Bu gene iyi, adamlar maymunlar ve goriller de ahlaklı diyecekler neredeyse ki diyemedikleri için kıvırıyorlar... primitif ahlak, biz onların dilini anlamıyoruz belki içlerinde melek var diyorlar. |
Kültür, Aile terbiyesi, Gurur, Mertlik... ateist değilim ama günah denilen şeyleri yapmamak için de cehennemde yanma korkusuna ihtiyacım yok. |
Kardeş bu kitle içimden geliyor falan der boşver sen bunları daha soruyu anlayamıyorlar İçimden geliyor Vicdanım var Peki neden içinden istencini yapmak gelmiyor. Neden vicdanın sana istencini yaptırmıyor ? Ahlakı iyi kötüden ibaret sananlar vicdan iyi ve kötüyü belirler derler |
Ahlakin din paketleri icinde yer alan konusma paketi oldugunu sananlar ahlaksizliklari ile adeta komedi filmi cekmekteler. Toplumuzu bilmesek bize yutturacaklar. Ateistlerin gercek yuzlerinizi forum ortamlarinda ortaloga sacmamalari size cesarette yanlis tespitte firsatida vermesin. Cikin sehirde 1 2 saat bi dolasin bakalim yere en cok copu kedici satanistler mi Yahudiler mi Ciplak atayistler mi atiyor Park bahcelerde kimler ulu orta evrimi kanitliyor bi bakin Atayiste bulacaginiz en buyuk mazerek ulu orta manitayla muck yapmasi olur.. Onu da yapmasa sen nasil adami elestirecen.. Ahlaksizligin dibine vuranlarin ahlak=din demesine karnim agriyincaya kadar guluyorum.. Asker kacaginin verdigi vergiyle vergi=vatanseverlik benzetmesi cuk diye oturur diye dusunuyorum.. |
Mürted olan, yani dinden çıkan bir süre hapsedilir. Tövbe ettim, pişmanım demesi cezadan kurtulmasına yeterlidir. Hırsızlık yapanın elini kesin diyen ayetin arkasından, tövbe edeni Allah bağışlar ayeti geldiğinden, hiçbir zaman hırsızın eli kesilmez. Tövbe etmesi, cezadan kurtulmasına yeterlidir. Ancak suçu 3 kere tekrar lara af yoktur. Tövbe zaten bir daha yapmamak üzere pişman olmaktır. Sanıldığı gibi İslam'da recm etme, mürtedi öldürme, hırsızın elini kesme gibi cezalar kolay kolay uygulanabilecek cezalar değildir. Zaten İslam tarihinde de uygulanması çok görülmüş değildir. |
Ben en çok mürtedin öldürülmesine kafayı takıyorum. Adam pişman oldum dese bile o gerçek pişmanlık mıdır? Yani münafık yetiştirmek için güzel bir kanun mudur? |
Sebatay Sevi gizli yeraltı yahudi örgütünü kurduğunda Osmanlı'nın haberi yok muydu? Ancak mahkemeye çıkıp ben bundan sonra Mehmet Efendiyim diyip tövbe ettiğinde sadece sürgün cezasıyla kurtuldu. Müritleri dahi beş vakit namaz kılıp müslüman gibi görünmeye devam etti. Ancak Sebatay Sevi gizli faaliyetlerine devam ettiğinde yine başka bir yere sürgün edilmekten öteye geçilmedi. Ben iman ettim diyene Peygamber bile bişey dememişken, İslam devletlerinde esneklik had safhadaydı. Sebatayistler de 100 yıllarca gizli faaliyetlerini devam ettirdi. Avrupa'daki uygulama biraz benzerlik gösteriyordu. Mesela Galileo dünya dönüyor diyerek Hristiyanlıkla ters düştüğünde dinden çıkmış ilan edilip mahkemeye çıkmıştı. Mahkemede tövbe etmesi dayatılmış, yoksa idam edileceği söylenmişti. Galileo da canını kurtarmak için dünya dönmüyor demişti. Ancak mahkeme çıkışında kendi kendine, ben desem de demesem de dünya dönüyor demişti. Hristiyanlıkta yerli yersiz sebeplerden insanlar dinden çıkmış, içine şeytan kaçmış, cadıya dönüşmüş ilan edilip tövbeye zorlanıyordu. Tövbe etmezsen idam ederiz diye tehdit ediliyordu. Hepsi de canını kurtarmak için tövbe ediyordu. Yalnız Bruno isimli bir bilim adamı hariç. Tövbe etmeyi redderek, ben yanlış bişey yapmadım diyerek idamı kabul etmişti. Engizisyon mahkemeleri nasıl olsa herkesin tövbe edeceğini düşünerek rahat iken, Bruno'dan sonra ciddi sıkıntıya düşmüş, çok tepki toplamış ve bu uygulamalarına son vermişti. Neyse ki İslam'a bu tür din-bilim çatışmalarına pek rastlanmamış, bu tür zorluklarla karşılaşılmamıştı. Dünyanın döndüğü, hatta dünyanın çevresi müslüman bilim adamlarına ölçülmüştü. Ancak mürted meselesi hala sorundu. Ya adam tövbe etmezse, kafasını kesmek gerekiyordu. Bu sorunu aşmış olan Avrupa, Osmanlı'nın son zamanlarında ciddi baskı uygulamıştır. Hatta çökmek üzere olan Osmanlıda yapılan bazı ıslahat hareketleri(Tanzimat fermanları gibi) avrupanın baskılarıyla yapılmış ve mürtedlik konusuna çözüm getirilmiştir. Şu an Türkiye Cumhuriyetinde yasal olarak böyle bir sorun bulunmamaktadır. Ancak görüldüğü üzere İslam kafa kesme, öldürme dini değil, münafıklara bile dokunulmayan büyük esnekliklere sahip bir dindir. Ortalıkta ben müslümanlıktan çıktım diye gezmedikten sonra, yakalanınca da tövbe ettim dedikten sonra kimsenin kafası kesilmez. Kimse recm edilmez, kimsenin kolu kesilmez. Kuran dikkatli okunursa, her ceza bildiren ayetten sonra Tövbe eden için Allah'ın bağışlaması boldur der. Yani tövbe her türlü cezadan kurtarır. Ancak 2 tane durum vardır ki, Kuranda bu ayetlerin arkasından tövbe edenler için Allah'ın bağışlaması boldur ayeti gelmez. Birinci durum, sürekli dinden çıkıp tekrar müslüman oldum diyenler. İkinci durum ise savaşa katılmaktan kaçanların durumudur. Kuran da ilgili ayette, Hz. Peygambere, savaştan kaçanların bir daha asla savaşa alınmaması emredilir. |
Cevabınız için teşekkür ederim fakat asıl konunun cevabını alamadım. Bir kişinin iman etmediği bilindiği halde ölümden kurtulmak için iman ettim demesini normal bir durum mu görüyorsunuz? Veyahut" neden mürted öldürülüyor? "sorusunu sormak daha anlamlı gibi. Amaç bu insanların propaganda yapıp iman etmiş kişilerin imanını sarsacağından korkulup engellenmek istenilmesi mi? Bırakın da insanlar tartışsın, iman etmek isteyen iman etsin, istemeyen etmesin. Bu zorlama da neyin nesi? İnsanların propagandasıyla insanların imanı gidecekse sorun zaten dinin kendisindedir. Siz, böyle baskı ortamında bilim yapılabileceğini mi düşünüyorsunuz? İnsanlar daha, en hayati konu olan din meselesinde görüşlerini bildiremiyorlar, hayal dünyalarında kendilerini yiyip bitiriyorlar,siz diyorsunuz ki bu beyinler bilim yapacak. Zaten Müslümanların modern bilime herhangi bir katkı yapamamaları da bu hoşgörüsüzlük değil midir, baskı ortamı değil midir? |
Ekleme: Mürtedin katli mevzusu, düşünceyi, bilimi engellemez mi? İslam'da beş şey koruma altındadır: Can, mal, din, akıl, nesil. Ve hükümler bu beş esasın korunmasını temel alır. Mürted olan birisi, mümin halkın bu beş konudaki güvencesine bir tehdit unsurudur. Müşrik ve münafıkların yaptığı gibi müminlerin canına kast edebilirler, mallarını çalabilirler, veya zina ederek nesli tehlike altına alabilirler. Bunlar anlaşılır, ancak asıl zararı din ve akıl konusunda verebilirler. Bir mürtedin, mürted olduğunu anlamak için, İslam toplumunda propaganda yapması mecburidir. Yoksa kimse bir mürtedin mürted olduğunu kolay kolay anlayamaz. Ve İslam hakkında propaganda yaparak, insanların değerlerine dil uzatması dinin ve aklın korunmasına ters düşer. Tıkırında işleyen bir düzeni bozar. |
İngilizce bilmiyorsan googledan çevir de oku: https://www.theguardian.com/science/2012/jul/08/higgs-boson-pakistan-scientist Yazıdan: "Adbus Salam, who died in 1996, was once hailed as a national hero for his pioneering work in physics and his contribution to Pakistan's nuclear programme. " "Salam and Steven Weinberg, with whom he shared the prize, independently predicted the existence of a subatomic particle now called the Higgs boson, named after a British physicist who theorised that it endowed other particles with mass, said Pervez Hoodbhoy, a Pakistani physicist who once worked with Salam." Şimdi sana modern bilime katkı yapmış müslümanlarla ilgili çok sayıda link verecek değilim. İşkembenden salladığın bu "müslümanların modern bilime katkısı yok" kara propagandası gibi sonraki zırvalarına kimse itibar etmesin diye bu kadar zahmete girdim. Sahi, senin şahsi olarak, şu zamana kadar, modern veya değil, bilime ne kadar katkın oldu ? |
Mürted, mürtedliğinde ısrar edince neden öldürülüyor? Geçenlerde İlber Ortaylı anlatmıştı. Bir tanıdığı Fransa da çocuğunu devlet okuluna yollamıyomuş. Neden yollamıyomuş demiş. Adam ben manyak mıyım, Fransız milliyetçisi çocuk mu yetiştireyim demiş. Her ülkede var bu. Fransızlar kendi öğrencilerine kendilerini öve öve bitiremiyolar. Sanki dünyanın en üstün milleti kendileri. Halbuki geçmiş tarihleri sefilliklerle, rezilliklerle dolu. Sen şimdi git bu Fransız milliyetçisi yetiştirilen okulların ortamında, Fransızlar aşşağıla, onların milliyetçiliğine karşı çık bakalım. Ne yaparlar adamı. Canını kurtarırsan iyi. Yemediğin sopa kalmaz. Ülkeden def ederler. Bütün dünya ülkeleri böyle. Sen git İngilterede kraliçeye laf söyle bakalım. Anında paket yaparlar seni. Mürted de benim dinime, kültürüme karşı çıkan, düşman olan kişidir. Hadi İslam hoşgörü dinidir ama müslümanlar aptal da değildir. Mürredin ortalıkta dinine küfretmese müsade etmez, propagandasına izin vermez. Çok modern gördüğünüz o batı medeniyetlerinde de durum çok farklı değil zaten. Danimarka ya gidip onların dinine kültürüne küfredemezsin. İşin dini boyutu bir yana, siyasi boyutu da var. Kimse kendi ülkesinde kültürüne küfreden barındırmaz. Adam dinden çıkmıştır, kendi halinde takılıyodur, ona zaten kimse ilişmez. Ama yaygara yapanı da toplum affetmez. Müslümanların bilimde geri kalması meselesine gelirsek, aslında bilime en büyük katkıyı müslümanlar yapmıştır. Müslümanlar kağıdı icat etmiştir. Bu sayede Avrupanın en büyük kütüphanesinde pahalı parşömenden 100 tane kitap varken, Bağdatta, Şamda, İskenderiyede bir kütüphanede 100 binlerce kitap vardı. Bilim refah ve barış toplumunda ortaya çıkar. Müslümanlar da refahı ve barışı yakaladıklarında bilimde altın çağını yaşamıştır. Trigonometri, optik, mekanik, tıp... vb bilim dallarında, avrupadan bin sene ileri gitmişlerdir. Ancak şimdi Suriye topraklarına 150 bin tane bomba atılmış, taş taş üstünde bırakılmamış, sağlam şehir kalmamış, insanlar canını kurtarmak için ufacık botlara 50kişi binip boğulup ölmüş. Sen bu insanlardan ne bilimi bekliyosun? İslam geldiğinde bütün araplar islam altında birleşti. Roma'lıları geldikleri yere gönderdi. Çin seddinden, cebelitarığa, sibiryadan, afrikanın insan girmemiş çöllerine kadar İslam yayıldı. Düşman def edildi, birlik, barış, huzur sağlandı ve dünya İslam medeniyeti gibi 1000 yıl ışık saçan bir medeniyet gördü. |
Din insanların ahlakı temellendirmek için oluşturduğu soyut bir mittir. İnsan beyni diğer hayvanlardan farklı olarak soyut düşünebilme, hikayeler üretebilme ve mitler oluşturabilme yetisine sahiptir. Ve kanunlarda dinler gibi birer mittir yani ahlakımızı kanunlar ile de temellendirebiliriz. |
Konuyla ilgisi olmaksızın bilime katkı yapıp yapmadığımı neden merak ettiniz? Bu konuyla ilgisi olmayan soruya ben de bir soru ekleyeyim. Siz de modern veya değil bilime katkı da bulundunuz mu? |
Bilime katkı yapıp yapmadığını merak ettiğimden sorduğum bir soru değil o soru. Araştırıp bulmak yerine bana liste ver diyen biri bilim şurda dursun hiçbirşeye katkıda bulunamaz. |
|
Arayan mevlasını da bulur belasını da. Egonu tatmin edecek değilim. Hiç heveslenme. İnternet karşında duruyor. Her aradığımı buluyorum. Seni tatmin etmek vakit harcayacak değilim. |
ahlaklı ateist diye bir şey yok ateizm diye bir inanç yok kendini kurallardan kurtarmak için inkar etme var kurallardan kurtul ve istediğini yap yapılan sadece budur |
Toplumsal değer yargıları dini belgelerde onaylanmış diye temeli budur işte diyenler var cidden inanamıyorum. Onlar zannediyor mu ki ateistler anasıyla babasıyla birlikte olup sokakta adam kesiyor |
inananlar -her ne kadar gerçeği yansıtmasa da- teorik olarak Tanrı tarafından düzenlenmiş evrensel genelgeçer ve kusursuz bir ahlaka sahip olduklarını düşünüyorlar.
Tanrı içermeyen ne ahlaki görüş de öne sürülse "ama onlar şahsi görüşler" olacak. Ne olacaktı başka...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >