Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir, 1 mobil kullanıcı
357
Cevap
7981
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Cevap: Ara Geçiş Formu Sorusu (9. sayfa)
P
14 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: X Files

Bakın Evrim teorisi karşıtı değilim. Yanlısı hiç değilim.

Evrim Teorisi destekleyenlerin büyük bir bölümü inanç ile açıklanan konulara karşıt görüşteler.
Yani "Dinlerde anlatılan yaratılış konularının hepsi hikaye, her konunun bilimsel bir açıklaması var" tezinde değil mi ?

Diğer taraftan dinlerde ispata değil inanca dayalı bir ikna etme durumu söz konusu diye bir gerekçe gösterilerek yaradılışın dinlerde anlatıldığı gibi olmadığı söylenmekte.

Ben olaya şöyle bakıyorum. Evrim hala bir TEORİ ve hala evrim teorisi diyoruz yani hala bir evrim kanunu demiyoruz. Ama evrimi savunan insanlar olaya evrimi kanun gibi göstermeye çabalıyor.

Eğer herşeyin bilimsel bir anlamı var ise, hala Dinazorların nasıl yok olduğu ile ilgili kesin kanıtlar bile yokken, 600 Milyon hatta birkaç milyar yıl öncesine ait verileri bilimsel olarak nasıl kesin bir şekilde kanıtlayabiliyorsunuz ?

Eğer boşlukları, "bizce böyle olmuştur şeklinde" tamamlarsak veya genel kanı bu yönde diye tamamlarsak, bu kez Evrim Teorisi bilimsel olmaktan uzaklaşıp, felsefik ve düşünsel bir teori olur mu ? Olmaz mı ?

Eğer düşünsel bir Teori oluyorsa, bu kez inanç dünyası, yani dinlerin iddia ettiği şekli ile aynı kefeye girmez mi Evrim Teorisi de.

Şimdi lavoisier in termodinamik tezi veya yasasına geöre, hiç bir şey yoktan var edilemez veya var dan yok edilemez demiştir. Bu gerek madde olarak gerekse enerji olarak düşünelim fark etmez.

Bu Evrim teorisine dayandırdığımız ara türler olsun, veya yok olup giden dinazorlar olsun, lavoisier in yasa veya tezine aykırı düşmüyor mu ?

Veya tamam ilkel hayat zamanla gelişti falan. Ancak o ilkel hayatın en başındaki canlı organizma nereden geldi ? Veya nasıl geldi ? Termodinamik yasasına göre, enerji odaklı olsa bile ve biz evrenin bile bir enerjisi olduğunu, evrenin canlı olduğunu ve sürekli geliştiğini iddia edenlere göre Evrenin Kaynağı neresi ???

Bu gibi basit bir mantıksal kavrama göre, ki bu aslında temelinde yasaları birbirine çarpıtmaktan öte fazla birşey değil, yani tam anlamı ile kelimeleri keyfimizin istediği gibi yan yana getirdiğimizde, bu bilim ürünü olan tezler veya kanunlar birbirini yalanlamadı mı ?

Evrim Teorisi mi yalan, termodinamik yasası mı mantığında yalan veya doğru değil ?

Tam burada iken, Quantum fiziği tünelleme mantığı temelde açıklanırsa günümüz modern fiziği ile çelişmiyor mu ? Aslında çelişmiyor. Ama her iki kuralı alır aynı panoya yan yana koyarsanız kağıt üzerinde çeliştiğini göreceksiniz öyle değil mi ?

Tünelleme Mantığı basit anlamda sevimli hayalet Casper ın duvardan geçmesini meşrulaştırıyor diyebiliriz. Aslında hayaletin bir kütlesi olmadığını söylersek, örnek tam doğru olmasada canlandırma açısından güzel bir noktaya dikkat çekmiş olacağız.

İnanç odakları yani dinlerde Melekler'den, Cinlerden, Şeytan dan vb den bahsederler. Bu saydıklarım da Quantum Tünelleme matığından yola çıktığımızda, inanç kitaplarında bilinen fiziksel kurallara aykırı olarak mesafe veya süre konusunda çok kısa sürelerde çok farklı noktalara gidebileceğini falan belirtmektedirler.

Biz bilimsel anlamda cine inanmıyoruz veya Meleklere çünkü kütlelerini ispat edemiyoruz. Peki bir insan gibi bir kütleye sahip olan canlı, bir duvardan yüz milyon yıl da olsa veya milyarlarca yıl gerekse de karşıya geçeceğini ( aslında duvarın insanı emeceğini ve muhtemelen diğer taraftan püskürteceğini ) anlatırken, bu Melek veya cin gibi yaratıkların, Tünelleme mantığının çok kısa sürelerde çalışabileceği şekli ile bir kütleye sahip olamazlar mı ?

Yani bizim bildiğimiz anlamda, belki milyonlarca yıl üzerinde çalışıp, bu duvardan geçme hikayesini daha kısa sürelerde başarabileceğimiz bir teknolojiyi bir başka varlık daha önceden bulmuş ve kullanıyor olmasın sakın ?

Bilim temelinde, doğada oluşan olayları keşfetme veya bilinmeyeni bilmek olduğuna göre, bilmediğimiz kesin yargılara varamadığımız konuları çıkıp birileri bu böyle oldu diye inanalım ki bu birisinin adı Darwin olsun, çıkıp birisi dünya böyle yaratıldı ilk insan Adem dir dediği için inanmayalım ki buda İsa, olsun, Musa olsun veya Muhammed Mustafa olsun adı....

Bana hiç bilimsel ve adil gelmiyor bunlar...

Tekrar soruyorum, Evrim Teorisi içerisinde veya Türlerin Kökeninde belirtilen ara yaşam formlarının fosillerini iyi kötü bulduğunuzu iddia ediyorsunuz. Ben de diyorum ki, bu teoriler hala teori ve hala Dinazorların yok olması gibi, gözüne sokmak deyimi için kullanılabilecek o kadar güzel ve büyük bir canlı türünün yok olmasını bile kesin kanıtlarla ispatlayamadığımız bir dönemde, Evrim in doğrularını nasıl ispatlayabiliriz. veya o aradaki bıoşlukları nasıl doldurabiliriz ?




@X Files

Konuya baştan girişiniz hatalı. Önce bilgi;

Bilimsel kanunlar ile bilimsel teoriler temelde birbirlerine benzerler. Her ikiside doğanın davranışını anlamak için kullanılan ilkelerdir. Bilimsel teoriler, aynen bilimsel kanunlar gibi gözlemlerle ve/veya deneylere dayanan kanıtlarla desteklenir. Bilimsel kanunlar doğanın belirli koşullar altında nasıl davranacağına dair kurallara işaret ederler. Bilimsel teoriler ise doğanın nasıl işlediğine ve neden belirli nitelikler sergilediğine dair daha kapsayıcı açıklamalardır.
Bilimsel bir teorinin yeterince ispat içermediği, eksik fikirlerden ibaret olduğu, yeterli veri ve ispat toplandığı taktirde kanuna dönüşecek olduğu sanılır. (Bu da teorilerinin ispatlanmayı bekleyen kanun 'adayları' olduğu yanılgısını doğurur. Yani kanıtsız olduğu...) Bu doğru değildir. Teori, ek bilgilerle veya daha iyi ispatlar ile kanuna dönüşmez. Teori her zaman teori olarak kalır ve aynı şekilde kanun her zaman kanun olarak kalır.


Bunu başka bir konuya yazdığım mesajdan kopyaladım. Kuantum teorisi matematiksel olarak hiçbir hata içermeyen onlarca formül barındırmasına rağmen neden hala teori? Ya da levha tektoniği kuramı, Dünya üzerinde jeolojik yapıların oluşumlarını, kıtaların hareketlerini ve bu hareketleri oluşturan kuvvetleri, bu hareketlerin sonuçlarını (depremler) tam anlamıyla açıklamasına rağmen neden hala teori? Bunun cevabınını bir üst paragrafı okursanız zaten bulursunuz.

Bir teorinin kapsadığı ilkelerden biri ya da bir kaçı yanlışlanabilir, değişebilir. Bu teoriyi olduğundan daha güçlü yapar. Ancak bir başka teori mevcut teoriyi yanlışlar ise geçerliliğini yitirir ve eski teorinin yerini alır. Bilim böyle çalışır. "Ya yanlışlanırsa" düşüncesinden hareketle evrim teorisi yalandır demek komiktir. İnanç olarak görmek ise trajikomiktir.

Dinazorlarla ilgili araştırma yaptığınızı hiç sanmıyorum. Yazdıklarınızdan bu sonuç çıkıyor.

Ayrıca yaşamın kaynağı ile söylediklerinizde evrim teorisinin kapsamı dışında kalır.

Buyrun:http://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez

Bir teoriye (evrim teorisi), teori olduğu için (yanlış bilgi) inanmamayı (!!) tercih ederken, başka bir teorinin (kuantum teorisi) dolaylı yoldan cinlerin varlığını, onların fizik kurallarını onayladığını ima ediyorsunuz. Her ikiside (sizin tanımınıza göre) teoriyken bu çelişki neden?



İ
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


quote:

Orijinalden alıntı: irish


quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt

çok merak ediyorum

daha kanıtlanamamış

deneyi labaratuar ortamında gerçekleştirilemiyor

her bir deney yapılamayacağını kanıtlarken

bölümün ismine bakarak

nasıl bunu savunursun

inanılmaz komik

deney yapmak için zaman lazım şöyle 1-2 milyon sene

adamlar sanki universitede iki cansız varlıktan 1 canlı elde etti de








quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


quote:

Orijinalden alıntı: Previous Tune

Ayrıca o linkleri vermemin bir nedeni de hy ve tayfasının koro halinde söylediği "tüm Dünya evrimin masal olduğunu kabul etmiştir" türküsüne kapak olması içindir.


arkadaşım

universiteler topluca biz evrimi kabul ettik mi diyor

yada net bir şekilde açıklamamı yapmışlar?

milletin anlından mı yazıyor anlamıyorum ki?

madem tüm dünya kabul etti neden kanun olmadı bu ?

neden hala teori?

madem HY çok muhim değil

onun türküsünü kesme çaban niye?




Cahil cesareti bu olsa gerek.
İnsan hiç bilmediği bir konu hakkında bu kadar ahkam kesebilir mi?
Bu yazılardan cehalet akıyor.
Olacak şey değil...


madem cok biliyorsun anlat bize

hadi

aynı bölgede yetişen domates ve biber

birisi kızarınca tatlı birisi kızarınca acı

ama aynı toprak aynı su aynı güneş aynı ortam aynı şu aynı bu

nasıl olmuş hadi şeklini senin için geçelim nolur

zaten bunun acı yada tatlı olduğunu algılayan dilinde bunlarla beraber sistemli bir şekilde gelişmiş onu hiç sokmayalım araya

0 dan başladık ama biber öyleee domates böyle

hadi çok bilen arkadaşım sende biraz cesaret göster de bunu anlat



Ben size cevap yetiştirmeye çalışan arkadaşları hayranlıkla izliyorum.
Elinin altında internet olduğu halde konu hakkındaki temelinde temeli bilgileri es geçerek, evrim teorisiyle de alakası olmayan sorular ortaya dökerek konuyla ilgili tek satır okumadığın zaten belli oluyor.
Bu noktada da bir insan bilmediği konular hakkında nasıl böyle konuşabiliyor sorusu akla geliyor..

Sizi yaptığınız şuna benziyor:
"Binlerce tonluk demir yığını gemiler nasıl oluyor da suyun üstünde duruyor? Olacak iş değil. Bunu bana kimse inandıramaz. O zaman suyun kaldırma kuvveti yok."

Açarsınız Arşimet Prensibini okuyup öğrenirsiniz.

veya;
"Canlılar hücrelerden oluşur, ancak tek hücreli canlı olmaz, çok saçma..."

Bunu öğrenmek için Hücre Kuramını açıp okursunuz ve öğrenirsiniz, bu kadar basit.


Canlı çeşitliliğini anlamak istiyorsanız da Evrim karşınıza çıkar. Ne anlattığını öğrenmek için de Evrim Teorisini okumanız gerekir öncelikle.
Eğer okursanız konuyla alakasız sorular yerine daha mantıklı sorular ortaya çıkar.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
N
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Doxylamine
quote:

Orijinalden alıntı: Miralge

evrimi savunan arkadaşlardan bir ricam var , daha önce bir çok konuda tartıştık , ama sebebini bilmediğim nedenden dolayı
o konulara girmem yasaklandı ! . artık eskisi gibi konuyu güncel takipte edemiyorum.
kimsenin cevap veremediği aşağıdaki bir kaç soruya sulandırmadan cevap verebilecek biri var mı ?
-Termodinamiğin II.kanununa ters olmasına rağmen evrimin savunulması komik değildir de nedir ?
-Mucizelere inanılmamasına rağmen , bilinçsiz atomların biraraya gelmesini sağlayan tesadüf kimin neyin eseridir ?
bazı arkadaşlar 1.soruya cevap veremedikleri için yinemi termodinamik gibi cümleler ile gelecektir , onları kendi haline bırakın.
oldu-bitti maşallah tarzında yazılara cevap vermeyeceğim,eğer ki konuya vakıfsınız ! iki cümle ile yazın , tartışmaya değermisiniz görelim.
yukarıda yazdığım gibi 2 basit soru olmasına rağmen üzerine yüzlerce sayfa yazılabilir.
Darwin bile daha sonraki baskılarında çıkarmak zorunda kaldığı ( ayıların yüzerek balina olması saçmalığı ) konularda tutarsızlığını
egosunu yenme azmiyle kitabında anlatmaya çalışıyordu. Ama buradaki arkadaşlar evrimi öyle bir anlatıyor ki sanırsınız evrim teorisi değil evrim mucizesi.

"o konulara girmem yasaklandı ! "
Yerinde bir karar olmuş.


Aynen öyle! Aynılarının birisi gidiyor birisi geliyor!


Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
14 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Miralge
kimsenin cevap veremediği aşağıdaki bir kaç soruya sulandırmadan cevap verebilecek biri var mı ?

-Termodinamiğin II.kanununa ters olmasına rağmen evrimin savunulması komik değildir de nedir ?



Burayı biraz daha açar mısınız? Zira ben bir çelişki göremiyorum. Evrim teorisini yanlış anlamaktan ya da çarpıtmaktan kaynaklı bir durum olmasın?



A
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: irish


quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


quote:

Orijinalden alıntı: irish


quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt

çok merak ediyorum

daha kanıtlanamamış

deneyi labaratuar ortamında gerçekleştirilemiyor

her bir deney yapılamayacağını kanıtlarken

bölümün ismine bakarak

nasıl bunu savunursun

inanılmaz komik

deney yapmak için zaman lazım şöyle 1-2 milyon sene

adamlar sanki universitede iki cansız varlıktan 1 canlı elde etti de








quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


quote:

Orijinalden alıntı: Previous Tune

Ayrıca o linkleri vermemin bir nedeni de hy ve tayfasının koro halinde söylediği "tüm Dünya evrimin masal olduğunu kabul etmiştir" türküsüne kapak olması içindir.


arkadaşım

universiteler topluca biz evrimi kabul ettik mi diyor

yada net bir şekilde açıklamamı yapmışlar?

milletin anlından mı yazıyor anlamıyorum ki?

madem tüm dünya kabul etti neden kanun olmadı bu ?

neden hala teori?

madem HY çok muhim değil

onun türküsünü kesme çaban niye?




Cahil cesareti bu olsa gerek.
İnsan hiç bilmediği bir konu hakkında bu kadar ahkam kesebilir mi?
Bu yazılardan cehalet akıyor.
Olacak şey değil...


madem cok biliyorsun anlat bize

hadi

aynı bölgede yetişen domates ve biber

birisi kızarınca tatlı birisi kızarınca acı

ama aynı toprak aynı su aynı güneş aynı ortam aynı şu aynı bu

nasıl olmuş hadi şeklini senin için geçelim nolur

zaten bunun acı yada tatlı olduğunu algılayan dilinde bunlarla beraber sistemli bir şekilde gelişmiş onu hiç sokmayalım araya

0 dan başladık ama biber öyleee domates böyle

hadi çok bilen arkadaşım sende biraz cesaret göster de bunu anlat



Ben size cevap yetiştirmeye çalışan arkadaşları hayranlıkla izliyorum.
Elinin altında internet olduğu halde konu hakkındaki temelinde temeli bilgileri es geçerek, evrim teorisiyle de alakası olmayan sorular ortaya dökerek konuyla ilgili tek satır okumadığın zaten belli oluyor.
Bu noktada da bir insan bilmediği konular hakkında nasıl böyle konuşabiliyor sorusu akla geliyor..

Sizi yaptığınız şuna benziyor:
"Binlerce tonluk demir yığını gemiler nasıl oluyor da suyun üstünde duruyor? Olacak iş değil. Bunu bana kimse inandıramaz. O zaman suyun kaldırma kuvveti yok."

Açarsınız Arşimet Prensibini okuyup öğrenirsiniz.

veya;
"Canlılar hücrelerden oluşur, ancak tek hücreli canlı olmaz, çok saçma..."

Bunu öğrenmek için Hücre Kuramını açıp okursunuz ve öğrenirsiniz, bu kadar basit.


Canlı çeşitliliğini anlamak istiyorsanız da Evrim karşınıza çıkar. Ne anlattığını öğrenmek için de Evrim Teorisini okumanız gerekir öncelikle.
Eğer okursanız konuyla alakasız sorular yerine daha mantıklı sorular ortaya çıkar.



asıl seninki şuna benziyor

canlılara bakarak

vay be hücreler kendi kendilerine amma mükkemmel farklılaşmış

milyarlarca böcek insan canlı bitki olmuş

baksana fare nereeee orangutan nereee

yani dışarda bir ferrari modena görüp vay anasını bu araba doğada ne guzel şekil almış demek gibi birşey!

bu arada arkadaş

sen canlı bitkilerin ve meyvelerin evrimleşemediğini idda edip kendi kendini çürüttün

farklı şeyler dedin yok deniz miş suyun kaldırma kuvvetiymiş

classical

HEBELE HÜBELE





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ahm3tt -- 17 Ağustos 2011; 15:09:26 >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
T
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


asıl seninki şuna benziyor

canlılara bakarak

vay be hücreler kendi kendilerine amma mükkemmel farklılaşmış

milyarlarca böcek insan canlı bitki olmuş

baksana fare nereeee orangutan nereee

yani dışarda bir ferrari modena görüp vay anasını bu araba doğada ne guzel şekil almış demek gibi birşey!

bu arada arkadaş

sen canlı bitkilerin ve meyvelerin evrimleşemediğini idda edip kendi kendini çürüttün

farklı şeyler dedin yok deniz miş suyun kaldırma kuvvetiymiş

classical

HEBELE HÜBELE


Hocam çok aferdersiniz. Biyoloji eğitiminiz ne seviyede acaba? Evrimi kimlerden okudunuz? Bir de insanların Kuran'ı kendilerinin okuyup yorumlaması hakkında bunu herkesin yapamayacağını söylüyordunuz. Peki siz bu kuram üzerinde çalışam bilim adamları kadar bilgili misiniz ki yorum yapıyorsunuz? Yazdıklarınızın çürütülecek hiç bir zorluğu yok ama daha doğru düzgün bir satır yazı yazmaktan acizsiniz. Ne zaman sakin bir tavırla gerçekten bilgi almak için sorarsınız o zaman zaten cevap alabilirsiniz.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
X
14 yıl
Yarbay

Eskiden babanemin bir tekerlemesi vardı.

Bilmem ne nerde ağaca çıktı, ağaç nerde balta kesi, balta nerde suya düştü, su nerde inek içti, inek nerde dağa kaçtı, dağ nerde yandı bitti kül oldu...

O en baştaki bilmem neyin gerçekten bilmem ne oldunuğu hatırlamıyorum farz edin elma olsun.

Hayatın başındaki big bang veya ne oldu derseniz deyin, yani dünyanın oluşumundaki kaynağa gidersek, dünyayı evren yarattı dersek bile evren nasıl oldu, veya sonsuz uzay nasıl oldu veya hepsi birer kara deliğin marifeti ise kara delik nasıl geldi diye bir sorum çıkacak.

Sorular cahilce sorulmadan, cahilce cevaplamadan sonuca ulaşmaz zaten. Tünelleme Mantığını belki bugün bundan haberi olmayan orta dereceli bir okuldaki Fizik Öğretmenine sorsanız sopa bile yersiniz benimle kafa mı buluyorsun diye. Çünkü öğretilen şey orada Nimbus yağmur bulutu, humuslu toprak bilmem kaç senede olur.

Peki ya bizim görmediğimiz veya göremediğimiz şeyler varsa mesela bunları nasıl birbirine bağdaştırabileceğiz.

AE izafiyet teorisinde aynı yumurta ikizlerinden bahsederek, teorinin mantığında açıklama yapılırken dünyanın ekseni etrafında dönen 2 farklı uzay aracına bu yumurta ikizlerini bile koysan ve bunları farklı hızlarda döndüğü için aynı şekilde yaşlanmayacağından bahsetmiş.

Yani mekan üzerinden zaman kavramının değişik kişiler için değişik şekilde sonuçlar ifade edeceğinden bahsetmiş. Bu Teori Kur-an da geçen Kehf 10 -12 deki olayla ne kadar benzerlik göstermektedir. Lütfen bunu birisi ekseni etrafında döndü diğeri uyudu anlamında düşünmeyin.

Y**** Mirac Konusunda göğe yükselme olayı madden mi mecazen mi bilemiyoruz. Ama Avatar Last Air Bander çizgi filiminde bile ruhlarla olan ilişkide bizim sevimli avatar nedense bedenini terk ediyor ara sıra.

Yani Evrim yoktur demekle, Darwin'in Evrim teorisi ile ilgili gerçekten doldurulması gereken bir çok eksik ve doğruluğundan şüphe edeceğimiz durumlar söz konusu. Bu evrim yoktur demekle aynı şey değil.

Verdiğim Tünelleme ve termodinamik yasalarındaki örnekler sadece basit örneklerdir.

Newton yerçekimi kanununu ağacın altında düşünürken, hangi Evrenin hangi bilinci Elmanın Newton un kafasına düşmesine neden olduğunu bana açıklayabilir misiniz ? Muhtemelen bu fantastik hikayeden bile çıkartmamız gereken çok önemli dersler var.

Evrimi evirip çevirip, Uzak Doğu da bulunan şakra ve vücudun enerji kaynaklarına bağlayacak olursak, termo dinamik yasasına evrim teorisinden daha fazla örtüşecektir.

Kabul görmesi gereken nokta Evrim'i inkar etmeden Evrim Teorisinin içerisindeki eksik noktaları sebep sonuç ilişkilerini daha bilinçli bir hale getirerek açıklamaya çalışmaktır.

Ben dinazorlar nasıl yok olmuş hala net bir cevap ve ispat bulamadım. Kaldı ki şu an bile keşfedilmemiş o kadar çok canlı türü var ki... Darwin zamanından bu güne keşfedilen de o kadar çok canlı türü oldu ki...

İnsan sormadan edemiyor, ortak atamız olan bütün canlılardan ayrılan tek belirgin özelliğimiz aklımız. Alet yapmakta ki becerimiz.

İnsanların haricinde hiç bir canlı, insanların yaptığı gibi doğadaki birkaç elementi bir araya getirme veya doğrudan ayrıştırabilme yeteneğine sahip değil. Buna benzer yetenekle sahip olan tüm canlılar da bunu herhangi bir alet kullanmaksızın yapabilmekte.

Bu basit gerçek bile, insanlar ile hayvanların aynı atadan geldiği teorisini cidden baltalayabilecek bir gerçek. Evrim Teorisinin eksikleri ve yanlışları olduğunu kabul etmeyen bir topluluk nasıl olur da Teoriyi geliştirme sürecine katkı sağlayabilir. Ha derseniz ki evet eksik var ara geçiş formlarında veya türleri tam yerine koyamıyoruz derseniz bende size ara geçiş formlarında değil teorinin temel mantığında hata olduğunu söylemekteyim.

Sizlerin görmek istediği saygıyı da düşünsel veya kişisel olarak hak ettiğim inancındayım. Düşüncelere lütfen değer veriniz. Tarih deli oldukları iddia edilen onlarca bilim adamı ile dolu...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: TRojka


quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


asıl seninki şuna benziyor

canlılara bakarak

vay be hücreler kendi kendilerine amma mükkemmel farklılaşmış

milyarlarca böcek insan canlı bitki olmuş

baksana fare nereeee orangutan nereee

yani dışarda bir ferrari modena görüp vay anasını bu araba doğada ne guzel şekil almış demek gibi birşey!

bu arada arkadaş

sen canlı bitkilerin ve meyvelerin evrimleşemediğini idda edip kendi kendini çürüttün

farklı şeyler dedin yok deniz miş suyun kaldırma kuvvetiymiş

classical

HEBELE HÜBELE


Hocam çok aferdersiniz. Biyoloji eğitiminiz ne seviyede acaba? Evrimi kimlerden okudunuz? Bir de insanların Kuran'ı kendilerinin okuyup yorumlaması hakkında bunu herkesin yapamayacağını söylüyordunuz. Peki siz bu kuram üzerinde çalışam bilim adamları kadar bilgili misiniz ki yorum yapıyorsunuz? Yazdıklarınızın çürütülecek hiç bir zorluğu yok ama daha doğru düzgün bir satır yazı yazmaktan acizsiniz. Ne zaman sakin bir tavırla gerçekten bilgi almak için sorarsınız o zaman zaten cevap alabilirsiniz.


hebele hübeleye devam sorularıma asla cevap yok

aynı bölgede bulunan 2 bitki sonucu farklı

dna farklılıgı

peki dilin bunlarla bağlantısı ?

hadi ikiside topraktan geldi bağlantısı orada

hadi c vitamini bol ürünler neden kışın yetişiyor

aklı mı var?

kusura bakma ukala tavrına bilmiş bilmiş yorumlarına cevabım yok

herşey ortada sabahtan beri soru soruyorum cevabın 0

yok bioloji bilgini nereden aldın seviyesiz ukala mesajlar

bioloji okuyan arkadaş sayım bir hayli fazla merak etme

çekinmeden merak ettiğimi sorar ogrenirim

2+2=4 olan bir konuya makine mühendisi de yorum yapar evrimciside kahvecisi de

masanın üzerinde bir cd görsen

bu cd kendi kendine oluşmuş vay be desen nekadar zeki olduğun açığa çıkar

ama doğada dna görünce nedense kendi kendine ortaya çıktığını idda edene plaket vermiyorlar

“Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri bırakılacak ışık tutarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün doğal seçme ile oluşabildiğini düşünmenin en ileri derecede saçmalamak gibi göründüğünü açık yürekle itiraf ederim…”[Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, 5. baskı, Ankara, 1996, s.198]

bunu diyen darwin

yani teoriyi adam dan daha çok idda eden siz

BİLMİŞ SİZ

UKALA SİZ


Bu mesaja 2 cevap geldi.
D
14 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


quote:

Orijinalden alıntı: TRojka


quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


asıl seninki şuna benziyor

canlılara bakarak

vay be hücreler kendi kendilerine amma mükkemmel farklılaşmış

milyarlarca böcek insan canlı bitki olmuş

baksana fare nereeee orangutan nereee

yani dışarda bir ferrari modena görüp vay anasını bu araba doğada ne guzel şekil almış demek gibi birşey!

bu arada arkadaş

sen canlı bitkilerin ve meyvelerin evrimleşemediğini idda edip kendi kendini çürüttün

farklı şeyler dedin yok deniz miş suyun kaldırma kuvvetiymiş

classical

HEBELE HÜBELE


Hocam çok aferdersiniz. Biyoloji eğitiminiz ne seviyede acaba? Evrimi kimlerden okudunuz? Bir de insanların Kuran'ı kendilerinin okuyup yorumlaması hakkında bunu herkesin yapamayacağını söylüyordunuz. Peki siz bu kuram üzerinde çalışam bilim adamları kadar bilgili misiniz ki yorum yapıyorsunuz? Yazdıklarınızın çürütülecek hiç bir zorluğu yok ama daha doğru düzgün bir satır yazı yazmaktan acizsiniz. Ne zaman sakin bir tavırla gerçekten bilgi almak için sorarsınız o zaman zaten cevap alabilirsiniz.


hebele hübeleye devam sorularıma asla cevap yok

aynı bölgede bulunan 2 bitki sonucu farklı

dna farklılıgı

peki dilin bunlarla bağlantısı ?

hadi ikiside topraktan geldi bağlantısı orada

hadi c vitamini bol ürünler neden kışın yetişiyor

aklı mı var?

kusura bakma ukala tavrına bilmiş bilmiş yorumlarına cevabım yok

herşey ortada sabahtan beri soru soruyorum cevabın 0

yok bioloji bilgini nereden aldın seviyesiz ukala mesajlar

bioloji okuyan arkadaş sayım bir hayli fazla merak etme

çekinmeden merak ettiğimi sorar ogrenirim

2+2=4 olan bir konuya makine mühendisi de yorum yapar evrimciside kahvecisi de

masanın üzerinde bir cd görsen

bu cd kendi kendine oluşmuş vay be desen nekadar zeki olduğun açığa çıkar

ama doğada dna görünce nedense kendi kendine ortaya çıktığını idda edene plaket vermiyorlar

“Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri bırakılacak ışık tutarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün doğal seçme ile oluşabildiğini düşünmenin en ileri derecede saçmalamak gibi göründüğünü açık yürekle itiraf ederim…”[Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, 5. baskı, Ankara, 1996, s.198]

bunu diyen darwin

yani teoriyi adam dan daha çok idda eden siz

BİLMİŞ SİZ

UKALA SİZ



Ahm3tt sorularının tek tek cevabını açıklardım,gene ikna olmaz ve saldırırdın. O yüzden yapmıyorum. Kimsenin yapmasını da önermiyorum. Son kez denediğimde
"adam kaynak olarak wiki vermiş

inanılmaz





you rock! " tarzında,resmen acizliğini belirten bir mesaj attın. Kendi kaynakların neresi?Kaynağı wiki olarak veriyorum,çünki en basit orası anlatıyor. Science Direct vb . gibi kaynaklar kullansam bir ton deney,bir ton terim olacak,insanları zorlayacak ve beni çok birmiş bir artist gibi gösterecek.Çünki sizin kaynak dediğiniz aynı adam tarafından farklı domain ismi kullanılmış,bir ton site. Ancak birde gelmiş "hebele hübeleye devam sorularıma asla cevap yok" tarzında insanları zorluyor ve gelin beni tatmin edin zorla,verdiğiniz cevabı beğenmiyorum banane . Tarzında davranıyorsun.
Sende ne bir tartışma üslübu var ne de bir bilgi. Sadece konuyu çarpıtıp,insanlara saldırıyorsun.
Darwine tapmıyoruz,kendisi 200 sene önce yaşayan bir bilim adamı. bazı şeyleri bilememesi normal. ama sen kos koca kitaptan bir cümleyi kesip koyarsan olmaz.
Seninle bundan sonra muhattap olmuyor ve blok listeme alıyorum. Ancak son bir kez gene birşeyler açıklamak uğruna yazıyorum. Sen cevap olarak algılama,sana değil bu,yanlızca senin sorduğun soruları bilemiyoruz,bizi çok zorluyorsun tarzında,okuyucuların beyni sulanmasın.

"aynı bölgede bulunan 2 bitki sonucu farklı

dna farklılıgı

peki dilin bunlarla bağlantısı ?
"
Yeşil renkli salatalık var sulu,portakal turuncu sulu dnaları farklı,mucizemi bu şimdi? Ayrıca senin gördüğüne göre öyle ,hayvanlar renkli göremez. Çok basit şeyleri mucize haline getiriyorsunuz. Gerçekten neden biber acı domates tatlı öğrenmek isteyen varsa tek tek içerdikleri maddeleri anlatırım,renk veren pigmentleri,herşeyi. Ama bir anlam ifade etmez zaten.
Dışkı ta kahverengi,hamamböçeği de. Aynı ortamda bulunuyorlar. Biri dışkı biri canlı. Mucize mi oldu?

"“Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri bırakılacak ışık tutarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün doğal seçme ile oluşabildiğini düşünmenin en ileri derecede saçmalamak gibi göründüğünü açık yürekle itiraf ederim…”[Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, 5. baskı, Ankara, 1996, s.198]
"
Burda yaptığın bariz saçmalık. 200 yıllık bir tarihçinin koskoca kitabından bir cümleyi koparıp koyuyorsun. Ben aynısını yaparak yüce kitabınızı karıkatür kitabı diye sunabilirim herhangi bir yabancı forumda,Kur'an ı hiç görmemiş ve duymamış birine.Acizliğin buradan belli. Gözün evrimi gayet basittir,hatta gözü direk gelişmiş ve gelişmemiş arasında olan canlılar var.Darwinin zamanında su altına dalamıyorduk o kadar ne yazıkki.Wikiyi kaynak vermiyorum,bu sefer sitenin alan adı evrim teorisi diye çıkışacaksında neyse,basit olarak bunlar var ne yapayım.
http://www.evrimteorisi.org/index.php?option=com_content&view=article&id=23&Itemid=110
Göz zaten sandığınız kadar mükemmel değil


"bunu diyen darwin

yani teoriyi adam dan daha çok idda eden siz

BİLMİŞ SİZ

UKALA SİZ"
zaten buralar hakaret.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doxylamine -- 17 Ağustos 2011; 18:45:22 >

D
14 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: X Files

Eskiden babanemin bir tekerlemesi vardı.

Bilmem ne nerde ağaca çıktı, ağaç nerde balta kesi, balta nerde suya düştü, su nerde inek içti, inek nerde dağa kaçtı, dağ nerde yandı bitti kül oldu...

O en baştaki bilmem neyin gerçekten bilmem ne oldunuğu hatırlamıyorum farz edin elma olsun.

Hayatın başındaki big bang veya ne oldu derseniz deyin, yani dünyanın oluşumundaki kaynağa gidersek, dünyayı evren yarattı dersek bile evren nasıl oldu, veya sonsuz uzay nasıl oldu veya hepsi birer kara deliğin marifeti ise kara delik nasıl geldi diye bir sorum çıkacak.

Sorular cahilce sorulmadan, cahilce cevaplamadan sonuca ulaşmaz zaten. Tünelleme Mantığını belki bugün bundan haberi olmayan orta dereceli bir okuldaki Fizik Öğretmenine sorsanız sopa bile yersiniz benimle kafa mı buluyorsun diye. Çünkü öğretilen şey orada Nimbus yağmur bulutu, humuslu toprak bilmem kaç senede olur.

Peki ya bizim görmediğimiz veya göremediğimiz şeyler varsa mesela bunları nasıl birbirine bağdaştırabileceğiz.

AE izafiyet teorisinde aynı yumurta ikizlerinden bahsederek, teorinin mantığında açıklama yapılırken dünyanın ekseni etrafında dönen 2 farklı uzay aracına bu yumurta ikizlerini bile koysan ve bunları farklı hızlarda döndüğü için aynı şekilde yaşlanmayacağından bahsetmiş.

Yani mekan üzerinden zaman kavramının değişik kişiler için değişik şekilde sonuçlar ifade edeceğinden bahsetmiş. Bu Teori Kur-an da geçen Kehf 10 -12 deki olayla ne kadar benzerlik göstermektedir. Lütfen bunu birisi ekseni etrafında döndü diğeri uyudu anlamında düşünmeyin.

Y**** Mirac Konusunda göğe yükselme olayı madden mi mecazen mi bilemiyoruz. Ama Avatar Last Air Bander çizgi filiminde bile ruhlarla olan ilişkide bizim sevimli avatar nedense bedenini terk ediyor ara sıra.

Yani Evrim yoktur demekle, Darwin'in Evrim teorisi ile ilgili gerçekten doldurulması gereken bir çok eksik ve doğruluğundan şüphe edeceğimiz durumlar söz konusu. Bu evrim yoktur demekle aynı şey değil.

Verdiğim Tünelleme ve termodinamik yasalarındaki örnekler sadece basit örneklerdir.

Newton yerçekimi kanununu ağacın altında düşünürken, hangi Evrenin hangi bilinci Elmanın Newton un kafasına düşmesine neden olduğunu bana açıklayabilir misiniz ? Muhtemelen bu fantastik hikayeden bile çıkartmamız gereken çok önemli dersler var.

Evrimi evirip çevirip, Uzak Doğu da bulunan şakra ve vücudun enerji kaynaklarına bağlayacak olursak, termo dinamik yasasına evrim teorisinden daha fazla örtüşecektir.

Kabul görmesi gereken nokta Evrim'i inkar etmeden Evrim Teorisinin içerisindeki eksik noktaları sebep sonuç ilişkilerini daha bilinçli bir hale getirerek açıklamaya çalışmaktır.

Ben dinazorlar nasıl yok olmuş hala net bir cevap ve ispat bulamadım. Kaldı ki şu an bile keşfedilmemiş o kadar çok canlı türü var ki... Darwin zamanından bu güne keşfedilen de o kadar çok canlı türü oldu ki...

İnsan sormadan edemiyor, ortak atamız olan bütün canlılardan ayrılan tek belirgin özelliğimiz aklımız. Alet yapmakta ki becerimiz.

İnsanların haricinde hiç bir canlı, insanların yaptığı gibi doğadaki birkaç elementi bir araya getirme veya doğrudan ayrıştırabilme yeteneğine sahip değil. Buna benzer yetenekle sahip olan tüm canlılar da bunu herhangi bir alet kullanmaksızın yapabilmekte.

Bu basit gerçek bile, insanlar ile hayvanların aynı atadan geldiği teorisini cidden baltalayabilecek bir gerçek. Evrim Teorisinin eksikleri ve yanlışları olduğunu kabul etmeyen bir topluluk nasıl olur da Teoriyi geliştirme sürecine katkı sağlayabilir. Ha derseniz ki evet eksik var ara geçiş formlarında veya türleri tam yerine koyamıyoruz derseniz bende size ara geçiş formlarında değil teorinin temel mantığında hata olduğunu söylemekteyim.

Sizlerin görmek istediği saygıyı da düşünsel veya kişisel olarak hak ettiğim inancındayım. Düşüncelere lütfen değer veriniz. Tarih deli oldukları iddia edilen onlarca bilim adamı ile dolu...





"Verdiğim Tünelleme ve termodinamik yasalarındaki örnekler sadece basit örneklerdir.
"
Birşey vermemişin. Tam neresiyle çelişiyor termodinamiğin.Öyle birşey olsa,fizikçiler isyan ederdi,döverdi bizi. Hatta kaynak buldum bununla ilgili.Aynen yazanı türkçeye çeviriyorum."Termodinamiğin ikinci yasası evrime ters düşmez. Çünki dünya kapalı bir sistem değildir.Dünya güneş tarafından sürekli radyasyon ile ısıtılır.Enerjiyi sistemin dışından alırsanız,bir nevi yoktan varetmiş olursunuz(tabi evrende yoktan varolmaz o ayrı ama güneş muazzam enerji yayar)" Bu zaten lise biyolojisidir. Güneş fotosentez yaptırır,bitkiler çıkar otçullar etçiller vb.Yani güneşin enerjisi aktarılır. Ikinci yasayı uygulamak,dünyanın yerçekim sabitini jüpitere uygulamak kadar saçmadır.Çünki kapalı sistemlerde çalışır.
"Newton yerçekimi kanununu ağacın altında düşünürken, hangi Evrenin hangi bilinci Elmanın Newton un kafasına düşmesine neden olduğunu bana açıklayabilir misiniz ?"
Bu bi efsanedir.Newton annesinin çiftliğinde düşünürken,etrafı izliyordur.Elma ağacından elma düşer. Newton derki,bunu düşüren kuvvet aydada var. öyleyse elma neden aya düşmedi de dünyaya düştü tarzında düşünmüştür(şu an komik geliyor).
"Evrimi evirip çevirip, Uzak Doğu da bulunan şakra ve vücudun enerji kaynaklarına bağlayacak olursak, termo dinamik yasasına evrim teorisinden daha fazla örtüşecektir. "Onlar saçmalık. Senin vücudun yoktan hiçbirşey elde etmiyor,vardanda hiçbirşey yok etmiyorki.Yemek yiyorsun,o enerjiyi harcıyorsun vb.
"Ben dinazorlar nasıl yok olmuş hala net bir cevap ve ispat bulamadım. Kaldı ki şu an bile keşfedilmemiş o kadar çok canlı türü var ki... Darwin zamanından bu güne keşfedilen de o kadar çok canlı türü oldu ki... "
Şu an keşfedilmemiş bir ton canlı türü var,haklısınız. Ama şu ana kadar keşfedilenlerin hepsini açıklıyor. Bana 2 milyar yıl önce olan bir insan fosili gösterin,evrim teorisini hep beraber çöpe atalım. Darwin zamanından bu yana pek çok canlı keşfedildi,ve hepsi evrimi destekliyor.

"İnsan sormadan edemiyor, ortak atamız olan bütün canlılardan ayrılan tek belirgin özelliğimiz aklımız. Alet yapmakta ki becerimiz.
İnsanların haricinde hiç bir canlı, insanların yaptığı gibi doğadaki birkaç elementi bir araya getirme veya doğrudan ayrıştırabilme yeteneğine sahip değil. Buna benzer yetenekle sahip olan tüm canlılar da bunu herhangi bir alet kullanmaksızın yapabilmekte.
"
ortak ata kavramı farklı. Neyle neyin ortak atası. Insansıların bir bölümü ile insanın mı? Köpekle insanın bile ortak atası var.Solucan ile insanın da.

" Evrim Teorisinin eksikleri ve yanlışları olduğunu kabul etmeyen bir topluluk nasıl olur da Teoriyi geliştirme sürecine katkı sağlayabilir."
Teori tam tamamlanmadığı için teoridir.Tamamlanamayacak ta. Ne zaman bütün canlılar bulunacak,yaşam ağacında yerine oturtulacak o zaman tamamlanır. Teoriye inanma,inanmama gibi birşey sözkonusu değildir,hipotez değil bu.Birşey teori ise,bilimsel topluluğun çok büyük bir çoğunluğu tarafından kabul görüp,güçlü veriler ile desteklenmelidir. Yaratılış bir teori değildir.

"Sizlerin görmek istediği saygıyı da düşünsel veya kişisel olarak hak ettiğim inancındayım. Düşüncelere lütfen değer veriniz. Tarih deli oldukları iddia edilen onlarca bilim adamı ile dolu... "
Teşekkürler,bu konuda en iyi sorular soran sizsiniz yine.

kaynak olarak about.com u kullandım , wikiye güvenmeyenler var,aslında bu daha az güvenilir ama,siz bilirsiniz elbette. ve fizik bölümü,biyoloji evrim falan filan değil
http://physics.about.com/od/physicsmyths/tp/physicsmyths.htm


Bu mesaja 1 cevap geldi.
X
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Doxylamine



Dikkatinizi çeksin diye alıntı yaptım.

Kutsal kitapların çoğu bilinçli insan nüfusunun yaklaşık 7 ila 10 bin sene içerisinde dünyada var olduğu tezini savunmaktadır. Gerçi bu tezin Kur-an içerisinde ve % kaç nüfus artış hızı olması lazım ki, bu dönemde olan insan sayısına erişebilelim bunu hesaplamadım.

Newton un olayı bizim dinde benimsediğimiz Karınca il Şeytanın H.z. İbrahim'in ateşe atılması konusundaki hikayesine benzer. ( Şeytanla karıncayı konuşurken duydun mu ? Hayır , ama anlatılan hikayenin anlatmak istediği anafikri değiştirmez. Newton un da pencereden bakarken ve düşünürken, düşünsenize tam konsantre olmuş düşünüyorsunuz, Barış Manço nun şarkısındaki gibi birisi Domatez, biber patlıcan diye bağırıyor, Newton konsantrasyonunu kaybediyor ve yerçekimi kanunu ( o anda tez durumunda ) ortaya çıkmıyor veya bu fikri atamıyor.

Matbaa nın bize geç gelmesi gibi bu fikri 250 veya 500 yıl sonra birisi ortaya atsa idi biz bugünkü durumda olabilir miydik ?

Mesela bu konsantrasyonu Newton hangi Evrimsel ortak ata bilincine sahip olarak sağladı ? Acaba sadece Eşeğin karnı acıktığı ve cinsel isteği geldiğinde bağırma sesinden mi, yoksa 200 derecede bile ölmeyen mikropları barındıran Domuz Etini fazlaca tüketmesin den mi ?

Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:(1) Peki islamiyet domuz etini açıkça yasaklamadı mı ? Bakara 173 (2).

Çağımızda bir çok kitlesel hastalıklara yol açan virüslerin veya kitlelerin hasta olmasına neden olan hastalıkların hemen tamamının ki bu hastalıkların nedense büyük bir çoğunluğu;

1 - Hayvanlarda mevcut olmalarına rağmen, virüsü taşıyan hayvanda etkisi neredeyse hiç yoktur. Yani Hayvan Evrimisel olarak bile tanımlayabileceğimiz şekilde bağışıklık mekanizması bir şekilde gelişerek hayvanın kendisi bu virüsten etkilenmez. ( hayvandan hayvana bulaşması veya hayvan kaynaklı veya taşıyıcı hayvan )

2 - Hayvanları etkilemeyen ancak hayvanlardan yine biyolojik olarak hayvan olarak tanımlasak bile(!) insanlara geçtiğinde insanları hasta eden bu virüs toplu ölümlere bile neden olmaktadır.

Liste isterseniz zaten bir çok forumda falan bunlar mevcut. Bu hastalıkların neredeyse hiç birine karşı insanın bağışıklık sistemi gelişmemiş durumda.

Soru 1 - Babam ve Annem evlenmeden önce yani, Annem bana hamile kalmadan önce, Verem aşısı olmuş olsa sonrasında ben dünyaya gelsem neden vereme karşı bağışıklık kazanmış olmam ? Yine bana neden verem mikrobu enjekte edip bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmam sağlanıyor. Ortak atalarım olduğu iddia edilen hayvanların buna ihtiyacı yok. ( Verem örneklenmiştir, herhangi bir hastalık olabilir )

Soru 2 - Ortak atamız olmasına rağmen, bu hayvanlar alet yapma yetisine sahip olmadıklarını bildiğimiz halede [ Apes of Planettekiler hariç : ))) ] bu hayvanların DNA ları veya basitçe bağışıklık sistemleri hangi Evrim Teorisi sayesinde bu hastalıkların bir çoğuna karşı bağışıklığını kazanmış durumda. ? Veya onlar daha doğar doğmaz uzaylılar onları aşılıyor mu ?

Soru 3 - Okuma ve yazma bilmeyen benim kara cahil Peygamberim, bugünden yaklaşık 1400 yıl önce, Evrim Teorisinden 200 öyle desek 1200 yıl önce, domuzların insanlara olan zararını nereden biliyordu ki, Bakara 173 ü uydurdu ?

Şimdilik bu kadar teşekkürler...

( Ama çok daha fazlası var, birde rica etsem benden alıntı yapıp altına cevap yazıyorsun ya, o kısımlar ile kendi cevapların ile ayrıştırmanı rilca edeceğim. Zaman zaman dikkat eksikliği yüzünden takip edemiyorum. Ayrıca teşekkür ederim )



(1)"Tedavi maksadıyla, bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada, müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetçi idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından şikayet etmekte idi.

Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik içinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cüsseli bir domuz hiç istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu.

Hastalara, "Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüler yayılıyor."
- Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

Domuz etiyle alınan trişin kurtçuklar, mide-barsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır.

Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları görülmektedir.



(2)"O (Allah), size (İslâmî esaslara uygun olarak boğazlanmamış) hayvan leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına (Allah'tan başkasının adı anılarak) kesilen hayvanın etini haram kıldı. Kim, (bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, (zaruretten fazlasını yiyerek) haddi aşmamak ve (Allah'ın kendisine mübah kıldığı) zaruret miktarını geçmemek kaydıyla bunlardan yemesinde kendisine bir günah yoktur. Zirâ Allah (kullarını) çok bağışlayıcıdır, (onlara) çok merhametlidir." (Bakara Sûresi:173).


Bu mesaja 4 cevap geldi.
A
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: X Files


quote:

Orijinalden alıntı: Doxylamine



Dikkatinizi çeksin diye alıntı yaptım.

Kutsal kitapların çoğu bilinçli insan nüfusunun yaklaşık 7 ila 10 bin sene içerisinde dünyada var olduğu tezini savunmaktadır. Gerçi bu tezin Kur-an içerisinde ve % kaç nüfus artış hızı olması lazım ki, bu dönemde olan insan sayısına erişebilelim bunu hesaplamadım.

Newton un olayı bizim dinde benimsediğimiz Karınca il Şeytanın H.z. İbrahim'in ateşe atılması konusundaki hikayesine benzer. ( Şeytanla karıncayı konuşurken duydun mu ? Hayır , ama anlatılan hikayenin anlatmak istediği anafikri değiştirmez. Newton un da pencereden bakarken ve düşünürken, düşünsenize tam konsantre olmuş düşünüyorsunuz, Barış Manço nun şarkısındaki gibi birisi Domatez, biber patlıcan diye bağırıyor, Newton konsantrasyonunu kaybediyor ve yerçekimi kanunu ( o anda tez durumunda ) ortaya çıkmıyor veya bu fikri atamıyor.

Matbaa nın bize geç gelmesi gibi bu fikri 250 veya 500 yıl sonra birisi ortaya atsa idi biz bugünkü durumda olabilir miydik ?

Mesela bu konsantrasyonu Newton hangi Evrimsel ortak ata bilincine sahip olarak sağladı ? Acaba sadece Eşeğin karnı acıktığı ve cinsel isteği geldiğinde bağırma sesinden mi, yoksa 200 derecede bile ölmeyen mikropları barındıran Domuz Etini fazlaca tüketmesin den mi ?

Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:(1) Peki islamiyet domuz etini açıkça yasaklamadı mı ? Bakara 173 (2).

Çağımızda bir çok kitlesel hastalıklara yol açan virüslerin veya kitlelerin hasta olmasına neden olan hastalıkların hemen tamamının ki bu hastalıkların nedense büyük bir çoğunluğu;

1 - Hayvanlarda mevcut olmalarına rağmen, virüsü taşıyan hayvanda etkisi neredeyse hiç yoktur. Yani Hayvan Evrimisel olarak bile tanımlayabileceğimiz şekilde bağışıklık mekanizması bir şekilde gelişerek hayvanın kendisi bu virüsten etkilenmez. ( hayvandan hayvana bulaşması veya hayvan kaynaklı veya taşıyıcı hayvan )

2 - Hayvanları etkilemeyen ancak hayvanlardan yine biyolojik olarak hayvan olarak tanımlasak bile(!) insanlara geçtiğinde insanları hasta eden bu virüs toplu ölümlere bile neden olmaktadır.

Liste isterseniz zaten bir çok forumda falan bunlar mevcut. Bu hastalıkların neredeyse hiç birine karşı insanın bağışıklık sistemi gelişmemiş durumda.

Soru 1 - Babam ve Annem evlenmeden önce yani, Annem bana hamile kalmadan önce, Verem aşısı olmuş olsa sonrasında ben dünyaya gelsem neden vereme karşı bağışıklık kazanmış olmam ? Yine bana neden verem mikrobu enjekte edip bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmam sağlanıyor. Ortak atalarım olduğu iddia edilen hayvanların buna ihtiyacı yok. ( Verem örneklenmiştir, herhangi bir hastalık olabilir )

Soru 2 - Ortak atamız olmasına rağmen, bu hayvanlar alet yapma yetisine sahip olmadıklarını bildiğimiz halede [ Apes of Planettekiler hariç : ))) ] bu hayvanların DNA ları veya basitçe bağışıklık sistemleri hangi Evrim Teorisi sayesinde bu hastalıkların bir çoğuna karşı bağışıklığını kazanmış durumda. ? Veya onlar daha doğar doğmaz uzaylılar onları aşılıyor mu ?

Soru 3 - Okuma ve yazma bilmeyen benim kara cahil Peygamberim, bugünden yaklaşık 1400 yıl önce, Evrim Teorisinden 200 öyle desek 1200 yıl önce, domuzların insanlara olan zararını nereden biliyordu ki, Bakara 173 ü uydurdu ?

Şimdilik bu kadar teşekkürler...

( Ama çok daha fazlası var, birde rica etsem benden alıntı yapıp altına cevap yazıyorsun ya, o kısımlar ile kendi cevapların ile ayrıştırmanı rilca edeceğim. Zaman zaman dikkat eksikliği yüzünden takip edemiyorum. Ayrıca teşekkür ederim )



(1)"Tedavi maksadıyla, bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada, müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetçi idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından şikayet etmekte idi.

Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik içinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cüsseli bir domuz hiç istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu.

Hastalara, "Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüler yayılıyor."
- Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

Domuz etiyle alınan trişin kurtçuklar, mide-barsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır.

Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları görülmektedir.



(2)"O (Allah), size (İslâmî esaslara uygun olarak boğazlanmamış) hayvan leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına (Allah'tan başkasının adı anılarak) kesilen hayvanın etini haram kıldı. Kim, (bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, (zaruretten fazlasını yiyerek) haddi aşmamak ve (Allah'ın kendisine mübah kıldığı) zaruret miktarını geçmemek kaydıyla bunlardan yemesinde kendisine bir günah yoktur. Zirâ Allah (kullarını) çok bağışlayıcıdır, (onlara) çok merhametlidir." (Bakara Sûresi:173).


bugun aoe online oynuyordum

yazıyı okuduktan sonra

usta nın benden en az 10 level ileride oldugunu anlıyorum




D
14 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: X Files


quote:

Orijinalden alıntı: Doxylamine



Dikkatinizi çeksin diye alıntı yaptım.

Kutsal kitapların çoğu bilinçli insan nüfusunun yaklaşık 7 ila 10 bin sene içerisinde dünyada var olduğu tezini savunmaktadır. Gerçi bu tezin Kur-an içerisinde ve % kaç nüfus artış hızı olması lazım ki, bu dönemde olan insan sayısına erişebilelim bunu hesaplamadım.

Newton un olayı bizim dinde benimsediğimiz Karınca il Şeytanın H.z. İbrahim'in ateşe atılması konusundaki hikayesine benzer. ( Şeytanla karıncayı konuşurken duydun mu ? Hayır , ama anlatılan hikayenin anlatmak istediği anafikri değiştirmez. Newton un da pencereden bakarken ve düşünürken, düşünsenize tam konsantre olmuş düşünüyorsunuz, Barış Manço nun şarkısındaki gibi birisi Domatez, biber patlıcan diye bağırıyor, Newton konsantrasyonunu kaybediyor ve yerçekimi kanunu ( o anda tez durumunda ) ortaya çıkmıyor veya bu fikri atamıyor.

Matbaa nın bize geç gelmesi gibi bu fikri 250 veya 500 yıl sonra birisi ortaya atsa idi biz bugünkü durumda olabilir miydik ?

Mesela bu konsantrasyonu Newton hangi Evrimsel ortak ata bilincine sahip olarak sağladı ? Acaba sadece Eşeğin karnı acıktığı ve cinsel isteği geldiğinde bağırma sesinden mi, yoksa 200 derecede bile ölmeyen mikropları barındıran Domuz Etini fazlaca tüketmesin den mi ?

Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:(1) Peki islamiyet domuz etini açıkça yasaklamadı mı ? Bakara 173 (2).

Çağımızda bir çok kitlesel hastalıklara yol açan virüslerin veya kitlelerin hasta olmasına neden olan hastalıkların hemen tamamının ki bu hastalıkların nedense büyük bir çoğunluğu;

1 - Hayvanlarda mevcut olmalarına rağmen, virüsü taşıyan hayvanda etkisi neredeyse hiç yoktur. Yani Hayvan Evrimisel olarak bile tanımlayabileceğimiz şekilde bağışıklık mekanizması bir şekilde gelişerek hayvanın kendisi bu virüsten etkilenmez. ( hayvandan hayvana bulaşması veya hayvan kaynaklı veya taşıyıcı hayvan )

2 - Hayvanları etkilemeyen ancak hayvanlardan yine biyolojik olarak hayvan olarak tanımlasak bile(!) insanlara geçtiğinde insanları hasta eden bu virüs toplu ölümlere bile neden olmaktadır.

Liste isterseniz zaten bir çok forumda falan bunlar mevcut. Bu hastalıkların neredeyse hiç birine karşı insanın bağışıklık sistemi gelişmemiş durumda.

Soru 1 - Babam ve Annem evlenmeden önce yani, Annem bana hamile kalmadan önce, Verem aşısı olmuş olsa sonrasında ben dünyaya gelsem neden vereme karşı bağışıklık kazanmış olmam ? Yine bana neden verem mikrobu enjekte edip bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmam sağlanıyor. Ortak atalarım olduğu iddia edilen hayvanların buna ihtiyacı yok. ( Verem örneklenmiştir, herhangi bir hastalık olabilir )

Soru 2 - Ortak atamız olmasına rağmen, bu hayvanlar alet yapma yetisine sahip olmadıklarını bildiğimiz halede [ Apes of Planettekiler hariç : ))) ] bu hayvanların DNA ları veya basitçe bağışıklık sistemleri hangi Evrim Teorisi sayesinde bu hastalıkların bir çoğuna karşı bağışıklığını kazanmış durumda. ? Veya onlar daha doğar doğmaz uzaylılar onları aşılıyor mu ?

Soru 3 - Okuma ve yazma bilmeyen benim kara cahil Peygamberim, bugünden yaklaşık 1400 yıl önce, Evrim Teorisinden 200 öyle desek 1200 yıl önce, domuzların insanlara olan zararını nereden biliyordu ki, Bakara 173 ü uydurdu ?

Şimdilik bu kadar teşekkürler...

( Ama çok daha fazlası var, birde rica etsem benden alıntı yapıp altına cevap yazıyorsun ya, o kısımlar ile kendi cevapların ile ayrıştırmanı rilca edeceğim. Zaman zaman dikkat eksikliği yüzünden takip edemiyorum. Ayrıca teşekkür ederim )



(1)"Tedavi maksadıyla, bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada, müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetçi idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından şikayet etmekte idi.

Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik içinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cüsseli bir domuz hiç istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu.

Hastalara, "Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüler yayılıyor."
- Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

Domuz etiyle alınan trişin kurtçuklar, mide-barsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır.

Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları görülmektedir.



(2)"O (Allah), size (İslâmî esaslara uygun olarak boğazlanmamış) hayvan leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına (Allah'tan başkasının adı anılarak) kesilen hayvanın etini haram kıldı. Kim, (bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, (zaruretten fazlasını yiyerek) haddi aşmamak ve (Allah'ın kendisine mübah kıldığı) zaruret miktarını geçmemek kaydıyla bunlardan yemesinde kendisine bir günah yoktur. Zirâ Allah (kullarını) çok bağışlayıcıdır, (onlara) çok merhametlidir." (Bakara Sûresi:173).


"Kutsal kitapların çoğu bilinçli insan nüfusunun yaklaşık 7 ila 10 bin sene içerisinde dünyada var olduğu tezini savunmaktadır. Gerçi bu tezin Kur-an içerisinde ve % kaç nüfus artış hızı olması lazım ki, bu dönemde olan insan sayısına erişebilelim bunu hesaplamadım.
"

Hayır daha fazladır.
"Matbaa nın bize geç gelmesi gibi bu fikri 250 veya 500 yıl sonra birisi ortaya atsa idi biz bugünkü durumda olabilir miydik ?
" Olamazdık,ancak bu birşeyi değiştirmez. Pek çok bilim adamının kellesini götürdü kilise. Onlar belki yaşasa idi şu an ki durumda olmayacaktık.
"Mesela bu konsantrasyonu Newton hangi Evrimsel ortak ata bilincine sahip olarak sağladı ? Acaba sadece Eşeğin karnı acıktığı ve cinsel isteği geldiğinde bağırma sesinden mi, yoksa 200 derecede bile ölmeyen mikropları barındıran Domuz Etini fazlaca tüketmesin den mi ?
"

Ortak atayla normal insan aynı şey değildir. Normal insan bu bilince sahiptir.Insanin zeki olmasını üstünlük olarak görmek yanlıştır. Ne kartal gözlü,ne hamamböceği kadar dayanıklı,ne aslan kadar güçlüyüz. Ama insana en yakın olarak insandan önce kim bu tarz bir düşünceyi ortaya koyabilirdi derseniz,neandarthaller yapabilir.Veya 14 bin yıl önceki bir adama aynı eğitimi verseniz de aynı şekilde düşünebilir.Tabi Newton istisnadır,ama,bu dediklerimi şu an ki eğitim sistemine koysanız ,ortalamanın altına düşmezler.Ve onlarında newton gibi çok aşırı akıllılarını bulursanız,elbetteki düşünebilir.
"yoksa 200 derecede bile ölmeyen mikropları barındıran Domuz Etini fazlaca tüketmesin den mi ?

Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:(1) Peki islamiyet domuz etini açıkça yasaklamadı mı ? Bakara 173 (2)."

Düzgün ortamlarda yetiştirilen domuzdan elde edilen et,düzgün pişirilirse, sığır etine göre hiç bir zararı yoktur.Aynılardır.

"1 - Hayvanlarda mevcut olmalarına rağmen, virüsü taşıyan hayvanda etkisi neredeyse hiç yoktur. Yani Hayvan Evrimisel olarak bile tanımlayabileceğimiz şekilde bağışıklık mekanizması bir şekilde gelişerek hayvanın kendisi bu virüsten etkilenmez. ( hayvandan hayvana bulaşması veya hayvan kaynaklı veya taşıyıcı hayvan )
"
Büyük bir çoğunluğu böyle değildir.
"2 - Hayvanları etkilemeyen ancak hayvanlardan yine biyolojik olarak hayvan olarak tanımlasak bile(!) insanlara geçtiğinde insanları hasta eden bu virüs toplu ölümlere bile neden olmaktadır.
"
Evet ancak sizin anlamadığınız şey,o hayvanlar ona karşı bağışıklığı çok uzun sürede kazanmışlardır. Bir hastalığa dayanıklılık zart diye olmaz. Evrim hop şu şuna döndü diye olan birşey değil. Hastalık o kadar yayılmalıki,toplumu tamamen yok edecek dereceye gelmeli,sadece bağışıklığa sahip olanlar hayatta kalmalıdır . Ondan sonra onların çocukları ve onların diye,tekrar üreme sağlandığında o hastalığa karşı bağışıklı nesil elde edilecektir. Kim bilir kaç milyon hayvan can verdi o hastalığa bağışıklık için.Ve türden türde değişir,a türü kuş bağışıklı b türü değildir.

"Soru 1 - Babam ve Annem evlenmeden önce yani, Annem bana hamile kalmadan önce, Verem aşısı olmuş olsa sonrasında ben dünyaya gelsem neden vereme karşı bağışıklık kazanmış olmam ? Yine bana neden verem mikrobu enjekte edip bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmam sağlanıyor. Ortak atalarım olduğu iddia edilen hayvanların buna ihtiyacı yok. ( Verem örneklenmiştir, herhangi bir hastalık olabilir )
"
Çünki genetik böyle çalışmaz. Sizin anlamadığınız,sanki düz bi zaman tablosu var,level atlıyorsunuz siz insan oluyorsunuz hayvandan. Hayır. Siz hayvanlardan ayrılıyorsunuz. Onlar gelişmeye devam ediyor. Biz,ortak ata zamanında iken,bizim de bağışıklığımız yoktu. Sonra bizden ayrılanlar geliştirdi çünki onlarda çok büyük problemlere sebep oldu o tarz hastalıklar. Bizde ise değil. Vebanın patlama zamanı,kilisenin banyoyu yasakladığı döneme eş gelir. Ancak taş devrinden beri hatta çok daha öncesinde bile insansılar derede,denizde,gölde sık sık yıkanırlardı.

"Soru 2 - Ortak atamız olmasına rağmen, bu hayvanlar alet yapma yetisine sahip olmadıklarını bildiğimiz halede [ Apes of Planettekiler hariç : ))) ] bu hayvanların DNA ları veya basitçe bağışıklık sistemleri hangi Evrim Teorisi sayesinde bu hastalıkların bir çoğuna karşı bağışıklığını kazanmış durumda. ? Veya onlar daha doğar doğmaz
uzaylılar onları aşılıyor mu ?"

Aynen üstte cevapladım. Ayrıca alet yapma,temizlik gibi şeyler,o yönde gelişmemizin gereğini azaltmıştır. Evrimsel süreç gerekmedikçe tüm populasyonda değişikliğe sebep olacak şekilde ilerlemez.

"Soru 3 - Okuma ve yazma bilmeyen benim kara cahil Peygamberim, bugünden yaklaşık 1400 yıl önce, Evrim Teorisinden 200 öyle desek 1200 yıl önce, domuzların insanlara olan zararını nereden biliyordu ki, Bakara 173 ü uydurdu ?
"
Domuzların düzgün koşullarda pişirildiği,ve düzgün bir çiftlikten alınan hayvandan et elde edildiği takdirde bir zararı yoktur. Ancak bu tarz pişirme ve domuz çiftlikleri peygamberiniz zamanında yoktu.Bence doğru bir karar,domuz etinin yasaklanması o zaman için. Ama şu an inekten bir zararı yok.Kimsenin peygamberine saldırmak gibi bir niyetim yok olmayacakta,herkes istediğine inanır,din karıştırmak istemem bu konuya,alakasız çünki,peygamberin domuz etini yasaklamasıyla evrimin.


Bakın şöyle açıklıyım. Mesela Vereme bağışıklı bir aile var. Herkes veremden ölürken bunlar ölmez ise,ve sırf bunlar hayatta kalır baştan aşağıya yeniden üreyip o bölgede en çok insana sahip topluluk olursa, insan vereme bağışıklılık kazanır. Ancak verem çok sayıda kişiyi öldürmez ise az bağışıklı kişi kalır. Bağışıklılık, adaptasyonla olan birşey değildir genelde , çünki salgın çok çabuk olur. Mutasyonla olur. Her insanda en az 2 tane mutasyon geçiren gen mevcut. Şanş işi bu. Şu an aids tüm dünyaya yayılsa,pek bir insan kalmaz.Veya verem ve benzerleri. Ancak temizlik,tıp vb gibi şeylerle bunu hallettik zaten.Canlıların %99 u yok oldu zaten.Bu sebeplerden. Insan olmadı. Ilerde olabilirmi,olabilir. Bakınız Domuz gribi. Ama ne oldu engellendi. Orta çağda çıkıp yayılsa belki şimdiye insan kalmayacaktı.


Evrim gerekmedikçe olan birşey değil. Insanda ne aslan gücü ne kartal gözü ne örümcek çevikliliği var. Zeka olmasa 1 gün hayatta kalamayız. Ancak o hayvanlarda,hijyen,temizlik hiç birşey yok. Mecburen büyük kayıplar vere vere,zor yoldan bağışıklık kazandılar. O bile çok riskli birşey. Zaten şu an insanlığı yokedebilecek en olası şey o. Ama biz temiz olduğumuz için,tıp a sahip olduğumuz için bağışıklık kazanmamız gerekmedi. Ama sen bütün insanlığı riske atıp bağışıklığım olsun dersen , tamam olabilir. Ancak o bakteri ve virüsler hızlı çoğaldığı için senden çok daha hızlı gelişip bağışıklığını geçebilirler. Hayvanlarda insanlar kadar hastalanır,ve ölürler. Toplu halde ölen çok hayvan var çiftliklerde,veya heryerde. Ancak hayvanlar pek umursanmadığı için sanki bütün hastalıklar insanda,diğerlerinde yok gibi. Bu yanılgı. Insanda baya bir hastalığa karşı bağışıklık gösterir aslında.



Edit : son soruyu atlamışım. O kurtçuklar düzgün pişirilmeyince ortaya çıkar. Sığır tarzı hayvanlardada çok benzeyen ve aynı hatta daha zararlı kurtçuklar mevcuttur. Bu gösterilen sırf domuz,fare ve ayı etinden geçen ,ve insandada direkt olarak bulunabilen kurtçuk türüdür.
Deniz ürünlerindede baya benzerinden var. Bence o mantığa göre bütün etleri yasaklamak gerekli. Iyi pişirmek hepsine çözümdür.

http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_parasites_(human)
Bakın buradan bütün parazitleri görebilirsiniz,insana bulaşan. Pork yazarsanız,domuz etlerine bakabilirsiniz. Hepsinin başında uncooked yazar,yani az pişmiş yada pişmemiş. Onlardan geçer.Düzgün pişirilen bir etten parazit geçmez.


Edit 2 = 62.2 derecede direk ölen bir parazitmiş trişin. Duymamamın nedeni normal. Onun dışında tedavisi mevcut ancak tamamen vücuttan atılamıyor,tekrar edebiliyor,aylar ve yıllar içerisinde,tekrar ettikçe doktora gitmek gerekli. De 62 C nin altında domuz pişirip yiyen sorunludur zaten. Hayvanlarada birbirinin etinden,geçer ve aynı etkiyi gösterir.
Ayrıca dondurmakta işe yarıyormuş,zaten artık insanlar donmuş domuz eti alıp pişiriyorlar.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doxylamine -- 17 Ağustos 2011; 21:07:33 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
V
14 yıl
Binbaşı

Adam ''Peygamber, o yıllarda domuz etinin böyle zararları olduğunu nereden bilecek'' diyor. Sen de ''Peygamberinin domuz etini yasaklaması'' diyorsun. Ben bu arada birşey ettim birkaç siteye de baktım ama tatmin olmadım. Düşünüyorum da sudan karaya geçiş esnasında solungaç solunumu yapan canlıların akciğer solunumu yapması gerekmiyor muydu? Öyleyse bu sistem nasıl oluştu?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
T
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


quote:

Orijinalden alıntı: TRojka


quote:

Orijinalden alıntı: Ahm3tt


asıl seninki şuna benziyor

canlılara bakarak

vay be hücreler kendi kendilerine amma mükkemmel farklılaşmış

milyarlarca böcek insan canlı bitki olmuş

baksana fare nereeee orangutan nereee

yani dışarda bir ferrari modena görüp vay anasını bu araba doğada ne guzel şekil almış demek gibi birşey!

bu arada arkadaş

sen canlı bitkilerin ve meyvelerin evrimleşemediğini idda edip kendi kendini çürüttün

farklı şeyler dedin yok deniz miş suyun kaldırma kuvvetiymiş

classical

HEBELE HÜBELE


Hocam çok aferdersiniz. Biyoloji eğitiminiz ne seviyede acaba? Evrimi kimlerden okudunuz? Bir de insanların Kuran'ı kendilerinin okuyup yorumlaması hakkında bunu herkesin yapamayacağını söylüyordunuz. Peki siz bu kuram üzerinde çalışam bilim adamları kadar bilgili misiniz ki yorum yapıyorsunuz? Yazdıklarınızın çürütülecek hiç bir zorluğu yok ama daha doğru düzgün bir satır yazı yazmaktan acizsiniz. Ne zaman sakin bir tavırla gerçekten bilgi almak için sorarsınız o zaman zaten cevap alabilirsiniz.


hebele hübeleye devam sorularıma asla cevap yok

aynı bölgede bulunan 2 bitki sonucu farklı

dna farklılıgı

peki dilin bunlarla bağlantısı ?

hadi ikiside topraktan geldi bağlantısı orada

hadi c vitamini bol ürünler neden kışın yetişiyor

aklı mı var?

kusura bakma ukala tavrına bilmiş bilmiş yorumlarına cevabım yok

herşey ortada sabahtan beri soru soruyorum cevabın 0

yok bioloji bilgini nereden aldın seviyesiz ukala mesajlar

bioloji okuyan arkadaş sayım bir hayli fazla merak etme

çekinmeden merak ettiğimi sorar ogrenirim

2+2=4 olan bir konuya makine mühendisi de yorum yapar evrimciside kahvecisi de

masanın üzerinde bir cd görsen

bu cd kendi kendine oluşmuş vay be desen nekadar zeki olduğun açığa çıkar

ama doğada dna görünce nedense kendi kendine ortaya çıktığını idda edene plaket vermiyorlar

“Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri bırakılacak ışık tutarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün doğal seçme ile oluşabildiğini düşünmenin en ileri derecede saçmalamak gibi göründüğünü açık yürekle itiraf ederim…”[Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, 5. baskı, Ankara, 1996, s.198]

bunu diyen darwin

yani teoriyi adam dan daha çok idda eden siz

BİLMİŞ SİZ

UKALA SİZ



Doktor, müzisyen ve mimar arkadaşlarım var. Doktorluk, mimarlık ve müzisyenlik yapabileceğimi bilmiyordum. Teşekkürler. Cahilliğinizi giderecek seviyede değilim.



D
14 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: Volpenotte

Adam ''Peygamber, o yıllarda domuz etinin böyle zararları olduğunu nereden bilecek'' diyor. Sen de ''Peygamberinin domuz etini yasaklaması'' diyorsun. Ben bu arada birşey ettim birkaç siteye de baktım ama tatmin olmadım. Düşünüyorum da sudan karaya geçiş esnasında solungaç solunumu yapan canlıların akciğer solunumu yapması gerekmiyor muydu? Öyleyse bu sistem nasıl oluştu?


Domuzların kendi dışkısını yemesi tarzı bir davranışı,ahlak dışı olarak görmüş ve yasaklamış olabilir. Vejeteryan keşişler var sığır etide yemiyor,hiç parazit falan uğraşmıyorlar,onlar çok mu üstün insanlar? Hayır. Sığır eti yasaklansaydıda,sığırda şu şu parazit var diyebilirdiniz. Soruyu öyle değerlendirmedim o yüzden. Benim hatam.

Sorunu şöyle cevaplıyım. Sudan karaya birden geçilmedi. Çok çok yavaş oluştu. işte hayatının %99 u suda %1 i karada, %98 %2 bu tarz ilerleye ilerleye gelişti,ve milyon yıllar sürdü. Şu an mesela yarı su yarı kara canlıları var biliyorsunuz. Onun gibi.

Solungaçlada karada çok çok düşük sürelerde dayanılabiliyor.10-15 saniye iken.Zaten o yüzden şöyle bir sistem mevcuttur. Kalbe giden sinirler önce çok aşağıya kadar uzanır sonra yukarı çıkar. Balıklarda bu olay normaldir çünki kalp neredeyse tam o noktadadır. Bizde ise dolanmalı olmuş oluyor.Zürafadada. Normalde Richard Dawkinsi materyal olarak kullanmam çünki ateizm propagandası yapan bir adamdır kendisi,hoş görmüyorum bu davranışını.
Ancak bir zooloji prof u olarak yaptığı araştırmadan bir kesit. Zürafa kadavrasını inceliyorlar,bahsettiğim sinir.

http://www.youtube.com/watch?v=cO1a1Ek-HD0





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doxylamine -- 17 Ağustos 2011; 21:54:52 >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
N
14 yıl
Yarbay

Hala şu domuz zararlıdır safsatası tekrar tekrar pişirilip insanın önüne koyuluyor, zavallı hayvancıkta trişin filan kalmadı artık pişirile pişirile!

Bu konunun forumda kaliteli olarak tartışıldığı yer altta. Domuz zararlıdır demek baştan aşağı yanlıştır: Hayvansal protein yokluğunun neden olabileceği Zeka Katsayısı düşüklüğünü önler domuz!

http://forum.donanimhaber.com/m_35486604/mpage_5/f_/key_domuz//tm.htm#39240929



V
14 yıl
Binbaşı

İşte hocam mesela bu noktada o canlı kendini o duruma entegre edecek donanımı nasıl kendi kendine oluştursun? Bazılarına göre tesadüf kimene göre ise sadece saçmalık. Bir de şu takıldı kafama hocam sen yukarıda yazmışsın ya %98-2, %97-3 vs vs. Peki akciğeri hangi yüzdelik dilimde oluşmuş oluyor mesela? Yani akciğerin tam olarak oluşmuş olması gerekir ki akciğer solunumu yapsın peki o yapı oluşana kadar(işte burada bu yapıyı oluşturan güç kimine göre tesadüf) atıyorum %10'luk su hayatı yaşamının devamını sağlamaya yetiyor mu?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
D
14 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: Volpenotte

İşte hocam mesela bu noktada o canlı kendini o duruma entegre edecek donanımı nasıl kendi kendine oluştursun? Bazılarına göre tesadüf kimene göre ise sadece saçmalık. Bir de şu takıldı kafama hocam sen yukarıda yazmışsın ya %98-2, %97-3 vs vs. Peki akciğeri hangi yüzdelik dilimde oluşmuş oluyor mesela? Yani akciğerin tam olarak oluşmuş olması gerekir ki akciğer solunumu yapsın peki o yapı oluşana kadar(işte burada bu yapıyı oluşturan güç kimine göre tesadüf) atıyorum %10'luk su hayatı yaşamının devamını sağlamaya yetiyor mu?


Hayır,akciger yavaş yavaş gelişiyor.Şak diye tam akciğer olmuyor elbette. Ilk önce karada daha çok dayanabilen solungaçlar ortaya çıkıyor. Yavaş yavaş onlar hava torbası şeklini alacak şekle geliyor(bildiğimiz akçiğer gibi). Öyle ilerliyor,şu anki akciğerimiz kara için tam uygun ve çok gelişmiştir.
Yetiyor evet.
Mesela yarısı suda yarısı karada geçiren canlılar var yaşamını. Onlarında tam bildiğimiz gibi gelişmemiştir akciğeri. Gelişmeden kasıt,karada yaşamak için.
Tesadüf değil. Kendi de oluşturmadı onu. Mesela atıyorum bunlar karada üreyip yumurta bıraksın (tabi hepsini böyle alma). Daha uzun süre karada durabilen daha çok üreyecektir,hep böyle gide gide artmış olabilir. Suda bir düşmanı vardır,saldırıyordur karaya zıplayıp bekleyip geri düşmesi gerekebilir. Karada daha uzun süre yaşayan hayatta kalır. Veya kıyıya çok yakın yosundan besleniyordur,karada duramayan açlıktan ölür,pek çok şey türetilebilir,bu konuda tam bir bilgim yok,cahilim gerçekten. Araştırıp düzgünce cevap veririm. Tek bildiğim çok yavaş yavaş biraz karada biraz denizde yaşaya yaşaya geliştiğidir.
Insanlar şey diye düşünüyor, %1 olsa ne ye yararki hehe . Ama işte o %1 le,başka bir balık onu kovalarken kıyıya atlayıp geri denize girebilir ,ve hayatını kurtarabilir vb.
Şu tarz hayvanlar işte,balık desen değil,karada yaşayan kertenkele desen değil
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/a/a6/Acanthostega_BW.jpg böyle şeyler çıktı karaya . birde daha yeni bunlar 360 milyon yıl önce. Suda çok uzun sürdü evrim zaten.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doxylamine -- 17 Ağustos 2011; 22:17:25 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
V
14 yıl
Binbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Doxylamine


quote:

Orijinalden alıntı: Volpenotte

İşte hocam mesela bu noktada o canlı kendini o duruma entegre edecek donanımı nasıl kendi kendine oluştursun? Bazılarına göre tesadüf kimene göre ise sadece saçmalık. Bir de şu takıldı kafama hocam sen yukarıda yazmışsın ya %98-2, %97-3 vs vs. Peki akciğeri hangi yüzdelik dilimde oluşmuş oluyor mesela? Yani akciğerin tam olarak oluşmuş olması gerekir ki akciğer solunumu yapsın peki o yapı oluşana kadar(işte burada bu yapıyı oluşturan güç kimine göre tesadüf) atıyorum %10'luk su hayatı yaşamının devamını sağlamaya yetiyor mu?


Hayır,akciger yavaş yavaş gelişiyor.Şak diye tam akciğer olmuyor elbette. Ilk önce karada daha çok dayanabilen solungaçlar ortaya çıkıyor. Yavaş yavaş onlar hava torbası şeklini alacak şekle geliyor(bildiğimiz akçiğer gibi). Öyle ilerliyor,şu anki akciğerimiz kara için tam uygun ve çok gelişmiştir.
Yetiyor evet.
Mesela yarısı suda yarısı karada geçiren canlılar var yaşamını. Onlarında tam bildiğimiz gibi gelişmemiştir akciğeri. Gelişmeden kasıt,karada yaşamak için.
Tesadüf değil. Kendi de oluşturmadı onu. Mesela atıyorum bunlar karada üreyip yumurta bıraksın (tabi hepsini böyle alma). Daha uzun süre karada durabilen daha çok üreyecektir,hep böyle gide gide artmış olabilir. Suda bir düşmanı vardır,saldırıyordur karaya zıplayıp bekleyip geri düşmesi gerekebilir. Karada daha uzun süre yaşayan hayatta kalır. Veya kıyıya çok yakın yosundan besleniyordur,karada duramayan açlıktan ölür,pek çok şey türetilebilir,bu konuda tam bir bilgim yok,cahilim gerçekten. Araştırıp düzgünce cevap veririm. Tek bildiğim çok yavaş yavaş biraz karada biraz denizde yaşaya yaşaya geliştiğidir.
Insanlar şey diye düşünüyor, %1 olsa ne ye yararki hehe . Ama işte o %1 le,başka bir balık onu kovalarken kıyıya atlayıp geri denize girebilir ,ve hayatını kurtarabilir vb.


Yarı karada yarı suda yaşamını devam ettiren canlıya netten baktım da bulamadım yazar mısın buraya bakarım ona bir ara. Akciğerin tak diye oluşmadığını biliyorum teoriye göre ben zaten tam oluşmuş haline gelene kadar ki süreyi kastettim. Burada birşey daha takıldı aklıma akciğer tam olarak yani %100 oluşmadan görevini yerine getirebiliyor mu yani?


Bu mesaja 1 cevap geldi.