Öyle bir konu ki, bir çoğumuz da bu konu hakkında bilgi sahibi değiliz. O döneme ait bilgiler karartıldığından dolayı olayları sadece şahitlerin dilinden ve sınırlı sayıdaki fotoğraflardan öğrenmek durumunda kalıyoruz. Bu konuda tarafsızca, ön yargısızca fikir beyan edebilecek insan sayısı az çıkacaktır. Bilgisizce ve neo-milliyetçilik etkisiyle yapılan yorumlar olabilir. Fakat tarih objektif bakmayı gerektirir. Açıkcası fikir ve ülkü birliğinde olduğum en yakın arkadaşlarımla bile Dersim konusunda derin ayrılıklara düşebiliyorum. Bana karşı kullanıldığında hiç sevmediğim "faşist" kelimesini, Dersim konusunda tartışırken en yakın arkadaşlarıma karşı kullanasım bile geliyor ama kullanmıyorum. Çünkü "neden o kadar insan öldürüldü, gereklimiydi?" dediğimde aldığım cevaplar cevaptan çok neo-faşist sloganları andırıyor, aynen şöyle: "Hepsini kökten kazımak lazımdı. Devlete karşı geldiler. Kürtün neyini savunuyorsun. Bir de kızı****tılar." Bana sorarsanız, benim vicdanımdan gelen sesleri dillendirmemi isterseniz o da şudur: "Hepsi de insandı. Irkı ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun hepsi de insandı. Liderleri isyan etti diye komple o yöre halkını cezalandırmak ne kadar doğru... Genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk demeden!" Bazı sırlar vardır bireyi ilgilendirir, açıkladığında bireyi zora sokar... Açıklamazsa da bireyin vicdanını sızlatır. Bazı sırlar vardır aileyi ilgilendirir, açıklandığında aileyi zora sokar... Açıklanmadığında da ailenin vicdanını sızlatır. Bazı sırlar da vardır ki toplumu ilgilendirir, açıklandığında toplumu zora sokar... Açıklanmazsa toplumun vicdanını sızlatır. İşte bizler de bu sırrı açıklayıp zor durumda mı kalalım, yoksa açıklamayıp vicdanlarımızı sızlatmaya devam mı edelim ikilemi arasında gelip gidiyoruz tahminimce... (Konu başlığında değişikliğe gidilmeli. Dersim Deresi olayı değil Dersim Olayı olmalı. Çünkü bu olay Dersim deresinde olmuş bir olay değil. Eski adı Dersim olan Tunceli ili genelinde yaşanmış bir olaydır. Şahitlerin ifadelerine göre il merkezinde ve Hozat, Pülümür gibi diğer ilçelerde yaşanmıştır.) |
Cumhuriyetn ilk yılları. Bu yeni bir devletin kendini koruma güdüsüyle geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Olayları bugünkü sosyo-kültürel koşullarla değerlendirmeye kalkmayın, yanılgıya düşersiniz... |
olayın aslı şudur osm zamanından beri kendi ağalarının yönetiminde olan dersim bölgesi cumhuriyetin ilanıyla tbmm yönetimi altına girmek istemeyip yine osm zamanında oldugu gibi kendi ağalarının boyunduruğu altında kalmak istedi (bir nevi özerklik) tabi Atatürk kurtuluş savaşını yaparken sosyalistlere yoldaş islamcılara islam yolundayız dediği gibi dersimede sizin özerkliğinizi bitirecem dememiştir cum. kuruldukdan sonra sosyalistlere islamcılara yaptığı gibi şamarını vurmuşturki bölgenin adınıda ibret olarak tunceli olarak değiştirmiştir olay kısa ve öz tanımı budur kimisi diyecekki isyan ettiler o zaman ya sivas ya erzurum kongresinde mandacılığı yada teslim olmayı savunan korkan temsilcilere siz buraya savaşmayamı yoksa kaçmayamı geldiniz diyen dersim bölgesini temsil eden diyab ağa'dır.Zamanın böyle sonuçlar çıkaracağını bölgesinde bu ölümlerin olacağını bilseydi o sözü söyleyip o insanları yüreklendirirmiydi merak konusu |
Farkına vardıysanız son derece dikkatli bir şekilde cümleler kurarak Dersim olayıyla ilgili yorum yapmaya çalıştım. Çünkü olay son derece hassasiyet arzediyor. O bölgede bir isyan vardı, geçmişin alışkanlıklarından kaynaklanan bir durumdan dolayı yeni yönetimi kabullenememe vardı. İsyanın çok savunulacak bir tarafı yok zaten. Ama olaylar anlatıldığı gibiyse sivil ölümlerin de kesinlikle savunulacak bir tarafı yok. Orduyla o bölgeye girilip ellerindeki bir kaç bin tane düzensiz silahlı güç imha edilip isyanı tetikleyen aşiret reisleri öldürülebilirdi. Bunu yapmak çok mu zor. Milliyetçi biri olmam aşırı ırkçılık yapmamı gerektirmiyor. Yoksa en yakın arkadaşlarım gibi "hem Kürttüler hem kızılbaştılar" deyip geçmek bu yapılanları haklı çıkarmaz. Dediğim gibi; benim için ırk ve inancı önemli değildi, onlar birer insandı. Irk ve inançlar sivil ölümleri haklı çıkarmaz. O devrin şartlarına göre de düşünsek Türk tarihinin en kötü şartlarına göre de düşünsek tarihimizde hiç bir zaman eli silah tutmayanı öldürmek, kadın-çocuk demeden toplu cezalandırma yapmak yoktur. Hiç bir savaşta hiç bir isyanda sivil ölümler tasvip edilemez. Diyelimki o bölgede o günün şartlarında (fazla fazla) 100 bin insan yaşıyordu. Ellerinde 10 bin kişilik silahlı güç olsun. Hadi 20 bin olsun. İddialar doğruysa, 50 bin civarı insan öldürüldü. Bunların hepsi mi silahlıydı? Necip Fazıl bile bir çok sivil ölümlerden bahsediyor... Yıllar önce bir belgeselde Sabiha Gökçen'in Dersim olayıyla ilgili anılarını izlemiştim. O güne kadar Sabiha Gökçen'in Dersim Harekatına katıldığını bilmiyordum. Atamızın manevi kızı olduğu için de hep aklımda iyi bir yeri olmuştu. O belgeseli izleikten sonra ise Sabiha hanımla ilgili düşüncelerim aksi yönde değişmişti. Dersim Harekatına katılan ve bombardıman yapan 3 uçak filosundan birinde Sabiha hanım da görev almış. İsyan sırasında nasıl bombalama yaptığını anlatıyordu. Hatta anılarını yazdığı kitabında bu konuya 10 sayfadan fazla yer ayırmış sonradan gördüm. |
|
Peki kürtler'in kürt sorunu diye bagdastırdıgı kavram ile bu olayın bir ilişkisi var mı acaba?Sonucta kendi kanlarından binlerce insan ölmüş orada.Kimbilir o bölgede nasıl anlatılıyor bu olay.Yasayanlardan dinlemek isterdim. |
Dersim Olayı özellikle PK*, DHKP-C, TiKKO gibi örgütler tarafından sık sık propaganda malzemesi olarak kullanılır. "Unutmadık, unutmayacağız..." gibi sözlerle sık sık Dersim olaylarını birbirlerine hatırlatırlar. Örgüt propagandalarına mağruz kalmış ama örgüte prim vermemiş Kürt kökenli tanıdıklarınız varsa bunu kendilerinden canlı canlı duyabilirsiniz. Ayrıca; Dersim olaylarını bazı Alevi kardeşlerimiz de sık dile getirirler, forumlarında bu konuyla ilgili tartışmalara rastlayabilirsiniz.
|
benim bilgim varda 1 aydan sonra üyelik yeni açıldı biraz ısınma turları atalım döneriz![]() @ başbuğ66 Terör uzmanı gibisin ![]() |
Çocukluğumdan beri sıksık büyüklerimden duyduğum bir olaydır.O anlatılanlar çok vahşiceydi,beni baya etkilemişti o yaşta. |
Evet arkadaslar bu konuda bilgisi olan varsa konusun lütfen.![]() |
Üstte alıntı olarak koyduğum Necip Fazıl'ın satırlarındaki olaylar bile çok vahşice...
|
benim sülalemde bu olayları bizzat yaşamış.çoook detaylı bilgilerim yok ama bildiklerimide burda anlatmam uygun değil. |
Bu olayı merak ediyorum bana özle mesajdan anlatabilir misiniz?Bu olay bir tabu olarak kalmamalı |
Anlatılacak çok şey var fakat anlatılacak şeyler ,ozamandan kalınan büyüklerden olaylardan kurtulmuş yaşlılardan duyulan şeyler bu forumun sorumluluklarını kaldıramıycak denli büyük ve ağırdır.@Başbuğ66 arkadaşımız olaylara çok güzel vurgu yapmış kimseyi kırmayacak şekilde çeki düzen vermiş öncelikle onu kutlamak isterim.Olaylara bir bakış açısıda şöyle .Dersim yöresini az çok bilenler ve anlatanları dinleyenler bilmem bilirlermi. ama dersimli tıpkı coğrafyası gibi asi ve dirençli insanlardır.hatta oraya tunceli isminin koyulmasının altında yatan şeyinde 'tunç' gibi sağlam insanların yaşanıldığına inanıldığından konulduğu söylenir.Nihat Gençe göre ise devletin ordaki halkın üzerine inen tunç eli ile alakası var.ol cihanı titreten osmanlı devleti bile yöre halkına diş geçiremeyip kendi hallerine ve özerk bir şekilde bırakmış o yörenin insanlarını. dersim halkı özgürlüğüne düşkün ve anarşi ruh hali ile hareket eden insanlar.bugün kentli doğma büyüme istanbullu dersimlidede bunu görebilirsiniz.devletsiz ,başsız otoritersiz kendi kendilerine yeten bir karakteri var bu insanların. siz bakmayın ağaların ve feodalizmin hüküm sürdüğünün söylendiğine.dersimde öyle ağalık sistemi filanda yokmuş.hiçbir dersimliden ağaları ile olduğu kötü anıları olduğunu yada en bilindik örneğiyle başlık parası sorunları olduklarını duymadım. halkın pirleri dedeleri varmış ama buda kendi inançları gereği olan bir şeymiş.halkın üzerinde ne pirlerin nede dedelerin dayatması veya sömürüsü yokmuş.dolayısıyla dersim halkı başkalarının ve yukarıdakilerin dayatmasına göre hareket edip inanan değilde kendi inançları doğrultusunda kendi istedikleri şekilde inanmak isteyen bir halk. hepimizin anladığı anlamda ağalık sistemi ile yönetildiğini söylemek biraz kolaya kaçmak gibi olur .bu arada ünlü şair Cemal süreyayı bilmem bilirmisiniz.kendiside dersim kökenliymiş bir yerde okumuşdum. kendiside sürgünü bizzat yaşamış biri olarak sonradan öğrendimki (erzincana sürgün edilmiş ailesi ) şu dizeleri o olaylar için yazmış
ekşi sözlükte konuı başlığı altında bir konu var isteyen göz atabilir.birde dersim olayları ile ilgili şeyler okuduğumda dikkatimi çektiki isyanın lideri Seyid Rızanın kendisine devlet yetkilileri tarafından vaatler verilip asılmayacağı sözü verilirken devlet yetkililerine teslim olduktan sonra asılacağını öğrendiğinde ''ben sizin yalan ve hileleriniz ile baş edemedim bu bana dert oldu, ama bende sizin önünüzde diz çökmedim , buda size dert olsun'' sözü gerçekten çok etkileyici. Bu arada @Argolos arkadaşım devletsizliği savunan V for Vendetta filminin kahramanı anarşist figürün portresini avatarınızda kullanıpta devlet eliyle yapıldığı açık olan bir olayı devlet lehine savunman biraz ters kaçmamışmı? bu duruşunuz kofti anarşist olmanız ile alakalı bir şeymi ? yoksa anarşist V nin görüşleriyle değilde sadece filmi sevdiğiniz ile alakalı birşeymi? merak ettiğimden sordum kusura bakmayın. |
bu arada günümüzde dersim olayı kürt milliyetçiliği adı altında savunuluyor ama bunun bir kürt isyanı ve orada isyan edenlerinde kürt olduklarını söyleyemeyiz. zira ozamanlar şey sait destek almak için seyid rızanın yanına gitmiş.seyid rıza ve ahalisi onları dostça karşılamış hoşbeş muhabbetle oturmuşlar.lakin seyid rıza misafirleri için adamlarına kurban kesilip ziyafet verilmesini söylemiş ama şeyh sait bunu kabul etmeyip asıl sebebini hiç belli etmeden seyid rızaya demişki '' uygun görürsen kurbanları bizim adamlarımız kessin'' demiş. seyid rızada peki tamam demiş ve adamlarına geri çekilmesini söylemiş. sonra şeyh sait sebebi ziyaretlerini söylemiş. ''ne dersin isyan için bize destek verecekmisiniz'' diye sormuş.seyid rızada '' sen o desteği az önce adamlarına kestirdin'' demiş. yani şeyh sait ve adamları alevilerin kestiği kurbanı helal görmedikleri için kendileri kurban kesmeyi tklif etmişler ve seyid rızada bunu anladığı için yeri geldiğinde cevabını yapıştırmış.dersimlilerin ve dersim isyanının altında yatan şey kürtlük yada kürtçülük değilde aleviliktir. dersim halkının bütünlüğünü sağlayan şeyde kürtçülük değil aleviliktir yine. buda bir dipnot olarak değerli bir bilgidir diye düşünüyorum |
Verdiginiz bilgiler için cok tesekkur ederim. |
yalnız söylemeden edemiycam, kürt olsun alevi olsun yada her ne milletten olursa olsun insan oldukları gerçeği hep karşımıza çıkacağı için asıl meseleye insanlık meselesi ile yaklaşılırsa daha doğru olur diye düşünüyorum.bırakın insanı hayvana bile zulüm yapılmaz. herkesin canı kendine tatlıdır.bazı şeyleri anlamak için bazı şeylerin başınıza gelmesine gerek yok.insanlığın vicdanı herşeyden önemli olmalıdır.bu gibi şeylere kulp aranıp bulunucaksa, her kim yada kimler tarafından yapılmış katliamlar,cinayetler ''ama canım onlarda yapmasalardı'' diye savunulucaksa bu hepimiz için çanların çaldığının resmidir ve farkında olalım olmayalım ama insanlık olarak en büyük değerimizin yok olduğu gerçeği ile karşı karşıya bırakır bizi. |
Yukarıda yazdıklarım benim konu hakkındaki düşüncelerim değildir. Sadece olaylara bugünkü sosyo-kültürel koşulları göz önüne alarak bakmanın doğrabileceği yanılgıları belirtmek isterim. Dersim olayları ile ilgili de çok şey duyduk, çok şey dinledik. Ama o coğrafya ve kültüre olan uzaklığımızla ilgili olarak da bunlar çok detaylı değil. Eğer bu konuda gerçekten bir şeyler bilen arkadaşlarımız tarafından gerekli bilgiler verilirse ben de açıklarım elbet görüşlerimi. Ancak cumhuriyetin ilk yıllarında çok can yakıldı, bu bir gerçek. Buna ben katılırım ya da katılmam, siz katılırsınız ya da katılmazsınız. Ancak "devrimler kansız yapılmıyor" sloganları bugünün özgürlük peşinde koşan sosyalistlerinin ağzından dahi düşmüyorsa bazı konulara bir de bu açıdan bakılmasını öneririm. Örneğin istiklal mahkemeleri( gerekliliğini ya da haklılığını savunmuyorum) olmasaydı bugün çok farklı bir tablo ile karşı karşıya olurduk. Bu tablo olumlu mu olurdu olumsuz mu olurdu bilemeyiz... Ancak bunlar bir devrimin içgüdüsel savunma refleksleriydi. |
@Democrazy Dediğiniz gibi elimden geldiğince kimseyi kırmadan Dersim olaylarına yorum yapmaya çalıştım. Bunu yaparken de mümkün olduğunca objektif olmaya çalıştım, fakat tam ortada duran biri gibi değil de vicdan sahibi bir Türk olarak yorum yaptım. Yoksa tamamen ortada duran her iki tarafa da eşit mesafede birisi olsa benim ifadelerimdeki gibi "sivil ölüm" tabirini kullanmazdı, başka kelimeler kullanırdı. Ayrıca Dersim olaylarının perde arkasında aşiret reisleri-ağaların itaatsizlikleri değil de bahsettiğiniz şekilde durumların olması yanlış bildiğim bazı şeyleri görmeme neden oldu. Bundan dolayı teşekkür ederim. Demekki bizlere resmi tarihte ve ansiklopedilerde sunulan bilgiler doğru değilmiş. Ayrıca Necip Fazıl'ın ifadeleri de sizin ifadelerinizle birebir örtüşüyor. Ayrıca bazı kaynaklarda dediğiniz gibi Şeyh Said'in de kendi başlattığı isyana Dersimlileri de davet ettiği görülüyor. Ancak Dersimlilerin destek vermemesi 1925 yılında idam edilen Şeyh Said ile derin fikir ayrılıklarının olduğunu gösteriyor. Yanılmıyorsam Diyarbakır'da 1925 yılı Haziran ayı sonlarında idam edilen Şeyh Said, ünvanından da anlaşıldığı gibi, Şeyh ve müridleri olan bir zât idi. Yaygın olan nakşibendi tarikatının bölgedeki halifesiydi. Bu zât aynı zamanda âlim olup binlerce talebeleri ve müritleri vardı. Yani bölgede mânevi lider pozisyonunda biriydi. Demekki sünni olan Şeyh Said'in alevi olan Seyid Rıza'dan destek alamaması aynı ırktan olmalarına rağmen farklı mezheplerden olmalarıydı, yanılıyormuyum? Yani Şeyh Said isyanı bir kürt ayaklanması değil din temelli bir ayaklanmaydı. Demekki aynı şekilde Dersim isyanı da ırk temelli değil din temelliydi. Şeyh Said, isyana kalkışmadan önce Seyid Rıza'dan destek istediği gibi Said Nursi'den de destek istemişti. Bununla ilgili bir yazı okumuştum. Said Nursi'de Şeyh Said'in isyan çağrısına çok güzel bir şekilde cevap vererek onu vazgeçirmeye çalışmıştı. O metnin orjinal halini bulabilirsem birazdan buraya eklerim. Şeyh Said Dersimlilerden yardım istediği gibi o zamanın önde gelen nüfuzlu alimlerinden Said Nursi'den de yardım istemiş. Said Nursi'yi isyana davet etmesinin temel nedeni nüfuz sahibi sözü dinlenen bir alim olması, işin bir diğer boyutu da Said Nursi'nin kürt kökenli olması. Fakat bakın Said Nursi adlı şahıs Şeyd Said'e ne cevap vermiş, tokat gibi bir yazı göndermiş: "Türk milleti asırlardan beri İslâmiyet'e hizmet etmiş ve çok velîler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılınç çekilmez; siz de çekmeyiniz, teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir" Ardından yine benzer şeyler söylemiş: "Yaptığınız mücadele, kardaşı kardaşa öldürtmektir ve neticesizdir. Çünkü, Türk milleti bin senedir İslâmiyete bayraktarlık etmiş, dini uğrunda binlerle şehid vermiş ve binlerle velî yetiştirmiştir. Binâenaleyh, kahraman ve fedakâr İslâm müdafilerinin torunlarına, yani Türk milletine kılınç çekilmez ve ben de çekmem" Alıntı yaptığım yerde belirtilen kaynak: Said Nursi'nin hayatını anlatan "Tarihçe-i Hayat" adlı kitap |
Ayrıca Moderatör arkadaslardan bir ricam var.1 arkadasım ''Rusların tarihiyle yüzleştigi film'' adlı topicte dersim ile ilgili bilgiler paylastı bizimle o bilgileri bu konuya tasıyabilir miyiz?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E657B75AF -- 14 Aralık 2008; 15:57:14 >