Zamanında bana çok baskı uyguluyordu, işe girmem için çok baskı yapıyordu. Neden bu kadar önemli olduğunu gayet iyi anlıyorum. Maddi güç olmadan insanın asla ve asla kendine ne güveni, ne geleceği ne eğitimi oluyor. Fakirlik ve neet olmak tamamen korkunç bir şey.
Adam 6-7 sene önceden bu kadar beter olacağını gördü enflasyonun. Önceden babama çok kızardım sinirlenirdim. Sanırım bazı şeylerin farkına varabilmek için yaşla beraber belli şeylerin olması gerekiyor hayatta.
Yavaş yavaş toparlanmaya devam ediyorum. 25 Yaşım bana sanırım bu Dünya üzerinde yeniden hayata anlama gelme anlamında çok büyük şeyler gösterecek. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Ne oyunlardan zevk alıyorum, ne eskiden eğlenceli bulduğum şeylerden zevk alır olurdum. Bilgiye açım, öğrenmeye açım ve bu susuzluğumu giderecek Dünya üzerinde tek bir vaha bile yok. Bir gün umarım hedeflerimi yapabileceğim şartlar oluşur (en kısa sürede) o zaman Dünyanın içinden geçeceğim.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
bu tarz videoları çok defa izledim. evet, gençliğini boş-boş yaşayan biri, sonra ilk defa çok severek vakit ayırdığı ve diğer insanlara kıyasla iyi yapabildiği bi iş keşfediyor: "programcılık ya da farklı bi X alanı" (bu X satranç oynamak bile olabilir) sonra da başarıya ulaşıyor falan filan. benim kendi hikayem de bu tarz çünkü zaten herhangi bi alanda uzmanlaşmanın başka bi yolu yok denebilir.
ama bu hikayelerde size söylenmeyen bir detay var: bu hikayeler EKSİK. ne mi eksik?
dünyada yukarıdaki hikayeyi yaşamış binlerce insan var. bu insanlar evde sabahlara kadar sevdikleri alanda çalıştılar, yaptıkları için detaylarına daldılar, uzmanlaştılar, çok iyi ürünler ürettiler, az kişinin başarabileceği işleri başardılar. ama bunların ezici çoğunluğu hayal ettikleri iyi yaşama ulaşamadılar.
çünkü burada kritik bir nokta var: sen bir alanda uzmanlaştığında, onu paraya ya da şöhrete (yani sana gelecekte çok iyilikleri dokunabilecek olan network'e) dönüştürebilmen lazım. bu dönüştürme işini yapmakta başarısız olursan, tüm emeklerin çöp olur. bu dönüştürme de iki şekilde yapılabilir:
1- hayatını maaşlı işlerle idame edeceksen, o zaman yukarıdaki uzmanlaşma sürecini yaparken evdeki kendi odanda yapmamalısın, halka açık şekilde yapmalısın, yani çalışmalarını paylaşmalısın, duyulmasını sağlamak için çabalamalısın, adın duyulunca çevren genişleyecek ve o çevre sana bi kariyer sunacak. 2- hayatını kendi işini yaparak idame edeceksen, o zaman çevre edinmekten ziyade kendi ürününü satmaya odaklanmalısın, yani ürününü iyi fiyattan pazarlayabileceğin mecralara koyabilmelisin.
burada bana şu cevabı verecek olanlar çıkacaktır: "yav abi kendi alanında uzmanlaşan kişi senin bu dediğini zaten yapar" ama gerçek hayattaki yaşam hikayelerine baktığımda hiç de öyle olmadığını görüyorum. çok örnek veririm ama o örnekleri versem 20 sayfa yazı yazmam gerekir.
hatta aynı görüşümü zıt istikametten yola çıkarak destekleyen de sayısız örnek veririm. yani: bir alanda uzmanlaşmamış olduğu halde PR'a ve network'e yüksek emek harcayarak o alanda çok iyi yerlere gelen sayısız insan örneği veririm. şu videodaki tiplemeler gibi:
sözün özü, bu: "yazılımla tanıştım ve hayatım değişti, siz de sevdiğiniz alanı bulun ve o alanda çalışmayı severek sabahlayarak çalışıp uzmanlaşın, sizin de hayatınız değişecek" olayı benim adıma artık bir klişe olmuş durumda. buna "işe yaramaz öğüt" demeyeceğim asla, zira uzmanlaşmanın neredeyse tek yolu budur. ama uzmanlaşma başarı demek değildir. başarı demek, para ya da şöhret demektir. ki şöhret de zaten paraya açılan bir başka kapıdır. dolayısıyla başarı demek para demektir.
biri bana gelip: "sen ne saçmalıyon, Aziz Sancar'ın parası yok ama adam çok başarılı" diyebilir ama bu yanlış bir söz olur. bana bunu diyecek kişi gidip Aziz Sancar'ın kendisine sorsun. Aziz Sancar kendi ağzından diyo ki:
- insanlar Nobel ödülü aldığım için hayatımın değiştiğini zannediyolar. halbuki hiçbir şey değişmedi. ben bir işçiyim. her sabah labuvatuara gidip çalışmak zorundayım. bu kadar emek harcayacağıma en baştan bi şirket kurmuş olsaydım şimdiye milyonlarım olurdu.
ABD'de akademisyen olmak bizdeki gibi değil. bizde prof olup yaşı da ilerleyen akademisyenler üniversitenin içinde baron gibi gezebilme imkanına sahip oluyolar. ben üniversite okurken hiç ders vermeyen, hiç proje bile yapmayan prof vardı. ABD'de böyle değil, kaç yıllık akademisyen olursan ol sürekli çalışma üretmen gerekiyo yoksa kapının önüne koyuyolar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 24 Nisan 2024; 10:15:57 >
Adam 6-7 sene önceden bu kadar beter olacağını gördü enflasyonun. Önceden babama çok kızardım sinirlenirdim. Sanırım bazı şeylerin farkına varabilmek için yaşla beraber belli şeylerin olması gerekiyor hayatta.
Yavaş yavaş toparlanmaya devam ediyorum. 25 Yaşım bana sanırım bu Dünya üzerinde yeniden hayata anlama gelme anlamında çok büyük şeyler gösterecek. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Ne oyunlardan zevk alıyorum, ne eskiden eğlenceli bulduğum şeylerden zevk alır olurdum. Bilgiye açım, öğrenmeye açım ve bu susuzluğumu giderecek Dünya üzerinde tek bir vaha bile yok. Bir gün umarım hedeflerimi yapabileceğim şartlar oluşur (en kısa sürede) o zaman Dünyanın içinden geçeceğim.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.