degerlerinin düşmesi, zayıflama gibi belirtiler mantardan şüphelenme sonucunu çıkarır. Mantar teşhisi için kolonoskopi ve biyopsi şart. Günümüz tıb teknolojisinde mantar dan kurtuluş neredeyse yoktur. Ama mantarı zayıf düşürebilirsin. Mantar mutlaka dönem dönem güçlenip ortaya çıkacaktır. Kurtuluşun neden çok zor oldugunu yukarıda yazdım. Mesela virüsten kurtulmakta günümüzde neredeyse imkansızdır. Sadece bagışıklıgımız güçlü oldugu sürece virüslere üstün saglarız. Neden tıbbi ilaç yok virüsler için diye soran olursa, hücre içi bir varlıktır, Onu hücre içinde öldürmeye kalkarsan hücreyi de öldürürsün. Dolayısıyla ölürsün. Antibiyotiklerin virüslere etkimemesinin nedeni budur, mantarlara etki etmemesinin nedeni de yukarıda yazdım. Tamamen İBS rahatsızlıgın var ise ve bunun yanında başka bir rahatsızlıgın yok ise, bu sinirsel bir hastalıktır. Ne mantarla ne bakteriyle ilgisi yoktur. Bakterilerde ibs arasında şöyle bir bag kurulabilir. Geçmişte de yazmıştım. Sinirsel işleyiş bozulunca dolayısıyla hormonal düzende bozulur. Gereksiz yere kaslarda kasılmalar,gerginlikler, haraketler meydana gelir. Salgılarda da meydana gelen işleyiş ve içerik degişikliği bagırsakta mevcut yaşayan bakterilerin yaşam kalitesini bozar, bu sayıyıda etkileyebilir, aktiviteleri degişir. Dolayısıyla sinirsel işleyiş bozuldugu zaman bir çok şey bozulabilir. Bu düzeldi mi de herşey düzelir. İbs açısından başka bir ilişkilendirme yapmak hata olabilir. İbs yi kontrol altında tutamayanların, tüm tetkikleri yaptırdıktan sonra kesin teşhiş le beraber, Her zaman dediğim gibi psikiyatıra mutlaka gitmeniz gerekir. Ve çözüm bulmuş arkadaşları çok iyi takip edip, tecrübelerinden faydalanın. |
.......................... |
|
Merhaba, Bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim. Bu yazıya göre bende de candida olduğu anlaşılıyor. Birkaç haftadır tam da bu doktorun önerdiği şekilde beslenmeye çalışıyorum: Abur cuburu tamamen hayatımdan çıkardım. Gluten içeren mamullerden uzak duruyorum. Süt ürünlerini minimuma indirdim. Tatlı olarak sadece meyve ve kuru meyve yiyorum ki, onda bile ölçülü olarak tüketiyorum. İlk zamanlarda bazı kaçamaklar yaptığım oldu, bir iki gün öncesine kadar da sabahları tam tahıllı ekmek yiyordum ama onları da bıraktım artık. Glutensiz ekmek, patates, pilav, ızgara et ,tavuk ,balık, sebze yemekleri ve çorba tüketiyorum sadece. Domates gibi ibs yi tetiklemesi yüksek olasılıklı gıdaları da az yemeye çalışıyorum. Çay kahveyi çok azalttım. En az bir ay boyunca bu şekilde beslenmeyi düşünüyorum. Şimdiden çok daha iyi hissetmeye başladım. Aşırı gaz ve düzensiz bağırsak hareketleri epey azaldı. Elbette böyle devam edeceğinin garantisi yok ama umarım kalıcı olur ve başkaları da bu yöntemlerden faydalanır. Candida testini bir iki gün önce yapmıştım. İplikçiklerin az olması diyetin şimdiden işe yaradığını gösteriyor olmalı :) Periyodik olarak testi yapmaya devam edeceğim. Sizin de aldığınız sonuçları paylaşmanızı rica ederim. İnşallah olumlu sonuçlar alırsınız |
Hmmm daha da sıkı bi diyet yapmak gerekiyor demek ki. Şimdilik bu şekilde devam edeyim, kolonoskopiyi de atlattıktan sonra ciddi bir şekilde candida diyetine geçebilirim belki. Siz de bu arada inşallah olumlu sonuçlar almaya devam edersiniz ve bağırsaklarınız da rahatlar. Dediğiniz gibi detoks olmuş gerçekten. Bu şekilde beslenmeye ne kadar süre devam edeceksiniz? Kilo kaybının ve az çeşit gıdayla beslenmenin kötü etkilerinden endişe ettim. Allah korusun yağmurdan kaçarken doluya tutulmak olmasın. Lifli gıdalarla ilgili : Bu arada, lifli gıdaları, özellikle çözünemeyenleri fazla tüketmenin bağırsak için yarar yerine zarar getirdiğine dair yazılar okuyorum. Dışkı hacmini artırmaları yüzünden fazla ıkınmaya, hemoroide, kabızlığa, divertikülozise ve ibs ye sebep olduğu iddia ediliyor. Gaz ve şişkinlik de cabası. Normalde dışkının hiç ıkınma gerektirmeden ve tuvalet kağıdı ihtiyacı olmayacak şekilde çıkması gerektiğini okuyunca çok şaşırdım. Tıpkı kedi - köpeklerde şahit olduğumuz gibi. Bunları okuduğum sitelerden birinde günde 3 kere minik parçalar halinde çıkmasının ideal form olduğu iddia ediliyor. Okumak isteyenler için linki aşağıda . Doğru olduğunu kesinlikle iddia etmiyorum, Lif içermeyen kolonoskopi diyeti sırasında çok rahat ettiğim için doğru olabileceğini düşündüm.ben de şüpheyle yaklaşmaktayım. http://www.gutsense.org/fibermenace/about_fm.html Yazanları tam uygulamak değil de, deneme yanılmayla kendime uygun bi yöntem bulmaya çalışıyorum. |
Herkese merhaba. Ben de aşağı yukarı 3 yıllık bir IBS hastası olarak tecrübe ve bilgimi paylaşıyorum. Öncelikle @KAPTANELVIS'in yaklaşımlarını çok doğru bulduğumu ve cahil & umursamaz doktorlarımıza karşı olan tavrını sonuna kadar desteklediğimi belirteyim. Benzer tecrübeleri yaşamış birisi olarak kendisini çok iyi anlıyorum. Bir diğer mesele ise "IBS'in psikolojik olduğu" zırvalığı. Bu argümana hala yalnız Türkiye gibi ülkelerde rağbet ediliyor. Ama bu yanılgı da durduk yere ortaya çıkmamış. Antidepresanlar gerçekten de IBS semptomlarını hafifletiyor. Ama bunun sebebi de, antidepresanların kandaki serotonin oranıyla oynamaları ve bunun da sindirim sisteminin çalışma hızını artırarak veya azaltarak ishal / kabız semptomlarının azalmasına vesile olmaları (Hastanın psikolojisiyle alakası yok). Ama bunlar sorunun kesin çözümü değiller ve ciddi yan etkileri var, ve bu yan etkilere rağmen sürekli kullanılmaları gerekiyor. (Bu konu şurada çok güzel özetlenmiş:http://ibs.about.com/od/medicationforibs/a/Antidepressants-For-IBS.htm ) Sonuç olarak antidepresanlar ne ne kalıcı, ne sağlıklı, ne de bu konunun *gerçek* uzmanları tarafından önerilen bir çözüm. Bu noktada "IBS'in nöropatik bir rahatsızlık olduğu, bakteri veya mantarla ilgili olmadığı" söylemine de açıklık getirmek gerek. IBS'in nöropatik olduğu doğru. Bu nöropati ince bağırsağın gerektiği gibi çalışmamasına yol açar. ('spastik' sıfatı burdan geliyor zaten) Ama bu nöropatinin sebebi kişinin psikolojisi veya başka bir şey değil de, ilginçtir ki bu bakteri ve / veya mantarların ta kendisi. Dolayısıyla bunların yokedilmesinden bir süre sonra bu nöropati de genelde sona eriyor. Bakteri & mantarların bağırsağın kimyasal, kassal, sinirsel mekanizmasına müdahale ettiği ve bağırsağın 'housekeeping wave' veya 'cleansing wave' olarak bilinen, bakterileri temizlemeye yarayan hareketine mani olduğu, ve bunun da IBS semptomlarının baş sorumlularından birisi olduğu araştırmalarda gösterildi. Bununla ilgili kaynaklar: 1.http://healthyawareness.com/thread-relationship-of-candida-to-sibo-small-intestine-bacterial-overgrowth 2. A New IBS Solution, Mark Pimentel, sayfa 62. Bu alıntıya kolay kolay erişemeyeceğiniz için aşağıya geçiriyorum: "The data that my colleagues and I are compiling strongly indicates that certain food-poisoning toxins significantly inhibit the cleansing wave. This makes sense, because the bacteria that cause food poisoning need to secure a foothold in the small intestine, replicate, and colonize their new environment. The bacteria will need to inactivate the cleansing-wave process so that they don't get expelled. Research in Europe shows that this is exactly what happens with the Campylobacter toxin, a very common type of food poison. It disrupts the muscle and nerve connections of the small intestine, stopping the wave, thus allowing the Campylobacter bacteria to colonize there. There fore, if there is no other cause of the cleansing wave inhibition, future research may confirm that it is due to food poisoning." Velhasıl, semptomların bir kısmının dönemsel giderilmesi gerçekten de hiç bir şey ifade etmiyor. Bakteridir mantardır şudur budur, ne sebep oluyorsa sıkıntıya, onu vücuttan atmak zorundasınız. Bunu yapmayıp da semptomları gidereyim derseniz; kullandığınız, denediğiniz antispazmodiktir, antidepresandır tonlarca münasebetsiz ilaç vücuda yarardan çok zarar veriyor. Öte yandan IBS'ten tamamen kurtulamadığınız sürece vücudunuz her saniye başka zararlar da ediyor. IBS'in vitamin & mineral eksiklikleri, konsantrasyon bozukluğu, kronik yorgunluk gibi çok ciddi (ama IBS'li olmayanlar tarafından ciddi değilmiş olarak etiketlenen -resmen nispet yapıyorlar-), hayat kalitesini sıfıra indiren yan etkileri var. Bunlar her daim daha da başka sorunlara yol açıyorlar. Asla normal bir insan gibi olamıyorsunuz bu illetten tamamen kurtulmadıkça. Burada diğer önemli yanılgıya geliyorum: IBS'in kronik bir hastalık olduğu ve geçmediği. Bugün IBS'i tamamen yenmiş ve artık hiç ilaç kullanmayan çok sayıda örnek var ve hastalığın son bilimsel yöntemlerle tedavi edildiği coğrafyalarda hızla artıyor. Hastalığın sebebinin büyük oranda bakteriyel olduğu gösterildi ve spesifik antibiyotikler & diğer yardımcı ilaçlar kullanarak bu illeti yok eden protokoller geliştirildi. İnce bağırsaktaki bakteri miktarını gösteren nefes testleri geliştirildi. Doğru bilgiye erişmek için lütfen IBS'in dünya çapında kabul edilmiş uzmanlarının çalışmalarını okuyun: Özellikle Mark Pimentel ve Allison Siebecker. Tavsiye ettiğim bir numaralı kaynaklar, Mark Pimentel'in "A New IBS Solution" adlı kitabı ve Allison Siebecker'ınwww.siboinfo.com web sitesi. Kaynaklar maalesef ingilizce, ama okuyamayanların bir yolunu bulup bu bilgilere erişmesi gerekiyor. En kötü bir yakınınıza, arkadaşınıza okutun. IBS hakkında doğru bilgilenmeden hiç bir şekilde iyileşemeyeceksiniz ve 'IBS geçmez', 'IBS psikolojiktir', 'Her şey senin kafanda', 'Senin sinirlerin bozuk' diyen geri zekalıların insafına kalacaksınız. Doktorlar hiç bir şey bilmiyorlar ve umursamıyorlar. Maalesef kendimiz araştırma yapmak zorundayız. Kendiniz doğru bilgiye erişemezseniz, kaynak göstermeden 'şöyledir böyledir' diyen adamların laflarına kalacaksınız. Kaynaklara @KAPTANELVIS'in andığı Mark Hyman'ı ve sarhoş hasta sendromunu da ekliyorum, ben de şahsen bunları çok faydalı buldum, teşekkürler: http://drhyman.com/blog/2010/09/16/5-simple-steps-to-cure-ibs-without-drugs/ http://www.beyindoktoru.com/sarhos-hasta-sendromu.htm Bu kaynaklar dışında, yine maalesef ingilizcesi olanlar için, Youtube'da Mark Pimentel, Allison Siebecker ve Mark Hyman'ın son derece açıklayıcı videolari da mevcut. Ek kaynak: Şu anda 1 yılı aşkın süredir hiç ilaç kullanmayan ve hiç bir IBS semptomu yaşamayan bir adam hikayesini anlatıyor ve çok faydalı bir tartışma var. Adamın daha sonraki tarihlerde açtığı topiklerin okunmasını da öneririm: http://www.ibsgroup.org/forums/topic/102286-after-5-relapses-now-cured-heres-how/ Tüm bu lagalugadan sonra, günümüzde standart kabul edilmiş IBS tedavi algoritmasını vereyim. (Nam-ı diğer Mark Pimentel'in IBS için Cedars-Sinai Protokolü -http://www.cedars-sinai.edu/Patients/Programs-and-Services/Digestive-Diseases/Documents-/Advances-in-Digestive-Diseases-Newsletters/AdvancesDigestiveSep09.pdf ): 1. Başka bir mide & bağırsak & vs rahatsızlığınız olmadığından emin olun. Kan testi, endoskopi vs. ne gerekiyorsa yaptırın. 2. Mümkünse eğer nefes testi yaptırın. Sorun bakteriyel mi değil mi emin olun. Bu testi bildiğim kadarıyla Türkiye'de yok, ama bunu evde yapmanızı sağlayan bir kit var, tabii dışardan sipariş edilmesi gerekecek:http://www.breathtests.com/breath-tests-home/sibo-breath-test.html 3. IBS'iniz ishal tipiyse yalnız Rifaximin (Colidur, Xifaxan), kabız tipiyse Rifaximin + Neomycin tedavisi uygulayın. Dozlar içinhttp://www.siboinfo.com/antibiotics.html sayfasından fikir alın. Dozları sakın abartmayın, ne yaptığınızi bilmeden saçmalamayın. Neomycin isteyip de bulamayanlar, yerine Metronidazole (Flagyl) deneyin veya benimle temasa geçin. 4. Yine, mümkünse son bakteri durumunu gözden geçirmek için nefes testi yaptırın. Testin sonuçları ve semptom durumunuza göre 3. adıma geri dönün veya 5. adıma geçin. 5. IBS'in geri gelmesini önlemek için en az 3 ay boyunca prokinetik kullanın. Seçekler ve dozlar hakkında bilgi:http://www.siboinfo.com/prevention.html . Prokinetik kullanımı dışında yardımcı olacak bir diyet ve IBS'in verdiği zararları giderecek takviyeler kullanın. Bakteri istilasına tekrar vesile olacak sıkıntılara sahipseniz (örneğin. düşük mide asidi) bunları devre dışı bırakmaya çalışın. Bunları da kendiniz araştırın. Elbette bütün bunları, mümkünse bu yöntemi bilen ve ikna olan bir doktorun gözetimi altında yapın. Not: Ben böyle birisini bulamadım. Doktor gözetimi olmadan bu tedaviye girişmeye karar vermeniz halinde, mümkünse mutlaka yönlendirdiğim kaynakları da gözden geçirin, veya birilerine geçirtin. (en azından siboinfo.com) Burada verdiğim özetin özetinden hareketle, yeterince araştırma ve test yapmadan adım atmayın. Sonra öldüm diye bana gelmeyin. |
Merhaba, ben yazdiklarinizdan etkilendim acikcasi. Dogru olabilir. 5 yildir bu hastaligi cekiyorum hic bir zaman 6-7 yil onceki gibi saglikli olamadim. İngilizcem yok, yarin google translate den cevirecegim. Ve bu isin pesini birakmamaya calisacagim. Yurtdisina gitmem gerekiyorsa giderim. Artik biraz acı, ekşi vb. Yiyecekler yemek istiyorum. Bu konulari hasta olmayıpta okuyan arkadaslar olabilir, arkadaslar hicbir sey sagliginiz kadar onemli degil hicbir sey icin caninizi sıkmayın Allah sagliginizi elinizden almasin bizide daha kotu etmesin. |
Hocam maalesef bakterileri bağırsaktan kovmak pek kolay olmuyor. Bağırsaklarınız boşalsa bile bakteriler orada kalmaya devam ediyor. Bakterileri oradan kovmak için onları ya öldürmeniz (antibiyotik) ya da aç bırakmanız (elemental diet - açıklayacağım) gerekiyor. Bahsettiğiniz 2-3 günde su içmek dışında bir şey yediniz mi bilmiyorum, ama hiç bir şey yemeseniz bile 3 gün bakterileri açlıktan öldürmek için yeterli değil. (Bunun için 2-3 hafta gerekiyor, aşağıda yazacağım.) O günleri rahat geçiriyorsunuz, ama sonra yemeye başladınız mı her şey geri geliyor. Kolonoskopi ile ise ancak kalın bağırsağa müdahale edilebildiği için, ince bağırsaktaki bakterilerle ilgili bir şey yapılamıyor yine. Kalın bağırsağın boşaltılmasının hiç bir faydası olmuyor bildiğim kadarıyla. Endoskopiye gelince de, mide endoskopisinde ince bağırsağın ancak en üst kısmı olan oniki parmak bağırsağına bakılabiliyor. Alt kısımlara erişilemiyor. Ki şöyle bir şey de var zaten, bakteriler kamerada görünmüyor. Kültür alınması lazım. Ama dediğim gibi, kültür alınsa dahi bu yalnız oniki parmak bağırsağından alınabildiği için, bağırsak genelindeki bakteri oranına dair sağlıklı bilgi edinemiyorsunuz. Bakteri var mı yok mu anlamak için kullanılan standart test bugün 'laktüloz nefes testi' denen yöntem. Türkiye'de bu maalesef yok, ama bu testin cihazlarını geliştiren firma(Quintron) bunun için bir ev kiti geliştirmiş:http://www.breathtests.com/breath-tests-home/sibo-breath-test.html . Bu kiti sipariş edip, testi yapıp adamlara geri gönderiyorsunuz, onlar da size sonucu gönderiyorlar. Bu ev kiti ne kadar sağlıklı sonuçlar veriyor bilemiyorum ama ben deneyeceğim. En azından, bakteri var mı yok mu sorusunun cevabını kesin veren tek şey bu nefes testi, ve Türkiye'de yaşayan bizlerin tek şansı da ya bu testin yapıldığı bir yere gitmek ya da ev kitini denemek. Testin pozitif sonuç vermesi durumundaysa da artık şüphe etmeden bakteriyel tedaviye girişilebilir. (Benim bunu şimdiye kadar denememiş olmamın sebebi bir kaç haftadır beş kuruş paramın olmaması) Not - bu testi denemeye karar verirseniz onun sonuçlarını da paylaşırsanız sevinirim. Son olarak, yukarıda andığım 'elemental diet'ten bahsedeyim. Bu da antibiyotik tedavisine alternatif bir yöntem. Bakteriyi antibiyotikle öldürmektense, açlıktan öldürmek hedefleniyor. Bu amaçla 2-3 hafta boyunca yalnızca Vivonex Plus denen bir hap ve suyla besleniyorsunuz, başka hiç bir şey katiyen yemiyorsunuz. Vivonex Plus, vücudun ihtiyacı olan gıdayı sindirilmiş halde içeren bir hap. Sindirilmiş olduğu için, neredeyse tümü daha bağırsaklara varmadan kana karışıyor. Bu şekilde siz besleniyorsunuz ama bakteri beslenemiyor. 2-3 hafta sonundaysa tüm bakteriler açlıktan ölüyor. Bu tedavinin başarı oranları yapılan araştırmalarda %80-84'lere varmış. Ayrıntılı bilgi:http://www.siboinfo.com/elemental-formula.html |
Tekrar merhaba hocam. Üre testi ile laktüloz nefes testi aynı şey değil. Üre testi bildiğim kadarıyla mide ve oniki parmak bağırsağını işgal edebilecek Helicobacter Pylori bakterisi için yapılıyor. Laktüloz nefes testi ise benim IBS'in sebebi olduğunu düşündüğüm SIBO için (ince bağırsak aşırı bakteri üremesi). Eğer gastroenteroloğa gittiyseniz (ki gitmişsinizdir), endoskopide yapılan biyopsi ile H.Pylori'nin mevcut olup olmadığını söyleyebiliyorlar. İsterseniz endoskopi raporlarınıza bir bakın. Hakkınızda H.Pylori ile ilgili bir bulgu varsa üre testini yaptırmanıza gerek yok sanıyorum. Candida konusuna gelince, evet candida mantar. 'Maya mantarı' olarak geçiyor. Candida ile bakteri aynı şey değil, ama bunların ikisi de parazit, ve ikisi de sindirim sistemini işgal edip benzer sorunlara yol açıyorlar. Ama anladığım kadarıyla tedavi süreçlerinde bir takım farklılıklar olduğu için, hangisinden şikayetçi olunduğunun bulunması lazım. Ekşi yağlı şeyler konusunda, evet bakteri-mantarlarla alakası olabilir. Emin olmak için ilgili testleri yaptırmak lazım. Bakteri için laktüloz nefes testi, Candida için, ee, tam bilmiyorum, Candida konusunu henüz yeni araştırıyorum. Tükürük testinden haberdarım ama henüz yapmadım, dediğim gibi henüz araştırmaktayım. Candida ile ilgili işaret edebileceğim bir kaç yerli kaynak: http://www.biorezonansdenizli.com/icerik/kandida.html http://www.beyindoktoru.com/sarhos-hasta-sendromu.htm yukarıda KAPTANELVIS'in mesajları Hüseyin Nazlıkul - Neden Yanlış Yaşıyoruz? kitabının Candida ile ilgili bölümü. @KAPTANELVIS bu kitap sizi de ilgilendirebilir. Benim şikayetlerime gelince, bende kronik bir şişkinlik var. Karnım hep şiş. Yediklerim bağırsaklarımda kalıyor. Bağırsaklarım hareket etmiyor. (Günde sadece 2 civarı - normali 9 civarı) Tuvalete 3 günde bir gidiyorum. Uzun süredir bunun etkisi altında kalmam bende vitamin & mineral eksiklikleri oluşmasına yol açtı ve vücudumdaki başka dengeler bozuldu. Şeker metabolizmam sıkıntılı. Kafam çalışmıyor. Başlıca şikayetlerim bunlar. Bende ya kabız tipi IBS ya da Candida enfeksiyonu olduğundan şüpheleniyorum. Şu an bunlarla ilgili testleri yapma aşamasındayım. |
|
|
Çok tesekkur ederim hocam cok faydalı oldu.bendede sanirim hastaliktan dolayi dinc olamama sorunu var, hep bir yorgunluk. Kefiri en kisa zamanda temin edip icecegim. Yalniz ben sut ve sut urunleri icemiyorum. Ne yapabilirim ? |
|
Merhaba, http://forum.donanimhaber.com/m_69463082/tm.htm bu konudaki gibi yazıldıgı gibi yaklaşık 1 yıldır dışkılama sırasında kan geliyor doktora gittim bağırsaklarıma bakıldı zamanla düzelicegi söyledi bazen düzeliyor bazen kötüye gidiyor. kilo alamıyorum iştahım çogu zaman kesik oluyor herşeyi yememeye dikkat ediyorum takip eden doktor ilaç yazmadı zamanla düzelicegini söyledi ne yapabilirim veya kadıköy,üsküdüdar yakınlarında doktor tavsiye edebilecek varmı? |
öncelikle geçmiş olsun. Dışkıda kan veya dışkılama esnasında kanama ve iştahsızlık zayıflama çok ciddi belirtilerdir.Çok basit zararsız nedenlerden de kaynaklanabilir, çok ciddi rahatsızlıgın belirtiside olabilir. İBS de bu iki bulgu belirtiler arasında yoktur. bunun mutlaka nedenini teşhis ettirmen lazım, ve 1 yıl çok uzun zaman, artık zaman kaybetme. bu kanın nedeni bir çok şey olabilir, bagırsakta meydana gelen iltihaplanmalar, bagırsak ülserleri yani yaralar, polipler tümörler, doku farklılaşması,bagırsak mukozası enfeksiyonları, kanser vs.. bunlar ciddi nedenler, kesinlikle tedavi gerekir. Beslenme alışkanlıkları vs den dolayı bagırsakların yıpranması, bagırsakta ilerleyen dışkının yapısından kaynaklanan ve sürtünme sonucu oluşan tahriş, tuvalet esnasında aşırı zorlama sonucu kılcal damarlardan sızan kan ki bu durum ibs lide aradabir görülebilir, hatta her insanda nadir de olsa görülür demek en dogrusudur. iştah ve kilo alma ile ilgili bir sıkıntı varsa önce sindirim sistemin incelenmeli, eger bir sorun yoksa hemen endokrin bölümüne başvur. hormonal bir bozulmadan kaynaklanan bir durum olabilir. İştahsızlık ve dışkıda kan çok ciddi iki bulgudur ve devamlılıgı var sende, nedeni mutlaka ortaya çıkarılmalı ve zaman çok önemli. |
|
Çok teşekkür ederim üstadım. En kısa zamanda deneyeceğim mide için önerdiğin yöntemi. |
|
Aslında ibs tedavisinde bizim kullandığımız antidepresanlarda bildiğim kadarıyla tam anlamıyla antidepresan değil. Bunlar trisiklik grubuna giriyor ve dediğin gibi serotinin geri emilimi engelleyerek daha uzun süre huzurlu hissetmemizi yani stres altında sindirim sistemindeki kasların kasılmasını engelliyor. Bende doktora çok direndim bunları kullanmak istemedim ama onların diğer antidepresanlar gibi olmadığına ikna olduğum için kullandım ve dedğim süreci yaşıyorum. Önceleri bana tranko yazmıştı nispeten hafif bir ilaç
etkileri bu şekilde , buunu için belirtim , şuan içinse laroxly kullanıyorum ama bu hafif ilaç etkili oluyorsa bunu kullanmak daha iyidir. |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Elvis-Presley -- 7 Şubat 2020; 13:20:42 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle