Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
66
Cevap
6068
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Tarihteki Gizli Gerçekler
Etiket : #Vurgulu
N
14 yıl
Er
Konu Sahibi

İnsanoğlu her ne kadar uzaya çıksa da bundan binlerce yıl öncesine ait bazı nesnelerin üzerindeki esrar perdesi hâlâ aralanamıyor. İngiliz bilim ve teknoloji dergisi Focus da son sayısında bugünün teknolojisiyle bile üretilmesi zor olan gizemli nesnelerden bazılarını tanıttı...

Geleceği gören harita
Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis'in 1513'te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu'nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu'nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818'de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis'in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.

2000 yıllık pil
Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938'de Irak'ın başkenti Bağdat'ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800'lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.

Antik çağ bilgisayarı
1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

Kristal kuru kafa
Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Generalin kemer tokası
M.S. 300'lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou'nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu.

1000 yılda yapılan kent
Pasifik Okyanusu'ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200'de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hâlâ sır.

Uzaylılar için iniş pisti
Peru'nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 ile M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.

Concorde'un atası
M.Ö 200'de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır'da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972'de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde'u andırdığını iddia etti.

Kayaya gömülü çekiç
Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.

Harçsız taş set
Peru'nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş.
(kaynak:www.genelkulturvadisi.blogcu.com)

DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.

Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.

Üye Ol Şimdi Değil



C
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Düşünen adam
Bilim adamlarının araştırmaları sonucunda bu olayla
ilgili birkaç tahmin yürütülmüş ama hala bir sır olarak kalmaya devam ediyor.

Hareket eden kayaların ağırlığı bazen 300 kiloyu geçebiliyor ki bu bile insanı
şaşırtabiliyor. Gözlemler kayaların hareketini doğruluyor ama hangi etkiden
dolayı olduğu hala bilinmiyor.

Kim demis sir olarak kalmaya devam ediyor, nedeni bilinmiyor diye?
Sebepleri icin suraya bakin:http://en.wikipedia.org/wiki/Sailing_stones


Bu mesaja 1 cevap geldi.
D
14 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: Challenger

quote:

Orijinalden alıntı: Düşünen adam
Bilim adamlarının araştırmaları sonucunda bu olayla
ilgili birkaç tahmin yürütülmüş ama hala bir sır olarak kalmaya devam ediyor.

Hareket eden kayaların ağırlığı bazen 300 kiloyu geçebiliyor ki bu bile insanı
şaşırtabiliyor. Gözlemler kayaların hareketini doğruluyor ama hangi etkiden
dolayı olduğu hala bilinmiyor.

Kim demis sir olarak kalmaya devam ediyor, nedeni bilinmiyor diye?
Sebepleri icin suraya bakin:http://en.wikipedia.org/wiki/Sailing_stones

taşlar hakkında ortaya teoriler atıldı ama henüz sırrı çözülebilmiş değil. california'dan bir profesör, rüzgardan dolayı hareket ettiklerini, yağmur sularının göl zeminini kayganlaştırdığını söyledi. sonra başka bir profesör öğrencileriyle kayaları yerinden oynatmaya çalıştı ama başaramadı. hatta profesöre göre zemin buz bile olsa kendiliğinden oynaması imkansız.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
T
14 yıl
Er

quote:

Orijinalden alıntı: Kraven


quote:

Orijinalden alıntı: Challenger

Ancient Aliens "belgeseli" ile ilgili dikkatimi ceken bir sey daha vardi. Belgeselde danisilan, konusan, yorum yapanlarin hicbirisi, ama hicbirisi bilim adami degil. Hepsinin isminin altinda "Tanrilarin Bilmemnesinin Kitabinin Yazari", "Bilmemnenin Sirri Kitabinin Yazari", "Arastirmaci" vs. gibi unvanlar var. Nedir peki bu adamlarin dediklerini inanilir, guvenilir yapan? Ortada bir kanit yokken, "bak boyle bir sey var, o zaman uzayli olmali" sozleriyle "aa bak Gunes inip cikiyor, kesin Tanri eliyle kaldirip indiriyor olmali" demekten ne kadar farkli?


Çünkü klasik bilim adamı tamamıyla araştıramadığı herşeyi reddeder. Önünü kapatır, o tip kitapların yazarları, tabu olarak görmediği için rahatlıkla araştırıp bilimsellik ilkesine takılıp kalmadığı için en uçuk hikayenin bile doğru olabilme ihtimali üzerine araştırıp iz sürer.

konuyu geç farkettim gördüm biraz, yanlış anlamayın ama yorumcular içerisinde profesör ve arkeologlar da var.

http://youtu.be/2f58ITTVXbw 03:48 dakikasında görebilirsiniz.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.