Dün 21 yaşıma girdim, hayatımın en iyi ihtimalle bile 4 te 1 lik parçasını yedim ve bu parça aslında fiziksel ve ruhsal olarak en bedenimin bir daha asla eskisi gibi olmayacak kapasitede olan en değerli parçasıydı belki de.
Yalnız birisiyim, tek tük hatırlayan oldu 5 i geçmez. Kendi annem babam abim bile hatırlamadı :) İlginç.. önemsediğim bir şey değil onların beni sevdiğini biliyorum, ki ben de onları seviyorum. Bugüne kadar hiç kutla(ya)madım zaten. Belki yaza denk geldiğinden belki de yalnız olduğumdan bilemiyorum. Özenirdim küçükken o kalabalık parti yapanları. İleri de sürpriz yapacak bir arkadaşım olursa gözlerim dolar sanırım :) Ne önemi var ki. Hatırlanacak birisi değilim belki de. Kimsenin aklında yer etmiyorum, arayanım soranım yok.
"En güzeli o" diyor bilmeyenler, rahat sanıyorlar bu yaşamı. Sessizliği. Bilmiyorlar ki kendi iç sesini yıllarca duymanın onunla konuşmanın sana verdiği zararı.İçine çektikçe bağlandığını, bağlandıkça içine çektiğini.. Bir tek farklı sese muhtaç olmayı. Gelecek olan bir "Nasılsın" mesajını beklemeyi. Bilmiyorlar...
En kötüsü de içinde bulunduğun çukurun neden derin olduğunu bilmemek. İnsanları iten bir şey mi var bende sorusunu kendine yüzlerce defa sormak ve cevap alamamak. Geceleri yastığa sarılıp kulaklığını takıp müziğin uyutmasını beklemek. Sabah kalkıp aynı şeyleri yapmak, akşamüstü kulaklığı takıp tek başına dolaşmaya çıkmak. Ve ertesi gün yine aynı şey. Rutin.
Neşe doluydum ben, enerjiktim, sürekli gülerdim içim dışım gülerdi. Ne ara kapıldım bu akıntıya bilmiyorum, şimdi sadece dışım gülüyor. En zevkli gününde bile gece yastığa kafanı koyduğunda tavandaki o izlere daldığında yine yalnızlığın aklına geldiğinde, hayatımın 4 te 1 i böyle geçtiyse diğer 3 ünü değiştirmeye neyin gücü yeter ki dediğinde gülmüyor o yüz.
Geçtiğimiz yıllarda hayatımda ilk defa birisini kaybettim. Babaannemi, ve anladım ki eğer şanslıysam ( ki şans denir mi buna bilinmez) bir gün etrafımdaki herkes göçüp gidecek ve işte o zaman gerçekten yalnız birisi olacağım. Arkamdan ağlayacak kimse olmayacak. Sanki hiç ben yokmuşum gibi. Yeryüzünde bir Görkem olmamış gibi. Yutacak evren beni.
Hatırlanmak önemli mi gerçekten?... bi 5-6 yıl önce sorsanız "kimin umrunda" diye cevap verirdim, ama öyle değilmiş bir yerlerde birilerinin seni düşündüğünü bilmek çok pahalı bir lüksmüş ama ben bu lüksten mahrumum. Ne diyelim.. Birileri bunu yaşamak zorundaymış ve işi pek rast gitmeyen biri olarak bana denk gelmiş yine.
İyi geceler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheDenier -- 14 Ağustos 2017; 4:51:10 >
Sabah sabah üzdün hocam bizi ya , Çok güzel yazmışsın bu arada bir coğumuz anlattığın gibiyiz tek değilsin yani birebir aynıyız herbirimiz ondan dolayı buralardayız zaten.
Nice mutlu yıllara gibi bi saçmalık söylemiyeceğim çünkü , bu gezegende bizler için işler öyle yürümüyor nalet gelsin o nice mutlu yıllarına.
üzüldüm böyle düşünmene, bizim şanssızlığımız 1. kız değiliz 2. samimi arkadaş çevremiz yok... unutmları fazla alışılmışlıktan kaynaklanıyor. takma kafana boşver sen ailenden kimseninkini unutma, ve sevigli yapmaya çalış emin ol hayatın akışı değişecek.
Dün 21 yaşıma girdim, hayatımın en iyi ihtimalle bile 4 te 1 lik parçasını yedim ve bu parça aslında fiziksel ve ruhsal olarak en bedenimin bir daha asla eskisi gibi olmayacak kapasitede olan en değerli parçasıydı belki de.
Yalnız birisiyim, tek tük hatırlayan oldu 5 i geçmez. Kendi annem babam abim bile hatırlamadı :) İlginç.. önemsediğim bir şey değil onların beni sevdiğini biliyorum, ki ben de onları seviyorum. Bugüne kadar hiç kutla(ya)madım zaten. Belki yaza denk geldiğinden belki de yalnız olduğumdan bilemiyorum. Özenirdim küçükken o kalabalık parti yapanları. İleri de sürpriz yapacak bir arkadaşım olursa gözlerim dolar sanırım :) Ne önemi var ki. Hatırlanacak birisi değilim belki de. Kimsenin aklında yer etmiyorum, arayanım soranım yok.
"En güzeli o" diyor bilmeyenler, rahat sanıyorlar bu yaşamı. Sessizliği. Bilmiyorlar ki kendi iç sesini yıllarca duymanın onunla konuşmanın sana verdiği zararı.İçine çektikçe bağlandığını, bağlandıkça içine çektiğini.. Bir tek farklı sese muhtaç olmayı. Gelecek olan bir "Nasılsın" mesajını beklemeyi. Bilmiyorlar...
En kötüsü de içinde bulunduğun çukurun neden derin olduğunu bilmemek. İnsanları iten bir şey mi var bende sorusunu kendine yüzlerce defa sormak ve cevap alamamak. Geceleri yastığa sarılıp kulaklığını takıp müziğin uyutmasını beklemek. Sabah kalkıp aynı şeyleri yapmak, akşamüstü kulaklığı takıp tek başına dolaşmaya çıkmak. Ve ertesi gün yine aynı şey. Rutin.
Neşe doluydum ben, enerjiktim, sürekli gülerdim içim dışım gülerdi. Ne ara kapıldım bu akıntıya bilmiyorum, şimdi sadece dışım gülüyor. En zevkli gününde bile gece yastığa kafanı koyduğunda tavandaki o izlere daldığında yine yalnızlığın aklına geldiğinde, hayatımın 4 te 1 i böyle geçtiyse diğer 3 ünü değiştirmeye neyin gücü yeter ki dediğinde gülmüyor o yüz.
Geçtiğimiz yıllarda hayatımda ilk defa birisini kaybettim. Babaannemi, ve anladım ki eğer şanslıysam ( ki şans denir mi buna bilinmez) bir gün etrafımdaki herkes göçüp gidecek ve işte o zaman gerçekten yalnız birisi olacağım. Arkamdan ağlayacak kimse olmayacak. Sanki hiç ben yokmuşum gibi. Yeryüzünde bir Görkem olmamış gibi. Yutacak evren beni.
Hatırlanmak önemli mi gerçekten?... bi 5-6 yıl önce sorsanız "kimin umrunda" diye cevap verirdim, ama öyle değilmiş bir yerlerde birilerinin seni düşündüğünü bilmek çok pahalı bir lüksmüş ama ben bu lüksten mahrumum. Ne diyelim.. Birileri bunu yaşamak zorundaymış ve işi pek rast gitmeyen biri olarak bana denk gelmiş yine.
İyi geceler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheDenier -- 14 Ağustos 2017; 4:51:10 >