1. sayfa
evet uymus.. herkes umutla ilgili bir siir koyarsa güzel olur... |
Ben umudum Haydi durma Çağır beni yanına İstek ile hazırlan Umut dolu yarına Durma aç bana pencereni Konayım pervazına Yarına gebe olan bu günde Doğacak yeni güneşin Sıcaklığından söz edeyim sana Ben umudum Koş bana doğru bebeğim Korkma ağlama üzülme ne olursun Ben solmam... Hazan olmam... Çünkü ben mutluluk ormanında Gülün gonca haliyim Haydi uzat bana elini Dost olalım yarında Şefkatle okşayayım Göğsüme yaslanan başı Ve sileyim Gözlerindeki iki damla berrak yaşı Ben umudum Akıt beni damla damla içine Kıyısında çocukların oynadığı Bir derya olayım Öyle memnun kalmalısın ki bir tanem Yarın çocuklarla birlikte Seni de burada bulmalıyım Haydi durma Gir koluma bebeğim Sevgiyle bir adım atalım Gelecekteki yarınlarda Beraber olmak üzere Bu gece erkenden beraberce yatalım... |
harika bir siir senmi yazdin?? |
Bir gün karşılaşmak isterdim seninle Dipsiz bir kuyuda Sonra seninle birlikte tutunmak bir dala O dalda sonsuza kadar asılı kalmak birlikte Bir gün karşılaşmak isterdim seninle Sonsuz bir denizin dibinde Tüm gizeminle yaşamak seni Bir gün karşılaşmak isterdim seninle Bir şiirin mısralarında Hiç zulüm çekmeden Her satırında mutluluk olmak seninle Bir gün karşılaşmak isterdim seninle Güneşin en sıcak yerinde Gözlerine bakıp Aşkımın daha kavurucu olduğunu ispatlamak sana Bir gün karşılaşmak isterdim seninle Bizim yuvamızda Şöminenin karşısında sarılarak birbirimize Uzanmak sonsuzluğa tavsiye şarkı : Gloria Estefan - wrapped 2 dakka ya takılmyayım Kül rengi geceler göz kapaklarında; Zamansızlık ile yersizliğe yanar. Sözler mahzundur titrek dudaklarında; İfadeler hep manasızlığa yanar. Yarım kalmış hayaller başaklarında Beklersin; güneş doğmaz, yağmur geç yağar. Kavuşmanın ninnisi kulaklarında Umutsuzluk hırçın, ufukları sarar. Derman var sanırsın da ayaklarında Yollar uzun, çileli, menzile kadar... Öfkem dinmez bu şehrin sokaklarında, Gönül sessiz; yine de bir umut arar... |
Umut umut öyle birşey ki kalbe benzer, bir çocuğun ruhundaki o mükemmel yaşama benzer, bir annenin sımsıcak kucağına benzer, bir sevgilinin yeşil gözlerine, gülüşüne, doyasıya bakışına, öpüşüne, koklayışına benzer, nedense bana hiç benzemedi umut, ben hep umuda koştum, koşuşturdum, yakalayamadım. Dedim ya umut kalbe benzer, kırılacak bir cam bardağa benzer, anne kucağına benzer, Sana benzer arkadasim sana, umut öyle birşey ki sana benzer sana.. umut yükseklerde biryerde, uzaklarda, umut bazen bir şiir bazen bir türkü bazen bizim tandırda pişen ekmek olur, nan olur. o sımsıcak kokulu ekmek olur, umut çok uzaklarda, dedim ya umut bir çocuğun ruhundaki o mükemmel yaşama benzer, evet çok uzaklarda, dedim ya birtanem umut çok ama çok uzaklarda, bir sevgilinin sıcacık bakışlarına benzer, gülüşüne benzer, yeşil gözlerine benzer, UMUT, sana benzer bitanem sana. ahh yüreğimdeki umut sancısını bir bilebilseydin, anlardın beni arkadaş, Unutma ki umut kırılacak bir saksıya benzer, kırma o saksıyı!!!! Kalbi de kırılır yoksa, umut, çiçeğe benzer, kır bahçesine, kırmızı bir güle benzer, solan çiçekler umudu da solduruyor arkadaş, dedim ya umut bir sevgilinin o mükemmel sevgisine benzer, Kısacası arkadaş... UMUT, SANA BENZEDI SANA......ama??? |
bu şiir tam beni anlatıyo Yoktun ve hiç bir zaman olmayacaktın, Emindim ve bir o kadar çaresiz, Hep uzakta bir yıldız olacaktın bana, Ulaşılamayacak kadar uzak, Tutamayacağım kadar parlak Ama hala bir umuttur bekliyorum işte, Sanki sen de seviyormuşsun gibi Sanki söylememek için kaçıyormuşsun gibi, Ve sanki bir gün 'seni seviyorum' diyebilecekmişsin gibi Hep vardır umut ve tetiklenmeyi bekler, Derinden bir bakış, Yanlış yorumlanan bir söz Bir mimik, Hemen ateşler umudu; Umut olmazsa mutluluk Mutluluk olmazsa hayat olmazdı zaten Ama mutluyum ya, Kendimi yıllardır her gün bu sözlerle kandırabiliyorum ya, Yaşamak için yetiyor işte bu mutluluk bana Seni bende yaşamak için yetiyor... |
Umudunu yitirme, beklediğin her neyse. Gelir diye düşün dur, bak gelecek nerdeyse. Beklemek hiç zor değil, beklenmeye değerse. Her umulan bulunur, bıraktığın yerdeyse |
bu süper olmuş...ben de böyle kandırıyorum kendimi bazen...zaten başka türlü yaşanmaz... |
aslında yazmayacaktım topiclere ama böle yazılar şiirler görünce dayanamıyorum işte.. Sevgi.Sevgi..Nelere kadirdir bilinmez.Ne kadar güçlüdür farkedilmez.Tek kötü yanı sevdiğinde karşılık bulamaman.Allah herkese karşılıklı sevgiler bahşeylesin.iyi geceler.benden bu kadar.daha yazmıcam |
KUŞ HATIRALARI Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar rüyalarımıza melekler uğrardı. Kapımızdan yoğurtçu bahçemizden ishakkuşu kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi. Kışın bir sobamız olurdu sobanın yanında kedimiz kedinin önünde yün yumağı bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik. Yerli malı kullanan yurdun üç tarafı denizlerle çevrili kuru üzüm incir fındık tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren kuru üzüm ve inciri satan karşılığında çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan bir toprağın fertleri... Biraz yoksul biraz mütevekkil biraz mahçup biraz kırılgan biraz naif ama hep umutlu... Özlerdik. Memleketteki halamızı ince doğranmış bir dilim pastırmayı yurttan sesler korosunu akşam komşuluklarını radyo tiyatrolarını sabah ezanını kalaycıyı bozacıyı münir nureddin şarkılarını orhan boran yarışmalarını kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını okul önü koz helvalarını akşam oturmalarını ve hayatı... Top oynardık ip atlar kedi kovalar taşlarla birbirimizin başını yarar mahalle savaşları çıkarır gece olunca da tutar babalarımızın elinden yazlık sinemalara gider Sadri Alışık Vahi Öz Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder Olimpos gazozları içer güler eğlenir bağırır çağırır dönerken yıldızları sayardık. Biz sıkı çocuklardık. Hepimizin birer yıldızı vardı onlara isim takardık onlar da bize isim takardı pus ve dumandan önce bu şehrin geceleri gözkırpan ve isimleri takılan yıldızları vardı. Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik biz kimseden yana değildik. Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri olmazdı Bir değirmendeydik öğütülen öğütülürken türküler söyleyen buğday başaklarına benziyorduk. Ben çorbalardan tarhanayı yemeklerden kurufasulyayı sigaralardan Harmanı belki bunun için çok sevdim. Yollar bozuk musluklar bozuk ziller bozuk paralar bozuk ama adamlar sağlam idi. Bu şehrin yıldızları vardı. Saçlarına kurdelalar takan çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan gözleri önünde yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde küçük çocukları vardı bu şehrin bu şehrin yıldızları vardı. Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı. Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi. Taksimden Fatihe troleybüs kalkar Şişhanede mutlak raydan çıkardı. Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı. Muammer Karacan’nın adına bir tiyatro binası yoktu bizzat kendisi vardı. Başımız ağrırdı komşumuz vardı gönlümüz daralırdı komşumuz vardı Çorbamızı umutlarımızı memleket kadar kalbimizi paylaştığımız komşularımız vardı. Geceleri bekçimiz gündüzleri sütçümüz bizim kadar zayıf da olsa nohuta ve makarnaya alışmış da olsa Sarman adında bir kedimiz ceplerimizde kırık misketlerimiz çamur bulaşığı ellerimiz ve gülümseyen bir yüzümüz kimseye göstermekten utanmayacağımız bir içimiz bir araya gelerek çektirebileceğimiz bir aile fotoğrafımız vardı. Bir sabah bütün iyi şeylerin Ayvansaray iskelesinden hayal ülkesine doğru demir alan bir şirket-i hayriyye vapuru gibi aramızdan ayrıldığını gördük Sonra Ayvansaray’ın sularının çekildiğini yazdı gazeteler. Süheyla hanımın Raci beyin Melahat mehveş ablanın Niko’nun Ercüment efendinin çekildiğini ise yazmadılar nedense. Ama yok ama yoklar. Ne Harman sigarası kaldı geriye ne Olimpus gazozu ne Sadri Alışık. Kalan bir tortuydu belki. Belki kırık bir rüya denizi belki suya düşürdüğümüz suretimizin cep aynamıza nüktedan bir yansımaydı herşey. Herşey Maltepe sigarasının hep arandığında her bakkalda bulunabilmesi ile büyüsünü kaybetmişti belki de . belki de biz bir rüya mı görmüştük? Hadi hepsi yalandı. Hadi hepsi hayaldi. Hadi hepsini ben uydurmuştum. Ama rüyalarımızın melekleri ve soframızın daim konukları kuşlar? Ya onlar? Onları siz de görmediniz mi? Sizin de sofranıza konup rüyalarınıza uğramadılar mı? Onlar da mı yalandı? İBRAHİM SADRİ |
1. sayfa
Kağıt bir gemi yaptım
İçine sevgimi koydum
Bilemezdim ağır geleceğini
Gemimin batacağını
Yeniden yaptım kağıt gemimi
İçine cesaretimi koydum
Bilemezdim yetersiz olacağını
Gemimin batacağını
Yeniden yaptım kağıt gemimi
İçine hayallerimi koydum
Bilemezdim yolda yıkılacaklarını
Gemimin batacağını
Yeniden yaptım kağıt gemimi
Nasılsa koyacak bir şeyler bulurumdum
Çünkü umudumu hiç koymadım içine
Umudum oldukça,biliyorum yeniden yaparım kağıt gemimi.
AkınnıkA ( 23/06/2004 08:45 )