Ya sen kimsin ki söylediklerini mutlak doğru kabul edip onu uygulayacağız. Düşüncelerini doğru kabul ediyorsan burada tartışmaya açar destek toplarsın en fazla. Katılan katılır katılmayana da saygı duyarsın. Ne demek çözüm belli? Neyin egosu sendeki? Sen Türk filan değilsin olsan bu kadar yapıcı sana başlığı değiştir diyene kulak verirdin. Belli ki kinlenmişsin, gelmiş buraya sözde farkındalık oluşturuyorum diyip bölücü ağzıyla konuşuyorsun. Sıkışınca da ben de Türküm. Hadi oradan. Senin gibiler insanlara sadece aşağılık kompleksi aşılar. Nice küçük çocuk giriyor foruma onlar için yazıyorum. Forum yönetimi de konu hit alıyor diye ne dersen eyvallah çekiyor. Alayınıza yazıklar olsun. |
Okumak için gerekli özeni göstermiyorsun. Zaten "Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin (IPA) 2014 verilerine göre, Türkiye dünyanın en büyük 12. yayıncılık sektörü ve üretilen kitap çeşidi sıralamasında 11. sırada yer alıyor" diye yazmışım, neresini anlamadın? Ancak NOP' un araştırmasını da sana attım. Araştırmaya göre okuma oranında Dünya da 20. sıradayız bunu görebiliyor musun? Sana bizzat bilimsel makalelerin paylaşılan istatistiklerini atıyorum üstlik büyük kurumların araştırmaları bunlar ve tekrar yazıyorum bilimsel araştırma bulguları bunlar seninkiler gibi kaynaksız haber değil. İkinci olarak attığın gazete haberlerini kaynaklarıyla beraber tek tek şu linkte yalanladım yine biraz zaman ayırıp okuyabilirsen anlayacaksın. https://forum.donanimhaber.com/fb.asp?fromMobile=yes&fromZero=yes&m=123297855 Üçüncü olarak 20,30 yıllık görselleri paylaşmayı bırakmalısın üsteki linte detaylıca anlattım. Son olarak da attığın haber linkinde okuma oranı bakımından 86. sırada olduğumuz söyleniyor ve kaynak olarak ise Unesco gösteriliyor ama senin adına üzülerek söylüyorum ki Unesco' nun böyle bir araştırması yok. Bizzat sordum zaten yukarda linkte de görebileceğin gibi ya böyle bir araştırma hiç yapılmamış ya da 30 yıldan daha eski yani güncelliğini yitirmiş bir bulgu olabilir diye belirtmiştim nitekim doğruluğunu da teyit ettim. |
teşhis : Paranoid Kişilik Bozukluğu nasıl bir kişilik bozukluğudur? Ortada tam ve geçerli bir kanıt bulunmaksızın, herhangi bir gerçekçi temel bulunmaksızın, kişinin aldatıldığından, takip edildiğinden, kullanıldığından, kendisine zarar verildiğinden veya zarar verilmek istediğinden aşırı derece kuşkulanması olarak tanımlanabilir. https://forum.donanimhaber.com/14-nisan-cuma-hayatim-ciddi-tehlikede-ss-li-her-an-oldurulebilirim--124709782 geçmiş olsun ![]() |
Sana birşey anlatmak gerçekten zulüm. Ben orada bir örnek verdim. Konunun içeriğinde de değilim. Sana sadece daha çok insana nasıl ulaşabileceğini söylüyorum. Bizim gibi dik başlı, hatasını kabul etmeyen bir millete sen tembelsin diyince adam doğru söylüyor spor yapalım, kitap okuyalım mı diyecek sanıyorsun. Senin derdin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Pedagoglara git sor bakalım çocuklara küçük yaşta geri zekalı, tembel muamelesi yapmanın zararlarını. Cem Seymen'i bilen bilir. Adam ülke ülke gezip örneklerle ülkemizdeki sorunlara dikkat çeker. Ama bu şöyle anlatır: Örneğin Hayvancılık profilini ele alarak Hollanda yapabiliyorsa biz de yaparız yeterki şöyle şöyle yapalım şeklinde. Biz de yapabiliriz evet ama ötekileştirerek, geri zekalı muamelesi yaparak değil neleri yanlış yaptığımızı tespit edip doğruya nasıl geçireceğimize bakarak. |
Bu kadar kıt kafalı olup dünyayı değiştireceğine inanmış olman gerçekten hayret verici. |
Zeki kelimesinin zıt anlamlısı saf, ahmak, aptal, budala kelimeleridir. Hepsi aynı kapıya çıkar. |
Sabahta aynı mesajı gösterdin . Bir mesajla insanların hayatlarını değiştirdiğine nasıl inanıyorsun bunu gerçekten anlamak zor ? Bence siyasete atılın , madem ülkeyi değiştirmek istiyorsunuz . |
hayrola,neden ceza alıyorum yav? ![]() ![]() |
Cevap yazacam ama üşeniyorum. Bu ne saçmalıktır. Gunde 18 saat çalışıyorum |
Konuya ben de çok katılmadım çünkü çalışma saatlerimiz çok yüksek. Yine de spor yapmadığımız kanıtlanmış.Ya çalışma saatlerinden, ya LOL oynamaktan , ya sürekli dizi-film izlemekten, fark etmez. Ortada bir gerçek var mı ? Var. Diğer mesajım Theo'ya yönelik boş yorumlarınıza; Forumun önemli bir kısmı gençlerden oluşuyor ve inanıyorum ki birçok üyeye katkısı oluyor. Sadece genç de değil, 35+ yaş insanlara bile yol gösterici konular bunlar. Birçoğunuzun ki buna yüksek ihtimal ben de dahilim , bu forumda kendisinden başka kimseye faydası yok. Hal böyleyken sürekli hakaret etme, küçük düşürme çabalarını nasıl buluyorsunuz kendinizde? Madem beğenmedin konusunu, daha faydalı , daha güncel bir konu aç bakalım. Sen de yardım et 3-5 kişiye. O 3-5 kişi de başkalarına yol göstersin, toplumca gelişelim. Siz ister kabul edin , ister etmeyin. Theologist bu forumun en önemli değerlerindendir. |
ya ciddiye alinamamak nasil bi duygu artık actigin konularla kendini kucuk dusuruyorsun |
Yav tuturmuşsunuz bir istatistik. Türkiyede kaç fenerbahçeli var deseniz belli kaç galatasaraylı var deseniz belli kaç obez var kaç kitap okuyan var vs. hepsi belli maşallah. Ama bir kişi de çıkıp veriler toplanırken size soruldu mu dese soruldu demeyecek burda. Çünkü sorulmadı. Geçenlerde de kadınların iş gücüne katkısı diye saçma sapan bir anket ve makale tarzı bişey okudum. Topuklu ayakkabısını giyip bir evrağı ordan oraya götüren kadının mı iş gücüne katkısı var ? Tarlada 10 saat sıcakta soğukta yağmurda çalışan kadının mı iş gücüne katkısı var ? Topuklu ayakkabısını giyen kadın SGK lı veya rahat bir işte çalıştığı için TÜİK teki adam da aynı rahatlıkta olduğu için birbirilerini bulup bi çay kahve içip veri oluşturuyor olabilir. Tarladaki esas iş gücüne katkıda bulunan kadını gelip kim saydı ? O yüzden yok TÜİK miş ıvırmış zıvırmış hikaye anlatmayın. Çevrenizde gördüğünüz insanlarda bilimsel veri için yeterli değildir. Konuyu açan arkadaşı 8-9-10-11-12 saat periyotlarındaki işlerde özellikle geri hizmette bir işte çalıştırıp yaşamını analiz etmedikçe siz de kendisine birşey anlatamazsınız o da bize birşey anlatamaz. Toplumda önce refah seviyesi yükselecek. Önce kapitalist sisteme savaş açacaksın. Kapitalist sisteme savaşı arge ile bilim ile açacaksın diyorlar düşüneceksin kas gücü gerektiren işleri makine ile yapacaksın diyorlar yapalım iyi güzel de kardeşim önce refah olacak.Zihin rahat olacak. Üniversiteler arge ile bilim ile kapitalist sistemle savaş vermek için en ideal ortamlar. Ama öğrenci neyin derdin de ? Ay sonu nasıl gelir ? Otobüste sıra yemekhanede sıra vs. Sen üniversite olarak yeni fakülte ve bölüm açma derdinde olup daha az öğrenciye daha çok refah yerine daha çok öğrenciye daha az refah düşünürsen 1 adım atamazsın. Akademisyenlerde ego mastrurbasyonu peşinde olduğu sürece saçma sapan mahkeme kararı ile ''Akademisyenlere mesai saati uygulanamaz'' diye karar alırsan daha çoooook istatistik yaparsın.24 saat ülkedeki tüm üniversitelerde kütüphaneler açık olacak. Üniversite için de kapalı yüzme havuzu ve spor salonlarısadece üniversite öğrencilerine ve ücretsiz şekilde verilecek sayı yetmiyorsa yeni fakülte ve bölüm açmak yerine bunlardan açacaksın. Kütüphanelerde içerikler bölümlere göre olacak örneğin elektrik elektronik mühendisliği bölümü öğrencileri için koca bir bölüm açıp kitapla dolduracaksın.Akademisyenlere de bilim nasıl yapılır en küçük adımından başlayarak öğrencilere seminerler oryantasyonlar ile öğrettireceksin. Öğrencilere reçete yazacaksın. Mesela elektrik elektronik müh. 1.sınıf öğrencisi neleri bilmeli hangi dersi niye alıyor bu dersler niye konulmuş üst sınıftaki derslerle bağlantısı ne ? Gerçek hayatla ilişkisi var mı ? Varsa örnekleri ne ? Mesela geçenlerde celal şengör isimli bilim adamı habertürk kanalında coğrafi keşifler konusunu öyle güzel anlattıki hiç ilgim olmamasına rağmen konu ve mevzu bende iştah uyandırdı. Bu arada celal şengör demişken hayatına bakınız hiç zorluk görmüş mü ? :) Hayır görmedi kafası rahat şekilde kendisini geliştirmiş hep ve sonuç ortada türkiyedeki ender bilim adamlarından biri. Sonuç olarak sistem , sistem kurucuları ve sistem yöneticileri önce adımı kendi atacak sonra halktan bekleyecek. Ben de mesela eğitim ile ilgili platformlarda yönetim görevindeyim. ÖSYM ve YÖK'ün birçok sorununa kafa patlatıyorum. Çözüm üretiyorum. Bu işlerden 5 kuruş alıyor muyum hayır. Bu işlerden para kazananlar, sorunlara çözüm üretme selahiyet'i olanlar ne yapıyor ? Örneğin DGS (Dikey Geçiş Sınavı) oluşumuna ve tarihine bakın bu sınav nerden nereye geldi ? Kimin sayesinde oldu ? Belki bulamazsınız ben yazayım Sorunlar forumda tartışıldı fikirler toplandı birkaç kişinin sürekli Ankara'ya gidip baskı uygulaması slyatlarla işinm doğrusunu olması gerekeni anlatması sonucu şimdiki halini aldı. Böyle mi olması gerekiyordu ? Bu sistemleri kuranların kendi aklı fikri yok mu hiç olumlu adım atacak ? Sisteme kafa yorması gereken ilk kimdir ? |
En çok beğenilen yorum aslında beş para etmez... Evet Türkler tembeldir, tartışmasız ve net.. ![]() |
Çok güzel yazmışsınız ama yazdıklarınız es geçilecek veya saçma sapan cevaplar verilecek. O istatistiklerin bilimselliğini önemseyip sorduğumda bir cevap alamadım, inanç olduğunu ortaya koydum ama bilimsel olduğunu gösterememişti. Yani ordan burdan bulunan bilimsel ve doğru olduğu belli olmayan istatistiklerle karalama kampanyası yapılıyor. Ha istatistikler diyelim ki güvenilir. O zaman hayat şartları(ekonomik,psikolojik,toplumsal, kültürel, zihniyet, adalet, ailesel vb) ile birlikte ele alınıp önce hayat şartlarının düzeltilmesi lazım, ardından ikincil ve üçüncül şeyler düzeltilebilir. Ama bunlardan bağımsız ele alıp insanları suçlamak bilimsel bir yaklaşım değil, insanları mevcut ortam ve koşuldan yalıtmak subjektif bir yöntem ve bu yöntemle karalamaya çalışmak da bilimle uzaktan yakından alakası yok. Yani önce sistemin sorunları ne, hayat şartları ne diye onları düzeltmek lazım, ha bunlar düzeldikten sonra insanlar yine bu aktiviteleri yapmıyorsa o zaman insanların hatalı olduğu söylenebilir. Ha falanca kişi şu zorlukta bunu başarmış, yok şu afrika ülkesi kitap okuyormuş gibi abuk subuk istatistiklerle cevap verecektir, onlar farklı biz farklıyız. Kendi koşullarımız içerisinde değerlendirip koşulları düzeltmek gerekir. |
işine gelmeyen kısımlara cevap yazmıyorsun dostum. ülkemizde üniversite olmaması ile ilgili sana link atmıştım ama işine gelmemiş gibi |
Tarihçi konuda cevap vermiş dediler. Nedir ne değildir bakayım dedim. Onaylandı ![]() |
Veri yok yani toplanılmamış orada diyor... Sen inanabiliyor musun onların en az yaptıklarına? Bisikletten inmeyen iki devletten bahsediyoruz... Bakanları, başbakanları bile bisikletle gidiyor işlerine... |
Yürümeyi işi egzersizden saydığımız için aslında bizce yapıyoruz Ama onlar bunu hesaba katmıyor galiba 2,5 saat demiş, 150dk böl 7ye 20 dk yapıyor günde 20 dkden fazla egzersiz yapınca listeye giriyoruz Ben diyorum ki günde okula git gel 30 dk yolda yürüyorum en az kendimi egzersiz yaptım olarak görüyorum |
Tembel milletiz. |
Daha önce paylaşılan saçma sapan haberlerin yanlışlığını tek tek ispatlayarak atmıştım ama gerçekleri görememişsiniz demek ki.
https://forum.donanimhaber.com/fb.asp?fromMobile=yes&fromZero=yes&m=123297855
https://forum.donanimhaber.com/fb.asp?fromMobile=yes&fromZero=yes&m=123298277
Özet;
Kültür Bakanlığı, Turizm Bakanlığı ve Yayfed' in ortaklaşa hazırladığı geniş çaplı bilimsel araştırmanın (2011) yönetici özeti burada,
http://www.kygm.gov.tr/Eklenti/55,yonetici-ozetipdf.pdf?
(Yılda ortalama 7.2 kitap okunuyor, büyük oranda kütüphane kullanma alışkanlığının olunmaması sebebiyle halk kütüphanelerinden yararlanılma ihtiyacı duyulmuyor vb. birçok bilgiye ulaşabilirsiniz)
****************************
Türkiye Her 4 kişiden birinin kitap okuduğu bulgusunun yer aldığı araştırma burada,
https://senolkaradeniz.files.wordpress.com/2013/09/tmp9b83.pdf?
****************************
Kitap okuma oranlarıyla ilgili Dünya çapında tek ve en ciddi araştırmayı yapan İngiltere kaynaklı Gfk NOP araştırma kurumunun "Dünya Kültürel Puan Endeksi" adlı makalesi şurada,
http://www.prnewswire.com/news-releases/nop-world-culture-scoretm-index-examines-global-media-habits-uncovers-whos-tuning-in-logging-on-and-hitting-the-books-54693752.html
(Dünya Kültürel Puan Endeksi' ne göre Türkiye'de haftada 5.9 saat kitap okunuyor ve bu oran Almanya' nın üzerinde. Türkiye bu oranla Dünya' da 20. sırada.)
****************************
Ayrıca Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin (IPA) 2014 verilerine göre, Türkiye dünyanın en büyük 12. yayıncılık sektörü ve üretilen kitap çeşidi sıralamasında 11. sırada yer alıyor.
http://www.internationalpublishers.org/images/annual-reports/2015_online_statistics.pdf
Bu iki kurum (Gfk NOP ve IPA) da Avrupa merkezli uluslararası kuruluşlardır ve dolayısıyla yapılan araştırmaları inkar etseniz de gerçektir.
****************************
Tüm bunları yanında;
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu' nun (2014) Kültür ve Turizm Bakanlığı ISBN Ajansı ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü' nün verilerini baz alarak yaptığı açıklama şurada.
https://m.dunya.com/kultur-sanat/turkiye-kitap-okuma-oraninda-dunyada-11-sirada-haberi-308864
(Açıklamaya göre kitap okuma oranı bakımından Dünyada 11. sırada yer alıyoruz)
****************************
Yine YAYFED Başkanı HASAN Hüseyin Doğru'ya (2015) göre Türkiye'deki kitap okuma oranı kişi başına yıllık 8,62.
Https://www.yayfed.org/website/content/229
****************************
Kültür ve Turizm Bakanlığı' nın yapmış olduğu kapsamlı saha araştırmasını incelemek isteyenler ise buyursunlar efendim.
http://www.hizliokuma.org/turkiye-okuma-istatistikleri.asp#haritalar
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _gavaracı_ -- 2 Şubat 2018; 17:25:4 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle