kimse oturup şırnağa santral kurmaz oranın elegeçtiğini yada birşekilde imha edildiğini bi düşün ne olur seçilen illerin seçilmesinin yada denize yakın yer olmasının nedenini yazdım herşeyi oya bağlamamak birazda araştırmak gerekir ha santral istemezsin ona diyecek birşeyim yok tabiki Üretilen elektriğin ekonomik olabilmesi için santralın kurulduğu yerin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Nükleer santrallar, hidroelektrik ve kömür yakıtlı santralların aksine, teknik olarak her yere kurulabilirler. Ancak üretilen elektriğin ekonomik ve son derece güvenli olabilmesi için santralın kurulduğu yerin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikler şu ana başlıklar altında toplanabilir; DEPREM RİSKİ: Nükleer santrallar kurulurken, yapım maliyetini en aza indirebilmek için, deprem riskinin en düşük olduğu yerler seçilir. TAŞIMA KOŞULLARI: Nükleer santralların, 400-500 tona varan ağırlıkta parçaları vardır. Bu parçaların santralın kurulacağı yere taşınması önemli bir sorundur. Coğrafyamız, kara ve demir yollarımız, bu ağırlıktaki parçaların taşınmasına olanak vermezken, taşımacılığa uygun olmayan akarsularımız da bu soruna bir çözüm getirmezler. Bu nedenle Türkiye'ye kurulacak nükleer santralların öncelikli olarak deniz kenarında olması, ekonomik olarak büyük yarar sağlayacaktır. SOĞUTUCU GEREKSİNİMİ: Termik santrallarda olduğu gibi nükleer santralda da üretilen ısıyı alabilmek için bir soğutucuya gereksinim duyulur. Bu soğutucu, genellikle akarsu ya da denizden sağlanacak olan "su " dur. Türkiye'deki çoğu akarsuyun debisi bu soğutmayı sağlayacak düzeyde olmadığından nükleer santralların deniz kenarında kurulması, en uygun seçeneği oluşturur |
arka plan hakkaten güzel dendi, öyle kaldı :) abi biraz tabiat olsun, naturmort olsun 3 haftadır aynı :D |
Milliyet internet sayfasından alıntı yapılmıştır. LÜTFEN DİKKATLİ OKUYALIM http://www.milliyet.com.tr/nukleer-santrale-niye-evet-niye-hayir-/gundem/gundemyazardetay/20.04.2012/1530503/default.htm Diyalog | Abbas Güçlü Nükleer olmadan, olmaz! EVET TAKIMI: Prof. Dr. Osman Sevaioğlu (ODTÜ öğretim üyesi), Oğuz Çomakoğlu (Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi), Muhammet Türkmen (Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi) - Enerji bir ülkenin geleceğini ilgilendirir. Elektrik olmadan yaşam olmaz. Dağ başında tavuk yetiştirip, kuyudan su çekerek yaşamanın devri geçti. Her şey elektriğe bağlı. - Nükleer enerji Türkiye için bir zorunluluk. Enerji ihtiyacı her sene büyüyor. Çok fazla alternatifimiz yok. Kömürü istemiyoruz, doğalgazdan herkes şikâyetçi. HES’lere de herkes karşı. Rüzgâr ve güneş enerjisinin hepsini kullansak dahi ihtiyacımızı karşılayamayız. - KYOTO Protokolü’nde bahsedilen gazların salınımı açısından en temiz, sürekli ve yüksek verimli bir enerji kaynağına ihtiyacımız var. Bu da nükleer santral. - Şubat ayında TEİAŞ’ın elektrik santralleri birkaç dakikalığına devre dışı olduğu için o gün o saatte arz talep dengesi bozuldu. Devreye girecek yedek santral bulunamadı ve birkaç dakika yüksek fiyatlı enerji santralinin elektriği kullanıldı. Eğer bir nükleer santral olsa bunlar olmazdı. - Nükleer santral ile 22 milyar dolar döviz rezervi gelecek ve cebimizden 5 lira çıkmayacak. Atığı bile kullanılıyor - Nükleerin atığı bile yüzde 94 oranında tekrar kullanılabiliyor. - KYOTO protokolü bu ülkenin kömürlerine kurulan idam sehpasıdır. Bunu imzalamamız için çok büyük imkânlar almamız gerekirdi. Hiçbirini almadık. - Türkiye’deki tüm ampulleri tasarruflu ampullerle değiştirdiğimizi düşünün; 15 milyar KW saat tasarruf yaparız. Bu ancak, bu seneki enerji talep artışını karşılar. Seneye ne yapacaksınız? - Biz cari açığımızın yarısını enerji için harcıyoruz. Rusya’yı, İran’ı zengin etmek yerine Türkiye’ye döviz akışını arttırarak cari açığımızı azaltmamız gerek. - Neden başkası için tehlikeli olmayan bizim için tehlikeli? Paris’i 55 milyon turist ziyaret ediyor ve 4 tane nükleer reaktör var. Onların turistine bir şey olmuyor da bizimkine mi olacak? - Biz nükleerde ilk treni kaçırdık. Gelişmiş ülkeler, gelişmiş reaktörlere sahipler. Şimdi ikinci tren geldi, bu treni kaçırmamalıyız. 1998’de treni kaçırmasaydık o anki en kötü teklifte bile şu an enerji tasarrufunda yüzde 40 oranını yakalamıştık. Nükleer siyasi tercih HAYIR TAKIMI: Koç: Musa Çeçen (Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı), Aykut Hocaoğlu (Elektronik ve Haberleşme Bölümü öğrencisi), Gökhan Güler (Mimarlık öğrencisi) - Türkiye’de nükleer santral kurulmamalı çünkü bizde güvenlik kültürü yok. - Türkiye’de nükleer santral dayatması teknik bir ihtiyaçtan değil, siyasi bir tercihten kaynaklanıyor. - Tüketim çılgınlığı yüzünden üretim çılgınlığına da bulaştık. Sürekli enerji üretimine çalışıyoruz. Bunun sonu nereye varacak? Neden enerji üretimini arttırmak yerine tüketimimizi azaltmıyoruz? - Binalar doğru tasarlanmıyor ve konutlarda enerjinin yüzde 40’ını harcıyoruz. Eğer doğru binalar tasarlanırsa bu oran yüzde 20’ye düşürülebilir. - Sanayide üretim esnasında açığa çıkan ısıyı dışarı vermek yerine çevredeki konutların ısınması sağlanabilir ama yapamıyoruz. Daha pahalı olacak! - Toplum, ‘bunu kabul etmezseniz enerjisiz kalacaksınız’ diyerek, şişirilmiş rakamlarla ikna edilmeye çalışılıyor. - Şubat 2012’de elektrik fiyatları 1 saatte 20 kuruştan 2 liraya çıkarıldı. Bunlar mı güvenli santral kuracaklar? - Elimizde nükleer enerjinin ucuz olmadığını söyleyen Sayıştay raporu var. - Bu nükleer santrallerin zararlı olduğunu anlamanız için daha kaç Kazım Koyuncu feda edeceğiz? - Yıllar sonra doğadan korunmaya başlayacağız. Çocuklarımızı kırlara bahçelere çıkaramayacağız. Yaşanır mekânlar üretsek daha iyi değil mi? Bu kadar para hırsı niye? - Küreselleşen sermaye güçleri bizi tüketim çılgınlığıyla beraber nükleer enerji noktasına getirdi. - Bizim küresel sermayeye değil Türk halkına hizmet eden bir enerji politikasına ihtiyacımız var. |
İşte sorun da bu. Maliyeti düşürmek adına yaşam alanlarının ve doğal güzelliğe sahip olanların yok edilmesidir. Yollar bile kumsallardan sahillerden geçiriyor ki ucuz olsun. Halbuki dağlardan geçirilmesi hem ulaşım ağını güçlendirirken hem de yolların bakım maliyetlerini düşerecekti. Yok olan kumsallar ve turist cekim alanlarından elde edilecek gelirden bahsetmiyorum bile.(örn:Bugün akçakoca'da nasıl daha fazla turist çekeriz diye düşünüyorlar ama plaj alnın 50 yıl öncekinin yarısına düşmüş yapılaşma yüzünden) Yukarıda da belirttim nükleer mantığının çalışma mantığının su ile bir alakası yok, su aşağı yukarı her sanayide olduğu gibi yardımcı bir etmendir. Soğutmada kullanılacak suyun taşınma maliyeti de gerçekten gayet komiktir. İkincisi yapım maliyetleri ki doğrudur, doğuya yapılan yatırımlar maliyetlidir. Ancak yatırımlarla birlikte gelecek yol, demiryolu, altyapı, güvenlik ve bu santrellerde çalışacak kalifiye iş gücünün ve yine bu kimselerin şehirdeki ihtiyaçlarını karşılamak için açılacak işletmeler, buradaki yaşam standartlarını ülke ortalamasına yükselteceğini düşünürsek bu katlanılması gereken bir maliyettir. Az gelişmiş bölgeler için bu yapılmak zorundadır da. Maalesef doğu ve güneydoğu illeri her türlü altyapı bakımından en geridedir, devlet destekli yatırımlar olmadığı sürecede öyle kalacaktır. Ama bunun sebebinin maliyet olduğunu zannetmiyorum. Sebebi kürtlerin tepkisi, güvenlik ve oy endişesi! Zaten işviçre örneği bunu çok açık gösterir dağlık bölgeler santral için sıkıntı değildir. Diğer yandan güvenlik sorunlar sebebiyle şırnak'a hakkariye veya diyarbakıra santral kurmamak, yapılan terör sebebiyle bu şehirlerin ödüllendirilmesi, sessiz sakin güvenli kentlerin cezalandırılması demektir. Kaldı ki dünyanın en eski ve tehlikeli santralerinden biri bizim ermenistanla olan sınırımızdadır. Eğer ülkeler arasındaki bir şavaştan bahsediyorsan red alert 2 oynamadığımıza göre kimse bir başka ülkenin nükleer santrelini patlmaz. Kaldı patlatacak olsa bile deniz kıyıları düşman saldırısı için en savunmasız yerlerdir. Terör saldırısı diyorsan ki bugün görüyoruz ki terör ülkenin her tarafına yayılmış. Ve aynı şekil de bu sadece güvenlik kaygılardan değil sosyal endişeler ile de ilgili bu konu. Mesela bu Santraller Rize veya Trabzon'a kurulabilir mi? Bu kentlere tek iş makinası sokamazsınız yapmak isteseniz. Son olarak deprem riskine gelirsek, planlama ve mantığa önem veren modern bir ülkede olsak sana hak verebilirdim ama ülkemizde maalesef bu mümkün değil. Bakınız ülkede deprem riski ve yüksek ölümlü feleket riski olan bölge Marmaradır. Ama bugün yapılaşmanın giderek yoğunlaştığı ve teşvik edildiği bölgede marmaradır. İstanbul ülkedeki insanların 6'da birini barınıdırı hale gelecek ki kocaeli sakarya gibi çevre bölgelerden bahsetmiyorum bile. Kent plancıları sehrin planlı olarak kuzeye karadeniz kıyılarına taşınmasını ve genel ülke nüfüsün düşük nüfüs yogunluklu bölgelere taşınmasını planladı. İBB'de şehir planlamacıları bu planlara 5 6 yıl boyunca para harcadı zaman harcadı. Sonra adamın biri çıkıp dedi ki ben kanal kazdırıp istanbulu ada yapacağım avrupa tarafına da yeni bir kent inşaa edeceğim. :D yani güler misin ağlar mısın? Keza ülkenin can damarı olan sanayiler 1. derecede deprem bölgelerine kurulu ve hala da kurulmaya devam ediyor. İstanbul'da aşağı yukarı her semtte inşaatlar yükselmeye devam ediyor, finans merkezi yapacağız diye bankaların ve merkez bankası istanbul'a taşınacak, bu aileleriyle birlikte 10.000 küsür insanında istanbula deprem bölgesine gelmesi demek. o yüzden deprem mi kimsenin taktığı yok yani ![]() Kent sakinlerine sorulsun, o kentte yaşayanlar oylama yapsın. Santral istiyorlar mı istemiyorlar mı? Sonra da kim istiyorsa oraya yapılsın. Veya hangi bölge daha çok kullanıyorsa oraya yapılsın. |
Merhaba, 5. nesil Intel Core i7 işlemcili dizüstüler uzun bir süredir satılıyor. Casper'ın dahi ürünleri piyasadan alınabilir durumdalar. Sevgiler, Mesut Çevik |
Cernobil faciasının kaynaklarına ve sonuçlarına bir bakın, Fukishima olayına bakın nükleer santral problemlerinin neden kaynaklandığını görürsünüz. Santrali biz kurmuyoruz, Japon bir firma kuruyor ve tüm sistemler otomatik çalışıyor. Cernobildeki gibi güvenlik sistemlerini kapatıp test yapma gereksinimi olmayacak, teknoloji gelişiyor. Bana kalırsa nükleer enerjiden korkma nedenimiz gelişmiş ülkelerin başka ülkelerde enerji pazarı aramasıdır. Nükleer santral ihalelerine bakabilirsiniz 80 den beri neler olmuş bitmiş. |
Bu hafta yarı canlı yayın denememiz her ne kadar hüsran ile sonuçlanmış olsa da yılmadık, çalıştık ve son 1 haftanın öne çıkan Teknoloji ve Oyun haberleri ile dolu bir 2si1 ile daha karşınızdayız. |
Yakalayanlar 14:30'da 2si1'i önceden izlemiş oldu :) |
öğle vakti canlı 2si1 izleyen şanslılardanım :) |
o şanslılardan biri de benim :) |
Ben akşamın tadı kaçmasın diye yarıda kestim :) |
ps4 de direk sistemi yedekliyor oyunlarla birlikte steamdeki gibi bir sistem yok.Keşke öyle bir sistem olsaydı :S |
arka planı her hafta değişin. |
Bi insan cahil olur da bu kadar olmaz arkadaş. Ukraynadaki cernobil faciasında karadenizliler ukraynada mı oturuyordu da radyasyondan etkilendiler. Allah korusun santrale bişey olursa bi sen değil Türkiye ile birlikte bölge ülkeleride etkilenir. Haaa şu olur radyasyon serpintisinde ilk bir saatte srn ölürsün ardından 4-5 saat sonra biz ölürüz. Ayrıca bugün dünyanın en bakımsız nükleer santrali nerde biliyor musun? O gelişmiş beynini yorma ben söyleyim komşumuz Ermenistanda. Bugün Allah korusun orda bi arıza durumu olsa etkinin bize ulaşması sadece ve sadece 30 dakika çünkü santralin kurulu olduğu bölge Türkiyeye bir hayli yakın. Durum bu iken daha hala cahil cahil insanlara laf anlatıyoruz. Biz nükleer santralin kurulmasına karşı çıkacağımız içimizdeki radyasyonlu hallerimizden kurtulmamız lazım... Al sana al sana al sana![]() ![]() ![]() ![]() |
Ben bunu her internet ile ilgili haberi altına yazıyorum. Superonline Fiber kullanıyorum son 2 senedir özellikle yurtdışı serverlarda aşırı derecede ping var yazlık tarzında kullandığım evde ttnetin kıytırık adsl'i ile yurtdışı serverlara 50-60 pingde bağlanırken superonline fiberinde minimum 100-150 civarı ping görüyorum bunuda dile getirin lütfen (İzmir/Bayraklı) |
1: Enerji sektörü ÖZEL sektör olduğu için herkes topu birbirine atacaktır. Sorumlular o olabilir şu olabilir diye konuyu geçiştirilecek. Gerçek bulunsa dahi bu işten para kazana büyük başların yanmaması için bu gerçek saklanacaktır. Kısa dönemli hafızamız olduğu için de bu konu böyle kapanıp gidecek. (Hatırlayın maden kazasında toprağa verdiğimiz 300 can kaç gün hatırlandı).Maalesef Ülkemizde enerji üretecek yeterli kaynak olmasına rağmen Bunları yapacak devlet eli olmadığı ve Para patronlarına para kazandırılmadığı müddetçe de maalesef bu kaynaklar değerlendirilemeyecek. 2:Hunt The Truth = Halo serisi PC ye gelse güzel olurdu. 3: Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Asıl soru; Bu gelişime ayak uydurabilecek miyiz? |
dostum o zaman iyi bilmen gerekir rüzgarda güneşte 1mW maliyeti 1M Euro olduğunu.Ayrıca güneş ve rüzgarın stabil kaynaklar olmadığını,buna rağmen 2013 yılındaki verilere göre hidro ve jeotermal haricinde yenilenebilir enerjinin üretimdeki payının %6 civarı olduğunu, 2023 akkuyunun 4 ünitesinin birden devreye girmesi halinde toplam 4800MW gücünde olacağını,halihazırda memlekette 3000MW civarı sadece rüzgar santrali kurulu olduğunu ve 2023 hedefinin 20.000MW olduğunu bilmen lazım. çok iyi bilemiyorum açıkçası daha 2.sınıf öğrencisiyim ama büyük oranlardaki rüzgar güneş santralleri bana göre ancak depolama teknolojileri daha baya bi geliştikten sonra piyasaya hakim olabilir yoksa rüzgar durduğunda frekansı sabit tutmak adına ya sürekli bölgesel elektrik kesintileri ile uğraşılır ya da başına beceriksiz adamlar oturursa ülkesel kesintiler yaşarız gibime geliyor. |
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle