1. sayfa
evimde oturup keyfime bakarım isteyende sokakta belasını arar bu kadar basit. zaten her şeyi bahane ile sokaklara dökülüyor insanlar ve ne aradıklarını kendileri bile bilmiyorlar. yönetilmek istemiyoruz diyorlar ama bakıyorsun aynı anda bir çok devlette ayaklanmalar oluyor yani yönlendirme yapıldığının en büyük kanıtı. |
21. yüzyil iletisim cagi olacak. Insanoglunun kendisine bicilen kaliplardan cikip, kendi fikirleri olan bir birey olarak tanimlandigi bir cag olacak. Insanlarin sahsi hak arayislari cok daha belirgin olacak. Ama bunun sokak gösterileriyle mi olacagindan emin degilim. Cünkü sokak gösterileri ise sunu gösterdi: Bir toplulugun zekasi, topluluktaki insan sayisi ile ters orantili. Dolayisiyla kitlesel sokak gösterilerinin akli basinda toplumlarda uzun süreli destek görmesi cok zor. Düsünün sosyal medyada uzun uzadiya yorumlar yapan, makaleler yazan, cumhurbaskaniyla, valiyle, bir sanatciyla sohbet edebilen insanlar sokakta onbinlerce insanla beraber ucuz bir slogan atmaktan öteye gidemiyor. Onbinlerce düsünen ve fikir üreten, egitimli, kaliteli, iletisim manyagi bireyden iletisimsiz, hantal bir kitle ortaya cikiyor. Egitim seviyesinin de her gecen gün arttigini düsünürsek, halk ayaklanmalarinin büyük kitleler halinde degil, spesifik gruplar halinde yapilacagini düsünüyorum. Fikir cesitliliginin artacagi bir cag olacagi kesin. |
ABD doları düşürüp fedi kapatacak. Diğer ülkelerin kendi dertlerinden kafa kaşıyacak vakit bulmaması gerekiyor. Eskiden doğu ülkelerinde olurdu batılılar neşeyle seyrederdi. Şimdi istisnasız tüm dünyada sorun var. Avustralya bile nasibini alacak. Ayrıca avrupanın da işine geliyor. Aksi halde bunlar düşmüşken diğerleri sıyrılabilir. Cebinde, abd özel merkez bankasının karşılıksız bastığı sahte dolar besleyenlere güzel sürprizler var yakında. Tabi yeri gelmişken bize eyalet sistemini dayatan abd kendi eyalet sisteminden de kurtulur böylece. Bu yüzyılı iletişim çağı değil de küresel propaganda ve köleliğe hazırlanma çağı olarak kabul ediyorum. 21 yy insanı kendi fikirlerini değil maruz kaldığı dayatmaların fikrini taşıyor ve bunları da kendi fikri sanıyor. Burada yıllardır söylüyoruz. Küresel çete bilimde iyi bir şey bulsa kendi çıkarı olmadıkça size zırnık koklatmaz. Bunlar faraza ışınlanmayı bulsa kendilerine saklarlar. Nitekim bunların iletişim çağında sizin payınıza iletişimin sadece propaganda kısmının düşmesinden anlıyoruz. Vücudunuzu makineye dönüştürüp sözde sonsuz yaşamı bile bulsalar sizin payınıza düşen şey, bedeninizin ve aklınızın anahtarlarının bunların eline teslim edildiği, verdikleri yaşamı her an geri alabilecekleri bir kölelik düzeni olacaktır. |
Geçen yüzyılın başında "Bu çağ zeplinlerin çağı olacak" demişlerdi de uçak çağı oluvermişti. |
Kapitalizmin gizli öğretisi 'Gemisini kurtaran kaptan' dır Ama söz eksiktir Gemisini kurtaran başkalarını da kurtarır Kitle eylemlerinin getireceği kazanç da Keçi boynuzunun tadı kadardır Fazlasını uman saftır, en iyi tanımlamayla |
Avrupa'ya sıçrarsa gör sen 2. Fransız Devrimi'ni ![]() |
Monotonluğun olduğu yerde "gelişim" yoktur. Fakat her "hareket" de hayra alamet midir, açıkçası çok ince eleyip sık dokumak lazım bu konuda. Aldıgımız "ilk" izlenimler yanıltıcı olabilir, "algılarımız" ile oynanıyor olabilir... Merakla bekliyorum uzun vadedeki gelişmeleri... Hoş olan şey, "planlanması" ve "öngörülmesi" zor şekilde ilerliyor olaylar. Çünkü "karşıt" bir halk refleksi açıkça. Emperyalizme ve at oynatmalarına karşı mağdur olanlar tarafında yoğun bir "rahatsızlık" var artık, bardağın son damlası taşmışçasına... Bu da son zamanlardaki "arap baharı" ve büyük orta doğu projesi dümenlerinden kaynaklı. Dünya'nın dengeleri ile fena oynanmaya başlanmış idi ve sosyal medya aracılığı ile yoğun bir farkındalık oluştu. Acaba şu an görünen dengesizlikten bir "denge" çıkarabilecekler mi küresel sermaye sahipleri? Durumu lehlerine çevirebilecekler mi? Veya bunlar zaten öngörülmüş gelişmeler mi? Ancak "büyük plan ve proje" yapanların heveslerinin bir nebze de olsa kursaklarında kaldığı düşüncesi, insanları "köleleştirme" planlarına dünya çapında "isyan" edilmesi tadından yenmez düşünceler olsa da; Bütün bu yaşananlar, küresel sermaye sahiplerinin "uydu" hükümetleri ve onların izledikleri "bilinçli-ayrıştırıcı" politikalar neticesinde ülkeleri daha küçük ülkelere ayırma ve sonunda "tek dünya devleti-tek merkez banka" emeline ulaşma amacı ve planı olabilir mi? Halklar ne kadar "haklı" mücadele veriyor olsalar da, esasında "iki ucu otlu değnek" olan bu dünyada yine küresel sermayenin istediği doğrultuda hareket ediyor olabilirler. Küresel sermayenin seçtiği ve başa getirdiği "uydu" hükümetlerin, bu kadar acemice politikalar izleyerek alenen "devrilme" tehlikesi geçirdiklerini görünce aklıma bu tehlike geliyor doğrusu. Çünkü bu hükümetler kürsel sermayenin "politikacıları" Önümüzdeki zamanlarda belki uzun vadede, "ulusalcı" görünen fakat ulusalcılar arasından yine emperyalizm tarafından satın alınmış liderlerin desteklendiğini görebiliriz. Veya karışmış ülkelerde dinci-ulusalcı arası "merkezci" politikaların izlendiğini... Çok şaşırabileceğimiz ve esas "acı" ve gerçeğe yakın gördüğüm bir durum olarak ise, neredeyse bütün iç işleri karışık ülkelerde "iç savaşlar" veya "iç çatışmalar" görebiliriz, ve sonunda oluşacak "federatif" yapıda ülkeleri... |
@ TuVNeRa yaklaşmışlar, neticede geleceği tam olarak öngörmek mümkün değildir katkı sağlayan arkadaşlara teşekkürler, yorumlar dönüp dolaşıp kapitalist dünya düzenine odaklanıyor ve sistemin ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz insanlık kapitalizme; iradesini tüketmiş bir uyuşturucu müptelası gibi bağlı hem insanlar kendini ona muhtaç görüyor hem de bu dünyada ki her türlü güç onların elinde james cameron un çevre ile ilgili bir sözü var "küresel sistemin büyük bir momentumu var ve dünyayı kurtarmak için iş işten geçmeden bu sitemi momentumundan dolayı durduramayacağız" kapitalizm her yönüyle insani tüm değerleri tüketiyor, değer verdiğimiz herşeyi kirletip bozuyor ve bunu değiştiremiyoruz neticede kapitalizmin kurucusu alan smith "kapitalizm her türlü ahlakı reddeder, çünkü ahlak maliyeti arttırır ve sistemi yavaşlatır" demişti ve biz bunu baştacı ettik buda bizi, bize bugünkü dünyayı armağan eden batı medeniyetinin temel felsefelerini anlamamız ve ısrarla reddetmemiz gerektiğini gösteriyor ama beynimize yüzyıllardır tecavüz ediliyor benim düşünce yapımla bir avrupalının yada amerikalının ki arasında ciddi bir fark yok. bilimde, sosyal hayatta, iktisadi hayatta kullandığımız terimler, kurallar, paradigma ve felsefeler batılıların kısacası artık bizi tüketen batı medeniyetinin temel felsefelerini reddedemez hale gelmişiz, çünkü artık bizde batılıyız |
OTPOR'u biraz araştırırsanız ne olduğunu anlarsınız. |
1. sayfa
gerçektende ilginçti herkes birbirinin teröristini besledi
bir ideoloji diğerininkini destekledi
biri ötekinin bağımsızlık mücadelesini destekledi
düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesi hayatta idi
"terör; siyasi amaçla şiddet uygulamak" olduğuna göre siyasi amaç ve çıkarlar, dizaynlar, planlar söz konusu idi
şimdi her ülkede halk ayaklanmaları yaşanıyor
son üç yılda iskandinav ülkeleri haricinde halka ayaklanmaları yaşanmayan ülke yok gibi
ha bide bu otporu felan finanse edenler kim sorusuna karmaşık cevaplar aramaya gerek yok, biber gazı üreten dünyada büyük fabrikalar ve sermayedarlar var
(şahsen benim böyle firmam olsa ilk iş bu tür örgütleri finanse ederdim)
ne dersiniz bu süreç uzayacak mı, yoksa beş on yıla kadar sönecek mi?
sonuçları ne olacak?
süreç nasıl olacak?
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.