|
Hilmi yıldırımdan aldıgım yag geldi hasta oldugum için koku tat alamıyorum o yüzden tat ve koku hakkında bişey diyemiyorum < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
|
Yeni sezon Korudağ Harvena yağını denedim. Acılık ve yakıcılığı orta seviye veya ortanın biraz altında aroması ise hoş bir yağ. Şişeyi açtığımda etkileyici bir koku alamadım, daha dikkatli koklayınca güzel ve hafif bir kokusu var. f/p ürünü olarak tercih edilebilir bir yağ ama o açıdan geçen sezonun evliyazade yağını daha çok beğenmiştim açıkçası. Oleamea da yeni sezon filtresiz yağını satışa sunmuş. Geçen sezon sadece memecik satışa sunmuşlardı ve bu yağ en beğendiğim yağlardan biriydi. Yeni yağları ise yamalak cinsinden ve Nova veradan sonra bildiğim kadarıyla ilk defa butik bir üretici yamalak zeytininden üretim yapmış. Ürün açıklama kısmında belirttikleri değerler de oldukça etkileyici özellikle 1.67 peroksit değeri benim diğer üreticilerin analiz raporları ile karşılaştırdığımda gördüğüm en düşük peroksit değeri ancak fiyatı oldukça yüksek maalesef, kargo dahil 500ml 75tl. |
|
benim bu sene ikinci denediğim yağ zeyitnseli memecik erken hasat , 9 ekim gibi sıkıldı yağ ben 5 litrelik aldım maliyet 280 tl çağla ve çimen aroması aldım yağdan acılık ve yakarcılık çok yüksek , çok hoşuma giden bir yağ oldu ancak maliyet litrede 50 tl + |
|
Tayga Gıda da satışa başlıyormuş. Kuraklık başta olmak üzere sıkıntılardan dolayı zor bir hasat olmuş.https://taygaiyigida.com/?utm_source=Mayis19&utm_campaign=cd0da4dc8d-EMAIL_CAMPAIGN_2019_01_29_05_38_COPY_01&utm_medium=email&utm_term=0_6d225d309c-cd0da4dc8d-439753654&mc_cid=cd0da4dc8d&mc_eid=9c1567a167 2 litre yeşil hasat 155 TL. Memecik ve gemlik karışımı bu yıl. Geçen yıl beğenmiştik. |
|
Filtreleme konusunda sektörde fikir ayrılıkları var anladığım kadarıyla ve her sektörde olduğu gibi zeytinyayğı alanında da teknik konularda farklılıklar olması normal. Ben de uzman olmamakla ve sadece meraklı bir tüketici olmakla birlikte forumda Semih bey ve diğer bazı üretici arkadaşların da belirttiği gibi kağıt filtrenin doğal çökeltmeye göre daha üstün bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Bunu sadece mantık yürüterek söylüyorum. Doğal çökeltme oldukça uzun süren bir yöntem olduğu için bu yöntemi kullanan üreticilerin filtre edilmiş yağları genellikle daha geç satışa çıkıyor ve bu sürede filtreleme işlemi yavaş yavaş gerçekleştiği için dibe çöken tortular çok iyi bir şekilde alınmazsa yağın kalitesini bozabiliyor bence. Ayrıca bu üreticilerden satın alınan filtre edilmiş yağlarda bazen şişenin sonuna gelindiğinde tortu görebiliyoruz ve üreticiye sorduğumuzda "size tankın dibinden gelmiş olabilir" gibi cevaplar ile karşılaşıyoruz. Dolayısıyla, doğal çökeltme oldukça zahmetli ve dikkat gerektiren bir yöntem ve her üretici aynı özeni gösteremiyor ve filtre edilmiş yağda her seferinde aynı standardı yakalamak için kağıt filtrenin sağlıklı bir yöntem olduğunu düşünüyorum. |
|
|
Bu sene Japonya'daki yarışmada gümüş madalya almış bir markayı denedim. Olizzi Premium. Gerçekten iddialı bir yağ. Ben yarım litresini indirimden 42 TL ye aldım ama şu an 55 TL. Keşke böyle iyi yağları litresi 110 liradan almasak ki, alamıyoruz zaten Alhatoğlu firmasının markası yanlış hatırlamıyorsam. 2 farklı aroma, 2 aşama da geliyor. Sonradan gelen şekilde. İlk yeşil çimen,zeytin gibi sonra acı yada baharatımsı bir tad vuruyor. Çok yumuşak bir yağ yakıcılık yok gibi ama güzel bir zeytinyağı. Akhisar markası. Yalnız şu da var ki litresine 110 lira vermem. Ancak kurtarıyordur illaki herşey pahalı, masrafı çok bu işin, maliyetler vs ama alım gücü de düşük ne yazık ki. O nedenle tek başına tüketime uygun. Sert, yakıcı yağ sevenler tercih etmeyebilir. |
|
Benim denediklerim arasında menteşe som olmuştu. Memecik türünden. Erken değil alaca hasat edilir. Yakıcılığından bahsetmeden gelen birçok misafire denetmiştim, çoğu öksürmüştü yakıcılığından :) |
E bende tüketici olarak kırık şişe almak istemem ki. Başıma birçok kez geldi. Hele 5 lt paketli tenekeleri bazen öyle bir getiriyorlar ki yamuk yumuk, ciddi anlamda hemde, hadi onu geçtim nasılsa kutusu lazım değil belki firma yamuk olanı yolladı problem değil ama çoğu zaman akmış, hava almış olarak geliyor. Sağlam geldiği de oluyor elbet ama firmalarda piyango gibi rastgele yollayamaz. Bana bu gelen diğer bir paket sıfır korumayla gelmiş. Dışında bir poşet bile yoktu. Sadece teneke. Pandemi zamanı onu geçtim ne kadar güvenli ve hijyenik olur ki bu şekilde. Böylesi de var. Doğaya faydalı ama ben almak istemem bir daha o firmadan. Tabi ki orta yolu bulunabilir bu işin. Ama cam şişelerde bu önlemleri almak zorundalar bence. Tenekeler bile o hallerde geliyorken |
| nesin vakfından almıstım gecen senelerde gayet güzel yağları var. hem güzel bir kuruma yardım etmiş olmanın mutlulugu oluyor |
|
Hocam merhaba, Bu işi sadece bir haftadır takip ettiğinizi söylemişsiniz ve nasıl oluyorda tüm Türkiye'de zeytinyağı ile ilgili olarak yazılan herşeyi okuyabildiniz??? Burada da çok entelektüel bir tartışma olmadığını söylemişsiniz , tam olarak nasıl bir beklentiniz vardı??? Entelektüel kaygılarınız nelerdir??? Kısaca yazarsanız seviniriz, böylece buradaki tüm arkadaşlar kendine hemen çeki düzen vermiş olur))Vedat Milor'u uzmanlığı olmadığı konu hakkında yazı yazdı diye eleştiriyorsunuz ama sizde maşallah kırk yıllık uzman gibi yazıyorsunuz. Firmaların zeytinyağını pahalı satması konusunda ise söylediklerinize katılıyorum. |
|
Firmayı tanımıyorum ancak “taş değirmen” ifadesini görünce şu linki paylaşmak istedim :) https://www.orfion.com.tr/tas-baski-zeytinyagi-mi-kontinu-zeytinyagi/ |
|
Merhaba; Abidin Tatlı benim de önceki araştırmalarıma dayanarak değerli ve sektröde tanınmış bir şahsiyet. Kaldı ki; kendisi bir derneğin de önceki yıllarda yönetim kurulu başkanlığını yapmış bir kişi. Bu sektörde sanırım herkes öyle ya da böyle birbirini tanıyor. Misal aynı derneğin YK üyesi aynı zamanda Tuay markasının Gn. Md. Eczacı Atilla Totoş'un ufak bir araştırma ile zeytinyağına sağlık açısından yaklaşımda bulunduğu, nette bulabileceğiniz 14 dakikalık videosundan bir kesitte bahsettiği üzere, yurtdışında biofenol bileşenleri yüksek zeytinyağlarına kanser ilacı gözüyle bakılıyor. Son yıllarda da polifenolü yüksek zeytinyağını imal eden yüksek fiyatla satışa sunuyor. Bu fiyatlamayı yaparken çok da iç piyasayı hedef almıyorlar zaten. Ya da alıyorsa da orta-üst gelir grubu(psikoljik eşiği de aşmış) hedefleniyor. Benim de hala anlamadığım; dünya şampiyonu Rincon... Arbequina cinsini 500ml 11-12 Euro'ya satarken, ülkemde Arbequina üreten bir firma hangi fiyatlamayla 500ml'yi 100-TL'ye satıyor(Bu soruyu kendime sorduğumda Euro 7.65-TL'idi)... Ya da plaza hayatından kaçan, sonradan zeytinyağına gönül veren bir beyaz yakalı 500+ polifenol yağ üretip 500'ml şişede nasıl +100-TL fiyatlama yapıyor... Biz tüketici olarak kendi penceremizden bakıyoruz ki öyle de bakmaya devam edeceğiz; amacımız iyi ve kaliteli olanı makul fiyatlara satın alıp keyifle tüketmek. Ancak bir de işin üretici boyutu var. Üretciden kasıt; dededen toruna 3. nesil olabilir, büyük bir holdingin ek iş yapalım ve bunda iyi olalım diyen bir aile üyesi olabilir; ufak çapta bir bahçesi olan alaylı yerel üretici olabilir, bir tadım uzmanının, ziraat, gıda, kimya mühendisinin girişimi olabilir; olabilir de olabilir... Hazırda zeytin bahçeniz vardır, iyi tarım uygulamaları ve organik geçiş sürecinde 5-6 yıldır uğraşıyorsunuzdur, sıfırdan zeytin bahçesi kuma hayaliyle daha zemin etüdü, toprak analizi, arazi eğimi, doğru yer arayışındasınızdır. Zeytini dağdan toplarsınız, zeytini düz ovada toplarsınız, elle toplarsınız, pek olmasa da hasat makinası alırsınız; o sene hava iyidir, o sene hava kötüdür; sıkım tesisiniz vardır, sıkım tesisiniz yoktur ama yapım aşamasındadır parkur İtalyandır ayrı masraf yerli parkurdur o da bir masraf; filtresiz üretim yaparsınız, filtreli yaparsınız; filtreli yaptınız bir de gidip yine Euro ile aldığınız kağıt filtreleme yaparsınız; saklama koşuluna uygun yeriniz ve altyapınız vardır veya yoktur. Yağı elde ettiniz; altın kural vardır "Ambalaj satar"; artık orta karar vizyonerseniz de markalaşırsınız, herkesin gittiği bence gayet güzel işler çıkartan Feniks Ambalaja gidip şişeyi seçersiniz, güzel bir etiket yapıp web sitesi için iyi bir yazılım firmasıyla anlaşırsınız ve ödeme sistemini siteye entegre edersiniz. Herkes sitenizden satın alma yapacağı için de bilindik alışveriş sitelerine %20'lere varan komisyon ödemezsiniz ve yerel butik marketlerle konsinye çalışmazsınız(!) Merhaba kurtlar sofrasına hoşgeldiniz... İkinci paragrafta belirttiğim yerli firma Arbequinayı 500ml'si 100-TL'ye satacak; çünkü İspanya'dan ithal ettiği fidanlara, aldığı hasat makinasına, kurduğu tesise belki milyon euro yatırım yaptı. Arbequina'yı çok sevdiği için seçmedi ya da bodurluğuna vurulmadı; var yılı yok yılını aza indirgeyen, sık dikime müsait, verimi yüksek, bakımı ve hasadı görece kolay olduğu için seçti. Çünkü firmayı kurarken babasının hayrına o firmayı kurmadı, kar elde etmek için kurdu; gitti yerli yabancı danışmanlarla çalıştı vs vs... Bunu yapması fiyatının pahalı olduğu gerçeğini değiştiriyor mu? Tabiki hayır. Bazı firmalar gibi yurtdışına farklı, iç piyasaya makul fiyatlama yapabilir miydi? Elbette... 500ml'si 100+ gibi fahiş fiyatlamada üretici ikna kabiliyetini kullansa, tüm tabloyu göz önüne serse de psikolojik eşik diye bir husus var. Genel geçer tüketicinin markette zeytinyağı olarak gördüğü, litresine 40-TL verdiği yerde butik bir üreticinin 500ml yağı 60-70-TL bandında tüketiciye kabul ettirmesi bile zorken fahiş fiyatlamayı kabul ettirmek oldukça güç. Başka bir açıdan şu düşünülebilinir; 500 ml zeytinyağı bir zevk işidir ve ortalama olarak hızlı tüketimde minimum 2-3 haftada tüketilir. Güzel bir lokantada bir gecede harcanan para, iki-üç saatte tüketilecek orta kalite bir şişe şaraba verilen meblağ vs vs düşünülünce de en az iki hafta keyifle tüketilecek iyi bir zeytinyağına gayet de para verilir. Üreticiler açısından maliyetlerin değişkenliği ve artışı kuşkusuz gözardı edilmemesi gereken bir unsur. Neticede hasatta cepten harcanan meblağı da yıl boyunca satışla çıkarmaya çalışıyorlar ve bunu yaparken de saklama vs masrafları oluyor. Bir de Türkiye'yi kıyaslarken aslında İspanya'dan ziyade İtalya, daha çok da Yunanistan ile kıyaslamak daha doğru olur görüşü hakim. İspanya uçmuş gitmiş durumda zaten ve bu ülkelerdeki üreticiye yapılan teşviklerle, bizim ülkemizdeki teşvikleri de değerlendirmek gerek. Bahsini ettiğiniz whatsapp mesajını okumayan firmaya gelirsek de güven duyup duymamak size kalmış ancak buraya bu kadar yazı yazmak için harcadığınız zamanın 1/50sini telefon numarasını çevirerek harcasaydınız; direkt üretici veya satış sorumlusuyla irtibata geçebilirdiniz. Aslında bu söylediğim benim konuştuğum bütün üreticiler için geçerli, hangi üreticiyi aradıysam, ilgili ve meraklı olduğunuzu anlayınca telefonu kapatmak istemiyorlar. 1183 polifenol olayına gelirsek de sofranıza gelene kadar aynı değeri koruması muamma, kaldı ki 2019 yağı ama buradaki birçok tüketiciye göre çok çok güzel bir yağ; yakıcılık ve acılık konusunda 2019 yağları içerisinde tattıklarım arasında en üst düzey. Polifenol, tyrosol, gallik asit olayı da tür tür; Aydın ve İzmir'de bu ölçümleri yapan yerler var ve farklı sonuçların da çıktığı dile getiriliyor. Yüksek polifenol, düşük asit oranı ve peroksit değeri iyidir ama zeytinyağının sadece polifenole özgülenip sağlık ürünü adı altında pazarlanması ve satın alımının da sadece buna göre yapılması garip geliyor bana. Zeytinyağı bir kültürdür; duyusal tarafı ve geleneği de unutmamak gerek diye düşünüyorum. Saygılarımla... |
| Arkadaşlar sizce de bu yarışma ve polifenol olayları biraz abartılmıyor mu ? Hatta bir işletme sahibi şunu söyledi numuneye gönderdikleri zeytinyağının kalitesi (değerleri) ile tüketiciyi tedarik edilen zeytinyağının kalitesi aynı mı ? Birde herkes kendine bir ülkeden altın madalya veya premium veya bronz kategorisinde bir ödülde bulmuş.Sonraki süreç malum pr çalışması sonrası gelen fiyatlardaki artışlar. |
|
Bence aramızdan bir başkan, sözcü vs seçelim. Bizim adımıza firmalarla iletişime geçip kampanya-indirim vs istesin. Bu iş için @Askaparta ve @Sancu ikiniz birlikte mükemmel bir ikili olursunuz. Benim oyum size. Sayenizde bizde kaliteli zeytinyağlarını daha ucuza almış oluruz. |
|
Arkadaşlar bir süredir tibak erken hasadı kullanıyorum. Belirtmemişler ama ürün filtresiz geldi. -Filtresizlik benim için sorun değil çünkü bizim mutfak şimdilerde bildiğin soğuk hava deposu- Bu sene fiyatı yaklaşık %50 oranında artırmışlar. Bence bir hayli yüksek bir artış oranı. Buna rağmen fiyat hala fahiş seviyede değil. 2lt. 130 tl. Ama bu son rakamlardan sonra bende daha uygun alternatiflere yönelme düşüncesi oluştu. Yağla ilgili tecrübemi paylaşacak olursam: yakarlık ortanın üzerinde ve koku aroma ve acılığa göre biraz daha yüksek. Forumdaki yorumların etkisiyle olsa gerek ilk defa bir üründe muz aroması aldım, uzaktan biraz da badem tadı geliyordu. Kapağı açtığımda mutfağa yayılacak kadar olmasa bile freş kokular (kesilmiş çimen gibi) vardı üründe. Belirgin bir acılığı yok ürünün. Koku-yakarlık-acılık yönünden biri diğerine baskın olmayacak şekilde dengeli bir yağ gibi geldi bana. Resimde de bu seneki asitlik oranı ve fenol ölçüm sonucu var. Tabi bu sonuçlar çıkan ürünün genelini ne kadar yansıtır bilinmez. Ayrıca gatilanın foruma dönmesine sevindim. Hoş geldin başgan! Aman bi yerlere gitme buraların sensiz pek tadı kalmıyor. Herkese iyi hafta sonları. < Resime gitmek için tıklayın > |
|
Merhaba, 2 sene once, Plomari, Midilli adasi.. Uzonun hatta rakinin baskenti.. 5 cesit meze, biri full karides tabagi, digerleri de oyle haydari turu bahartli yogurtlar degil, full full mezeler, arti bir 20’lik Barbayanni Euzon, toplam 10 euro!.. 5 tabak meze bir sise uzo, 10 euro!!!! Bu adamlar bu hizmet ve kaliteli urunler ile kar edip isletmelerini ayakta tutabiliyorlar ise, bizimkiler ne yapiyor? Altlatina BMW, AUDI, Mercedes cekme yarisindalar.. Daha cok ornek verilir de, iste kime faydasi var.. |
|
yağın renginin yeşilimsi olmasını isteyen firma sıkım aşamasında yapraklardaki klorofilden faydalanmak için zeytin yaprağı karıştırırsa yağ yeşil olur diye düşünüyorum. rengin kalite açısından bir ölçüt olmadığı söylensede yağın renginin yeşil olması insanın kaliteli ürün kullandığı hissine kapılmasına neden oluyor. yaprak karıştırarak tüketiciyi kandırmaya dönük hile yapılabilir. birde sizin dediğiniz gibi yaprağın acılığı yağda hissetmek istediğimiz acılığı da verir çünkü zeytin yaprağında da polifenol bulunur. aklımdaki bir diğer şüphede yağda olması istenilen elma, çağla, çimen, muz, domates vb. kokuları. sıkım aşamasında domates yaprağı karıştırılan ürünler mis gibi domates kokar. domates yaprağının ne kadar baskın bir aroması olduğunu bilirsiniz. sıkım aşamasında birazcık domates yaprağı bile karıştırılsa yeterli olur. ya da başka hangi aromalardan isteniliyorsa karıştırılabilir mi? neden olmasın |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @deepdarkdirty