Müslüman olmam tartışmayı bitiriyorsa doğru yoldayız çok şükür. Benim Allah’ım sizlere karşı çok güzel cevaplar veriyor ve susturuyor. |
Süslü laflar ile quantumu anlatmaya ne dersin? Belki bilgili falan gözükürsün? |
Yalnız cansız varlıklar evrim geçirmez zaten, Peki virüsün mutasyon geçirmesi hakkında ne düşünüyorsun |
Bir de neden 1400 senedir hala birinci sırada değil de Hristiyanların Tanrısı en çok inanılan din eğer kendini çok iyi anlatıyorsa? Konu konuyu açıyor sanırım bu kendini çok iyi anlatma masalına yalnız sen inanıyorsun çünkü anasının diliyle Kuran'ı okuyan Araplar 300 ayeti revize ediyor. Evet evet biliyorum Araplar İslam'ı bilmiyor sizler gerçek Müslümansınız. |
İnanç meselesini kavradıktan sonra devam edersin tartışmaya. Sidik yarıştırmıyoruz burada. |
Evrende bizim gibi bir canlının olması yanı hayvanlar insanlar gibi bir canlının olması milyarlarca ihtimallerin bir araya tekrar gelmesi demek. Sıra Dışı Bir Kaya diye bir belgesel var izleyin görün |
|
Tüm değişkenleri bilmediğimiz için olasılık hesabı yapmak imkansız. |
Hazımsızlık yaptiysa git biraz ötede dur. Bin tane dinden birisine denk gelmişsin alt tarafi, sanki allah ile sohbetin var her şeyin kanıtı varmış havalarında ahkam kesme. Butun dinlerin bir arada olduğu sadece dini tartışmaların olduğu bir forum kurulsa da birbirinizin ağzına bi si.saniz orada. O kadar yüce bir varlığın isi gücü bırakıp bizim gibi dingiller yaratacagina inanmak kibirlerin en büyüğüdür. |
"Yani canlı organizmanın sabit kalması diye bir durum yok ki zaten." İşte buna evrim diyorlar ya Evrim birden bire yeni değişik bir türün ortaya çıkması değildir zaten, bu minicik minicik değişikliklerle binlerce yıl devam ediyor |
Bakara 30 Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni eksiksiz bilirken ve durmadan övgü ile tenzih ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu. |
boş yapma arkadaşım bizim beynımız yaratanın neye ihtiyacı olup olmadığını nerden bilsin. ben bu soruna cevap versem ne değişecek ayrıca niye bu kadar takıldın bu soruya . beynın ve tüm hücrelerinle 24 saat bir yaratan olmadığına ikna olmaya ve başkalarınıda ikna etmeye çalışıyorsun ama başaramıyorsun. çünkü o kadar net bir gerçekki bir yaratanın oluşu. 24 saat kıvranıyorsun forumlarda ama işin içinden çıkamıyorsun. çıkabılsen zaten gelip forumlarda 24 saat insanlara sacma sapan sorular sorup zamanını boşa harcamazsın. inanmadığın bişey için 24 saat mesai harcama bence git kısa hayatının tadını çıkar. ama yapamazsın çünkü ne kadar inkarda etsen bu gerçeklik her tarafını sarmıştır. çünkü seni yaratan doğa değil allah tır. ve fizyoloji gereği yaratılanlar yaratanı akıllarından çıkaramazlar ve inkarda etseler zihinlerinde hep acaba sorularıyla dolaşırlar. |
Yav arkadaş hangi sezonu yaşıyorsunuz hayatınızda.Sorgulayacak çok şey var da bu mu kaldı. İmkanı mı var arkadaşım.Yeri göğü yaratan tektir. Onun gücünün üzerinde güç yoktur.Sorgularsan fazla tırlatırsın.Gez dolaş doğaya karış .Canını böyle şeylerle sıkmaya gerek var mı? |
okuduğunu anlama problemin var ya da ilk cümleyi okuyum bir heyecanla yazdın . |
Bol bol laf salatası her zaman ki gibi. Ben sanat eseri değilim. Cennetten sürülmüş, kusurları olan bir varlığım. Allah bilinmek istediği için insanı yarattı ve kainatı ona hizmetçi kıldı. Bunu sen yazmışsın ben değil? Bilinme ihtiyacı? istemek? Niye bilinmek istiyor? |
Bu evrende HİÇ bir düzen YOKTUR ve her enerji-madde çevredeki RASTLANTISALLIĞIN etkisinin sonucudur. Bu evrenin temel işlevsel prensiplerinden biridir. Örneğin enropi her yerdedir ve her geçen saniye büyük hızla daha da çoğalmakta. İnsan "yaratılmış" olsaydı neden çiftleşme sırasında erkeklerden MİLYONLARCA sperm hücresinden sadece biri dölleme işlevi görüyo. Bu ISRAFA ne gerek var ? Yada kadınların ay başı saçmalığı. Tüm canlılar dogal seçilim ile ürüyor. Maymunlardan bahsedecek olursak, bunların hepsi insan gibi evrim geçirmedi. Evrim sadece belirli türlerde gerçekleşti. İnsansı canlılar 50 milyon yıl önce memeli hayvandan farklı bir tür olarak evrimleşmeye başladı. Yaşamın dünyada oluşması ile ilgili olarak bunun en muhtemel sebeplerinden biri dünyaya çarpan meteorlar. Alıntı BKNZ Bilim insanları, yıllardır dünya dışı yaşamın kanıtlarını arıyor. Başta NASA olmak üzere birçok uzay şirketi, özellikle kızıl gezegen Mars'ta incelemelerine devam ediyor. Ancak Japon bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, dünya dışı yaşama farklı bir ışık tutuyor. Japonya'da Tohoku Üniversitesinden Yoşihiro Furukava liderliğindeki bir grup araştırmacı, 1969'da Avustralya'ya düşen Murchison ve 2001'de Fas'ta keşfedilen NWA 80 meteorlarının toz haline getirilmiş kalıntılarını inceledi. Bilim insanlarını, meteor tozlarında şeker molekülleri olan arabinoz ve ksilozun yanı sıra, en önemlisi olarak görülen ribozun izlerine rastladı. Elde edilen şaşırtıcı sonucun ardından açıklamalarda bulunan ekip lideri Yoşihiro Furukava, ''Meteor taşlarında amino asitler ve nükleotit baz dahil yaşamın diğer yapı taşları daha önce keşfedilmişti ancak şekerler yaşamın bu temel yapı taşları arasındaki kayıp parçaydı. Araştırma, uzayda ribozun varlığının ilk doğrudan kanıtını ortaya koyuyor. Dünya dışından gelen şeker, Dünya'da RNA'nın (ribonükleik asit) oluşmasına katkıda bulunmuş olabilir." ifadelerini kullandı. Araştırma ekibinde yer alan NASA bilim insanı Danny Glavin, Dünya'nın erken döneminde dışarıdan gelen ribozun, gezegende önce RNA'nın ortaya çıktığı hipotezi ile tutarlı olduğunu, çalışmanın bu açıdan önem taşıdığını açıkladı. ÖNEMLİ bir kaynak daha Rosetta, 67P kuyruklu yıldızında 'bugüne kadarki en şaşırtıcı keşifte' oksijen buldu Rosetta misyonundaki bilim adamları, kuyruklu yıldız 67P'nin etrafındaki gaz bulutunda, bugüne kadar kuyruklu yıldız hakkında en şaşırtıcı keşif olarak tanımladıkları oksijeni buldular. Moleküler oksijenin - soluduğumuz gazın formu - bir kuyrukluyıldız üzerinde ilk kez tespit edildiğini ve güneş sisteminin oluşumundan bir süre önce 67P kuyruklu yıldızı için yumuşak bir doğuma işaret ettiğini gösteriyor. Avrupa Uzay Ajansı'nın yörüngesindeki Rosetta probundan alınan ölçümler, oksijenin 67P / Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızının hava koşullarında, su buharı, karbon monoksit ve karbon dioksitten sonra tam adını kullanmak için dördüncü en bol gaz olduğunu gösteriyor. Bern Üniversitesi'nden Kathrin Altwegg , “ Aslında 67P'de şimdiye kadar yaptığımız en şaşırtıcı keşif, çünkü oksijen bir gelecekteki komada beklenen moleküller arasında değildi” dedi. Bulgu şaşırtıcıdır, çünkü oksijen oldukça reaktiftir ve bilim adamları uzayda uzun süre beklemesini beklemezler. Altwegg, “Oksijenin milyarlarca yıl boyunca başka maddelerle birleşmeden 'hayatta kalabileceğini' hiç düşünmemiştik” dedi. Michigan Üniversitesi'nde André Bieler ile birlikte çalışan Altwegg, kuyruklu yıldızın etrafındaki oksijen seviyelerinin Eylül 2014'ten Mart 2015'e kadar yedi aylık gözlemlerin üzerinde yüksek kaldığını gösterdi. Kuyruklu yıldızın yüzeyi sürekli olarak döküldüğünden, bulgu oksijenin var olduğunu gösteriyor tüm vücut boyunca. Bilim adamları oksijenin kuyrukluyıldızda tam olarak nasıl olması gerektiğinden emin değiller, ancak cevabın karanlık bulutsu denilen güneş sisteminin soğuk ve yoğun doğum yerinde olduğundan şüpheleniyorlar. Nature dergisinde tarif ettikleri bir olasılık, karanlık bulutsunun içindeki buz tanelerine çarpan ve buzdaki boşluklara kilitlenmiş oksijen yaratan, su moleküllerindeki bağları kırıp uzayan yüksek enerjili parçacıkların olmasıdır. Milyarlarca yıl boyunca, yeni doğan güneş sisteminin kenarında, bu buz taneleri kuyruklu yıldıza dahil oldu. Kuyruklu yıldız yeni doğan güneşten çok uzak olmalıydı, çünkü ısı oksijeni uzaya serbest bırakacaktı. Araştırmacılar haklıysa, kuyruklu yıldızların erken güneş sisteminin ilkel ve bozulmamış kalıntıları olduğu teorisini güçlendirir. Ancak kuyrukluyıldızdaki oksijenin varlığı, güneş sisteminin nasıl oluştuğuna dair uzun süredir var olan bazı fikirlerle çelişmektedir. Birincisi, güneş sisteminin oksijeni, yıldızlararası ortam denilen güneş sisteminin ötesinde oluşmuş olmasıdır. Altwegg, “Eski bir madde olarak bu oksijen kanıtı, güneş sisteminin oluşumunun bazı teorik modellerini muhtemelen itibarsızlaştıracaktır” dedi. Kuyruklu yıldızdaki oksijenin keşfi, bilim insanlarının 10 milyar tonluk Mont Blanc büyüklüğündeki vücuttaki yaşamın varlığı hakkında spekülasyon yapmalarına yol açmadı. Geçen yıl Kasım ayında, Rosetta misyonu kuyruklu yıldızın yüzeyine küçük bir soruşturma yaparak tarih yazdı. Philae lander, bir uçurumun dibinde dinlenmeden önce 67P'nin yüzeyinde sıçradı. Küçük piller (pilleri ölmeden önce zengin bir veri döndürdü), hala Ağustos ayında güneşi aşan ve şimdi sürekli olarak güneş sisteminin daha uzak mesafelerine doğru yol alan kuyruklu yıldızın yüzeyinde. Kaynak: The Guardian https://www.theguardian.com/science/2015/oct/28/rosetta-finds-oxygen-on-comet-67p-in-most-surprising-discovery-to-date Türkçe çeviri https://translate.googleusercontent.com/translate_c?depth=1&nv=1&rurl=translate.google.com&sl=auto&sp=nmt4&tl=tr&u=https://www.theguardian.com/science/2015/oct/28/rosetta-finds-oxygen-on-comet-67p-in-most-surprising-discovery-to-date&usg=ALkJrhinP468ab1X8MGfqtD-MIT7PmygLw |
Robot insandan üstündür mü demişim? Sizin tayfanın kendi kendine diyalog uydurup sonra da "tartışmayı kazandım ollleeyy be" havalarına girmesi bitiriyor beni. ![]() |
Şüphesiz bütün bunlarda, işaretlerden anlam çıkarmasını bilen kimseler için, çıkarılacak nice dersler vardır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @ali_ihsan21