1. sayfa
Onlar, 'yeni dünya düzenini' kurmak için bir araya gelen strateji uzmanları. Önce Amerikan iktidarını ele geçirdiler, sonra dünyaya el attılar. Sovyetler'i çökertip, Saddam'ı yıktılar. Ama bitti sanmayın... Daha yeni başladılar. İktidar yürüyüşleri 1980'lerde Başkan Ronald Reagan döneminde başlamıştı. Birkaç mevzi ele geçirdiler. Clinton döneminde geri planda durdular. Sonra George W. Bush geldi ve üç yılda yönetimin tüm kilit noktalarını ele geçirmeyi başardılar. Yıldız Savaşları projesiyle Sovyetler Birliği'ni çökerten onlar. Afganistan ve Irak savaşlarının mimarı onlar. Ortadoğu'yu, hayır sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünyayı yeniden biçimlendirme vizyonunun sahibi onlar. Dünyaya bakışları aynı, zevkleri aynı, hocaları aynı. Onlar ABD'nin yeni güç odağı, onlar bir "Gizli Krallığın" prensleri, onlar dünyanın yeni efendileri... Onlara "Neo-Con" deniyor, açılımı "Neo Conservative", yani Türkçe’si "Yeni Muhafazakarlar" Yıldız Savaşları projesiyle Sovyetler Birliği'ni çökerten onlar. Afganistan ve Irak savaşlarının mimarı onlar. Ortadoğu'yu, hayır sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünyayı yeniden biçimlendirme vizyonunun sahibi onlar. Dünyaya bakışları aynı, zevkleri aynı, hocaları aynı. Onlar ABD'nin yeni güç odağı, onlar bir "Gizli Krallığın" prensleri, onlar dünyanın yeni efendileri... Öğrenim hayatı boyunca notları hiçbir zaman ortanın üstüne çıkmamış bir öğrenciydi. Gençlik yıllarında kendini alkole vermişti. Sonra da alkolü bırakıp dine. O gün, tarihin akışını değiştiren o 11 Eylül 2001 günü New York'taki İkiz Kulelere, Washington'daki Pentagon binasına saldırıları-kaçırılan bir uçak da hala tam aydınlatılamamış olmakla birlikte yolcu ve mürettebatın teröristlere müdahalesiyle hedefine varmadan düşmüştü- haber alınca, boyutlarını ancak ruh sağlığı hekimlerinin kestirebileceği bir "travma" geçirdi. Depressif ruh halinin tipik belirtisini gösterip "korkudan içine kapandı." O kadar sarsılmıştı ki, kamuoyunun önünde gözyaşlarını tutamadı. Hem de kaç kez. Başkan Bush'tan söz ediyoruz. Ve o korkudan içine kapanmış adam, birkaç gün sonra bambaşka biri olarak Dünyanın karşısına çıktı. Rusya'dan Çin'e, İsveç'ten Güney Afrika'ya kadar tüm kıta ve ülkelerde saat farkına bile boş verilerek naklen yayınlanan konuşmasında yumruğunu kürsüye vura vura şöyle kükrüyordu "Üçüncü Dünya Savaşı başladı. Tarafsız kalmak yok. Ya bizimle olacaksınız ya bize karşı..." |
BUSH NASIL CESUR SAVAŞÇI OLDU? O bir zamanların alkoliğinin, o 11 Eylül günü korkudan beti benzi atmış adamın, Hasan Sabbah'ın fedaileri kadar korkusuz, pervasız ve ölümün üstüne yürüyecek cesarette bir "Yıldız Savaşları" robotuna dönüşmesinin sırrı neydi? Cevap Neo-Con'lar. Hayır, uzaydan gelen bir türü ifade etmiyor bu sözcükler. Tam tersine Sokrat-Eflatun öğretilerinden yola çıkan ve dünyaya yeni bir düzen getirmeyi amaçlayan bir felsefi-siyasal ekolün uygulayıcıları onlar. Bir başka deyişle, bizim, yani İslam aleminin pek aşina olduğu tarikat gizliliğinin bir araya getirdiği bir ekip İkiz Kuleler'e saldırıdan hemen sonra "İşte bizim zamanımız geldi" dediler ve Başkan Bush'un eline siyaset, harp ve felsefe tarihine "Asimetrik savaş" diye geçecek, ne zaman, nerede biteceği kestirilemeyen meydan okumanın manifestosunu tutuşturdular. Manifestoda deniyordu ki, "Hiçbir yasa tanımayan, sivil giyimli ve sadece terör egemenliğini sürdürmek için öldürmekten başka hedef tanımayan düşmana karşı olanca cesaretimizle savaşacağız." Son cümle aslında "Saddam Hüseyin'in terör egemenliğini sürdürmek için" şeklinde kurgulanmıştı, zaten Bush da öyle okudu. |
%9 unu aldığını nereden biliyorsun? belgeleri varmı? Ayrıca Sivil havacılık kurallarını düzenleyen. Sivil havacılık örgütleri vardır. IATA gibi, ICAO gibi, JAA gibi. IATA Uluslararası Hava Taşıyıcıları Birliği dir. Uluslararası bir örgüttür. IATA olmasa kim düzenleyecek uçuşları? Ayrıca uluslararası olmasa bile Yahudi olur, hıristiyan olur müslüman olur ne farkeder birileri bu işleri yapacak ki hava taşımacılığı bir karışıklığa meydan vermeden yapılabilsin. IATA olmasa idi uçaklar kafasına göre mı uçacaktı, böyle birşey mümkün mü? Madem Müslümanlar yapsa idi de onlar düzenlese idi uçuşları. Başka uluslararası sivil hacacılık örgütleri de vardır ICAO gibi. ICAO sivil havacılık kurallarını düzenler, dünyada havacılığın gelişmesini sağlar. Şimdi o da mı Gizli Dünya Devleti'nin bir parçası. |
Ama senin unuttuğun birşey var. Bunlar hep Darwin'in başının altından çıkmıştır. Gizli dünya devletini idare edenler ise "evrimci" lerdir. ![]() ![]() ![]() ![]() |
Amerikan politikasının lokomotifi olan ve dünyayı yeniden yapılandırmak için adımlar atmaya başlayan Neo-Con'lar topu topu 71 kişi. İşte o 71 kişi 25 yıl önce dünya tarihinin akışını değiştirmek için kılıç kuşandı Neo-Con'lar, yani Yeni Muhafazakarlar, aslında bir avuç insan. ABD yönetiminde bakan yardımcılığından başlayıp danışmanlığa kadar giden ve de ilk bakışta hiç de "kilit görev" gibi görülmeyen noktalarda bulunan topu topu 10-15 kişi bu ekolün üyeleri. New York Times ve Wall Street Journal'da başlayıp kendi özel dergilerinde ve de elbette Fox TV'de yuvalananları da eklerseniz 30 kişilik bir listeye ulaşıyorsunuz. Bunlara bir de think tank kuruluşlarında, vakıflarda, üniversitelerde görevli olan ve ancak çok kritik dönemlerde yayınladıkları bildirilerin altına koydukları imzalarla varlıklarını hatırlatan 30 civarında aydını ekleyin... Hepsini alt alta topladığınızda 71 isimden oluşan bir grup çıkıyor önünüze. İşte o 71 kişi 25 yıl önce tarihin akışını değiştirme iddiasıyla kılıç kuşandı. Ve daha şimdiden çok ama çok büyük ölçüde başardı. SSCB'Yİ ÇÖKERTTİLER Çünkü Sovyetler Birliği'nin çökmesi onların eseri. Afganistan'da Taliban rejiminin tarihe karışması onların işi. Saddam Hüseyin'in 24 yıllık diktatörlüğünün sone ermesi onların zaferi. "Liste uzun" diyorlar, "Sırada Suriye var, İran var, Kuzey Kore var." Bir de şimdilik saymadıkları var Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Sudan, Mısır, Libya... Sonra parmağınızı haritada biraz yukarılara doğru götürmeniz gerekecek Orta Asya Türk Cumhuriyetleri. Yani, Türk dünyası. Hayır, oralarda sorun rejim değişikliği değil, ABD'nin sırtını yaslayabileceği güvenli bir bölgeye dönüşmesi. ABD'nin potansiyel rakipleri Rusya, Çin ve Hindistan'la olası hesaplaşmada kullanılacak bir üs olarak Orta Asya'nın şimdiden güvenceye alınması. Peki kim bu Neo-Con'lar? Bu güce nasıl kavuştular? Dünya görüşleri ne? Akıl hocaları kim? Şimdi sıra bu soruları cevaplandırmaya geldi. Önce bir uyarı Yeni Muhafazakarlar'ı başkan Bush'un çevresindeki bir başka akımın temsilcileriyle, yani kökten dinci Hıristiyanlarla sakın karıştırmayın. Onların "İncil kuşağı" diye nitelenen ABD'nin güney eyaletlerinde filizlenen ve bugün Cumhuriyetçi Parti'de yükselenler arasına giren "Protestan sofular" akımıyla hiçbir ilgileri yok. Yeni Muhafazakarlar, ABD'nin Doğu kıyılarının çocukları. Birkaç da Kaliforniyalı var aralarında |
bende seneler önce bir kitap okumuştum orada bir gurubun varlığından bahs ediyordu grup 50-70 kişiden oluşuyodu ve hatta ikinci dünya savaşını bile onların bailattığını, hitlerin başa geçmesinden tutunda stalinin iş başına gelmesine kadar her şeyi o grupun marifeti olduğunu yazmıştı belki de bu sizin söylediğiniz grup onların devamı olabilir ![]() |
DOLAR MİLYARDERLERİNİN EFSANEVİ ZENGİNLİKLERİ ROCKEFELLER EFSANEVİ SERVET SAHİBİDİR VE BÜTÜN DÜNYA EKONOMİSİNİ KONTROL ETMEKTEDİR. Rockefeller ailesinin zenginliği her türlü tahmin ve ölçünün üstünde efsanevi, astronomik, kısacası korkunç bir zenginliktir. Zenginliklerini tesbit etmek, bilmek mümkün değildir. Çünkü bunlar ABD'deki vergi kanunlarını öyle tanzim ettirmişlerdir ki gerçekte kendileri ciddi bir vergi ödemezler. Çünkü servetlerini vergiden muaf "VAKIFLAR"a ve "EMANETÇİ KURULUŞLAR" = TREUHAND şirketlerine dağıtmışlardır. sahip oldukları tröstlerin, vakıf ve emanetçi kuruluşların adedi 10 binleri aşmaktadır. Ayrıca bilhassa dünyanın en büyük banka ve şirketlerini kontrol etmektedirler. dünyanın her yerinde sayılamayacak kadar çok gayri menkullere sahip bulunmaktadırlar. Rockefeller 100 yıldan beri petrol işletmektedirler ve 75 yıldan beri de Bankacılık yapmaktadırlar. Nelson Rockefeller Cumhurbaşkanı olacağı zaman kamuoyu Rockefellerin efsanevi zenginlikleri hakkında büyük şüphelere ve kuşkulara sahip olduğu için Amerikan Temsilciler Meclisi Hukuk Komisyonu Nelson Rockefeller'in şahsi servetini tesbit için araştırma yaptı. Bu araştırmaya Rockefeller ailesinin zahiren hukuk danışmanı olarak görev yapan j.RlCHARDSON DÎLWORTH çıktı. J.R.DlLWORTH 1958'de Rockefeller'in yanında çalışmaya başlamadan önce geçmişte mali basan ve siyasi etkinliklerin simgesi olan en büyük uluslararası kuruluşlardan KUHN VE LOEB & CO bankasının ortağı idi. Nitekim KUHN ve LOEB & CO 'nün ortağı olan Jacob Schiff de daha önce Rusya'daki Bolşevik Devrim'i finanse etmişti. DÎLWORTH görünürde Newyork'taki muazzam bir bina olan "ROCKEFELLER PLAZA"nın 3 katını işgal eden "Rockefeler ve Partneller" adlı büronun başkanlığını yapmaktaydı. 3 büyük kata yerleşmiş olan bu büro gerçekte Rockefeller ailesinin şahıslarına ait esham ve tahvilat hareketlerini takip etmek için kurulmuş bir teşkilattır. Bu teşkilatta 154 uzman çalışmakta ve 15 üstün mali müşavir görev yapmaktadır. Bu mali müşavirler ayrıca 100 şirketin bağlı olduğu 70 milyar dolar sermayeye sahip iki veya üç şirkette de idare meclis üyesi olarak görev yapmaktadırlar. Temsilciler meclisi önündeki ifadeleri ile işte bu muazzam binanın ve teşkilatın başkanlığını yapan DÎLWORTH bir yandan Rockefeller'in muazzam servetini verdiği karışık şemalarla anlaşılmaz bir hale sokmuş, diğer yandan da Rockefeller'in bütün dünyayı ve dünya ekonomisini kontrol ettiğini örtbas edebilmek için dünyayı kontrol etmediklerini sadece bir ailenin servetinin daha fazla kâr elde edebilmesi için en iyi şekilde yönetmeye çalıştıklarını ifade etmiş ve aynı komisyonda ifade veren Nelson Rockefeller'de bunu teyiden eğer muazzam ekonomik bir gücün varlığına inanıyorsanız o mevcut değildir. Yatırımlara sahibiz ama kontrole değil, diyerek gerçekleri örtbas etmeye çalışmıştır. Rockefeller ailesinin sahip olduğu servet hakkında 29 Eylül 1916 "NEW YORK TlMES"ın ilk sayfasında ailenin o günkü reisi Peder Şah JOHN D. ROCKEFELLER'in petrol ortaklıklarının 500 milyon dolar ettiği Rockefeller'in Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk dolar milyarderi olduğu haberi verilmişti. Sadece bu meblağ yılda % 5 gibi Rockefeller için en mütevazi bir oranda gelir getirmiş olsa dahi 1975'de 25 milyar dolar yapar. Rockefeller ailesinin ve bugün bu ailenin reisi olan John D.III ROCKEFELLER'in GDD'yi yönetmek üzere ikamet ettiği New York'taki POCOTICO Hilst'teki yanmada takriben 3000 hektar büyüklüğünde olup GDD'nin idare merkezi Rockefeller ailesinin efsanevi zenginliği hakkında bir fikir edinmeye yeter. Bu yarımadaya giriş-çıkış yasaktır. Son derece kontrollüdür. Bu yarımadayı 1930'da Peder John D. Rockefeller inşa etmiştir. O gün bu arazinin değeri 50 milyon dolardı. Basın bu gizli yarımadaya ancak 1959 yılında Nelson'un oğlu Stewen'in düğününde ilk kez girebilmek imkanını elde etmiştir. Buraya girildiği zaman görüldü ki, bu arazinin içerisinde 112 km uzunluğunda özel yol vardır. Arazinin altında ayrıca bir yeraltı şehri bulunmaktadır. Burada Rockefeller ailesinin bütün gizli evrakları muhafaza edilmektedir. Arazinin üzerinde 75 tane saray tipi bina mevcuttur. Bu 75 binada 100 aile yaşamaktadır. Bu saray tipi binaların ve bahçelerin bakımı için 500 tam mesaili personel; hizmetçi, bekçi, bahçıvan ve şoför çalışmaktadır. Ayrıca Rockefeller'in dünyanın bütün büyük şehirlerinde buna benzer bahçeler içerisinde sarayları inşa edilmiş bulunmaktadır. Bunlar Rockefeller'in ve ailesinin sahip olduğu ve kontrol ettiği akıllan durduran o korkunç servetin bir noktasını bile teşkil etmemektedir. kaynak:gizli dünya devleti |
GDD (GİZLİ DÜNYA DEVLETİ) YERYÜNÜZÜ HANGİ MEKANİZMAYLA SÖMÜRÜYOR? I. MERKEZ BANKALARI VASITASIYLA DEVLET HAZİNESİNE ALINAN BORÇLARIN FAİZLERİ GDD bütün dünya ülkelerine Dünya Bankası, IMF ve o ülkelerin Merkez Bankaları vasıtasıyla devlet garantisiyle verdiği borçların 4 Trilyon (4.000.000.000.000) $ yalnız ABD'den yılda 500 milyar dolar (500.000.000.000) $ olmak üzere diğer ülkelerle beraber toplam olarak takriben l trilyon dolar almakta ve yeryüzündeki 6 milyar insanı bu mekanizmayla sömürmektedir. II. DOLAR=YEŞİL KAĞIT, TAHVİLLER=SARI KAĞIT, REZERVLER=BEYAZ KAĞIT ile takriben 3 Trilyon dolarlık sömürüye ilaveten; bu sömürünün sonucunda bütün dünya bu mekanizmayla aldatılarak bu kıymetler karşısında alınmış malların bir yıl süreyle kullanılması dolayısıyla en az her yıl ilave olarak % 10 hesabıyla 300 milyar dolar sömürülmektedir. Ayrıca bu kağıtlar her yıl, önemli ölçüde artmaktadır. Böylece takriben yılda l trilyon dolar sömürü ! III. EKONOMİK KRİZLER VE BORSA DALGALANMALARI : Yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, ekonomik krizler ve borsa dalgalanmaları vasıtasıyla yine yılda takriben l trilyon dolar sömürülmektedir! IV. ULUSLARARASI BANKALAR: 1836 yılında Amerika Merkez Bankası lağvedilmesine rağmen Avrupalı sermayedarlar ve bunların Amerikalı ajanları yine de Amerika'nı para sistemini büyük ölçüde kontrolleri altına almayı başardılar ve butu insanları sömürmeye devam etmektedirler. V. ULUSLARARASI DEV SANAYİ KURULUŞLARI, PETROL VE TİCARET ŞİRKETLERİ : Bütün insanlardan, Uluslararası Dev Sanayi Kuruluşları, Petrol ve Ticaret Şirketleri vasıtasıyla yine yılda l trilyon dolar sömürülmektedir VI. HARP SANAYİİ: Harp Sanayii de insanları sömürme kaynaklarından biridir. GDD Harp Sanayii vasıtasıyla da insanlar, ayrıca yılda takriben l trilyon dolar sömürülmektedir! VII. DİĞER ULUSLARARASI MEKANİZMALAR: Yine bütün insanları yılda takriben l trilyon dolar sömürmektedir. Ve böylece GDD sonuç olarak insanları, yılda takriben 7 trilyon dolar sömürmektedir. NOT: GDD'nin bütün bu mekanizmalar vasıtasıyla yapmış olduğu yıllık sömürüyü kesin rakamlarla hesaplamanın imkanı yoktur. Buradaki l trilyon rakamları, bu sömürünün 100 milyarlarca doların çok çok üstünde olduğunu belirtmek için kullanılmış ifadelerdir. GDD bir yandan bütün dünya ekonomisini ve siyasetini bu mekanizmalarla kontrol ederken diğer yandan da kurmuş olduğu bu muazzam sömürü düzeni ile ülkeleri ve insanları kanını emercesine sömürmektedir. Bu muazzam meblağ dünyanın en zengin ülkesi olan 250 milyon nüfusun yaşadığı ABD'nin yıllık gayri safi milli hasılasından yani bir yılda ABD'de yapılan bütün üretimden çok daha fazladır. Demek ki bütün insanlık (6 milyar insan), GDD tarafından korkunç bir şekilde sömürülmektedir. Yıllık takriben 7 trilyon dolarlık bu sömürünün manası, fert başına takriben yılda yeryüzündeki 6 milyar insanın her birinin 1200 $ ödemesi demektir. Bu miktar dünyadaki fert başına milli gelir ortalamasının çok üstünde olup takriben Türkiye'deki fert başına milli gelir mertebesindedir. Diğer bir ifadeyle yeryüzündeki herkes yıllık gelirinden fazlasını GDD'ye ödemek mecburiyeti içinde bulunmaktadır. Gelirini GDD'ye ödeyince geçimi için yeniden borçlanmak, bu borç için vereceği faizlerle bir fasit dairenin içinde gittikçe perişan hale gelmek mecburiyeti ile karşı karşıya bulunmaktadır. İşte bu gerçekler karşısında Rockefellerin şahsi servetinin 100 milyar dolar veya l trilyon dolar olmasının ne önemi var? Çünkü o, aslında ve gerçekte her yıl GDD vasıtasıyla (Trilateral, Bilderberg, Business Round Table...vs. ile) bütün dünyayı 7 trilyon dolar sömüren bir mekanizmayı işleterek bütün dünya ekonomisini ve siyasetini kontrol ediyor. |
1. sayfa
Halbuki ne oldu?
1989'da komünizmin iflası ve Sovyetlerin dağılmasına kadar soğuk harp devam etti.
Dünya'da Ekonomik bakımdan; fakir ülkeler daha fakir, zengin ülkeler daha zengin oldu. Gerek ülkeler arasında, gerekse ülkelerin içinde gelir dağılımları gittikçe bozuldu. Açların, işsizlerin sayısı gittikçe arttı. Milyonlarca insan enflasyon ve pahalılıktan dolayı her geçen gün artan geçim sıkıntısı ile ızdırap çekti.
Siyasi bakımdan Filistin, Keşmir, Kore, Vietnam başta olmak üzere sürekli harpler ve silahlı çatışmalar devam etti.
İnsanlığın üzerine bir kabus gibi çöken bu devir esnasında Batılılar hep: "Biz insanlığa saadet getireceğiz ama ne yazık ki bir komünizm var, Sovyetler var, soğuk harp var, bundan dolayı hizmetimizi yapamıyoruz" dediler, dediler, durdular. Nihayet 1989'da komünizm iflas etti ve Sovyetler dağıldı. O günden bu güne kadar altı yıl geçti.
Bu son dönemde bir yandan ekonomik alanda geri kalmış ülkelerin dış borçları ve bunun için ödedikleri faizler korkunç seviyelere ulaştı. Diğer yandan başta Müslüman körfez ülkeleri olmak üzere harpler dolayısıyla bir çok ülkenin ekonomileri büsbütün bozuldu.
Siyasi alanda ise, yeryüzüne barış geleceğine tam tersine sıcak çatışmalar gittikçe arttı ve yeryüzünün her yanına yayıldı.
İran-Irak savaşı çıkartıldı, Körfez savaşı körüklendi, Somali'de yerli halkı ezmek için Somali işgal edildi. Bosna, Çeçenistan ve Azerbaycan'da tarihin görmediği katliamlar yapıldı ve birçok Müslüman ülkeye haksız ambargolar konuldu. Adım adım bütün Dünya sömürüldü ve köle haline getirildi, îtaat etmeye mecbur hâle getirildi. Böylece "Yeni Dünya Düzeni" adı altındaki tek kutuplu bir tahakküm ve sömürü düzeni gerçekleştirilmeye çalışıldı.
işte olaylar bütün açıklığıyla gözler önünde cereyan ediyor. Ve insanlığa bir türlü barış, huzur, saadet gelmiyor.!!!
NİÇİN ?
Bunun gerçek sebebini anlayabilmek için, yeryüzünde olayların tesadüfen cereyan etmediğini idrak etmek gerekir. Yeryüzünde yaşayan bütün insanlık üzerinde kendi hakimiyetini kurmak, bütün insanları köle yapmak ve kendine tâbi kılmak ve sömürmek isteyen bir gücün varlığını görmek gerekir. Bu gücün gayelerini, metotlarını, nasıl çalıştığını, bütün Dünyayı nasıl avucunun içine almak istediğini ve bunun için asırlardan beri gelişerek bugün artık nasıl organize bir güç haline geldiğini bilmek gerekir. Bu gücün asırlardan beri olayları kendi gayeleri doğrultusunda plânlayan ve bu plânlan uygulayan bir güç olduğunu idrak etmek gerekir.
Bunları görebilmek için de "Bugünkü Dünya'nın Anatomisi"ni tanımak gerekir. Bundan kasıt şudur:
Malum olduğu üzere, insanların hastalıklarını teşhis ve tedavi edebilmek için doktor olmak gerekir. Doktor olabilmek için de öğrenilmesi gereken ilimlerin başında ANATOMİ yani insanın vücut yapısı ilmi gelmektedir.
İnsan vücudu dışardan bakıldığı zaman bir deri ile kaplanmıştır. Ancak, bu deriyi kaldırıp altına baktığımız zaman, kemik, adale, damar, sinir sistemi başta olmak üzere vücudun içinde bir çok organların çeşitli sistemlerin, çeşitli fonksiyonların cereyan ettiğini görürüz. Alttaki bu yapıyı bilmeden ne teşhis, ne de tedavi olur.
Tıpkı bunun gibi, bugünkü dünya olaylarının doğru bir teşhisini ve buna dayanarak da doğru bir tedavisini yapabilmek için, aynı şekilde "Bugünkü Dünya'nın Anatomisi" ni bilmekte çok büyük hatta kaçınılmaz bir zorunluluk vardır.
Bugün yeryüzünde herhangi bir kimsenin bir yerden bir yere gidebilmek için alacağı uçak bileti IATA'nın kontrolündedir. Ve bilet ücretinin takriben % 9'unu IATA'ya vermesi gerekmektedir. Yoksa bir yerden bir yere gidilemez. Uçağın herhangi bir havaalanına inmesi dahi mümkün olamaz. IATA ise her ne kadar zahiren uluslararası bir kuruluş gibi görünse de, genellikle bütün uluslararası kuruluşlarda olduğu gibi, dünyayı kontrol eden GDD (Gizli Dünya Devleti)'nin kontrolündedir ve bu (IATA payı) sonunda GDD' ye gider.
Ve yine bugün bir kimse dünyanın bir yerinden diğer bir yerine bir para göndermek isterse bu paranın oraya gidebilmesi için önce ABD'de Amerikan Expres Bank veya Chase Manhatten Bank veya herhangi bir benzer banka üzerinden gitmesi mecburiyeti vardır. Bu bankalar ise GDD'nin bankalarıdır. Her gönderilen paranın % l - 5'i arasında komisyon alınır. Bu komisyon da sonuda GDD'ye gider. Böylece GDD'ye böyle bir pay ödenmeden bugün dünyanın bir yerinden diğer bir yerine para göndermek bile mümkün değildir.
Bir geminin denizlerde sefere çıkabilmesi için, önce seyrüsefere salih olduğunu belgeleyebilmesi lazımdır. Bunun içinde LYOD'dan belge almak mecburiyetindedir. Halbuki LYOD'da GDD'nin kontrolü altındaki bir kuruluştur.
Devletler borç para almak istedikleri zaman Dünya Bankası ve IMF'ye başvurmak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Bunlar ise GDD'nin elindeki büyük paraların devlet garantisi altında faizle geliştirilmesi için GDD tarafından kurulmuş, dünya ekonomisini kontrol eden kuruluşlardır.
Dünyadaki bütün büyük krediler ve müesseseler ve ülkelerin kredi alabilme kabiliyetlerini test eden not veren kuruluşlar da GDD'nin kontrolü altındadır.
Bu olayları böyle bir bir hatta saatlerce saymak mümkündür. Spordan tiyatroya, sanattan üniversitelere, sanayiden ticarete,hukuktan istihbarat teşkilatlarına kadar pek çok şey, GDD'nin kontrolü altındadır.
İşte dünya olaylarını kavrayabilmek için önce "Bugünkü Dünya Anatomisi" ni bilmek, bunun için her şeyin önünde gelmektedir.
Bununla birlikte ayrıca dünya bugünkü hale başlangıçtan beri asırlar boyunca hangi değişikliklerle nasıl geldi, neden geldi, bütün bunların çok açık bir şekilde bilinmesinde zaruret vardır.
Bunun için meseleye temelinden bir bakış yapmak her şeyden daha mühimdir.