yukarıda birisi midem bulanıyor yazmış. AL. bizimde midemiz de bulanıyor bunları görünce. şen aşının içine alüminyum koy. sırf daha az maliyetle üretme amaçlı, içinde genetik materyal bırak. çünkü temizlemek de maliyetli. çoluk çocuğa enjekte et. sonra çocuklarda otizm ve kanser sayıları artıyor ALLAHALLAH NEDEN ACABA YAV ? araştırmak isteyenlere engel ol. gece gündüz hastalık propagandası yap, aşı propagandası yap. ticari kaygıyla aşı üretip bunu mükemmelmiş gibi insanlara yıllarca pazarlayanları, medya ile devamlı insanlara bunun reklamını yapanları FARKETTİĞİMDE benimde midem bulandı. bebeklere vurulan bi çuval aşının içine bile zehir koymaktan çekinmeyenler, medyayı zaten hastalık ve aşı propagandaları için kullananlar, niçin insanlara başka yalanlar da söylemekten eksik kalsınlar ? aşıya milyarlarca dolar yatırım yapmış bir kişi, hatta daha pandemi bile yokken " tüm insanlar aşı olmalı " diyen birisi, dünyada bir pandemi çıkmasını neden istemesin? peki bunu doğal veya yapay bir virüsle yapmış olması mı daha kolaydır? yoksa MEDYA VİRÜSÜ aracılığıyla yapması mı daha kolaydır ? < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > https://www.instagram.com/accounts/login/?next=/isuda/ https://twitter.com/mrsoydan00/status/1263099951522947077?s=20 @~Anor~ kardeşim bu işin komplo tarafı falan kalmadı. şu yukarıdaki adreslere gir araştır. kuş gribi, domuz gribi , korona..bunların hepsi aynı teranedir. insanalra sağlık gibi gösterip, zehirlemenin yolunu bulmuş MAHLUKATLARIN ticari kaygılarla çıkardığı yalanlardır bunlar. bu yalanları insanlara aşı vurmak için atıldığını anladığınızıda kovid19 u unutacaksınız. hele bir moderna adlı şirket varki bunlar daha önce insan için aşı üretmemişler bile. TEKNOLOJİ ŞİRKETİ. ve korona aşısında son fazdalar. bunlara yapılmış yatırımları düşün. bu pandemiden görmeyeceğiniz zararı aşılardan görmek istemiyorsanız. bakış açınızı değiştirmenizi tavsiye ederim. |
Her iddaaya ' bunlar komplo teorisi diyenler gelmiş yine ' he arkadaşım bi siz akıllısınız zaten. Bu insanlara göre 'dünya toz pembe gerçekten' ilaç şirketleri falan çok masum mesela... Ve şunu söylemeden geçemeyeceğim ' komplo teorisi denilen söz' sizi gerçeklerden uzaklaştırmak için söylenen bir yalandır. |
linkleri gruptan verdiğim için üzgünüm. başka yerlerden bu videoları bulmak hele ki türkçesini bulmak zor. gruba gir bak, çık. videoyu indir, biryere yükle işini becerebilen biri değilim. attığım linklerden görebilirsin. ama buradan tekrar açıklamayı deneyim. öncelikle pcr testleri yanlıi ve cogu kişiyi covid gösteriyor ki testler aslında covid19 virüsünü bulma yetenegine sahip değil. yılalr önce çıkartılmış testler. bir virüsü testler ile bulmak için ayrıştırıp dna yapısını çözmen gerekir ki daha kovidi ayrıytıran dahi olmadı. yani virüsü bulan dahi olmadı dünyada. bu sebepten covidin resmiyette olduğu dahi bilimsel olarak kesin değil. bu testler çok kişiyi grip gösteriyor. günde binlerce kişi farklı sebeplerden ölüyor. ölenlere test yapıp korona arayıp, ölünce de covid yazmışlar. bu sebepten covidin öldürdüğü sadece %6 diye açıkladılar amerikada. hem açıklama linki hem de bu şekilde yapıldığına dair video ekli, görebilrisin. ayrıca maskenin bilimsel olarak yararından cok zararı olduğu hatta yararı olmadığı konusunda önde gelen bilimadamları(yani öyle hastalara agrı kesici yazıp yollayan araştırmacı olmayan doktorlar değil) maskenin grip virüsleri için besi yeri görevi gördüğü, mikroorganizmaların çoğalmasından virüslerinde yapışıp nemli ordamda bozulmadan kalmasında güzel bir ortam sağladığı, normalde virüs kıyafete gelse güneş ışıgından virüs yapılarının bozulduğu ama maskenin nemli ortamında uzun süre beklediği açıklandı. üstelik maske takmak nedeniyle solunum yolu , kalp ve beyin hastalıklarından hem yeni nesillerin kronik hsatalıklara sahip oalcagı hemde yetişkinlerin ve yaşlıların aslında bir nevi az oksijen aldığından ölüm riskinin cok arttıgı açıklanıyor. hani daha bize ilkokulda anlatılan havada oksijen oranı %21 dir bu oran azalırsa insan hasta olur veya karbondioksit oranı %1in çok çok altındadır, bu oran artarsa inanlar ölmeye başlar diye açıklanan dersleri bile unutmuşuz. maske ile sürekli yüksek karbondioksit(CO2) soluyoruz. yavaş yavaş ölüyoruz. gençlerimiz sokakta koşarken oksijen almadan sıkıntı yaşadıklarından yakında astın tarzı hastalıklar artacagı soyleniyor. aşı olayı ise başka konu olarak görebilrsiniz ama aşılama şuan kapımıza dayandı. ülkemizde aşı ile ilgili onay verebilecek , test yapabilecek bir kurum yok.https://www.bitchute.com/video/Et4iYTuby8r2/ sırf başka ülkeler ne derse inanacak durumdayız. şuan sağlık olayı dünyada siyaselleşmiş bir durum. size heryönden sorun çıkarmak için uğraşan(terör,ekonomi,doğal kaynaklar vs) ülkeler size aşı konusunda dürüst davranacaklarına inanmak biraz saflıktır. aşıların RNA bazlı olduğu zaten kabul görmüş durumda. RNA bazlı aşılar DNA yapısını bozuyorlar. aşı yapılan kişilerin sonraki nesillerinde kalıtsal hasarlara sebep nolyuorlar. ve sonraki nesillerde de devam ediyor. dünya RNA bazlı aşıları şuan bizim ülkemizde deniyorlar. labaratuvar çalışmalarının ve testlerinin bile uzun yıllar devam etmesi gerektiği, insanlar üzerinde deneyerek "biraz başları döndü, başka birşey olmadı aşı vurulanlara " diye açıklama yapılması kadar basit birşey olur mu? ama bu şekilde yapıldı açıklama ne yazık ki. bir zararı yokmuş aaaa, hadi herkese vuralım diyecekler. geçmiş yılalrda zature ve grip aşısı vurulanlarla görüşmeni isterim. aşıyı vurulanların ÇOĞU aşı vurulduktan sonra grip ve zature oldular. grip aşıları zaten doktorlar soyluyor TIRT! onlarca yıldır dünyada aşı ile uğraşanlar grip aşısı bulamadılar da şimdi hemen çıkartacaklar mı sanki? EVET ÇIKARTIYORLAR!! SORUN burada işte! https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/cocuklara-tarihi-gecmis-asilari-yaptilar-5355144/ haberdeki kadar da geniş bir ülkeyiz. canan karatay çıktı aşının gerçek yüzünü anlattı. kadını tv lerde göremez olduk. helal olsun kadına. sadece canan karatay değil Prof Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Prof Dr. Kenan Demirkol Prof Dr. Ahmet Aydın Prof Dr. Alişan Yıldıran Op Dr. Mehmet Okan Özdemir Op Dr. Bilgehan Bilge Prf. Dr. Gülümser Heper... prof. Dr. Serdar YAvaş gibi yüzlerce doktorun resmen çığlıkları kesiliyor. bu kişiler basbas bağırıyorlar. bu kişilerin açıklamaları siliniyor(kendi sayfalarından bakın) tvlerde gösterilmiyor bu doktorlar. tek taraflı bir panic var. dünyada binlerce bilim adamı ve doktor ki nobel ödüllü doktorların çoğu(kimseye eyvallahı olmayanlar, menfaat beklenditis olmayan kişiler bunlar) korona hakkında basın açıklaması yayınladılar. toplandılar.bildiri yayınladılar. ama 1 tv kanalı göstermedi bunları. basbasbağıtıyorlar. sizlerin bizlerin , cocukların yeni neslin hayatları için!!! avrupada amerikada yüzbince kişinin katıldığı korona gösterileri Tv lerde neden yok? nasıl olmaz boyle bir olay? kedinin köpeğe saldırmasını bile haber edenler, whatsappa gönderilen biteyler haberleri bile gösternler bu gösterileri neden göstermiyorlar. ACABA NEDEN? ben de ne kadar kızsanız da dalga da geçseniz de sizin için uğraşıyorum. hakaret de etseniz, sadece sizin için, senin için kardeşim uğraşıyorum. ülkemiz bu farkındalıkta çok geride. dünyada 3-4 ülke sadece maske avına çıkmış durumda sokaklarda. dünyada okullarını açmamış kapatmış son 2 ülke kaldı. tahmin et biri hangi ülke. sorgulamak lazım. önemsiz bir mesela değil. benim için yapma kendin için sorgula, cocuklarımız için sorgula. şuan itiraz et, bana kız ama duymamazlıktan gelme dediklerimizi. Allah a emanet ol. |
Öncelikle kendimi tanıtayım, ben Ülkemizin küçük bir ilinde çalışan göz hastalıkları uzmanıyım, yaşadığım ilde tek devlet hastanesi olduğu ve pandemi hastanesine çevirildiği için gözlem yapma şansına sahibim. her hekim kadar enfeksiyon hastalıkları ve aşı bilirim, ancak bu konuların uzmanı değilim. Bambaşka bir uzmanlığa sahibim. Yani konun bilimsel mercii değilim. Korona virüs sürecinde servis ve poliklinikte görev aldım. Ayrıca tuttuğum servis nöbeti sonrası kendim de hastalığı kaptım ve akciğer tutulumu ile zatürre geçirerek hastanede yatarak atlattım. Sizin yok saydığınız bu hastalık bal gibi var. Ciddi virüs yükü kaparsanız 35 yaşında hiç sigara içmemiş, sistemik hastalığı olmayan, spor yapan birey felan demiyor tedavi olmazasn öldürecek seviyeye getiriyor. Ciğerimde ne kadar kalıcı hasar bıraktığı bir kaç ay sonra belli olacak. Yukarıdaki benim hikayemdir. Bu sebeple hastalığı ciddiye almanızı tavsiye ederim. inanmazsanız ve bakmasını biliyorsanız akciğer tomografimi buraya yükleyebilirim. Covid-19 olduğum nereden belli? tomografim bağırıyor ben covidim diye oradan belli, başka? pcr testim + idi 14 gün tedaviden sonra negatifleşti (demekki hasta olmama rağmen bende testi + yapabilecek parçacıklar kalmamış) başka, bu hastalıkta çok etkili olan ancak gribe etkisi olmayan favirapir tedavide çok etkili oldu, peki daha başka sessiz dispneye kadar klinik bulgularım covidele örtüşüyordu. 4 sorunuzu mümkün olduğunca kısa cevaplayım. 1. PCR testi mümkün olduğunca doğru, Covidde halen en güvenilir test klinik ve tomografi. Bu gün kullandığın metrenin sıcaklık yükseldiğinde 100 cmyi tam doğru ölçeceğini garanti edebilir misin? metre dediğimiz alet bile yanlış ölçüm yapabiliyor. belki 1000 yıldır kullanıyoruz. Yeryüzündeki hemen her ölçüm-test aletinin hatalı sonuç çıkarabilme ihtimali vardır. Tıpta kullanılan testlerde bu durum iyice kafa karıştırır. Herhangi bir testte 4 ihtimal vardır hasta olana + demek, hasta olana - demek (yalancı negatiflik), hasta olmayana - demek, hasta olmayana + demek (yalancı pozitiflik). PCR testinin yalancı negatifliği ve pozitifliği çok uzun zamandır tecrübemizin olduğu enfeksiyon hastalıklarına göre nispeten yüksek, hasta olanlarda negatif, olmayanlarda pozitif çıkabiliyor. Bu testlerin hiçbiri yüzde yüz güvenli değildir. Hatta güven oranı yüzde 70 gibi düşük olan testler bile toplum taramasında kullanılır. en basit örneği de HİV (aids) virüsüdür. yapılan test tarama testidir. + gelmesi durumuda 2. kez istenir yine + gelmesi durumunda tanı testi yapılır. Covid-19da günümüzde en güvenli test kovide özgü akciğer tutulumunu tomografi ile göstermek. Bu testi son günlerde polikliniğe müracaat eden kadar sayıda hastaya yapmak mümkün değil, bu kadar sayıda cihaz yok, hastaya çok radyasyon veriyor, pahalı, ayrıca okunması için radyoloji uzmanı gerektiriyor. Ayrıca tomografi henüz akciğer tutulumu olmayan hastaları yakalayamıyor yani yalancı negatifliği yüksek. Bu sebeple tarama amacı ile tomografi değil PCR yapılıyor. (not: salgın başlangıcında polikiniğe az sayıda hasta geliyordu, gerçek şüphe olan ve kliniği uyumlu olan hastada tomografi isteyip tanıyı öyle koyuyorduk. PCRyi 2. plana bırakıyorduk. Şu anda polikliniğe gelen hastanın 10 da birine bile tomo çekemeyiz o kadar makine Türkiyede bile yok). PCR testi gün geçtikçe daha yüksek oranda doğru ölçüm yapmaya başlıyor, test de sürekli günceleniyor. Kısacası test + ise çok büyük ihtimalle hastasınız, - ise hasta olma ihtimaliniz düşük. 2. Hastaneye 2 gün daha geç gitsem beni tahtalıya bindiriyordu, çevremde arkadaşlarımın anne ve babaları vefat etti. 42 yaşında hiçbir hastalığı olmayan arkadaşımız vefat etti. 24 yaşında gencecik intern doktor vefat etti. sanırım yeterli cevp oldu. 3. Maske korur. Çok net yazıyorum, tekrar yazayım korur. Cerrahi maskeler günde en az 2 defa değiştirilmelidir. n95 veya ffp2 ve üzeri maskelerin maksimum koruyuculuk süresinin 8 saat olduğu unutulmamalıdır. Normal maskeleri 2-3 mesaj yukarıda bir arkadaş çok güzel anlatmış. tekrar etmeyeyim. Bu hastalığın damlacık yoluyla bulaşması en kuvvetli bulaşım yolu. Maske bu yolu engelliyor, maske bireyi değil toplumu koruyor. İllaki damlacıktan kendinizi korumak istiyorsanız ffp2-3, n95-99 özellikli maske temin edinin. Diğer önlemlerle birlikte maske ile birlikte hastalara hizmet eden ancak henüz hastalanmamış binlerce sağlıkçı var. hiçbir tedbir yüzde yüz koruyucu değil unutmamak lazım tedbirlere riayet etse de benim gibi hastalayan sağlıkçılar da var. Ama bu kadar insan bu kadar virüs yükünün içinde hastalanmamışsa bir sebebi olmalı. 4. Aşı mevzusu çok uzun mesele, paylaştığınız linklerden sadece bir tanesine değineyim 1970 ve öncesindeki aşılardaki koruyucu maddeler bu günkü aşılara göre çok ciddi oranda fazla idi. Bu gün 30 aşıda aldığınız civayı 1 aşıda alıyordunuz. Eğer aşılar koruyucu maddelerinden dolayı kanser, öğrenme güçlüğü vb hastalık yapıyor olsa idi eski dönemde aşılanan insanlarda bu daha fazla gözlenirdi. ikincisi çocuklarda görülmeye başlayan hastalıkları sadece aşıya yıkmak çok sığ bir görüş. bu gün ekran bağımlılığı öğrenme güçlüğünün belki de en büyük sebebi. GDO diye bir gerçek varken kanser de direkt aşıyı suçlamak yersiz. Tüp bebek, erken doğan çocukların yaşatılması da bu hastalıklara sebep. Bunlar dışlanmadan yapılan çalışmalar anlamsız olur. Aşıların zararları ile ilgili çalışmalar da yapıldı ve halen yapılıyor, yapılmaya devam da edecek. Bakın ankara üniversitesinde yapılan faz 3 çalışması aşının zararları için yapılıyor. Ülkede henüz aşılanan 100 kişi yok. Aşı kişinin sağlığından ziyade Toplumun sağlığı için yapılır, aşya bireysel bakmak yanlıştır. Tübitak tarafından yayınlanan bilim tekniğin 1-2 yıl önce aşılar ile ilgili yayımlanan bir bölümü vardı, aşı konuşmadan önce orayı mutlaka okumak lazım. grip mevzusu: Grip yıllardır dünyada ve iyi bilinen bir hastalık, kliniği ve tomografisi covide göre baya bir ayrışıyor. gripteki kas ağrısı ile coviddeki bambaşka, hastalar çok güzel tarif ediyor, koku kaybı, burun akıntısı, satürasyon düşüklüğü, nefes darlığı, yorgunluk, öksürük, ishal, grip ve covidde birbirinden ayrışıyor. Ayrıca kan tahlilindeki ferritin, sedim, crp, ddimer vb gripte benzer oranda yükselmiyor. Ortalama bir klinisyen grip ile covidi kliniğinden bile ayırt eder. Halaoğlu 20 yıllık radyolog, başka hiçbir hastalığın bu şekilde buzlucam ve yaygın tutulumla grip vb gibi bir hastalık görmedik diyor. Her birimiz defalarca grip olduk, enfeksiyon ve göğüsçü arkadaşlar yıllardır grip tedavi ediyor. Bu hastalık bambaşka bir hastalık. ayıca hatırlatırım grip mevsimine henüz gelmedik. zatüre mevzu: tomografisi ve kliniği bas bas covid bağıran ancak test sonucu - gelen hastanın test sonucuna güvenmiyoruz. Testin yalancı negatif olabileceğini biliyoruz. Bu hastalara şüpheli deyip zatüre tanısı ile yatırıp COVİD TEDAVİSİ veriyoruz ve hasalar fayda görüyor. grip olsalar favirapirden fayda görmezler. Normal zatüreler emin olun bu hastalardan başka yerde tedavi ediliyor. Ben size işin içinden kendi gözlemimi aktarayım. Devlet ekonomi gerekçesi ile salgına göz yumdu, yaşadığım ilde tek pandemi hastanesi olduğu için rakamları takip etmek kolay oluyor. Düğündü almancı ziyaretiydi vb virüs iyice yayıldı, hakkı ile maske kullanımı yüzde 10 lardaydı, sonra salgın iyice arttı, hastanede yatakların yüzde 80i salgına ayrıldığı halde sadece zatürresi ağırlaşmış hastaları yatıracak kadar yer ancak bulduk. İnsanların yakınları hastalanmaya, ve vefat etmeye başladı, her apartmandan her aileden hikayeler yayıldıkça insanların gözü korktu, şimdi insanların yüzde 80 i maskeyi düzgün takıyor. Maske yasağı hep vardı, kimse uymuyordu, artık uyuyorlar. düğün vb durumlardaki düzenlemeler de etkili oldu. bulunduğum ilde hasta sayıları neredeyse 3 te 1 e düşmeye başladı. Bu dönemde bakanlık verileri yeterli açıklamadı, vatandaş biraz da verilere güvenip vurdumduymazlık yaptı, o kadar çok hasta oldu ki maalesef sizin de dediğiniz gibi kanser vb hastalıklarla ilgilenecek hekim kalmadı, hepsi salgın birimlerine çekildi. Bir de bu tür hastalığı olan hastalar sırf korktuğundan bile hastaneye gelemedi. hastaneye gelmese kanserden gelirse coronadan ölecek. Corona 2-3 haftada götürürken kanser bir kaç ay yaşatıyor. Yanlız ülkemizde sağlık hizmeti tam anlamıyla durmadı, bu tür özellikli ve öncelikli hastalıkları olan hastaların hizmetleri tamamen kesilmedi. Ortada böyle bir salgın varken sağlık hizmetlerinde aksama yaşanması tabiki kaçınılmaz. bakanlığın verileri: Ekonomi bakanının açıkladığı enflasyon verilerine güvenndiğim gün sağlık bakanın açıkladığı verilere inanırım. Hele ki gördüklerimden sonra. Yazıda pcr testinin griple karıştığını anlatmışsınız, Grip influenza virüs ailesindendir. H1N1 vb gibi adlandırılır. pcrde taranan gen lokasyonları kolay kolay covid ile karışmaz. Covid ise coronavirüs ailesindendir ve ailenin kendine has özellikleri vardır. Grip şeklinde hastalık yapıyor diye EBV, hepA, CMV gibi hastalıklar covid ile karışır sanmayın. Olabilir mi olabilir ama milyonda bir bilemedin iki. sayıları net bilmem mümkün değil, ihtimalin düşük olduğunu belirtmek istedim. Aşı için birşey demeyeceğim, bilimin de halen araştırmaları devam ediyor, belki gelecekte bazı aşıların yerini daha iyi aşılar alabilir, zaman gösterecek kim haklı. Ancak Covid yok, bakanlığın verilerine inanıp eskiye göre daha fazla insan ölmüyor felan demek çok yanlış. Pandemi hastanelerinde biraz gözlem yapın fikriniz değişir. Yahu ben cerrahım, hastanede hasta yatıracak yer olmadığı için ameliyat yapamıyorum. Başhekimlik ameliyatları durdurdu. Tekrar söyleyim yer yok, o kadar hasta var. |
kardeşim kendim açtım hesapladım. 2. ayın sonuna kadar bebeğe hepatit b(1.doz ve 2. doz), BCG(1.) KPA (1.) ve 5'li karma aşı(1.) yapıyor. benim hesapladığım toplam alüminyum miktarı 1950 mcg (mikrogram) dozlar doğru . peki sınır ne? problem o zaten "Alüminyumun büyük ve küçük hacimli parenteral maruziyetleri için mevcut tek güvenli dozlama referans noktası, intravenöz maruziyetten CFR / FDA 21CFR201.323'tür. Bu güvenlik sınırı, tedavi süresine bakılmaksızın 4–5 μg / kg / gün olarak belirlenmiştir ve prematüre bebekler arasında çok yaygın olan bir durum olan renal disfonksiyonlu bireyler için geçerlidir."https://trisomy21research.org/2018/04/06/are-the-levels-of-aluminum-in-vaccines-safe-not-according-to-the-fda-guidelines/ ilk aşamada bunu buldum. 1 kg lık bir bebek için 5 mikrogram diyor günlük. sanırım orda bir hastalığı olan diye de bir ek geçmiş. diyelimki 10 mikro gram olsun. bebeklerinde ortalama 2,5 kg olduğunda günlük sınırın 25 mikrogram eder. iki aylık bir bebek için toplam maruziyet sınırı 1500 mikrogram eder. benim hesapladığım doz 1350 mikrogram. çoktan sınırı aşmış veya tam sınırda bir dozdan bahsediyoruz. problem zaten sınır ne? aşıalrdaki bu alüminyumun ortaya çıkarabileceği hasarla ilgili ben oturduğum yerden bile birçok kaynağa ulaştım oturdum 2 aylık bebekteki toplam maruziyeti hesapladım. çok mükemmelmi hesapladım onu bilemem. ama bunu hesaplamak için bir uzman veya bir doktor falan olmak gerekmiyor. problem zaten zararlı olmasına rağmen birşeylere göz yumulmasında VE ASIL PROBLEM ANNE BABALARIN ÇOĞUNUN BUNDAN HABERİ YOK. hatta birçok doktor ve hemşirenin de haberi yok. https://www.youtube.com/watch?v=dvI_7b1NOzY&ab_channel=Vitamingiller%21https://www.youtube.com/watch?v=eHpNJOu9ZTI&ab_channel=Vitamingiller%21 şu iki videoyu dikkatle izlemeni öneririm. malesef ticari amaçlar uğruna insanların sağlığının bozulmasına göz yumulabiliyor. demem o ki aşılar ultra masum ürünler değillerdir. herkese öyle algılatılmasına rağmen ben şahsen bunalrın fayda zarar kıyasının yapıldığını düşünmüyorum. bu pandemiyi aşıyla ilgili uzun zamandır iş fikirleri olan yatırımcılar planlamıştır. maruziyetin mikrogramla ölçüldüğü bir durumdan bahsediyoruz. bu kişiler ise milyonlarca doz üretip satmaktan bahsediyorlar. daha önce hiç aşı üretmemiş bir TEKNOLOJİ şirketinin kovid aşısı üretmesinden bahsediyoruz. bunlara çok çok önceden yapılmış yatırımlardan bahsediyoruz. |
Alüminyumun büyük ve küçük hacimli parenteral maruziyetleri için mevcut tek güvenli dozlama referans noktası, intravenöz maruziyetten CFR / FDA 21CFR201.323'tür. Bu güvenlik sınırı, tedavi süresine bakılmaksızın 4–5 μg / kg / gün olarak belirlenmiştir ve prematüre bebekler arasında çok yaygın olan bir durum olan renal disfonksiyonlu bireyler için geçerlidir. Bu cümleyi doğru çevirmemişsiniz. Bu cümlede prematür infantlarda sık görülen renal disfonksiyondaki dozdan bahsediliyor (Yani 6aylık felan erken doğum bebek olacak ve bu bebeklerde sık görüldüğü için böbrek yetmezliği tablosu da eşlik edecek), burada özel bir şarttan bahsediliyor. Prematür bebeklere hastalıklarına göre farklı aşı takvimleri uygulanabiliyor. 1350 mikrogram Hesaplama yapmışsınız ama şu durumu bence göz ardı etmişsiniz. vücüdumuza her alınan materyalin bir yıkılma veya atılma kapasitesi vardır. Yediğimiz ekmekten aldığımız karbonhidrattan tutun, içtiğimiz suya, vitaminlere proteinlere kadar. Burada kapasite aşıldığında sorun oraya çıkıyor, bahsettiğiniz rakam kapasite içerisinde, bu durumu göz ardı etmemek lazım. 2 aylık bebeğe doduğunda ve 2. ayda hepB aşısı yapılıyordu (güncel takvim değişmiş olabilir 2011den beri takip etmiyorum) yani arada 2 ay süre olduğu, aliminyum suda çözündüğü için kolayca bu süreye kadar elemine edilecektir 1350 ye tekrar eklemenize gerek yok yani. birde yapılan aşılarda kas veya subkutan dokudan yayılım hızı da önemli. yayılım hızı günleri buluyorsa o bahsettiğiniz dozun 4-5 katı bile zarar vermeyebilir. Aşı konusunda bu kadar tedirgin olmaya gerek yok, aliminyum, civa gibi birçok koruyucu madde eskiden beri kullanılır, anne babalarımızın hatta yaşımız 30u geçtiyse bizlerin olduğu aşılarda bu koruyucular çok daha fazlaydı belki onlarca kat. Eğer bu yan etkiler sadece bu koruyuculara bağlı ise eski aşıları olanlarda yan etkiler ne kadar izlendi onları da gözlemek lazım. evde çoğumuz aliminyum tencere tava çaydanlık kullanıyoruz. günlük ne kadar aliminyum aldığımız meçhul. Aliminyuma bu kadar takılmayın. Aşı ile ilgili tartışmalar çok olacak, fayda zarar olayında çok çalışma yapıldı, yapılıyor ve yapılacak. Çok fazla tartışma yapıldı, yapılacak ta. Şimdi klinik tecrübeniz olmadan bu çalışmaları yorumlamaya kalkarsanız yanılırsınız. aşılama konusunu bireysel olarak düşünüyorsunuz. Aşılama toplum sağlığı için yapılır. Toplum sağlıklı ise birey de sağlıklıdır bakış açısı ile yapılır. örnek vereyim, özellikle zayıflatılmış canlı virüs aşılarında hastalığı geçirme riski vardır. aşı yapılmasa 1000 kişinin 700ü hastalanackken, aşılanınca 1000 kişinin 50 si hastalanır, aşı olanların da 15-20 si hastalanabilir. 70 700e göre çok küçük bir sayı olduğu için aşılama yapılmaktan vazgeçilmez. bekli aşıya bağlı hastalanan 15-20 kişi hiç hastalanmayacak 300 kişilik gruptaydı. Elimizle belki bu insanları hasta ettik. ancak dediğim gibi bireysel bakılmaz, toplum sağlığı önceliklidir. Toplumun bulaşıcı bir hastalığa bağışıklığı yüzde 80lere ulaştığında hastalığın bulaşıcılığı neredeyse kalmıyor. hedef budur. |
Bu konunun yayımdan kaldırılması gerek yalan yanlış bilgilerle insanları yanlış yönlendirmeyin vebale giriyorsunuz. |
@kayıhani, Detaylı yorumunuz için teşekkürler. @Doctor Psy, Ne anlatmak istediğimi özetlemişsiniz teşekkürler, @tomshardware, Olay tespiti çok az miktarda olduğu için ilgili parçacıkların tespit edilebilecek kadar çoğaltılıp öyle değerlendirilmesi olayıdır. Ama pratikte bu çoğaltma olayı olması gerekenden az olursa tespit sağlıklı yapılamaz, çok olursa da yanlış tespit yapılır. Önemli olan bunun derecesidir. Bu da sanırım kişiden kişiye değişen bir değer olduğundan tutturulması zor. O nedenle güvenilirliği tartışılıyor ama direkt virüse bakan en ulaşılabilir ve hızlı test yöntemi bu. O nedenle daha iyisi bulunana kadar bununla devam. Genel olarak var olan bir olguyu yok saymak yada küçümsemek çok yanlış bir yaklaşım. Dersiniz ki abartılıyor. Evet buna ben de katılıyorum ama abartı olayı insanları korkutup yeni bir düzene alıştırmak için yapılıyor olsa bile var olan bir yeni virüs var. Bu virüs daha önce bilinen coronavirus ailesinden SARS ve MERS türevleri gibi 3. aile ferdidir. Yapaydır yada doğaldır yada var olanın bir şekilde mutasyona uğramış halidir. Hatta yüzbinlerce yıldır donmuş olan buzulları erimesi ile içinde kalan tarih öncesi mikro organizmalardan gelmiştir ve insanlık bunu tanımadığı için gafil avlanmıştır bilemeyiz. Bu şu anda çokta önemli değil. 1900 lü yılların başındaki İspanyol gribi vakasında ne gen teknolojisi vardı ne de bunu çoğaltıp yayacak teknoloji. Kaydedilmiş tarihe baktığınızda her yüzyılda bir (yaklaşık) benzer pandemi (salgınlar) ortaya çıkmış. Araştırırsanız tarihlerini ne olduklarını öğrenirsiniz (diğeri de kara veba). Şu yada bu şekilde periyodik bir olaya atıfta bulunmuş olduklarından belki de komplo teorileri üretiyoruz. Yine de bir başka, yeni tanıştığımız bir virüs var. Bu virüs kabaca bir ölüm oranına sahip. Falanca ülkede maske yasağı yok, filanca ülkede sokağa çıkma yasağı yok. Evet olmayabilir ama bizim kültürümüzde insanlarda samimiyet var, sarılma, öpme, kucaklama, daracık yerlerde bir arada olma durumları var. Haliyle bir de bize birşey olmaz atın ölümü arpadan olsun durumu var. Bu kültürel farkları gözardı ederek maske ve diğer yasakları saçma diyerek gereksiz görmek aptallıktan başka birşey değil. Bu sorumlsuzluktan dolayı hasta olup/oldurup hastanelerde yatan hastaların devlete olan maliyeti bir çoğumuzun bir yıllık gelirinden bile fazla meblağ tutuyor. Bu en sağlam ekonomiler bile dayanmaz. Adamlar bunu bildiği için baştan yasağı koydu, faturaları, maaşları ödedi ve görece daha mesafeli olan toplumlarda da sorun çok yaşanmadı. Aynı bizim gibi olan İtalyanlar, İspanyollar kırıldı hastalıktan. Bizi her hangi bir ülke ile bir tutmayın ve maske mesafe-hijyen kurallarına dikkat edin. Sorumlu insanlar olun. Başkasına hastalık taşımayın, yanlış düşüncelere sevk etmeyin. Bir aşı için de yaygara kopartmayın. 30-40-50 yıl önce tonla aşı vuruldu herkese ama tabi bazı kişilerdeki saplantılı, okumadığı alanda, eğitim almadığı alanda, araştırma yapmadığı alanda ordinaryus profesör edasıyla ahkam kesip bundan dolayı zerre sonrasını düşünmeme gibi durumlarda bir yan etkinin yıllar önce gerçekleşmiş olabileceğini düşündürüyor. Ben 50 sine merdiven dayamış bir teknik insan olarak hala kendi yıllarımı verdiğim mesleğimle ilgili konularda bile zaman zaman yanılgıya düşüp , tekrar tekrar takıldığım yerleri araştırıp öğrenip yine de kesinlikle budur demekten imtina ettiğim halde , bu alanda deneyimi en fazla doktor muayenesi olup ilaç kullanmak olan kişilerdeki cahil cesaretine de hayretle bakıyorum. Burası bir forum elbette fikirler ortaya konabilir ama hem en katı şekilde kanun bildirir gibi olay şudur diye kesin konuşup, sonra da zıt fikir bildirenlere sabit fikirlisin demek, kendisi gibi düşünmediği için aklı sıra laf giydirmekte neyin nesidir anlamıyorum. Çık de ki ben şöyle olduğuna inanıyorum. Tamam katılan katılmayan tartışırız bilgimiz dahilinde ama kesin yargı belirtmek neyin nesidir. Neyin kafasıdır durum gerçekten açınası bir hal almış onu gösteriyor. |
Sayın kayihani:) Siz kim oluyor da koskoca ENDÜSTRİMÜHENDİSİ'ne kafa tutuyorsunuz. Alt tarafı göz hastalıkları uzmanısınız (dikkat edin küçük harfle yazdım ünvanınızı). Benim bildiğim göz hastalıkları uzmanı ağaçta yetişir... pardon optikçi dükkanında 3 yıl çıraklıktan sonra 5 yıl kalfalık yapar ondan sonra göz mütehassısı olur. Haliyle olmayan tıp eğitiminizle ne enfeksiyondan anlarsınız ne grafik okumayı bilirsiniz. Grip gibi temel enfeksiyonlardan zaten hiç anlamazsınız. Ne diye bilmediğiniz konuda ahkam kesersiniz anlamış değilim.! |
hocam iki arkadaş konu da kafa kafaya vermişsiniz, bilgiler paylaşıyorsunuz. bu gün tvde dönen haberleri yorumlamak için medya okur yazarlığı gerekiyor, aynısı bilim mecmuaları için de gerekli. bunu göz önünde bulundurmak çok önemli. forumda saldırı amaçlı yazı yazmıyorum, hazırladığınız içerikleri iyi niyetle hazırladığınızı varsayarak cevaplayacağım. yazımı bitirirken kullanacağım cümleyi en baştan kurayım. Konu hakkında yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmadığınızı gözlemliyorum. covid hastalığı ile ilgili olarak anlattıklarınızı biz sahada göremiyoruz. ya sizin anlattıklarınızda bir problem var, ya da bize gelen hastaları ve bir önceki mesajımda bahsettiğim kendi hastalığımı bizler hayal aleminde yaşıyoruz. Lütfen rica ediyorum kendinize çeki düzen verin, yazdıklarınıza inanan olursa koruma tedbirlerinden uzaklaşır, tedavileri reddeder, götürür evde yaşlı ana babasına bulaştırır. bu şekilde insanlara sebep olursunuz. Lütfen yaptıklarınızı tekrar gözden geçirin. Yazdıklarınızın bize faydası yok, bilinçlenmemizi sağlamıyor, paylaştığınız linklerin bilimsel özelliği yok facebook, gazete linkleri var dilipak var yahu daha ne diyeyim, çabanız sadece kaos oluşturuyor. amacınız bu ise devam edin. Aynısını sen de yap diyebilirsin, her gün yapıyorum. Benim hayatım risk, fayda zarar üçgenini değerlendirmek ile geçiyor. konuyu daha iyi anlayabilmeniz için önce grip ile ilgili yazmak istiyorum. yahu facebook linki paylaşıp bilimsel veri iddiasında bulunuyorsunuz, benim mesleki gözlemlerimi uydurma olarak nitelendiriyorsunuz. size nasıl güvenelim. çevrenizde geçiren hasta varsa sorun tat ve koku alma duyusu bozulmuş mu, ağrısı daha çok nerede ve nerelerde olmuş. gribin kas ağrısı şiddeti ile bunun ki çok farklı. Siz kaç tane kas ve eklem ağrısından uyuyamayan, ağlayan hasta duydunuz? gribin ağrısı sırtta belde mi olur yoksa yaygın mı olur. hangi grip su gibi ishal yapmış. hangi grip aby ye götürmüş. hangi grip 2-3 günde zatüre etmiş. ferritin crp sedim ddimer sonuçları grip hastalığında böyle değil. Bu yazdıklarımın hiçbirine sahada olmadığınız için haiz olmanız mümkün değil. Bunlar sadece şahsıma ait görüşlerde değil üstelik. Bu söylediklerim yazılıyor anlatılıyor. ama görmek için facebook gruplarından uzaklaşıp, enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının katıldığı webinarlara katılmanız lazım. sanırım siz benim grip öldürmüyor felan yazdığımı zannediyorsunuz, grip önemli bir hastalık, aksini idda etmem, domuz gribi döneminde de sizin zihniyetinizdeki insanlara domuz gribini anlatmaya çalışıyorduk. ben bu hastalığın gripten farklı bir hastalık olduğunu anlatmaya çalışıyorum. tekrar okuyun anlayacağınızı düşünüyorum. Grip 650 bin kişi öldürüyorsa o sayının üzerine covidler eklenecek. total 5+5=10 olmayacak, 7-8 olacak. ben insanlar yaz ayında influenza olmazlar demedim. siz okuduğunuzu böyle anlamış olabilirsiniz, tekrar okuyun öyle demediğimi göreceksiniz. İngilterenin yazı ile anadoludaki yaz bir değil. sebebini bilmiyorum. vardır bir sebebi. araştırmam ve gözlemim yok. sizce grip insidansı yaz günlerinde mi mevsim geçişlerinde mi yoksa kışın mı daha fazladır. Yaz gününde olmamıza rağmen hastanenin yüzde 80 i zatüre nedeniyle yatıyor. geçtiğimiz hangi yıllarda böyle bir tablo ile karşılaştık. halen grip mevsiminde değiliz üstelik. benim anlatmaya çalıştığım şey bu dönemlerde bu kadar grip olmaz bu kadar çok hasta nedir. Ben kış günü zatüre hastalarının maksimum yüzde 20yi gördüğünü bilirim, yüzde 80 nedir. hem de yaz günü. pcr testi hakkında herhangi bir doktor kadar bilgiye sahibim, bu konuda üniversite yıllarında eğitim aldım, şu anda bambaşka bir konu ile ilgilendiğim için bilgilerim eskidi. ancak temelini ve nasıl öğrenirim kısmını iyi bilirim. bu konuyu çok hafife aldığınızı gözlemliyorum. sorduğunuz sorunun yanlış anlaşılmayacak bir tarafı yok, ancak iyi niyetimi kaybetmeden cevap vereceğim. bahsettiğiniz her şeyi biliyorum, bunları bilmenin bana ve mesleğime, hastalara ne faydası var onu bilmiyorum. bu tartışmaya ne katacak onu da bilmiyorum. sonuçta niyetimiz birbirimizi bozmak değildir sanırım. bahsettiğiniz linki inceledim kaynak newyork times, sözcü gibi hürriyet gibi bir gazete, bilimsel mecra değil. "PCR testinin, vücudumuzdan alınan örnekte, virüsün bütününü mü yoksa binde birlik bir parçasını mı aradığın biliyor musunuz?" bu cümlenizden temel viroloji, bakteriyoloji vb konularda ciddi eksikliğinizin olduğunu, saha tecrübenizin olmadığını düşünüyorum. Siz sağlık-biyoloji temelli bir eğitim aldınız mı? özellikle virüsler hücre içi yaşayan organizmalar olduğu için günümüzde tamamı gösterilerek pek tanı konulmaz. canlı hücre kültürlerinde virüsler üretilebilir ancak pratik hayatta uygulaması zordur ve yine virüsü göstermezsiniz, virüsün özellikleri ile yorum yaparak sonuca ulaşırsınız. bu sebeple hemen tüm virüs hastalıklarının tanısı antikor düzeyleri, pcr gibi testler ile konulur. Bakın antikor kısmı daha ilginç virüsle ilgili bile değildir, virüsün hiçbir parçasını içermeyebilir. Antikorları vücudumuz üretir. Antikora da bakıp tanı koyuyoruz, virüsün hiçbir parçası olmadığı halde. PCR testi neredeyse tüm viral hastalıklarda gen lokusu yani o çeşit virüse özgü materyal tarar. Benim şu konuda bilgim yok, bu gün hangi tanı veya tarama testinde virüsün tamamı gösterilerek tanı konuluyor. Aydınlatırsanız sevinirim. Hemen tüm virüslerin PCR testi var ve aynı COVİD 19 da olduğu gibi çalışıyor. yav şu yüzde 90 olayı çok absürt, hiçbir testin yüzde yüz doğru olamadığını bir önceki mesajda anlatmıştım. 1000 yıldır kullandığımız metrenin bile hata payı var. daha metreyi kullanandan kaynaklanacak hata paylarından bahsetmemiştim üstelik. Bakın ben hastayken testim + çıktı iyileşince - oldu. yüzde 90 hatası olan bir test bu kadar doğru olmaz. Poliklinikte gözlemimi söyleyeyim. Akciğer hastalığı olanlarda çok nadir - çıkıyor, yalancı negatifliği düşük, yalancı pozitifliği yüksek olabilir. nihayetinde tarama testi. Bu testin yüzde 100 doğru sonuç vermediğini zaten bahsetmiştim. sizin söylediğiniz benim sahada gördüklerimle uyuşmuyor. Yüzde 90 hatalı sonuç veren bir test sizce kullanılır mı? Bir testin kullanılabilmesi için, belli bir oranın üzerinde (yüzde 70 sanırım ama eskiden kalma bilgim) doğruluğunun olması gerekir. Ayrıca bu gün için en geniş kesime en ucuza en kolay uygulanan testimiz bu, daha güvenli bir test gelirse onu kullanmaya başlarız. Ayrıca yüzde 90 değerini de yanlış anlamışsınız o testin yüzde 90 yanlış olduğunu değil, ct 30 değil 40 alındığında testin yalancı pozitifliğinin 90 olabileceğini açıklıyor. hem testin uygulanması ile ilgili özel bir durum, hem de hata payı değil yalancı pozitiflikten bahsediliyor. bu minvalde elimizdeki en iyi seçenek bu test. bu şekilde emin olun sağlık sisteminin yükü artmıyor. Gözden kaçırdığımız 1 hasta 100lerce kişiyi hasta edebiliyor. işte esas bu yükü artırıyor. yazdığım onca şeye rağmen pcr ct muahebbeti (yüzde 90 olayının ne olduğunu bile anlamamışsınız) ve grip semptomları üzerinden uzun bir yazı hazırlamışsınız. lütfen daha özet bilgi verin. çok zamanımız yok. Lütfen rica ediyorum kendinize çeki düzen verin, yazdıklarınıza inanan olursa koruma tedbirlerinden uzaklaşır, tedavileri reddeder, götürür evde yaşlı ana babasına bulaştırır. bu şekilde insanlara sebep olursunuz. Lütfen yaptıklarınızı tekrar gözden geçirin. Yazdıklarınızın bize faydası yok, bilinçlenmemizi sağlamıyor, paylaştığınız linllerin bilimsel özelliği yok facebook, gazete linkleri var dilipak var yahu daha ne diyeyim, çabanız sadece kaos oluşturuyor. amacınız bu ise devam edin. |
Saldırı amaçlı yazmıyorum diyip sonra ben göz doktoruyum siz facebook linki paylaşan, okuduğunu da anlama kabiliyeti olmayan birisisiniz şeklinde yazmak... Şükür babam 40 yıllık iç hastalıkları doktoru ve her gün kendisine sözde tedavi görmüş hastalar geliyor. Babamdan dinliyorum çoğu doktorun kendini ne kadar geliştirip geliştirmediğini, yayın okuyup okumadığını. Daha teşhis koymaktan aciz, doktorluğu ilaç yazmak sanan çok doktor var ama konumuz bu değil. Konumuz bilimsel olarak uzmanların ne dediği. Ben hiçbir zaman facebook linki paylaşmıyorum ancak facebook'ta konusunda uzman biri konuşmuş, yazmış, açıklama yapmışsa elbette referans gösterilebilir. Önemli olan verilen kaynakta kimin konuştuğu ve ne dediği. NY Times'da sonuçta bir gazete tabi ama konuyu yazan tıp alanın yaptığı haberlerle ödül alan gazetecinin haberde konuştuğu ve referans gösterdikleri aşağıdakiler : Dr. Ashish Jha : director of the Harvard Global Health Institute. Dr. Mina : assistant professor of epidemiology at the Harvard T.H. Chan School Dr. Angela Rasmussen: virologist at Columbia University Wadsworth Center, New York's devlet laboratuarındaki uzmanlar Yine PCR konusunda ve testlerin yanlışlığı konusnda konuşan 4 İngiliz profesörünün twitter'daki linklerini paylaşacaktım ancak madem siz sosyal medyadan link istemiyorsunuz ( konuşan konusunda uzman profesör olsa bile) size PCR ve verdiği yanlış + sonuçlar hakkında çalışma yayınlayan Prof Carl Heneghan'ın çalışma linki iletiyorum. İtiraz ettiğiniz bir konu varsa lütfen dile getirin, sizin de bu konuda değerli yorumlarınızı varsa eleştirilerinizi dinlemek isterim. Özellikle artan döngü sayısı ile birlikte çıkan yanlış pozitifler hakkında ne düşündünüz merak ederim. Araştırma :https://www.cebm.net/covid-19/infectious-positive-pcr-test-result-covid-19/ Bundan başka PCR testinde çıkan sonuçların yanlışlığı ve döngü sayısı ile ilgili bilimsel çalışmalar görmek isterseniz lütfen belirtin. Başka linkler de iletebilirim. Benim çevremde covidi maile geçirip atlatan, yorumların da 3 sene önceki gripte 1 hafta ayğa kalkamamıştım bunu dah hafif atlattım diyenler var ama herkesin tecrübesi yorumu farklı olabilir bu sebeple çevremden örnek vermiyorum ve verenleri de doğru bulmuyorum.Herkesin algısı farklı olabilir. Bu sebeple tekrar soruyorum : DSÖ veya dünyadaki diğer ülkelerin sağlık bakanlığı sitelerinin bir tanesinde "bakın bunlar grip ile kovid arasındaki farklardır" bu tip farklılıklar vardır diye bir bilgi var mı? Oxford Üniversitesi'nin Kanıta Dayalı Tıp Merkezi'nin yöneticisi, Profesör Carl Heneghan, çok net şekilde PCR testi yanlış pozitifler veriyor diyor ve bunu da açıklıyor. Bu gerçeği paylaştığım için siz bana ne hakla "kendinize çekin düzen verin" diyebiliyorsunuz? Ya adamın söyledikleri yalanlayın ya da susun. |
amin hocam, esas yazma amacım belki etkilenecek insanlar olur, bu insanlar konun başka taraflarını da görsünler |
Hocam sizi tanımam etmem. Uzun uzun mesaj attığınızı görünce dikkatimi çekti. Benden size ufak bir tavsiye(ki ben de 1-2 hafta once sizin pozisyondaydim) ; kendi akil ve ruh sağlığınız icin tartıştığınız sahislarla konu bir arpa boyu yol almiyorsa engeleyin geçin. |
öncelikle nihayet kaynak olacak bir link paylaştığınız için teşekkür ederim. Attığınız link hastalığın değişken sürecindeki test hatalarından bahsediyor. İddia ettiğiniz kısımlara pek değinmiyor. "okuduğunu da anlama kabiliyeti olmayan birisisiniz" üstü kapalı ima ettim çünkü, yazdıklarımı okuduğunuzu varsaydım ve anlamadığınız ortadaydı. hatta bu son yazıda kendi attığınız makaleyi tam anlamı ile anlamamışsınız. Test yanlış demiyor, testin hataya düşebileceği evrelerden bahsediyor. mesela önceki iddanızda olan infuenza lokusunu covid sayar da demiyor. ayrıca ben test yüzde yüz doğru demiyorum ki. bu testin kullanılamayacak ölçüde hatalı sonuç verdiğine dair, yanlış pozitif ve negatif değerleri, odds ratiosu felan hesaplanmış bir çalışma var mı? Babanızın tecrübelerine babanız alnattığında saygı duyarım, emin olun arada tecrübe taşırken eksik taşıyacaksınız. ben temelde cerrahım, zilyon tane yayın okusam daha mı iyi ameliyat yapacağım. hekimlik mesleği usta çırak ilişkisidir. yayın ve kitap okumak çok önemlidir. ancak daha önemli birşey var, tecrübe, onun aktarımı usta çırak ilişkisi ile uluyor. babanıza sorun bana hak verecektir. Ben 40 yıl bu işte çalışmış tecrübelenmiş bir hekimi, yeni başlayan ama çılgın gibi makale okumuş bir hekime yeğlerim. Bizde tecrübe bilgiden önce gelir ama işin mükemmeli tecrübe ve bilginin beraber olmasıdır. Anadolu şartlarında bir hekimin mezun olduktan sonra kendini geliştirmesine pek gerek yok, fakültede öğrendiklerinin yüzde 80inini 2 yıl içinde unutacak ve bir daha pek işine yaramayacak. "Ben hiçbir zaman facebook linki paylaşmıyorum" yazınızdan alıntılayalım mı? birsürü facebook diye başlayan link var. bas baya paylaşıyorsunuz. dilipak ta kaynak gösterilmiş mesela. hadi sizin linkler kaldırıldığı için facebooktan verilmiş olsun, videodaki kişilere neden güvenelim, tekrarlanabilir bir çalışmayı mı açıklıyorlar. Madem iddialarına çok güveniyorlar, yaparlar çalışmayı, yayın paylaşırlar, biz de o yayınlar üzerinden konuşuruz. Ny times gazetedir yahu, iddia edilen konunun çalışması varsa değerlendirelim. gerçekten test yüzde 90 hatalı mı yazıyor. Dsö de ve sağlık bakanlığı sitelerinde bu tür bilgiler genellikle paylaşılmaz bu tür klinik yaklaşımlar eğitim kitaplarında olur. Babanıza sorabilirsiniz. sağlık bakanlığının şu adresinde covid ile ilgili rehberleri var.https://covid19.saglik.gov.tr/TR-66301/covid-19-rehberi.html bu adresten genel bilgiler epidemiyoloji ve tanı kısmından alıyorum, sf 17 Ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, tat ve kokualma kaybı veya ishal. bunlardan nefes darlığı tat ve koku alma kaybı gripte beklenmez. Ancak gribin böyle bir rehberi yok genel tıbbi bilgimizi ve enfeksiyon kaynaklarını refere edebiliriz. grip ile karşılaştıran ciddi bir makaleye henüz ulaşamadım. https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019/question-and-answers-hub/q-a-detail/q-a-similarities-and-differences-covid-19-and-influenza?gclid=Cj0KCQjwzbv7BRDIARIsAM-A6-0riKDh2TrryYxORHFSXrflL7h6nE7ck0qIatkR7XIfacd-IBKhKFcaAr9DEALw_wcB bu linkte de dsö den, 17 mart tarihli yani biraz eski, bahsettiğim bulgular daha yeni toparlanıyor. ancak grip ile covidin inkübasyon süresinin farklılığından bahsetmiş mesela. klinik için önemli bir antite, ben de bahsettim zaten, https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/coronavirus/in-depth/coronavirus-vs-flu/art-20490339 bu da mayoclinikten,https://www.ynhhs.org/patient-care/urgent-care/flu-or-coronavirus, yaleden. ama tam istediğim şekilde bir review bulamadım, olanlar eski tarihli. "Oxford Üniversitesi'nin Kanıta Dayalı Tıp Merkezi'nin yöneticisi, Profesör Carl Heneghan, çok net şekilde PCR testi yanlış pozitifler veriyor diyor ve bunu da açıklıyor. Bu gerçeği paylaştığım için siz bana ne hakla "kendinize çekin düzen verin" diyebiliyorsunuz? Ya adamın söyledikleri yalanlayın ya da susun." testin yanlış sonuç verebildiğini, bu şartlarda elimizdeki en iyi testin bu olduğunu, gün geçtikçe testin daha iyiye gittiğini ben de yazdım. Bunun aksini yazmadım ki. size de bu yüzden kendinize çeki düzen verin demedim. ben yalan söylüyor olabilirim, inanmayın bana babanız ne güzel doktor imiş. babanızla birlikte lütfen ilinizdeki pandemi polikliniğini bir ziyaret edin. hekimlerle görüşün. siz hastalık abartılıyor, maske takmaya ne gerek var önlem almaya ne gerek var diyerek linkler paylaşıp insanlar kaosa sürüklüyorsunuz. benim uyarım bu noktayadır. bu bilgiler tam olarak doğru mu. benim gibi yanlış diyen insanlar var, hem de mesleğin içerisinde, sizce şüpheyi ve gözlemi hak etmiyor mu? eğer insanlar size inanırsa farkında olmadan insanların fibrozis nedeniyle sakat kalmasına belki de canına sebep olacaksınız. bu sebeple bu kadar güçlü iddiaları tek yanlı taraflara inanarak değerlendirmeyin. gerçek çok uzağımızda değil. bir ziyaret kadar yakında. |
Dr.Bilgehan Bilge'den alıntıdır: VENTİLATÖR İÇİN "SORRY!.." Ventilatör: Solunum destek cihazı, çelik ciğer.. Covid-19 salgınının zirve yaptığı tarihlerde. Bilim insanları (Hekimler) hastalığın tedavisi için gereken altın standart olarak hastaların ventilatöre bağlanması gerektiğini açıkladılar. Tüm dünyada hastalar "gereklilik-ihtiyaç- yelpazesi" genişletilerek "entübe" edildi ve ventilatörlere bağlandı. Gereklilik yelpazesinin genişletilmesi tanımının günlük hayattaki tam karşılığı yaklaşık olarak: Gerekli ,gereksiz kullanma halidir. Bir nev'i askeri tabir ile "atış serbest" emridir. Bu karar alındığı tarihten önceki tıp literatürü ventilatör konusunda hekimleri uyaran binlerce bilgi birikimi ve deneyim içerir. Öyle ki; Hiç bir sağlık problemi olmayan bir insanın ventilatöre bağlanması bile "ölüm" dahil pek çok yan etkiye sahiptir. Bir hastanın ventilatöre bağlanması için gereken şartlar ilgili hekimler tarafından ayrıntıları ile incelenir, tartışılır ve fayda risklerden fazla ise karara bağlanır. Bu karar hastadan hastaya değişir. Yani aynı hastalık nedeni ile tedavi gören bir hasta için entübasyon ve ventilatöre bağlanma ortak kararı, diğer hasta için gerekli olmayabilir ve hatta ölümcül riskler barındırabilir. İşte bu bilgiler göz önüne alındığında Covid-19 hastaları için "genişletilmiş gereklilik yelpazesi" üzerinde fazla araştırılmamış, düşünülmemiş bir karar olarak tıp tarihine geçmiştir. Covid-19 hastalarının "gereksiz" yere ventilatöre bağlanmalarının tedavide fayda değil tam tersi ileri derecede zarara yol açtığı ile ilgili ilk bilimsel çalışma sonuçları yayınlandığında tüm dünya hekimleri inanılmaz bir şaşkınlık içerisinde kalmıştır. Hekimlerin büyük bir kısmı bu gerçeği yani " gereksiz ventilatöre bağlanma neticesinde gerçekleşmiş ölümleri" kabul etmekte oldukça zorlanmıştır. Bu çaresiz inkar ve gerçeği reddetme elbette kanıtsal değil daha çok vicdani bir reddir. Çünkü arka arkaya gelen saygın bilim merkezlerinin verileri bir birini desteklemekte ve şu sonuca ulaşmaktadır. : Ventilatör öldürür!.. Tıp garip bir bilimdir. Gereksiz yere yapılan tüm işlemler hüsran ile sonuçlanır. Bu yüzden tıp tarihi gerekli işlemler kadar gereksiz işlemler konusunda da bilgi verir. Gereksiz ventilatör uygulaması ile ilgili yüksek ölüm oranlarına dikkat çeken ve artık tüm dünya tarafından çalışma sonuçları kabul edilen bilim insanlarının konu hakkındaki yorumlarından bir kaç örnek vermek istiyorum. "Üzerinde hiç düşünmeden ve eski bilgileri görmezden gelerek bazı hastalarımızı endikasyonsuz (gerekmeden) entübe ettik. Üzgünüz. " "Genişletilmiş endikasyonu öncelik tanıma kaygısı ile özellikle meslektaşlarımıza uyguladık. Pek çoğunu kaybettik. Utanç verici bir hataydı." "Bu gün elimizde olan veriler yeni değil. SARS virüsü (MERS-SARS) ile ilgili bilgilerimiz çok daha eski. Ve bu tip virüslerde ventilatörlerin kullanılması ile ilgili tehlike konusunda bilgi ve tecrübeler var. Bunlardan yararlanmadık.Üzgünüz.." Yaklaşık 42 saygın bilim insanı bu ve buna benzer açıklama yaptı konu ile ilgili. İngilizce de "üzgünüm ve özür dilerim'i ifade eden kelime aynı. Şimdi biliyoruz ki. Ki 2013 de de biliyormuşuz. Ventilatör çok gerekmedikçe bu virüs salgınında kullanılmamalıdır. Ancak henüz üç - dört ay önce Bilim insanları öyle bir yaygara kopardılar ki!.. Sanki ventilatör olmadan bu hastalık iyileşemez algısı oluştu kamuoyunda. Elon Musk bile bıraktı işi gücü ventilatör üretimine girişti. Diğer ülkeleri bilemem. Sağlık bakanlığı verilerine göre ülkemizde ventilatör sayısı 50.000 civarında. Genişletilmiş gereklilik döneminde bile bu cihazların %2 (yüzde iki)'sine ihtiyaç duyuldu. Hekimlik usta-çırak işidir. Ve kadim bilgiler her zaman değerlidir. Şimdi panik halinde hekimler kadim bilgilerden uzak görüş beyan edebilir, Ve hatta dün ak dediklerine bu gün kara diyebilir. Ve hatta birbirlerine farklı düşündükleri için uluorta hakaret edebilir. Su akar yolunu bulur. Gerçek er ya da geç tüm kirlenmelerden arınarak ortaya çıkar. |
covid pandemisi toplum mühendisligi ve yeni dunya duzeni sevdalilarinin bir ürünü yada malzemesi. tehlikesizdir demiyorum ama abartildigi ve herseyi kitledigi de ortada. ayrica cinde patlamisti guya komple kalkti adamlar maskesiz havuz partileri yapiyorlar. ahhh nerede o titreyerek yolun ortasinda yere yikilan kovidliler :D :D avrupada amerikada ve ulkemizde boyle bi manzara yaşandı mı? |
Baştan sona zırva, baştan sona yalan dolan, baştan sona 3. sınıf komplo teorisi. Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Kime hizmet ediyorsun? |
hastane doluluk oranı ile ilgili konuda çok defa yazdım. zatüre bazı mevsimlerde yükselir, bu mevsimlerde bile ztüreye eşlik eden hastalıklar da işin içine katılda toplam sayı yüzde 20 civarı olur. şu anda sayının yüzde 80 olduğu, hatta yer olmadığı için aslında yatarak tedavi görmesi gereken hastaların eve gönderildiğini anlattım. (şimdi siz kalan yüzde 20 ye takılırsınız, kalp krizi, felç, kanser vb hastalıklara hizmet verilmeye devam ediyor, bu yataklarda ciddi hastalar hizmet almaya devam ediyor). eve gönderdiklerimiz hariç mevsim normallerine göre en az 10-15 kat zatüre hastası var. hemen hiçbiri yaygın olan bakteryel sebeplerden de değil üstelik. Gribin zatüresi bakteri kaynaklı olanlara göre çok daha nadirdir. hastanede hasta yatıracak yer yok 2 aydır ameliyat yapamıyorum. yazdıklarımın gözlemi çok kolay en yakın pandemi hastanesine gidiniz. Yılın bu mevsiminde bu sayıda zatüre yapan hangi hastalık var, siz gösterin madem, biz öğrenelim. Yazdığım yazılarda favirapirin gribe etkili olmadığını yazdım, ancak hastaların ne hikmetse favirapir tedavisi ile iyileştiğini de yazdım. Evet covid üstüne grip eklenebilir, hastanın kliniğinde influenzadan şüphelenirsek tedaviye oseltamivir de ekliyoruz. yüzde yüz diye her kavramın cevabı tıpta hayırdır. daha safra kesesindeki taş ile kalp krizi yüzde yüz ayrılamıyor. o sebeple yüzde yüz sorunuz anlamsız. klinik olarak ayrım yapılabiliyor, karışan vakalar da var tabi. tedaviye oseltamivir ekleniyor. tekrar yazayım devletin enflasyon oranına güvendiğim zaman sağlık bakanının sayılarına güvenirim. Ankara belediyesi defin sayılarının bakanlığın açıkladığı sayılardan farklı olduğu açıkladı. Google a yazarsanız birsürü haber çıkıyor. Ülkeye turist gelsin döviz gelsin diye sayılar saklandı. O sebeple rakamlar resmi olsa bile bana güvendirici gelmiyor. ufacık ilçe kadar şehirde polikliniğe 6-700 kişi başvuruyordu günde 300 hasta + çıkıyordu. bakan ülkenin toplamını 1500 açıklıyordu. şimdi bu verilere benim inanmamı beklemeyin. evet türkiyede ciddi bir çalışma yürütülmüyor, bunu yapabilecek kurum bakanlığın halk sağlığı daire başkanlığı. Ama bakanlık dedik, sayılar doğru değil dedik, bu çalışma nasıl yapılacak peki? bu serzenişte sonuna kadar haklısınız. keşke güvenebileceğimiz sayılar olsa ve bu sayılarla konuşsak. göz ardı ettiğiniz bir durum var o 39000 fazladan ölüm pkknın ülkeye neredeyse 30 yıllık maliyeti, bir başka durum ise bu sayı alınmış yarım yamalak tedbirlere rağmen böyle. sizin önerdiğiniz gibi hiç tedbir alınmasa ne olurdu bilemeyiz. tedbir alınmayan ülkeler bize kıyas olamaz, evde tek başına yaşayan, sosyal iletişimi bize göre kısıtlı olan, vatandaşı bilinçli nufusu nispeten az ülkeler ile biz bir değiliz. bir de bu hastalığı aşı bulunmasza eninde sonunda hemen herkes geçirecek, grip gibi düşünün, ömründe hiç grip olmayan ne kadar az insan var. Ama burada geçirme hızı çok önemli. yaşadığım ilde maksimumda 800 hasta yatağı var, düşünsenize salgın kontrolden çıktı 2500 kişinin hastanede yatması gerekti. Özellikle bu sebeple salgın kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. ramazan bayramında sokağa çıkma yasağı vardı, kurban bayramında olmadı, tatil furyası, gurbetçi akını, yabancı turistler, yerli turistler (istanbul ankaradan memlekete dönenler) tablosu ile hastalık ağustos itibari ile pik yaptı, eylülde ciddi seviyeye geldi, benim yaşadığım ildeki hastanenin kapasitesi aşıldı, tam bu noktada genelge vb ile düğünler durdu, ama en önemlisi çevresinde (memleket küçük yer haberler hızlı yayılıyor) hastalığı görenler kendi tedbirini almaya başladı. maskesini düzgün taktı. ağustosta günde 80 hastagöz muayenesine geliyordu, şimdi sayı 20-30 arasında değişiyor. halbuki randevular açık. randevu açıldığı an 15 günlük proğram 1 saatte dolardı, şimdi pzt gününe kendime randevu alabilirim. Bu da anormal veri, çünkü insanlar covid kaparız diye hastaneye gelmiyor. paylaştığınız linkte grafikte 1999 yılından bir çizgi var dikkatinizi çekti mi? orada aşılardan civanın çıkarıldığı yazıyor. civa yerine aliminyum eklendi. ben yazdıklarımda koruyucu madde dedim, civa ve aliminyum haricinde maddeler de var, tiamersol mesela. civa aliminyuma göre kat kat zehirli bir madde. Aliminyum zararsız bir madde gibi bir iddam olmadı, paylaştığım bilim teknik makalesini okuduysanız neden aşılandığımızı anlamışsınızdır. Vucuda verilen sadece aşı değil her ilaç aslında bir zehirdir. kar ve zarar terazisine konulur kar ağır basarsa ilaç kullanılır. aşı için de durum böyle, aşılamada bir fark var bireysel değil toplumsal düşünülür. yine verdiğim bir örneği tekrarlayayım. özellikle canlı aşılarda (polio-çocuk felcinde canlı aşılama seçeneği vardır) aşılanan sağlam kişinin hasta olma ihtimali her zaman vardır. 1000 kişiye aşı yapmazsan 700 ü hastalanır, aşılarsan 1000 kişiden 15-20si aşıya bağlı hastalanır hiçbir aşı hastalıktan yüzde yüz korumayacağı için 50 kişi aşılanmasına rağmen yine de hasta olur. 1000 kişinin 700ü hastalanacağına 70 i hastalanır. emin olun aşının hastalık yapma potansiyeli benim verdiğim örnekten daha düşüktür. burada amaç toplum sağlığıdır. Afrikadaki aşılamadan haberim yoktu, ama siz daha örneği vermeden ben tam olarak bunu anlatmaya çalışıyordum. ayrıca toplumun genelinde bağışıklanma aşı olmayan hastaları da korur. hastalığın yayılımında bağışık olmayan konağa sıçraması zorlaşır. Bu sebeple bütüncül bakışta gelecek fayda için aliminyum gibi maddeler aşıda vardır, zararları daha düşük olduğu için göz ardı edilirler. Bu durumu doktorlar biliyor merak etmeyin. Ülkedeki hekimler avrupadaki meslektaşları gibi günde 15 hasta bakmadığı için bu tür bilgilendirmede bulunamıyorlar. Günde 80-200 hasta bakmanın böyle bir maliyeti var. Ayrıca siz daha elini yıkamayı öğretemediğiniz hastaya (bu gözler kondomu hap sanıp yutan gördü) aşı risklerini nasıl anlatacaksınız, nasıl karar vermesini bekleyeceksiniz? Her yazdığımız ilaçta koruyucu madde var, her ilacın zehir potansiyeli var. reçete yetkisi neden hekim dışında bir meslek grubuna verilmiyor demek ki sebei var. bu risk durumunu yönetmek bizim işimiz. Tencere ve folyo önerimi dikkate almanızı öneririm. Aliminum gibi metaller çok küçük molekül oldukları için barsaktan çok kolay emilirler. Gripten covidden çok çok daha bulaşıcı su çiçeği var, yahu neden bu hastalığı artık geçirmiyoruz çevrenizde en son ne zaman bir çocuğun yetişkinin kızamık, su çiçeği, çiçek, hepatit a b, tetanoz, çocuk felci, boğmaca, verem, difteri vb olduğunu gördünüz. 1900 lere göre bu hastalıkların azalmasının sebebi ne olabilir. şimdi aliminyum bu hastalıkların hangisinden daha tehlikeli. Kuduz olan hayvan sizi ısırsa içinde koruyucu madde var diye gerçekten aşı olmayacak mısınız. aliminyum ile ilgili kafanızı biraz daha karıştırayım, bu gün otizmin sebebi halen tam olarak bilinmemekte, aliminyum suçlanıyor ama aliminyumun otizmi yaptığı da ispatlanmadı, halen şüpheleniyor. Otoimmün hastalık yaabileceği şüphesi var ancak otizm bir otoimmün hastalık mı halen tartışılıyor. ayrıca aliminyum daha çok nörodejeneratif hastlıklarda suçlanır, bu hastalıklar ilerleyici karakterdedir. ve daha çok yaşlıları tutar, bu kısımlar otizme pek uymuyor. bilgileri kontrol edeyim dedim, çünkü biz bu konuları 2007 de tartışıyorduk. o günden bu güne ciddi bir değişiklik olmamış. Şimdi ortada kesinleşmiş bir bilgi olmadan aşılardan alimünyumun çıkarılacağını düşünmem. Ha yarın ciddi ispatlar ortaya konulur benim de fikrim değişir. zaten benden çok önce gerekli tedbirler alınır. şimdi yazdıklarımı okuyunca daha önceki mesajlarımda yazdıklarımı tekrar tekrar yazmak zorunda kaldığımı gözlemledim. sanırım sizlerle ortak paydada buluşamayacağız. Boş yere zamanımızı tüketmeyelim. |
doğru konu sahibi vermiş facebook linlerini haklısınız orası benim hatam. bakın sanırım dördüncü kez yazacam, sizin attığınız makale yalancı pozitiflikten bahsediyor, yukarılarda biryerlerde anlatmıştım tekrar anlatayım, hasta olmasa da testin hasta gibi gösterdiği insanlar. benim de klinik gözlemimin aynı olduğuu yazmıştım hatta. bu test tamamen yanlış demek değildir. sizin iddia etmeye çalıştığınız bu. Testin tamamen doğru olmadığını, hata payının nispeten yüksek olduğunuda önceki mesajlarımda belirmiştim. ancak elimizdeki en iyi test bu, yani başka seçeneğimiz yok bunu da belirtmiştim. hatta sormuştum var ise daha iyi bir test onu kullanalım. şimdi bu yalancı pozitif insanların bulaştırıp bulaştırmadığını bilemiyoruz, içlerinden bir kaç gün sonra hastalanan ve bulaştıran da oluyor. böyle bir hastanın gelip sevdiklerinize bu hastalığı bulaştırması sizce doğru mu. hastalık sürecinde hepimize sorumluluk düştü. yalancı + olup hasta olmayan kişilere de evde 14 gün karantinada kalmak ve bizim ülkede bazı yerlerde 1 kutu plaquenil içmek düştü. öteki tarafta hastaneye düşüren akciğerde fibrozis bırakabilen, öldürebilen bir hastalıktan bahsediyoruz. sorunuzun cevabı: yalancı pozitifliğin ne olduğunu bilmediğiniz için anlamıyorsunuz. ben zaten yazıyı anladım, hatta sizin hangi kısmı anlayamdığınızı anlayacak kadar anladım. paylaştığınız görselde siyah yazılı olan kısımlar var mı bir dikkat edin "gripteki kas ağrısı ile coviddeki bambaşka, hastalar çok güzel tarif ediyor, koku kaybı, tat kaybı, burun akıntısı, satürasyon düşüklüğü, nefes darlığı, yorgunluk, öksürük, ishal, grip ve covidde birbirinden ayrışıyor" benim bahsettiğim bold yazdığım farklar paylaşımınızda yazmıyor. ayrıca bu içerik vatandaş bilinçlensin diye hazırlanmış bir içerik. klinisyenlere göre olup semptomların nasıl olduğunu tarifleyen bir içerik değil. burada kas ağrısını tarifleyim, (bunu hastalar kliniğe geldiğinde test yaptırmak için kullanıyor diye üstü kapalı yazmıştım) covidde kas ağrısı sırt ve bel çevresinde çok şiddetli oluyor, gripte yaygın yani vucudun her yerinde has ağrısı olur. griptekki ağrı iğne batar gibi iken coviddeki ağrı kemik ağrısı gibi. kovidde ekstradan eklem ağrıları daha şiddetli oluyor ama eklem ağrısı gripte de böyle görülebilir, ayırt edici değil. ishal covidde bildiğimiz su gibi olurken, gripte sarı kahverengi renkte oluyor. önceden yazamamışım covidde gece terlemeleri çok şiddetli, verem gibi burusella gibi terletiyor, gece üzerini değişmek zorunda kalıyorsun, çıkardığın atlet tshirtten sıkmasan bile ter damlıyor. bu arada covidde pek burun akıntısı olmuyor. Coviddeki ateş erken dönemde genellikle ara ara yükselme eğiliminde, gripte genellikle daha düz hareket eder. Bahsettiklerim her hastada olacak diye bir şart yok, bunlar olursa covid e yöneliyoruz. bu bahsettiğim şekilde klinik gözlemler tıp kitaplarında olur, makalelerde bahsi geçmez, makaleler daha spesifik konulara odaklanırlar, geniş kapsamlı bir review bulmak gerekir. bahsettiğim gibi doyurucu bir review henüz bulamadım. çok fazla yayın var. ama bu bilgiler webinarlarda paylaşılıyor daha çok. izlediğim webinarlar kaldırılmış. ileride bu konuda detaylı bir derleme yazılacaktır. oradan ne kadar hatalı olduğumu öğreniriz. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7286435/ serum ferritin düzeyi ile ilgilihttps://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32506683/ ddimer seviyesi ile klinik yönetimhttps://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32251717/ interlökin 6https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32470238/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32383370/ tat ve koku parça parça bulayım dedim ama uzatmanın manası yok. sizin istediğiniz şeyi tam olarak şu anda sunmam münkün değil. ve araştırmak ciddi vaktimi alıyor. Covid kliniğine bu kadar meraklı iseniz zamanında oturup webinarları izlenmeiz gerekirdi. yerli ve yabancı klinisyenler tecrübelerini aktardı. bizim de gözlemlerimiz anlatılanlarla benzer yönde. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7233368/ bu makalede kliniğe kısaca değinmiş. hatta klinikle ayrım yapılamayacağını yazmış (benim iddiamı desteklemiyor ama bahsettiği kan tahlili değerleri gripten ayrım sağlıyor mesela) Bu kadar açıklama yaptım, okuduğunuzu anlamıyor iması üzerine saldırıya geçtiniz ve hak veriyorum. ancak tekrar edeyim önceki mesajlarınızda beklenmedik ölüm getirmedi gibi , aşırı fazla bir ölüm getirmedi gibi iddilar var. belki halen bu iddaların doğruluğuna inanıyorsunuz. çok sorunuza yeterli cevap verdiğimi düşünüyorum. Zira arife tarif gerekmez. |
kovid negatifsen, ve 'onlara göre' şüpheliysen, de kovid servisine yatırılıyorsun.
aynı servise yatıracak kadar bunlar benzer hatta aynı hastalıksa , neden insanlara daha önce görülmemiş bir hastalıkmış gibi lanse ediyorlar ?
anlatabiliyormuyum ?
tüm zatüre hastalarını bir yerde toplayıp sen üstüne KOVİD19 servisi yazıyorsun.
madem çok tehlikeli bir hastalıksa negatif olanları ayırsana. değilse niye yaygara çıkarıyorsun ?
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @onatba