Soğukkanlı ve çok geveze. Bir şaklaban! Söylenmesi istenen her şeyi her fırsatta söylüyor.
Medyaya konuşuyor, Savcılığa gelince de susma hakkını kullanıyor. Namaz kılmayı sevmiyor, şarap ve viski içmeyi seviyor. 11 Eylül’ü de biliyormuş. Irak’ta Türk şoförün kafası kesilirken oradaydı. Günlerdir Türk basınında El Kaide kod adlı bir şov izliyoruz. MIT, CIA ve Mossad tarafından yapılan Suriyeli Lüvey Sakra ve Hamid Obysi’nin yakalanmasını içeren operasyon, 11 Eylül sonrasının en büyük gelişme olarak medyada “hak ettiği” yeri buldu… Mersin-Alanya arasındaki bölgelerde İsraillilere saldırı olacağına ilişkin uyarılar, sürat motorları, villalar ve milyonlarca doların dışında operasyonla 11 Eylül’den bu yana çözülemeyen hemen her saldırı açıklığa kavuşturuldu!
El Kaide ile ilgili bütün teoriler yerle bir edildi. Örgütün kimliğine ilişkin bugüne kadar ortaya atılan fikirlerin hiçbir anlamı olmadığı ortaya çıktı. El Kaide’nin İslam’la ilişkisi Lüvey Sakra ile ortadan kalktı. Tabi Üsame Bin Ladin’in ve Eymen ez Zevahiri’nin kimlikleri de… El Kaide’nin üs düzey beş kişisinde biri yakalandı. Ondan daha iyi örgütle ilgili bilgi verecek kim olabilir ki? Afganistan işgali, Guantanamo’daki El Kaide mensupları, Diago Garcia’dan dünya genelindeki Amerikan üslerine kadar yayılan gizli merkezlerdeki El Kaide mensupları, Madrid ve Londra bombalamalarından sonraki soruşturmalar, ABD’nin dünyanın hemen bütün istihbarat örgütleriyle küresel düzeyde yürüttüğü operasyon ve soruşturmalar bile bu kadar verimli olmadı. Sakraa 11 Eylül saldırılarının yapılacağını biliyordu hatta uyardı! Londra saldırılarını planladı! İstanbul saldırılarında belirleyiciydi! Saymaya gerek yok, El Kaide dosyası olarak görülen bütün saldırılarda bir şekilde rol oynadı. Bu kadar önemli bilgilerin ele geçirildiği operasyon Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından neden “tamamen yanlış ve kasıtlı” olarak nitelendi acaba? Operasyonla ilgili haberleri önce İsrail’den duyuyoruz. Çoğu zaman olduğu gibi. Zerkavi’nin Kuzey Irak’ta olduğu haberleri İsrail kokusu veriyor. Garip bir şekilde İsrail istihbarat çevreleri Usame Bin Ladin’in ve Eymen Zevahiri’nin Afganistan’dan Irak’a geçmeye hazırlandıkları haberlerini yayıyor.
Onlara göre Ladin ve Zevahiri, muhtemelen Eylül ortalarına Pakistan ve İran Belucistanı üzerinden Irak’a geçecek. Sakra bol para harcıyor. Mesela Amerikan kışlasına giden 25 milyon doları ele geçirdiklerini, 500 bin dolarını kendisinin aldığını vs.
Sakın bu paralar, El Kaide’nin ya da Iraklı direnişçilerin değil de, Irak’ın kayıp milyarlarca dolarından olmasın!
Bu parayı Irak ordusunun 40 milyar doları bulan varlığını satıp cebe indirenler vermiş olmasın! 285 milyon dolarlık tank yolsuzluğundan olmasın! 1 milyar dolarlık tartışılan yolsuzluktan olmasın! Sakın bu paralar Irak Mersin limanı arasındaki kirli ticaretten olmasın! Irak’ın füzelerini Kuzey Irak’a, İran’a, Türkiye’ye, Yeni Delhi’ye kadar ulaştıran şebekeden geliyor olmasın! Lübnan’da suikastlere kadar uzanan para trafiğinden olmasın! Irak ordusunun her şeyini satan Bush ailesine ve CIA’ya mensup “Amerikan Lawrence”ı lakaplı, öldürüldüğü söylenen ama hala cesedi bulunamayan Dale Stoffel’den, onunla iş yapanlardan, aralarında Türk vatandaşlarının da olduğu şirketlerden gelmesin! Nasıl olsa Sarka operasyonu zamanla unutulacak. Adamın bir hiç olduğu ortaya çıkacak. Operasyonla dikkatlerimizden nelerin kaçırıldığını o zaman anlayacak mıyız? Mesela asıl güvenlik tehditlerinin Mersin’le Alanya arasında değil, Mersin’le Kuzey Irak arasında olduğunu ne zaman fark edeceğiz? Bölgedeki kirli ticareti, büyük para transferlerini, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e ilişkin bütün hesaplarını bozacak tehlikeli gelişmeleri farkedecek miyiz? 16.8.2005 / İBRAHİM KARAGÜL / YENİ ŞAFAK
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Soğukkanlı ve çok geveze.
Bir şaklaban! Söylenmesi istenen her şeyi her fırsatta söylüyor.
Medyaya konuşuyor, Savcılığa gelince de susma hakkını kullanıyor.
Namaz kılmayı sevmiyor, şarap ve viski içmeyi seviyor. 11 Eylül’ü de biliyormuş. Irak’ta Türk şoförün kafası kesilirken oradaydı.
Günlerdir Türk basınında El Kaide kod adlı bir şov izliyoruz. MIT, CIA ve Mossad tarafından yapılan Suriyeli Lüvey Sakra ve Hamid Obysi’nin yakalanmasını içeren operasyon, 11 Eylül sonrasının en büyük gelişme olarak medyada “hak ettiği” yeri buldu…
Mersin-Alanya arasındaki bölgelerde İsraillilere saldırı olacağına ilişkin uyarılar, sürat motorları, villalar ve milyonlarca doların dışında operasyonla 11 Eylül’den bu yana çözülemeyen hemen her saldırı açıklığa kavuşturuldu!
El Kaide ile ilgili bütün teoriler yerle bir edildi. Örgütün kimliğine ilişkin bugüne kadar ortaya atılan fikirlerin hiçbir anlamı olmadığı ortaya çıktı. El Kaide’nin İslam’la ilişkisi Lüvey Sakra ile ortadan kalktı. Tabi Üsame Bin Ladin’in ve Eymen ez Zevahiri’nin kimlikleri de…
El Kaide’nin üs düzey beş kişisinde biri yakalandı. Ondan daha iyi örgütle ilgili bilgi verecek kim olabilir ki? Afganistan işgali, Guantanamo’daki El Kaide mensupları, Diago Garcia’dan dünya genelindeki Amerikan üslerine kadar yayılan gizli merkezlerdeki El Kaide mensupları, Madrid ve Londra bombalamalarından sonraki soruşturmalar, ABD’nin dünyanın hemen bütün istihbarat örgütleriyle küresel düzeyde yürüttüğü operasyon ve soruşturmalar bile bu kadar verimli olmadı.
Sakraa 11 Eylül saldırılarının yapılacağını biliyordu hatta uyardı! Londra saldırılarını planladı! İstanbul saldırılarında belirleyiciydi! Saymaya gerek yok, El Kaide dosyası olarak görülen bütün saldırılarda bir şekilde rol oynadı.
Bu kadar önemli bilgilerin ele geçirildiği operasyon Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından neden “tamamen yanlış ve kasıtlı” olarak nitelendi acaba?
Operasyonla ilgili haberleri önce İsrail’den duyuyoruz. Çoğu zaman olduğu gibi. Zerkavi’nin Kuzey Irak’ta olduğu haberleri İsrail kokusu veriyor. Garip bir şekilde İsrail istihbarat çevreleri Usame Bin Ladin’in ve Eymen Zevahiri’nin Afganistan’dan Irak’a geçmeye hazırlandıkları haberlerini yayıyor.
Onlara göre Ladin ve Zevahiri, muhtemelen Eylül ortalarına Pakistan ve İran Belucistanı üzerinden Irak’a geçecek.
Sakra bol para harcıyor. Mesela Amerikan kışlasına giden 25 milyon doları ele geçirdiklerini, 500 bin dolarını kendisinin aldığını vs.
Sakın bu paralar, El Kaide’nin ya da Iraklı direnişçilerin değil de, Irak’ın kayıp milyarlarca dolarından olmasın!
Bu parayı Irak ordusunun 40 milyar doları bulan varlığını satıp cebe indirenler vermiş olmasın!
285 milyon dolarlık tank yolsuzluğundan olmasın! 1 milyar dolarlık tartışılan yolsuzluktan olmasın! Sakın bu paralar Irak Mersin limanı arasındaki kirli ticaretten olmasın! Irak’ın füzelerini Kuzey Irak’a, İran’a, Türkiye’ye, Yeni Delhi’ye kadar ulaştıran şebekeden geliyor olmasın! Lübnan’da suikastlere kadar uzanan para trafiğinden olmasın! Irak ordusunun her şeyini satan Bush ailesine ve CIA’ya mensup “Amerikan Lawrence”ı lakaplı, öldürüldüğü söylenen ama hala cesedi bulunamayan Dale Stoffel’den, onunla iş yapanlardan, aralarında Türk vatandaşlarının da olduğu şirketlerden gelmesin!
Nasıl olsa Sarka operasyonu zamanla unutulacak. Adamın bir hiç olduğu ortaya çıkacak. Operasyonla dikkatlerimizden nelerin kaçırıldığını o zaman anlayacak mıyız? Mesela asıl güvenlik tehditlerinin Mersin’le Alanya arasında değil, Mersin’le Kuzey Irak arasında olduğunu ne zaman fark edeceğiz? Bölgedeki kirli ticareti, büyük para transferlerini, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e ilişkin bütün hesaplarını bozacak tehlikeli gelişmeleri farkedecek miyiz?
16.8.2005 / İBRAHİM KARAGÜL / YENİ ŞAFAK
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.