1. sayfa
|
MANİLER Acı biber kırmızı Yakıyor ağzımızı Otuzbirci kişiyim Fikemem damınızı Patlıcanın rengi mor Fikim sıcak sanki kor Otuzbirci kişinin Dam fikmesi hayli zor Tarladan gelir darı Burçaklar sarı sarı Otuzbirci doğmuşum Hiç fikmedim kız, karı Yeşil biber tatlıdır Güvercin kanatlıdır Otuzbirci sanır ki Fikfik şatafatlıdır Portakalım turuncu Sabun satar sabuncu Otuzbir birincisi Dam fikmekte sonuncu Cevizler kahverengi Buldum fikte ahengi Otuzbirci Memo'nun Fiki başşağın dengi ALIN BAKALIM ... |
Yuh horta bak 6 yıl öncesi vay anasını |
|
Ben bunlara birde beste yaptım. İyi oldular bence https://suno.com/song/3bdab6dd-d696-472d-b4f8-ef57d1a6fe3b https://suno.com/song/09521d0d-2ccb-4b15-8427-0a5e4051c18f https://suno.com/song/6eba66fa-5890-4554-be92-601f6682077f |
|
Ünlü çizerm memo tembel çizerin bir karakteri şu an uykusuz dergisinde de var hep alıyorum geçen yazmıştım bir tane daha arşivini buldum sizlerle paylaşıyorum alıntıdır... Kendisi sansürlü zaten ayıp bişey yok sanıyorum Varmola Aşık Memo fik elinde dolanır Aklı damcık hayaliyle bulanır "Domal dilber" demeye de utanır Otuzbirden başka çıkar varmola?.. Memo'da bir fik var kimse tanımaz Kaşınsa daşşağı kimse kaşımaz Abazanlık yükün kimse taşımaz Benden daha otuzbirci varmola?.. Biri dese ki "domaldım, haydi sok" Memo için sokmaktan başka iş yok Aslen otuzbire benim karnım tok Lakin "domaldım, sok" diyen varmola?.. Memo'nun barrağı olmuş bir kaya Yürürken korkarım deyecek aya Ne bu ay dam var ne, gelecek aya Oniki ay o'sbir çeken varmola?.. Sabah akşam Memo otuzbir çeker Çeker amma, damcık diye iç çeker Belli, otuzbir değil de gam çeker Hem damsız hem gamsız yiğit varmola?.. Memo'nun fik alev aldı yanıyor Yüreğinde aşk yaresi kanıyor Fik damcığa bir gün değer sanıyor Fike elden başka değen varmola?.. Memo'yum, havaya şiir yazarım Bir kestane bulsam hemen çizerim Gordiyon düğümü olsa çözerim Çözemediğim şu: fik fik varmola?.. Memo'nun fikte bir kuvvet bir güç Bir kalktı mı zapteylemek pek de güç Fikin istediği şey aslında üç: Bir dam, bir köt, iki dudak... Varmola?.. Memo'nun iki daşşağı buruşuk Kederden alın derisi kırışık Avucu içinde fiki sıkışık Damsız fikini tutmayan varmola?.. Aşık Memo fik elinde düşünür Mantar olmuş daşşakları kaşınır Dam bulup da domaltmaya üşenir Hazır domalık bir kase varmola?.. Memo yorgun, oturmuş da dinlenir İkide bir zart zurt eder yellenir Daşşakları sıcak yerde demlenir Dibin tutsa farkedecek varmola?.. Memo tutmuş barrağını sokuyor Sokuyor da bir yandan da soruyor: Yahu böyle bir şey nasıl oluyor? Rüyasında dam fikmeyen varmola?.. fikfik vakti Gün ışığı kötten sekip göze duhul etmişse Orda şekil olub beyne "ben bir kötüm" demişse Beyincağız, eli mahkum barrağı dikeltmişse Anlarım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor Ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor Bana nasip olmayacak dam düşünmeden durmak Dam ve köt fikmek dışında birazcık hayal kurmak Birgün olsun barrağımı yalnız işerken tutmak Anladım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor Ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor Hayat kısa, sanat sonsuz, deneyim yanıltıcı Fikimi inceledim de şeklen pek kanırtıcı Hayat dururken barrağı uzatmak şaşırtıcı Anladım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor Ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor Memo der şikayetçiyim hep fikfik düşünmekten Alamıyorum kendimi lakin mastır çekmekten Aslında üzülürüm ben, men edilsem fikfikten Anladım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor Ömrüm inik barrağımı kaldırmakla geçiyor gezinti Kaldırımda yürürken kadınlara bakarım Görmek için biraz köt binbir takla atarım Uzun ise etekler onlara çok kızarım Açık göbek, mini, tayt, çıplak bacak ararım.. İncelerim onların köt ve memelerini İstemsiz taşlaşan şu fiki yemelerini "Haydi kaldır, domalt, sok, kanırt!" demelerini Düşünerek el cepte fikimi sıvazlarım.. Görsem şöyle irice yuvarlacık bir kâse Fikim onu gösterir o nereye yönelse Ee, biz de gidiyoruz fik nereyi gösterse Kendi güzergahımdan hayli uzaklaşırım.. Onlar da istiyorlar deli gibi fikişmek Dam ve barrak bir olup saatlerce yiyişmek Ordan geçen bir fiki tutup yolda tepişmek Bunları düşündükçe için için azarım.. Kadın kısmı ister ki kendi illa naz etsin Erkek "aç şu kötünü, fikem" diye diretsin Memo ısrarcı değil, kadın ile ne etsin? Yoldan eve varınca otuzbirden çatlarım.. otuzbir Ortalıkta gezen damlar Asit gibi öze damlar İçimde kederler gamlar Ancak abazanlar anlar Fikişmezsem şu barrağım Çatlarsa diye korkarım Taşlaşınca fik, anlarım Beni bir otuzbir paklar Otuzbiri çeker iken Avuçlarım sanki diken Bir kız olsa "yok mu fiken" Dese, derim fikim paklar Her otuzbir sonrasında İbrahimin sofrasında Yemiş gibi olurum da Doymuşlukla kötüm kalkar Memo der ki bundan kelli Fikişmeyeceğim belli Yine de var bir teselli Dakkada bir fikim kalkar. alabarrak destanı Küçüktüm ufacıktım Top oynadım acıktım Aniden bir şey oldu Barrağıma güç doldu Kamışa su yürüdü Gözümü dam bürüdü Yaklaştım bir kadına Nazar ettim damına Koşarak kaçtı benden Ben de koştum peşinden Baktım domalmış durur Kâseye şaplak vurur Barrağımı tutarak Kâseye yaptım atak Fakat vazgeçti birden Uzaklaştı fikimden Benim anlamadığım Nerede yanıldığım İstemiyorsa barrak Ne ister domalarak Birden çalıştı kafam Anlasana be adam Fiki tekrar dikelttim Köte doğru yönelttim Ucu bile değmeden Yine kaçtı önümden Ne kadar istesem de Sokamadım kötten de Fikim elimde kaldım Düşüncelere daldım Bu kadın pek acayip Vermez kendi isteyip Dam köt fikfikletmiyor Hiç mi barrak yemiyor Bari dedim yalasa Dili fike dolasa Bu hoş beklenti ile Tutup fiki elimle İyce yanaştım ona Doğrulttum suratına Fiki yakın görünce Düştü büyük dehşete Fırladı kaçtı ordan Bakakaldım ardından Soramadım adını Fikemedim damını Tutamadım memeden Yiyemedim lüleden O gün bu gün barrağım Zonklar onu ararım Fikim her daim kaya Bakıyor hep semâya Sanırsın çatlayacak Paşşaklar patlayacak Memo artık otuzbir Çekerek yaşıyacak Ateşin söndürmezse Dünyayı domaltacak Dedim dilber yok mu sana fik sokan Dedi yoktur şu an damıma koyan Dedim eğil bana sen ol domalan Dedi kolay değil dilber domaltmak Dedim bak barrağım kaskatı oldu Dedi benim dam da su ile doldu Dedim hah bu sefer dam görndü Dedi dur bakalım yok barrak sokmak Dedim seni tutum fike oturtsam Dedi fike ait yok benim tasam Dedim tamam işte azcık kanırtsam Dedi amma yaptın olmaz kanırtmak Dedim çok naz ettin bir damcık için Dedi uyuşmuyor benle niyetin Dedim Memo yine elinde fikin Otuzbir dururken niye ki sokmak... otobüs Otobüste gördüm güzel bir kadın Bir çift meme, bir köt, ince bir karın Aniden barrağım oldu kapkalın Baktım her yerine, hiç çekinmedim O iri kaseyi tutasım geldi Çıkarıp barrağı sokasım geldi Sokarken enseden öpesim geldi "Güzel bana domal, ver" diyemedim Kötün bana dönük, gözüm arkanda Hiç barrak isteği yok mu damında Dön bak duman tüten fik var ardında Otursa üstüne, isteyemedim Tişörtün belinden görünür teni Damcık hizasında dolanır eli Usulca yanaşıp deydirsem fiki Deyse tene fikim, erir biterdim Kıstırsaydım onu arka koltukta Yalasaydım kâseyi bir solukta Kavrasaydım belini, fik olukta Attırsaydım, şimdi düşünmez idim İndi güzel benden önce durakta Hoş bir burukluktur kalan barrakta "Yok mu başka güzel?" fikim merakta Var ya da yok, ben hep otuzbirciydim Aşık Memo yine fiki doğrulttu Barrağı bîçare, eliyle tuttu Otuzbir çekmekten damı unuttu Helâya attırmak kadermiş derim... daşşakların cefası Yaz gelince insanların kanları fıkırdıyor Kızların köt-göğüsleri giysilerden fırlıyor Fakat benim derdim büyük, sıcaklar sırtımda yük Donda duran daşşaklarım terledikçe terliyor Çıksam yola, bakmak için kadınlara kızlara Takılsam şöyle genişçe kâselerin ardına Gözlerim kötte, varmasam hiç zamanın farkına Biraz uzunca yürüsem daşşaklarım yanıyor Malumunuz daşşak hayli şefkat isteyen organ Kış mevsimi geçer iken don daşşak için yorgan Oysa yazın ter akıtan daşşak çok çeker dondan Teri emip meşin olan don daşşağı kesiyor Gönül ister daşşak için serin olsun havalar Lakin kışın kalın giyer, göstermez manitalar Gizlenir yazın görünen damlar kötler bacaklar Damköt-daşşak ikilemi beynimi çatlatıyor Memo sanki istemez mi kötleri seyreylemek Sergilenen göğüslere bakarak keyfeylemek "Damcık" deyu bağıran şol barrağını dinlemek Barrak dimdik lakin daşşak "aman elleme" diyor soku hatun, keçi, aşık atışması soku hatun: Barraaaa!.. Barrraaaaaak!... Barrak istiyorum!.. Barraaak!.. Fik istiyorum!.. Fik fik istiyorum!... aşık memo: Dur dilber, bir dakika kulak ver bana... Barrağımın dam arzusu hayli çok Fakat sana sokmak niyetim hiç yok O halde bağırıp çağırmak niye Damcığa barraktan başka bir şey sok Havuç, hıyar, kabak, belki pırasa Seç al zerzevattan uzun ne olsa Kavun karpuz zor da, patlıcan varsa Zorla çeperleri, olsun karnın tok Memo der ki dam domaltmak çekici Dünya fani, fikiş fokuş geçici Attırmamış barrak her dem çekici Sert fiki tut elinle her yere sok... soku hatun: Beni doğru yola döndürdün, anladım ki ululardan bir ulusun Memo. Ver o mübarek eteğini öpeyim.. keçi ve köylüler: -Beeeeh!.. Beeeeeeeh!.. -Dur lan gıpraşma geççü! -Eyi dut olum! aşık memo: Damcık bulamazsan bile fikmeye Barrak hep eğilimli baş dikmeye Derim kalkan fiki illa bir yere Sokmak beyhudedir o'sbir dururken İstersen keçi fik, ister koala İstersen git orangutan kovala Memo der hemen fiki yakala Hayvan fikmek ne ki, o'sbir dururken keçi ve köylüler: -beeee beeee -Büyüksün Memo, ver o naçizane eteğini öpelim... bir köylü: Anladık ki yücelerden bir yücesin, gel dilersen bizim köyün aşıklarıyla atış Memo... İşte Damzurumlu Damrah ve Kötçeoğlan.. aşıklar: Damcık ne güzel bir organ Barrak için sanki yorgan Herkesler damcığa hayran Köt fikene şaşırırım * * * Kötün çeperleri pek dar Fiki dört bir yandan kavrar Herkeste köt arzusu var Fikmem diyene inanmam * * * Köt deliği herkeste var Fiken kendinkin hatırlar Her kim fiki kötten sokar Topluğundan kıllanırım * * * İlla ki damcık diyorsun Köte hiç el etmiyorsun Sen kötünden korkuyorsun Sen yoksa gizli top musun? aşık memo: Memo der ki damı kötü bırakın Asıl güce, fikinize bir bakın Eli halka yapıp barrağa takın Otuzbir çekerken dam köt farketmez Memo'yum sebze yemeği sevmezim Fikim demir lakin dam köt fikmezim Otuzbirsiz bir gün dahi geçmezim Kendinkini tutmayan yiğit sayılmaz... aşıklar: Büyükmüşsün Memo, bize doğru yolu gösterdin, gerçeği öğrettin. Artık pîrimizsin, ver öpelim o eteğinden... aşık memo fikinin doğrusundaki nice maceralara doğru kanat çırpar: Köydeki manitaya Beş on kere kaysaydım O geniş kâsesini Ah altıma alsaydım Oy oy oy... su başında Dilber su başında sızmış uyumuş Ensesinden koklasam uyanır mı Fikim yine kayınlaşmış büyümüş Arkasından yaslasam uyanır mı Dilberi uyandırsam da döndürsem Sıcak fiki serin köte deydirsem Dam suyunda ateşini söndürsem Acep yese barrağı sevinir mi? Dilber gel de şu fikimi ovala Kaçar isem ardım sıra kovala Tut fikimi parmaklarını dola İpek tene gergin fik dayanır mı? Arkadan yaklaşıp memeden tutsam O "Noluyor" demeden ben kötten soksam Belinden kavrasam, öpsem, okşasam Gitsem gelsem acaba hoşlanır mı? Dilber fike bir yerlerini uydur Ya dama ya köte dokandır deydir Ya da iki dudak içinde kaydır Barrak damsız kötsüz dilsiz durur mu? Fikim öyle sert ki dağları deler Uzunluğu sahra çölünü aşar Pek de romantik kalp gibi atar Bir domalıp köt versen sanki çok mu? Dilber gitti barrağımdan habersiz Memo'nun fik evvel ezel dilbersiz Otuzbirden bacakları mecalsiz Dağa taşa attırmak yetmiyor mu? kırk bakire aşık memo yine fikinin doğrultusunda gidiyordu: Fikim kalktığı günden beri coştum Dam-köt'ün peşinden çöllere koştum Dam suyuna ekmek banayım derken İçecek sudan oldum, neyleyim şaştım O da ne, bir vaha!.. vahada yüzen kızlar: -Ha ha ha haa -Şahane-ül tabiât, sanki âb-ı hayât -Ohh, serîn-ül deryâ -Ha ha ha ha -O da ne!.. El herüf!... -Ciyaaak!.. Herüüüf!.. El herüüüf!.. muhafızlar: -Herüfat-ül yabânî!.. -Yabânî-ül harâmî!.. -Bu herif-ül yabânî, vahâda yüzen hareminize göz dikmüş, fik sokmaya niyet etmüş idi yâ Şeyh Barrâkî!.. şeyh barrâkî: Neee!.. Tiz kellesi vurula!.. Kötüne direk sokula!.. aşık memo: Durun hele, bir çift sözüm var size Şol barrağım barrak oldu olalı Nerde dam köt meme görsem apıştım Yuvarlacık kâselere bakarak Can havliyle barrağıma yapıştım Kalkan barrak adam boyu olur mu? Sizce benim fik tavana vurur mu? Yiğit kişi otuzbirsiz durur mu? Otuzbirde dünya ile yarıştım Memo dama köte ezelden hasta Bak fiki kalkıyor yine aheste Fikmem damcık sanki fikim kafeste Ben bu otuzbire fena alıştım şeyh barrâkî: Vallâhî yahşî söyledin yâ seydî. Ve lâkin ben kolay pes etmem. Şu gördüklerin biraz önce dikizlediğin avratlar. Yâni haremimin kırk bâkiresi. Şimdii, bütün gece onların çadırında kalacaksın. Sabaha hiç birini düdük- lemeden çıkarsan kurtulursun. Ammaa, birin dahi bafilemiş olursan kellen gi- der! Anladın mı yâ seydî, kellen gider!.. gece çadırda kırk bâkire: -El barrak!.. -Barrak-ül kayâ, taşşak-ül hayâ -Fik-ül fikfik! -Hadi!.. Hadi fik beni!.. -Sok bana!.. -Beni de fik!.. -Hadiiii!.. Fik bizi Memooo!.. Hadiiii!.. aşık memo: Durun kızlar, bir çift sözüm var size Şu odada tam kırk tane damcık var Kırk barrak şu garip canda ne arar? Tek fikim var ki ancak bana yarar Kırk dama bir kerrede attırayım Doğrusu kâseleriniz şâhâne Fekat fikfik kâse içün bahane Yok mu hıyar her dama birer tâne Siz sokun ben barrağımı ovayım Valla hepinizi fikmek isterdim Lakin fikimle elime söz verdim Eğer sokuşsa tüm tasam derdim Fikimi elimde şaklatacağım Anlıyorum, barrak istiyorsunuz Bir fike oturup kalkmak arzunuz Memo der ki el çok hoş bir uzvumuz Siz parmaklayın ben avuçlıyayım kırk bakire: Anladık ki ululardan bir uluymuşsun Memo. Ver o mübarek eteğini öpelim. şafak sökünce muhafız: Hmmm, Nâbarrak vü nâtaşşak.. Tamâmiyle bekârât. Kırkı da temizdir şeyhim. şeyh barrâkî: Vay canına!.. Bu Aşık Memo hakîkaten ulu bir-... Memo?.. Neredesün Memo?.. aşık memo ilerledi nice maceralara doğru: Bir damcık dünyanın en tatlı şeyi Var sen düşün kırk damdaki lezzeti Aşık Memo yine doğrulttu fiki Kırk düşünüp kırkbin o'sbir çekiyor... sfenks memo yine fikinin doğrusunda gitmiktedir: Issız kayın ormanında tuttum yine kıllı fiki Bir dilber çıksa ormandan, "Memo" dese "sok içeri" Götün götün yakınlaşıp domalıverse önümde Acep o'sbir mi çekerim yoksa sokar mıyım fiki?.. (aniden) sfenks: Selam sana Aşık Memo!.. Bana Sfenks derler. Bu ormanın bekçisiyim. Her kim bu ormana girer, bana rastlamadan çıkamaz. Her yabancıya üç tane bilmece sorarım... Eğer ki üçünü de bilirse beni domaltma hakkına sahip olur... Ammaaa birin dahi bilemezse onu adam dömelten ağaçlarıma teslim ederim!... Ve sıra şimdi sende Memo!.. Bakalım domalacak mısın, domaltacak mısın?.. İlk bilmecem şöyle: Duvara vurdum duvar yıkıldı Çiviye vurdum çivi çakıldı Ağaca vurdum ağaç söküldü Elime aldım boynu büküldü... aşık memo: Ama bu soru çok basit.. Yanıt "Barrak"tan başka bir şey olamaz... sfenks: Umduğumdan daha çetin cevizmişsin Memo... Ama ikinci bilmecem ilki kadar kolay değil: Biri suskun mu suskun Ağzı hepten yumulu Diğeri pek geveze Ağzı salyalı sulu... aşık memo: Ağzı hep yumulu olan köt deliği, hep sulu olan da damcık olsa gerek... sfenks: Beni sinirlendirmeye başladın Memo!.. Bilemiyeceksin!.. Üçüncü bilmecemi bilemiyeceksin!.. Söyle bakalım: Kebabı var Yenilmez Arabınki İçilmez... aşık memo: Yenilemiyecek tek kebap herhalde "Daşşak kebabı"dır... "Arap daşşağı" gibi koyu bir çayı da kimsenin içmek istiyeceğini sanmıyorum... Yani yanıt: "Daşşak"... sfenks: Yoooooooooo!!!.... Ühü ühü ühüüü!.. Nolur!.. Nolur beni domaltma Aşık Memo!.. Daha önce kimse üç bilmeceyi birden bilememişti!.. Nolur bana bi şans daha ver!.. Bir bilmecelik daha şans ver nolur!.. Ühüüüüüü!.. aşık memo: Tamam, sana son bir şans.. Ama bilmeceyi ben soracağım. Bilirsen ağaçların beni gönüllerince domaltsınlar. Fekat bilemezsen beni bırakacaksın, yoluma gideceğim.. sfenks: Ta- tamam!.. Kabul!.. Hadi sor!.. aşık memo: Barrak var damda değil Damcık var fikte değil sfenks: Hah hah hah haaah!.. Kendini ele verdin memo!.. Beni domaltmak dururken bir şans daha vermek saflığında bulunan kim?.. Tabi ki yanıt sensin!.. Yanıt "Aşık Memo" aşık memo: Bi daha düşün bakalım. Ormana gelen yabancılara domalmamak için çırpınan kim?.. Çevresi kütük barraklı ağaçlarla çevriliyken hiç birine domalmayan kim?.. Ya kendisini fikfiklemeyeyim diye ayaklarıma kapanan kim?.. Tabi ki sensin!.. Yanıt "Sfenks" olacaktı... sfenks: Ühüüü ühüüüü!!... Ne diyeyim, yendin beni, büyükmüşsün Memo!.. Haydi şimdi var git yoluna ve beni kaderimle baş başa bırak... aşık memo ilerler nice yeni maceralara doğru: Sfenks mfenks demeden ah keşke domaltsaydım Dev kâseye abanıp lüleden tıklatsaydım Şimdi vah vahlanarak otuzbir çekmez idim Eher ki şu fikimi kötünde şaklatsaydım kukuşka aşık memo yine fikinin doğrultusunda ilerliyordu: Gezerim dünyayı, yollar hep yokuş Tuttum fiki birkez tutuş o tutuş O gün bugün tokatlarım ben çavuş Fik fik artık haram Aşık Memo’ ya Cay canına, burda bir şehir varmış. nasıl da görmedim... bir kadın: Hey yabancı!.. Uzun yoldan gelmişe benziyorsun yabancı. Herhalde öncelikle bir şeyler yeyip karnını doyurmak istiyorsundur.. Peki yemekten sonra mala vurmak istemez misin? Şööle sana bi sakso çeksem... Sonra analda oraldı derken sabahı bulsak?.. aşık memo: Gönül ister seni şurda fikeyim Damından kötünden ayar edeyim Kâh eline kâh ağzuna vereyim Lakin o'sbirciyim ben, sokamam sana başka bir kadın: Hey yakışıklı!.. Biliyorum dev memeler istiyosun di mi?.. Hınzır senii.. Beni domaltırken memelerimi avuçlamanı ben de öyle çok istiyorum ki.. Hadi.. Hadi domalt beni.. Hadiii... aşık memo: Kurban olam beyaz memelerine Domal hele yakınlaşam kötüne Bakarak gün görmemiş yerlerine Bir otuzbir patlatam senden yana başka bir kadın: Sok!.. Haydi sok!.. Soksana!.. Barrağını hissetmek istiyorum!.. Sok hadiii!!!... aşık memo: Dilber domalmış da karşımda durur Gözlerim damını kötünü görür Korlaşan barrağım sanırsın erir Otuzbir çekeyim ben yana yana kadınlar: -Hadi, fik beni hadi!.. -Sok bana!.. -Em beni!.. -Yala beni!.. aşık memo: Memo der ki kızlar gelmen üstüme Değdirmeyin bana el, bacak, meme Sözüm geçmeyecek yoksa fikime Attıracağım siz bakarken bana kraliçe vajinya: Belli ki ululardan bir ulusun Memo... Fakat dilersen bir de bizim hikayemizi dinle... Bundan tam bin yıl önceydi... O zamanlar bu şehir, yani Kukuşka, kervanların gelip gittiği, varlıklı, cıvıl cıvıl ve mutlu bir şehirdi... Fakat varlığın getirdiği köt kalkmasından mıdır, mutluluğun getirdiği rahat batmasından mıdır bilinmez, bir zaman geldi ki kadınlarımız gösterip gösterip vermez oldular... -Hadi be, bi kerecik sokuyum be.. -Ay ne yapışkan şeymişsin sen.. Domaldık diye sokman mı lazım?!.. -Aşığım sana anyüs!..Deliler gibi aşık!.. -Damcığımdan uzak dur!.. -Bi köt verin... Şu fakire bi köt verin... Artık kukuşkalı erkekler için sabah akşam otuzbirden başka yapacak şey kalmamıştı... Bir gün şehre bir yabancı geldi. Ve tabi ki tüm mala vurma çabaları sonuçsuz kaldı.. -Morbash'ın daşşaakları adına! Ben bu işten çok sıkıldım! Kimsenin fiklemediği bu adamın bir Morbash rahibi olduğunu nerden bilebilirdik?.. -Eyy tanrılar tanrısı Morbash!.. Lanetin bu şehir üzerine olsun!.. -Ey gafil Kukuşkalılar!.. Erkeklerinizi alıyorum ve size bin yıllık azap veriyorum!.. Bin yıl sonra bir şansınız daha var!.. Onu da kullanamazsanız sonsuza dek barrak yok size!.. Erkekler ortadan yok olunca Morbash'ın laneti tez zamanda üzerimize çöktü. Tüm şehir barraksızlıktan kıvranmaya başladı.. -Barraaakk!.. Barrraaakkk!... -Yok mu fikeen!.. Yok mu beni fikeeen!.. Bin yıl boyunca bizi gizleyen ormanın içinde iniltilerimiz yankılandı.. Ve işte bin yıl sonra bize verilen şans sensin Aşık Memo... İçimizden biri sana fikilmeyi başarırsa üzerimizdeki lanet kalkacak... Ve ben, Kukuşka Hükümdarı Kraliçe Vajinya, halkımın önünde domalıyor ve bana kanırtman için sana yalvarıyorum!.. aşık memo: Barrak barrak dedikleri ne ola ? Biraz kıl tüy, bir kafa, bir de sopa Al tahtayı biraz yont, fik olur sana Sonra nerden istersen sok fiki gitsin Bilin ki barrakta değil keramet El çabukluğundadır marifet Hızlı sokup çıkaran o elde hikmet Sok her hangi bir şeyin sapını gitsin Memo der ki gamlanma fiksiz kalınca Bul bir şey pürüzsüz, uzun, kalınca Önce şöyle derin soluk alınca Sokuver damcığa, sal soluk gitsin kadınlar: -Ne kadar da doğru söylüyor!.. -Eveet, pürüzsüz olmalı!.. -Uzun! -Hem de kalın! -Sokalım gitsin!.. kraliçe vajinya: Ey Kukuşka halkı!.. Artık azaplı günler geride kaldı!.. Şu andan itibaren kırk gün kırk gece şenlik ilan ediyorum!.. Sopalar sokulsun! Borular döşensin! Tokmaklar vurulsun!.. ..Memo, sen de katıl şenliğimize, bize bakıp otuzbir çekersin... ..Memo?.. Neredesin?.. aşık memo: Memo kaldı barrağıyla başbaşa Hasta olmuş oturdu herhal taşa O taşları vurayım şu mor başa Salla başı ormana attır da gitsin ! cilveloy nanay da (cilveloy nanay da müziği eşliğinde) (italikler halay çeken kız korosu) Dam da nay da köt de ninay nanay da Fiktirilay soktirilay nanay da Soksam fiki soğuk suya hoy nanay da Fik de looy nanay da Fokor fokur kaynatır oy nanay da Sok de looy nanay da Domalsan da soksam sana hoy nanay da Köt de looy nanay da Şıkır şıkır oynatır oy nanay da Baş da looy nanay da Dama barrak giren de hoy nanay da Attıran fik inen de hoy nanay da Hopppaaaaa! tey tey tey tey Memo bak kötümüz nasıl yuvarlak Tek arzumuz damarlanmış mor barrak Kaldır fiki damcıklar oldu kaymak Sok barrağı bize de hoy nanay da Fikim tokmak kötleriniz de davul Siz domalın ben vurayım nanay da Hazır domalmışken seyreyleyip de Patlatayım bir otuzbir nanay da Fik de looy nanay da, hoy, Baş de looy nanay da Gitti Memo ne fik kaldı na başşak Bize düşen damcuğu parmaklamak Parmak sulu damcuğu kurcalarken Memeyi sıvazlamak hoy nanay da Hopppaaaa! tey tey tey tey damcık otu aşık memo yine fikinin doğrusunda ilerliyordu yaşlı nine: Dur oğul! Daha ileri gitme!.. O gittiğin korulukta "Damcık Otu" derler bir ot vardır yiğidim. Fiki olan her şeye saldırıp barrak yiyen çiçekleriyle barrağı yakalar ve cansız bırakana kadar emer de emer. Yörede er kişi komadı, nice fikişken yiğidi candan, nice verişken gelini fikten etti. Köylük meydanı barraksızlıktan kendini yerden yere vuran kadınla kızla doldu. Gitme oraya oğul... aşık memo: Dilber köt sallayu sallayu gezer Yan bakub kâh yüzüm kâh fikim süzer Çiçek gibi damı olsa ne yazar O'sbir çekib boşa attırmış isem yaşlı nine: Anladım ki ululardan bir ulusun oğul. Ama yine de sana derim ki damcık otundan ve köydeki barrak delisi kadınlardan uzak dur... Haydi sana uğurlar ola... aşık memo ormanın derinliklerinde ilirlerlerken: ---hışır hışır hışır--- dur damcık otu, bir çift sözüm var sana Bir mor baş bir boyun ise isteğin Niye beklersin ki bir barrak için Bu yöre toprağı mantarca zengin Sok mantarı dama fikler kurtulsun... daha sonra, mantarlara domalan kadınların ve damcık otunun yanında, yaşlı nine: Aşık memo, sen olmasan hem fik ihtiyacımızı gidermek, hem de damcık otunu yatıştırmak için doğal zenginliğimiz mantarı farkedemiyecektik... Kızlarımızı hâlâ fikebilirsin. Sahi istemiyor musun?.. Memo?.. Nerdesin?.. aşık memo: Arı oldum çiçeğe konamadım Fiki tuttum bir dama sokamadım Memo'yum ben, o'sbire doyamadım Geziyorum her an fikim havada... salacam kobrayı alem üstüne "Dibi kıllı ucu mor damarlı boru" İşte kızlar size en çetin soru Bilenler gelsin de tutsun ucunu Yoksa ben salacam âlem üstüne!... Hafif dokanınca birden kabardı Demin pembe iken şimdi morardı Bir de baktım üstü damar damardı Salladım fikimi âlem üstüne!... Damcuk fikmediysen sakın üzülme Hele köt fikmediysen hiç büzülme Barrağına bakıp bakıp süzülme Tut fikini salla âlem üstüne!... Bir kasvet kapladı artık içimi Tutacaksa tutsun biri fikimi Domaltmazsam hemencecik birini Salacam kobrayı âlem üstüne!... Fikim ip gibiyken urgana döndü Çarşafa sarkıktı yorgana döndü Zonkladıkça memo çılgına döndü Attırdı sonunda yorgan üstüne... Niye?.. Kamışa su yürüyüp fik kalkınca Sevinmiştim dam fikeceğim diye Yıllar geçti aradan, nerede damlar? Paso otuzbir çekiyorum, niye?.. Dam fikmekken arzuladığım tek iş Tek arzum tumak iken memeyi Yıllardır tuttuğum meğer fikimmiş Onu de hep sıvazlıyorum, niye?.. Amanın!.. Benim mi bu önümdeki fik? Benim mi bu kıllı kıllı daşşaklar? Bakın! Bakın! Fikim nasıl da dimdik! Lakin benden başka gören yok, niye?.. Sevgiliyi kuytu yerde domaltıp Çıplak köte gergin fiki sürtmeden Sulu dama barrağımı daldırıp Fikmeden bitecek şu ömür, niye?.. Niye kaldım daşşaklarım ortada? Niye bana domalmadınız kızlar? Dam ordaysa aha fik işte burda Niye girmez bu fik o dama, niye?.. Memo anla artık, sana fikfik yok Tuttuğun şu fik senin tek dostundur Dost görünen damdan sana hayır yok O'sbir duruken damcık tutkusu niye?.. baldamcık sultan aşık memo yine fikinin doğrusunda ilerliyordu Barrak bakar daim semaya doğru Damcıklar sulanmış fikim dosdoğru Bilmem sokmamak mı, sokmak mı doğru Sokmam sokmuş sayıp çekerim o'sbir aniden, davullu muhafız başı: Destuuur!.. -güm be de güm be de güm- Destuuur!.. Yüce hünkarımız Yalahaddin Emyûbî'nin kızı Baldamcık Sultan şehri dolaşmaya çıktıııı!.. Destuuuuurr!.. Eğiliin!.. Eğiliin!.. Destuuuurr!.. baldamcık sultan: Üfff... Ne sıkıcı bi şehir burası yaa... Ortada bi tane bile barrak yok... aşık memo: Bin bir dilber geçer her gün önümden Hiç biri domalmaz kendiliğinden Ben demem ki "Domal, fikem kötünden" Domalmış farzedip çekerim o'sbir eğilmiş kalabalıktan bir adam: Vallahi güzel söyledin yabancı. Amma hemen eğilmezsen canından olacaksın. Zira Baldamcık Sultan'ın kötünü görmenin cezası ölümdür... baldamcık sultan: Aaa!.. Bakın bakın!.. Orada biri fikini kaldırmış bana bakıyor!.. muhafız başı: Nee!.. Muhafızlar!.. Çabuk yakalayın deyyusu!.. muhafız: Yakaladım serçavuşum! muhafız başı: İyii!.. Görsün bakalım prensesin kötüne bakmak neymiş!.. Haydin saraya dönüyoruz!.. baldamcık sultan: Fike bak... İhi ihi ihi... ...... Sadrazam amcaa!.. Bil bakalım bugün şehirde neler olduu!.. sadrazam: Seni yaramaz seni... Ne haylazlıklar yaptın bakalım?.. baldamcık sultan: Baak... Sokakta fiki kalkık bir adam buldum... Domaliyim mi onaaa?.. Noolur domaliyiiim... sadrazam: Nee!.. Kattiyyen olmaz!.. Tiz vurun bu adamın kellesini!.. aşık memo: Fikim kah sağ yana kah sola yatık Amma ekseriyet havaya kalkık Domalsa da fikmem kimseyi arkık Fikmiş gibi yapıp çekerim o'sbir sadrazam: Belli ki ululardan bir ulusun yabancı... Ve öyle sanıyorum ki bizi Büyük bir müşkülatımızdan kurtarabilecek tek er kişi sensin... Bir süre önce hünkarımız Yalahaddin Emyûbî, Anüstanya şehrini kuşatmak için sefere çıktı. O giderken kızı Baldamcık Sultan henüz küçücük bir çocuktu. Fakat kuşatma tam beş yıl sürdü. Bu arada Baldamcık Sultan'ın memeleri çıktı, kötü kabak damı tabak gibi oldu. "Barrak isterim, barrak isterim!" deyu tutturdu... Hünkarımız Anüstanya'yı alınca oraya saray yaptırıp yerleşti... Kızı Baldamcık'ı da tez zamanda yanına ister... Fakat minicik bıraktığı kızını kabağı yardırmış olarak bulursa o da bizim kabakları yarmaz mı?.. Meselenin özü şu ki yabancı, Baldamcık Sultan'ı iki günlük yolculukta bafilemeyecek er kişi bulmak kabil değildir... ...Sen... Belki bu işi becerirsin ha?.. Söyle yabancı... aşık memo: Damcık kovalarken yolumu şaştım Köt peşinde nice dağ kaya aştım Memo der ki artık kendimden geçtim Yollar bitmez ben hep çekerim o'sbir... sadrazam: Yani... Yani kabul ediyor musun?.. aşık memo: Evet sadrazam: O halde haydi!.. Hazırlıklar başlasın!.. Yolculuk vaktidir!.. saklandığı yerden, defterdar: Kahretsin!.. Onu ben Götürüp ben fikecektim!.. Kahretsin!.. Sırf Baldamcık'ı düdükleyebilmek için sarayda güven kazanıp Defterdar oldu. Amma madem öyle, o halde ben de gider eski dostlarım Kırk Yarâmiler'e başvururum!.. .......... muhafız: Duuurrr!... Kimdir ooo?!... defterdar: Defterdar Puştî!.. muhafız: Parola? defterdar: Kırk barrak seksen daşşak muhafız: Geç!.. defterdar: İşte böyle reis. Kızı darbüzük boğazında kıstırıp kaçırdık mıydı çok yüklü fidye alabiliriz... reis yarâmi: Hi ho ho hoooo!!.. Amma yaptın ulan defterdar!.. Hi ho hooo!.. Ulan, hiç güleceem yoktu!.. Ne saftorik adamsın ulan, ne fidyesi!.. Kızı kaçırdık mıydı domaltır domaltır fikeriz olum!.. defterdar: Ama... reis yarâmi: Üzülme lan keraneci, sen de fikersin!.. ........ baldamcık sultan: Yaaa, hadi Memo yaa... Hadi yaa... Amaaan üüfff... Hadi soksana şu fikini bana yaa... Damım da öyle sulandı ki... aşık memo: Sulu dama barrak girse hoş olur Fakat yaş fik memo'ya nâhoş olur O'sbircinin fiki daim taş olur Sen domal ben fiki sıvazlıyayım baldamcık sultan: Üf amaan sıkıldım... Bari yer değişelim... ...Bak fikinin üstüne de oturdum, bi hamle etsen girivericek damcığıma... Hadii, bak o da sepsert olmuş... aşık memo: Memo der yanaşma fike boşuna Domalsan da sokmam fikimi sana Domalacak isen domal karşımda Seyreyleyeyip fikim sıvazlıyayım baldamcık sultan: Memoo, bu suyun başı çok güzelmiş, burda konaklıyalım mıı?.. aşık memo: Olur. gece, baldamcık sultan: memooo... ...hadi amaa... ...sok artııık... ...mmmmh... ...öyle uykum var ki... ...mmmhhh... ertesi gün, reis yarâmi: Hâlâ dar büzüğe girmediler mi? yarâmi: Şimdik giriyorlar reis... Reis!.. Girdiler!.. reis yarâmi: İyi, ver bakim şu dürbünü!... Ahhaa!... -yuvarlanan kayalar- ...lambır lumbur lambır lumbur gübmür... baldamcık sultan: Ay ay ay, noluyo Memoo!.. Noluyoo!.. aşık memo: Şşşt.. Telaşa mahal yok... reis yarâmi: Nı ha ha haaa!.. Çıkış yolunuz kapandı!.. Artık kırk Yarâmilerin elindesiniz!.. aşık memo: Durun hele, bir çift sözüm var size... Dilber domalıp da göğsün eğince Memeleri ağır ağır sallanır Ardı sıra geçüb pompalar ise Memelerin sallanışu hızlanır Yürü dilber eteklerin sürünsün Aç eteği beyaz kötün görünsün O vakit fik nasıl kalkar görürsün Beyaz köte kara barrak yakışır Dam dediğin bir küçücük kutucuk Fike yorgan, sıcacık, yumuşacık Hangi barrak hangi dama girecek Dar damcığa kalın barrak sokulur Körpe dam önünde fik inik durmaz Kalkan fiki sıvazlamazsan olmaz Memo der ki insan o'sbirden ölmez Güzel kız adama fik sıvazlatır yarâmiler: -otuzbir çekerek- şak şak şak... şak şak şak... şak şak... şak şak şak şak... -baldamcık'ın üzerine attırarak- fışk fışk fışk fışk... fışk fışk... fışk... fışk fışk... reis yarâmi: ...Ihhh... Kılıncı kaldıracak dermanım kalmamış... Meğer ki ululardan bir uluymuşsun Aşık Memo... ........ baldamcık sultan: Babişkoooooo!!!.. yalahaddin emyûbî: Kızım!.. Baldamcığım!.. Ne kadar da büyümüşsün!.. Bu halin ne yapış yapış?.. baldamcık sultan: Ay sonra anlatırım, önce sana Memo'yu tanıştırıyım.. Memo?.. Memo nerdesin?.. aşık memo: Bir kez şu barrağı dama bükmedim Prensesler domaldılar fikmedim Otuzbirden başka birşey çekmedim Eh be memo, vur taşlara başını Başka iş yok, okşa fikin başını... domalkız tarlada çalışan çocuk: Baba... ben çok susadım... baba: Güneş de zaten tam tepeye çıkmış. Hadi Karakaçan'ı da alalım, Domalkız'a gidip testileri dolduralım... çocuk: Baba, Domalkız ne demek?.. baba: Domalkız işte... Yani domalan kız... çocuk: İyi de bizim dereye niye domalkız demişler?.. baba: Ben sana hiç anlatmadım mı bunu?.. çocuk: Yoo... baba: O zaman hadi, hem gidelim hem anlatayım... ............ ---Domalkız'ın hikayesi çok eskidir. Bana dedem anlatmıştı, ona da dedesi anlatmış... Çoook eskiden bu ormanda Domalkız derler bir orman perisi yaşarmış... İşte bu periciğin bütün işi gücü ormanda şarkı söyleyip çiçek toplayarak kendi halinde mutlu bir yaşam sürmekmiş... domalkız: Damııım tatlıııı, kötüüüm tatlıııı Memelerim kaanaaatlıııı... Ah bir fike doomaalsaaam Şen şakrak tabiiaaatlııııı... ---Yine böyle şen şakrak çiçek toplarken arkasından bir ses duymuş. aşık memo: O köte bülbül öte!.. Köt dedigin iki beyaz küredir Bir de ortalarındaki lüledir Yeri dersen damın tam dibindedir Kabak köte patlıcan fik kalkmaz mı?.. domalkız: Sen de kimsin? aşık memo: Domal dilber domal görünsün damcık Aşık Memo damcık seyretsin azcık Parmakla o narin damı birazcık Narin dama kaba barrak kalkmaz mı?.. domalkız: Memo ha?.. ---Domalkız damına kötüne methiyeler düzen bu adama aşık oluvermiş... Ama Domalkız'ın bilmediği bir şey varmış... domalkız: Eğer hoşuna gittiyse beni damımdan fikebilirsin Memo... Hadi, sok damıma fikini... aşık memo: Memo gezdi tüm alemi dolaştı Nice dama milim kadar yanaştı Fiki yandı daşşakları tutuştu Birin dahi domaltıp fikmiş değil... ---Domalkız'ın bilmediği şey, Aşık Memo'nun dam fikmez köt domaltmaz bir otuzbirci olduğuymuş... domalkız: Ha anladıım... Sen kötümden fikmek istiyosuun... E o da olur... aşık memo: Her damın yanında bir de köt vardır Hem de çeperleri damcıktan dardır Damını kötünü tez elden yardır Lakin başkasına, Memo'ya değil... domalkız: Ama... Ama... Hiye fikmiyosun beni?... Hadi, hiç olmazsa ağzıma alayım... aşık memo: Fik dilin üstünde usulca kaysa Dudaklar barrağı çepçevre sarsa Yinede o'sbirde var her ne varsa Damında kötünde dilinde değil... domalkız: Nolursun fik beni Memo!.. Nolur!.. Sok fikini bana!.. ---Domalkız fikmesi için Memo'ya yalvarmış durmuş. ---Peki Memo fikmemiş mi baba?.. ---Ee, Memo bu, tabi ki fikmemiş... Bîçâre Domalkız'ın tanrılara dua etmekten başka çıkarı kalmamış... domalkız: Ey Götümpos Dağı'nda oturan mor barraklı tanrılar, koca kötlü tanrıçalar!.. Ey kabak kötlü Köthena, lale büzüklü Anyüs, damı kıllı Damdodith!.. Yardım edin şu zavallı periye, sokun Memo'nun fikini damıma ve kötüme!.. ...memo beni fiksinnn... ...fiksinnn... ...fikkk...fikkk...fikkkk... ---Sesi Götümpos Dağı'nda yankılanmış... Damcık tanrıçası Darodith, kase tanrıçası Köthena ve büzzük tanrıçası Anyüs, Domalkız'ın haline acımışlar. damrodith: Bakın hele... Domalan bir kadın ve sokmayan bir erkek... Ne büyük trajedi!.. Bu işe bir dur demeli, damcık barrağı yemeli!.. köthena: Peki var mı bir planın? damrodith: Elbette var. Öyle bir aşk iksiri biliyorum ki nice duyarsız yontulmamışı kulum kölem ediverdi... -Böhüüü böhüeaaa!.. Aşıkım sana aşıkım!.. Sok de sokayım fik de fikeyim!.. Böhü böhüü!... İşte bu iksir damımın suyudur.. Bir damlası dahi sırılsıklam aşık eder Memo'yu... ---Damrodith sihirli dam sularını Memo'nun üstüne serpmiş... ---Peki nolmuş baba?. Sokmuş mu Memo?.. ---Beklemişler, beklemişlern, beklemişler... Hiç bişey olmamış... aşık memo: Vuslat aşkı öldürürmüş diyorlar Sonra hem dam hem de köt fikiyorlar Fikmem, sürsün aşkım sonsuza kadar Gözüm yaşlı Fikim daim havada Aşığıım ben Büzzüğe de Dama da köthena: Anlaşılan o ki zaten aşık olan Aşık Memo'ya aşk iksiri yaramadı. Daha fike daşşağa yönelik bir iksir gerekiyor... O iksir de olsa olsa daşşaklı at Fikasus'un ossuruğu olabilir... O ossuruk ki her kim koklar ise barrağı at barrağı gibi olur, bir dama sokmadan da inmez... Ama şu var ki Fikasus yalnızca mala vururken ossurur... ---Köthena bir kısrak kılığına girip Fikasus'un otladığı diyara varmış... köthena: Böylece bir de at barrağı yemiş olacağım, ne güzel... ---Köthena kaçmış Fikasus kovalamış, Köthena kaçmış Fikasus kovalamış. -Duguduk duguduk duguduk - yakalıyamaz kii - dur kız cilveli, gaçma- Ta ki Memo'nun yanına gelene kadar... -evet, tam şimdi! - Lak! - ZORT! - Fikasus Memo'nun suratına osuruvermiş... ---Memo napmış?.. Sokmuş mu?.. ---Tabi ki hayır, yine hiç bişey olmamış... aşık memo: Fikim olsa bile beygir barrağı Sıvazlarım hep yukarı aşşağı Sallarım o'sbir çekerken daşşağı O'sbircinin Fiki zaten havada Sokmaz Memo Büzzüğe de dama da anyüs: Bana sorarsanız Memo'yu iknaya çalışmak boşa çabalamak... Domalkız'a tek gereken tutup damına sokacağı bir fik... ---Anyüs bir anda Memo'yu bir barrağa dönüştürmüş... domalkız: Memo!.. Benimsin artık Memo!.. Benim!.. ---Duruma çok sevinen Domalkız Memo'yu tam damına sokacakken Memo yine dile gelmiş... aşık memo: Dur hele, bir çift sözüm var sana. Eğer tek arzu ettiğin barraksa Kıllı boruyu damına sokmaksa Sok bir tokmak, olmasın fazla kısa Kılsız olsada olur Hiç farketmez Dam tokmakla barrağı Ayırdetmez damrodith, köthena, anyüs: Meğer ki ululardan bir uluymuşsun Memo... ---Tanrıçalar Memo'ya hak vermişler ve onu eski haline çevirmişler... Aşık Memo fikinin doğrusunda ilerleyip uzaklaşmış... aşık memo: Bin bir damcık gördüm ben şu dünyada Dam aynı dam cinde de insanda da Dam fikmedim çölde de ormanda da Dama köte Kaldırsada fikini Memo yine Çeker otuzbirini domalkız: Ühüü ühüüü... Me-.. memoo... Ühüü ühüüüü.... ---Domalkız ise domaldığı yerde kalakalmış. Gözünün yaşları ile damının suları birbirine karışarak günlerce ağlamış... Fakat onun bu durumu başkalarının dikkatini çekmeye başlamış... satirler: -Lan oğlum, ne diyorum!.. Günlerdir böyle domalmış duruyo!.. -E abi, niye fikmiyoruz o zaman?.. ---Kabağı yardıracağını anlayan Domalkız tanrılara tekrar yalvarmış... domalkız: Ey tanrılar ve tanrıçalar!.. Madem beni Memo fikmedi, o halde hiç kimse fikmesin!.. ---Tanrıçalar Domalkız'ın hiç olmazsa bu dileğini yerine getirelim demişler. Bir anda Domalkız'ın damı bir pınara, damının suları ve gözyaşları da bir dereye dönüşmüş... ...İşte bizim derenin ve Domalkız Pınarı'nın hikayesi bu... oğul: Peki baba, Memo domalkız'ın haline hiç üzülmemiş mi?.. baba: Bilinmez ki oğul... Bazısına göre Memo bir daha hiç buralarda gözükmemiş... Bazısı da der ki Memo her ayın otuzbirinde Domalkız pınarına gelip kana kana su içermiş... Hatta rahmetli annanem gördüğünü bile söylerdi... oğul: Baba... baba: Söyle. oğul: Büyüyünce ben de otuzbirci olucam... baba: Olursun tabi oğlum... Azmeden herkes otuzbirci olabilir... kötpembe aşık memo yine fikinin doğrusunda ilerlemektedir: -tipi, kar fırtınası - vuuvvvvv... vvvuuuvvvvv...- Bir sıcacık damcıktan mahrum haldeyim Fikim sıcak lakin titremekteyim Memeler yaslansa göğsüm ısıtsa Acep yine illa o‘sbir der miyim?.. Bir ev... -tak tak tak- kapıdaki kız: Kim o?.. aşık memo: Tanrı misafiri... içerideki yaşlı adam: Gel yabancı gel!.. Buyur otur bakalım ocağın başına... Kız Kötpembe, misafire koy bi kase tarhana da yumulsun sıcacık kaseye... Belki sonra da senin kaseye yumulur. He he... kötpembe: Babaaa!.. baba: He he he... İşte oğul, Biz gördüğün gibiyiz. Bir mecalsiz moruk ve bir fike hasret kızcağız... kötpembe: Babaaa!.. baba: Sen anlat bakalım nesin, kimsin, kimlerdinsin? Bu kış kıyamette yollara düştüğüne göre var herhalde bir derdin... aşık memo: Dam peşinde dünyayı gezdim durdum Lakin ne dam fiktim, ne köte koydum Memo der ki koşturmaktan yoruldum Yorulmadığım şey o'sbir çekmektir... "Dam, dam!" diye feryad ettim her yerde Meğer fikfik yokmuş Memo'nun serde Fikim yükseldi hergün perde perde İndirmenin yolu o'sbir çekmektir... baba: Belli ki ululardan bir ulusun Aşık Memo... Tabi Kötpembeyi bi domaltıversen iyi olurdu ammaa... kötpembe: Babaaa!.. baba: ...Madem otuzbircisin napalım... Kız Kötpembe!.. Kalk Memo'ya döşek göster, yorgundur, yatsın... kötpembe aşık memo'yu yatırıp üzerini örterken: Be-be-... ben... Barrak istiyorum barrraaaakkk!!!.. Barrrraaaaaaakkk!!!.. Fik beni Memo!.. Hadiii!.. Sok hadi!.. Hadi sok Memo! Sok! Soook!.. Sok şu fiki!.. Sok hadi sok!.. Sok fiki!.. aşık memo uyuklıyarak: Mmm... Memo der ki... Memo... Mmmhhh... Hrrrnnn... Rrrzzzz.... kötpembe: ...fik beni memo... fik beni... fiiikk... fiiikkk... fiiikkk... memo'nun rüyası: gökte uçan kötpembe: Fikemeez... Fikemeez.. Memo beni fikemeeez... Memo beni fikemeeez... İhi ihi ihi... Fikemezsiiin... -kanat sesleri-flap flap flap flap- fikindeki kanatlarla uçan aşık memo: Dam uçsa da aradığı barraktır Mor baş bulup tepesine konmaktır Konmadıysa senin fikin ucuna Memo, yapacağın kanatlanmaktır -kanat sesleri-pır pır pır pır- kötpembe: Fikeemeeez kiiii... aşık memo: İşte Memo, sana cillop gibi dam Hele bir fik ne tasa kalır ne gam Şu barrağın etsin bir kerre bayram Yapacağın şey fiki kanırtmaktır uyanan aşık memo: Ha?.. kötpembe: Hhrrrnnn... Zzznnn... Hhrrzzz... Hhrrrnnn... Mmmhh... Fff... Fik... Fik... Fi... Mmmhhh... kötpembe'nin rüyası: Kötpembe: Evet... Evet görüyorum. Tam aşağıda bir fik var... Bu hizadan atlarsam lak diye üstüne otururum... Hoppa!.. Geliyoruuuuuum!... Aaaaaaaaaa -paft!- Ama... Ama fike değil daşşaklara geldik... aşık memo: Daşşağımın kılları Yay gibi burma burma Her gördüğün barrağı Damına girer sanma kötpembe: Sen... Sen... Nur yüzlü Aşık Memo!.. aşık memo: Memo der ki sen barrağa inanma Fiksin diye kimselere domalma Fik dediğin bir uçarı göçmen kuş Sok parmağı gül kokulu damcığa Senin fikte benim damdadır gözüm Dinle bak, kulak ver, sanadır sözüm Damcığa fik sokmaya yoktur lüzum Yeter parmak dama, avuç barrağa uyanan kötpembe: Ha?.. Hay allah, nasıl da uyumuşum, şafak sökmüş... Memo rüyamda seni... Memo?.. Memo nerdesin?.. ufka doğru uzaklaşan aşık memo: Kışın damlar kuytularda saklanır Sokmayanlar ben gibi hayıflanır Memo naçar, o'sbir olmuş uğraşı Yaz kış demez barrağını şaklatır... kutsal kase aşık memo yine fikinin doğrusunda ilerliyordu: Fikim tekne ben tayfa, aştım nehirler Fikim rehber ben yolcu, gezdim şehirler Gördüm kavun memeler, davul kaseler Tokmak fiki davula bir vuramadım... ... Bir ilde dilberler dolanıyorsa Yollarda memeler sallanıyorsa İnsan hemen fike davranıyorsa İşte şehir diye ben buna derim... Ne zaman ki yolda bir kase görsem Derim ki içimden "Şunu ellesem" "Evvela domaltsam, sonra köklesem" Kaskatı kesilir taşlaşır fikim... Meme görmez isem o gün mutsuzum Dam domaltmak dersen, zaten bahtsızım Fikfik içün gayri pek umutsuzum Kaldı yine bugün elimde fikim... şehir meydanındaki kadınlar: Anlaşılan uzun zamandır fikin havada dolaşıyorsun yabancı. Şehrimizin kadınları birbirinden güzeldir. Fik fikebildiğini!.. Onu fik, bunu fik... İstersen gel beni fik!.. aşık memo: Memo der damlara gözlerim baksın Barrağım her daim havaya kalksın O'sbirciydi namım, o'sbirci kalsın Siz domalın bense o'sbir çekeyim... kadın: Belli ki ululardan bir uluymuşsun Aşık Memo... Madem ki dam köt fikmiyorsun, o halde şehrimizin sırrını sana anlatabiliriz... Şu kapanmış kadınlar kim dersin Memo?.. Tapınağın rahibeleri mi?.. aşık memo: Belki... kadın: Hayır hayır... Onlar kendilerini göstermek istemeyen çirkin kadınlar. Tapınaktaki Kutsal Kase'yi ziyarete geliyorlar... Bak işte Kutsal Kase bu... Seyret şimdi olanları... kutsal kase'den su içen çirkin bir kadın: Gluk... gluk... gluk... gluk... -aniden güzelleşerek-Plinnnngg!- kadın: İşte Memo, Kutsal Kase'nin içinde biriken kutsal damcık suyu şifalıdır. Memelere dirilik, kaselere dirilik verir. Saçları ipek yüzleri bebek gibi, damları tabak kötleri tabak gibi yapar. En buruşmuş damcıkları dümbelek gibi gerer, en folloşlamış büzzükleri dasdaracık eder... İşte bizim için bu denli değerli olan kasemizi, en seçme muhafızlarımız koruyor... Onlar ki kimseye boyun eğmeyen, kaseyi korumak için kötlerini ortaya koyan yenilmez savaşçılardır... ...Ama... Ama neler oluyor!.. Bunlar da nesi!.. uçan kanatlı fikler: ...svip... svip... svip svip... svip svip svip... svip svip svip... svip svip... muhafızlar: -Ay çok şiriin!.. -Yakalayın!.. Yakalayın!.. -Dur kaçma!.. -Hi hi hi hi... kötündeki süpürgeyle uçarak gelen cadı: Aahh hah hah haa!.. Aha ha haa!.. Kaaseeee!.. Kutsal Kase benim olacaaak!.. Beniiimm!.. kadın: Bu kahkaha!.. Bu ses!.. Aman tanrım olamaz!.. Bu... Bu... Bu batının kötü cadısı Karakun!.. Bırak o kaseyi yerine pis cadı!.. Bırak onu!.. karakun cadısı: Haa ha ha ha haaa!.. Ha ha ha haaaa!.. Ha ha ha ha ha haaaa!.. kadınlar: -Kutsal Kase çalındı!.. Kutsal Kase çalındı!.. -Kutsal Kase çalındı!.. -Kutsal Kase çalındı!.. -Yooooo!.. -Kutsal Kaseee!.. kadın: Ühüü ühüü!.. Artık... Artık ben bir hiçim!.. Bu... Bu şehir bir hiç!.. Artık yollarda sallanan memeler olmayacak Memo! Çünkü... Çünkü kutsal suyun etkisi... Sadece... Sadece bir gün sürer!.. Bak!.. Ben de çirkinleştim! Kutsal su vaktim gelmişti, ama şimdi önce ben sonra bütün şehir... Bir bir çirkinleşeceğiz... Bir bir acuzeye döneceğiz Memo!.. Karakun Cadısı'ndan kaseyi geri almamız ise imkansız... Çünkü hiç birimiz büyüden anlamayız Memo!.. Biz sadece fikfikten anlarız... Sadece domalmayı, yalamayı biliriz... Oysa artık kimse bizi domaltmayacak!.. Ühüü ühüüü!.. kadınlar: -Gittiii!.. Gittiii!.. -Napçaz, gittiiiii!.. -Bööö!.. Böaaaaa!.. aşık memo: Kasesiz zamanlar ben hep iç çektim Kaseler peşinde nice yol teptim Yine varsa kase dağlar ardında Koşarım, uçarım, yine giderim... kadın: Çok tehlikeli Memo, boşuna niyet etme kaseyi geri almaya... Kutsal Kase'yi fikmek isteyen çoktur. Eğer ki kase fikilirse tılsım bozulur. Atmıklı dam suyundan kime şifa gelir ki... Hem bırak Kutsal Kase'yi, senin kaseye bile çizerler... Ama madem gidiyorsun, yolun açık olsun Memo... ........ ağaçların arkasında pusuya yatmış haydutlar: -Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!.. Hadi!.. Hadi!.. Hadi!.. -Ulan saldırıp allahın meczupunu mu domaltıcaz!.. Dur hele şu kaseyi ele geçirsin!.. Ondan sonra ben... Dünyada her çeşit kaseyi domaltmış olan ben, en nihayetinde Kutsal Kase'yi de domaltmış olacağım!.. -Patvon be, ben gövdüm, bu kasedeki sudan içen kavılavın memelevi kocaman oluyo... Biz içsek bizim de fikimiz büyüv mü?.. -Ben ne bileyim olum!.. Hadi hadi, izleyelim, kaçırmıyalım herifi!.. ......... tepedeki kulübesinde karakun cadısı: Nıha ha ha ha haa!.. Az sonra dünyanın en güzel kadını olacağım!.. Büyü gücümle fikiş gücüm birleşince bütün erkekler kölem olacak!.. Dünyanın bütün barrakları benim olacak!.. Benimmm!.. -kaseden su içip güzelleşerek- lıp lıp lıp lıp... plinnnng!.. plinnng! plinnng!..- Ha ha haa!.. Bu dama bu köte fik sokmayacak yiğit var mı şu dünyada?!.. Artık gelsin barraklar, gitsin daşşaklar!.. aşık memo: Dam görünce her bir barrak dikilir Barrak dikildi mi damcık fikilir Fik damcıktan dam barraktan sıkılır Sıkıntısız bir iş var ki: otuzbir... karakun cadısı: Ahha!.. İşte ilk barrak ayağıma geldi... Hey sen, çabuk gel beni fik!.. aşık memo: Memo'da bir fik var hiç yere inmez İstese de fiki bir yere girmez Şuncacık aklı var fikfik'e ermez Anladığı tek şey var ki: otuzbir... karakun cadısı: Bana bak sefil yadatık!.. Beni büyü yapmaya zorlama!.. Sok diyorsam sok o fikini!.. Yoksa o fiki solucana çeviririm!.. pencereden giren bir kuş: Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!.. karakun cadısı: O da nesi!.. Kahretsin! Bir Taşakuşu!.. karakun cadısı'nın kötünü kavrayan taşakuşu: Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!.. karakun cadısı: Git burdan pislik!.. Kötümü sana fiktirmem!.. Defol! Defol!.. Kahretsin, kaseyi kaptı!.. kutsal kase'yi kapıp pencereden uçan taşakuşu: Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!.. süpürgesini kötüne sokan karakun cadısı: Tabi yaa!.. Taşakuşlarının yavrulama mevsimindeyiz!.. Kutsal Kase'yi yavrularına domalttırmadan ona yetişmeliyim!.. -aşık memo, bastonunu çevirip kötünde süpürgeyle uçan karakun cadısının damına sokarak- ...hooop, cluk!..- .......... kayaların üzerindeki yuvada yavru taşakuşları: Gvöt!.. Gvööt!.. Gvövöööt!.. kutsal kase'yi taşıyan taşakuşu: Ogovvk?.. Ogovvk?.. -aşağıdan gelen bir taşla vurulan taşakuşu düşerken- Tonk!.. ogoooooooooo..........- dev: Allaallaaa... Bu ne böyle yaa... Bunca yıldır taşakuşlarına pusu kurup yavrularına getirdikleri kaseleri çalarım, hiç böyle bir kaseyle karşılaşmış değilim vallahi... Eh napalım, bugünkü rızkımız da buymuş... ağaçların arkasına saklanan karakun cadısı: Vay canına! Kase bu defa da Salkımtaşak Devi'nin eline geçti!.. Salkımtaşak'ın tek bir amacı vardır, o da köt fikmek... Hangi köt olduğu farketmez... Ona Kutsal Kase yerine fiktirebileceğim nefis bir kötüm var!.. haydutlar: -Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!.. -Dur be olum!.. Kaseyi ele geçirsinler hele!.. karakun cadısı: Ay bi bakar mısınııız... Ay çok pardooon, buralarda bi kase kaybettim dee... Hiç dikkatinizi çekti mi acibaaa?.. Ay hep buralarda bööyle arıyorum ama bulamıyoruuum... salkımtaşak devi: Belkim bu olabiler mi aceba?.. kutsal kaseyi alan karakun cadısı: Kasem!.. Kasem!.. karakun cadısını fiken salkımtaşak devi: -Şluk!- Kase!.. Kase!.. fikilen karakun cadısı: ...oğğğhhh, kaaseeeeemmm!.. -Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!- -ahand ohanda ahanda ohanda ahanda ohanda- fikişen devle cadının yanından kaseyi alan aşık memo ormanda ilerlerken, haydutlar: -Dur yolcu!.. Sende bizim bi emanetimiz varmış. He he he... -Evet, patvon kaseye bavvağı kanıvtacak!.. -İşte!.. İşte dünyada domaltılabilecek en güzel, en nadide, en kutsal kase!.. Onu ben fikeceğim!.. Ben!.. -Patvon be... Fikmeden evvel vercen mi bi yudum?.. -Ne?.. Ne yudumu!.. -Hani patvon, su memelevi büyütüyodu ya... Hani fiki de büyütüyoduv diyoduk... -Fiki mi büyütüyo?.. -fikinin iki kat büyüdüğünü düşünüp kutsal sudan içince damı, kötü ve memeleri çıkarak-Lıp lıp lıp lıp... Plönk!.. Plönk!..- -Pa-pa-patvon?.. O kadav güzelsin ki... ... -Dur!.. Dur lan!.. Gelme üstüme!.. Gelme!.. -Ohh patvonum benim!.. Tam tipimsin... Ohhh... -Elleme lan!.. Ayıp olum, bi gören olur!.. -Ohh..Patvoonnn, ooohhh... -Şşşşt, devam et!... -Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!- ......... şehirde bir kadın: Heeey!.. Memo geliyor!.. Kutsal Kase'yi getiriyor!.. Aşık Memo kaseyi getiriyor!.. Duyduk duymadık demeyin!.. kadınlar: -löngür löngür- -Açılın!.. -Açılın ayol! -Çekilin! -Pinnng!.. Ping!.. Pinng!.. Pinnng!..- kadın: Ohh... Sayende tekrar taş gibi vücuduma kavuştum Memo... Memo?.. Nerdesin?.. ufka doğru ilerleyen aşık memo: Kase sözü düşmez oldu dilimden Bin bir kase geçti her gün önümden Barrağımı bırakmadan elimden Ömür boyu attırdım ben her yana... ......... ertesi gün ormanda salkımtaşak devi: Ulan karı dün gözüme nasıl da güzel gözükmüştü, bi de şu haline bak mına koyyim yaa... Nası kurtulcam ki bundan... dev'e sarılmış yatan karakun cadısı: ...mmmhh... canım... mmmmmmm... iç ses aşık memo yine fikinin doğrusunda ilerliyordu: Dam peşinde kalmadı dolaşmadığım belde Hastasıyım damcığın fikim daima elde Lakin bir kerre dahi dam domaltmış değilim Hep otuzbir otuzbir, nerde ah fikfik nerde... Ooof of of... Yürü yürü daşşaklarıma kara sular indi... Biraz oturup dinleneyim... Eh Memo, sen daha çok yorulursun Dün yaşa bugün taşa oturursun Sen de fiksen ya tuttun mu kör gibi Bilmem ki otuzbirde ne bulursun... Otuzzsshhh... Hhhrrrrnnn... Hrnzzzzz... aşık memo'nun rüyasındaki iç ses: Memoooooo... Meeemoooooo... Meeemooooo... Memoooo!.. Gel Memooo!.. Seni bekliyorum!.. Geeeell!.. Hadi gel Memooo... Dosdoğru yoluna devam et... Karşına çıkacağım... Domalt beni Memooo... Domaaalt... Fik beniii... Fiiikk... Hadi Memooo... Geel... Bak domaldım seni bekliyoruuum... Fik beniii... Fiiik... Gel fik beni Memooo... Fik beniii... uyanan aşık memo: Ha?!.. Hayırır inşallah, pek garip bir rüyaydı... iç ses: ...gel memooo... fik beniii... aşık memo: Hatunun sesi de kulağımdan gitmiyor... şeftali ağacına çıkmış kız: Ay çok pardon, bi saniye bakar mısınıız... Ay ben buriya şeftali toplamaya çıkmıştım ama şimdi inemiyoruuum... Ay acebaa bana yardım eder misiniiiz... aşık memo: Edebilirim. aşık memo'ya sarılıp sürtünerek inen kız: Ay bak indiriyorum ayaamı... Tutuyo musuuun... Ay ay ay... Ay sıkı tut aaay!.. Ay ay ay düşüyorum aaay!.. Bak tutuyosun di mi, bırakıyorum kendimi bak... Bak sıkı tut... Bırakıyorum bak... Ay ohhh... Çok şükür indim şu ağaçtan... Ay sana o kadar müteşekkirim ki... Şeftali yer misin?.. aşık memo: Yerim. kız: Ay hep ezilmiş bunlar... Hah!.. İşte sağlam bi tane!.. Al, tüylü, körpe ve sulu... Alsana... Yoksa tüyünden huylanır mısın?.. aşık memo: Sen miydin rüyamda beni çağıran? "Fik Memo, fik beni" diye bağıran? Senin mi kafamda yankılanan ses? "Domalt sok fikini" diyen o nefes? kız: Akikkikkikki!.. Akikkikkikki!.. Seni çapkın seni!.. Şeftaliyi görünce aklına hemen damcık geldi di mi!.. Ay vallahi kimsenin rüyasına felan girmedim ben ama fikeceğini bilsem girerdim... E hadi, fik çok istiyosan... iç ses: ...memooo... gel memooo... fik beniii... fik beniiii... aşık memo: Fikmem seni değilsen Dilber rüyama giren Sokmam senin değilse O ses "Memo sok" diyen... kız: Ay fikmiycek misin ayol?.. Aaa... Adama bak gidiyo... Ayol boşuna mı domaldık!.. iç ses: ...fik beni memooo... Fik beniii... gel sok banaaa... -ormanın içinden gelen sesler- Hırş... hışır hışır... hışırt... gııırç...- ormanda kaçıp kulübeye saklanan kız: Gelme!.. Gelme üstüme!.. Gelmeee!.. aşık memo: Düşümde göründü domalmış dilber Yoksa sen misin o dilber cevap ver Kulağımda sesi "Memo fik beni" Sensen o seni hemencik fikmeli kız: Be- be- ben... Her türlü barraktan kaçıp buralara saklanmışken ne diye kalkıp senin rüyana gireyim!.. Ama... Ama bir gün köşeye sıkışacağımı biliyordum... Demek fikilme günü bugünmüş... Napalım, mukadderat... Haydi o halde... Hazırım fikilmeye... iç ses: ...bana gel memooo... fik beniiii... fiiikkk... kız: Hadi... Hadi fikmiyo musun?.. Hep bu günü beklemiştim!.. Fiksene hadi!.. Fik!.. aşık memo: Fikmem seni değilsen Dilber rüyama giren Sokmam senin değilse O ses "Memo sok" diyen... iç ses: ...gel memooo... gel fik benii... domalt benii... pencereden bakan kız: Sen!.. Sen!.. Evet sen!.. Tanıdım seni!.. Evet evet, fikinden tanıdım!.. Çabuk gel buraya!.. Hadi çabuk yukarı gel!.. Sessiz ol, sessiz!.. Abimler duymasın!.. Fikinden tanıdım seni!.. Sen yolunu gözlediğim beyaz fikli prensimsin benim!.. Hadi fik beni!.. Ama sessiz ol, abimler duymasın. Onlara kalsa nikahsız barrak yok bana. Ama damcık bu, torba değil ki büzesin... aşık memo: Uyurken düşüme girdi bir kadın Fikilsin istermiş meğerse damın Yoksa barrak isteyen o sen misin? Kulağıma bir "Fik beni" der misin?.. kız: Ben kimsenin rüyasına girmedim ama sen yıllardır benim rüyalarıma giriyosun prensim benim!.. Hadi sok!.. aşık memo: Fikmem seni değilsen Dilber rüyama giren Sokmam senin değilse O ses "Memo sok" diyen... kız: Ne!.. Ne ne ne!.. Yani sen şimdi fikmiyecek misin beni!.. Süknettin aabeeey!.. Zorlagir aabeeey!.. Kanırtcan aabeyyy!.. Yetişiiin!.. Fikiyolaaar!.. Bacınızı fikiyolaaar!.. Namus elden gidiyooo!.. Damcık elden gidiyo yetişiiiin!.. Çabuk olun salaklar çabuk!.. Kaçıyo herif!.. Şu tarafa gitti, çabuk!.. abiler: Fikti mi? Fikti mi?.. kız: Ne fikecek be! Kolay mı öyle taş büzüklü Kötnur'u domaltmak?!.. Şu taraf, çabuk!.. abiler: Yakalıyalım ipneyi!.. ...Şu tarafa!... ...Yok aabey burda... Ülen kaçırmıyalım herifi!.. Acele edin!.. ...Hadi lan hadi!.. Bu tarafa!.. Hadi!.. mağaradan gelen ses: ...memooo... gel memooo... geeeeel... ...İşte sonunda geldin Memo... Hoş geldin... Burası benim çilehanem... Yıllardır burda fikfikten uzak yaşıyorum... Bir lokma, bir hırka, bir patlıcanla geçen yıllardan sonra gönül gözüm açıldı... Ve düşümde seni gördüm... O zaman ben de senin düşüne girip sana göründüm. Kulağında ses oldum seni çağırdam. Çünkü sen de benim gibi fikfiksiz bir çile içindesin. Dertli damın halinden dertli barrak anlar. Anladım ki senin tek fikeceğin dam bende, benim tek yiyeceğim fik sende... Hadi Memo... Fik beni... ufka doğru ilerleyen aşık memo: Ben hep peşinden gittim kulağımdaki sesin "Domalt Memo, sok fiki" diyen ılık nefesin Fakat fiki sokunca yok olacak ise ses Sokmayıp o ses ile otuzbir çekmek enfes... iç ses: ...memooo... gitmeee... fik beniiii... gel memooo... fik beniiii... sok banaaa... memooo... memooooooo... Atışma aşık memo: Aman kızlar can kızlar Fikime kurban kızlar Siz domalın ben sokam Kınalı kötten kızlar kızlar: Aman Memo can Memo Damcığa hayran Memo Kaldırır da sokmazsın Barrağı taştan Memo aşık memo: Gül saksısı var camda Al kiremitler damda Domalmanız yeterli Köt de fikerim dam da kızlar: Kum bırakır geride Akarken su derede Dam sulanmış bekliyor Memo fikin nerede? aşık memo: Pazardan aldım biber Doğradım birer birer Mor hediyem var size Domalırsanız eğer kızlar: Dağlarda çimen yeşil Yel eser efil efil Memo fik bizi diye Kötleri yaptık sebil aşık memo: Gökte yıldız parıldar Açım, karnım guruldar Barrağım kedi gibi Mırıl mırıl mırıldar kızlar: Armut aldım pazardan Korunmalı nazardan Memo sokmayacaksan Yala bizi bızırdan aşık memo: Hamura çaldım maya Yağı sürdüm tavaya Fikim demirden bir kulp Takayım mor halkaya kızlar: Balta keser ağacı Zordur çıkmak yamacı Boş kaldı bak damcıklar Tıka Memo tıkacı aşık memo: Kızları domaltmak hoş Memo, damlara bak coş Kalkmışken çek otuzbir Damcığa fik sokmak boş kızlar: Memo bizi domalttın Ama yine aldattın Fikicem sizi dedin Kötleri boş bıraktın destan Hayli zamandır vardı içimde bir sıkıntı Aniden çıkıveren inceden bir üzüntü Üzülünce çıkarıp okşasam da fikimi O an daha bir hüzün kaplıyordu içimi Buğuluydu kaseler gözlerimdeki yaştan Evde çöp sepetine attırırken yavaştan Düne değin kıvançla, göğsümü gere gere Otuzbir çekmiş iken şimdi bedbahtlık niye? Aslen niye demenin belli ki alemi yok Sebep açık, ortada: Fik sopa lakin dam yok Fikim masaya alttan "tak tak" diye vururken Masaya vurdum yumruk "Memo! Kalk! Dam fik!" derken Çektim donu sıkıştı fik sola bakar halde Çıktım dam hülyasıyla fikimi tutar halde Dama hasret barrağı dikelttim göğe doğru Yürüdüm fikin "Yürü!" dediği yöne doğru Kararlıydım fikmeye kıllı kılsız damları Tekrar kıvanç dolmuştum boşverince gamları Sokakta damdan daha bol bir şey varsa eğer O da köt ve memedir, hepsi de seyre değer Her kızda bir dam, bir köt, bir çift meme bulunur Domalana vururken memelerden tutulur Ne vakit ki memeden kavrar ise ellerim O an inanacağım: "İşte dam fikmekteyim!.." Velhasıl fikfik için, kalbim pıt pıt atarak Çıktık yola ben, fikim, iki de mutlu daşak Sokaklarda bin bir köt, birbirinden iriler Sanki domalmak için yaratılmış gibiler Yürürken köt lobları bir sağ bir sol yapıyor Sanki aradan bana damcıklar göz kırpıyor Domaltsam bir kaseyi damcıktan fikmek için Sokar iken fikimi sevinsem için için Ve yahut da sırt üstü yatırsam bir dilberi Sonra da gidip gelsem bir ileri bir geri Ben üstte saydırırken hatun altta inlese Kötünde şakırdayan daşşağımı dinlese Göğsüne değen burnum memeleri koklasa Ben vurdukça memeler hopur hopur hoplasa Akabinde çıkarıp fiki versem eline O da tutup deydise yumuşacık diline Saçlarından tutarak okşasam ensesini Attırırken hissetsem fikimde nefesimi Bakıp bakıp düşündüm hep böyle güzel şeyler Kıyırımdan geçerken koca koca kaseler Seyrettikçe kötleri fikime kan yürüdü Ateşlenen barrağım büyüdükçe büyüdü Daşşaklar tortop oldu, barrak desen demirden Girmek ister hatuna kah damdan kah dübürden Lakin mevzu bir türlü oraya varamadı Yüreğimdeki kıvanç bir fike yaramadı Kızlar baktı gözümün hep içine içine Biri bile demedi "Oturayım fikine" Ulan, olsaydı eğer sulu bir damcık bende Domalır fiktirirdim damcığımı heryerde Velakin mukadderat, fik sahibi doğmuşuz Damcığa dil dökmeye baştan mahkum olmuşuz Sen domal demedikçe domalmıyor hatunlar Fik isteyen damcıktan aksa da seller sular O gün akşama doğru umut kestim damcıktan Hatunlar birer birer çekilince sokaktan Fikim kazık şeklinde bir süre durakladım Neden sonra ufaktan haneye topukladım Hüzünlü müyüm? Evet, dam fikmemek üzücü Lakin fik hâlâ kalkık, hırsla zonkluyor ucu Bir kız dahi domalıp köt vermese de bana Otuzbir çekeceğim topunun damcığına Anladım ki Memo'nun fiki hiç inmeyecek Hep otuzbir çekmekten kederi hiç dinmeyecek... Devamı gelecek... |
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
daha var DEDİ Kİ OF OOF! Memo derler, bir koç yiğit var idi Şol kainat barrağına dar idi Başşakları kor kor olmuş nar idi Bağrı alevlendi, dedi ki of oof! Sabah kuşluk vakti horoz öterken Yağlı ekmek sürüp yumurta yerken Bir taraftan otuzbir de çekerken Attırdı dağlara, dedi ki of oof! O an dağlar gümbürdedi sarsıldı Yer yarıldı tam ikiye ayrıldı Yeryüzüne bin bir dam köt savruldu Memo çayın içti, dedi ki of oof! Damlar kötler şol dağları aştılar Memo'nun fikini görüp şaştılar Domalarak fike doğru koştular Memo tuttu fiki, dedi ki of oof! Fik bu, tuttuğunda kalkar kafası Dam diye fısıldar sanki nefesi Baş var, göz yok, bilmez, damcık neresi Memo baktı dama, dedi ki of oof! Bir dam seğirterek geldi yanına Domaldı yaslandı fikin ucuna Arzu eder ki fik girsin içine Barrak dile geldi, dedi ki of oof! Söyle memo, fikin hali nicedir? Dam içinde gündüz artık gecedir Soksan, diyeceğin iki hecedir Dam fikenler daim dedi ki of oof! O anda bir kuvvet geldi Memo'ya Başladı barrağı sıvazlamaya Evvel kimse böyle o'sbir görmeye Sel gibi attırdı, dedi ki of oof! Damcıklar o selle dağa savruldu Dağ hepsinin üstlerine devrildi Dünya eski vaziyete çevrildi Memo kaldı yalnız, dedi ki of oof! |
|
yanılsama Ne zaman ki dama barrak sokmaya meylettiysem Otuzbir mesgâlesinden azıcık el çektiysem Başım bitten kötüm fikten kurtulmaz hâle geldim Fikime çâre ararken ben nâçar hâle geldim Er kişinin her dakika aklında kadın kötü O köte fik soksa dahi âkıbet daim kötü Neden dersen otuzbirci, yanıma yaklaş hele Ben anlatayım, sen dâhi, can kulağıyla dinle Dam fikmenin nihayeti damı fikmek olsaydı Damcığı fiktiğin vakit barrak huzur bulsaydı Bir kere dam fikmiş olan buna kanaat ederdi Fikin başı gururundan belki arşa değerdi Lakin fik “dam fiktim” diye gururlanmaya görsün Sanma ki o mağrur dikbaş damdan başka şey görsün Dam dediğin ıvır zıvır değil ki çekmecede Çıkarıp fikfikleyesin her canın çekmecede Dam sahibi insanlara biz, “kadınlar” diyoruz Buradan kendilerine çok hörmet ediyoruz Kendileriyle esasen yoktur münakaşamız Usulen onlarda dam var, bizim fik-başşağımız Hâşâ, kadın haklarına lafımız yok, ne demek! Hakkıdır istemeyenin damından fiktirmemek Lakin eğer ki dünyada varsa bir fikemeyen Mantıken olmak zorunda en az bir fiktirmeyen Kadınlar müsterih olsun, onlar iyi, onlar hoş Aşkı alış-veriş yapan, felek kem, felek nâhoş Sen ki be hey otuzbirci, yolda kötlere bakıp Fikfike niyet ettiysen otuzbiri bırakıp Bundan böyle senin ömrün dam peşinde geçecek Fikin tuttuğun damların pek azından geçecek Vaktinin onda dokuzu dam ardından koşturup On dakika fikfikteysen, düşün bence bir durup Bütün bu dert ve telâşe bir fikfike değer mi? Yüzbin okka sinek ezsen bir dirhem yağ eder mi? Titreyerek kendine dön, bırak fikiş fokuşu Oflayarak çıkmaktansa, insene şu yokuşu Aklına fikfik geldikçe çıkar barrağı dondan Aldırma sen hiç laflara, duyduğun ondan bundan Elalem bırak konuşsun “bin damcık fiktim” diye Deme hiç “fiktin de n’oldu”, muhattap olma bile Kimseye muhtaç olmadan sıvazla barrağını Tırman fikfik kalesine, yalnız dik bayrağını Sakın ola ki üzülme damların gidişine Onları fiken bulunur, sen bak kendi işine Memo der ki otuzbirdir insanı güçlü kılan Amman dam fikeyim derken köte kaçmasın yılan Tut barrağı, çek otuzbir, bakma köte ve dama Otuzbirdedir hakîkat, fikfik bir yanılsama |
|
buda ikincisi otuzbirci bünye Fikfiklemek arzusiyle dolup taşan bünyem var Sıvazlayınca patlayan fik şeklinde fünyem var Her ne kadar dam isterim deyu feyad etsemde Üzerinde "Otuzbirci" yazan altın künyem var... Bağırdıkça ben hep damcık,meme,bacak,köt diye Sanılmasın yaşıyorum lüleden yiye yiye Ya tutuyorumdur fiki,yahut başşak elimde Barrağımdan müteşekkil sıkıcı bir dünyam var... Maatteessüf fikim hafif sol yana doğru yamuk Başşaklarımda mantar var,köt çatalımda pamuk Ayak kokmuş,saçlar yağlı,kıllarım yumuk yumuk Sırf otuzbir çekmek için kullandığım banyom var... Kızlar durun nolursunuz,kaçmayın böyle benden Bir kerecik bandırayım bir arkadan bir önden Tutun,kavrayın,dilleyin,razıyım zaten dünden Bir bilseniz şaşarsınız,bin türlü fantazyam var... Fikfik hayali kurarken birgün düşersem damdan Dam fikmeden göçer isem şu ölümlü dünyadan Taş dikmeyin mezarıma üstünde "Memo" yazan Ölsem bile dimdik duran mermer gibi fikim var... |
yapmasaydın keşke hocam ben favorileriem eklemiş ara ara okuyordum şimdi kapatıcaklar konuyu |
| hocam 2024 ten yazıyorum tam gaz devam :D |
1. sayfa
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle