Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 2 misafir, 1 mobil kullanıcı
83
Cevap
16570
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Cevap: Bajaj Pulsar 200ns aldım soruları alayım (4. sayfa)
P
9 yıl
Teğmen

AMİN
eski istanbul yolundan kocaeline doğru gel ara yollara dal hatta güzel köy yolları var




Bu mesajda bahsedilenler: @yunusesss
E
9 yıl
Yüzbaşı

uzun siperlik alırsan rüzgar derdinden kurtulabilirsin


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Ele7en
E
9 yıl
Yüzbaşı

Saolasın yinede 7-8 aydır binmiyorum kaza yaptım malesef ama motorda bişey yok



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @erenberkay
O
8 yıl
Yüzbaşı

Hocam ben 200lük olanı değil 150 lik olanı sorucam yani genel anlamda bu pulsarlar iyi mi ? Hakkını veriyo mu ?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
8 yıl
Er

150'lik makineleri için çok fazla kronik sorunu olduğu söyleniyor. servis de bunu söylüyor zaten. hiç bulaşma derim.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Omer1852
O
8 yıl
Yüzbaşı

Hocam nasıl kronik sorun ?


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @savasdursun
P
8 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: Omer1852

Hocam nasıl kronik sorun ?

sorunu hakkında bir şey bilmiyorum açıkçası ama 200 lük makina gibi tok bir duruşu yok bende ilk etapta 150 cc alacaktım ama sonra biraz daha kasıp 200 cca almaya karar verdim bakım için servise gittiğimde genelde 150 cc lik makinaların tamir edildiğini görüyorum hatta geçen ctesi baymotoya gittim denge sensörü zırıltısı için bir tane 150 cc lik motoru dağıtmışlar topluyorlardı tabi kullananada bağlı 150 lik makinayı alıp canını çıkaranlarda var adam gibi standartında kullananlarda var

bu arada yukarıdaki yazılarımı takip edenler bilirler geçen haziranda motosikletimi almıştım kışın fırsat buldukça bindim neredeyse 1 yıl olacak bu süre zarfında denge sensörüm zırıldamaya başladı
olay kışın birden bire oldu bir sabah motoru çalıştırdım ön kısımdan bir zırıltı gelmeye başladı aslında çok ses yapmıyordu ama ara sıra fark ediyordum kullanırken çok dikkatli kulak kesince ama yüksek devirlerde ses kendini belli ediyordu bu 1 yıllık süre zarfında sadece bu sorunum oluştu onuda zaten hafta sonu söktürdüm aslında garanti kapsamında değişebilirdi ama yenisi de zırıldayacağı için hiç uğraşmadım söktürdüm parça sökülürkende bu arada tamamen sökülüp atılmıyormuş parçanın içerisinde bir bilye türü bir şey var bu bilye sökülüyor çıkan boşluğa silikon dökülüp parça yerine konuyor işlem bu yani sağolsunlar parada almadılar

bunun dışında son zamanlarda çok olmamak kaydıyla bazen stop etme sorunu yaşıyorum sorun yüksek devirden düşük devire geçince örneğin 5 bin veya 7 bin devirde vites değişmek için debriyaja basıyorsunuz (genelde durmak üzere olduğunuz zamanlarda vites küçültme eğilimindeyken) devir birden düşüyor bu düşme neticesinde devir 7 binlerden binlere birdenbire gerilediğinde motosiklet stop etme eğilimine giriyor ama bu her zaman olmuyor fakat ara gazı vererek bu işlemi yaparsanız bu sorunu yaşamıyorsunuz amaç devri birden bire düşürmemek yani fakat bu ara gazı işine de alışmak zaman alabiliyor
ayrıca bu stop etme sorununu yazılım güncelleyerek çözdüklerini duydum bir daha ki İstanbul ziyaretimde konuyu servise açacağım gelişmelerden sizleri haberdar ederim

sözün özü 2 kronik sorun 2016 modellerde de çözülmemiş 0 km aldıktan sonra zamanla ben burdayım diyorlar ama çokta kafaya takılacak sorunlar değiller esasen şahsen beni üzmeyecek şeyler bunlar

bu arada çok lakırdı ettik hafta sonu Kocaeli-Taşköprü-Ömerli üzerinden Kadıköy'e oradan arabalı vapurla sirkeci tarafına kapalı çarşıya geçtim gezinin resimlerini atayım sizlere Taşköprü kutluca köyündeki fabrika ortalığın anasını ağlatıyor keşke biri dur dese onca güzelliğin içinde iğrenç duruyor

< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >



P
8 yıl
Teğmen

merhaba arkadaşlar

uzun bir aradan sonra havanında güzel olmasını fırsat bilerek ne uzun nede kısa denilebilecek bir seyahate çıktım havanın güzel olması dedim ama siz bakmayın böyle dediğime gün içerisinde hava 90 derece döndü sabah güneşliyken öğleden sonra yağmur bastırdı eve dönene kadar sucuk gibi oldum

16/04/2017 sabahına organizasyonu yaptım malum yeni anayasa oylaması başkanlık sistemi filan önce gidip oy kullanmak gerekiyordu eşimde sandık görevlisi olduğu için bütün gün boş boş tek başıma takılmaktansa biraz yol yapayım dedim

sabah ilk iş olarak vatandaşlık görevimi yerine getirdim sonrasında hava nasıl olsa iyi olacak diye düşünerek motosikletimi bir güzel yıkattım sonrasında depoyu fulleyip virabismillah deyip yola çıktım yolun bir kısmını zaten daha önceden gittiğim için biliyordum asıl macera yolun bilmediğim kısmında başladı

İzmit üzerinden Karamürsel'e oradan da dağ yolları üzerinden Yalakdere Kızderbent köylerinin bulunduğu güzergahtan İznik'e vardım esasen yolun bildiğim kısmı bu kadardı

önce depoyu fullemek gerekiyordu malum aç ayı oynamıyor

< Resime gitmek için tıklayın >

sonra yola çıktım karamürsele kadar pek bir fotoğraf çekmedim karamürsele vardığımda bir iki resim çektim

şansıma izmitte yeni faaliyete girecek olan tramwayları gördüm sanıyorum Bursa tarafından geliyorlar hemen bunlarında resimlerini çektim

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

karamürsel sahil

< Resime gitmek için tıklayın >

karamürsele vardıktan sonra cezaevinin yanından yukarı kıvrılan Akçat yoluna giriyorsunuz yol sakin sessiz doğayla iç içe bir yol

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

bir müddet bu yolda ilerledikten sonra karşınıza bir köy çıkıyor köyün adı karapınar köyü köyün merkezinde dört yol ağzı var bu yoldan düz giderseniz akçat senaiye köylerinden izmite dönüyorsunuz bu yoldan çok gidip geldim önceki yazılarımda bu yoldan bahsetmiştim sağ tarafa dönerseniz iznik yoluna çıkıyorsunuz bu yol üzerindede sizi oldukça güzel manzaralar karşılamakta

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >


< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

ve bu yolun sonunda sizi tabelalar karşılıyor İznik istikametine devam ediyorsunuz

< Resime gitmek için tıklayın >

bu yol ayrımında sağ taraftan biraz aşağıda aşıklar tepesi diye bir yer var buraya gitmenizi tavsiye ederim tüm izmit körfezi ayaklarınızın altında ben daha önce gittiğim için bir daha uğramadım bu sebeple resim koyamıyorum sol taraftan devam ettiğinizde ise büyük bir çınar ağacı sizi karşılayacak gölgesinde şırıl şırıl akan bir çeşme var ve yine bu ağacın altında organik ürünler satan köylülerin açtığı ufak bir tezgah var

< Resime gitmek için tıklayın >


çınarın gölgesinde dinlenip çeşmesinden buz gibi akan suyunu içtikten sonra yola koyuluyorsunuz yol kısmen güzel ve virajlı bazı yerlerinde gizli U dönüşleri var yavaş gidip dikkatli olmakta fayda var ayrıca epey bir yokuş ineceğiniz için tavsiyem motoru kapatın hafiften yokuş aşağı kendinizi salın motor sesi olmayınca doğayı dinlemek daha güzel oluyor

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

anlatmış olduğum yol sizi kızderbent ve yalakdere köyleri üzerinden İznike çıkarıyor bu yol üzerinde tarihi özellik taşıyan valide köprüyü göreceksiniz

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

ayrıca bu yol üzerinde motosikletli gruplar hiç eksik olmuyor daha önceki gezimde de yine kalabalık bir gruba denk gelmiştim bu seferde yine böyle bir gruba denk geldim yalnız bu seferki motorlar orta siklet kategorisindeydi daha öncekiler ağır siklet sınıfındaydı bu yol üzerinden Bursa'ya giriş yaptım hemen tabela önünde bir resim çektikten sonra yola devam ettim

< Resime gitmek için tıklayın >


Bu aşamada hava bozmaya başladı üzerimde de beni yağmurdan koruyacak pek bir şey yoktu sadece kolsuz rüzgardan koruyacak bir yeleğim vardı İznik Gölünü gördüğüm anda yağmur başladı yağmur rüzgarla karışık şekilde üzerime üzerime dalgalar halinde yağıyordu dedim boku yedik bu yol bitmez geri dönmeyi de düşündüm bir ara sonra dedim bu kadar ıslanmışken en azından bir İznik'i görelim bu düşünceler içerisinde İznik'e vardım

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >


İznik'e gelip meşhur köftesini yemeden gitmek olmazdı motoru İznik Ayasofya cami önüne park ettim ben köfte yemek için lokantaya girerken şimşek çaktı gök gürültüsü filan yağmur iyice bastırdı neyse ki ben yemeğimi yiyene kadar yağmur dindi ve bir anda güneş açtı hava birden bire değişti fırsat bu fırsat diyerek yeniden motoruma atladım ve yola koyuldum geri dönmek fikrinden vazgeçtim

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >



Şimdiki istikamet Bilecik yani yolun bilmediğim kısmı şimdi başlıyor

< Resime gitmek için tıklayın >


< Resime gitmek için tıklayın >


Aslında Bilecik derken öyle uzun uzadıya Bilecik'i gezmiyorsunuz İznik Sakarya arasındaki yolda mecburi istikamet D150 Karayolunu kullanıyorsunuz

Bilecik il sınırından içeri giriyorsunuz ve birkaç km sonrada çıkıyorsunuz yanı İznik ve Sakarya arasına Bilecik il sınırı bir miktar taşmış hatta il sınırı ufak bir üçgen şeklinde kuzeye uzanıyor diyebiliriz zaten Bilecik'e girmeniz ile çıkmanız bir oluyor topu topu 20 KM lik bir yol
Bu yol üzerinde sizi Çerkeşli göleti karşılıyor yapay bir göl Çerkeşli deresinin önüne bir set çekip göl yapmışlar bu gölden de etraftaki tarım alanlarını suluyorlar göl üzerinde tarlalara su pompalayan borular vardı ben ilk önce bunları balık çiftliği gibi bir şey sandım sonra gördüm ki bu borulardan tarlalara su çekiliyor Çerkeşli göleti sazan balıklarıyla meşhurmuş eskiden balık tutmak gibi bir alışkanlığım vardı epey bir zaman önce bu alışkanlığımı terk ettim balık tutmaya merakı olan varsa gidebilir yalnız göl üzerinde tek kişi aynı anda 4 olta atabiliyormuş fazlası yasakmış ama kuralı ihlal edenlerde varmış tabi

bu kısma kadar anlatmış olduğum yerlerin resimleri

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >


velhasıl kelam Çerkeşli göletinden sonra yola devam ettim istikamet Mekece

Kısa bir süre sonra Mekece'ye vardım asıl macera bundan sonra başladı benim için

Mekece içerisinde bir U dönüşü var bu U dönüşünden dönüp yola devam ederseniz Adapazarı Bilecik yoluna çıkıyorsunuz yani D650 Karayoluna fakat benim gibi macera peşindeyseniz o zaman bu U dönüşünün tam ortasında bulunan yola girmenizi tavsiye ediyorum yani Kemaliye köyüne giden yola sapacaksınız

< Resime gitmek için tıklayın >


yol başlarda oldukça güzel lakin ilerleyen kısımlarda tabela filan yok kaybolma şansı oldukça yüksek neyse ki şansım yaver gitti ve kritik noktalarda adres soracak birilerini bulabildim Kemaliye istikametine giderken yol 2 kısma ayrılıyordu tam bu noktada bir çeşme vardı çeşmeden su alan bir vatandaşa Kemaliye köyüne nasıl gidebilirim dedim sağdaki yoldan devam et dedi eğer o adama rastlamasam düz gidecektim mesela neyse ki rastladım

Kemaliye'ye çıkan yol yer yer bozuk ve çakıl hatta bazı kısımlarda yola kayalar yuvarlanmış

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >


Bu kısım dik bir yol devamlı tırmanıyorsunuz bir sağa bir sola şekilde yükseklere çıktıkça tabi manzarada güzelleşiyor bir süre sonra Pamukova tüm güzelliği ile karşınıza çıkıyor

< Resime gitmek için tıklayın >

tepeden kuş bakışı bakıyorsunuz ıssız bucaksız dağ silsilesi Bursa'ya doğru uzanıyor havada bulutlu biraz güneş ışınları aralardan yer yüzüne vuruyor manzara müthiş

< Resime gitmek için tıklayın >

En son böyle bir manzarayı Yedi göller'de görmüştüm o zamanlar motosikletim yoktu arabayla seyahat ediyordum

Tabi yükseklere çıkmanın da bir bedeli var hava bir miktar soğudu ve yağmur başladı bu yağmur öyle bir yağmur ki hiç dinmedi ta ki İzmit düzlüklerine inene kadar artık geride dönemezdim yola devam etmeliydim yer yer bozuk yollardan ilerlerken bana bir enduro şart diye söylenmeye başladım

Pulsar gerçekten harika bir motosiklet fakat malum naked tarzı asfalt için dizayn edilmiş süspansiyonları sert bozuk yollarda benim toto acımaya başladı haliyle
yağmurda bir yandan ayrı bir dert ama yolun ilerleyen zamanlarında işler dahada kötüleşti söylenmek yerine şükretmeliymişim meğerse

Kemaliye'ye vardıktan sonra sıradaki köy Çilekli köyüydü Kemaliye ve Çilekli arasında yol namına hiç bir şey yoktu toprak bir yol var sadece ve çukurlarla dolu

< Resime gitmek için tıklayın >

yağan yağmur zamanla bu toprak yolu çamur haline getirdi bazı çukurlar su dolmuş derinliği kestirmek güç bazı kısımlara iri iri çakıllar dökmüşler çakıl diyorum ama resmen kaya hatta bazıları sivri sivri lastiklerim yarılacak diye çok korktum

Bu şekilde ilerlerken bir şantiye sahasına geldim önüme bir kamyon geçti bende kamyonun peşinden tın tın yavaş yavaş lastik izinden ilerledim o sırada karşı şeritten gelen lüks bir Mercedes gördüm adam bu yola Mercedes sokmuş arkadaş :) ne manyaklar var dedim içimden sonra kendimi düşündüm o en azından kapalı alanda sen ıslanıyorsun sen daha manyaksın dedim kendi kendime bu anın resmini maalesef çekemedim

bir süre sonra kamyon sol taraftaki yola girdi o yol nereye gidiyor bilmiyorum ben düz devam ettim Çilekli köyüne vardım buradan Mesruriye istikametine ilerlemek gerekiyordu yine bir yol ayrımı aslında 2 yolda aynı yere çıkıyormuş bunu sonra öğrendim düz gitsem daha kestirme olacak ama ben yine tam o yol ayrımında bir teyzeye rastladım yol sordum bana diğer yolu söyledi uzun olanı bende haliyle oraya saptım yol bir süre sonra kısmen düzeldi neyse ki derken yine bozuldu bu yoldan devam ederken önünde küçük bir mescid olan Orman Bakanlığına bağlı bir istasyona rastladım resim çekemediğim için buranın linkini koyuyorum

(https://www.google.com.tr/maps/@40.530961,30.062528,3a,75y,90t/data=!3m8!1e2!3m6!1s123119392!2e1!3e10!6s%2F%2Flh4.googleusercontent.com%2Fproxy%2Fm-_vJLD4JmSgg5Dp3xevnhQP9ZODEEMLn48aHPQ33SZMbAQ547K8ryVXl_6-Iq0uXBEqvzRbciZ1XjM7VD24kXrf6i1W57Q%3Dw203-h135-k-no!7i4752!8i3168)

burada adres sordum yine kritik bir nokta ve yine adres soracak insanlar var çok şükür eğer burası olmasa ben yine düz devam edip başladığım noktanın biraz ilerisine geri dönecekmişim

adam sağolsun yolu tarif etti bir miktar bozuk yolda devam edeceksin sonra asfalta denk geleceksin o asfaltı dümdüz takip et İzmit'e varırsın dedi harbiden de dediği gibi oldu bir süre sonra bir asfalta denk geldim yol kaymak gibiydi bu asfaltın başladığı yer meğerse İzmit'e bağlıymış İzmit Belediyesi buraya kadar olan alanı asfaltlamış yollar harika fakat Sakarya Belediyesi maalesef aynı özeni göstermemiş bir süre kaymak gibi asfaltta ilerledim bu arada halen yağmur devam ediyordu

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >


Yolun bu kısmında insan sirkülasyonu fazla olmadığı için haliyle doğada kirlenmemiş dere yataklarında ne bir pet şişe ne bir poşet çöp namına bir şey yok hatta mavi şişe kapağı bile bulamazsınız o derece temiz
Yol kenarındaki akan dereden su içebilirsiniz tertemiz berrak bir suyu var yağmur yağmasına rağmen çamur gibi rengi yok doğaya el değmediği için sanıyorum erozyonda yok bu sebeple bu yağmurda su berrak akıyor günümüzde nadir rastlanan bir güzellik

< Resime gitmek için tıklayın >





hava müsahit olsa inanın bu saflıktaki suyu bulmuşken yüzücektim biraz ama maalesef hava yağışlıydı bir miktar böyle yolda ilerlerken yine bir yol ayrımına geldim etrafta adres soracak kimsede yok

sağdan mı soldan mı derken yolun ortasında dikili bir direk gördüm üzerinde artık silinmek üzere olan yazıları gördüm sol taraf İzmit'i gösteriyordu neyse ki yine şansım yaver gitmişti soldan devam ettim

< Resime gitmek için tıklayın >


bu aşamada yine yer yer yolar bozulmaya başladı fakat çokta kötü değildi derken Kartepe'nin arka kısımlarına geldim burada Karadenizli nüfus oldukça çok hatta tamamı Karadenizli yayla gibi yerler var doğa muhteşem bu şekilde bir miktar daha devam ettim yağmur halen devam ediyordu iyice de ıslanmıştım ama halimden memnundum

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >


Bir süre sonra artık inişe geçmeye başladım yolculuğun sonuna geldiğimi ufak ufak anlamaya başladım bir sağa bir sola doğru iniş yolunu takip ederken sola viraj döndüğüm bir noktada uzaktan İzmit Körfezini gördüm bu macerada buraya kadar geldik dedim içimden

< Resime gitmek için tıklayın >

İzmit Körfezi uzaktan çok güzel gözüküyordu manzara harikaydı yavaş yavaş dağılan yağmur bulutları ve bu dağılan bulutların arasından yeryüzüne sarkmayı başaran güneş ışıkları gerçekten muhteşem bir manzaraydı

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >


aklıma tarihte anlatılan yunanlı tarihçi zenofon'un Anabasis kitabında anlatılan (onbinlerin dönüşü)hikaye geldi onlarda günlerce yolculuk yaptıktan sonra Karadeniz'e ulaşmışlar Karadeniz'i görünce sevinmişlerdi sanırım bende aynı sevinci yaşadım bu noktada

İnmeye başladıkça hava düzeldi yağmur dindi güneş açtı ve derken İzmit'e geldim

Bu yolculukla kartepe'nin arka kısmındaki dağ silsilesini gezip görmüş keşfetmiş oldum bu coğrafyanın genel bir adı var SAMANLI DAĞLARI diye geçiyor benim için güzel bir deneyim oldu

Ayrıca bu yolculuk bana Sunay Akın'ın Anka Kuşu hikayesini hatırlattı bir programında izlemiştim

Günlerden bir gün kuşlar alemi toplanmışlar Anka kuşunun nasıl bir kuş olduğunu merak ediyorlarmış nerede olduğunu araştırmışlar etmişler ve Anka kuşunun Kaf dağının arkasında olduğunu öğrenmişler gidip görmek meraklarını dindirmek istemişler fakat gel gör ki Kaf dağının arkasına gitmek öyle kolay iş değilmiş çok zorlu bir yolculuk gerektiriyormuş kimileri en başından gitmekten vazgeçmişler o kadar tehlikelerle dolu yolu gitmek istememişler kalanlar yola çıkmışlar yolculuk esnasında daha zorlukları görmeden dönenler olmuş ilk zorlukta pes edenler olmuş yağmurlar yağmış şimşekler çakmış ölenler olmuş avcılar tarafından vurulanlar olmuş velhasıl kelam binlerce milyonlarca kuştan 1 tanesi Kaf dağının arkasına varmış ve orada Anka kuşunu araştırmaya başlamış ve anlamış ki Kaf dağının arkasında Anka kuşu diye bir kuş yok hikayelerde anlatılan o Anka kuşu dağın arkasına ulaşmayı başarabilen o tek kuşmuş

bende yağmurda bulutta bozuk yolda rüzgarda geri dönmeyi düşündüm hep ama yılmadım devam ettim ve hedefime vardım çok şükür bizde bir Anka kuşu olduk belkide Motosikletime bir Anka kuşu sembolü bulup yapıştırmak şart oldu gibi

BU AŞAĞIDAKİ RESİMDE TÜM YOLCULUĞUN KROKİSİ

Bu yolculuğu yaptığınızda Coğrafi olarak bakılınca SAMANLI DAĞLARININ üzerinde kısmen bir tur atmış oluyorsunuz
SAMANLI DAĞLARI Gemlik Körfezinden başlayıp İznik bölgesinide içine alarak Sakarya nehrinin Geyve ilçesine kadar uzanan dağ silsilesinin genel adı bu dağ silsilesinin en doruk noktası KARTEPE olarak geçmekte

Karamürseldeki cezaevinin oradan kıvrılarak yukarı doğru tırmanan yol bu dağ silsilesinin hemen hemen ortasından geçerek Kızderbent ve Yalakdere köyleri üzerinden İznike varıyor İznikin oradan Bilecik Sakarya Mekece istikametine giden yol yani D150 karayolu bu dağların arka kısmında kalıyor

Mekece istikametinden U dönüşünün tam ortasından girdiğinizde Yani Kemaliye istikametine gittiğinizde meşhur SAMANLI DAĞLARI'nın arka kısmından tırmanmaya başlıyorsunuz yolun en çileli ama bir o kadarda güzel kısmı burası bence inişte ise İzmit Körfezini gördüğünüz yerde ise bu dağları aşmış arka kısmına geçmiş oluyorsunuz sonrası malum İzmittesiniz

< Resime gitmek için tıklayın >





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pago -- 7 Eylül 2018; 16:19:16 >

P
8 yıl
Teğmen

MERHABA ARKADAŞLAR
Bugün bilinçsizce konuşmanın insanı ne hale getireceğini anlatan bir yazı yazmak istiyorum
her şey aşağıda göreceğiniz mesaj ile başladı arkadaşlarımızdan birisi 170 KM hızla giderken ön fren balatası kopuyor evet yanlış duymadınız ön fren balatası kopmuş hemde 170 KM hızla giderken olmuş bu olay

< Resime gitmek için tıklayın >

Sonrasında malum birbiri ardına markaya bok atan konuşmak için konuşan insan profillerini aşağıda dikkatlerinize sunuyorum sanki bu olayı beklemişler gibi hepsi sivrisinek vızıltıları şeklinde adeta bokun kokusunu alıp üzerine konmak için can atan sinekler gibi sayfaya üşüşmüşler

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

Tüm bu mesajlar sonrasında gerçek ortaya çıkıyor işte bu anda yukarıda olumsuz yorum yapan arkadaşların yüz ifadesini canlı görmek isterdim

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

İşte tüm belgeleriyle bu olayı dikkatlerinize sunuyorum markanın avukatı değilim sözcüsü de değilim sadece motosikletini kullanıyorum dolayısıyla binmiş olduğum motosiklete böyle bilinçsizce bok atan insanlar yüzünden motosikletimin değersiz hale gelmesinden şikayetçiyim

bu ibretlik bir tablodur arkadaşlar her duyduğunuza inanmamanız gerektiğini anlatan belgeleriyle buraya konmuş bir ibret tablosudur

ayrıca bu arkadaşın ön fren balatasını da kim gevşetmiş olabilir onuda anlamadım kendisi ASELSAN'da mühendis filan galiba dış mihrakların oyunu sanıyorum bu çok önemli bir teknolojiyi keşfetti ve dış mihraklar ön balatayı gevşeterek hayatına kastettiler :)

Belkide resimlerde gördüğünüz Honda'cı arkadaş yapmıştır ne dersiniz Pulsar'a gıcık oluyordur bu sebeple önüne ilk gelen pulsarın balatasını gevşetmiştir oda bu arkadaş filan olmuştur :)

balatası kopan arkadaşı da ayrıca kınıyorum ben Bajaj'ın yerinde olsam bu arkadaşı markayı kötülemekten mahkemeye verirdim olay aydınlanmadan hemen mesaj yazmış çizmiş millete de fırsat lazım zaten onlarda atıp tutmuşlar

SÖZÜN ÖZÜ
1 yıla yakın kullanıyorum sıfır km aldım bilmesem eyvallah ama biniyorum biliyorum ve gözüm kapalı çine bile giderim diyorum yaptığım geziler resimler hepsi ortada yakında kanal açıyorum kanaldan da göreceksiniz izleyeceksiniz inşallah

bu ibretlik tablodan ders alınması dileğiyle sözlerime son veriyorum
yazılacak başka bir şey yok bazen kelimelerin anlatamadığını bir iki fotoğraf anlatabilir
sağlıcakla kalın





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pago -- 25 Mayıs 2017; 11:26:54 >

I
8 yıl
Yüzbaşı

Hocam eşinizle beraner geziyormuşsunuz artçı selesi rahat mıdır uzun yolda artçı sıkıntı yaşar mı? Güzel konu, ne zaman forumun bu kismina girsem karsima cikiyor



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
8 yıl
Teğmen

artçı selesi rahat değil üstadım rahat dersem yalan olur belki arkaya bir çanta takılsa sırt dayanağı olur kısmen rahat olur onuda sordum demiri çantası filan 300 TL ye patlıyor eşimle fazla gezmediğimiz için şimdilik gerek duymuyorum eşimin dediğine göre bozuk olmayan yollarda arkada kısmen rahatmış sırtını dayayacak yeri olmadığından sırtı ağrıyormuş çanta takılırsa rahat edermiş fakat bozuk olan yollarda köy yolları vs. gibi her şeyi ile rahatsızmış çanta da taksan nafileymiş

bu motosiklet sevdası şu an motosiklet almama karşı çıkan eşimi de sardı kendisi arkası rahat bir motosiklet almamı istiyor çantalı filan olsun diyor bu sebeple şu an inazumaya filan bakıyoruz ama en azından ben 1 yıl daha bu şekilde binmeyi düşünüyorum şahsen ben memnunum ama dediğim gibi eşimle seyahate çıkmaya kalkarsak sorun olur uzun yola artçılı gidilecek bir motosiklet değil burası bir gerçek


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Ingvar
I
8 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: pago

artçı selesi rahat değil üstadım rahat dersem yalan olur belki arkaya bir çanta takılsa sırt dayanağı olur kısmen rahat olur onuda sordum demiri çantası filan 300 TL ye patlıyor eşimle fazla gezmediğimiz için şimdilik gerek duymuyorum eşimin dediğine göre bozuk olmayan yollarda arkada kısmen rahatmış sırtını dayayacak yeri olmadığından sırtı ağrıyormuş çanta takılırsa rahat edermiş fakat bozuk olan yollarda köy yolları vs. gibi her şeyi ile rahatsızmış çanta da taksan nafileymiş

bu motosiklet sevdası şu an motosiklet almama karşı çıkan eşimi de sardı kendisi arkası rahat bir motosiklet almamı istiyor çantalı filan olsun diyor bu sebeple şu an inazumaya filan bakıyoruz ama en azından ben 1 yıl daha bu şekilde binmeyi düşünüyorum şahsen ben memnunum ama dediğim gibi eşimle seyahate çıkmaya kalkarsak sorun olur uzun yola artçılı gidilecek bir motosiklet değil burası bir gerçek



Yarım saat bi saatlik mesafelere geliyor o zaman tahminimce artçı icin..



Eşiyle gezen insanların tercih ettiği motorlar genelde bmw gs ler nc ler inazuma ve de bazı sport touringler. İnazuma yeter bence size



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
8 yıl
Teğmen

bende öyle düşünüyorum bir inazuma alıcaz gibi bu artçı meselesi yüzünden yada kuralkan artçıyıda düşünen bir model getirirse onuda değerlendirebiliriz




Bu mesajda bahsedilenler: @Ingvar
D
8 yıl
Teğmen

Denge sensörü yada ön cam kısmındaki zırıltı sorununu yaşıyor musun?
Bende iki sorunda mevcut önceleri dikkatimi çekmiyordu fakat şu aralar fazlasıyla rahatsız etmeye başladı bi çözüm bulmam gerek.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
8 yıl
Teğmen

denge sensörü kışın bende fire verdi onu söktürdüm garantiden yenisini alabilirdim ama alsamda aynısı olucak diye tamamen söktürdüm
ön cam zırıltısı aldığımdan beri vardı belirli devirlerde zırıldıyordu her zaman değil fakat altına ufak bir sünger parçası koydum siyah sünger çok ufak farkedilmiyor bile ses tamamıyla kesildi

şu en tek bir zırıltı var plaka onunda sesini keserim de şu an üşeniyorum :)


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Dreie
D
8 yıl
Teğmen

Plakayı çamurluğa almayı planlıyorum bu aralar internette baktım fakat daha önce yapan görmedim. Güzel bi örnek bulursam denicem hem o plaka zırıltısından temelli kurtulunur.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @pago
T
8 yıl
Teğmen

Ehliyetim var.Fakat tecrübem sadece ehliyet alana kadar kursta kullandığım süre ile sınırlı.Bende bu motoru almayı düşünüyorum.Yeni başlayan için uygun mudur?Yaşanabilecek sorunlar beni motordan soğutur mu acaba?

Alırsam eğer 1 ay boş yollarda kendimi geliştirmeyi düşünüyorum



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
D
8 yıl
Teğmen

İstanbul ikamet ediyorsanız profosiyonel bi eğitim alabilirsiniz yamaha riding academy vs gibi kurumsal firmalardan sıfırdan bunu sürmek belki biraz tehlikeli olabilir ama öncesinde gidip giriş eğitimi alırsanız problem yaşamadan kullanırsınız.




Bu mesajda bahsedilenler: @Tosp1k
P
8 yıl
Teğmen

üstad o zamanda çukura girdikçe ses yapar o bölge şu an plakanın olduğu bölgeden daha fazla sallanıyor


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Dreie
P
8 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: Tosp1k

Ehliyetim var.Fakat tecrübem sadece ehliyet alana kadar kursta kullandığım süre ile sınırlı.Bende bu motoru almayı düşünüyorum.Yeni başlayan için uygun mudur?Yaşanabilecek sorunlar beni motordan soğutur mu acaba?

Alırsam eğer 1 ay boş yollarda kendimi geliştirmeyi düşünüyorum

sende bendensin sayfanın başlarına bakarsan aynen senin durumunda olduğumu göreceksin senin gibiyken bende bu motoru alıp İstanbul'dan Şile Ağva Kandıra üzerinden İzmit'e gelmiştim aynı senin gibi ehliyet kursunda öğrendiğim bilgiyle geldim bu kadar yolu yolda çözdüm zaten işi çoğunlukla vitesleri filan
benimde ilk motorumdu 1 yıldır kullanıyorum memnunum satarsam da artçı selesi sebebiyle satacağım çünkü eşimle beraber yapmayı planladığımız uzun yolculuklar için uygun değil