Eğitim cart! curt! "Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbi maçının ardından çıkan olaylara karıştığı iddiasıyla gözaltına alınanlar arasında doktor, mühendis ve öğretmen gibi çeşitli meslek dallarında görevli kişilerin de bulunduğu ifade edildi." http://www.aktifhaber.com/holiganlar-doktor-muhendis-cikti-602777h.htm “Fakültede görevli Asuman S., ile yaklaşık iki yıldır birlikteliğimiz vardı. Ben ve o evli olduğumuz için Konya’daki bir otelde birçok kez buluştuk. Asuman S. benden ihtiyacı olduğunu söyleyerek birçok kez para aldı. Bazen bana hamile kaldığını ve kürtaj olması gerektiğini söyleyerek bazen de çeşitli bahanelerle para almayı sürdürdü. http://www.milliyet.com.tr/cinayet-aninda-asuman-oradaydi-gundem-1894465/ SEVGİLİ liseli gençler!.. Sizler bu ülkenin, bu milletin, bu devletin geleceğisiniz, ümidisiniz, en kıymetli varlığısınız. Türkiye’nin yaşaması, ayakta durması, yücelmesi, dünyaya örnek ve model olması ancak ve ancak sizlerin iyi, doğru, güzel insanlar olmasıyla mümkündür. Siz bozulursanız, siz vasıflı vatandaşlar olarak yetişemezseniz istikbalimiz (geleceğimiz) karanlıktır. Aşağıda sizlere bazı öğütlerim ve tavsiyelerim olacaktır. Herkesin bunları kabul etmesi ve hayata uygulaması belki mümkün olamaz ama bir kısmınız mutlaka kabul edecektir, beni haklı bulacaktır. (1) Önce kılık kıyafet, tavır ve hareketten başlayalım. Dersler bitti, okulu terk edeceksiniz... ediyorsunuz... Sakın ola ki, gömleğinizin yakasını iki üç düğme açarak gevşetmeyiniz. Yine gömleğinizin eteklerini pantolon üzerine çıkartmayınız. Ciddî olmayan, lâubali, külhanbeyi, kenar mahalle kabadayısı pozlarına bürünmeyiniz. Bunlar sizlere yakışmaz. Gömleğinizin yakası ilikli, kravatınız yerli yerinde olsun. Kılık kıyafetinizle, yürüyüşünüzle, konuşmanızla “Efendi bir genç” görünümü içine olunuz. (2) Son aylarda liselerimizde cinayetler aldı yürüdü. Okula bıçakla geliyor, tartıştığı veya kin beslediği arkadaşını öldürüyor. Ne korkunç ve dehşetli cinayetlerdir bunlar... Liseli genç vicdanlı, akıllı, mantıklı, terbiyeli, edebli, efendi, vatansever olmalıdır. Ona yakışan sıfatlar budur. Geçenlerde 14 yaşında Ağrılı bir çocuk, 16 yaşındaki bir okul arkadaşını bir hiç yüzünden öldürdü. Arkadaşı mezara, kendisi cezaevine veya ıslah evine girdi. Eskiden bu ülkede böyle şeyler olmuyordu. Acaba birtakım iç ve dış düşmanlarımız lise gençliğini kasıtlı, planlı, programlı bir şekilde bozmak, dejenere etmek mi istiyorlar? Bunların oyunlarına gelmemeliyiz. Liseli genç silâh taşımaz, adam yaralamaz ve öldürmez, küfür etmez, ahlâksızlık ve iffetsizlik yapmaz. (3) Lise gençliği büluğ çağı buhranları içindedir. Cinsel konularda kendini frenlemesini bilmelidir. Aksi takdirde mânen ve maddeten çöker, sağlığını yitirir, henüz genç yaşta iken bir insan enkazı haline gelir. (4) Uyuşturucu mafyası liselere dadanmış ve gençliğimizin bir kısmını zehre alıştırmıştır. Önce promosyon olarak bedava verirler. Çocuk tiryaki ve bağımlı olunca onu iliklerine kadar soyarlar, sömürürler. Bu tuzağa düşmeyiniz. (5) Her akıllı liseli genç, eğitiminin çok zayıf ve yetersiz hale gelmiş olması dolayısıyla, okulda uluslararası standartlarda edebi ve sosyal kültür alamamaktadır. Bu eksikliği, bu yetersizliği alternatif/paralel bir eğitim ile telâfi etmek (gidermek, doldurmak) gerekir. İmkân bulunabildiği takdirde özel hocalardan ders almak, faydalı ve değerli kitaplar okumak suretiyle kültürünüzü artırmaya çalışınız. Bu işin söylemesi kolaydır, yapılması zordur. Daha önce bu konuda tafsilâtlı (ayrıntılı) yazılar yazmıştım. (6) Sadece kültürle, bilgiyle iş bitmiyor. Kişinin bunların yanında ahlâk ve karakter terbiyesine sahip olması gerekir. Maalesef bizim millî eğitim sistemimiz (zaten millî değildir...) bunu hiç veremiyor. Vermiş olsaydı liselerde bunca cinayet işlenir miydi? Bu terbiyeyi medya da veremiyor, aksine ahlâksızlık ve karaktersizlik aşılıyor. Maalesef toplum da veremiyor. Bu ülkenin gerçek aydınlarının, sorumlu kişilerin, iyi ve dürüst idarecilerin gençliğe ahlâk ve karakter terbiyesi verilmesi için çareler ve çözümler aramaları, teklifler getirmeleri, bunları hayata geçirmeye çalışmaları gerekir. (7) Gençlik enerjisini iyi yerlerde harcamak için her akıllı ve vicdanlı gencin kendisine mahsus özel bir kütüphane kurması lazımdır. Çok fakir olanlara bir şey demiyorum. Orta halli bütün liseliler cep harçlıklarının bir kısmı ile faydalı, değerli, kalıcı kitaplar almalı, bunları okumalı, yararlanmalıdır. Kitapların üzerine basmak ve numara vermek için bir de mesela (Ahmet Dağdeviren, Özel Kütüphanesi, No:............) şeklinde bir damga/kaşe yaptırılıp kitapların üzerine basılmalıdır. Geliri müsait olan bütün ana-babalar çocuklarını bu konuda teşvik etmeli ve desteklemelidir. (8) Yapılacak işlerden biri de, her akıllı gencin millî sanatlarımızdan birini öğrenmesidir. İki yüz küsur millî sanatımız vardır. Bunların yanında ressamlık, fotoğrafçılık gibi evrensel sanatlar da bulunmaktadır. Her gencin hangi sanata istidatı (yatkınlığı) varsa kurslara gitmeli, özel hocalar bulmalı ve onu öğrenmelidir. Bunu yaparsa boş zamanlarını değerlendirmiş, huzurlu ve mutlu olmuş, satacağı sanat ürünlerinden para kazanmış (bu ana gaye değildir) olur. Hem de enerjisini faydalı bir sahada harcamış olur. (9) Akıllı, vicdanlı, ahlâklı, faziletli, edebli, terbiyeli, temiz aile çocuğu olan gençlerimiz kendilerine mutlaka iyi arkadaşlar seçmelidir. Üzüm üzüme bakarak kararırmış... İyi, temiz, güzel ahlâklı bir gencin kötü arkadaşları olamaz. Gençlerimiz hem okul içinde, hem okul dışında kendilerine iyi bir çevre yapmalıdır. Bu iş de sessiz sedasız gerçekleştirilmelidir. Hiçbir ahlâksız ve terbiyesize “Sen ahlâksızsın!” denilmemelidir. (10) Birtakım hizipler, gruplar, cemaatler, klikler, en geniş manasıyla mafyalar gençleri kendilerine çekmek için uğraşıp duruyor. Gençlerimiz bunların tuzaklarına düşmemelidir. Mânevi ve tasavvufî bir topluluk içine girmek, bir nasip meselesidir. Bu konuda genel bir dâvet yapılması doğru değildir. Akıllı gençler bu gibi davetlerden ve propagandalardan uzak durmalıdır. Ancak onların aleyhinde de bulunmamalıdır. (11) Ailesinin serveti müsait olan gençlerimiz temiz ve güzel giyinmeli, fakat asla gösterişe, lükse, israfa kaçmamalıdır. Ülkemizde son yıllarda bir marka fetişizmi, bir israf ve pahalılık cinneti veya isterisi yaygınlaşmıştır. Efendi bir liseli genç, babası zengin de olsa, fakir ve yoksul arkadaşlarını düşünerek çok pahalı, çok gösterişli elbiseler ve ayakkabılar giymez, hele onları bir gösteriş ve öğünme vasıtası yapmaz. Orta halli olur, mütevazı olur, alçakgönüllü olur. (12) Bu madde dindar gençlerimiz içindir. Beş vakit namazlarınızı kılınız. Mümkün olduğu kadar bu konuda kendinizi göstermeyiniz. Dindar olduğunuz için size gerici diyecek dengesizlere aldırmayınız. (13) Kesinlikle kimse ile tartışmayınız, kavga etmeyiniz, fitne ve fesat çıkartabilecek sözlerden ve hareketlerden kaçınınız. Lüzumu olmadıkça konuşmayınız. (14) Büyüklerinize saygılı, küçüklerinize merhametli ve şefkatli olunuz. (15) Bütün gücünüzle iyi insan, iyi vatandaş, iyi komşu olmaya çalışınız. (16) Hayatın amacı para kazanmak, lüks ve konforlu bir hayat sürmek, ün ve alkış kazanmak, nefsani ve şehevî hırslarını tatmin etmek, sorumsuzca yaşamak, azamî (en fazla) zevk ve haz almak değildir. Bunların üzerinde de değerler vardır ve insanı adam eden asıl ve temel değerler bunlardır. (17) Çok gençsiniz ama bu memleketin, bu halkın, bu devletin birtakım kötü ve çirkin adamlar ve kadrolar yüzünden ne büyük zararlara uğradığını, ne ağır darbeler yediğini, ne perişan hallere düştüğünü görüyorsunuz. Siz vatansever olun, haram kazanmaktan ve haram yemekten nefret edin, doğru inançlara ve bilgilere sahip olun, en geniş mânasıyla güzel insanlar olun. İyi yetişerek bu zavallı milletin ve ülkenin imdadına yetişin. Sakın harcanmayın. Siz harcanırsanız Türkiye de harcanır. Allah yardımcınız olsun! (Mehmet Şevket Eygi) Videoyu izlemek için tıklayınız |
Grafik tasarım sanatını; sürekli yazılımların versiyonlarını tartışma, sadece menüler hakkında sorup durma ve ne kadar niteliksiz font varsa bulup indirmeye indirgeyenler, şu güzelim mesleğin itibarını beş para etmez hale getirdiler hiç acımadan... Yeni fikirler, çığır açmış tasarımcılar vedahî tasarım ekolleri, grafiğin diğer tasarım disiplinleriyle ilişkisi, çizim teknikleri/üslupları, form bilgisi, tipografinin temelleri ve renk teorisi hakkında bir şey merak ettikleri ise görülmüş değil... İki satır kitap okumaktan sıkılan tipler tasarımcılık oynayıp duruyor, hadi seyret seyredebilirsen... Yüzeysellik, gabilik, bönlük ve körlüğün böylesi gerçekten utanç verici... |
http://aves.medeniyet.edu.tr/ihsan.fazlioglu/kimlik (56:16'dan itibaren) http://www.youtube.com/watch?v=5hx8YLzK5lY#t=3377 Ayrıca: http://www.kemalsayar.com/ Videoyu izlemek için tıklayınız |
James Baxter, inanılmaz: Videoyu izlemek için tıklayınız |
http://www.youtube.com/watch?v=XMSQYl5shRo#t=281 Videoyu izlemek için tıklayınız Videoyu izlemek için tıklayınız |
http://pierreperifel.blogspot.com.tr/ |
aslında ben onu takip etmiyordum...sadece o benim önümde yürüyordu... |
HOCAM "Bİ", HOCAM VALLA ACİLLLLL!.. REKLAM İŞİNE GİRECEZ BİLİON MU, HEM KENDİMİ BİLDİM BİLELİ!.. BİZİM AMCOOOLU DA MALI GÖTÜRDÜ HEM YEMİNLE, HOCAM ŞU MU BU MU, CEE SEEE SEEEEĞLİSİ YOK MU BUNUN HA?!.. HOCAM UNUTMADAN BUNLAR YENİ GELDİ İNDİRRRR!.. HANGİSİ, HANGİSİ, HANGİSİİİÖĞĞ!.. KISA YOLU YOK MUYDU BUNUN HOCAM MÜŞTERİ BEKLİYO DA? UP UP UP!.. HOCAM ALAYINA AAMEEEKA Bİ TEK REİSE LAF SÖYLETMEM!.. VALLAA BURDAN TOPUK DOORU FENER MAÇINA, TESİS YOK TESİİİSS, BEN DE OLACAKTI ASIL O MAKİNA VAR YAAA... |
Bence günümüzde insanlar bu gelişmiş teknolojilere biraz fazla güveniyorlar, sanatın temel anlayışını geliştirmek ve genel anlamda yaratım sürecine gittikçe daha az zaman harcıyorlar. Kimisi Zbrush gibi 3 boyutlu bir alanda konsept yaratmanın ve taslak oluşturmanın, çizim ihtiyacının ve yeteneğinin yerini alacağını düşünebilir, ama almayacak. Sadece sürecin basitliği, yalınlığı bunu hala yenilmez kılıyor, sadece beyniniz, eliniz, kalem ve kağıt, düğmeler yok, arayüz yok, karmaşa yok, sizi fikir üretme sürecinden alıkoyacak hiçbir şey yok. http://www.bakmagazine.com/michael-kutsche/ |
http://yetkinbasarir.com/ http://tr.i-amonline.com/ |
Nedir Türk reklam sektöründe sizi rahatsız eden şeyler.... - Oooo çok. Bir kere Türkiye'de fikrin değeri yok. Dudak uçuklatıcı şeyler yaşadık bu ülkede. Apple Machintosh'un yaptığı reklam filminin aynısı Grundig'e yapıldı. Artık daha ne olsun! Hem de kare kare aynısı. ‘Apple burada reklam yapmadı ya, nasıl olsa anlamazlar mantığı'... http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=238230 http://vietnamist.com.tr/ http://adsoftheworld.com/creative/tibet_sanliman http://adsoftheworld.com/media/print/wwf_axe < Resime gitmek için tıklayın > |
Videoyu izlemek için tıklayınız |
Türkiye okulları ve üniversiteleri, ülkemize yeterli sayıda müteşebbis (girişimci) eleman yetiştirmiyor. Gençliğin yüzde 99’u memur olmak istiyor. Siyasî iktidarlar, oy toplamak için kadroları şişirip duruyor. Bu da israftır, hainliktir.
Almanyada büyük bir şehre çöpçü alınacak olsa, hiçbir Alman vatandaşı bu süflî işe talip olmaz. Orada böyle işleri yabancılara yaptırırlar. Bizde çöpçülük, lağımcılık için imtihan yapılsa, yüz misli vatandaş müracaat eder. Niçin? Çünkü teşebbüs zihniyeti yoktur, genç nesillere yeterli beceri kazandırılmamıştır.
***
Üniversite bitiren gençlerimizin hemen hepsi devlette veya özel sektörde memur olmak istiyor.
Bir yerin belediyesi birkaç çöpçü veya lağımcı mı alacak, yapılacak imtihanlara yüz, bazen bin misli adam müracaat ediyor.
Medenî, akıllı, kalkınmış, işini bilen ülkelerin halkları artık madencilik, çöpçülük, lağımcılık gibi süflî işler yapmıyor. Bunları dışarıdan ithal ettikleri yabancılara yaptırıyorlar.
Bizde iki bin liralık maaşlık bir memuriyet veya işçilik için yırtınan, parçalanan, kendini yerden yere atan milyonlar var.
Bunun sorumlusu devlettir. Çünkü devlet yeni nesilleri eğitemiyor, iyi yetiştiremiyor.
(Mehmet Şevket Eygi)
'Her şey olacağına varır' dedi meczup, 'vehimler elimizde kalır!'
(Gökhan Özcan)
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 10 Ekim 2014; 16:36:06 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle