20.03.2015 Edit: Neden sizleri süründürdüm fakat birkaç korkumu yazayım: -İş yerinden gelecek tepkiler. -Buradan gelecek tepkiler(Reklam vb sanılması) -Kişilerin karakterine yaptığım yorumlar dolayısıyla alacağım sorumluluklar.
30.01.2015 - 31.03.2015(Kısmetse) yazdığım iş yeri günlüğüğünün geçtiği yer arkadaşlar İstanbul/Mecidiyeköy/Simit Sarayı 4'tür.(Cevahir Avm'e en yakın, Burger king yanı olan Simit Sarayı)
DH'li kardeşlerime/abilerime not. Eğer iş yerime gelir, yazdığım uçsuz bucaksız, uykularımı feda ettiğim bu günlüğü okuduğunuzu belirtip bir ziyaretime gelirseniz sevinirim, vardiyam boyunca da hepinize bir çay ısmarlarım/bulduğum boşluklarda sorularınızı yanıtlar, kendimden bahsedebilirim. Eğer toplu organize olursanız gerçekten güzel bir hatıra olur. Konuya ara ara fotoğraflar ekleyeceğim orada çalıştığıma dair, sizler de gelirseniz toplu olarak/bireysel olarak fotoğraf çekilip buraya ekleyebiliriz. Günlük bittiğinde de bu 2,25 ay boyunca kazandıklarım, tecrübelerim, iş hayatı, kaybettiklerimi içeren bir raporvari bir yazı yazıp konuyu rafa kaldıracağım. Ayrıca konunun adını üyeliğime karakteristik kazandırmak için İşyeri Günlüğüm'den Simit Sarayı Günlükleri'ne çevirdim. Bir kere bile okumuş olan DH üyelerine bir teşekkürü borç bilirim. Tugay Özdil/DH - Surfer Rosa (Ocak-Şubat-Mart) Not: İfşayla ilgili yorum yaparsınız artık, baya sustunuz.
12.03.2015 Edit: Arkadaslar anket ekledim, konunun müdavimleri ve en az bir kere okumus kisilerin oy vermesi tercihimdir. Konunun gelecegi söz konusu, buraya gerçekten biseylerden feragat ediyorum o yuzden dusunceleriniz benim icin cok onemli.(turkce karakter yok. :) ) Isten nisan ayinda cikiyorum, 31 mart son gun bilginiz olsun. Tatminkar bir sonuc elde ettigimde karar verecegim. Ama gercekten uykularim kaciyor bu konu icin, bilginiz olsun. Ayrica okuyanların azaldigini dusunuyorum iyice. Fazla geldi galiba uzun ve bos yazilar. Turkce karakter sorununu da cozecegim, fakat ilk mesajda degil. Ilk mesajda sadece ilk gun olacak.
28.02.2015 Edit: Türkçe karakterler dolayısıyla ilk mesajı güncellemeyi bıraktım. Artık sadece mesaj olarak yazacağım. Başlığı da değiştiriyorum. Arkadaşlar, ne kadar okunduğumu bilmem amacıyla okuduğunuz günü +'lar mısınız unutmazsanız. Okuyan herkese teşekkürler, daha sıkılmadım buradayım. Ama belirteyim okumak istemiyorsanız yazmayabilirim de.
Yeni yazı dizisi olabilir, umarım beğenirsiniz arkadaşlar elimden geldiğince samimi olmaya çalışacağım. Ve günlük yazmak faydalıdır unutmayın.
30.01.2015 Cuma
Beyler bugün tam 7. günüm olmuş onu farkettim. 1 haftadır 15:00 - 01:00 arası çalışıyormuşum iyi gayret gösteriyorum kendimce.
İş:Simit sarayında garsonluk tarzı bişey.(Self servis kafede neyin garsonluğuysa, neyse çay falan götürüyoruz onları sayayım bari. Bir de boş topluyoruz.)
İş detayları: 35 dk yemek molası. 15dk çay molası. Süre:10 saat. pfff. Keşke zorunda olmasaydım ama zorundayım maalesef.
Bugün biraz farklıydı 13:00'da hala yatakta dönüyordum yol yaklaşık trafik dahil 40 dakika sürüyor.(olmasa 10 dakika sürerse kendimi sınırsız çizerim) Akbil doldurdum bindim otobüse. Çok yakın lise arkadaşım gelmiş iş yerime dedi ki oturuyorum ben, tamam dedim geldim falan işte selamlaştık aramızdan su sızmaz. Ben dedim başlıyorum molayı 16:00 civarında verirler dedim. Tamam dedi cool cool pufuduk koltuğa oturdu sayın arkadaş ve kitabını okudu. Ben de üzerimi çıkarıp giydim fermuarlı kırmızı firma şeyini taktım şapkamı aynı ASH gibi oluyorum zaten. Dedim yukarı katı mı alıyorum, evet dedi vardiya müdürü bir kız. Bunlar 3 tane. ikisi bayan birisi erkek. En çok erkekle sonra muhabbetim olan kızla sonra da diğer muhabbetim olmayan kızla samimiyetim var. Sırası öyle yani. :D Neyse ben çıktım yukarı ortalığı falan toparladım. Bi masa vardı kız hep bana baktı baktı sevgilim olduğundan pek takmadım zaten güzel de değildi de neyse. Bir ara şeyi konuşuyorlardı ya bizim sınıftaki erkekler çok çirkin. La bu memleketteki herkes çirkin olsun yeter ki beyinleri dolu olsun. Nerdeee, hala güzellik çirkinlik. Gezdim falan ben yine piyasada masa sildim bardak topladım. Kata paspas attılar, yardıma ihtiyacları var mı diye sordum yok dediler. Ben de eyvallah dedim kilitlendim kaldığım yerde kirlenmesin diye. Biraz gezdim katı zabıta gibi, bi abi vardı dün bir kadına vurulmuştu da, ben de bir kıza yazıyor gibi gözükmüştüm(Beyler kesinlikle yazmadım işin arkasında masumiyet var.) O abinin yanında da bir abi vardı hep şey diyodu kardeşim kız seni kesiyo kız içerde falan. Dedim işte, kızcı abi yokmu dedim. Yok kardeşim dedi. Abi dedim buradayım direk seslen gelirim, sağolasın dedi.
Mola saatim geldi, bize çay beleş, arkadaş da alacaktım kasadan marka alıyoruz abi dedim kartı vereyim elini kaldırdı sakın der gibi(vardiya müdürlerinin erkeği) tamam abi dedim çıktık yukarı arkadaşla muhabbet ettik. Ha o arada eşyalarımı çıkarttım kısa kollu vardı montun içinde, onunla beraber ve cool şapkam isteyene ss atarım öyle gezmemi istediler eğer içerde duracaksam. Ben de tamam dedim. Şapkayla gerçekten çok tarzım bak inanın. :D Bitti mola bi müşteri işte okuyomusun falan dedi, dedim aynen ytü endüstri, dedi xxyy'yi tanıyor musun. Evet dedim soyadı zzpp mi. Evet ben onun annesinin arkadaşıyım dedi. Hıı ne tesadüf dedim. Kocaman kadın. Dedi ki ben de istanbul ünivrersitesinde halka ilişkiler okuyorum. Kaldım mal gibi dedim sonra "Başarılar" :D Zaman geçerken bir tek başına oturan adama simit getirdim 75 kuruş bahşiş aldım. Sonra hiç beklemediğim 2 adam 5 TL'nin üzeri olan 1 tl verdi. Aynı şekilde 10tlnin üzerin 6tlnin 1 tlsini 2 kere aldım toplamda. Bir kız çay istedi, peşin alıyoruz dedim telefonla konuştu anlamadı açıklamak zorunda kaldım güldüm falan biraz sırnaştım yanlış anlamasın diye, kurtardım durumu. Yoksa hiç sevmiyorum biz 2 çay alalım diyene hııı abi 4tl ya demeyi. :/ Çok kötü yani.
Kimi güvenmiyor falan sanki kaçıcaz yyawww diyorlar. Sanki benlik durum. :D Çay molasına çıktım bi çay bi simit aldım yukarı geldiğimde yukarısı tıklım tıklımdı... Bir grup vardı rahat 12 kişi varlardı konserden bahsediyorlardı işte çılgın repçiler gibi duruyolardı birinde obey şapkası vardı. Yanlarında bi dangalak çıkardı muşta salladı. Allahım ya ne adamlar var, boş gerzek.
Zaten 2 masa kapatmışken sonradan gelenlerden biriyle ayrı temizlediğim masaya geçtiler. La o molaya çıkmaz olaydım. Yerime bakan psikopat abi sanki hiç yok gibiydi.
Bugün bi kız yine kesti kesti ama gerçekten rahatsız oldum(iş elbiseleriyle bişey atsanız yapışmaz modundayum bu arada tipim aynı öyle) sonra dedim bi ara bişeye ihtiyacınız varmı(fix sorudur kendisi) yok dedi soğuk soğuk. Sonra erkek arkadaşı geldi sevgilisi olduğundan %60 eminim. Bu kız şey dedi. ya siz beni artık tanıyosunuz ben çaya şeker atmıyorum öyle getirirsin tamam mı :))) yaptı. Ben de yüz vermeden peki dedim ama yine gülümsedim. Arkadaşına dedim siz kaç tane atıyosunuz falan 3 dedi. Erkeğe dönmeseydim çok söverdi arkamdan, bilirim kendimden. Toparladım ortalığı falan.
Ha bir ara şey oldu gülmekten kafayı yedim resmen. Kasada bi abimiz var, kasacı diyeyim. Çay siparişi aldım geldim parayı uzattım kasada, dedi ki. Self servis. Ya ne güldüm burada :D Size çok komik gelmeyeceğinden eminim ama o an baya güldüm.
Bir ara da toplu bi turist gurubu geldi, nargile var sanmışlar yok falan dedim nerde bulabiliriz falan dedi işte anlattım sora sora türkçe bizimkilere. DÖktürdüm ingilizceyi.
Aklıma gelenler bu kadar highlights diyebileceğim. Üst katı kapatırken arkadaşla baya konuştuk iyi niyetini çok suistimal falan etmişler bunun burada çalışılmzaz falan dedi onunla baya zaman geçirdim yukarda. Saf çocuk sevdim kendsini. Aşağı indim tepsileri sildim biraz bahçede takıldım ve favori olan yiyeceklerden beleş veriyorlar kalmasın diye onları aldım ve yurda geldim. 40 dakika yürüdüm, ölüyorum yorgunluktan.
Bugünlük bu kadar, umarım süreklilik sağlarım.
Sorulara açığım bu arada.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Surfer Rosa -- 20 Mart 2015; 0:27:39 >
Bugün işe zamanında gittim direk muhabbetim olan vardiya müdürünü buldum. Girerken kimseye selam vermemiştim ciddi ve sert girdim kar yağıyordu ve ne bileyim kimse bana bakmayınca bende daldım öyle. Neyse geldim yukarı giyinip dedim merhaba kolay gelsin, dedi ki nereye geçeceğini mi soruyorsun falan dedi. Dedim evet. Sizzz dedi paspas atın mmnn ile, ben de o sırada cam silen 15 yaşındaki kız(Yaşından dolayı şok olduğum kız 1(2.si de var)) cam siliyordu.(Nasıl cümle...) İşte dedim biz onunla daha önce attık, atarız yine dedim. Çıktık üst kata, felaket kar yağıyor üst kat orta yoğunlukta. Başladık üst katı bitirdik fakat ıslak olduğundan paspas ıslandı baya, o da mopla geçti. Sonra bahçenin yarısını paspasladık diğer yarısına erkek vardiya müdürü boşverin dedi. Alta yapalım dedim, altı da boşverin dedi ben çıktım 15:36'da molaya. (Başlangıç 15:00) Neyse. Bu sırada diğer bir çalışan kız geldi, herkesle samimi falan, çok neşeli geldi bağrıyor nabıyorsun falan argo argo takılıyor millete, gelmiş okuldan liseli. Dedim bu ne neşe falan. Bir ara erkek vardiya müdürüne dedi ki naaabıyon sen ne o omzundaki, aa kız saçı, simit sarayınca ce...t vaaaar diye bağırdı koptum resmen. :D Küfür yakışmıyor fakat, edince de gülmeden duramıyorum. Mola 16:06'da bitti gittim ben bahçeye. Bahçe bir sıkıcı bir sıkıcı resmen daral geliyor adama. Ben üstcü adamım arkadaş, salacaksın beni üste. Müşteriler belli, zabıtalarım orada, normal erkekten biraz daha kadınsı bir adam ve grubu var, seviyorum hepsini. Bir tane asla ve asla self servis kafede çay almayan dayı mı desen, avm'den çıkışta bir çay içip kalkan mı desen. Tanırım hepsini artık. İddaa'dan para kaldırıp yiyen mi desen. Ama bahçedeydim işte bir süre. Sonra nasıl oldu bilmiyorum bir anda üste çıktım parti başladı. :D
Hahahahaha. İşte neşeli gün açıklamasının kaynağı geliyor. Bir masa vardı. Tek kız. Dedi ki çay getirebilir misiniz. Pat diye dedim ki parayı peşin alıyorum. Baktım hazırlıyor parayı falan, dedim ki neden diye sormayacak mısınız. Güldü, neden dedi. Dedim ki biz de müşteri gibi davranıp çayı alıp size öyle getiriyoruz dedim.(Harbiden de sıra bekliyorum arkadaş fakat ne müşteride ne çalışanda sıra kavramı var :@ neyse.) Güldü işte, hemen getiriyorum dedim. Arkadaşlar bu kız kalkana kadar hep bana güldü. Yani bişey oluyor göz göze geliyoruz ve gülüyor anlatabiliyor muyum. Ben de gülüyorum o da gülüyor. Paso gülüştük. Tabi tek kalmadı "sevgilisi" varken bile güldü. Arkadaş grubu geldi hep güldü gülüştük, hep günümün neşeli geçmesini sağladı. Aşağıya da baktım bir ara 2 kişi vardı dedi ki işte ufo açılmıyor mu(ama burdaki neşe doğal neşeden geliyor o kızdan da önce). Dedim o bozuk falan, geçin dedim içeri daha sıcak. Sigara dedi. Yav ne sigarası bırak yav dedim güldüm, güldüler falan. Bu kıza tekrar geleceğim.
Bar masası tarzı da var orada 3 sandalyeli, yüksek masalı. Dedim ki bir çifte tepsinizi alabilir miyim, kız dedi hayırrr bağırdı biraz. Vov tamam dedim. Çok az bişey vardı tabaktaki tatlı, normalde almalık yani. 2-3 dakika sonra galiba yediniz alabilirim dedim, gülerek evet dediler.
Yukarıda bahsettiğim (ılık diye devam edeceğim fakat dışladığımdan, tiksindiğimden veya geri kafalılık olarak söylemiyorum bunu. Dekolte giyen, ince sesle konuşan, dar pantalon ve davranışları kız gibi birisi çünkü. Ama iyi.) erkek kişi, yani ılık, yukarıya doğru geliyordu. Ben de soğuktan içerideki servantı kullanmaya başladım, balkonu da kapattım 1-2 müşteri oldu çünkü genelde. Balkonun en yakınındaki masalara kar geliyordu hesab edin. Tam bişey koyarken ılığın elindeki büyük çay düştü, bardak kırılmadı ama çay döküldü. Gitti yenisini aldı. O an olayı tam görememiştim, sonradan yine prize takmış telefonuyla takılırken sordum -arkadaşı da vardı- çayı sen dökmüştün dimi dedim. Evet dedi, çanta taşıyordu bilmiyordu taşımasını o döktürdü dedi, dedim sorun değil tanıdıksınız siz falan dedim. hem bardak da kırılmadı dedim. Ha kırılsaymış keşke dedi, güldük öyle. Biraz uğraştırdı o çay da, neyse pek değildi.
Şekerleri topladığım kaba bir baktım, ne göreyim. 15 gr nutella. Hemen aşağıdan bir panda kaşığı, 1 seferde kaşığa toplanan nutella ve onu tek seferde yiyiş. :D Kaçamaklarım başkadır.
Aşağıda olduğum süre boyunca bir grup vardı. Gençler. İzliyorum sadece. 6 kişiler. Selfie çekmeye çalışıyorlar. Yok ayakta, yok biri deniyor. Yok oturuyor falan. Cidden çok kastılar çekmek için. Dedim ki gidip, ver. Verin şu telefonu dedim :D Hepsi güldü işte çok sağolun falan dedi. Çektim. Sonra da 2 li 3 lü selfie çekmeye başladılar. Baya da çektiler, fazla yapmacık geliyor sevmiyorum. Gizli gizli güldüm hep.
Bugün hep yukarıda belirttiğim videonun belirttiğim saniyeleri döndü beynimde. Fakat ters şekilde.
Kafamdaki: Put your helmet on the ground, ring the bell three times, you're done. Orjinali: Ring the bell three times, put your helmet on the ground, you're done. :D
Bugün bunu hep gittim 15 yaşındaki kıza söyledim, türkçesini ama. Anlamadı, cevap da vermedi pek güldü sadece. Keşke anlayacak kafa yapısında olsa birileri etrafımda. Ben gibi. İmkânsız... Hep "Ha, ne" falan dedi. Neden söyledim, bilmem. Beynimdekini dışarı vurma isteği olabilir.
Bugün çok yazacağım sanırım.
Bir masada suratsız bir adam vardı. Gittim buyrun dedim icetea dedi kartı verdi. İcetea'sını götürdüm koydum hiçbişey demedim. Çünkü öncesinde çatal istedi normalde kendisinin akıl edip alması lazım unutmuş yani. Getirdim, poker surat resmen. Hizmettir bu hizmet. :@
Bir ara cama, beynimde dönen sözü yazdım. Buğu olmuştu. Kimseden de çekinmedim. Ne de olsa kat benim. Hobarey. Ha, neşeli zamanlarımda da "Current mode = :)" yazdım cama. Hep gülen kız yüzünden :D Ve içimdeki doğal neşe patlamasından.
Sevgilisinin kollarında bile göz göze gelmemiz benim gülmeme yetiyordu ya. Ki o da güldü eminim. ama %60 gülüştük öyle. Çünkü bazen takmadım, o da takmadı. Ama yüzüme yüzüme gülüyordu yani, bişey ima eder gibi. Sevgilisinin üzerime gelme, kıskanma ihtimali düşündürdü beni ama sonuçta karşılıklıydı. Çıkarken iyi akşamlar dediler. Masa siliyordum kız da dedi. Merdivenden inerken özellikle kolay gelsin dedi "gülerek" ve ben de "sağol" dedim gülerek. Ve gidene kadar gözlerine baktım, o da. Umarım tekrar gelir. ama hatırlamam herhalde yüzünü. Sevgilisi de kolay gelsin dedi yani problem yoktu herhalde. Bu arada tamamen gülücük odaklıyım, kızla çıkayım sevişeyim aşk yaşayayım falan değil. Kalbim dolu zaten.
Zabıta amcalar yine geldiler. Kafede oturup ihbar bekliyorlar gelince de gidiyorlar. Maden suyu istediler, getirdim. 2 TL aldım 3 TL uzattığı halde. Kasacı da yeri geldiğinde 2 TL almıştı. Fakat kasada muhabbetim olan vardiya müdürü vardı dedi ki sen onlardan 2 TL 25 kuruş al(2,15 TL fiyatı) karıştırdı herhalde dedim, ve dedim ki (onlara çay indirimli sadece) onlarla çok yakınız falan dedim 25 kuruşun hesabını yapmak olmaz dedim ayıp falan dedim. sen yine de al dedi. orda bi neşem bozuldu. Ama sonra tekrar kız güldüğünde gelmişti. :D Kız ya. :D Gelsin teşekkür edeceğim tekrar.
Bir masada 2 kız vardı. Kız kapıyı kapalı tutar mısın dedi sık sık girip çıkarken balkona. Peki dedim, her seferinde güleryüz gösterdi kapıyı kapatasım geldi istekle, şevkle. Fakat yine aynı yere kapının soğuk vurduğu masaya yani bir evli çift geldi oğlum kapıyı kapar mısın dedi normal tonla. Daha az istekli şekilde kapalı tuttum kapıyı.
Bir adam biladerli falan konuşuyordu sert sert. Çay istedi, kalem istedi götürdüm. Arkadaşları geldi. 10 TL verdi 5 çay dedi. 4 kişilerdi. Dedim fazla var para, küfürlü bir şekilde boşver sende kalsın dedi. :D Aldığım ilginç bahşişlerdendi. (Toplam 9,75 bu arada) Öncesinde de vermişti. Bir ara da kurabiye istediler, küçük götürmüşüm adam aşağıya kadar geldi kendi aldı değiştirdik getirdiklerimi.(Anlamıyom ki kurabiyeden pastadan ne yapayım :( ) bol özürlü masalarına uğurladım.
Bir çift geldi, sobayı yaksana falan dediler. Gittim yaktım. Arkamı döndüklerimde yoklardı. Ne garip adamlar var.
Bir masada da türkmen 2 erkek vardı. Baya oturdular soğukta muhabbet ettiler falan. Lobici olmam nedeniyle belki isterler diye dedim ki çay içer misiniz. Kart var dedi. Olur dedim, getir cihazı dedi, kartı alcam ama dedim. Şifreyi vercez? dedi. Evet dedim. Gitti kendisi aldı. Sormamdaki amaç sadece isteklerini yerine getirmekti ama bir ara çaylarının yarısında oldu mu dedi. Yanlış anladınız oturabilirsiniz falan dedim sadece nezaketen sordum falan dedim, özür diledim terkettim masalarını. Üzüldüm, yanlış anlaşılmıştım.
Bugün zabıtalardan ilk bahşişimi aldım. Adam içimden geldi falan dedi. Bir ara televizyondaki bir kanalı istediler, sordum erkek vardiya müdürüne açamam falan dedirtti bana. Üzüldüm, o kadar muhabbete bir kanal açamadım ama onlar da anladı emir kulu olduğumu. Biraz iddaa Fb-Gs muhabbeti yaptık adamlarla. Kalktılar. Her gün geliyorlar hal hatırımı soruyorlar falan seviyorum onları.
11'de aşağı geçtim tekrar. Saat 12'den sonra geçmiyor aşağıda. Normalde 12'de inerim 1 saat sonra çıkarız. Yok arkadaş zaman donup kalıyor resmen. Neyse muhabbetle falan geçirdik zamanı bir şekilde. 2 kişiydik lobiye bakan.
Günüm kendimce dolu geçti. 40-45 dakikadır yazıyorum kusura bakmayın. Her günüm böyle geçmiyor malum... :)
-İş yerinden gelecek tepkiler.
-Buradan gelecek tepkiler(Reklam vb sanılması)
-Kişilerin karakterine yaptığım yorumlar dolayısıyla alacağım sorumluluklar.
30.01.2015 - 31.03.2015(Kısmetse) yazdığım iş yeri günlüğüğünün geçtiği yer arkadaşlar İstanbul/Mecidiyeköy/Simit Sarayı 4'tür.(Cevahir Avm'e en yakın, Burger king yanı olan Simit Sarayı)
DH'li kardeşlerime/abilerime not. Eğer iş yerime gelir, yazdığım uçsuz bucaksız, uykularımı feda ettiğim bu günlüğü okuduğunuzu belirtip bir ziyaretime gelirseniz sevinirim, vardiyam boyunca da hepinize bir çay ısmarlarım/bulduğum boşluklarda sorularınızı yanıtlar, kendimden bahsedebilirim. Eğer toplu organize olursanız gerçekten güzel bir hatıra olur. Konuya ara ara fotoğraflar ekleyeceğim orada çalıştığıma dair, sizler de gelirseniz toplu olarak/bireysel olarak fotoğraf çekilip buraya ekleyebiliriz. Günlük bittiğinde de bu 2,25 ay boyunca kazandıklarım, tecrübelerim, iş hayatı, kaybettiklerimi içeren bir raporvari bir yazı yazıp konuyu rafa kaldıracağım. Ayrıca konunun adını üyeliğime karakteristik kazandırmak için İşyeri Günlüğüm'den Simit Sarayı Günlükleri'ne çevirdim. Bir kere bile okumuş olan DH üyelerine bir teşekkürü borç bilirim. Tugay Özdil/DH - Surfer Rosa (Ocak-Şubat-Mart)
Not: İfşayla ilgili yorum yaparsınız artık, baya sustunuz.
12.03.2015 Edit: Arkadaslar anket ekledim, konunun müdavimleri ve en az bir kere okumus kisilerin oy vermesi tercihimdir. Konunun gelecegi söz konusu, buraya gerçekten biseylerden feragat ediyorum o yuzden dusunceleriniz benim icin cok onemli.(turkce karakter yok. :) ) Isten nisan ayinda cikiyorum, 31 mart son gun bilginiz olsun. Tatminkar bir sonuc elde ettigimde karar verecegim. Ama gercekten uykularim kaciyor bu konu icin, bilginiz olsun. Ayrica okuyanların azaldigini dusunuyorum iyice. Fazla geldi galiba uzun ve bos yazilar.
28.02.2015 Edit: Türkçe karakterler dolayısıyla ilk mesajı güncellemeyi bıraktım. Artık sadece mesaj olarak yazacağım. Başlığı da değiştiriyorum. Arkadaşlar, ne kadar okunduğumu bilmem amacıyla okuduğunuz günü +'lar mısınız unutmazsanız. Okuyan herkese teşekkürler, daha sıkılmadım buradayım. Ama belirteyim okumak istemiyorsanız yazmayabilirim de.
Yeni yazı dizisi olabilir, umarım beğenirsiniz arkadaşlar elimden geldiğince samimi olmaya çalışacağım. Ve günlük yazmak faydalıdır unutmayın.
30.01.2015 Cuma
Beyler bugün tam 7. günüm olmuş onu farkettim. 1 haftadır 15:00 - 01:00 arası çalışıyormuşum iyi gayret gösteriyorum kendimce.
İş:Simit sarayında garsonluk tarzı bişey.(Self servis kafede neyin garsonluğuysa, neyse çay falan götürüyoruz onları sayayım bari. Bir de boş topluyoruz.)
İş detayları: 35 dk yemek molası. 15dk çay molası. Süre:10 saat. pfff. Keşke zorunda olmasaydım ama zorundayım maalesef.
Bugün biraz farklıydı 13:00'da hala yatakta dönüyordum yol yaklaşık trafik dahil 40 dakika sürüyor.(olmasa 10 dakika sürerse kendimi sınırsız çizerim) Akbil doldurdum bindim
otobüse. Çok yakın lise arkadaşım gelmiş iş yerime dedi ki oturuyorum ben, tamam dedim geldim falan işte selamlaştık aramızdan su sızmaz. Ben dedim başlıyorum molayı 16:00
civarında verirler dedim. Tamam dedi cool cool pufuduk koltuğa oturdu sayın arkadaş ve kitabını okudu. Ben de üzerimi çıkarıp giydim fermuarlı kırmızı firma şeyini taktım
şapkamı aynı ASH gibi oluyorum zaten. Dedim yukarı katı mı alıyorum, evet dedi vardiya müdürü bir kız. Bunlar 3 tane. ikisi bayan birisi erkek. En çok erkekle sonra muhabbetim olan
kızla sonra da diğer muhabbetim olmayan kızla samimiyetim var. Sırası öyle yani. :D Neyse ben çıktım yukarı ortalığı falan toparladım. Bi masa vardı kız hep bana baktı baktı
sevgilim olduğundan pek takmadım zaten güzel de değildi de neyse. Bir ara şeyi konuşuyorlardı ya bizim sınıftaki erkekler çok çirkin. La bu memleketteki herkes çirkin olsun
yeter ki beyinleri dolu olsun. Nerdeee, hala güzellik çirkinlik. Gezdim falan ben yine piyasada masa sildim bardak topladım. Kata paspas attılar, yardıma ihtiyacları var mı diye sordum yok dediler.
Ben de eyvallah dedim kilitlendim kaldığım yerde kirlenmesin diye. Biraz gezdim katı zabıta gibi, bi abi vardı dün bir kadına vurulmuştu da, ben de bir kıza yazıyor gibi gözükmüştüm(Beyler kesinlikle yazmadım işin arkasında masumiyet var.)
O abinin yanında da bir abi vardı hep şey diyodu kardeşim kız seni kesiyo kız içerde falan. Dedim işte, kızcı abi yokmu dedim. Yok kardeşim dedi. Abi dedim buradayım direk seslen gelirim, sağolasın dedi.
Mola saatim geldi, bize çay beleş, arkadaş da alacaktım kasadan marka alıyoruz abi dedim kartı vereyim elini kaldırdı sakın der gibi(vardiya müdürlerinin erkeği) tamam abi dedim çıktık yukarı arkadaşla muhabbet ettik. Ha o arada eşyalarımı çıkarttım kısa
kollu vardı montun içinde, onunla beraber ve cool şapkam isteyene ss atarım öyle gezmemi istediler eğer içerde duracaksam. Ben de tamam dedim. Şapkayla gerçekten çok tarzım bak inanın. :D
Bitti mola bi müşteri işte okuyomusun falan dedi, dedim aynen ytü endüstri, dedi xxyy'yi tanıyor musun. Evet dedim soyadı zzpp mi. Evet ben onun annesinin arkadaşıyım dedi. Hıı ne tesadüf dedim. Kocaman kadın. Dedi ki ben de istanbul ünivrersitesinde
halka ilişkiler okuyorum. Kaldım mal gibi dedim sonra "Başarılar" :D Zaman geçerken bir tek başına oturan adama simit getirdim 75 kuruş bahşiş aldım. Sonra hiç beklemediğim 2 adam 5 TL'nin üzeri olan 1 tl verdi. Aynı şekilde 10tlnin üzerin 6tlnin 1 tlsini 2 kere aldım toplamda.
Bir kız çay istedi, peşin alıyoruz dedim telefonla konuştu anlamadı açıklamak zorunda kaldım güldüm falan biraz sırnaştım yanlış anlamasın diye, kurtardım durumu. Yoksa hiç sevmiyorum biz 2 çay alalım diyene hııı abi 4tl ya demeyi. :/ Çok kötü yani.
Kimi güvenmiyor falan sanki kaçıcaz yyawww diyorlar. Sanki benlik durum. :D Çay molasına çıktım bi çay bi simit aldım yukarı geldiğimde yukarısı tıklım tıklımdı...
Bir grup vardı rahat 12 kişi varlardı konserden bahsediyorlardı işte çılgın repçiler gibi duruyolardı birinde obey şapkası vardı. Yanlarında bi dangalak çıkardı muşta salladı. Allahım ya ne adamlar var, boş gerzek.
Zaten 2 masa kapatmışken sonradan gelenlerden biriyle ayrı temizlediğim masaya geçtiler. La o molaya çıkmaz olaydım. Yerime bakan psikopat abi sanki hiç yok gibiydi.
Bugün bi kız yine kesti kesti ama gerçekten rahatsız oldum(iş elbiseleriyle bişey atsanız yapışmaz modundayum bu arada tipim aynı öyle) sonra dedim bi ara bişeye ihtiyacınız varmı(fix sorudur kendisi) yok dedi soğuk soğuk.
Sonra erkek arkadaşı geldi sevgilisi olduğundan %60 eminim. Bu kız şey dedi. ya siz beni artık tanıyosunuz ben çaya şeker atmıyorum öyle getirirsin tamam mı :))) yaptı. Ben de yüz vermeden peki dedim ama yine gülümsedim. Arkadaşına dedim siz kaç tane atıyosunuz falan 3 dedi.
Erkeğe dönmeseydim çok söverdi arkamdan, bilirim kendimden. Toparladım ortalığı falan.
Ha bir ara şey oldu gülmekten kafayı yedim resmen. Kasada bi abimiz var, kasacı diyeyim. Çay siparişi aldım geldim parayı uzattım kasada, dedi ki. Self servis. Ya ne güldüm burada :D Size çok komik gelmeyeceğinden eminim ama o an baya güldüm.
Bir ara da toplu bi turist gurubu geldi, nargile var sanmışlar yok falan dedim nerde bulabiliriz falan dedi işte anlattım sora sora türkçe bizimkilere. DÖktürdüm ingilizceyi.
Aklıma gelenler bu kadar highlights diyebileceğim. Üst katı kapatırken arkadaşla baya konuştuk iyi niyetini çok suistimal falan etmişler bunun burada çalışılmzaz falan dedi onunla baya zaman geçirdim yukarda. Saf çocuk sevdim kendsini.
Aşağı indim tepsileri sildim biraz bahçede takıldım ve favori olan yiyeceklerden beleş veriyorlar kalmasın diye onları aldım ve yurda geldim. 40 dakika yürüdüm, ölüyorum yorgunluktan.
Bugünlük bu kadar, umarım süreklilik sağlarım.
Sorulara açığım bu arada.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Surfer Rosa -- 20 Mart 2015; 0:27:39 >
Bu mesajda bahsedilenler: @Uzuman , @Evdeki Sinek