Geleneksel kelime oyunlu tanrı tanımına hoşgeldiniz. |
"Tanrı'nın gücü herşeye yeter, kendini yok etmeye de yeter" "Tanrı kendini yoketmiştir" İkinci cümleye nereden kanaat getirdin be mübarek:) Hayatı... |
"Tanrı'nın gücü herşeye yeter, kendini yok etmeye de yeter" "Tanrı kendini yoketmiştir" İkinci cümleye nereden kanaat getirdin be mübarek:) Hayatımda okuduğum en saçma konuların arasında ilk 3'e girer. |
"Tanrı'nın gücü herşeye yeter, kendini yok etmeye de yeter" "Tanrı kendini yoketmiştir" İkinci cümleye nereden kanaat getirdin be mübarek:) Hayatımda okuduğum en saçma konuların arasında ilk 3'e girer. |
☠️ |
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
yoktan var olmak gibi çelişkili şeyler yapamaz yani ? |
Tanrı yoktan varolmaz zorunlu varlıktır ezelden beri vardır. |
gecenin 4'ünde bunu yazacak kadar ne içtin? |
|
Konu ile ilgisi var. Gök cisimlerinin ne olduğunu bilmek orada yazılanın ne olduğunu anlamana yardımcı olur diye düşündüm. Google oraya Gök = Evren de yazabilirdi. Gök bilimi gözlemlenebilir evreni inceler. Gözlemlenebilir evren ile evren aynı şey değil. |
a)Tanrı lehine argümanlar sadece evren üzerinden yapılmaz. Ontolojik argüman dışında hiçbir Tanrı argümanı Tanrı'yı varsayılan bütün sıfatlarıyla beraber kanıtlamayı amaçlamaz. Onun yerine a) Kozmolojik argümanlar yaratmayı/zorunluluğu, b) Teleolojik argüman bilgililiği/yaşamı umursamayı, c) Bilinç argümanları zihinde özel bir şeyler olduğunu ve bu yüzden zihinlerin özel olarak yaratıldığını, buradan da zihin sahibi varlıkları "umursayan" bir şeyin olduğunu, d) Ahlak argümanı mutlak iyi bir Tanrıyı kanıtlamayı amaçlar. Bu argümanların hepsi birleşince teistik Tanrı anlayışına çok yakın bir varlığa ulaşıyorsun. Eğer başarılıysalar tabii. b)Tanrı'nın yaratıcısı nerede demek gerçekten felsefe yoksunlarının dile getirdiği bir söylem. Tanrı tanımı gereği nedensiz, ezeli(başlangıcı olamayan), mutlak kudretli, mutlak iyi, her şeyi bilen bir varlık. Bu sıfatları kafalarına göre uydurmuyorlar argümanlar başarılıysa o varlık zorunlu bir şekilde var olmak zorunda. Tanrı tanımı gereği de ezeli olduğu için yaratıcısı olamaz. Yaratma bir olay gibi duruyor. Yaratma her an sonlanmış olmak zorunda. Dolayısıyla bu soru aşırı derece bayağı bir soru. Din felsefesine giriş yap çok zayıfsın bu konuda. |
http://yunus.hacettepe.edu.tr/~nry09/2.htm Bak bakalım uzay neymiş. Vikipediden kes yapıştır yapmak kolay ama her zaman doğru sonucu vermez. Üstelik uzay veya evren kavramları konumuz içinde bile değil. Bu şeyleri tartışmak bile saçma. Konu sema kelimesinin ne olduğu ve o semayı ister uzay ister evren olarak al(bu durumda su saçma evren uzay ayrımını doğru kabul etsem bile) ikisi de genişliyor. Ama en azından belli şeyleri geçmişiz en azından sema kelimesini artık cennet olarak değil gök cisimlerini barındıran şey olarak kabul ediyorsun. Uzay veya evren ne diyorsan de o şeyler gerçek olan şeyler değil. Gök cisimlerinin ve uzay boşluğundaki kuantum alanının kapladığı hacmin toplamına verilen ad. Yani ayrı bir varlık değil olanın betimlemesi tıpkı fizik yasaları gibi. Genişleyen şey ise o hacim ve cisimler arası mesafe. Bu yüzden sema genişliyor ifadesi evren genişliyor anlamına geliyor |
![]() En azından heavenın gök olduğunu ve semanın da aynı şey olduğunu biliyorsun. Son kez anlatayım senin uzay tanımını kabul etsem bile ve hatta bunları almayıp sadece sema kelimesinden gitsek bile Evren kapsar uzay ve gök Evren genişliyorsa otomatikmen uzay da genişliyor ve gök de. Temel bir mantık kuralı. Cisimler arası birbirine bağlı atomlar arası mesafe artmıyor. Direk teması olmayan atomlar arası mesafe artıyor. O yüzden dünyanın hacmi genişlemiyor ama onun dışındaki boş alan yani kuantum nötrino higgs alanlarının olduğu o boşluk genişliyor. He kardeş he öyle oluyor diye yazınca ve emoji koyunca herhangi bir karşı argümanın değeri düşmez. Tek haneli iqya sahip birini kandırabilirsin. Kısaca kendini kandırmaya devam et. Son olarak bunu da bir yerine montelersin ![]() http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=uzay Uzayı sonsuz boşluk diye almış tdk nın bilimsel hataları olabilir ama sonuçta türkçe tabanlı bir terminolojide önemli olan kavramın ne anlama geldiğidir. Feza da uzayla aynı anlama geliyor. Tdk yı tanımam diyorsan böyle saçma bir tartışmaya girmeyecektin zaten. |
"Bu hiç bilemediğimiz bir sebep olabilir ya da insan aklı ezeliyeti nasıl anlayamıyorsa belki bunu da anlayamaz ama gerçekten de Tanrı ezelden beri bunu dileyip gerçekleştirmiş yani bu iradeyle birlikte yaratılış da ezelde olmuş olabilir." demek istediğim evrenin ezeliyetten beri Tanrı'yla birlikte var olması değil. Tanrı ezelden beri bu iradeye sahipse ve bu iradenin gerçekleşmesi için bir yeter sebep arıyorsak bu yeter sebep zamana bağlı olmamalıdır. O yüzden bu iradenin varlığıyla evrenin var olma düşüncesi ezelden beri vardır. Tanrı zamandan münezzehse o durumda zamanın geçmesi ya da bekleme diye bir şey yoktur. Bu yüzden iradenin devreye girmesi için zaman şartı aramamak gerekir. İrade varsa devreye girmesi gerekir. Zamansız durumda olan bir irade devreye girecektir zaten. Bunun için geciktirici bir sebep aramak doğru değil. Böyle olursa evrenin oluşumu da olacaktır. Şu cümle yanlış olsa da anlamak için iyi bir şey. Tanrı ezeli olduğu ve iradesi de ezeli olduğu için evreni yaratma işi de onunla birlikte ezelde devreye girecektir. Bu cümleyi şöyle de söyleyebiliriz. Eğer Tanrı yoktan var olsaydı onunla birlikte evreni yaratma işi de hemen var olacaktı. Bunlar ezelilik durumunu birbiri ardınca sıralanan olaylar zincirine dayandırdığı için hatalı ama demek istediğim bunlar doğru olsa bile evrenin ezeli olmasına gerek yok. Çünkü evrenin olmadığı bir zaman yoktur ama evrenin olmadığı bir durum vardır. Yani ne kadar bu evreni yaratma iradesi ezeli olduğu için evrenin varlığını ezeli kılmak zorunda olduğu şeklinde bir izlenim verse de evrenin oluşumu zaten bir değişim, süreç içerdiği için evren hiçbir şekilde ezeli olamaz. O cümlede anlatmak istediğim buydu umarım anlatabilmişimdir. Savunduğum bir görüş değil ama savunulabilir. Düşünceyi, iradeyi devreye sokan bir sebep arıyorsak bu bizi yine sonsuza giden sebepler zincirine götürebilir. O yüzden ya irade kendinde ilk sebebi barındırıyordur ya da bu sebep Tanrı'nın özünden geliyordur. Dediğim gibi zamansız bir durumda iradeyi devreye sokan bir zamansal sebep aramamak gerekir. Tanrı'nın ezeli iradesi beklemeyeceği için Tanrı'nın iradesi devreye girebilir. Burada iki seçenek karşımıza çıkıyor. 1- Tanrı'nın iradesinin devreye girdiği yani gerçekleştiği bir durumun yanı sıra iradenin gerçekleşmediği bir durum da vardır. İradenin devreye girmesi bir değişim olarak anlaşılmamalı. İrade dediğimiz şey herhangi bir sıfat ya durumsal değişimi gerektirmiyor. Tanrı'nın gücünün devreye girmesi gibi bir şey. 2- Tanrı'nın iradesinin her durumda devrede olduğu seçenek. Bu üstte açıkladığım görüşe gider. Ancak dediğim gibi evrenin olmadığı bir durum olacağı için evreni zorunlu kılmaz. Yani zorunlu sebepler zorunlu sonuçları kılar görüşünün kesinlikle doğru olduğu düşünmüyorum. Bu istisnaları olan bir doğru. Mekanize işleyen sistemlerde olabilir ancak işin içine irade girdiği zaman bizim anlayacağımız şekilde gecikme yani iki farklı durumun olmasını sağlama işlevini görmektedir. 1. seçeneği ise libertaryan anlayışla ve dediğim gibi hiç bilemeyeceğimiz bir sebeple açıklamak mümkün. Bence burada kısmi agnostik tavır benimsemek teizme zarar vermez. Çünkü hiçbir teist her şeyin bilinebileceğini söylemez. Ayrıyetten bir ateist için argümanın ikna ediciliği de düşmez. Çünkü bazı ayrıntılarda agnostik kalmak argümanın asıl kısmına zarar vermez. Tanrı her şeyi bilebilecek şekilde yaratmadı bizleri. Örneğin ezeliyet kavramını yani en azından bir varlığın ezeli olması gerektiğini biliyoruz. Bu bazılarınca kabul edilmese de Krauss'un veya Hawking'in yokluktan sebepsiz çıkan varlık görüşünden daha makul ve genellikle kabul edilen görüş. Ancak ezeliliğin nasıl bir şey olduğunu bilmiyoruz. Bunun gibi bu hiç bilemeyeceğimiz bir sebep olabilir görüşü kelama herhangi bir zarar vermez. Libertartan özgür irade benim savunduğum şey. Plantinga ve Swinburne de bu anlayışı savunuyor. Sanıyorum ki teistlerin çoğu bu anlayıştadır. Bu anlayışla Tanrı arasında herhangi bir çelişki göremedim şu ana dek. Bahsettiğin özgür irade determinizm çatışması ya da özgür iradenin yapısıyla alakalı bir şeyse bunlar cevaplanmış itirazlar. Bu yüzden bağdaşırcılık için pek bir şey dememe gerek yok ama özgür iradeye ilişkin özellikle kuantum teorisiyle birlikte yeni açıklamalar getirildi. Libertaryan anlayış için önemli olmakla beraber kuantum seviyesindeki indeterminizmle ilişkilendirilen bir görüş var. İrade ise indeterminist sistemi determine etmekte rol oynuyor. Kuantumun bu özelliğiyle ciddi bir savunma da yapılabilir. Sonuçta kuantum dünyasında tamamen determinist bir işleyişin olmaması oldukça ciddi ve büyük bir olgu. Bağdaşırcılık için dediğin gibi sorular sorulsa da yeni teodiseler üretilebilir. Mesela acı çekmenin ödülün ve yücelmenin şartı olması gibi. Bu örnekler çoğaltılabilir. 3 dinle ne kadar uyumlu olur orası tartışılır ama en azından bir deist veya panteist bunları kullanabilir ya da bu teodiseler daha da geliştirilebilir. B teorisi içinse olumlu bir kanaatim yok. Bence Aristo'nun fikirleri kadar sorunlu. Tanrı'nın özgürlüğü konusunda söylenecekler ise en azından bu konuda net bir fikrim olmasa da her mümkün dünyada ahlaken mükemmelliği şeklindedir. Yanlış hatırlamıyorsam Plantinga mümkün dünya kavramını açıklarken Tanrı'nın merhametini örnek veriyordu ve her dünyada böyle olması gerekmediği daha az merhametli olabileceği dünyalar da olabilir diyordu. Ben görüşlerim biraz değişse de genel olarak şu çerçevede kaldım. Tanrı için kusur imkansızdır. Tıpkı Tanrı'nın hem evli hem bekar birisi yaratması gibi gerçekte olan bir şeyi ya da bilkuvve bir varlığı temsil etmez. Mantıken mümkün değildir yani bir varlık değildir. Tıpkı onun gibi Tanrı'nın ahlaki olarak daha az mükemmelliği de böyle düşünülmeli. Tanrı nasıl bir insan suretine girmez ya da benim gibi düşünenler için girmesi mantıken mümkün değilse ahlaki olarak da bu uygulanabilir. Bu Tanrı'nın özgürlüğüne bir zarar vermez. İnsanlar oksijene muhtaçtır. Tanrı ise isterse nefes alıp verebilir mi? Bu Tanrı için bir kusurdur ve böyle bir şey mümkün değildir. Birisi yaratılan şeylerin bazı konularda Tanrı'yı geçtiği şeklinde düşünürse tıpkı nefes alma örneğindeki gibi bu hatalı olacaktır. Çünkü Tanrı isteyip de nefes alamıyor diye bir şey yoktur. Bu olay mantıken tanımsızdır. İkinci olarak ise bu bir kusurdur. Bir varlığın kusur da Tanrı'yı geçmesi oldukça normal bir şey |
Tanrı'nın kendini öldürmesi mantıksal bir çelişki doğurur. Sen hiç 5 köşeli üçgen gördün mü? Böyle bir şey yoktur Tanrı da mantık yasalarına dahildir onun mutlak kudretli sıfatı sadece mantık yasalarında geçerlidir. Ancak bu onun kudretine bir zarar getirmez. Tanrı şayet öldürülemeyecek türden bir varlıksa onun kendisini öldürebilmesini beklememek gerekir. Tanrı çelişkili şeyleri yapamaz. |
Niye zorunlu olsun ? Belki evren hep vardı ? Belki tanrı var ve evrenden sonra var oldu ? Nereden biliyorsun ? Tanrıyı mı gördün ? |
Evrende ne varsa,Sınırlı olduğunu düşünüyorum,Buna Tanrı dediğimiz yaratıcıda dahil Tanrı kendinden güçlü bir tanrı yaratırsa,Tanrının sınırı var anlamına gelir,Yaratamazsa tanrının yine sınırı var anlamına gelir,Yaratma gücü her türlü sonsuza yakın bile olsa sınırlı çıkıyor Tanrı kendini insan gücüne indirebilir'mi ? İndirirse sınırlı,indiremezse yine sınırlıdır Bu evrendeki her bir bilinir ve bilinmez sınırlıdır,Sonsuzluğa yakın bile olabilirler ama sonsuz olmadıkları,sınırlı oldukları ortada |
Artık bu teori üzerinden fikir yürütmemiz gerekiyor. Bigbang üzerinden devam edersek; Bigbang'i planlayan Yaratıcı Bigbang öncesinde de var olmalı ki planlayabilsin. Yani sen bir kek yapıyorsan kek yapmadan önce de var olmalısın ki keki yapabilesin. Sen olmasan keki de yapamazsın zaten. Bu noktada sonra zaten Yaratıcı kavramının yüceliğini kafanda canlandırman zor, O'nu ifade edebilen tek cümle Yaratıcı'nın ebedi ve ezeli olmasıdır. Bigbang'den önce de var olan; ezeli. Bigbang'den sonra var da var olan; ebedi. |
Belki ne demek biliyor musun ? Big Bang evrenin genişlemesini sağladı, evreni yaratmadı. Ayrıca bilim din değildir değişebilir. "Bigbang'i planlayan Yaratıcı Bigbang öncesinde de var olmalı ki planlayabilsin" Yaratıcının var olup big bangi planladığını tanrıyı görmüş kadar eminsin. |
Tanrı'nın lehine felsefi argümanlar başarılıysa ezeli(başlangıcı olmayan), nedensiz, zamansız, bedensiz bir varlığı gösteriyor eğer o varlık olmazsa sıkıtılar ortaya çıkıyor bu yüzden zorunlu işte. Ama felsefi argümanlar başarısız ise o zaman zorunlu varlığa gerek yoktur dememiz makul olur. Evrenin başlangıcının olup olmadığı tartışmalıdır. Big Bang Teorisi evrenin evrimiyle ve erken durumuyla ilgili. Tek başına evrene neyin neden olduğu ya da evrenin nihai bir başlangıcının olup olmamasıyla ilgilenmiyor. Big Bang'den bunu çıkarabilmek için Big Bang'e ek bir bilimsel kurama başvurmamız gerek. Nitekim Hawking-Penrose Tekillik Teoremi bunu yapmaya çalışıyor. Ama Hawking'in ve Penrose da sonradan teoremi reddettiler. Neden? Çünkü bu tekillik teoremi yer çekiminin her zaman çeken bir kuvvet olduğu varsayımı üzerine kuruluydu. Artık bunun doğru olmadığı biliniyor. BGV Teoremi ile ilgili sıkıntıysa -evrenin başlangıcı lehine en iyi argüman olsa da- teoremin klasik uzay-zamanı varsayması ve kuantum mekaniğini hiçbir şekilde hesaba katmaması. Bu çok detaylı bir konu kozmolojik argümanlar hakkında giriş yazısı okumanı tavsiye ediyorum. Evrenin başlangıcının olduğuna dair felsefi argümanlarda sunuyorlar teist filozoflar. Tabii ben ateist olduğum için bunları başarısız buluyorum fakat;başta yaptığın eleştiriler felsefe bilmediğini gösterdiği için eleştirdim. Bir ateist olarak Tanrı kendini öldürür, Tanrı'nın yaratıcısı kim tarzı soruları görmek istemiyorum artık. |
Eskiden sizinkiler evren her zaman vardı diyorlardı, ona göre düşünüyordun. Evren her zaman varsa, evren yaratılmamış ve dolayısı ile bir Yaratıcı da yoktur şeklinde düşünüyordun, ama artık evren her zaman olmadığı, sonradan yaratıldığı bulunmuş ise buna göre düşünmen gerekiyor. Yani işine geldiği gibi düşüneceksen hiç tartışmaya gerek yok. Evren sonradan yaratılmışsa o halde bir Yaratıcı vardır fikrini düşünmen gerekiyor. |
Bilgilerini tazele bence. Kısaca Big bang yoğun bir enerjiden evrenin genişlemeye başlamasını açıklar ama o yoğunluğun nasıl birden ortaya çıktığını açıklamaz. Gök ile evren aynı şey değil. |
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >