|
Türkiye teröre yine şehit vermiş... 12 can hain pusuda şehit olmuş... Ülke ayağa kalkmış... Kuzey Irak'a bakıyorsunuz... İki Kürt lider kameraların önünde... Türkiye teröre lanet etmelerini bekliyor... Ama onlar hala "tavşana kaç, tazıya tut" havasındalar... O basın toplantısından çekilen bir fotoğraf var... Sözler bazen yetmez... Ne kadar keyifliler değil mi? Müthiş neşeliler... Oysa endişeli, gergin olmaları gerekir... Bu hallerine bakınca; -"Türkiye'yi batağa çekmek için bunlar bir oyun çeviriyorlar" diye düşünmeden edemiyor insan... Hele şu sözleri de duyunca... Barzani diyor ki; -"PKK dağlarda bulunuyor. Orası çok güç bir yer. Türkiye büyük gücüne rağmen onları yakalayamıyorsa biz nasıl yakalayalım" Celal Talabani de aynı havada... -"PKK liderleri Kürdistan"ın yüksek dağlarında saklanmış durumda, Türk ordusu tarafından yakalanamayan bu liderleri biz nasıl yakalayabiliriz. Bu bir hayaldir." Resmen dalga geçiyorlar, tahrik ediyorlar... Bunlar kime güveniyorlar bu kadar... Barzani neyse ama... Talabani bu sözleri Irak Devlet Başkanı sıfatıyla söylüyor... -"PKK'nın yöneticilerini teslim eder misiniz?" sorusuna verdiği cevap şu; -"Biz hiçbir Kürdü Türkiye"ye teslim etmeyiz hatta bir kediyi bile" Buyrun burdan yakın... Bu sözler büyük oyunun özeti gibi... |
yokmu şu siteyi çökertecek bir insan evladı.şerefsiz pkk lıların sitesi.GÜNEY KÜRDİSTAN’A GİREN TÜRK ORDUSU GERİ PÜSKÜRTÜLDÜ! diyorlar bide.Allah belalarını versin şehitlerimizin intikamı alınacak diyolar bide resimlerini yayınlamışlar lütfen bunu listenizdeki herkese gönderin eninde sonunda bunu çökertip sitenin ortasına TÜRK bayrağı koyacak bir TÜRK evladına ulaşacaktır http://69.39.226.234/tr/ |
|
arkadaşlar aranızda toefl a girenler varsa bilgilerini paylaşabilirmi istediğim işe girebilmem için toefl dan 50 almam gerekiyor lisede hazırlık okudum grammer im iyi ama listening ve speaking başlangıç seviyesinde sınavdaki şansım nedir? hangi kaynaklardan yararlanmalıyım? forumdaki eski konulara baktım ama 2006 yılında toefl ın sistemi değişti toefl ıbt hakkında bilgi sahibi olanlar paylaşırsa sevinirim şimdiden teşekkürler |
|
Yarışmanın DJ ve gazetecilerden oluşan uluslararası jürisi yaptığı çalışmalar sonucu EUROVISION'un İNTERNET versiyonu olan ve 41 ülkenin katıldığı şarkı yarışmasında Ziynet Sali, Zordur Oğlum isimli şarkısıyla katılmaya hak kazanmıştı!... Şu anda yarışmada 2.sırada bulunan Zali Sali’ye http://www.eurodanceweb.net/ed07.htm isimli internet sitesine girip oy atarak onu zirveye taşıyabilirisiniz... |
|
can dündar'ın yüzyılın aşkları kitabını okudum ve herkese tavsiye ediyorum her hikayede ayrı ayrı duygulandırdı beni en çok etkileyen adnan menderes-ayhan aydan aşkı oldu sanırım daha önce kitabın belgeselide yayınlanmış elinde olan arkadaşlar paylaşırsa çok sevinirim |
|
mailime geldi paylaşmak istedim... BU UNUTULUR MU ? (Ama malesef unuttuk...) Birinci Dünya Savaşı'nda Ingilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kismi da Mısır'ın Iskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi. Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi.Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tumen'in 48. Alayı'na baglı Osmanlı askerleri tutuluyordu. 12Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, agır hakaret ve aşagılamaya maruz kaldılar.Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi... Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan, yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kamplarin Ingiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savas bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, Ingilizler'in işine gelmiyordu.Cünkü, olasi yeni bir savasta, bu askerlerin yeniden karşılarına cıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, Ingilizlerin beyinlerine işlenmişti. Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin cok uzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlardı. Ancak Ingiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarina izin vermiyorlardi. Mehmetçikler,bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez Ingilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Cünkü gözler yanmıştı... Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahset, 25 Mayis 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek,Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan Ingiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması icin TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler. Tabiiki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işide unutuldu gitti.Ama onlar unutmuyorlar...Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En uzucu olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması... ERMENİLER SOYKIRIM YAPILDI DIYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK. |
|
Kuranı Kerim için suç duyurusu Hazreti Muhammed karikatürleri nedeniyle Müslüman ülkeler tarafından büyük tepki çeken Danimarka'da şimdi de Kuranı Kerim için "şiddeti teşvik" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Danimarka'da Türkçe yayınlanan "Haber" gazetesinin, Politiken gazetesinden aktardığı habere göre, "Danimarka'nın İslamlaştırılmasına Son (Stop İslamisering af Danmark) adlı örgüt, Danimarka polisine Kuranı Kerim hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Kur'anı Kerim'in şiddeti öven ve şiddete teşvik eden bölümler içerdiği ve bunun Danimarka anayasasına karşı olduğu iddia edildi. Dernek başkanı Anders Gravers şikayet dilekçesinin bir kopyasının Al Jazeera televizyonuna ve Danimarka'daki Müslüman ülke büyükelçiliklerine gönderildiğini de bildirdi. Danimarka anayasasında bulunan "şiddet kullanan, kullanılmasını teşvik eden dernekler yasa yoluyla kapatılır" maddesinin Danimarka'daki Camileri de kapsadığını öne süren dernek, Adalet Bakanından da, Kuranı Kerim'deki şiddete teşvik eden bölümlerin Danimarka'da okunmasını yasaklamasını talep etti. Sabah gazetesinden alıntıdır |
|
bu diziyi izleyeniniz varmı gerçekten çok hoş 1960 lı yılların anlatıldığı dizide o zamanların kıyafetleri ve insan ilişkilerindeki naifliği bana keşke o zamanlarda yaşasaydım dedirtiyor erkekler beyefendilik bayanlar ise hanımefendilik terimlerini layıkı ile yerine getiriyorlar |
|
'Cem, Hokkabaz'ı benden çaldı' Savaş Ay, "Cem Yılmaz fikir hırsızlığı yaptı. Senaryomu çalıp Hokkabaz'ı çekti" dedi. Savaş Ay, Cem Yılmaz fikir hırsızlığı yaptı. Senaryomu çalıp Hokkabaz'ı çekti dedi. Cem Yılmaz ise Savaş Ağabey herhalde bayram şakası yapıyor yanıtını verdi Cem Yılmaz'ın senaryosunu yazıp yönetmenliğini Ali Taner Baltacı ile birlikte üstlendiği Hokkabaz filmi vizyona girer girmez, çalıntı olduğu yolunda bir iddia ortaya atıldı. Gazeteci Savaş Ay, Hokkabaz'ın, 1999'da yazdığı Şeytan Torbası adlı senaryodan çalıntı olduğunu iddia etti. Filmi izledikten sonra hayretler içinde kaldığını belirten Ay, İnsanın 'Doktor bu ne?' diyesi geliyor. Senaryoyu ilk okuyanlardan biri de Ahmet Altan'dır mesela... O dönem ekonomik kriz nedeniyle filmi çekemedim. Ama oyuncularım bile belliydi. Başrollerde Memet Ali Alabora ve Doğa Rutkay olacaktı. Senaryo elbette bire bir aynı değil ama hikâyenin ana fikri tamamen aynı. Yani Cem Yılmaz fikir hırsızlığı yaptı. Kendisini mahkemeye vereceğim dedi. 1965 YTL'lik tazminat davası açacak Şeytan Torbasındaki hikâyenin 1965 yılında geçtiğini, bu tarihe gönderme yapmak için de Yılmaz'a 1965 YTL'lik manevi tazminat davası açacağını belirten Ay, şöyle konuştu: Benim yazdığım senaryoda, başarılı olamamış bir sihirbaz, bir sağlık sorunu nedeniyle para bulmak için Anadolu'ya turneye çıkıyor ve baba oğul arasında çelişkiler yaşanıyor. Hokkabaz'ın ana fikri de bu. Bu senaryom birçok sinemacının elinde vardı. Bu ailemin hikâyesi. Babam 45 sene profesyonel sihirbazlık yaptı. Hayatımız turnelerde geçti. G.O.R.A. çekilirken duymuş olabilir Ay, Yılmaz'ın senaryoyu nasıl duymuş olabileceğiyle ilgili olarak da şunları söyledi: Cem çok sevdiğim biri, bunu bana niye yapıyor ki? Benim A Takımı'ndaki ekibim, G.O.R.A.'yı çekti. Sohbet sırasında 'Savaş Ağabey'in böyle bir işi var' demeleri yeter. Film çekilirken de o asistanlar, 'Abi bu senin hikâyen' diyerek beni aradı. Günlerdir Cem Yılmaz'a ulaşmaya çalışıyoruz. Telefonlara çıkmıyorlar. 'Onu medyaya ben çıkardım' Filmin yapımcısı Necati Akpınar'ın kendisini arayarak, Çok üzüldük, ne oldu, nereden çıktı bu abi? Cem de üzgün dediğini anlatan Ay, Ben de 2000 yılında senaryonun özetini yazdığım köşe yazımı okumalarını söyledim. Cem Yılmaz'ı ilk medyaya takdim eden benim. Elinden tutup mekân sahiplerinden rica edip Bodrum'da sahneye çıkaran da benim. Ama adam fikir hırsızlığı yapmış, vefasızlık yapması da doğaldır diye konuştu. Cem Yılmaz şaşkın Polemiğe girmek istemeyen Cem Yılmaz ise Ay'ın iddiasına kısaca yanıt vermeyi tercih etti. Şaşırdığını belirten Yılmaz, Savaş Ağabey, herhalde bayram şakası yapıyor dedi. MİLLİYET (alıntı) |
Yüreğimizdeki ateş soğumuyor. Hepimiz öfkeliyiz. Ama bir an durup derin bir nefes aldıktan sonra şu soruyu sormalıyız:
-Bin yıldır birlikte yaşadığımız bu topraklarda bizi hangi öfke tuzağına çekmek istiyorlar?
- Kin ve nefret tohumlarını ekerek bizi hangi uçuruma sürüklüyorlar?
Sevgili okurlar önce bu soruların cevaplarını bulmalıyız…
Bir Türk-Kürt düşmanlığını ateşlemek istiyorlar…
PKK’yı Kürt kökenli vatandaşlarımızdan ayırmamız lazım.
Şimdi bu tespiti yaptıktan sonra DTP lideri Ahmet Türk’ün Cumhurbaşkanı Gül’le yapacağı görüşmede hangi muhtemel teklifi gündeme getirdiği sorusuna gelebiliriz? Türk, önceki gün bana şöyle söylemişti:
“İçimize kin ve nefret tohumu dökecek herhangi bir yanlış yapmamamız lazım. Olası bir sınır ötesi harekatın belli bir noktada durabileceğini sanmıyorum. Savaş psikolojisi vahşeti tetikliyor. Böyle bir sınır ötesi harekat sırasında her türlü provokasyon olabilir. El Kaide’den tutunda dünyanın bütün yasadışı örgütleri orada… Dünyanın bütün gizli servisleri orada… “
“ROL OYNAMAK İSTİYORUM”
Ahmet Türk’ün üzerinde en çok durduğu konu ise şu:
“Kürt kökenli bir Türkiye vatandaşı olarak hayatımın bu noktasında bin yıllık beraberliğin bozulmasını önleyecek bir rol oynamak isterim. Bunun için üzerime ne düşüyorsa yapmaya hazırım. Gerekirse devletin üst makamları ile de görüşüp Talabani ve Barzani ile temas etmeye hazırım. Talabani’yle görüşüp ikna etmeye hazırım. Bu işi silah olmadan savaş olmadan çözebiliriz. Bunun için çalışmak isterim. Hatta gerekirse parlamentomuzdan bir heyetle de gidilebilir.”
Ahmet Türk, önceki gün böyle bir arabuluculuk rolünü üstlenmek istediği mesajını benim aracılığımla duyurmak istiyordu. Bu konuyu Cumhurbaşkanı’na açacaktı...
Ancak Hakkari’den gelen acı haber bu mesajı kilitledi…
Şimdi muhtemelen Türk, Çankaya Köşkü’nde Gül’e bunları söyleyecek…
Bundan bir sonuç çıkar mı bilmiyorum?
Arkasına ABD’yi alıp böylesine bir “Ortadoğu şımarıklığına” kapılan Barzani bu saatten sonra güvenilir mi?
Sanmıyorum…
Ama bildiğim bir şey var Barzani ABD desteği ile bu bölgede Kürt devletini istiyor…
Tuzak da şurada:
Türkiye’nin güneyindeki Kürt kökenli vatandaşlarımızla Kuzey Irak’taki Kürtleri ortak bir cepheye dönüştürmeye çalışıyorlar. Türk askerini Kuzey Irak’a çekerek ve sivil alanlarda kan akıtılmasını planlayarak bunun ilk aşamasını gerçekleştirmeyi amaçlıyorlar.
İşte Ankara’daki en önemli senaryo ve soru işareti bu.!
Neden hemen harekat yapılmıyor?
Neden bunca görüşme toplantı zirve yapılıyor?
Çünkü çok kritik bir senaryo ve soru işareti var…
O da şudur.
“Muhtemel bir sınır ötesi harekatın provokasyonlarla kontrolden çıkartılıp bir Türk-Kürt cephesi oluşturmaya çalışılıyor. Böylece bir Kürt devleti oluşumunun kanlı adımları planlanıyor.”
Bu senaryo doğru olabilir mi?
Her durumda teröristlerin, hainlerin Kuzey Irak’taki kamplarda eğitildiğini biliyoruz. O kampların mutlaka yok edilmesi gerek. Teröristlere gerilla taktiklerini öğretenlere (-ki bunların içinde ABD askerleri tarafından eğitilmiş Peşmergeler olduğu biliniyor) gereken ceza da verilmelidir…
ELEKTRİK HÂLÂ NEDEN KESİLMEZ
Mesela merak ediyorum, Kuzey Irak’a verdiğimiz elektrik neden kesilmez.?
Neden Türk müteahhitleri orada milyarlarca dolarlık iş yapmaya devam ederler?
Havaalanı, üniversiteler, hatta merkez bankası binasını dahi Türk müteahhitlerin yaptığı biliniyor..
Buradan Barzani’ye bağırıp çağırmak neden etkili olmuyor biliyor musunuz?
Çünkü o şöyle düşünüyor:
- Arkamda ABD var. Zaten bir şey yapacak olsalar önce buradaki işleri durdurup, müteahhitleri ve işçileri çekerler.
Evet sevgili okurlar, bu yazıları içimiz acıyarak yazıyoruz.
Millet olarak durup düşünmeye ve sağduyuya her zamandan daha fazla ihtiyacımız var.
Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Türk ordusu büyük bir ordudur. Kahramanlar yatağıdır. Sağduyuyla bakıp onlara güvenelim
fatih çekirge