Apu üçlemesini izlemiştim,hint sinemasını pek sevmesem de üçlemeyi beğenmiştim.Üçlemenin en iyi filmi Pather panchali bence.Melodrama kaçmadan oldukça yalın bir dille anlatılmış filmler.Ayrıca ilk filmdeki yaşlı teyze hafızamdan kolay kolay silinmeyecek bir karakterdi.![]() |
Bilmediğiniz yerde 3D izlemeyin.Şaş çıkarsınız sonra ![]() ![]() |
Senede bir gelip gidiyor arkadaş. Artık 2014'ü bekleyeceğiz.![]() |
Güzel ve göz önünde olmayan filmleri önermişsiniz. Rica etsem eski Hollywood filmlerinden de biraz bahseder misiniz? |
Beni bela tarr ile tanıştırdığınız için teşekkürler. Gerçekten çok güzel film tavsiyeleri var burada. Gerçek Sinema adına bulabileceğiniz filmler. |
Bunca zamandır şu forumdayım. Sinema konusuna fazla girmemeye çalışıyorum. Çünkü sinema üzerine o kadar saçma yorumlar o kadar saçma konular var ki, sinirleniyorum. Sonunda gerçek sinemanın olduğu bir konu bulabildim. Konuyu anlayamayıp hala popcorn sinema üzerinden giden arkadaşlar olsa da diğer konularla karşılaştırılınca fazlasıyla iyi. İran ve Polonya sineması üzerine notlarınızı bekliyorum. Saygılarımla. |
Bu konu unutulmamalı. Oldukça önemli incelemeler mevcut.![]() |
Sinema severler için çok faydalı bir konu gerçekten.Emeğine sağlık .İncelediğin yönetmenlerin filmlerinin çoğunu izlemeye çalışacam. |
Bu konuyu nasil daha once gormem, cok iyi bir konu olmus yarin tum konuyu inceleyecem. Edit: Hocam çok seyrek uğruyorsunuz foruma belliki o yüzden daha beklenen çok yönetmen var ama tekrar konuya yazmaya karar verirseniz Kurosawa,Kubrick,Bergman ve Fellini incelemelerinizi de bekliyorum. |
Tarkovsky filmlerini izlemek için sinema kalitemi geliştirmem gerekiyor. |
Bu konuyu ana konu falan yapsınlar. Yoksa her sene trollerim böyle.![]() |
Konu çok iyi, elinize sağlık.@Kaçak Marlboro 'ya katılıyorum ve nereden başlayacağımı bilemiyorum. |
Böyle bir konunun gözümden kaçmış olması çok üzücü. İyi ki @Yılmaz Güney hocam hortlatmış konuyu. Konu sahibinin ellerine sağlık konuda çok emek var ve cidden çok öğretici bir konu olmuş. Eğer konu sahibi tekrar dönerse ben de Fellini, Jean Luc Godard ve Bergman incelemesi rica edeceğim![]() |
bu ne muhteşem bir konu... konu sahibini tebrik ediyorum. Tarkovski ve Bergman |
Apu Üçlemesi'nin ilk filmidir Pather Panchali. Türkçe'ye Yol Türküsü olarak çevirebiliriz. Satyajit Ray'in tüm dünyada tanınmasını sağlayan muhteşem bir başyapıttır. Fakir taşra insanlarının hikayesi anlatılır Pather Panchali'de. Lakin, klasik sosyal gerçekçi sinema anlayışın aksine ajitasyon değil realist bir tavır takınır Ray. Fakir insanların yaşadığı hayatı salt acı yahut şanssızlık ve isyan üzerine değil umut ve kanaat üzerine de bina eder. Oyunculuklar görüp görebileceğiniz en gerçekçi figürleri sergiler. Yaşayan insanlardır hepsi, kurgulanmış plastik kahramanlar değil. Hepimizin yaşadığı hayatı yaşayan, aynı şeylere gülebilen ve aynı kaderi paylaşan capcanlı insanlar. Dünyadaki tüm sinema otoritelerini derinden sarsan ve çoğu yönetmene esin kaynağı olan devasa bir sanat eseri. Ray'in kamerada ve kurguda gösterdiği dehaya hayran olmamak elde değil. Bilhassa yönetmen olmak isteyenlerin çok şey öğreneceği bir kurs gibidir Pather Panchali. Açı olayını ise bitirmiş Ray. Dünya sinema tarihinde en sevdiğim 3 filmden biri olduğunu da belirteyim Pather Panchali'nin.
Apu Üçlemesi'nin ikinci ayağı. Pather Panchali ile başlayan seri, yine aynı derecede müthiş bir yapımla devam ediyor. Büyüyüp gençliğe adım atan Apu, üniversite hayatı için köyden şehre göç eder. Bu yatay/süreli göç temasını en iyi işleyen film olduğunu söyleyebilirim Aparajito'nun. Anne ve oğul, köy ve şehir, sıla ile gurbet arasındaki o keskin çizgiyi realist rötuşlarla tamamlar Ray. Asla duygu sömürüsüne ve Hollywood tandanslı mimetik drama ucuzluğuna kaçmaz. Fakir gençlerin eğitim hayatında zaruretten ötürü daha başarılı olduğu fikri hepimizde mevcuttur. İşte bu fikrin arka planında yatan unsurları görmek için, Aparajito biçilmiş kaftan.
Üçlemenin son halkası. İlk iki filmde Apu'nun, dünyaya ve çevreye olan eklemlenişinin izahatını yapan yönetmen, bu filmde Apu'nun iç dünyasına eğilir. Ki filmin adı The World Of Apu'dur (Apu'nun Dünyası). Hayatı ölüm ekseni etrafında ele alır bu son filmde Ray. Kararlar, yönelişler, vazgeçişler, kaybedişler. Hepimizin iç dünyasıdır artık kadraja yansıyan. Apu'nun değil hepimizin dünyası. Diğer iki filmden daha sessiz, daha durağan bir film. Ve tam bir nokta atışı.
Tanrıça, Satyajit Ray'in en beğenilen filmlerinden biri. Hint felsefesi ve Hinduizm/Budizm öğretilerine sıkça rastlarız bu filmde. Reenkarnasyon konusunda hayli zorlayıcı alt metinler içerir. Günümüz fantezi ve bilim-kurgu sinemasına oldukça katkısı olan bir filmdir ayrıca. Macbeth'ten de izler bulmak mümkün. Karakter yaratımı, imge kullanımı ve dolayımlı kurgusuyla Ray'in geleneksel akımdan sıyrılıp modern sinema için bulguculuk yaptığı artistik bir deneme diyebiliriz Devi için. Sakin ve duru yapısına rağmen hayli görkemli ve güçlü bir film.
İngiltere'nin Hindistan'a yaptığı sömürgeciliği çok sert ve ironik bir üslupla anlatır Satranç Oyuncuları'nda Ray. Satranç oynayarak günlerini güle eğlene geçiren Hint kralları, İngiltere tehlikesinin farkında değildir. Kolonizasyonun etken değil edilgen tarafından incelemesini yapar Ray. Yani bir nevi özeleştiri. Bu açıdan oldukça erdemli bir tavrı takındığını söyleyebiliriz. Seneler sonra çekilen Jodhaa Akbar'ın ters istikamette yer alan başarısız bir tarihsel deneme olduğunu görünce, Ray'in bu filminin değerini anlıyoruz. Güneşin değil pencerenin kapatılması gerektiğini anlatır bir nevi. Rengarenk, komik ve bir o kadar da hüzünlü bir yapım.
Satyajit Ray'in, efsanevi Hint şair Rabindranath Tagore'un üç öyküsünü birleştirip ortaya çıkarttığı filmdir Teen Kanya. Sırasıyla üç hikayeyi paylaşır bizimle Ray. Aşk, sahiplik ve aldanış öz temalardır. Ray'in az bilinen muhteşem eserlerinden biridir. Tagore'un hikayedeki ustalığı, Ray'in kameradaki ustalığıyla birleşince ortaya böyle bir güzellik çıkmış. Sinemada öykü dilini en iyi kullanan filmlerden biri olduğunu da belirtelim.
Yine Tagore'un bir hikayesinden esinlenerek çekilmiş bir film. Bu kez kadınların dünyasına eğilir Ray. İşe gidip gelmekten gayrı vasfı olmayan bir koca ile mekanik bir evlilik yaşayan Charu'nun iç dünyasına ineriz Ray ile birlikte. Canlılığı, trajediyi, hayatı ve aksiyonu arar yalnızlıktan bunalmış Charu. Modern zamanlarda kadını evde bir süs biblosu yahut seks unsurundan öte görmeyen ataerkil algının kadını nasıl yok ettiğini görürüz Charu'nun hikayesinde. Ray'in feminizme kaymayan net ve ortadan bakışıyla, sosyo-psikolojik dramalara güçlü bir örnek.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi De-Niro -- 7 Eylül 2013; 9:23:15 >
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle