Reuters haber ajansı flaş gelişmeyi haber verdi. Türk askeri karadan Kuzey Irak'a girdi. Reuters haber ajansı, üst düzey bir Iraklı askeri yetkiliye dayanarak, 300 Türk askerinin geceyarısı Irak'ın kuzeyine girdiğini duyurdu. Habere göre, hafif silahlı Türk askerleri Irak'ın 2-3 kilometre içlerine ilerledi. Aynı kaynak, bölgede çatışma olmadığını bildirdi. Reuters haber ajansının "flaş haber" olarak duyurduğu iddiayla ilgili olarak, Türk makamlarından henüz bir açıklama yapılmadı. Peşmerge sözcüsü açıkladı: Türk askeri Irak'ta terör örgütü ile çatıştı.. Peşmerge sözcüsü: Türk askeri PKK ile çatıştı. Ayrıntılar birazdan.. http://internethaber.com/news_detail.php?id=119153 |
Bir iddaaya girmiştim bir arkadaşımla. Kaybettim. Kaybeden karşı tarafın istediği gün ve saatte denize girecekti. 7 ay sürdü. 7. ayın sonunda yenilen ben oldum. ![]() Şimdi bu havada denize girsem çıksam kaç gün yatarım evde ? Hiç deneyen var mı? Sanırım 2 3 gün içerisinde sonuçlanır ![]() 2. kez geliyor aynı olay başıma. Allah'tan diğeri yaza denk gelmişti ![]() |
Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orasıdır. Aylardır sensiz kalmaktan yorulduğumu, kendi kendimle konuşmaktan delirdigimi düşünüyordum ama yalnızlığım -sımsıkı sarıldığım, elinden tutup gezmeye çıkardığım yalnızlığım- beni hiç bu kadar korkutmuyordu. Onda durup suyun akışını izlerken, bilinmeyen bir kentte mutlak aşkı bulacağıma inanmak yalnızlığımı dindiriyordu. Çünkü biliyordum, aşkı arayan herkes bulduğunda daha çok yalnızdır. Sonra sevmek, hep tek kisilik oynanir. Fuzuli'ye ya da Aragon'a gülsek de geçemiyorduk onlardan. Tam koklayacakken sağa sola savrulan bir çiçek, büyülü bir yüzük belki üç harfin tesadüfen bir araya gelmesiydi aşk. Ya da kaldırımlara oturulup yazılan şiirler ve belki de renklerini unutan denizsiz kentin martısıyla karganın öyküsü. Dekorlara, duvarlara çarpsam iyi ya, oyunun en olmadık yerinde sevdalara takılıp yine düştüm sahneden. Yaralarıma ne "zaman" iyi gelir şimdi ne yanıtlarından korktuğum için sana soramadığım sorulardan vazgeçmek,ne de seni anlamak için kendimi yeniden o büyük caddelerin kaldırımlarına atmak... Kafamı avucumun içinde ezip öylece dolaşmak istiyorum. Ne zamana kadar? Nereye kadar? Beynimin bütün kıvrımlarını bir ip gibi dolanan yalnız başına yaşlanmak korkusu niye? Anılara şahitlik eden eşyalarla başbaşa kalmaktan,yılların yükünü tek başıma taşıyamayacağımdan niçin bu kadar çok korkuyorum? Niye her ayrılıkta bir bahar temizliği istiyor içim? Şimdi "yüreğim" seni güneşe çıkarmak neye yarar? Ömür nasıl geçer istasyonlardan ya da istasyonlarda? Elimle yüreğimi bastırmaktan nasıl kurtulmalı? Ölüm yüzünü kanat seslerine gizlerken "alışkanlık" nasıl da sinsice yerleşti yüreğimize? Ne dersin? Kahrolası şehirlerde biraz daha mı yormalıyım yureğimi? Aşk, sevgi zamanla öğrenilir mi? Ögrenilirse ve aşık olmakla divane olmak aynıysa; delilik öğretilen herşeye dil çıkarmaz mı? Ah! bir el kitabı da AŞK için olsaydı. Her yanda reyhan kokusu. Onca anılardan verilmemiş sözlerden; bir gece iki şişe şarap ve kadehler mi kaldı? Bir bilsen bende neler bıraktın. Sonra bir yaprak ne hisseder yere düşerken? Şimdi uyusam ve zaman çok çok daha hızlı akıp geçse. Ben o suyla okyanusa karışsam. Erisem, yok olsam. Yok. Biri beni delirten bu sorulari benden alsa, birazcık okşasa hüznümü. Bu, sen olsan...!!! |
Unutmak... Oysa en zor olanda bu. İnsan unutarak yaşar ve hatırlayarak ölür. Kolay mı bir direnci başka bir dirençle kuşatmak? Sen, ölerek hatırlattın bana kendini. İçime gecikmiş bir buluşmayla girerek kurtuldun yaşadıklarından. Sanki eskimiş , gecikmiş bir sancağı yeni bir doğum için bıraktın. Ah unutmak! Biliyor musun, hiç yaşamamış olmayı ne çok isterdim. Öyle ağır ki bu onurlu yük. Aynaya baktıkça geri kaldığını, unuttuğumu sandığım o günlerin en canlı gerçekleriyle yüz yüze geliyorum. Sanki dünya durmuş ve ben hala kime doğru durduğumun farkında değilim.Akan suların böylesine sürükleyici olacağını tahmin edebilir miydim hiç... Bilseydim, hiç böyle sevebilir miydim... Sevip de unutmak , unuttuğunu zannetmek ve sonunda kaybedip hatırlamak... Şimdi anlıyorum ki insan öldürdükleriyle yaşayabiliyor. Oysa ne ölüm, ne de korku; her şeyi bilmek, ulaşmak arzusuydu beni yaralayan... Bunu düşünüyorum günlerdir. Sürekli benle beraber yaşıyor bu duygu. Beraber yaşlanacağız. Kurtulamıyorum. Bir kurtulsam, ah! Bir kurtulsam. Söylesene niye büyüyüşüne sebebsiz yere geç kalır eli insanın? Niye acıların geçeceği yere köprüler kurmaz hayat? Şimdi burada olsaydın keşke. Keşke eskisi gibi yanımda olsaydın. Herşeyin bir zamanı var. Ben böyle yaşadım. Ama anlıyorum ki; zamanı kalıcı yapan "birdenbireliğidir." Yani güzelin ve kötünün her şeyin bir zamanı olmalıydı ki ben böyle düşünüyordum, hatta ölümün bile bir sırası... Bu satırları okuyacağını biliyorum. Ama şunu da bil ki Sen, benim sıramı aldın... Rahat uyu tek dostum. Sende yanımda kal birdenbireliğim. |
Parmak uçlarım tanımak istiyor seni dokunmak istiyor çocuklar gibi önümde uzayıp aksın bir su gibi merak ettigim gövden ateşte çaydanlık, camda yagmur bahçede ıhlamur masamda incir rakısı, yatagımda ten kokusu teninle tanışmanın zamanı teninle konuşmanın zamanı senin tenin sıcak benim içimde bir kedi yumdu gözlerini: ''işte aşk '' dedi ![]() |
Selamlar... 2 yıllık Myo'nun ardından 2 yıl aöf'ne devam edeceğim. Kaydımı oldum. Yaş 23. Myo bittiğinde doğal olarak sigortam sona ermişti. Şimdi Peder beyin sigortası tekrar devreye girer mi okuduğum için? Bu olayın yaş sınırlaması neydi ? Normal bir 4 yıllık üniversite de okusam şuan ssk lı olacaktım. Peki Aöf'nin bundan bir farkı var mı ? Yalnızca bilgisi olan arkadaşlar cevaplarlarsa çok sevinirim. Teşekkürler... |
Videoyu izlemek için tıklayınız Bu kadar olur bir ses. Dünyanın en iyi tenorlerinden. Dinlemeyen bilmeyen varsa kesinlikle tavsiye ederim... e lucevan le stelle tu ca nun chiagne gibi eserleri dinleyin kesinlikle... |
( ) She doesn’t like casual clothes and always wears a skirt and jacket.
( ) He’s tall and always smart.
( ) He doesn’t look like a school boy at all.
( ) They are quite serious and very hard-working.
( ) Henry is a fifteen-year-old.
( ) He often wears a suit.
( ) His sister Julia also looks old.
( ) and he never looks untidy or casual.
( ) She doesn’t wear trousers.
( ) but looks twenty-five.
Bu cümlelerin tamamı bir paragraf olacak. Başlarına hangisinin kaçıncı numaralı cümle olacağını yazar mısınız?