| Evrenin dışında bence boğdan tanjevic ve serdar ortaç var. |
Fizikçi Cerem Cankoçak dün çapadaydı ben de ordaydım ona bu tarz soru yönetildi. Evrenin nerde genişlediğine dair, cevap olarak iki türlü hipotez sundu. Birincisi çoklu evrenler yani bizim evrenimizinde daha büyük bir evren içinde büyümesi, ikincisi evrenin dışı olmadığı. Big bangle birlikte boyutların ortaya çıktığı ve bu boyutların evren içinde olduğu, dışı diye bir kavramın bile olmadığı. İki cevap da aynı noktaya çıkıyor aslında ilkini doğru kabul etsen bile bu sefer de o büyük evrenin dışında ne var diye sorarsın? Cevap = Hiçlik. Bunu ben de gittim ona sordum, hiçlik kavramını kavrayamıyorum diye; o da kavrayamıyormuş zaten. |
bu sözünün üzerinden 2yıl geçmiş sözünün çok beğendim çok mantıklı bir noktaya isabet etmişsin bu sözünü refarans olarak bazı tartışmalarında kullanacam |
| Başka bir evren olabilir mi çok daha farklı görünen bir evren |
Bay Hiçkimse filminde bir yerde evrenin genişlemesi duruyordu ve geri sarmaya baslıyodu artık nereye kadar genişleyecek gerçekten ya da dediğin gibi dışı nedir ne vardır valla sor sor arkası gelmez ![]() |
|
bu konuyla ilgili bir kaç teori var bildiğim kadarıyla sonsuz evrenler teorisi bunlardan biriydi her halükarda bizim evrenimizin dışında sonsuz bir şey olduğu kesin |
|
Bende evrenin sınırı olan çok büyük bir alanda olduğunu düşünüyorum..bilimsel açıklaması mümkün değil tabi ki en azından şimdilik... Ama bunu düşünene kadar yaradanın bu büyük yaratmasının hikmetlerini düşünmek daha yararlı olur.. yoksa evrenin genişliğini bilmek çokda fayda sağlamaz.. |
ego tekil, fikir müşterektir. bilgi, paylaşıldığında kıymetlidir. ;) |
|
Evrenin bir sınırı olmasını benim aklım almıyor. Evrenin, büyük patlamayla oluştuğunu farz edecek olursak (evrendeki boşlukların dahi), bütün cisimler zaman içerisinde evrenin bütün köşelerine doğru savruldular. Zaten bunların her biri, savruldukları bu yol içerisinde meydana geldi. Bir patlama olduğuna, ve her şey bu patlamayla oluştuğuna, ve bir yöne ilerlediğine göre; evrenin bir merkezi (en azından patlamanın gerçekleştiği nokta), ve bu merkezden en uzak noktaya varabilmiş ve halen savrulmakta olan bazı maddeler/gök cisimleri olmalı. İçerisinde maddeleri/her şeyi barındıran bu boşluğun, halen ilerlemekte olduğunu düşünmekten, yani evrenin büyümeye devam ettiğini düşünmekten başka bir akıl yürütme olamaz. Çünkü bu genişlemenin bir şekilde durduğunu, hareketin bittiğini düşünürsek, boşluğun varabildiği son noktaya bir şekilde gittiğimizde, sınırda ne göreceğiz? Bir duvar mı olacak? Elimizi bu sınıra uzattığımızda, boşluğun içinde kaybolduğunu mu göreceğiz, filmlerdeki gibi bir boyutlararası kapıdan geçercesine? Ya da sınırda durup bir taş atarsak ileriye, taş havada yok mu olacak? Veya görünmez bir duvara çarpıp, ona yapışıp kalacak mı? Bana bu yüzden "sınır" fikri pek mantıklı gelmiyor, tabii ki neredeyse hiç olmayan fizik ve kuantum bilgimle izah edemeyişim de normal. En başta, yokluğa da anlam verebilmiş değiliz. Büyük patlamadaki o ilk madde, sonsuz bir boşluğun ortasında havada asılı durmuyordu. Boşluk bile yoktu o zaman. İlk maddenin de nasıl, ne zaman, ne şekilde, ne sebeple var olduğunu sanırım hiç bir zaman bilemeyeceğiz. Tek evrenin bizimkisi olup olmadığını, sonsuz sayıda evrenlerin var olup olmadığını muhtemelen insanoğlu hiç çözemeyecek. Belki de öyledir. Belki bizim evrenimiz tek bir kum tanesi iken, okyanustaki kum taneleri kadar çok evrenler vardır. Belki bizim varlığımızdan haberdar bile olmayan virüs ve bakterileri izlediğimiz, istediğimiz gibi hayatlarına müdahale edebildiğimiz gibi, ve onların yanında adeta birer tanrı olduğumuz gibi, bizi izleyen ve karşılaştırıldığımızda yanlarında o bakteriler kadar aciz olduğumuz, bizim için sonsuz gibi görünen bu evreni parmaklarının arasında tutabilecek kadar muazzam büyüklükte ve güçte tanrı/tanrılar vardır. Ve kim bilir, biz nasıl ki bu bakterilere karşı ne kadar "yüce" ve büyük olsak da, onların bakış açılarından birer tanrı gibi görünsek de kendimizi birer tanrı olarak görmüyorsak, evrenleri ellerindeki birer misketmiş gibi tutan bu yüce varlıklar da, kendilerinin birer tanrı olmadığını ve her şeyin "basit" birer bilimsel açıklamasının olduğunu düşünüyorlardır belki. |
|
evrenin sonunda hiclik denilen icinde bir seyin olmadıgı karanlık var evrenin sınırına gidebilsek sınırdan baktıgımız zaman karanlıgı gorecegiz bu karanlık bizim bildigimiz icinde madde ve enerjinin oldugu uzaydaki karanlıkdan farklı bu boyle sonsuza dek gider ancak genisleyen evrendeki galaksiler bu karanlıgı dordurdugu yer evrenimize dahil oluyor bu kanlıgı soyle acıklayabililim ellerinizle gozlerinizi iyice bastırarak kapatın bize gelen sey karanlık olacak karanlıgı algılayacagız benim bahsettigim karanlık bu hissettigimiz karanlık dan kat kat yogun karanlık ben buna hiclik diyorum bu karanlık hiclikde bir seyler oldu evren nasıl olduysa bu karanlık hiclikden oldu tesekkurler |
Bunu öğrenebilmemiz için evrenin dışına çıkmamız gerekiyor. |
benim burada anlatmak istediğim şey aslında şu balon evren algısını değiştirmektir. Evreni evren yapan şey kütledir, kütle yoksa uzay da yok zaman da yok. Yani elimizde imkan olsa ve sınıra kadar gitsek yine de evrenin içinde kalırız, çünkü biz kütleyiz ve nereye gidersek gidelim çevremize fizik kanunlarını taşırız, çünkü bu kanunları oluşturan bizim varlığımız.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >