yukarıda verdiğim sayfaları dikkatle oluyanlar bore/stroke oranı için benzinli araçlarda R olarak 0,8 ile 1,2 arasında değiştiğini göreceklerdir.Ancak bu benze çok kaba bir değerdir daha ideal olanı mutlaka deneme yanılma yoluyla bulunabilir bunun için üretici katalog değerlerine bakmak lazım.Ancak anlatmak istediğim olay herşeyin bir nedeni olduğunu anlamanızdır.her şey matenmatik fizik ve kimya olgularının prensibleri altında çalışır öyle kafamıza göre bir değeri değiştirip güç artışı elde edemeyiz.kafadan tek söyleyebileceğim sıkıştırma oranı artışı ile beygir gücü arasında direk bir ilişki olduğudur.İsteyenler olursa bunun da formülünü verebilirim.Amayine de linklerime bakanlar çok ilşginç bir çıkarım yapacaklar dır ki ben altını çizierek daturkulistan arkadaşımızın sorusununa indirek yanıt vermiş oluyorum. Ders 3 slaytında a=S/2 verilmiş.Bu nemektir biraz açayım a krank yarıçap ımız olduğuna göre S de strok ise ==========>krank yarıçapının iki katı kafadan bizim strok uzunluğumuzu vermesi gerekiyor bu çok basit geometri kuralları ile biraz dikkali bakılınca anlaşılabilir. yine arkadaşımız teorik olrak sadece krankı değiştirmekle stroke uzunluğunu krank artışının 2 katı kadar artırmış olacaktır.Buradan hareketle 0,8 -1,2 aralığının dışına çıkılmmaması için aynı oranda piston çağının da hesaplanması gereklidr ki bir yanlışlık olmasın. aynı şekilde formüle tekrar bakarsanız R ile verilen biyel kolu/ krank yarıçapı oranının benzinli motorlarda 3-4 arasında olması gerektiğini de göreceksiniz. |
Hocam elim değmişken buna da cevap vereyim, hoş bana yazılmamış ama, görüş belirtme isteği duydum. Şu yazdığına katılmıyorum: "örnek olarak 100bglik - 100nmlik ve 200bg-50nmlik 2 aracım olsun. bunların kütlelerinin birbirine eşit olduğnu düşünelim. eğer bu iki aracı birbiriyle yarıştırırsak 0-100km/h yarışını ilk aracın geçeceği ortada.ancak ilk kim 200km/h hızına ulaşacak yarışması yaparsak bu kez ikinci araç yarışı kazanacak." Ben tam olarak böyle düşünmüyorum. Çünkü yıkarıdak hayali akselerasyon hesabı seni haksız çıkarabilir. Herhangi bir hızlanmada eğer vites kullanılıyorsa, üstelik kullanlan vites sayısı 3 civarında ve yukarısı ise torku değil gücü fazla olan araç yarışı kazanır. Tabii senin rakamları dikkate almadım çünkü onlar realistik değil. 200 HP 50 NM motor olur mu? Evet olur,500 cc 4 silindir bir motosiklet motorunu kolaylıkla bu rakamları üretecek şekilde konfigüre edebiliriz. Peki aynı motoru 100 HP güç 100 NM tork ürtecek şekilde konfigüre edebilir miyiz? Aşırı besleme olmadan hayır. Ama yapabildiğimizi varsayalım. Diyelim ki aynı motoru böyle 2 farklı şekilde "tune" ettik. Şimdi hangi motosiklet 0-100'ü kazanır? Hemen söyleyeyim: 200 HP olanı!. Ama aynı motoru 1 tonluk bir otomobil kasasına koyarsan işler karışır. O zaman kimin kazanacağı hangi vites oranlarının seçileceğine bağlıdır. Dolayısıyla "torku yüksek olan akselerasyon yarışını kazanır" demek abartılı bir iddiadır, hatta çoğu durumda doğru dahi değildir. Torku yüksek olan kazansa niye 2000 HP gücünde dragster'ler üretsinler ki?..
|
Doğrudur, aynen katılıyorum. Modifikasyon veya tuning ciddi bir iştir ve aynı anda onlarca parametrenin birbirleriyle olan ilişkisinin göz önüne alınmasını gerektirir. Mesela sadece egsoz manifoldunda bile sıcaklık gaz hızı, gaz miktarı, gaz basıncı, rezonansı gibi 4-5 değişken söz konusu, bir o kadarı emme manifoldunda, onun en az 2 katı silindir kafasında mevcut. Bir şeyi değiştirdiğinizde diğer tüm değişkenleri de yeniden değerlendirmek zorundasınız. Dolayısıyla ideal çap/derinlik oranı diye bir şey yoktur ama amaca göre ideal çap/derinlik oranı vardır. Genel bir sabit söz konusu değildir. Spesifik bir amaç için en uygun çap/derinlik oranından söz edilebilir ancak...
|
tork konusu neden bir türlü anlaşılmıyor anlayamıyorum.Sanki beygir ve tork birbirinden bağımsız şeylermiş gibi yazılıp duruyor hep .Aracın 4 silindiri varsa ve bir yanma söz konusu oluyorsa bir noktadan güç üretimi mümkündür.Bunun adfı da beygir gücüdür.Tork bir güç birimi değildir.Evet yanlış okumadınız bir güç birimi değildir .Kuvvet çarpı uzunluk nasıl olur da güç birimi ile mukayese edilebilir. Bizim insanımız kafasında hayal etiği şekilde yorumlamaya çalıştığı sürece ne kadar anlatırsak anlatalım boşa kürek çekmek gibi oluyor bir türlü düşmeyen enflason gibi. Bu konuda çok şey yazıldığı için tekrar temel fizik birimlerine dikkat çekmek isteyorum. Tork N-m birimi ile anılır .Bunu ingiliz amerikan birimlerine çevirebilirsiniz bunlar sabit bir sayı ile çarpımdan ibarettir.ben de bilmem açarım kitapları çevirim sabit sayısına bakarım. Ancak Beygir gücü demek yani Kw demek bir zaman içeren parametre ile anılmaktadır.Bu yüzden n-m/saniye ile anılır.Bu ne demektir zaman birimi olmadan beygir gücü havada kalan bir sayıdır.Zaman motorda nasıl ifade edilecektir , işte burası önemlidir. Zaman bir motorda devir ile ölçülür rpm yani dakikadaki dönüş sayısı . demek ki elimizde bırakın bir dört zamanlı motoru bir elektrik motoru olsa bunu hp cinsinden ifade edebiliriz ancak bu motor ancak belirli bir devire çıkınca bu gücü üretecektir.Bu devire çıkıncayakadar asla max gücü veremeyecektir.Farklı tasarımlar yapılsa da eğer bir yarış söz konusuysa beygir gücü yüksek olan (ağırlıkları aynı olan araç için) yarışı kazanır. şimdi daha ilginç bir soru sorayım.2 tane aynı beygir motordan bir tarafa dört zmanlı bir tarafa elektrikli motor bağlasak ve karışı karşıya bir bilek güreşi yapsak kim kazanır.basit ama konuun anlaşılması için zor bir sorudur. |
ben elektrik motoru benzinli motorun bileğni büker diyorum.hem de iyi büker. |
yok hocam tuzak tonga ayı kapanı falan yok sorularda ![]() makine müh bi nedenden dolayı yarıda bıraktığm için bazı bilmediklerim var hatta bilmediğm çok şey var.bi de elektronik okuyalım açıklarımızı kapasın dedik ama makinadan kopamıyorum inanın hergece yattığmda sabahına yeni bi motor tasarımıyla kalkıyorum. |
sabirsizlikla bekliyorum vezir hocam |
bu olayin icine tork girmezmi ![]() sonucta tork sebep degil bir sonuctur yazilanlardan bunu anladim.. sanki elektrik motoru alir gibi |
evet subarucu arkadaştan cevap geldi aynen değiştirmeden aşagıya aktarıyorum. O ürünün adı EVC idi. yani electronic valve controller, namı diğer boost controller. benzer ürünü yapan birçok firma var, HKS firması bu konuda en başarılı firmalardan biri, biliyosunuz abi bende HKSnin EVC 5 modelini kullanıyordum ve çok memnundum, şimdi HKS EVC 6 modeli çıktı, kullanan arkadaşlar var onlarda çok memnunlar. konuyla en detaylı bilgiyi bizim forumdan edinebilirsiniz,www.subaruimpreza.org site forumunda detaylı bilgi var. HKSnin official web site:http://www.hksusa.com/ yada http://www.hkseurope.com/ bunların dışında googledan birçok ilgili siteye ulaşılabilir. |
memişoğlu bu HKS EVC 5 kiti sanırım mode B de standart turbo modifiyeli bir 2000 imprezadaben 275-280 km/h hızları gördüm.Hatta daha da gidecek araç ama rüzgar dikiz aynalarından bir ses çıkarbaya başladı becburen hız kesmek zorunda kaldık.Sanki jumbo jet kalkıyor gibi ıslık sesi.Sonra aynı kişi tubosunu büyültmek gafletinde bulundu 300 km/h rahatça yapabilir hale gelmiş ama kısa zamanda piston patlatma tabir edilen şey oldu dünya masrafa maloldu .Hemen söktürdü.Yani işin özü öyle dolduruşa gelip de turboyu bir üst ile değiştirmek ciddi bilgi birikimi ve tecrübe ister.Dövme piston kolu ve benzer gelişimler yapılmadan bu kadar fazla tork motoru dağıtmaktan başka işe yaramıyor |
belki akıllarına elektronik olarak sabit boost basıncı nasıl sağlanıyor diye takılalar olabilir ,en azından benim aklıma takılmıştı cavp elektroniğin hızında saklıymış her 2,5 nanosaniyede veya saniyanın milyarda biri mertebesinde hesaplamalar yeniden yapılarak ideal basınç yakalanabiliyormuş.Yazıyı aşagıya kopyalıyorum. The HKS EVC, Electronic Valve Controller, continues to represent the state-of-the-art in electronic boost control, with the most sophisticated microprocessor and stepping motor available for digital boost management. On turbocharged vehicles, boost pressure is horsepower. Given the constraints of the fuel system, engine integrity, exhaust flow capacity, intercooler efficiency, etc., the theory of “more boost” means more power is correct. To better understand boost control, a simplified concept of wastegate operation is needed. To build pressure, the wastegate diaphragm/valve remains closed in order to direct all exhaust energy to the turbine. To maintain a given pressure, the wastegate reroutes exhaust energy around the turbine wheel by opening its valve. As boost pressure builds, pressure is forced onto the diaphragm, gradually opening the wastegate. By design, factory wastegates begin opening at 50-60% of maximum boost pressure, thus resulting in less than optimal turbo response and less than maximum boost pressure is achieved as valuable exhaust energy is routed away from the turbine. To remedy this, the EVC stepping motor intercepts the pneumatic signal being sent to the wastegate and converts it into a digital signal for the processor in the headunit to manipulate and then send the re-calibrated pneumatic signal to the wastegate. Coupled with the fact that the EVC constantly monitors manifold boost pressure (once every 2.5 nanoseconds or billionths of a second), the stepping motor constantly feeds corrections to the wastegate to maintain a stable boost pressure in all load conditions. The microprocessor in the EVC pre-loads the wastegate with enough signal from the stepping motor to ensure quick and accurate actuation of the wastegate when it senses that the boost pressure is at the target boost level preset by the user, resulting in shaper boost rise and reduced fluctuations in boost pressure. Consequently, the EVC keeps the wastegate completely closed until that point to produce a broader powerband and higher boost levels in lower gears, where engines typically experience less load. Each EVC unit consists of a compact headunit for easy driver access and monitoring and an engine bay mountable stepping motor for fast, reliable, and consistent boost regulation in a CARB exempt application. (CARB E.O. # D186-24) |
sanırım sormuş olduğum soruya elektrik motoru olarak aşagı yukarı işi bilen herkez aynı cevabı verecektir.İyi ama maximum beygir güçleri aynı oan motorlarda bizi bu fikre iten bilinçaltımızda yatan gerçek nedir.İşte bu kısım önemlidir.Özellikle torkdan veya devirden bahsetmedim ki tek veriyle nasıl bir yöntem dahilinde düşünülmesi gerekir diye . Belki biraz daha soruyu geliştirip her iki sisteme de torkun sonuna kadar alınmasını sağlamak için CVT şanzıman da bağlı olduğunu ekleyelim.Yani bir tarafta 4 zamanlı klasik bir motor ve CVT şanzıman diğer tarafta aynı şafta bağlı bir elektrik motoru onun da torkunu maksimum olarak alabilmesini sağlayacak tertibat yerleştirilmiş olsun. |
sayin vezir hocam cok tesekkur ederim linkler cok faydali oldu eger kendime ait bir turbo sarjli bir aracım olursa kesinlikle deneyecegim :) kesinlikle abarti yok ama |
kafam karisti ![]() içgüdülerim yine elektrik motorunun bu round u alacagini söylüyor acaba yanılıyormuyum? |
CVT şanzımanı max tork olarak hem elektrik motorunun hem de dört zamanlının alınması için uydurmuştum.Neyse uzatmayayım milleten yanıt gelemmiş tork fazla eksik desk elli tane aksi görüş olurdu.Elektrik motor kazanır evet ama bunu ne torkun eksikliği fazlalığı veya beygir gücünün alt devirlerde yüksek veya aşağı olması yüzünden .Sonuç bir tarafta elektrik verimi teoride %100 olan diğer tarafta yanama verimi asla bir elktrk motoruna yaklaşamayan motorlar kıyaslanıyor.Dört zamanlı motor ilk kalkışta devirlenebilmesi için yanma olayındaki volumetrik verimin artması gereklidir.Yujkarıdaki formülün değişkenlerine bakınız. Halbuki elktrik motorunda pratrikte , teorideki verime yakın değerler elde edileceği için saftı büken tarafın elektrik motoru olması beklenir.Bu sözünü ettiğim durum ilk hızlanma anı için geçerlidir. ayı şekilde dizel ve benzinli motor için de aynı deneyi yapsak dizelin kazanmasını beklerim.Bundaki neden ise yine aynı .Evet ilk bakışta tork yüksekliği nedeniyle gibi görünmektedir.Ama birkeç rpm için bu grafiğin en alt kısmında bu geçersizdir.Verimi yüksek olan motor ilk kalkışta daha güçlü görünür aslında da öyledir.Dziel efsanesinin doğuşunun asıl nedeni budur .VERİM li bir motor olması. |
Arkadaşlar çok bilimsel olmuş bilginize saygı duyuyorum ama lütfen halka inelim ve yollardaki seri üretim araçlardan konuşalım, Yüksek lisans, doktora konularından şahine binen vatandaş ne anlasın. Biraz daha basit lütfen. |
ilk önce böyle uzmanlarımız olduğu için ne kadar gurur duyduğumu belirtmek istiyorum inanın çok param olsa derhal bir otomobil fabrikası kurar anahtarlarıda tralles ve vezir kardeşlere verirdim türkiye kendi motorunu kendi arabasını yapardı ama ne yazıkki bizim zenginler ülkelerini değil kendilerini düşünüyorlar neyse konu bu değil sayın uzmanlarımıza bir soru sormak istiyorum teveccü edip cevaplarsa sevinirim 7000 dv/dk ile giden bir aracın tekerlekleri kaç devir hızda dönüyordur lastikler 195/65/15 ve 205/55/16, bu lastiklerin ikisinin hızı son hızda ne kadar farkeder yani 15 jant 240 ile gidiyorsa 16 jant gerçekte kaç ile gider? çok teşekkürler |
sayın oğuz , aslında haklısınız biraz anlaşılması zor konular ama bu sorunun derecesine bağlı , şimdi daturkulistan arkadaş öylesine teknik bir soru sormuş ki bunu yukarıda anlattığımdan daha basit anlatılabileceğini sanmıyorum.Yani işin özü soru basit olursa cevap da basit oluyor ama daha ileri düzey sorularında cevabının tatmin edici ve tartışmasız olması için bir kaç formül gerekli .yoksa değerler havada uçuşurken şu iyidir desek de,neye göre diyen çıkıyor ,veya ben katılmıyorum aksine söyle olduğunu düşünüyorum diyorlar.Bana da bilgim mertebesinde doğrusunu açıklamak kalıyor.Herkezin yoğurt yiyişi ayrıdır . Tekrar vurgulamak istiyorum Trales arkadaşımız açıklamaları daha EDEBİ uslupla yaptığı için ,maalesef benim de böyle bir kabileyetim mevcut olmadığından biraz daha matematiksel açıklama yapmam gerekiyor.Yoksa bilmediğimizden değil.
|
teşekkür streptozotocinus , bilgi önemli bir şeydir nerede ise arıyıp bulmak lazım.Yoksa kişilerin önemi yoktur .Bence bir de öğrenme isteği arzusu ve yöntem de önemlidir.Bunlardan ben anlamam deyip de sadece sonuca bakılırsa sadece balık yamiş olursunuz .Burada kendimce amacım biraz da balık tutmayı öğretmek.Zevkli olan ve asıl amaç bu olmalıdır. sorunuza gelince 195/65/15 tekerinizi 205/55/16 ile değiştirdiğinizde aracınızın tekeri 8,17mm daha küçük bir çap elde edersiniz. bu da hızının % 0,41 kadar az gitmesine neden olur. Yani aracın orjinal lastikleri değiştirildiğinde odometresi 240 gösterdiği halde aracınızın gerçek hızı 239 km/h olur ki gerçekten kim tavsiye etmişse tam doğru lastiği oturtmuş derim .Ancak bu kadar yakın olur.
|
Son yazdıklarınızla kesinlikle hemfikirim tralles. Ben sadece teorik olarak bypass valfi elektronik geri besleme ile o anki konumundan bir miktar daha kapatılıp boost miktarı arttırılabilir demiştim. Ancak detaylı olarak belirttiğiniz muhtemel sakıncaları veya pratikte uygulanmasının zorlukları konusuna katılıyorum. Fiziki olarak sınırlar da her zaman belirlidir tabi. Kapasitesinin üzerinde çalışan bir turbo aşırı besleme sistemi, güzel bir sıcak hava jeneratöründen başka bir şey olmuyor ne yazık ki...