|
Bir ömürdür benimle yaşayan depresiflik... Ruhumda hayat bulur, filizlenecek sebepleri daima vardır. Tüm dünya bana verilmiş olsa, şükürden acizdir. Ben onu anlamam, o da beni anlamaz. Bir işim var derim, hayatta amaç var, gaye var. Amacın, gayen yok diye hatırlatır. Evet benim amacım gayem yok. Neden yaratıldığımı anlamıyorum. Bu soruya tarikatlarda cevap bulmuştum eskilerde... Şimdi bidat görüyorum :)) Kul olmak için elbette ama eksik kalan kısımları merak ediyorum... Şimdiyse hızla ölüme doğru gidiyorum ve hesap gününün endişesini taşıyorum. Yürüyorum ama gerçekten kul olamıyorum. Beynim nedendir bilmem iki denizi birleştiremez. Mozaiği göremem, iki renkten birini seçmek zorunda hissederim. Sabah sabah Tamino dinlediğimiz, yüreğimize kadar depresifliğe battığımız bir gün. Az sonra ALLAH'ın izniyle depresiflikten görünür hiçbir belirti kalmayacak, hayata karışacağım. Tüm gün şöyle böyle günü geçirip akşam yine ruhumdan sızan depresiflikle selamlaşacağım. Evet haklısın, ben de hayatın anlamını gerçekten anlamıyorum... Belki de gerçekten kul olmadığım içindir. Birileri Sumudda birileri başka cihatlarda koştururken buralarda kaldığımız içindir. https://www.youtube.com/watch?v=Ne0KYyGEBFc |
|
Gayba iman edip ALLAH Tealayı tüm eksikliklerden münezzeh tutmak. Yaratılmışsam vardır bir sebebi diyerek yürümek, güvenerek... Nedir bu son zamanlardaki yorgunluğum bilmezdim... Depresifliğin ruhumu ele geçirmesine izin veren de benim. ALLAH'ın izniyle, onu iradem ile tutabilirdim, geçit vermeyebilirdim, biliyorum. Eskilerde yapmak nasip oldu, yine yapabilirdim ama kimi cezalandırıyor gibiydi bilmiyorum. Perdelerden göremediğim Rabbime karşı isyan değil ama nazdı belki. Göremiyorum seni canım yansın gibiydi belki, bilmiyorum. Çocuk gibi hatta vesveseli düşünceler... Rahman'a karşı olunca insanın umudu oluyor işte. Yine ruhum sızım sızım sızlıyor da Gayba iman edip, Batın (cc) olanın gizemini sevip devam edeceğiz. Vedalaşıyoruz seninle depresif ruh hali, uzun süre seni sınırda tutacağım orada da ribatta kalacağım. Vedalaşıyoruz seninle, hem de kapalı ve muhtemelen yağmurlu bir günde. Seversin bu havaları ama göremeyeceksin benimle. Birkaç ay -belki gelecek yaza kadar- hoşçakal depresif ruh hâli... |
|
Son yazdığımdan beri 2 hafta geçmiş. Evlendim.:))) |
|
Hayatım bir takım planlar yapmak, bu planların ALLAH Tealanın planıyla en güzel şekilde değişmesiyle geçti. Elhamdülillah. 2 aylık bir süreçten sonra evlenmek nasip oldu. Hamd olsun. o kadar iniş-çıkışlarla geçti ki bu dönem, ne oldu ben de anlamayadım. Ben de beni tanıyamadım. Bir takım insanların borderline diyeceği, diğer kısmın ise musallat diyeceği yoğun duygu iniş çıkışları yaşadım. Benlik algım silikleşti, sürekli bir dalgalar içinde boğuşma durumundaydım. Açıkçası hâlâ da böyleyim. Kendimden yorgunum, kendimin sahiline gidip dinlenmek istiyorum. Eşimi de yormak istemiyorum. Mücadele etmiyordum ama artık zihnimin her türlü manipülasyonuyla mücadeleye başlamak istiyorum. Aslında diğer taraftan da bu iniş-çıkışları seviyorum, yaşadığımı hissettiriyor. Nasıl tarif etsem duygularımı ? Far tutulmuş tavşan gibi, Kaplumbağanın, çocuklarını kumsala bırakıp denize dönmesi gibi... Hem kaplumbağanın hüznü, hem yavruların bırakılmış hissetme hüznü var üzerimde; hem de silikleşmiş olsa bile yeni bir yaşamın heyecanı. Nasıl tarif etsem duygularımı ? Kuvvetli rüzgarla sarsılmış köklü bir ağacın, ALLAH'ın lütfuyla kökü hariç her türlü yaprağını döküp dallardan ibaret kalması gibi. Hem yeniden çıkacak, yeniden yeniden, hem de şimdi öyle cılız, öyle savunmasız ve üzgün gözüküyor. ALLAH nasip ederse bir süre seyahat edip düzelmek istiyorum. Uzaklara, uzaklara... Kendimin diğer versiyonlarını tanımak, onlarla tekrardan nezaket ve sabrı kuşanmak... ALLAH'a en güzel şekilde kulluk edeceğim o versiyona ulaşmak istiyorum. ALLAH'ın hikayeleri sonsuzdur, Birisi bitince diğeri başlar... Selametle. |
|
Ölümün gelip beni hayırla götürmesini şiddetle arzuladığım günlerden birisi... Dünyanın en büyük mutlulukları bende olsa da artık yürüyen bir ölüyüm. Uzun süredir böyleyim. Yeni bir deneyim ilgimi çekmiyor. Yeni evlenmeme rağmen kalbim durulmuyor. Bir şeylerin beni gerçekten mutlu etme eşiğini geride bıraktım. Gün sayıyorum, gitmek için. Umudum, bu dünyadan kendim gitmeyeyim... En büyük isteğim bu dünyadan ALLAH benden razı olmuş hâlde çıkıp gideyim... |
Ahmed bin Hanbel, ALLAH ondan razı olsun. |
|
Selamun Aleykum ve Rahmetullah :) Şu aralar hep dert, hüzün ve hissettiğim kederi paylaşmışım. Bu kez ise ALLAH'ın nimetlerini ve şükrü anlatmak üzere geldim. Gönlümdeki karanlık perdeyi kaldıran ALLAH'a hamd olsun. Bir öncesinde sürekli bahsettiğim "Dünyanın en büyük mutlulukları bende olsa da artık yürüyen bir ölüyüm." duygularından ardındım. Mutlu olmam gerektiğini, ALLAH Tealanın insanı hayrette bırakan lütuflarına mazhar olduğumu biliyordum ama gönlümdeki karanlık bunların hissini yaşamama ve şükretmeme engel oluyordu. Bir anda -şu ya da bu vesileyle- bu karanlıklar kaldırıldı ve ben ne kadar çok sevildiğimi tekrar fark ettim. Hatta ne kadar çok hediye verildiğini ama bunlara karşı -elimde veya değil- nankör olduğumu gördüm. Kuluna bir sürü hediye verip bir teşekkür bile almamasına rağmen yine de terk etmeyen ve sevgisi devam eden Rahman olan o ALLAH'a şükürler olsun. Çok sevip, çok sevilen Vedud olan ALLAH'a hamd olsun. Rabbim bizleri nankörlerden kılmasın. İnsan nazardan da şeytanın vesveselerinden de sürekli ALLAH'a sığınmalı ve başa gelen her şeyi ALLAH'tan bilip -iyi ya da kötü- sabretmeli, şükretmeli... Eğer bu benim hatam/suçum raddesine varırsa -ki elbette öyle her musibet kendimizden dolayı- insan kendisine karşı sabrettiği için bu sabrı güçleşiyor ve karanlığı büyüyor. Oysa tüm bunlar hayır veya şer başıma ALLAH Tealanın imtihanı olarak geldi derse gerçek bir kahraman olabilir ALLAH İbn Teymiyye ve Ahmed bin Hanbel'den razı olsun... İbn Teymiyye "Keşke demenin hükmü" tekrar tekrar okunmalı... Keşkenin içinde 'bu benim hatam/suçum' algısı var ve insan kendisinin hatasına karşı sabredemediğinden şükürsüz oluyor, belki isyan ediyor ve imtihanı kaybediyor. ALLAH bizi bu düşük hâllerden korusun. Amin. Selametle... |
|
ALLAH... O'ndan (cc) başka ilah yoktur. Hamd O'nadır. Şükür O'nadır. O kullarının Velisi, Dostudur. Her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan O'dur. Subhan ALLAH ! “Subhanallah” ifadesi, Allah’ın mahlukatı ve eserleri karşısında duyulan hayret ve şaşmayı ifade etmek için söylenir. “Subhanallah” tespihi, Cenab-ı Hakk’ın zatında, sıfatında ve efalinde bütün kusurlardan ve noksanlıklardan uzak olduğunu ifade eder. |
|
Otobüste gidiyordum. Eşimle Yollarımızı ayırdığımız günler... Aklımda tekrar şehir değiştirmek vardı. Taşınacaktım, belki yurt dışına giderdim. Kulağımda kulaklık, Kıraç çaldı birden. Belki listemde yoktur, Bu şarkısını bilip bilmediğime bile emin değilim. Şöyle diyordu: "Yıllar sonra da bir hazan sabahında Sessizce uyanırsam yüreğimde olacaksın İşte o an nerelerden duyacaksın Vakit çok geç bitmiş olacak..." Kalbim kavruldu, Ayrılık hissinin büyük üzüntüsünü duydum. "Bir defa kaybedersem belki bir daha bulamam." Gideceğim yere varmadan bir anda otobüsten indim. "Bir defa kaybedersem belki bir daha bulamam." İnip ona yazdım, aradım. Şarkıyı attım ona. Kaybetmek istemiyordum, "İşte o an nerelerden duyacaksın Vakit çok geç bitmiş olacak Beni nereden duyacaksın ?" Elhamdülillah ardından da evlenmek nasip oldu. Kıraç'ın böyle bir hikayesi var evliliğimde. Kıraç bilmiyordu ama ALLAH onu bu evliliğe vesile kılmıştı... https://www.youtube.com/watch?v=H7YbxhULsbw |
|
Kendi nefsi yerine başkasının nefsini tercih eden insanlara bakıyorum, MaşaAllah parıl parıl parıldıyorlar. Kulluk makamı en güzel onlarda gözüküyor. Fırtınalarda çok savrulmuyorlar. 'Pek bir özellikleri yok', 'Sıradan' gibi gözüküyorlar bilmeyenlere... Görenlere ise nazardan kendi gözünden bile sakındığın bir mücevher gibi... Bu ben değilim elbette. Sadece izliyorum o insanları Onlardan olabilsem diye bakıyorum, Gün geçtikçe onlardan olmak istiyorum... Bir gün bir sohbete denk geldim. +10 senelik en yakın arkadaşlarından birisi ile artık konuşmuyormuş. Gururla söyledi: "Beni biliyorsun, kimseyi kaybetmekten çekinmem, bu duruma üzülmüyorum." Bunu bir özellik sanıyordu. Güzel bir şey gibi... Bir diğeri ise herhangi birisini kırmamak, üzmemek için kalbi titriyordu. Kendi düşünceleri, hisleri yokmuş gibi kuşanıyordu sabrı. Başıma ne gelirse gelsin ALLAH'ın rızasını kazanmaya odaklanıyorum, gönlüm genişliyor diyordu. MaşaAllah La Kuvvete illa billah... İlki dünya hayatında çok daha popülerdi. İkincisi de zannım odur ki ahirette popüler olacaktır inşaAllah. Sıradan sıradan sıradan... Dünya hayatında kimsenin fark etmeyeceği kadar sıradan. Ama fark buradaydı: Millet-i İbrahimden... Bizlerin de, bunu okuyanların da, tüm sevdiklerimizin de Milleti İbrahimden olması duasıyla... |
|
Filmde bir adamın intihar öyküsü yer alıyor. "Olanca genişliğine rağmen sıkmaktaydı ruhunu..." Kendi mezar yerini arayan adam... Renkleri görüyordu ama renkler anlamını yitirmişti, Anlamı yiten hiçbir şeyin önemi yoktur. https://www.youtube.com/watch?v=ZVF5rMDFsVE |
|
Kapkaranlık bir gecede, İnşirah suresi nuruyla aydınlanmak gibi... Bu surenin içinden nehirler geçiyor, Yapraklar kımıldıyor incitmeyen rüzgarından. Dağ-taş 'Selam'ı üzerine olsun diyor. Selam'ı üzerimize olsun. Bizi; İslam'dan, ALLAH kelamından uzaklaştıran imtihanların ağırlığından kurtarsın Rabbimiz. https://www.youtube.com/watch?v=2BzuK1oofiI&t=6439s |
|
"İyi bilin ki dünya hayatı ancak bir oyundan, bir eğlenceden, bir süs ve gösterişten, aranızda bir övünmeden, mal ve evlatta çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki, onun bitirdiği ekinler çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kuruyuverir de sen onu sapsarı kesilmiş görürsün. Ardından da çerçöp hâline gelirler. Âhirette kâfirlere şiddetli bir azap, mü’minlere ise Allah’tan bir bağışlama ve rızâ vardır. Evet, dünya hayatı, aldatıcı bir menfaatten başka bir şey değildir." (Hadid:20) Dünya hayatı sahiden bir oyun, eğlence, süs, gösteriş, övünme, çokluk yarışı hariç bir şey değil. Bu kadar anlamsız, anlamsız, anlamsız... Anlam bulamıyorum hayatta, yine depresif konuşmaya gelmedim ama artık tefekkür ettiğimde gönlümden başka şeyler pek dökülmüyor. Hem de yemin ederim akıl almaz nimetler ve lütuflar içindeyim ALLAH'a hamd olsun. Buna rağmen hayat bir oyun, eğlence, süs ve gösteriş, 'boş' övünme, mal ve çokluk yarışından ibaretken uyum sağlayamıyorum. Eşimle evlenirken çocuk istemediğimi söyledim, şimdi yavaş yavaş zihnime bu fikri işliyor. Oraya doğru kayıyorum, peki bu çocuğa ne vaad edebiliyorum dünya hayatında ? Ne mal ne de mülk insanı mutlu etmiyor ki. İlim dünyası desen o kadar karışmış ki doğruyu bulmak çok zor. ALLAH Tealayı bulamadığın bir dünyada bir çocuğa ne vaad edebilirsin ki ? Ki 'Şah damarımızdan yakın'dı... Bu kadar yakınken bu kadar uzak olmaklığımla kendimi eleştiriyorum tabiki. Çünkü o Rahman ve Rahimdir. |
|
MaşaAllah o fıtrat üzere, iyi tefekkür ediyordu, Benim tefekkürüm birbirine dolanmış ip gibiydi, kördüğüm... Düşünce sisteminin hatası mi, bilmem... Hasta bir beyin. İşlemi yapan bir beyin düşün ki hasta olsun. Düşünceleri, fikirleri... Sanırım onun beynini değil, bedenini yormak gerek İslam için... Avam olmak, avam kalmak; her açıdan. "Bir bilene sorun." Kim ? Kimsenin gönlünü anlamadığını bildiğin bir dünyada kim bilmem. "Beyanı öğretti." Hangi kelimelerle anlatılır, nasıl ? :))) ALLAH beyanı öğretendir. Bu konuda bana imkan veren Rabbime hamd olsun. Sanırım önce beyanımı hazırlayıp ardından bir bilene sormam lazım. Bilmiyorum... "Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir." (Alak:3-5) :) Cevaplar hep mi Kur'an'dan :) ALLAH kuluna şah damarından yakın ve onu asla terk etmiyor ve bırakmıyor... Tüm hamdler (övgü-şükür-her türlü güzellik) yalnız ALLAH'a aittir. Şükür O'na, hamd O'na olsun |
| vız vız vız :)) |
|
Hüznü bizden gideren ALLAH'a hamd olsun. O Rahman ve Rahimdir. Yukarıdaki mesajları okuduğumda -o dönem- gerçekten zorlu bir imtihan döneminden geçtiğimi idrak ediyorum. Artık depresyon kalmadı hayatımda ALLAH'a hamd olsun. Bitti dediğim yerden tekrar başlatan Rabbime hamd olsun... Hâlâ bazı şeyleri çözmüş değilim. İtikadi olarak en doğrusunu bilmiyorum ama Dengeli Selefi olmak tüm bu bozulmuş sistemdeki en huzurlu hislerden birisi. Gayba taş atmayan, Bidatleri normalleştirmeyen, ALLAH'tan başkasına tapmayan... |
Sartre
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >