senin yazını kopyalamıştım istersen mail yoluyla iletebilirim. karambolde benim mesac da silinmiş |
yok hocam, ben emek harcayıp yazmışım o kadar, ne diye sildiler ben onun derdindeyim; forum kurallarına uygun değil desinler bende tamam diyeyim ama öyle bir şey de yok yani. işte benim nacizane matrix çözümlemem; Aslında zion denen mekan, matrix in sanal olduğunu idrak eden cin fikirli arkadaşları oyalamak adına oluşturulmuş bir başka sanal gerçeklik idi. Bu meraklı arkadaşları matrix den alıp ziona yerleştirmezseniz eğer, bir süre sonra matrix in içinde sağda solda konuşup sisemin erkenden mundar olmasına sebep oluyorlardı ki, bu durumun önüne geçmek için mimar denen zırtapoz, zion denen başka bir simülasyonu oluşturarak bir çözüm yoluna gitmişti. Bu durumda insan tarlaları, makinalar şehri ve etraftaki yıkık köhne virane yerler gibi bilimum zamazingo; Zion insanının truman show'unu destekleyecek simülasyon öğelerinden başka bir şey değildi! Bu çıkarıma; Noe biraderin kör olduğu halde ışıl ışıl görmesi, sentilel leri el hareketiyle durdurması triplerinden anlayabiliriz. Kaldı ki, göğe yükselip parlak güneşi gören Neo, merak edip biraz daha devam ederek yükselseydi eğer, kafasını kontraplak sert duvara çarpıp simülasyonun sonuna gelmesi an meselesi olabilirdi(?) Tamam tamam,matrix evreninde, truman show daki gibi fiziksel bir son, bir duvar beklememeliyiz; zira matrix denen bu simülasyon son tahlilde sayısal bir temele dayanıyor. Ancak kendini şartlayarak aklını, fikrini, zikrini ve geri kalan tüm külliyatını ziondaki hayattan koparan bir benlik çıkarsa ne olur !??! Onun bu var olan, mevcut zion gerçekliğini kabul etmeyerek boyuna daha başka bir gerçeklik arayışına düştüğünü hayal ederek hiyayemize başlayalım; Yeteri kadar kendini zorladığında karakterimiz; fiziksel bir son bulunmayan bu zion aleminin kabuğunu delecek ve bir başka gerçeklikle karşılaşacaktır. Aman allahım diyerek irkilecektir; ve hatta şüphesiz ilk önce eli ağayına dolaşacaktır. Zira bu, gördüğü bir başka ziondan, bir diğer matrixden başkası değildir, ulan boşuna mı kasmıştır bu kadar, bunun için miydi her şey? Ancak garip olan bir şeyler vardır, yok yok, bu başka bir matrix gerçekliğidir. Simalar da tanıdık gelmektedir fakat bir ilginçlik sezmektedir. Neler olmaktadır yahu, tüm bu dünya bir oyun sahnesimidir nedir?!?! Bir zamanlar kurtuluşun simgesi olan, makinalar saldırdığında mitralyözün başına geçen Ekrem reis, şimdilerde zionda ayakkabı tamir atölyesi işletmektedir. ancak gene aynı tantana devam etmekte, bir makina insan savaşı mütemadiyen sürüp gitmektedir. Durur düşünür lakin bir anlam veremez. hatta, hatta bu da nesi? farklı bir role bürünenin sadece Ekrem reis olmadığını görür; kendini ziondaki çocuklara taocu seks öğreten bir eğitmen kılığında bulur. hemen gusul olup tekrar başlar düşünmeye.. Artık Işığı gören adamımız bu sefer daha bir gayretle ıkınarak hatırlamaya çalışır. Bu sefer de hay a.q diyerek ilkilir! Ne oluyoruz kuzum yahu, bu ne gene şimdi ?!?! bir yeni matrix, bir zion daha. orda gene tanıdık simalar, gene ellerine bir rol tutuşturulmuş, habada hübede yuvarlanıp giden insanlar. Hatta bu sefer kendini remayözcü olarak bir tekstil firmasında çalışırken görür adamımız, seks öğretmeni olduğu hayatında olduğu gibi bu hayatında da başka bir karısı, başka başka çocukları vardır. adamımız kasılır, ama ne kasılma, layynn, sik*m böyle işe diyerek bu sefer iyice bir kasar kendini. ama işte; gene bir matrix ve gene bir diğer zion gerçekliği, gene aynı yalan dolan, zamazingo... bu 6 seferdir böyle devam etmektedir, adamımız birbirine mümkün mertebe benzeyen bir dizi matrix arasında yatay geçiş yapıp durmuştur. ancak ilginçtir, ne remayözcü olduğu ne de taocu seks hocalığı yaptığıi ne de bir hacker olduğu döneme ait aklına getirdiği yaşanmışlıklar, hiç mi hiç kendisine gerçekçi gelmemektedir. ulan,sorun da şuya: ama bu yaşanmışlıkları bir rüya olarak da görmemektedir, zihnine göre bunlar, harbidende olmuş yaşanmış şeyler, anılardır, hiç mi hiç rüya gibi değildir. Ama adamımız pes etmemiş ve umuma açık tuvaletteki seferi yolcu gibi otobüsün kalkacağını işaret eden anonsa inat ıkınmaya devam etmiştir! çünkü o, türkün azim ve kararlılığıyla donatılmış bir edirne insanıdır(!) Ve 7 farklı matrix den sonra ilk kez farklı bir tat, farklı bir bilgi kırıntısına rastlar zihninin derinliklerinde. aman allahım! Edirne - Keşan lan burası, adamımız Keşan sahiline yakın bir bağ evinin bahçesinde, komşu çoluk çocuk rakı kavunu miğdeye indirmekteyken bulur kendini. Bu ne menem bir anıdır yarabbi, bu ne güzel duygudur. Bu hiç o matrix denen inandırıcılıktan uzak gerçekçiliğe benzemektedir. aha jandarma da gelmiştir işte; "Kısın kardeşim şu müziği, şikayet var" demektedir jandarma kıdemli onbaşı Adem Sesigüzel! Oda Karslıdır, tayin olmuş, ülkenin diğer ucu Keşan'a kadar gelmiştir. Adamımız onbaşıya kavun ikram ettiğini hatırlar hayal meyal. Ne güzel hayallerdir bunlar. Neo’ymuş, kurtarıcıymış, kurtarcakmış falan filan ne la onlar, asıl dostluk kardaşlık burdadır işte! Gözünü sevdiğimin Keşanı! Sonra flashback ler birbiri ardına patlar, adamımız düşünmeye ve ıkınmaya, zihninin derinliklerinde saklanan, ilk kez gözünün önüne getirdiği bu anılar silsilesi arasında seke seke dolaşmaya başlar. Ulan bunları ne zaman yaptım demektedir kendine sürekli ?!? ama artık daha bir berraktır gördükleri, daha bir içten, yoo hayır, bu kadar berrak, bukadar samimi şeyler birer hayal ürünü olamaz. Hem ne o öyle remayözcülük, seks hocalığı falan. Damımız kendine daha yakın hissettiği çiftçilik ile uğraşmaktadır burda. Sonra anılarından birinde, o mutlu günlere ŞıranNkk!! diye düşen bir gölgeyi hatırlayarak irkilir, tokat yemişe döner! Karısı, keşanın en güzel dilberi Aysu bacıyı makinaların alıp götürdüğü sahne gelir gözünün önüne; bebeler feryat fihan “anneea “ diye inlemektedir! Komşusu Bilal emmiyhe yetiş demektedir aysu bacı. ancak makinalar bilal emmiyide alır, yüklerler transportır denen uzun araçlara. adamımız o esnada tarlada domates toplamaktadır. “hüssein dayyıı” diye bir ses duyar uzaktan, bir çocuk el kol sallaya sallaya ona koşmaktadır. Tabi yavv! hüseyindir adı, adını hatırlar, tc kimlik numarasının 3 le başladığı gelir aklına. neydi lan sonrası diye zorlar kendini ancak beceremez. Galiba gerçek hayatında da hiç mi hiç ezberine almamıştır bu numarayı, ama genede önemli bişey olduğunu anımsar bu tc no dalgasının.. Bu arada cocuk yaklaşır ve Aysu teyzemi makinalar aldı dayı, koş yetiş diyerek inler lakin o esnada gökyüzünden tarlaya yanaşan bir “avcı”(sentilel lerin atası) onları görür ve kıskıvrak yakaladığı gibi transportırlardan birine teslim eder. Adamımız Hüseyin, bir sırada olduğunu anımsar! insanlar kuyruklara sokulmuşlardır!!! Ne kuyruğu lan bu der önce, bizim zionda böyle kuyruk yok a.q; Sonra tüp kuyruğunda önden dokundurarak tanıştığı Aysu gelir aklına. Yok yok, ama bu hiç mi, hiç tüp kuyruğuna benzemektedir. Sonra hatırlar tüm o acı gerçekleri: transportırlara bindirildikleri, orda onlara uyuşturucu verildiği aklına gelir. Şimdiyse transportırlardan inmişler bir başka sıraya sokulmuşlardır; Kuyruğun sonunda enseye bir iğne! iğnenin ardından seni oturttukları bir koltuk. Sopnra bir işlem ve yere yığılan insanlar!!! İlerlerken, hemen yanındaki sırada aysu'sunu, karısını görür bizim hüseyin!! Hüseyin biraz arkalardadır; o beklerken diğer tarafta sıra aysu bacıya gelmiştir !! aysu bacı şırıngayı yer, koltuğa oturtulur, 50 farklı yerden giren soketler onun beynini emer adeta !! sonra yere yığılan ama göğsü solumaya devam eden bir beden, ama gözler boş boş bakmakta!!! aynı bir ölü gibi!! Bu bedenler ayrı bir sokete takılıp istiflenirler bir başka köşede, istifler artınca vagon hareket eder, bilinmeyene yola çıkar! Boş bir vagon yanaşır gidenin yerine… Hüseyin o anı hatırlar!!! iğneyi yediğini ve her şeyin onun için anlamsızlaştığı o anı aklına getirir. Sonra koltukta tüm bir yaşantısının ctrl+a combinasyonuyla seçildiğini ve delete tuşuna başıldığını görür. sonrasında hiç bir şey hatırlamaktadır !??!! Hatırlamaması gerekmektedir ama yere bakan gözlerindeki manasız görüntü dahi gelmektedir şimdi aklına, azim işte! Her şey bir bir ama yavaş yavaş hatırını gelmekte, ama gene de anılar arasında dolduramadığı büyü boşluklar bulunmaktadır !?!? ulan peki şimdi tüm bu hatırladıkları nedir?!?! Her matrix bir öncekinin içinde yaratılır aa gençler! bizim Hüseyinin hikayesinin özü, teması, ana fikri budur işte! O benliğine yüklenen matrix gerçeğini kabul etmedi ve yazılım onu ziona gönderdi. ancak o, iq testlerini yerle bir eden yüksek karakterli bir türk eriydi! Düşündü, ıkına sıkıla kastı kendini ve beyninin içinde yaratılmış matrix v.7 den daha ötesini hatırlamayı denedi! Makinaların onun aklından sildiklerini düşündükleri şeyleri, beyninin makine illetinin ulaşamdığı gizli köşelerine başvurdu. Beyindi bu nihayetinde, boru değildi, iki makine gelecekde allah yaratısı bu seyi resetleyecekti, haşşaa, öyle şey mi olurdu. v.6 ve v.5 derken her bir dışarı çıkış, hatırlayış anında bir diğer matrix hatıratıyla karşılaşıyordu. bu da matrixin inatçı beyinleri yıldırmak için kullandığı, akıllıca düşünülmüş bir veri yazma tekniğiydi. Şöyleki; Aslında Hüseyin v.1 den sonraki evrede, braz daha ıkınıp Keşandaki hayatını hatırlamaya başladığında, bu yaptığı, matrix v.1 deki insanların yaptığından farksız değildi. v.1 deki insanların sistemi hemen çöküşe götürmelerinin sebebi, sistemin çok kusursuz inşa edilmiş olması değil, kendilerini biraz zorlayıp, hatıratlarını krıştırdıklarında gerçeği, eski anılarını görmeleri sorunuyu. Ulan sistem ışığı gören bu zerzavatları ne yapacaktı !?!? işte bu noktada sitem, matrix’ in çeperinde bir zion gerçekliğini yarattı. Tüm sistemi sıfırladı ve insanlara yenilenmiş bu veriyi tekrar yükledi. Bu sefer şöyle bir farkla tabi; Sistem insan beyninin sınırsız, tb ları aşan sığası içinde, kendine açtığı partisyoa önce zion gerçekliğini yüklüyordu. Ardından bu simülasyonun içinde bir başka sığa daha oluşturuyor, bu açtığı bölüme de yüklemesi gereçen asıl hadiseyi, matrix gerçekliğini yüklüyordu. Bu durumda kafası fazla çalışan ve bu sayede hakikati gördüğünü zannedenler, onları susturacak ve sistemin içinde manasız bir mücadeleye sürükleyecek/ onları meşgul edecek zion simülasyonu içinde debelenip duruyordu. Ama hüseyin durur mu !??! o durmadı, yılmadı ve a. Q tüm sistemin! Sistemin tahmin edemediği şey, karşısındakinin hüseyin olduğu gerçeğiydi! Burda “matrix in yaratıcısı sistemin”, nihayetinde “insan yaratısı” bir şey olduğu, ve haliyle insan beyninin gücü karşısında bir sınırı olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Nasıl bir kul yapısı zerzevat, her ne kadar ykendine geliştirme otomasyonuna sahip olsada, insan beyninin engin anlaşılamaz deryası üzerinde, tam bir hakimiyet kurabilir ki! |
@face1tr Zion simülasyon değil, öyle olsaydı Matrix serisinde gördüğümüz makinelerden tarlalara, küvezlerden kablolara herşey simülasyon idi e o zaman hani gerçek dünya? Bir şeyin sahte olduğunu açıklamak için gerçek olduğunu iddia ettiğin şeyi göstermen gerekmez mi?
Animatrix'e göre robotları yapıp geliştiren insan, daha sonra yapay zekasıyla birlikte kendini geliştiren ve insanoğluna savaş açan, bunu kazanan daha sonra da insanoğlunu bir enerji kaynağı olarak kullanmak için Matrix'i oluşturan yine makineler. Matrix serisinin ve Animatrix'in senaristleri de aynı Wachowski kardeşler. |
@face1tr Bu konuda çok tartışıldıhttp://forum.donanimhaber.com/m_32254398/mpage_1/key_/tm.htm ilk mesajlarda filmi ben de farklı yönlerinden yanlış anladım sonra fikirlerim değişti, ilk sayfalardaki düşüncelerim önemsiz. Makine gibi düşün ![]()
Neo Matrix dışında ne gibi bir harikalar yaratabilmiş ki ne varsa Matrix içinde yapıyor? Film küvözler hakkında çok fazla şey söylemiyor/göstermiyor. Sadece makinelerin ölenleri sıvılaştırıp yaşayanları damardan beslediklerini söylüyor. Ayrıca Neo gibi Matrix'e karşı isyankâr olanları da tarlalardaki makineler fişerini söküp küvözle birlikte atıkların olduğu bir yere boşaltılıyor. Muhtemelen o fişler cinsel ve boşaltım organlarına dokunmamıştır. Çünkü Matrix Reloaded'da Neo ve Trinity ![]() Matrix'te üreme olayı nasıl çalışıyor onu bilemiyorum, film bazı şeyleri seyircinin bilim-kurgu çerçevesinde yorumlamasına bırakmış. Herhalde simülasyonun gerçekçiliği gereği bir çocuk oluşabilir ama küvözde neo vücudundakileri bir şekilde dışarı atıyor olmalı çıplaksın sonuçta. İlk filmde tarlalarda ahtapot kollarına benzer kocaman makine kolları aracılığıyla embriyoların nasıl taşındığını gösteriyor zaten. İnsan üretimini makineler üstlenmiş yani. Ona da bir sürü soket aç, koy küveze tak fişe al sana çocuk. ![]() ![]() Matrix'teki ölüme gelecek olursak, atıyorum Matrix içinde biz Jigsaw'ın tuzağına yakalandık diyelim (çok pis çarpıcı örnek veririm ![]() |
Ooff bi ara butun bu basligi okumak istiyorum ama sakin kafa lazim :/ |
anahtar şimdi söylediklerimde olabilir. neo, ziona geldiğinde onu karşılayan veletlerin ensesinde soket var mıydı? eğer soket yok ise, bu çocuklar ziondaki normal kadın erkek etkileşiminden ![]() |
Ben hatirladigim kadariyla yerli zionlularin hicbirinde (tank, dozer falan) yoktu o soketlerden |
zaten tank ve kardeşi kafalarında soket olmayan insanlardı (birinci filmden) normal üretim |
hha evet, şimdi bende hatırladım, bu durumda zion denen yerin gerçekliği filmin senaryosu paralelinde inandırıcılık kazanıyor. ancak o zman da bu neo denen mahlukat, kör olunca nasıl görüyor, nasıl sentielelleri durduruyor, "benhur" mudur bu adam ??! bunlara bi açıklık getirmek gerekiyor. şunu diyebilirsiniz, yahu adam seçilmiş kişi, ulan peki kimin seçilmişi !??! eğer mimar ve kaninin seçimiyse, o zaman forsu anca matrix gerçekliğinde söker. ancak adamımız neo, gerçek dediğimiz dünyada bile, kriptondan gelmediği halde kahramanlık yapabiliyor !??! bu ne , ilahi takdir mi !??! ee işin içine ilahiyatı karıştırırsan senaryo tüm görkemini yititip gider ?!?! ne olur bak: insanlık, açgözlülüğü yüzünden makinaların önünü açar ve kendi sonunu hızlandırır, makinaların darbesiyle mağlubiyeti tatmıştır. tanrıysa bu yenilgiye uğrama durumuna müdahale etme konusunda isteksiz davranmakta, köşesinde olayların gidişatını izlemektedir: "iyi oldu, yardım etmicem işte, dinlemediniz beni, ne ekerseniz onu bişersiniz!!" tadında bir yaklaşımla kullarını cezalandırır. ancak yıllar geçmiş, insanlık akıllanmıştır, bir musibet bin nasihattan iyidir sözü iliklerine işlemiştir, görmüştür olan biteni. bu durumda tanrı tekrar devreye girer ve o esanda dünyada harikalar yaratmakta olan kulu neo ya kıyağını geçer !!??!!? ee böyle oluyor o zaman, olmuyor mu? |
Zaten filmin sorduğu soruda bu Gerçek nedir? Gerçeği nasıl tanımlarsın ? Eğer hissedebildiklerin, kokusunu alabildiklerin, tadıp görebildiklerinden bahsediyorsan, onlar sadece beynin tarafından algılanan elektriksel sinyallerdir. Zion gerçek mi değil mi?Buna kesin bir cevap vermek zor.. |
![]()
![]()
..
![]() ne yaptık hacım, filmi yapanlar bu kadar fasafisoya girmemişlerdir senaryoyu hazırlarken, takalım soketi bitirelim işi deyip geçiştirmişlerdir yani.. valla söylediklerine canı gönülen katılıyorum, ancak bu konunun sonunda bir son olmayacağına ilişkin derin bir inancım var :) |
Burada mimar kahini mi kastediyor? filmdeki konuşmasında neo kahin deyince , "olur mu öyle şey" tarzında bir ifadeyle lütfen diyor.
|
hayır mimarın ordaki tavrı şöyle: ah yapma tabiki o(kahin). |
İşte internette sorup bulamadığımı arkadaş sormuş helal olsun. Kardeşim mimar diyo ki zionu 6. Defada yok edicez ulan zion son insan malikanesi sen gerçek olan şeyi 1 kere bile yok edince geriye hiç bir insan tohumu kalmıyo nasıl 6. Defa zionu yok ediyosun. Bu mimar böyle diyince benim aklıma zionun sanal olabiliceği geldi. |
![]() ![]() |
Neo nun trinity ile daha çocuk falan yapacaklardı diye düşünmüştüm fakat trinity ölüyor du peki neo ya noluyor oda mı ölüyor ve ziona mı götürülüyordu??![]() ![]() ![]() ![]() |
|
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle